English Conversation Study: Introducing Tom and HaQuyen - American English

You asked for it. So in this American English pronunciation video, we’re going to do a

Bunu sen istedin. Bu Amerikan İngilizcesi telaffuz videosunda, dinlediğini anlama ve telaffuz becerilerini geliştirmek için

Ben Franklin exercise where we take real American English conversation and analyze the American

gerçek Amerikan İngilizcesi konuşmasını alıp Amerikan aksanını analiz ettiğimiz bir Ben Franklin alıştırması yapacağız

accent to improve listening comprehension and pronunciation skills.

.

First, let’s listen to the whole conversation.

Öncelikle sohbetin tamamını dinleyelim.

R: HaQuyen, this is Tom. HQ: Hi.

R: HaQuyen, bu Tom. Genel Merkez: Merhaba.

T: Hi. HQ: Nice to meet you.

Merhaba. HQ: Tanıştığıma memnun oldum.

T: How are you? T: Nice to meet you, too.

Nasılsın? T: Ben de tanıştığıma memnun oldum.

R: Have you guys met before? HQ: Um…

R: Daha önce tanıştınız mı? HQ: Um…

T: I don’t think so. HQ: No, not, not in person. But you’ve told

T: Sanmıyorum. HQ: Hayır, şahsen değil. Ama

me about him. R: Okay. It seems like you have because I’ve

bana ondan bahsetmiştin. R: Tamam.

known both of you for so long, but … T: Yeah.

İkinizi de uzun zamandır tanıdığım için öyle görünüyor, ama... T: Evet.

R: Never overlapped. T: Yeah, well, it’s about time!

R: Asla örtüşmedi. T: Evet, peki, zamanı geldi!

Now for the analysis.

Şimdi analiz için.

R: HaQuyen, this is Tom.

R: HaQuyen, bu Tom.

Did you notice how the second syllable of ‘HaQuyen’ and the syllable ‘Tom’ were

"HaQuyen"in ikinci hecesi ile "Tom" hecesinin

the most stressed? They had that up-down shape. Especially ‘Tom’, which came down in pitch

en çok vurgulandığını fark ettiniz mi? Yukarı-aşağı bir şekle sahiplerdi. Özellikle de cümlenin sonunda perdeden inen 'Tom'

at the end of the sentence.

.

R: HaQuyen, this is Tom.

R: HaQuyen, bu Tom.

We want this shape in our stressed syllables. The two words ‘this is’ were flatter and

Vurgulu hecelerimizde bu şekli istiyoruz. " Bu" iki kelimesi daha düz ve

quicker.

daha hızlıydı.

R: HaQuyen, this is Tom. [2x] HQ: Hi.

R: HaQuyen, bu Tom. [2x] Merkez: Merhaba.

T: Hi:

Both words, ‘hi’, ‘hi’, ‘hi’, had that up-down shape. Hi. Hi.

T: Merhaba:

Her iki kelime de, 'merhaba', 'hi', 'merhaba', yukarı -aşağı şeklindeydi. MERHABA. MERHABA.

HQ: Hi. T: Hi. [3x]

Genel Merkez: Merhaba. Merhaba. [3x]

HQ: Nice to meet you.

Genel Merkez: Tanıştığımıza memnun oldum.

These two phrases happened at the same time. HaQuyen said, “Nice to meet you.” What’s

Bu iki cümle aynı anda gerçekleşti. HaQuyen, "Tanıştığımıza memnun oldum," dedi.

the most stressed word there? HQ: Nice to meet you. [2x]

Orada en çok vurgulanan kelime nedir? HQ: Tanıştığıma memnun oldum. [2x]

‘Meet’. ‘Nice’ also had some stress, a little longer. Nice to meet you. The word

"Tanış". "Güzel" de biraz daha uzun süre stres yaşadı. Tanıştığıma memnun oldum.

‘to’ was reduced. Rather than the OO vowel, we have the schwa. Nice to, to, to.

'Kime' kelimesi azaltıldı. OO sesli harfi yerine schwa'ya sahibiz. Güzel, için, için.

