Learn English with Movies – Captain Marvel

In the US, summer is for sand, sun, and blockbuster movies. And this summer, we're going to use

ABD'de yaz, kum, güneş ve gişe rekorları kıran filmler içindir. Ve bu yaz,

those movies to learn English and study how to sound American.

o filmleri İngilizce öğrenmek ve kulağa Amerikalı gibi gelmeyi öğrenmek için kullanacağız.

Every video this summer is going to be a study English with movies video.

Bu yaz her video filmlerle İngilizce çalışma videosu olacak.

We'll pull scenes from the summer's hottest movies, as well as favorite movies from years past.

Yazın en sıcak filmlerinden ve geçmiş yılların en sevilen filmlerinden sahneler çekeceğiz.

It's amazing what we can discover by studying even a small bit of English dialogue.

Küçük bir İngilizce diyaloğu çalışarak bile keşfedebileceğimiz şeyler inanılmaz.

We'll study how to understand movies,

Filmleri nasıl anlayacağımızı,

what makes Americans sound American, and of course, any interesting vocabulary phrasal

Amerikalıları Amerikalı gibi hissettiren şeyleri ve tabii ki incelediğimiz sahnelerde geçen tüm ilginç kelime

verbs or idioms that come up in the scenes we study.

fiillerini veya deyimleri inceleyeceğiz .

I call this kind of exercise a Ben Franklin Exercise.

Ben bu tür bir egzersize Ben Franklin Egzersizi diyorum.

First, we'll watch the scene. Then we'll do an in-depth analysis

Önce sahneyi izleyeceğiz . Sonra birlikte duyduklarımızın derinlemesine bir analizini yapacağız

of what we hear together. This is going to be so much fun! Be sure to tell your friends

. Bu çok eğlenceli olacak!

and spread the word that all summer long, every tuesday, we're studying English with

Tüm yaz boyunca, her salı,

movies here at Rachel's English.

Rachel's English'te filmlerle İngilizce çalıştığımızı arkadaşlarınıza anlatın ve duyurun.

If you're new to my channel click subscribe and don't forget the notification button.

Kanalımda yeniyseniz abone olmayı ve bildirim butonunu unutmayın.

Let's get started. First, the scene.

Başlayalım. İlk olarak, sahne.

You want to get personal.

Kişiselleşmek istiyorsun.

Where were you born?

Nerede doğdunuz?

Huntsville, Alabama. But technically, I don't remember that part.

Huntsville, Alabama. Ama teknik olarak, o kısmı hatırlamıyorum.

>> First job? >> Soldier. Straight out of high school.

>> İlk iş? >> Asker. Düz liseden.

>> Left the ranks a full bird colonel. >> Then?

>> Safları tam bir kuş albay bıraktı. >> Sonra?

>> Spy. >> Where?

>> Casus. >> Nerede?

>> It was the Cold War, we were everywhere. >> Now?

>> Soğuk Savaş'tı, her yerdeydik. >> Şimdi mi?

Been riding a desk for the past six years, trying to figure out where future enemies

Son altı yıldır, gelecekteki düşmanların nereden geldiğini anlamaya çalışmak için masa başında oturuyorum

are coming from. Never occurred to me they would be coming from above.

. Yukarıdan gelecekleri hiç aklıma gelmemişti .

Now the analysis.

Şimdi analiz.

You want to get personal.

Kişiselleşmek istiyorsun.

I love this sentence because there's such

Bu cümleyi seviyorum çünkü

contrast between the stressed and unstressed syllables and words. He really stresses the

vurgulu ve vurgusuz heceler ve kelimeler arasında çok zıtlık var.

word 'you' at the beginning.

Başlangıçta 'sen' kelimesini gerçekten vurguluyor.

You want to get personal.

Kişiselleşmek istiyorsun.

You want to get personal.

Kişiselleşmek istiyorsun.

You want to get personal.

Kişiselleşmek istiyorsun.

You want to get personal. And in the stressed syllable of 'per', the first syllable is also

Kişiselleşmek istiyorsun. Ve 'per'in vurgulu hecesinde, ilk hece de

stressed, but the three words 'want to get' are all much lower in pitch, much less clear,

vurguludur, ancak 'almak istiyorum' kelimelerinin perdesi çok daha alçaktır, çok daha az nettir,

flatter than the 'you', up-down shape, higher pitch of the stressed word 'you'.

'sen'den daha yassıdır, yukarı-aşağı şekli, daha yüksek vurgulanan "sen" kelimesinin perdesi.

You want to get personal.

Kişiselleşmek istiyorsun.

You want to get personal.

Kişiselleşmek istiyorsun.

You want to get personal.

Kişiselleşmek istiyorsun.

Listen to just 'want to get'.

Sadece 'almak istiyorum'u dinleyin.

Want to get--

İstiyorum-- İstiyorum-- almak istiyorum-- almak

Want to get-- want to get-- want to get-- Much less clear than 'you'. Now listen to

istiyorum-- ' sen'den çok daha az net. Şimdi

the word 'you' with 'want to get' together, stressed and then unstressed.

'siz' kelimesini 'bir araya gelmek istiyorum' ile dinleyin, stresli ve sonra stressiz. Şunu

You want to get--

elde etmek istiyorsunuz--

A big difference there in the quality of those stressed versus unstressed syllables. We have

Vurgulu ve vurgusuz hecelerin kalitesinde büyük bir fark var.

a reduction. 'want to' becomes 'wanna'.

Bir indirimimiz var. "istemek", "istemek" olur. Almak

Want to get-- want to get-- want to get--

istiyorum-- almak istiyorum-- almak istiyorum--

And the word 'get' has a Stop T because the next word begins with a consonant.

Ve 'get' kelimesinde Stop T var çünkü bir sonraki kelime ünsüzle başlıyor.

Get, get, get, get, want to get, want to get.

Al, al, al, al, almak istiyorum, almak istiyorum. Almak

Want to get-- want to get-- want to get personal.

istiyorum-- almak istiyorum-- kişiselleşmek istiyorum.

Hey guys! I wanted to pop in here to tell you that Skillshare is again sponsoring this video.

Hey Millet! Skillshare'in yine bu videoya sponsor olduğunu söylemek için buraya uğramak istedim.

Now, I know that you do a lot of learning online and I do too!

Şimdi, çevrimiçi olarak pek çok şey öğrendiğinizi biliyorum ve ben de yapıyorum!

And Skillshare is a great place to go and to continue that learning.

Ve Skillshare, gidip bu öğrenmeye devam etmek için harika bir yer.

You may have noticed about a month ago, I made a video called my morning routine.

Fark etmişsinizdir yaklaşık bir ay önce sabah rutinim diye bir video çekmiştim.

And in that video, as I was making it, I found out that vlogging is actually kind of hard.

Ve o videoda, hazırlarken vlog çekmenin aslında biraz zor olduğunu fark ettim.

It's definitely its own separate skill.

Bu kesinlikle kendi ayrı becerisidir.

I found Skillshare has a course from an awesome YouTuber on vlogging that I'd like to take.

Skillshare'in harika bir YouTuber'dan vlog çekme üzerine almak istediğim bir kursu olduğunu gördüm.

Come to Skillshare and search on whatever your interest is.

Skillshare'e gelin ve ilgilendiğiniz her şeyi arayın.

You'll find courses in English so you'll be able to study vocabulary,

and phrases used when talking about this topic you're passionate about.

Tutkulu olduğunuz bu konu hakkında konuşurken kullanılan kelime dağarcığını ve ifadeleri çalışabilmeniz için İngilizce kurslar bulacaksınız.

It's twice the learning!

Öğrenmenin iki katı!

