How to Pronounce Knitting Terms -- Very Pink Knits! American English Pronunciation

>> Hey everybody. I'm here in LA with my friend Staci from Very Pink Knits. >> Hi.

>> Herkese merhaba. Burada, Very Pink Knits'ten arkadaşım Staci ile Los Angeles'tayım. >> Merhaba.

>> And we're going to do a video going over the pronunciation of knitting terms.

>> Ve örgü terimlerinin okunuşlarını anlatan bir video yapacağız.

Now, if you're not a knitter, don't worry. You're still going to learn a lot

Şimdi, eğer bir örücü değilseniz endişelenmeyin. Hala

about American English pronunciation.

Amerikan İngilizcesi telaffuzu hakkında çok şey öğreneceksin.

>> So Staci asked me to make this video series because

>> Staci benden bu video serisini yapmamı istedi çünkü

she actually has a lot of non-native speakers, >> Right.

aslında ana dili İngilizce olmayan pek çok konuşmacısı var, >> Doğru.

>> That are using her videos. And even Americans sometimes

>> Onun videolarını kullananlar. Ve Amerikalılar bile bazen

will mispronounce a word if they've never heard it. >> Right.

bir kelimeyi hiç duymamış olsalar bile yanlış telaffuz ederler . >> Doğru.

>> And only seen it. So the first word that we're going to do is...

>> Ve sadece gördüm. Yani yapacağımız ilk kelime...

>> Skein. >> Skein. So what is 'skein'?

>> Skein. >> Çilek. Peki 'çile' nedir?

>> Skein is, refers to a ball of yarn, and specifically,

>> Skein, bir iplik yumağını ifade eder ve özellikle bir ucundan çeken

wound into an oblong shape that pulls from one end.

dikdörtgen bir şekle sarılır .

>> Ok. So, 'skien' is pronounced with the AY diphthong.

>> Tamam. Yani, 'skien' AY diphthong ile telaffuz edilir.

Now, when you hear someone mispronounce it, what are they doing generally?

Şimdi, birinin yanlış telaffuz ettiğini duyduğunuzda, genel olarak ne yapıyorlar?

>> They say 'skeen'. >> 'Skeen'. Ok, so just like the word 'vein',

>> Skeen derler. >> 'Çizim'. Tamam, tıpkı 'damar' sözcüğü gibi,

the letters E I are making the AY diphthong. Skein. And make sure you do drop your jaw enough

E harfleri de AY ünlüsünü oluşturuyor. çile. Ve

for the first sound of that diphthong. Another word that she asked me to go over is actually

o çift sesli ünlünün ilk sesi için çeneni yeterince düşürdüğünden emin ol. Benden üzerinden geçmemi istediği başka bir kelime aslında

two words, "Fair Isle." So, can you explain what that is?

iki kelime, "Fair Isle". Peki bunun ne olduğunu açıklayabilir misin?

>> Yes. Fair Isle is a two-color knitting technique. And this is a very traditional

>> Evet. Fair Isle iki renkli bir örgü tekniğidir. Ve bu çok geleneksel bir

Fair Isle design. It is traditionally seen in Scandinavian ski sweaters.

Fair Isle tasarımı. Geleneksel olarak İskandinav kayak kazaklarında görülür.

>> I don't have one, but I would like too, especially after I've seen that. So, Fair Isle.

>> Bende yok ama ben de isterim, özellikle bunu gördükten sonra. Güzel Ada.

Basically, the mispronunciation you're hearing is in the second word.

Temel olarak, duyduğunuz yanlış telaffuz ikinci kelimede.

Is that right? >> Yeah. People just don't know how to pronounce 'Isle'. >> Right. >> I-S-L-E.

Bu doğru mu? >> Evet. İnsanlar 'Isle' kelimesini nasıl telaffuz edeceklerini bilmiyorlar. >> Doğru. >> I-S-L-E.