HQ: Nice to meet you. [2x]

HQ: Tanıştığıma memnun oldum. [2x]

Nice to meet you. What did you notice about the pronunciation of this T?

Tanıştığıma memnun oldum. Bu T'nin telaffuzu hakkında ne fark ettiniz ?

HQ: Nice to meet you. [2x]

HQ: Tanıştığıma memnun oldum. [2x]

It was a Stop T. Meet you. There was no release of the T sound.

Bu bir Stop T idi. Görüşürüz. T sesinin çıkışı yoktu.

HQ: Nice to meet you. [2x]

HQ: Tanıştığıma memnun oldum. [2x]

Tom’s phrase, “How are you?” How are you?

Tom'un "Nasılsın?" Nasılsın?

T: How are you? [2x]

Nasılsın? [2x] '

He stressed the word ‘are’. How are you?

var' kelimesini vurguladı. Nasılsın?

T: How are you? [2x]

Nasılsın? [2x]

You’ll also hear this with the word ‘you’ stressed. How are you?

Bunu "sen" kelimesinin vurgulandığı şekilde de duyacaksınız . Nasılsın?

T: How are you? Nice to meet you, too.

Nasılsın? Ben de çok memnun oldum.

Tom really stressed the word ‘too’.

Tom "çok" kelimesini gerçekten vurguladı.

T: Nice to meet you, too. [2x]

T: Ben de tanıştığıma memnun oldum. [2x]

It was the loudest and clearest of the sentence.

Cümlenin en yüksek ve net olanıydı.

T: Nice to meet you, too. [2x]

T: Ben de tanıştığıma memnun oldum. [2x]

He, like HaQuyen, also reduced the word ‘to’ to the schwa. To, nice to, nice to meet you.

HaQuyen gibi o da "to" kelimesini schwa'ya indirgedi. Tanıştığıma memnun oldum.

T: Nice to meet you, too. [2x]

T: Ben de tanıştığıma memnun oldum. [2x]

Also, again like HaQuyen, he made a Stop T here. He did not release the T sound.

Ayrıca yine HaQuyen gibi burada Stop T yaptı . T sesini çıkarmadı.

Meet you.

görüşürüz

T: Nice to meet you, too. [2x] R: Have you guys met before?

T: Ben de tanıştığıma memnun oldum. [2x] R: Daha önce tanıştınız mı? Ne söyleyeceğimi düşünürken

I put a little break here, between ‘guys’ and ‘met’, while I thought about what

burada 'adamlar' ve 'tanıştım' arasına küçük bir ara verdim

I was going to say.

.

R: Have you guys met before?

R: Daha önce tanıştınız mı?

Did you notice my pronunciation of T? A Stop T.

T telaffuzumu fark ettin mi? A Dur T.

R: Met before?

R: Daha önce tanıştınız mı? Bir

We tend to make T’s Stop T’s when the next word begins with a consonant. Or, when

sonraki kelime ünsüzle başladığında T'yi Durdurma eğilimindeyiz. Veya

the word is at the end of a thought or sentence.

kelime bir düşüncenin veya cümlenin sonunda olduğunda.

R: Met before? [2x] R: Have you guys met before?

R: Daha önce tanıştınız mı? [2x] R: Daha önce tanıştınız mı? Cümlenin

What do you notice about the intonation of the sentence? How does it end?

tonlamasında nelere dikkat ediyorsunuz ? Nasıl sonlanır?

R: Have you guys met before?

R: Daha önce tanıştınız mı?

Before? It goes up in pitch.

Önce? Sahada yükselir.

R: Have you guys met before?

R: Daha önce tanıştınız mı?

That’s because this is a yes/no question. A question that can be answered with yes or

Çünkü bu bir evet/hayır sorusudur. Evet veya hayır olarak cevaplanabilecek bir soru,

no goes up in pitch at the end. Other questions, and statements, go down in pitch.

sonunda perdeye çıkıyor. Diğer sorular ve ifadeler, perdede aşağı iner.

T: I don’t think so.

T: Sanmıyorum.

I don’t think so, I don’t think so. Again, there was a clear stop in sound here. I don’t

Sanmıyorum, sanmıyorum. Burada yine seste net bir duraklama oldu.

think so.