If you sign up, tell me in the comments below what course you end up taking

Kaydolursanız, aşağıdaki yorumlarda bana hangi kursu alacağınızı söyleyin,

I'm so interested in learning more about you guys!

sizin hakkınızda daha fazla şey öğrenmekle çok ilgileniyorum!

Follow this link or the link in the video description for your own code to get 2 months FREE!

Kendi kodunuz için bu bağlantıyı veya video açıklamasındaki bağlantıyı takip ederek 2 ay ÜCRETSİZ kazanın!

Okay, let's get back to the analysis.

Tamam, analize geri dönelim.

You want to get personal.

Kişiselleşmek istiyorsun.

Then the unstressed syllables, son--, al--, both said really quickly, those both have

Sonra vurgusuz heceler, oğlum--, al--, her ikisi de çok hızlı bir şekilde söylendi, her ikisinde de

the schwa, and in both of these cases, they're followed by a syllabic consonant, that means

schwa var ve bu iki durumda da hecesel bir ünsüz geliyor, bu da

the consonant takes over the schwa. We don't make a separate vowel sound. So we go right

ünsüzün schwa'yı devraldığı anlamına geliyor. Ayrı bir ünlü sesi çıkarmayız.

from S into N. Sn, sn, sn-- person, person. And then right from N into L, without making

S'den N'ye gidiyoruz. Sn, sn, sn-- kişi, kişi. Ve sonra N'den L'ye,

any kind of vowel sound. Nal, nal, nal, nal.

herhangi bir ünlü sesi çıkarmadan. Nal, nal, nal, nal.

Now, this is a Dark L, which does have a vowel-like quality.

Şimdi, bu, sesli harf benzeri bir kaliteye sahip olan bir Karanlık L'dir.

You want to get personal.

Kişiselleşmek istiyorsun.

You want to get personal.

Kişiselleşmek istiyorsun.

You want to get personal.

Kişiselleşmek istiyorsun.

You want to get personal.

Kişiselleşmek istiyorsun.

Whoa! Different day, different outfit, important announcement. Did you know that with this

Vay canına! Farklı gün, farklı kıyafet, önemli duyuru. Bu

video, I made a free audio lesson that you can download? In fact, I'm doing this for

video ile indirebileceğiniz ücretsiz bir sesli ders yaptığımı biliyor muydunuz ? Aslında, bunu bu yaz

each one of the youtube videos I'm making this summer, all 11 of the learn English with

yaptığım youtube videolarının her biri için yapıyorum , 11 filmle İngilizce öğren

movies videos. So follow this link, or find the link in the video description to get your

videosunun tümü. Ücretsiz indirilebilir sesli dersinizi almak için bu bağlantıyı izleyin veya video açıklamasındaki bağlantıyı bulun

free downloadable audio lesson. It's where you're going to train all of the things that

.

you've learned about pronunciation in this video. Back to the lesson.

Bu videoda telaffuz hakkında öğrendiğiniz her şeyi öğreteceğiniz yer burasıdır . Derse geri dön.

Now, here is how Americans make the L in this case. It's a Dark L, it's at the end of a

Şimdi, Amerikalılar bu durumda L'yi şu şekilde yapıyor . Bu bir Karanlık L, bir

thought group, it doesn't link into anything. We make that without lifting the tongue tip.

düşünce grubunun sonunda, hiçbir şeye bağlı değil. Dil ucunu kaldırmadan yapıyoruz.

Can you do that too? We make the Dark L with the back part of the tongue. Uhl, uhl. Back

Bunu da yapabilir misin? Dilin arka kısmı ile Dark L yapıyoruz . Ah, ah!

part of the tongue presses down a little bit, uhl, uhl, while the tongue tip stays forward.

Dilin arka kısmı biraz aşağı doğru bastırır, uhl, uhl, dil ucu ise önde kalır.

I find that most of my students are so heavily trained in lifting their tongue tip, that it's

Öğrencilerimin çoğunun dil ucunu kaldırma konusunda o kadar yoğun eğitim aldıklarını görüyorum ki, bu

a very difficult habit to break. I want to challenge you to do this. Per-so-nal--

alışkanlığı bırakmak çok zor. Bunu yapman için sana meydan okumak istiyorum. Per-so-nal--

uhl-- your tongue is lifted for the N, bring it back down, nal-- uhl-- and use the back

uhl-- N için dilin kaldırılmış, geri indir, nal-- uhl-- ve Dark L. Personal

of the tongue to make the dark sound for the Dark L.

için karanlık sesi çıkarmak için dilin arkasını kullan

Personal.

.

Where were you born?

Nerede doğdunuz?

She's speaking quickly here without much emotion, very straight faced. Where were you born?

Burada fazla duygusuz, çok dosdoğru konuşuyor. Nerede doğdunuz?

Where and born, both are stressed words there.

Nerede ve doğmuş, ikisi de orada vurgulanan kelimelerdir.

Where were you born?

Nerede doğdunuz?

Where were you born?

Nerede doğdunuz?

Where were you born?

Nerede doğdunuz?

Where were you born? They both have that up-down shape, were you--

Nerede doğdunuz? İkisinin de yukarı-aşağı şekli var, siz--

on the other hand, are much flatter, much faster. Were you, were you, were you.

öte yandan, çok daha düz, çok daha hızlı. sen miydin, sen miydin, sen miydin?

The word 'born' this would be written with the AW as in law vowel, followed by R. When these

Doğmuş kelimesi hukukta olduğu gibi AW ünlüsü ile devam eder ve ardından R gelir. Bu

two sounds come together in the same syllable, like here, the AW as in law vowel is not pure.

iki ses aynı hecede bir araya geldiğinde, burada olduğu gibi, hukuktaki AW ünlüsü saf değildir.

It's not AW but it's owh. My lips round more, the tongue pulls back a little bit, born,

AW değil ama ooh. Dudaklarım daha yuvarlak, dil biraz geri çekiliyor, doğuyor,

born. Where were you born?

doğuyor. Nerede doğdunuz?

Where were you born?

Nerede doğdunuz?

Where were you born?

Nerede doğdunuz?

Where were you born?

Nerede doğdunuz?

Huntsville, Alabama but technically, I don't remember that part.

Huntsville, Alabama ama teknik olarak o kısmı hatırlamıyorum.

So this is a longer thought group. He says: Huntsville, Alabama but technically, I don't

Yani bu daha uzun bir düşünce grubu. Huntsville, Alabama diyor ama teknik olarak

remember that part. No brakes. If it's no brakes, then that means it's one thought group.

o kısmı hatırlamıyorum. Fren yok. Fren yoksa, bu tek bir düşünce grubu olduğu anlamına gelir.

So I've written in here with Huntsville Alabama, on this slide, and on the next slide, is the

Huntsville Alabama ile burada, bu slaytta ve bir sonraki slaytta,

second half of the thought group, but he didn't actually put a break there.

düşünce grubunun ikinci yarısını yazdım, ama o aslında orada bir ara vermedi.

Huntsville, Alabama but technically, I don't remember that part.

Huntsville, Alabama ama teknik olarak o kısmı hatırlamıyorum.

Huntsville, Alabama but technically, I don't remember that part.

Huntsville, Alabama ama teknik olarak o kısmı hatırlamıyorum.

Huntsville, Alabama but technically, I don't remember that part.

Huntsville, Alabama ama teknik olarak o kısmı hatırlamıyorum.

The stress of these multi-syllable words, we have huntsville, first syllable stress,

Bu çok heceli kelimelerin vurgusu, bizde Huntsville var, ilk hece vurgusu,

Alabama, so the most stressed syllable is bam--, and the first level has a little secondary

Alabama, yani en vurgulu hece bam-- ve birinci seviyede biraz ikincil

stress, so I would put the primary stress marker there, secondary stress marker there.

vurgu var, bu yüzden birincil vurgu işaretçisini oraya koyacağım, ikincil stres işaretçisi var.