>> It's confusing because it has a silent S, and there aren't many words in American English

>> Kafa karıştırıcı çünkü sessiz bir S'si var ve Amerikan İngilizcesinde sessiz S'li çok fazla kelime yok.

with a silent S. But basically, that second word has the AI as in BUY diphthong and the Dark L.

The Dark L is a tricky sound. You keep your tongue tip down and pull the back

ses. Dilinizin ucunu aşağıda tutup

part of your tongue back, uul, ul. When most people see the L, they think,

dilinizin arka kısmını geriye doğru çekersiniz, uul, ul. Çoğu insan L harfini gördüğünde,

Oh, I need to lift my tongue tip here, but you don't for L's at the end of a syllable. Isle, Isle.

Oh, burada dilimin ucunu kaldırmam gerekiyor, ama hecenin sonundaki L'ler için kaldırmıyorsun diye düşünürler. Ada, Ada.

>> So the next term we're going to go over is this, and actually what Staci told me

>> Üzerinden geçeceğimiz bir sonraki terim şu, ve aslında Staci'nin bana söylediği

was the pronunciation is: >> Variegated.

telaffuz şuydu: >> Alacalı.

>> Variegated. Var-ih-gay-did. But when I looked it up, what I saw was 'variegated'.

>> Alacalı. Var-ih-gay-didi. Ama baktığımda 'alacalı' olduğunu gördüm.

So, an extra syllable. So actually, either one of these is acceptable.

Yani, fazladan bir hece. Yani aslında, bunlardan herhangi biri kabul edilebilir.

But what you're saying is, in knitting, in general, you're always hearing it...

Ama demek istediğin şu ki, örgüde genelde hep bunu duyarsın...

>> There might be parts of the country where people say 'variegated', but, referring to yarn,

>> Ülkenin 'alacalı' dediği yerler olabilir ama ipliğe atıfta bulunarak,

and what that means is that the yarn is dyed multiple colors, stinging along...

bunun anlamı şudur: ipliğin birden fazla renge boyanması, batması...

>> It's pretty. >> ...the strand, yeah. But, I have never heard anyone say 'variegated', but... >> Ok.

>> Çok güzel. >> ...iplik, evet. Ama kimsenin 'alacalı' dediğini hiç duymadım ama... >> Tamam.

>> I haven't been all over the country. >> Ok. So if we're going to go with Staci's pronunciation,

>> Ülkenin her yerinde bulunmadım. >> Tamam. Staci'nin telaffuzunu ele alacak olursak,

then it's a four-syllable word with primary stress on the first syllable and a secondary stress

bu dört heceli bir kelimedir ve birincil vurgu birinci hecede, ikincil vurgu ise

on the third syllable. DA-da-Da-da. Variegated.

üçüncü hecededir. DA-da-Da-da. alacalı.

>> So the next term is for this beautiful thing.

>> Yani bir sonraki dönem bu güzel şey için. Bu arada

By the way, if anyone out there is a knitter and wants to knit me one of these, let me know.

örücü olan ve bana bunlardan örmek isteyen olursa haber versin.

>> I have a tutorial for this. >> Be in touch. :) >> I have a tutorial for all this stuff. Yeah.

>> Bunun için bir öğreticim var. >> İletişimde olun. :) >> Bütün bunlar için bir öğreticim var. Evet.

>> Um, so what is this? >> Entrelac. >> And, how are you hearing people mispronounce that?

>> Um, peki bu nedir? >> Entrelac. >> Ve insanların bunu yanlış telaffuz ettiğini nasıl duyuyorsunuz?

>> ON-tra-LOCK. >> Ok. So, it does look like a word for French origin. >> Yeah.

>> ON-tra-LOCK. >> Tamam. Yani, Fransızca kökenli bir kelime gibi görünüyor. >> Evet.

>> But, as with many words in American English, we haven't tried to keep that French pronunciation.

>> Ancak, Amerikan İngilizcesindeki birçok kelimede olduğu gibi, bu Fransızca telaffuzu korumaya çalışmadık.

Just like with 'croissant'. We don't say 'croissant'.