Öyle düşünmüyorum.

T: I don’t thinks so. [2x]

T: Sanmıyorum. [2x]

I don’t think so. The words were not connected. I don’t, I don’t, I don’t think. I don’t

Sanmıyorum. Sözler birbirine bağlı değildi. Yapmıyorum, düşünmüyorum, düşünmüyorum.

think so. ‘Think’ was the most stressed word there. I don’t think so. Feel your

Öyle düşünmüyorum. 'Düşün' orada en çok vurgulanan kelimeydi. Öyle düşünmüyorum. Cümlede

energy to towards it and then away from it in the sentence. I don’t think so.

enerjinizi ona doğru ve sonra ondan uzaklaşarak hissedin . Öyle düşünmüyorum.

T: I don’t think so. HQ: No, not, not in person.

T: Sanmıyorum. HQ: Hayır, şahsen değil.

The first ‘not’ was a Stop T, as HaQuyen did not continue. Not, not. Not in person.

HaQuyen devam etmediği için ilk "değil" bir Stop T idi . Hayır, hayır. Şahsen değil.

The second T, though, was a Flap T because it links two vowels together. The AH vowel,

Ancak ikinci T, iki ünlüyü birbirine bağladığı için bir Flap T idi . AH ünlüsü

and the IH as in SIT vowel. Most Americans will make the T between vowels a Flap T, which

ve SIT ünlüsünde olduğu gibi IH. Çoğu Amerikalı ünlüler arasındaki T'yi

sounds like a D between vowels. Not in [3x]. Not in person.

ünlüler arasındaki D gibi ses çıkaran Flap T yapar. [3x]'te değil. Şahsen değil.

HQ: Not in person. [2x]

HQ: Şahsen değil. [2x]

‘Person’ is a two-syllable word. Which syllable is stressed?

'Kişi' iki heceli bir kelimedir. Hangi hece vurgulu?

HQ: Not in person [2x].

Genel Merkez: Şahsen değil [2x].

The first syllable. PER-son. The second syllable doesn’t really have a vowel in it. It’s

İlk hece. Kişi. İkinci hecede aslında sesli harf yoktur. Bu

the schwa sound. But when the schwa is followed by N, you don’t need to try to make a separate

schwa sesi. Ama schwa'dan sonra N geliyorsa,

vowel, -son, -son, person, person.

-son, -son, person, person gibi ayrı bir sesli harf yapmaya çalışmanıza gerek yoktur.

HQ: Not in person [2x], but you’ve told me about him.

Karargah: Şahsen değil [2 kez], ama bana ondan bahsettiniz.

How is the T pronounced in ‘but’?

T 'ama'da nasıl telaffuz edilir?

HQ: But you’ve told me about him. [2x]

HQ: Ama bana ondan bahsettin. [2x]

It’s a Stop T, but you’ve, but you’ve. What’s the most stressed, the most clear

Bu bir Stop T, ama sen varsın, ama sen varsın. Bu cümledeki en vurgulu, en net

word in this phrase?

kelime nedir?

HQ: But you’ve told me about him. [2x]

HQ: Ama bana ondan bahsettin. [2x]

It’s the verb ‘told’. But you’ve told me about him. The sentence peaks with that word.

'Söyledi' fiili. Ama bana ondan bahsetmiştin . Cümle o kelime ile zirve yapar.

HQ: But you’ve told me about him. [2x]

HQ: Ama bana ondan bahsettin. [2x]

HaQuyen dropped the H in ‘him’. We do this often with the words ‘him’, ‘he’,

HaQuyen, 'on'daki H'yi düşürdü. Bunu genellikle "o", "o", "onun"

‘his’, ‘her’, for example. Also, ‘have’ and ‘had’.

, "o" sözcükleriyle yaparız. Ayrıca, "sahip" ve "sahip".

HQ: But you’ve told me about him. [2x]

HQ: Ama bana ondan bahsettin. [2x]

Now the T comes between two vowels. What’s that going to be? A Flap T. About him, about

Şimdi T iki sesli harfin arasına geliyor. Bu ne olacak? Bir Flap T. Onun hakkında,

him. Just flap the tongue on the roof of the mouth.

onun hakkında. Sadece dili ağzın çatısında çırpın .