The other two A's are schwas. Actually, just a few weeks ago on the channel, I made a video

Diğer iki A schwas'tır. Aslında daha bir kaç hafta önce kanalda 50 eyaletin ve büyük harflerinin

of how to go over the pronunciation of the 50 states and their capitals, we talked about

okunuşlarının üzerinden nasıl geçilir diye bir video çekmiştim,

the four A's in this word. Click here or in the video description to check out that video

bu kelimedeki dört A'dan bahsetmiştik. 50 eyaletin telaffuzunu anlatan videoyu izlemek için burayı veya video açıklamasını tıklayın

that goes over the pronunciation of the 50 states.

.

Huntsville, Alabama

Huntsville, Alabama

Huntsville, Alabama

Huntsville, Alabama

Huntsville, Alabama but technically, I don't remember that part.

Huntsville, Alabama ama teknik olarak o kısmı hatırlamıyorum.

But technically, I don't remember that part. Our stressed syllables, very clear, but tech--

Ama teknik olarak, o kısmı hatırlamıyorum. Vurgulu hecelerimiz, çok açık, ama teknik--

but technically, I don't remember that part. Those have higher pitch, they have the up-down

ama teknik olarak, o kısmı hatırlamıyorum. Daha yüksek perdeye sahip olanlar, yukarı-aşağı

shape, that curve. The rest is a little bit flatter. It's either leading up to a peak,

şekline sahipler, o eğri. Gerisi biraz daha düz. Ya bir zirveye çıkıyor

or falling away from a peak.

ya da bir zirveden uzaklaşıyor.

But tech-- but, but--

Ama teknoloji-- ama, ama--

But technically, I don't remember that part.

Ama teknik olarak, o kısmı hatırlamıyorum.

But technically, I don't remember that part.

Ama teknik olarak, o kısmı hatırlamıyorum.

But technically, I don't remember that part.

Ama teknik olarak, o kısmı hatırlamıyorum.

Now we have an ending T, and a beginning T. Those will combine into a single sound, one

Şimdi bir bitiş T'miz ve bir başlangıç ​​T'miz var. Bunlar tek bir seste birleşecek, tek bir

true T, but technically, but technically.

gerçek T, ama teknik olarak, ama teknik olarak.

But technically, but technically, but technically.

Ama teknik olarak, ama teknik olarak, ama teknik olarak.

He's pronouncing this word as three syllables, first syllable stress, tech-- and the ch here

Bu kelimeyi üç heceli olarak telaffuz ediyor, ilk hece vurgusu, tech-- ve buradaki ch

makes a hard K sound. Tech-nic-- the C here makes a hard K sound. Tech-nic-lly-- and then

sert bir K sesi çıkarıyor. Tech-nic-- buradaki C sert bir K sesi çıkarıyor. Tech-nic-lly-- ve sonra

he's not pronouncing this at all, just an LY ending then. Tech-nic-lly-- technically.

bunu hiç telaffuz etmiyor, o zaman sadece bir LY sonu. Tech-nic-lly-- teknik olarak.

Technically.

Teknik olarak.

Technically, I don't remember that part.

Teknik olarak, o kısmı hatırlamıyorum.

And all of these words linked together really smoothly. Technically, I don't re--

Ve tüm bu kelimeler gerçekten sorunsuz bir şekilde birbirine bağlandı . Teknik olarak, ben tekrar--

Okay what's happening with the N apostrophe T contraction? We have lots of different ways

Tamam, N kesme işareti T kısaltmasına ne oluyor? Bunu telaffuz etmenin birçok farklı yolu var

we pronounce that. And in this particular case, I think I'm actually hearing the whole

. Ve bu özel durumda, sanırım her

thing dropped. Doh remember-- doh, doh. So we have the D consonant, oh diphthong, and

şeyin düştüğünü duyuyorum. Doh unutmayın-- doh, doh. D ünsüzümüz var, oh diphthong ve

then I hear that linking right on to the next sound, which is the R.

sonra bunun bir sonraki sese, yani R'ye bağlandığını duyuyorum.

I don't remember that part.

O kısmı hatırlamıyorum.

I don't remember that part.

O kısmı hatırlamıyorum.

I don't remember that part.

O kısmı hatırlamıyorum.

Now, it doesn't sound like 'do' because 'do' has different sounds. It has the D consonant,

Şimdi, 'do' gibi gelmiyor çünkü 'do'nun farklı sesleri var. D ünsüzüne

and the oo vowel. So the fact that we have this oh diphthong, that's how we know it's

ve oo sesli harfine sahiptir. Yani bu oh ikili ünlüye sahip olduğumuz gerçeği, bunun negatif olduğunu bu şekilde biliyoruz

the negative. Doh-- don't remember. Don't remember. But I actually, I definitely don't

. Doh-- hatırlamıyorum. hatırlama Ama ben aslında, kesinlikle

hear the T. For a second, I listened to it on a loop, I was asking myself: do I hear

T'yi duymuyorum. Bir an için onu bir döngüde dinledim, kendi kendime soruyordum:

a light quick N? I don't think I really do. I think it's just dropped. Don't remember.

Hafif hızlı bir N duyuyor muyum? Gerçekten sanmıyorum. Sanırım yeni düştü. hatırlama

Don't remember. Don't remember. Don't remember. Doh, oh, oh, oh, oh. Just the OH diphthong

hatırlama hatırlama hatırlama Ah, ah, ah, ah, ah. Sadece OH diphthong'u

right into the R. Isn't it crazy? We can pronounce this contraction without the N apostrophe

R'ye doğru. Bu çılgınca değil mi? Bu kısaltmayı N kesme işareti

T at all, without the part that makes it a negative. But I still hear it as that word

T olmadan, onu olumsuz yapan kısım olmadan telaffuz edebiliriz . Ama yine de OH diftonundan dolayı bu kelime olarak duyuyorum

because of the OH diphthong.

.

I don't remember that part.

O kısmı hatırlamıyorum.

I don't remember that part.

O kısmı hatırlamıyorum.

I don't remember that part.

O kısmı hatırlamıyorum.

Are you pronouncing this word? Remember? Try to pronounce it with the schwa. Remember, re-re-re,

Bu kelimeyi telaffuz ediyor musun? Hatırlamak? Schwa ile telaffuz etmeye çalışın. Hatırla, tekrar tekrar,

remember

remember,

hatırla,

I want you to listen to just the last three words. Remember that part.

sadece son üç kelimeyi dinlemeni istiyorum . O kısmı hatırla.

Remember that part.

O kısmı hatırla.

Kind of mumbly, it's at the end of the thought group, it's losing the vocal energy, and when

Bir tür mırıldanma, düşünce grubunun sonunda, ses enerjisini kaybediyor ve

I'm listening to the word 'that', which would have a Stop T in most cases because it's followed

çoğu durumda bir Stop T olacak çünkü ardından

by the P here, I actually think I am also not hearing that. That part, that part, that

burada P geldiği için 'o' kelimesini dinlediğimde, ben Aslında bunu duymadığımı da düşünüyorum . O kısım, o kısım, o

part, that part, that part. I think he drops it. TH, quick AA vowel, and then right into

kısım, o kısım, o kısım. Bence düşürür . TH, hızlı AA ünlüsü ve sonra doğrudan

the P. That part, that part, that part, that part.

P'ye. O kısım, o kısım, o kısım, o kısım.

The ending T, he's also not really pronouncing that too clearly. I would still write that

Sondaki T, bunu da pek açık bir şekilde telaffuz etmiyor. Yine de bunu

as a Stop T, I don't think it's dropped, that would sound like par-- and I don't hear that.

bir Stop T olarak yazardım, düştüğünü sanmıyorum, kulağa par-- gibi gelir ve bunu duymuyorum.