Tıpkı 'kruvasan'da olduğu gibi. Kruvasan demiyoruz.

So this is not ON-tra-LOCK. But instead:

Yani bu ON-tra-LOCK değil. Ama bunun yerine:

>> Entrelac. >> Entrelac. Three-syllable word with stress on the first syllable. DA-da-da.

>> Entrelac. >> Entrelac. Vurgu ilk hecede olan üç heceli kelime. DA-da-da.

>> This one is French-y. Ha! I better not say that, someone will get insulted. This one is a

>> Bu, French-y. Ha! Bunu söylemesem iyi olur , birileri hakarete uğrayacak. Bu,

French word pronounced in the French... >> Right. >> pronunciation. >> Right. >> Picot.

Fransızca telaffuz edilen Fransızca bir kelime... >> Doğru. >> telaffuz. >> Doğru. >> Picot.

>> So, we don't actually say the T because here, for some reason,

>> Yani, aslında T demiyoruz çünkü burada nedense

we Americans have decided that we will maintain the French pronunciation. >> Yeah.

biz Amerikalılar Fransızca telaffuzu korumaya karar verdik. >> Evet.

>> So what is picot? >> Picot is the dark blue decorative edge on here.

>> Peki picot nedir? >> Picot, buradaki koyu mavi dekoratif kenardır.

I think the word is also used in cake decorating. >> Mm. That's pretty.

Kelimenin pasta süslemede de kullanıldığını düşünüyorum. >> Mm. Bu güzel.

>> Yeah. >> And you have a tutorial on that.

>> Evet. >> Ve bununla ilgili bir eğitiminiz var.

>> Of course I do. >> Of course she does.

>> Elbette yaparım. >> Tabii ki öyle.

>> The next one is 'gauge'. What is 'gauge' as far as knitting is concerned?

>> Sıradaki 'ölçer'. Örme söz konusu olduğunda 'ölçer' nedir?

>> Well, it is the number of stitches that you get per inch.

>> İnç başına aldığınız ilmek sayısıdır.

And I have this marked off with one inch, and you count the stitches between.

Ve bunu bir inçle işaretledim ve sen aradaki dikişleri sayıyorsun.

>> Yeah. >> It's a..., people get messed up on it because they don't know how to pronounce and

>> Evet. >> Bu bir..., insanlar bu konuda kafası karışıyor çünkü sadece birkaç sessiz harfin etrafındaki tüm ünlüleri nasıl telaffuz edeceklerini ve heceleyeceklerini bilmiyorlar

spell all the vowels around just the couple of consonants.

.

>> Yeah. No, this is the only word I can think of where A-U makes the AY as in SAY diphthong.

>> Evet. Hayır, SAY diftonunda olduğu gibi A-U'nun AY'yi yaptığı yerde düşünebildiğim tek kelime bu.

So it's a totally weird word. >> Ok, yeah. Good.

Yani tamamen garip bir kelime. >> Tamam, evet. İyi.

>> Um, and also the jj sound can be hard, sometimes, for some people. So we start with a gg,

>> Um, ayrıca jj sesi bazen bazı insanlar için zor olabilir. Yani bir gg ile başlıyoruz,

where the back part of the tongue reaches up and touches here, gauge,

dilin arka kısmı yukarıya uzanıyor ve buraya değiyor, ölçü

and then the second sound is here at the front of the mouth, where the tongue will go up to the roof

ve sonra ikinci ses burada, ağzın önünde, dilin damağa çıkacağı yer

of the mouth, and the lips will do this funny little position. Gauge.

ve dudaklar bu komik küçük pozisyonu yapacak. Ölçer.

>> You know, I never thought about the fact that the two G's in that word

>> Biliyor musun, o kelimedeki iki G'nin

are the two different ways of pronouncing G. >> Right.

G'yi telaffuz etmenin iki farklı yolu olduğu gerçeğini hiç düşünmemiştim. >> Doğru.

>> No wonder it's confusing for people. >> I know! Same letter, but different sounds.