HQ: But you’ve told me about him. [2x] R: Okay.

HQ: Ama bana ondan bahsettin. [2x] R: Tamam. Burada

I didn’t really pronounce the OH diphthong here, it was more like a schwa, okay, okay.

OH diphthong'u gerçekten telaffuz etmedim , daha çok bir schwa gibiydi, tamam, tamam.

‘-Kay’ had the shape of a stressed syllable. Okay.

'-Kay' vurgulu bir hece şeklindeydi. Tamam aşkım.

R: Okay. [2x] It seems like you have…

R: Tamam. [2x] Öyle görünüyor ki…

In the first part of this sentence, what is the most clear, the most stressed syllable?

Bu cümlenin ilk bölümünde en net, en vurgulu hece hangisi?

R: It seems like you have [2x]

R: Görünüşe göre [2x] '

It’s the word ‘seems’. It seems like you have [2x].

görünüyor' kelimesi var. Görünüşe göre sende [2x] var.

R: It seems like you have [2x] because I’ve known both of you for so long, but.

R: İkinizi de çok uzun zamandır tanıdığım için [2x] varmış gibi görünüyor , ama.

What about in the second half of the sentence. What’s the most stressed syllable?

Peki ya cümlenin ikinci yarısında? En vurgulu hece nedir?

R: because I’ve known both of you for so long, but. [2x]

R: çünkü ikinizi de çok uzun zamandır tanıyorum ama. [2x]

Known. Because I’ve known both of you for so long. ‘Long’ is also stressed, it’s

Biliniyor. Çünkü ikinizi de çok uzun zamandır tanıyorum . 'Uzun' da vurgulanır,

also a longer word.

aynı zamanda daha uzun bir kelimedir.

R: because I’ve known both of you for so long, but. [2x]

R: çünkü ikinizi de çok uzun zamandır tanıyorum ama. [2x]

Even though this sentence is very fast, it still has longer stressed words, ‘seems’,

Bu cümle çok hızlı olmasına rağmen yine de daha uzun vurgulu kelimeler içeriyor, 'görünüyor',

‘known’, ‘long’. It’s important to keep your stressed words longer, even when

'bilinen', 'uzun'. Hızlı konuşurken bile vurgulu kelimelerinizi daha uzun tutmanız önemlidir

you’re speaking quickly. This is what’s clear to Americans.

. Amerikalılar için açık olan bu.

R: because I’ve known both of you for so long, but. [2x]

R: çünkü ikinizi de çok uzun zamandır tanıyorum ama. [2x]

The less important words, the function words, will be less clear and very fast. And sometimes,

Daha az önemli sözcükler, işlev sözcükleri daha az net ve çok hızlı olacaktır. Bazen de

we’ll change the sounds. For example, in the word ‘for’. That was pronounced with

sesleri değiştiririz. Örneğin, "için" kelimesinde. Bu

the schwa, for, for, for. It’s very fast.

, for, for, for schwa ile telaffuz edildi. Çok hızlı.

R: For so long [2x], but.

R: Uzun zamandır [2x], ama.

How did I pronounce the T in ‘but’?

T'yi 'ama'da nasıl telaffuz ettim?

R: For so long, but. [2x]

R: Çok uzun zamandır ama. [2x]

It was the end of my thought, it was a Stop T. But, but. I stopped the air.

Düşüncemin sonuydu, Stop T idi. Ama, ama. Havayı durdurdum.

R: For so long, but. [2x] T: Yeah.

R: Çok uzun zamandır ama. [2x] T: Evet.

Tom’s interjection, ‘yeah’: stressed. Up-down shape. Yeah, yeah, yeah.

Tom'un "evet" ünlemi: stresli. Yukarı-aşağı şekil. Evet evet evet.

T: Yeah. [2x] R: Never overlapped.

Evet. [2x] R: Asla üst üste binmedi. "Asla"daki

Can you tell which is the stressed syllable in ‘never’? Which is longer?

vurgulu hecenin hangisi olduğunu söyleyebilir misiniz ? Hangisi daha uzun?