I hear: part, part, and that more abrupt end is the Stop T. But let's listen to these last

Duyuyorum: parça, parça ve daha ani son, T Durdur.

three words on a loop again and think about how you have to simplify everything in your

mouth to be able to say this this quickly and this unclearly. It's a little bit mumbled.

bu belirsiz. Biraz mırıldandı.

This is pretty common for how words come out at the end of a thought group.

Bu, bir düşünce grubunun sonunda kelimelerin nasıl ortaya çıktığı konusunda oldukça yaygındır.

They're definitely less clear.

Kesinlikle daha az netler.

Remember that part.

O kısmı hatırla.

First job?

İlk iş?

First job? First job? Two stressed words. They're both a little bit longer. First job?

İlk iş? İlk iş? İki vurgulu kelime. İkisi de biraz daha uzun. İlk iş?

And pitch goes up at the end because she's asking the question. She wants to know what

Ve soruyu sorduğu için perde sonunda yükseliyor .

was his first job. Notice how we're pronouncing the T here. This T is dropped because it comes

İlk işinin ne olduğunu bilmek istiyor. Burada T'yi nasıl telaffuz ettiğimize dikkat edin . Bu T,

between two consonants. That's really common to do that when we have an ending cluster

iki ünsüz arasına geldiği için bırakılır.

like the ST cluster in 'first' or 'just' or 'must'. When it's followed by a word that

ST kümesi gibi 'ilk' veya 'sadece' veya ' zorunluluk'ta biten bir kümemiz olduğunda bunu yapmak gerçekten yaygın. Ardından ünsüzle başlayan bir kelime geldiğinde

begins with a consonant, you'll hear that T dropped. That helps to link the two words

, T'nin düştüğünü duyacaksınız. Bu, iki kelimeyi

together more smoothly. So right from the S into the J sound. First job. Also note we

daha sorunsuz bir şekilde birbirine bağlamaya yardımcı olur. Yani S'den J sesine kadar. İlk iş. Ayrıca

have the letter O here. I know my students see that and they want to do some lip rounding.

burada O harfinin olduğuna dikkat edin. Öğrencilerimin bunu gördüğünü biliyorum ve biraz dudak yuvarlamak istiyorlar.

No lip rounding in this sound. It's the AH as in father vowel. It is not job, actually,

Bu seste dudak yuvarlama yok. Baba ünlüsünde olduğu gibi AH'dir. Aslında bu iş değil,

this reminds me of Tom who's a Rachel's English teacher. His name is the same, single syllable

bu bana Rachel'ın İngilizce öğretmeni olan Tom'u hatırlattı . Adı aynı, tek heceli

has the letter O. It makes the AH as in father vowel. And even so, almost all of his students

O harfi var. Baba ünlüdeki gibi AH yapıyor . Ve buna rağmen, öğrencilerinin neredeyse tamamı

say something like: Tom, Tom, instead of Tom, ah-ah, with no lip rounding, even though he

şöyle bir şey söylüyor: Tom, Tom yerine Tom, ah-ah, dudak bükmeden,

reminds them it's not an OH sound, it's the AH vowel.

onlara bunun bir OH sesi olmadığını, AH sesli harfi olduğunu hatırlatmasına rağmen.

We see the letter O, we have such a strong association. But in English, one of the challenges

O harfini görüyoruz, o kadar güçlü bir çağrışımımız var. Ancak İngilizce'de zorluklardan biri,

is to break your association between what you see on the page, and the actual natural

sayfada gördüklerinizle gerçek doğal

American pronunciation. Because as you can see, we change things quite a bit.

Amerikan telaffuzu arasındaki ilişkiyi koparmaktır. Çünkü gördüğünüz gibi işleri biraz değiştiriyoruz.

We drop sounds, vowels are not what we think they are, so the vowel in 'job' and in the word

Sesleri düşürüyoruz, ünlüler sandığımız gibi değiller , yani 'iş' ve

'Tom' is the AH as in father vowel. Oh--

'Tom' kelimesindeki sesli harf, baba ünlüdeki gibi AH'dir. Oh--

First job?

İlk iş mi?

First job?

İlk iş?

>> First job? >> Soldier.

>> İlk iş? >> Asker.

Soldier. Soldier. Two-syllable word, first syllable stress, soldier.

Asker. Asker. İki heceli kelime, ilk hece vurgusu, asker.

DI here is pronounced as a J sound, which we would write in IPA: dj-- soldier, soldier.

Burada DI, IPA'da yazacağımız bir J sesi olarak telaffuz edilir: dj-- asker, asker.

Soldier. Soldier. Soldier.

Asker. Asker. Asker.

And the L here, this is the break of the syllable. Soldier. So the L comes after the vowel. That

Ve buradaki L, bu hecenin kırılmasıdır. Asker. Yani L sesli harften sonra gelir. Bu onu

makes it a Dark L. He made it without lifting his tongue tip. I make it without lifting

Dark L yapar. Dil ucunu kaldırmadan yaptı.

my tongue tip. Soldier. Soldier. I'm not lifting my tongue tip at all there, I'm using the

Dilimin ucunu kaldırmadan yapıyorum. Asker. Asker. Orada dilimin ucunu hiç kaldırmıyorum,

back of my tongue for a more dark sound, for the Dark L. I challenge you to do the same

daha koyu bir ses için, Dark L için dilimin arkasını kullanıyorum. Aynı şeyi yapmanız için size meydan okuyorum

thing. Do not lift your tongue tip. An L is a Dark L when it comes after the vowel or

. Dilinizin ucunu kaldırmayın. Bir hecede sesli harf veya iki sesli harften sonra gelen bir L, Koyu L'dir

diphthong in a syllable. Soldier.

. Asker.

Soldier. Soldier. Soldier.

Asker. Asker. Asker.

Straight out of high school.

Düz liseden.

Five-word thought group, the word 'straight' and 'high', most stressed. School also has

Beş kelimelik düşünce grubu, kelimeyi 'düz' ve 'yüksek', en çok vurguladı. Okulun da

some length, but it's at the end of the thought group, the pitch isn't as high. Straight out

biraz uzunluğu var ama düşünce grubunun sonunda, perde o kadar yüksek değil. Düz

of high school. Straight out of high school.

liseden. Düz liseden.

Straight out of high school.

Düz liseden.

Straight out of high school.

Düz liseden.

Straight out of high school.

Düz liseden.

We have an STR beginning cluster, strai-- strai-- the T can come out as a CH there.

Bir STR başlangıç ​​kümemiz var, strai-- strai-- T orada CH olarak çıkabilir.

Stch-- strai-- strai-- straight out of-- straight out of--

Stch-- strai-- strai-- dümdüz-- dümdüz--

Just make sure you make it light. Don't put too much ch-- air in it. Strai-- strai--

Hafif yaptığınızdan emin olun. İçine çok fazla hava koymayın. Strai-- strai--

then these four letters, a-I-g-h, all make the AY diphthong.

o zaman bu dört harf, a-I-g-h, hepsi AY diftonunu oluşturur.

Straight out of high school.

Düz liseden.

All of the words in this thought group are really smoothly connected. We have a couple

Bu düşünce grubundaki tüm kelimeler gerçekten sorunsuz bir şekilde bağlantılıdır.

Flap T's linking words together, like connecting 'straight out'. Straight out, straight out,

Kelimeleri birbirine bağlayan birkaç Flap T'ye sahibiz, 'doğrudan' bağlamak gibi. Düz, düz,

dadadada.

dadadada.

Straight out ah-- straight out ah-- Another Flap T connecting here.Straight outta--

Dosdoğru ah-- dosdoğru ah-- Buraya bağlanan bir Flap T daha

The word 'of' reduced, it's just the schwa. Straight outta-- straight outta-- straight

. Düz çıktı-- düz çıktı-- düz

outta-- straight outta-- dadadadada-- two flaps linking those words.