>> İnsanlar için kafa karıştırıcı olmasına şaşmamalı. >> biliyorum! Aynı harf ama farklı sesler.

>> Ok. I'm glad I had that explained to me. >> That's what I'm here for. Ok, what is this?

>> Tamam. Bunu bana açıkladığına sevindim. >> Bunun için buradayım. Tamam, bu nedir?

>> This is intarsia. Well, specifically, the little heart inside of here.

>> Bu kakmacılıktır. Şey, özellikle, buradaki küçük kalp.

Intarsia is a blob of color, in knitting surrounded by another color.

Kakmacılık, başka bir renkle çevrili örgüde bir renk lekesidir.

>> Ok. So, I also looked up this word and found that that's not how it's pronounced,

>> Tamam. Bu yüzden, bu kelimeye de baktım ve bu şekilde telaffuz edilmediğini gördüm,

according to the dictionary, it's pronounced 'intarsia'.

sözlüğe göre 'intarsia' olarak telaffuz ediliyor.

But actually, the definition that they gave me wasn't a knitting term.

Ama aslında bana verdikleri tanım bir örgü terimi değildi.

It had to do with wood working. So, when this word worked it's way into the knitter's world,

Ahşap işçiliği ile ilgiliydi. Yani, bu kelime işe yaradığında örücülerin dünyasına girdi,

the pronunciation changed a little bit. Because you said that people really don't say 'intarsia'.

telaffuz biraz değişti. Çünkü insanların gerçekten 'kakma' demediğini söyledin.

>> I've never heard that. People in the industry, everything, I've heard people say 'intarsia'.

>> Bunu hiç duymadım. Sektördeki insanlar, her şey, insanların 'kakma' dediğini duydum.

>> Mm-hmm. So there we have the S-I-A ending, and we're making the zh sound,

>> Mm-hmm. Yani burada S-I-A sonumuz var ve

just like in the word 'freesia'. >> Freesia, yeah.

tıpkı 'frezya' kelimesindeki gibi zh sesini çıkarıyoruz. >> Frezya, evet.

>> So... >> What do we have?

>> Yani... >> Elimizde ne var?

>> What do we have here, guys? Not one but two... >> Scarves!

>> Burada ne var çocuklar? Bir değil iki... >> Eşarp!

>> Alright, so, Staci was saying, sometimes, wow. This is really pretty.

>> Pekala, Staci bazen vay diyordu. Bu gerçekten güzel.

Sometimes people will say 'scarfs'. And they won't make the F a V sound. Now, in American English,

Bazen insanlar 'eşarp' diyecekler. Ve F a V sesi çıkarmayacaklar. Şimdi, Amerikan İngilizcesinde,

in most cases, when we have a noun that ends in an F or an F-E, we drop the F, make it a V,

çoğu durumda, F veya F-E ile biten bir ismimiz olduğunda, F'yi bırakırız, onu V yaparız

and add ES. So this isn't 'scarfs', but it's 'scarves'. Vz, vz, with a voiced ending.

ve ES'yi ekleriz. Yani bu 'eşarp' değil, 'eşarp'. Vz, vz, sesli bir sonla.

Now, if we had the word 'scarfs', that is a word in American English.

Şimdi, "eşarp" kelimemiz olsaydı, bu Amerikan İngilizcesinde bir kelimedir.

And it means to eat your food really fast, to stuff your face. She scarfs down her dinner.

Ve yemeğini çok hızlı yemek, yüzünü doldurmak demektir. Akşam yemeğini üstünü örter.

>> It's slang. >> It's slang. Is it? >> Yeah.

>> Argo. >> Argo. Bu mu? >> Evet.

>> Yeah, you're right. That would be considered slang. >> Yeah.

>> Evet, haklısın. Bu argo olarak kabul edilir. >> Evet.

>> So, when you're talking about these lovely items,

>> Bu yüzden, bu güzel şeylerden bahsederken,

don't mix it up with that sort of gross verb.

bunu o tür kaba fiillerle karıştırmayın.