R: Never overlapped. [2x]

R: Asla örtüşmedi. [2x]

It’s the first syllable. Ne-ver. What about in the next word?

İlk hecedir. Asla. Bir sonraki kelimede ne olacak?

R: Never overlapped. [2x]

R: Asla örtüşmedi. [2x]

Again, it’s the first syllable. O-verlapped. Never overlapped. Uh-uh. Never overlapped.

Yine ilk hece. Üst üste binmiş. Asla örtüşmedi. Uh-uh. Asla örtüşmedi.

R: Never overlapped. [2x]

R: Asla örtüşmedi. [2x]

Notice the –ed ending here is pronounced as a T, an unvoiced sound. That’s because

Buradaki –ed ekinin sessiz bir ses olan T olarak telaffuz edildiğine dikkat edin. Bunun nedeni,

the sound before, P, was also unvoiced. Overlapped, overlapped.

önceki ses olan P'nin de sessiz olmasıdır. Üst üste, üst üste.

R: Never overlapped. [2x] T: Yeah, well, it’s about time.

R: Asla örtüşmedi. [2x] T: Evet, peki, zamanı geldi.

Did you notice that Tom didn’t really make a vowel here. Tsabout, tsabout. He connected

Tom'un burada gerçekten sesli harf kullanmadığını fark ettin mi? tshakkında, tshakkında.

the TS sound into the next sound.

TS sesini bir sonraki sese bağladı.

T: Well, it’s about time. [2x]

T: Peki, zamanı geldi. [2x]

How is this T pronounced?

Bu T nasıl telaffuz edilir?

T: Well, it’s about time. [2x]

T: Peki, zamanı geldi. [2x]

A Stop T, because the next sound is a consonant.

A Stop T, çünkü sonraki ses bir ünsüz.

T: Well, it's about time.

T: Peki, zamanı geldi. İşaretlediğimiz metni

Let’s listen again, following along with our marked up text. You’ll hear two different

takip ederek tekrar dinleyelim .

speeds, regular pace, and slowed down.

Normal tempo ve yavaşlama olmak üzere iki farklı hız duyacaksınız.

R: HaQuyen, this is Tom. HQ: Hi. T: Hi.

R: HaQuyen, bu Tom. Genel Merkez: Merhaba. Merhaba.

HQ: Nice to meet you. T: How are you?

HQ: Tanıştığıma memnun oldum. Nasılsın?

T: Nice to meet you, too.

T: Ben de tanıştığıma memnun oldum.

R: Have you guys met before? HQ: Um…

R: Daha önce tanıştınız mı? HQ: Um…

T: I don’t think so. HQ: No, not, not in person. But you’ve told

T: Sanmıyorum. HQ: Hayır, şahsen değil. Ama

me about him. R: Okay. It seems like you have because I’ve

bana ondan bahsetmiştin. R: Tamam.

known both of you for so long, but … T: Yeah.

İkinizi de uzun zamandır tanıdığım için öyle görünüyor, ama... T: Evet.

R: Never overlapped. T: Yeah, well, it’s about time!

R: Asla örtüşmedi. T: Evet, peki, zamanı geldi!

R: HaQuyen, this is Tom. HQ: Hi. T: Hi.

R: HaQuyen, bu Tom. Genel Merkez: Merhaba. Merhaba.

HQ: Nice to meet you. T: How are you?

HQ: Tanıştığıma memnun oldum. Nasılsın?

T: Nice to meet you, too.

T: Ben de tanıştığıma memnun oldum.

R: Have you guys met before? HQ: Um…

R: Daha önce tanıştınız mı? HQ: Um…

T: I don’t think so. HQ: No, not, not in person. But you’ve told

T: Sanmıyorum. HQ: Hayır, şahsen değil. Ama

me about him. R: Okay. It seems like you have because I’ve

bana ondan bahsetmiştin. R: Tamam.

known both of you for so long, but … T: Yeah.

İkinizi de uzun zamandır tanıdığım için öyle görünüyor, ama... T: Evet.