çıktı-- düz çıktı-- dadadadada-- bu kelimeleri birbirine bağlayan iki kanatçık.

Straight out of high school.

Düz liseden.

Straight out of high school.

Düz liseden.

Straight out of high school.

Düz liseden.

High school. High school. High school.

Lise. Lise. Lise.

And again, we have a Dark L. I guarantee you he is not lifting his tongue tip. Don't lift

Ve yine bir Dark L'miz var. Size garanti ederim ki dil ucunu kaldırmıyor.

your tongue tip as you practice this.

Bunu uygularken dilinizin ucunu kaldırmayın.

High school.

Lise.

Left the ranks a full bird colonel.

Safları tam bir kuş albay bıraktı.

So, the word 'left' stressed, 'ranks' also sort of stressed, but also not totally clear.

Dolayısıyla, 'sol' kelimesi vurgulandı, 'sıralamalar' da bir şekilde vurgulandı, ancak aynı zamanda tamamen net değil.

We'll talk about that in a second. Then the last three words, even more clear, even longer.

Birazdan bunun hakkında konuşacağız. Sonra son üç kelime daha net, daha uzun.

Full bird colonel.

Tam kuş albay.

Left the ranks a full bird colonel.

Safları tam bir kuş albay bıraktı.

Left the ranks a full bird colonel.

Safları tam bir kuş albay bıraktı.

Left the ranks a full bird colonel.

Safları tam bir kuş albay bıraktı.

So the rhythm pattern of these first four words, I would say, is still: da-da-da-da.

Yani bu ilk dört kelimenin ritim kalıbı , diyebilirim ki, hala: da-da-da-da.

Stressed, unstressed, stressed, unstressed. Even though 'left' and 'ranks' are said more

Stresli, stressiz, stresli, stressiz. 'Sol' ve 'rütbeler' daha

quickly, it really slows down then on 'full bird colonel'. He's really stressing all three

hızlı söylense de 'tam kuş albay'a göre gerçekten yavaşlıyor . Bu kelimelerin üçünü de gerçekten vurguluyor

of those words.

.

Left the ranks a full bird colonel.

Safları tam bir kuş albay bıraktı.

Left the ranks a full bird colonel.

Safları tam bir kuş albay bıraktı.

Left the ranks a full bird colonel.

Safları tam bir kuş albay bıraktı.

Left the ranks, left the ranks. T is dropped, it comes between two other consonants.

Saflardan ayrıldı, saflardan ayrıldı. T düşürülür, diğer iki ünsüz arasına gelir.

Left the, left the. So a quick F goes right into the voiced TH, which doesn't come through

-den ayrıldı, -den ayrıldı. Yani hızlı bir F doğrudan seslendirilen TH'ye gider,

the teeth here, because it's beginning an unstressed word. Left the, the, the, the--

burada dişlerin arasından gelmeyen, çünkü vurgusuz bir kelimeye başlıyor.

I make that sound by just pressing my tongue on the backs of the teeth. It's not at the

Bu sesi, dilimi dişlerin arkasına bastırarak çıkarıyorum.

roof of the mouth, that would make it sound like a d, but the tongue tip doesn't come

Ağzın çatısında değil, bu onun bir d gibi ses çıkarmasını sağlar, ancak dil ucu

through the teeth either. Left the, left the, left the ranks. Left the ranks a--

da dişlerin arasından geçmez. Ayrıldı, ayrıldı, saflardan ayrıldı. Sıralardan ayrıldı a--

Left the ranks--

Sıralardan ayrıldı--

The N here is the NG sound because it's followed by the letter k. Ranks, ranks, ranks. And

Buradaki N, NG sesidir çünkü ardından k harfi gelir. Rütbeler, rütbeler, rütbeler. Ve

I really feel like it's very subtle here. He says this word quickly, a little unclearly.

burada gerçekten çok ince olduğunu hissediyorum. Bu kelimeyi hızlı bir şekilde, biraz belirsiz bir şekilde söylüyor. Bana ng

It almost sounds like 'rakes' without the ng to me.

olmadan neredeyse 'tırmık' gibi geliyor .

Left the ranks-- left the ranks-- left the ranks a full bird colonel.

Saflardan ayrıldı-- saflardan ayrıldı-- saflardan tam bir kuş albay ayrıldı.

Full-- we have a Dark L. Don't lift your tongue tip. Try it: full, full, full bird. 'bird'

Tam-- Dark L'miz var. Dilinizin ucunu kaldırmayın. Deneyin: dolu, dolu, dolu kuş. 'kuş'

has the UR vowel, and that's overtaken by the R so you don't actually need to try to

UR sesli harfine sahiptir ve bu R tarafından geçilir, bu nedenle aslında

make a vowel at all. Make the B sound, the R sound, the D sound. Bird, bird.

bir sesli harf yapmaya çalışmanıza gerek yoktur. B sesini, R sesini, D sesini yapın. Kuş, kuş.

Now the word 'colonel'. Okay, that's obviously...

Şimdi kelime 'albay'. Tamam, bu kesinlikle...

This is one of the weirdest words in American English as far as letters and sounds.

Bu, Amerikan İngilizcesindeki harfler ve sesler açısından en garip kelimelerden biridir.

Full bird colonel. Full bird colonel. Full bird colonel.

Tam kuş albay. Tam kuş albay. Tam kuş albay. C

We have the K sound, which we get from the letter C, then we have the same sound combination

harfinden aldığımız K sesine sahibiz , sonra

as in 'bird', the ur vowel and the R consonant. Where's the R, exactly? So where's the O?

'kuş'taki ur sesli harfi ve R ünsüzünün aynı ses kombinasyonuna sahibiz. R tam olarak nerede? Peki O nerede?

Don't know. Where's this O? Don't know. It's just very strange. I don't know how this word

bilmiyorum Bu O nerede? bilmiyorum Bu çok garip. Bu kelimenin nasıl

evolved, it'd be interesting to look into that. Colonel. Two-syllable word, first syllable

evrildiğini bilmiyorum, buna bakmak ilginç olurdu . albay. İki heceli kelime, ilk hece

stress, K sound, R sound: ker-- ker--, and then a very quick: nl, nl, nl. And Dark L

vurgusu, K sesi, R sesi: ker-- ker-- ve sonra çok hızlı: nl, nl, nl. Ve sonunda Dark L

sound at the end. Colonel.

sesi. albay.

Colonel.

albay.

Then?

Then?

Daha sonra?

Daha sonra?

Voice goes up in pitch, she's asking a question,

Ses tizleşiyor, soru soruyor,

it's not a statement. She's saying what's next? Then?

bu bir açıklama değil. Sırada ne var diyor? Daha sonra?

Then?

Daha sonra?

Spy.

Casus.

Spy. So his voice has a little bit of popcorn quality. There's not a full engagement of

Casus. Yani sesinde biraz patlamış mısır kalitesi var. Tam bir hava angajmanı yok

the air. Quick up-down shape of a stressed syllable. That is a statement. It comes down.

. Vurgulu bir hecenin hızlı yukarı-aşağı şekli . Bu bir ifadedir. Aşağı geliyor.

Spy.

Casus.

Spy.

Casus.

Where?

Nerede?

Where?

Nerede?

Now this one also comes down and she also

Şimdi bu da geliyor ve

has a popcorn quality of her voice. Uhhhh-- where? Where? Instead of: where? Where?

sesinde patlamış mısır kalitesi var. Nerede? Nerede? Bunun yerine: nerede? Nerede?

Which has more volume, more air.

Hangisinin daha fazla hacmi, daha fazla havası vardır.

Where?

Nerede?

