Learn English with fluent pronunciation of the top English vocabulary words—it’s real spoken English

Today you’re getting video 3 in the 100 Most Common Words in English list.

Bugün İngilizce'deki En Yaygın 100 Kelime listesinde 3. videoyu izliyorsunuz.

We’re going over the real pronunciation, not the full pronunciation,

Gerçek telaffuzun üzerinden geçeceğiz, tam telaffuzu değil,

but the one that actually gets used in spoken English.

konuşma İngilizcesinde gerçekten kullanılan telaffuzu.

If you didn’t see video one,

Birinci videoyu görmediyseniz,

click here to watch it now.

hemen izlemek için buraya tıklayın.

It is important to understand what we’re doing here studying reductions.

Burada indirimleri inceleyerek ne yaptığımızı anlamak önemlidir.

We start this video with ‘this’.

Bu videoya 'bu' ile başlıyoruz.

This is number 21 in the most common words in English.

Bu, İngilizce'deki en yaygın kelimelerde 21 numaradır.

It’s not usually going to be pronounced THIS.

Genellikle BU şekilde telaffuz edilmez.

It’s usually going to be pronounced a lot more quickly than that, unstressed.

Genellikle vurgulanmadan çok daha hızlı telaffuz edilir.

This.

Bu.

This.

Bu.

“This is what I’m talking about.”

"Bahsettiğim budur."

This, this, this.

Bu bu bu.

Sometimes it’s more stressed,

Bazen daha çok vurgulanır,

“Not that one, this one.”

"O değil, bu."

It depends on how it’s being used.

Nasıl kullanıldığına bağlı.

But much of the time,

Ama çoğu zaman,

this word will be unstressed, said very quickly: this.

bu kelime vurgusuz olacak, çok çabuk söylenecek: bu.

22: But.

22: Ama.

This word is usually going to be unstressed.

Bu kelime genellikle vurgusuz olacaktır.

In those cases I would probably write it phonetically with a schwa.

Bu durumlarda muhtemelen fonetik olarak bir schwa ile yazardım.

“I wanted to stop in, but I was already running late.”

"Uğramak istedim ama zaten geç kalıyordum."

But, but, but, but, but I, but I.

Ama, ama, ama, ama, ama ben, ama I. Bir

The T here links into the next word with a Flap T

sonraki sözcük

if the next word begins with a vowel or diphthong.

bir sesli harfle veya iki sesli harfle başlıyorsa, buradaki T, Flap T ile bir sonraki sözcükle bağlantılıdır.

If the next word begins with a consonant, then it’s a Stop T.

Bir sonraki kelime ünsüzle başlıyorsa, bu bir Dur T'dir.

“We wanted to stop by, but we were already running late.”

"Uğramak istedik ama geç kalıyorduk."

But , but, but we, but we.

Ama, ama, ama biz, ama biz.

There, it's a stop T. Said very quickly.

İşte, bir dur T. Çok çabuk söyledi.

Unless someone is exaggerating on purpose:

Birisi kasıtlı olarak abartmıyorsa:

BUT!

AMA!

You won’t hear this word with a True T.

True T. 23: His ile bu kelimeyi duymazsınız

23: His.

.

Oh, this one is fun.

Ah, bu çok eğlenceli.

This one does have a reduction.

Bunda bir azalma var.

It’s really common to drop the H in this word.

Bu kelimede H'yi bırakmak gerçekten çok yaygın.

What’s his name?

Onun adı ne?

What’s his? What's his?

onunki ne onunki ne

HIS becomes ‘iz’.

HIS 'iz' olur.

Said very quickly, reduced.

Çok çabuk söylendi, azaldı.

This is much more natural than making it sound stressed, fully pronounced:

Bu, kulağa vurgulu, tamamen telaffuz edilmiş gibi gelmesinden çok daha doğal:

What’s his name?

Adı ne?

What’s his name?

Onun adı ne?

Hmm, that doesn't sound right.

Hmm, bu doğru gelmiyor.

"What's his name?" sounds much better.

"Onun adı ne?" kulağa çok daha iyi geliyor.

I have a video on dropping the H reductions,

H indirimlerini düşürmeyle ilgili bir videom var,

so click here or in the description to see more examples.

bu yüzden daha fazla örnek görmek için burayı veya açıklamayı tıklayın.

24: By.