R: Never overlapped. T: Yeah, well, it’s about time!

R: Asla örtüşmedi. T: Evet, peki, zamanı geldi!

We’ll listen one last time. This time, you’ll repeat. You’ll hear each sentence or sentence

Son bir kez dinleyeceğiz. Bu sefer tekrar edeceksin. Her cümleyi veya cümle

fragment three times. Repeat exactly as you hear it, paying attention to intonation, sounds,

parçasını üç kez duyacaksınız. Tonlamaya, seslere

and stress.

ve vurguya dikkat ederek tam olarak duyduğunuz gibi tekrarlayın.

R: HaQuyen, this is Tom. [3x]

R: HaQuyen, bu Tom. [3x]

HQ: Hi. T: Hi. [3x]

Merkez: Merhaba. Merhaba. [3x]

HQ: Nice to meet you. T: How are you? [3x]

Genel Merkez: Tanıştığımıza memnun oldum. Nasılsın? [3x]

T: Nice to meet you, too. [3x]

T: Ben de tanıştığıma memnun oldum. [3x]

R: Have you guys met before? [3x]

R: Daha önce tanıştınız mı? [3x]

HQ: Um… T: I don’t think so. [3x]

HQ: Um… T: Sanmıyorum. [3x]

HQ: No, not, not in person. [3x]

Merkez: Hayır, şahsen değil. [3x]

But you’ve told me about him. [3x]

Ama bana ondan bahsettin. [3x]

R: Okay. [3x]

R: Tamam. [3x] Görünüşe

It seems like you have [3x]

göre [3x]

because I’ve known both of you [3x]

ikinizi de [3x]

for so long, but … [3x]

uzun zamandır tanıyorum, ama … [3x]

T: Yeah. [3x]

T: Evet. [3x]

R: Never overlapped. [3x]

R: Asla üst üste binmedi. [3x]

T: Yeah, well, it’s about time! [3x]

T: Evet, peki, zamanı geldi! [3x]

Now the conversation, one more time.

Şimdi sohbet, bir kez daha.

R: HaQuyen, this is Tom. HQ: Hi. T: Hi.

R: HaQuyen, bu Tom. Genel Merkez: Merhaba. Merhaba.

HQ: Nice to meet you. T: How are you?

HQ: Tanıştığıma memnun oldum. Nasılsın?

T: Nice to meet you, too.

T: Ben de tanıştığıma memnun oldum.

R: Have you guys met before? HQ: Um…

R: Daha önce tanıştınız mı? HQ: Um…

T: I don’t think so. HQ: No, not, not in person. But you’ve told

T: Sanmıyorum. HQ: Hayır, şahsen değil. Ama

me about him. R: Okay. It seems like you have because I’ve

bana ondan bahsetmiştin. R: Tamam.

known both of you for so long, but … T: Yeah.

İkinizi de uzun zamandır tanıdığım için öyle görünüyor, ama... T: Evet.

R: Never overlapped. T: Yeah, well, it’s about time!

R: Asla örtüşmedi. T: Evet, peki, zamanı geldi!

Great job. If you liked this video, be sure to sign up for my mailing list for a free

İyi iş. Bu videoyu beğendiyseniz,

weekly newsletter with pronunciation videos sent straight to your inbox.

telaffuz videolarının doğrudan gelen kutunuza gönderildiği haftalık ücretsiz bülten için posta listeme kaydolduğunuzdan emin olun.

Also, I’m happy to tell you my book American English Pronunciation is available for purchase.

Ayrıca, American English Pronunciation kitabımın satın alınabileceğini söylemekten mutluluk duyuyorum. Amerikan aksanınızı oluşturmak için

If you want an organized, step-by-step resource to build your American accent, click here

düzenli, adım adım bir kaynak istiyorsanız ,

to get the book, or see the description below. I think you’re going to love it.

kitabı almak için buraya tıklayın veya aşağıdaki açıklamaya bakın. Bence onu seveceksin. Hepsi

That’s it, and thanks so much for using Rachel’s English.

bu kadar ve Rachel'ın İngilizcesini kullandığınız için çok teşekkürler .