Now, why does this one go down in pitch, where the other question statement went up in pitch?

Şimdi, neden diğer soru ifadesinin perdesi yükselirken bu soru cümlesi aşağı iniyor ?

That's a great question. The general rule is for the most part, if it's a yes/no question,

Bu harika bir soru. Genel kural, çoğunlukla, eğer bir evet/hayır sorusuysa

it goes up in pitch, if not, it goes down in pitch. But there are always exceptions

perdesi yükselir, değilse perdesi azalır. Ama

when she said 'then?' going up here, that was not a yes/no question, but going up made

'o zaman?' dediğinde her zaman istisnalar vardır. buraya çıkmak, bu bir evet/hayır sorusu değildi, ama yukarı çıkmak

us know it was a question. Here, the pitch of 'where' it goes down. We still know it's

bunun bir soru olduğunu anlamamızı sağladı. Burada, 'nereye' indiği perde. Hala bunun

a question.

bir soru olduğunu biliyoruz.

Where?

Nerede?

The word 'where' as a statement wouldn't exist, wouldn't really make sense. And I'm trying

Bir ifade olarak 'nerede' kelimesi olmazdı, gerçekten mantıklı olmazdı. Ve şunu

to think: would I ever make the intonation of 'where' go up? And I would. I would if

düşünmeye çalışıyorum: 'Nerede'nin tonlamasını hiç yükseltir miydim? Ve yapardım.

someone had told me where something was, and I didn't hear them, and I needed them to say

Birisi bana bir şeyin nerede olduğunu söyleseydi ve ben onları duymasaydım ve

it again, then I would say: where? But this is her first time asking the question: where?

tekrar söylemelerine ihtiyacım olsaydı, o zaman nerede derdim. Ama bu soruyu ilk kez soruyor: nerede?

She's making it a statement.

Bunu bir açıklama yapıyor.

Where?

Nerede?

It was the cold war, we were everywhere.

Soğuk savaştı, her yerdeydik.

Okay, this is interesting. We have: it was the cold war. It was the cold war. Stress

Tamam, bu ilginç. Elimizde: soğuk savaştı. Soğuk savaştı.

on 'cold'. It was the-- those three words, hmm, how are they pronounced?

'Soğuk' vurgusu. O-- o üç kelime, hmm, nasıl telaffuz ediliyorlar?

It was the cold war--

Soğuk savaştı--

I'm hearing a Z sound, I'm hearing a schwa. It was the cold war-- it was the cold war--

Bir Z sesi duyuyorum, bir schwa duyuyorum. Soğuk savaştı-- soğuk savaştı--

Now, I know that the phrase grammatically would be 'it was the cold war.' but he says

Şimdi, deyimin gramer olarak "bu soğuk savaştı" olacağını biliyorum. ama

those three words really quickly, just combines them into two sounds. It was the cold war--

bu üç kelimeyi çok çabuk söylüyor, sadece onları iki ses halinde birleştiriyor. Soğuk savaştı--

it was the cold war--

Soğuk savaştı--

It was the cold war--

Soğuk savaştı--

We were everywhere.

Her yerdeydik.

Then the words: we were everywhere. We were-- pitch goes up, energy goes up. We were eh--

Sonra kelimeler: biz her yerdeydik. Biz-- ses perdesi yükselir, enerji yükselir. Biz eh--

we have the peak on the EH vowel, everywhere. And then the pitch comes down. We were everywhere.

her yerde EH ünlüsünde zirveye sahibiz. Ve sonra saha aşağı iner. Biz her yerdeydik.

We were everywhere. All connected, smoothly together.

Biz her yerdeydik. Hepsi birbirine bağlı, sorunsuz bir şekilde birlikte.

We were everywhere.

Biz her yerdeydik.

We were everywhere.

Biz her yerdeydik.

>> We were everywhere. >> Now?

>> Her yerdeydik. >> Şimdi mi?

Now? Now? Again, her pitch goes up, showing it's a question. Now, this is a word that

Şimdi? Şimdi? Sesi yine yükselerek bunun bir soru olduğunu gösteriyor. Şimdi, bu

we could make as a statement. Now? Like if someone said: hey rachel! When are you leaving?

bir açıklama olarak yapabileceğimiz bir kelime. Şimdi? Sanki biri şöyle demiş gibi: hey rachel! Ne zaman ayrılıyorsun?

Now. So by making the intonation go up, now? It's inviting that question by a conversation.

Şimdi. Şimdi tonlamayı yükselterek mi? Bu soruyu bir konuşma ile davet ediyor.

Now?

Şimdi?

Now? Now? Now?

Şimdi? Şimdi? Şimdi?

Been riding a desk for the past six years,

Son altı yıldır,

trying to figure out where future enemies are coming from.

gelecekteki düşmanların nereden geldiğini anlamaya çalışmak için masa başında oturuyorum .

Then he has a really long thought group. Actually, let's add the end of this thought group here

O zaman gerçekten uzun bir düşünce grubu var. Aslında bu düşünce grubunun sonunu da

to this slide. So we have lots of words that are a little bit longer, a little bit clearer.

bu slayda ekleyelim. Yani biraz daha uzun, biraz daha net olan birçok kelimemiz var.

Been riding a desk for the past six years--

Son altı yıldır masa başındayım--

Been riding a desk for the past six years--

Son altı yıldır masa başındayım--

Been riding a desk for the past six years--

Son altı yıldır masa başındayım-- Son

Been riding a desk for the past six years,

altı yıldır masa başındayım,

trying to figure out where our future enemies are coming from.

geleceğimizin nerede olduğunu bulmaya çalışıyorum düşmanlar geliyor.

Trying to figure out where our future enemies are coming from.

Gelecekteki düşmanlarımızın nereden geldiğini anlamaya çalışıyoruz .

Future. A little bit of length on 'enemies co--', but we have some reductions,

Gelecek. 'Düşman ortak--' konusunda biraz uzun , ama bazı azalmalar var,

what are you noticing? First let's look at the first word.

ne fark ediyorsunuz? İlk önce ilk kelimeye bakalım.

Been riding,

Beening,

EE is pronounced as the letter IH, that's actually not a reduction, but it's just the

EE, IH harfi olarak telaffuz edilir, bu aslında bir azalma değildir, ancak sadece

pronunciation, but it's said very quickly.

telaffuzdur, ancak çok hızlı söylenir.

Been, been, been, been. Been riding, been riding--

Oldu, oldu, oldu, oldu. Biniyorum, biniyorum-- Biniyorum

Been riding, been riding, been riding a desk--

, biniyorum, masa sürüyorum--

Riding a desk-- riding a-- riding a--

Masa sürüyorum-- biniyorum-- biniyorum--

NG sound is changed to just an N sound.

NG sesi sadece bir N sesine dönüştürülür.

Ridin a--

Ridin a--

And that links right into the schwa. Ridin a-- ridin a--

Ve bu doğrudan schwa'ya bağlanıyor. Ridin a-- ride a--

Been riding a,

Biniyordum,

Now, we have 'desk for the'.

Şimdi, 'masamız' var.

I want you to listen to those three words, and listen especially for the K.

Bu üç kelimeyi dinlemeni istiyorum, ve özellikle

Been riding a desk for the--

Desk for the-- desk for the-- desk for the-- K is dropped.

K harfini dinle.

Comes between two consonant sounds,

İki ünsüz sesin arasına gelir,

we sometimes do that when we're linking things together. Desk for the--

bunu bazen şeyleri birbirine bağlarken yaparız. Masa için...

Been riding a desk for the--

Desk for the-- desk for the--

'for the', both said really quickly, we have a for reduction, the word 'the',

tongue tip does not need to come through the teeth for that TH, you can just touch it at the back

o TH için dişlerin arasından geçmek için, sadece

of the teeth, the back of the front teeth. For the, for the, for the, for the.

dişlerin arkasına, ön dişlerin arkasına dokunabilirsiniz. için, için, için, için.