24: Tarafından.

This word doesn’t reduce,

Bu kelime azalmaz,

none of the sounds change or are dropped,

seslerin hiçbiri değişmez veya düşürülmez,

but it’s usually unstressed and said very quickly:

ancak genellikle vurgusuzdur ve çok hızlı bir şekilde söylenir: Hemen

We’ll be right by the door.

kapının yanında olacağız.

By the, by the, by the-- unstressed, not too clear.

Vurgusuz, çok net değil.

But we need this contrast of stressed and unstressed to sound natural when speaking English.

Ancak İngilizce konuşurken kulağa doğal gelmesi için bu vurgulu ve vurgusuz karşıtlığına ihtiyacımız var.

25: From.

25: Kimden.

This is often said very quickly,

Bu genellikle çok hızlı söylenir

and I would write the vowel phonetically as the schwa: from, from.

ve sesli harfleri fonetik olarak schwa olarak yazarım: from, from.

When the schwa is followed by the M,

Schwa'yı M izlediğinde,

it gets absorbed by the schwa, so what I’m saying is,

schwa tarafından emilir, yani demek istediğim,

you can say the word so quickly that you’re not even trying to make a vowel: frm, frm, frm.

kelimeyi o kadar hızlı söyleyebilirsiniz ki sesli harf yapmaya bile çalışmazsınız: frm, frm, frm.

I’ll be back from work at three.

Üçte işten döneceğim.

From, from work. Very fast.

İşten, işten. Çok hızlı.

If I said this sentence with each word being clear, no reductions,

Bu cümleyi her bir kelime açık, kısaltma olmadan söyleseydim,

what would it sound like?

kulağa nasıl gelirdi?

I’ll be back from work at three.

Üçte işten döneceğim.

I’ll be back from work at three.

Üçte işten döneceğim.

Pretty robotic, not natural.

Oldukça robotik, doğal değil.

Even though reductions might seem wrong, they might seem lazy,

İndirgemeler yanlış gibi görünse de, tembel görünebilirler,

they’re right, because they’re part of a bigger picture.

haklılar çünkü daha büyük bir resmin parçasılar.

Rhythmic contrast in English.

İngilizce ritmik kontrast.

26: They.

26: Onlar.

Let’s just start out with a sample sentence.

Örnek bir cümle ile başlayalım.

They already left.

Onlar çoktan gittiler.

They already left.

Onlar çoktan gittiler.

Unstressed. Said very quickly. They, they, they.

Gerilmemiş. Çok çabuk söyledi. Onlar, onlar, onlar.

Sounds don’t really change, it doesn’t reduce, but it’s unstressed.

Sesler pek değişmez, azalmaz ama vurgusuzdur.

They, they.

Onlar onlar.

Man, we're on number 26 of the most common words in English

Dostum, İngilizce'de en çok kullanılan kelimeler arasında 26. sıradayız

and so far, every single one either reduces or is often unstressed.

ve şu ana kadar her biri ya azaltıyor ya da genellikle vurgusuz.

When will we get to our first real content word?

İlk gerçek içerik kelimemize ne zaman ulaşacağız?

We'll see.

Göreceğiz.

27: We.

27: Biz.

It's just like the pronoun 'they'.

Tıpkı 'onlar' zamiri gibi.

Not usually stressed in a sentence.

Genellikle bir cümlede vurgulanmaz.

We, we.

biz, biz

We already left.

Biz çoktan ayrıldık.

We, we, we. Said quickly.

biz, biz, biz Çabuk dedi.

We already left.

Biz çoktan ayrıldık.

Not a reduction, we don’t change or drop a sound,

Bir azalma değil, bir sesi değiştirmiyoruz veya düşürmüyoruz,

but unstressed.

ancak vurgusuz.

We. We already left.

Biz. Biz çoktan ayrıldık.

28: Say.

28: Söyle.

Oh my gosh, this is a content word.

Aman Tanrım, bu bir içerik sözüdür.

This is a verb and it is usually stressed in a sentence.

Bu bir fiildir ve genellikle bir cümlede vurgulanır.

It took us 28 words to get here.

Buraya gelmemiz 28 kelimemizi aldı.