>> Polite people don't scarf their food. >> No they don't. Scarves.

>> Kibar insanlar yemeklerini israf etmezler. >> Hayır yapmazlar. Eşarplar.

Staci, thank you so much. So, I can send my users to your website,

Staci, çok teşekkür ederim. Böylece, kullanıcılarımı web sitenize gönderebilirim

and they can find every single one of these tutorials. >> Um, almost, almost.

ve bu eğitimlerin her birini bulabilirler . >> Um, neredeyse, neredeyse.

>> Ok. >> But I have a surprise for you. >> Oh. >> This one's yours.

>> Tamam. >> Ama sana bir sürprizim var. >> Ah. >> Bu senin.

>> Really?? >> Yes. >> Awesome. Thank you! >> I love the fact that this matches it, too.

>> Gerçekten mi? >> Evet. >> Müthiş. Teşekkür ederim! >> Bunun da buna uygun olmasını seviyorum.

>> That ... ok guys, hold on. Now I have to really get into it. I love it.

>> Bu ... tamam çocuklar, bekleyin. Şimdi gerçekten içine girmeliyim. Bayıldım.

>> I thought it looked New York for her. >> Yes. Thank you, it's wonderful. So beautiful.

>> Onun için New York'a benzediğini düşündüm. >> Evet. Teşekkürler, bu harika. Çok güzel.

So you guys are going to be seeing this scarf featured in many videos from now on.

Bundan sonra birçok videoda bu eşarbı göreceksiniz.

>> Good! >> Thanks Staci! I appreciate it. >> You're welcome.

>> İyi! >> Teşekkürler Staci! Bunu takdir ediyorum. >> Rica ederim.

>> Alright, and thank you so much for this video idea. >> Yeah.

>> Pekala, bu video fikri için çok teşekkür ederim. >> Evet.

>> And for helping me teach my audience some new terms.

>> Ve dinleyicilerime bazı yeni terimler öğretmeme yardım ettiğin için.

And, if you're sitting around with a lot of time and you need a new hobby,

Ve, çok fazla zaman harcıyorsan ve yeni bir hobiye ihtiyacın varsa,

>> I'm right here. >> Try knitting. >> Yeah.

>> ben buradayım. >> Örgü yapmayı deneyin. >> Evet.

>> That's it, and thanks so much for watching Rachel's English.

>> İşte bu kadar ve Rachel'ın İngilizcesini izlediğiniz için çok teşekkürler.

>> Perfect. Okay, that's good. Wow, this was fun. >> That really is yours. I really did pick

>> Mükemmel. Tamam bu iyi. Vay canına, bu eğlenceliydi. >> Bu gerçekten senin. Gerçekten

it out for you! >> That was, like, great to do it on camera because I'm all, *gasp*.

senin için seçtim! >> Bunu kamera önünde yapmak harika bir şeydi çünkü ben tamamen *nefes kesiyorum*.

>> Yeah, the reaction was real. >> Oh, it's so pretty!

>> Evet, tepki gerçekti. >> Ah, çok güzel!

>> Good. >> Thank you. >> You're welcome. >> This looks like a hard one to do.

>> İyi. >> teşekkür ederim. >> Rica ederim. >> Bunu yapmak zor görünüyor.

>> It's called a clapotis, which would have been another great word for us to do. >> Clapotis.

>> Buna clapotis denir, bu bizim için yapmamız gereken başka bir harika kelime olurdu. >> Clapotis.

>> Clapotis. It's a French word that means 'lapping waves'. >> Oh wow.

>> Clapotis. Fransızca bir kelimedir, 'alkış dalgaları' anlamına gelir. >> Vay canına.

>> It's wool. Please do not put it in the washing machine. >> Ok.

>> Yündür. Lütfen çamaşır makinesine atmayın. >> Tamam.

>> But, um, you can wash it and lay it out flat to dry.

>> Ama, um, onu yıkayabilir ve kuruması için düz bir yere koyabilirsiniz.