How fast can you say that? For the, for the, for the. Desk for the, desk for the.

Bunu ne kadar hızlı söyleyebilirsin? için, için, için. Masa için masa, masa için. Son altı yıldır

Desk for the-- desk for the-- desk for the past six years.

masa için... masa için masa .

Now look, let's look ahead.

Şimdi bakın, önümüze bakalım.

We have STS, a cluster, the T comes between two other constant sounds.

STS'ye sahibiz, bir küme, T diğer iki sabit sesin arasına gelir.

Do you think it's dropped? I think it is. Let's hear.

Sizce düştü mü? Sanirim oyle. Hadi duyalım.

The past six years. The past six years. The past six years.

Son altı yıl. Son altı yıl. Son altı yıl.

Past six years. Past six years. Past six years.

Son altı yıl. Son altı yıl. Son altı yıl.

Okay, yup. It is dropped. Past six.

Tamam, evet. Düşürüldü. altıyı geçiyor.

Those two words connected with the single S and actually, I'm gonna write a little bit of

Bu iki kelime tek S ile bağlantılı ve aslında,

length on that word too. Past six years, past six years.

o kelimeyi de biraz uzun yazacağım. Son altı yıl, son altı yıl.

I think they all have a little bit of length to them.

Hepsinin biraz uzun olduğunu düşünüyorum.

The past six years. The past six years. The past six years, trying to figure out where

Son altı yıl. Son altı yıl. Son altı yılda,

future enemies are coming from.

gelecekteki düşmanların nereden geldiğini anlamaya çalışıyorum.

Trying to figure out-- okay, that has... That's not how it's pronounced.

Anlamaya çalışıyorum-- tamam, bu... Böyle telaffuz edilmiyor.

The TR, I am hearing a CHR, trying, trying, that's really common.

TR, bir CHR duyuyorum, deniyor, deniyor, bu gerçekten yaygın.

Now the ING, again, he's dropping the G sound.

Şimdi ING, yine G sesini düşürüyor.

He's making that an N sound. Tryin, tryin, tryin. The word 'to' this word is reduced

Bunu bir N sesi yapıyor. Deniyorum, deniyorum, deniyorum. Bu kelimeye 'to' kelimesi

to just the schwa. We don't usually drop the beginning sound, we do make that a Flap T

sadece schwa'ya indirgenmiştir. Genellikle başlangıç ​​sesini düşürmeyiz, bazen bunu Flap T yaparız

sometimes. But I have noticed we do sometimes drop that altogether when the sound before

. Ama bazen önceki ses

is an N, and that's what's happening here. Tryna-- tryna-- tryna--

bir N olduğunda bunu tamamen bıraktığımızı fark ettim ve burada olan da bu. Tryna-- tryna-- tryna--

Trying to figure out,

Anlamaya çalışıyorum,

Trying to figure out, trying to figure out, trying to figure out. Figure out. Figure out.

Anlamaya çalışıyorum, anlamaya çalışıyorum, anlamaya çalışıyorum. Çözmek. Çözmek.

Figure out. Figure out.

Çözmek. Çözmek.

Also said pretty quickly, out, we have a Stop T here, figure out, figure out, figure out.

Ayrıca oldukça hızlı bir şekilde, dışarı, burada bir Dur T'miz var, anla, anla, anla dedi. Bir

Because the next word begins with a consonant, the W sound.

sonraki kelime bir ünsüzle, W sesiyle başladığı için.

Trying to figure out,

where our future enemies--

Gelecekteki düşmanlarımızın nerede olduğunu anlamaya çalışıyorum--

WH word but he makes just a clean W sound. There's no wh, wh, wh, where in front, it's

WH kelimesi ama o sadece net bir W sesi çıkarıyor. Önde wh, wh, wh, nerede diye bir şey yok,

just: where, where. The word 'our' pretty unclear. I would probably write that schwa R,

sadece: nerede, nerede. 'Bizim' kelimesi oldukça belirsiz. Muhtemelen o schwa R'yi yazardım,

it's reduced. Where our, where our, where our, where our.

azaldı. Nerede bizim, nerede bizim, nerede bizim, nerede bizim.

Where our future enemies-- where our future enemies-- where our future enemies--

Nerede gelecekteki düşmanlarımız-- nerede gelecekteki düşmanlarımız-- nerede gelecekteki düşmanlarımız--

You know, I would normally write this schwa R, but I actually almost think I'm just hearing

Biliyorsunuz, normalde bu schwa R'yi yazardım, ama aslında neredeyse

it like a schwa. Where our-- where our future-- where our future enemies are--

bunu bir schwa gibi duyduğumu düşünüyorum. Bizim-- geleceğimizin-- gelecekteki düşmanlarımızın olduğu yerde--

That's not too common, but I do think that's what he's doing here. Where our future-- where

Bu çok yaygın değil, ama bence onun burada yaptığı da bu. Geleceğimizin--

our future enemies are--

gelecekteki düşmanlarımızın olduğu yerde--

He's just speaking so quickly. This particular word is said so quickly. Now, when it's all

Çok hızlı konuşuyor. Bu özel kelime çok çabuk söylenir. Şimdi, hepsi

linked together, I totally get it. It would sound weird to pronounce 'our' that way if

birbirine bağlandığında, tamamen anlıyorum. Cümlenin bir parçası olarak bağlantılı olmasaydı, ' bizim'i bu şekilde telaffuz etmek garip gelirdi

it wasn't linked in as part of the sentence.

.

Where our future enemies--

Gelecekteki düşmanlarımızın--

This word 'our' and this word 'are', both often reduced to something that sounds pretty

Bu 'bizim' kelimesi ve bu 'vardır' kelimesi, her ikisi de genellikle kulağa hemen hemen aynı gelen bir şeye indirgenir

much the same, schwa R. Of course, over here, I said the R was dropped but here, I do hear it.

, schwa R. Elbette, burada, R'nin atıldığını söyledim ama burada, yapıyorum duy bunu.

Enemies are-- enemies are-- enemies are-- ending Z sound linking right into the next sound.

Düşmanlar-- düşmanlar-- düşmanlar-- biten Z sesi bir sonraki sese bağlanıyor.

Zar, zar-- enemies are--

Zar, zar-- düşman--

Enemies are--

Düşmanlar--

coming from--

geliyor-- Geliyor-- geliyor--

Are coming from-- are coming from-- are coming from-- so he has three ING verbs here, and

geliyor-- yani burada üç ING fiili var ve

for each one of them, he's changed the NG sound into an end N sound.

her biri için NG sesini bitiş N sesine dönüştürür.

I do tell my students not to do this all the time.

Öğrencilerime bunu her zaman yapmamalarını söylüyorum. Öğrencilerin yapma eğiliminde olduğu

It just doesn't sound quite right, mixed in with other things

diğer şeylerle karıştırıldığında kulağa pek doğru gelmiyor

that students tend to do. There will be some native speakers that do it all the time, that

. Bunu her zaman yapan bazı anadili İngilizce olan kişiler olacak, bu kulağa

will definitely sound like an accent, a regional accent in the us, and that's fine. Especially,

kesinlikle bir aksan, ABD'de bölgesel bir aksan gibi gelecek ve bunda bir sorun yok. Özellikle,

you know, if you live there, you might want to pick that up. Although people in the US

bilirsin, eğer orada yaşıyorsan, bunu almak isteyebilirsin. ABD'de insanlar

move around so much, I can't say that, you know, everyone in a particular region speaks

çok fazla hareket etseler de, bilirsiniz, belirli bir bölgedeki herkesin

that way. A lot of people would speak with a more standard accent. And that's what I teach.

bu şekilde konuştuğunu söyleyemem. Pek çok insan daha standart bir aksanla konuşurdu. Ve ben bunu öğretiyorum.