If this doesn’t show you the importance of using reductions

Bu size kısaltma kullanmanın

and speaking with a rhythmic contrast,

ve ritmik bir kontrastla konuşmanın,

making some words unstressed and less clear,

bazı kelimeleri vurgusuz ve daha az net yapmanın önemini göstermiyorsa,

I don’t know what will.

ne yapacağımı bilmiyorum.

The first 27 of the most common words in English are that way.

İngilizcede en çok kullanılan kelimelerin ilk 27'si bu şekildedir.

Say.

Söylemek.

Let’s put it in a sentence.

Bir cümleye koyalım.

What did he say?

Ne dedi?

He said he’s running late.

Geç kaldığını söyledi.

Say, said.

Demek dedi.

Stressed, longer, clearer.

Vurgulu, daha uzun, daha net.

Up-down shape of intonation: say.

Yukarı-aşağı tonlama şekli: söyle.

S consonant, AY diphthong.

S ünsüz, AY diftong.

We need jaw drop for that.

Bunun için çene damlasına ihtiyacımız var.

Say.

Söylemek.

There’s something interesting about ‘say’, ‘said’, and ‘says’.

"Söyle", "dedi" ve "diyor" ile ilgili ilginç bir şey var.

The diphthong changes.

Diftong değişir. Buraya veya aşağıdaki açıklamaya tıklayarak

Check out a video I made on that change

bu değişiklikle ilgili hazırladığım videoyu izleyin

by clicking here or in the description below.

.

29: Her.

29: Onu.

Okay, we’re back to a word that reduces.

Tamam, azaltan bir kelimeye geri döndük.

It’s very common to pronounce this word with no H.

Bu kelimeyi H olmadan telaffuz etmek çok yaygındır.

It becomes ‘er’.

'er' olur.

What’s her name?

Onun adı ne?

Er, er, er.

er, er, er.

When we drop the beginning H,

Baştaki H'yi bıraktığımızda,

we take the word and attach it to the end of the word before.

kelimeyi alır ve önceki kelimenin sonuna ekleriz. O

What's her. What's her name?

ne? Onun adı ne?

There are several words where we drop the H,

H'yi düşürdüğümüz birkaç kelime var,

I have a video on that.

bununla ilgili bir videom var.

Click here or in the description below to see more examples.

Daha fazla örnek görmek için burayı veya aşağıdaki açıklamayı tıklayın.

30: She.

30: O.

Unstressed.

Gerilmemiş.

You could probably even reduce it by dropping the vowel, and just making a quick ‘sh’ sound.

Hatta muhtemelen sesli harfi bırakarak ve sadece hızlı bir "sh" sesi çıkararak azaltabilirsiniz.

Let me try that in a sentence.

Bunu bir cümleyle deneyeyim.

We don’t think she knows.

Bildiğini sanmıyoruz.

We don’t think she knows.

Bildiğini sanmıyoruz.

I’d say that works.

Bunun işe yaradığını söyleyebilirim.

So you can put a quick ‘ee’: I don't think she knows.

Yani hızlı bir 'ee' koyabilirsiniz: Bildiğini sanmıyorum.

Or you can drop the vowel: I don't think she knows.

Veya sesli harfi bırakabilirsiniz: Bildiğini sanmıyorum.

And it sounds pretty much the same.

Ve kulağa hemen hemen aynı geliyor.

She knows. She knows.

O bilir. O bilir.

So there.

Bu yüzden orada.

Our 30 most common words in English are done, and there’s only one word,

İngilizce'deki en yaygın 30 kelimemiz bitti ve güvenilir bir şekilde vurgulanan tek bir kelime var,

‘say’, that is reliably stressed.

"say".

Amazing.

İnanılmaz.

Let’s keep going down this list of the 100 most common words in English to study the pronunciation,

Telaffuzu incelemek için İngilizcedeki en yaygın 100 kelimeden oluşan bu listeye devam edelim

and I don’t mean the full or official pronunciation,

ve tam veya resmi telaffuzdan bahsetmiyorum,

I mean how the word is actually used in a sentence in American English.

kelimenin Amerikan İngilizcesinde bir cümlede gerçekte nasıl kullanıldığını kastediyorum.

Look for the next installment in this series, coming soon.

Bu serinin bir sonraki taksitini bekleyin, çok yakında. Hepsi

That’s it, and thanks so much for using Rachel’s English.

bu kadar ve Rachel'ın İngilizcesini kullandığınız için çok teşekkürler.