So I just want to talk about that here, he's done it three times, a student watching this

Ben sadece bunun hakkında konuşmak istiyorum, bunu üç kez yaptı, bunu izleyen bir öğrenci şöyle

might think: oh, it's... We should be doing this all the time. I wouldn't say that.

düşünebilir: ah, bu... Bunu her zaman yapıyor olmalıyız. Bunu söylemezdim.

The last word 'from', not reduced. Sometimes, we reduce this word to: from, from, but the

Son kelime 'den', indirgenmemiş. Bazen bu kelimeyi şuna indirgeriz: from, from, ama

vowel is not reduced. It is the UH as in butter vowel. We generally don't reduce the last

sesli harf azaltılmaz. Tereyağı ünlüsünde olduğu gibi UH'dir . Genellikle

word in a sentence, or a thought group.

bir cümledeki veya bir düşünce grubundaki son kelimeyi küçültmeyiz.

Coming from,

Never occurred to me they would be coming from above.

Yukarıdan gelecekleri hiç aklıma gelmemişti.

So let's talk about stress. Never occurred to me they would be coming from above.

Öyleyse stres hakkında konuşalım. Yukarıdan gelecekleri hiç aklıma gelmemişti.

And the most stress on that last word because this is what is unusual.

Ve en çok stres bu son sözde çünkü olağandışı olan bu.

The enemies are coming from above.

Düşmanlar yukarıdan geliyor. Yukarıdan

Never occurred to me they would be coming from above.

gelecekleri hiç aklıma gelmemişti . Yukarıdan

Never occurred to me they would be coming from above.

gelecekleri hiç aklıma gelmemişti . Yukarıdan

Never occurred to me they would be coming from above.

gelecekleri hiç aklıma gelmemişti .

Also, grammatically, we would have the word 'it' here. The word 'it' is implied. It never

Ayrıca, gramer olarak, burada 'o' kelimesini kullanırdık. 'O' kelimesi ima edilmiştir. Hiç

occurred to me. But he doesn't say that, he just says: never occurred to me--

aklıma gelmedi. Ama bunu söylemiyor, sadece şöyle diyor: hiç aklıma gelmemişti--

Never occurred to me--

Hiç aklıma gelmemişti--

Never occurred to me--

Hiç aklıma gelmemişti--

Never occurred to me--

Hiç aklıma gelmemişti--

Never occurred to me--

Hiç aklıma gelmemişti--

So in the stressed syllable of occur, we have that R vowel again.

Yani meydana gelmenin vurgulu hecesinde, yine o R sesli harfine sahibiz.

Occur-- ur-- occured--

Oluştu-- ur-- oluştu--

So you don't need to try to make a vowel there.

Yani orada bir sesli harf yapmaya çalışmanıza gerek yok.

It's really the R sound. Occurred. Occurred.

Bu gerçekten R sesi. Olmuş. Olmuş.

Occurred.

Olmuş. ne'nin

A little bit of stress on the first syllable of ne-- never uh-- then the R links into the

ilk hecesine biraz vurgu yapın-- asla uh-- sonra R,

schwa. Never uh, never uh, never occurred--

schwa'ya bağlanır. Asla uh, asla uh, asla--

Never occurred--

Hiç olmadı-- aklıma geldi--

to me--

Never occurred to me-- occurred to me-- so the ED ending here is a little light D sound,

Hiç aklıma gelmedi-- aklıma geldi-- yani burada biten ED biraz hafif bir D sesi,

not released. Then he makes the word 'to' with a true T, and the vowel is reduced to

serbest değil. Sonra gerçek bir T ile 'to' kelimesini yapar ve sesli harf

the schwa. Occurred to-- occurred to-- do you hear that D sound in my vocal cords before

schwa'ya indirgenir. Şuraya-- şuna-- ben T'yi yapmadan önce ses tellerimde D sesini duyuyor musun

I make the T? Occurred to-- occurred to me-- occurred to me--

? Aklıma geldi-- aklıma geldi-- aklıma geldi-- Aklıma

Occurred to me-- occurred to me-- occurred to me

geldi-- aklıma geldi-- onların

they would be coming from above.

yukarıdan geleceği aklıma geldi. Vurgulu heceye

So we have the stressed syllable: occurred-- then we have 'to me they would be', all of

sahibiz: oluştu-- sonra 'bana göre onlar olurdu' ifadesine sahibiz, tüm

these words before the next stressed word.

bu kelimeler bir sonraki vurgulu kelimeden önce.

To me they would be coming--

Bana geleceklerdi-- Bana

To me they would be coming--

geleceklerdi-- Bana geleceklerdi-- Bana

To me they would be coming--

To me they would be, to me they would be,

geleceklerdi, bana geleceklerdi, bana

to me they would be, to me they would be.

geleceklerdi, bana geleceklerdi.

A little bit flatter in pitch but you don't have much of that up-down shape.

Perdede biraz daha düz ama o yukarı-aşağı şekle pek sahip değilsiniz.

To me they would be, to me they would be, to me they would be. Now, I hope you're noticing the

Benim için onlar, benim için onlar, benim için onlar olacaktı. Şimdi, umarım '

L in 'would' is always silent. To me they would be, to me they would be.

would'daki L'nin her zaman sessiz olduğunu fark etmişsinizdir. Benim için onlar olurdu, benim için onlar olurdu.

A very light D sound in the vocal cords here, again, not released. That would be: they would be.

Burada ses tellerinden çok hafif bir D sesi yine çıkmaz. Bu olurdu: onlar olurdu.

They would be. They would be.

Onlar olurdu. Onlar olurdu.

We don't hear that. They would be, they would be, they would be. That's what we hear.

Bunu duymuyoruz. Olacaklardı, olacaklardı, olacaklardı. Duyduğumuz şey bu.

They would be. Little D sound, the vocal cords are vibrating, that's a voiced sound, but

Onlar olurdu. Küçük D sesi, ses telleri titriyor, bu sesli bir ses, ama

it's not released, I go right into the B sound.

yayınlanmıyor, doğruca B sesine geçiyorum.

To me they would be--

Bana göre onlar--

coming from above.

yukarıdan geliyorlardı.

Coming from above. We have interesting stress here. He's playing

Yukarıdan geliyor. Burada ilginç bir stres yaşıyoruz.

with it a little bit because of the surprise of the enemies coming from above, from outer space.

Yukarıdan, uzaydan gelen düşmanları şaşırttığı için biraz onunla oynuyor.

Coming from above. Da-da-da-da-da. Really stressing that last syllable.

Yukarıdan geliyor. Da-da-da-da-da. Bu son heceyi gerçekten vurguluyordu.

Now, here we have an ING word, he does pronounce that as an ING word. He makes the NG sound

Şimdi, burada bir ING kelimemiz var, bunu bir ING kelime olarak telaffuz ediyor.

instead of an N sound. Coming, coming, coming, coming, coming from, coming from.

N sesi yerine NG sesi çıkarıyor. Geliyor, geliyor, geliyor, geliyor, geliyor, geliyor.

Now, here I probably would write this as the from reduction with a schwa instead of the

Şimdi, burada muhtemelen bunu tereyağı ünlüsünde olduğu gibi UH yerine bir schwa ile indirgeme olarak yazardım

UH as in butter vowel. Coming from, coming from above. Coming from above.

. Yukarıdan gelen, yukarıdan gelen. Yukarıdan geliyor.

Coming from above.

Yukarıdan geliyor.

The last thing I want to talk about is he does do a little lift here: from above.

Bahsetmek istediğim son şey, burada biraz kaldırma yaptığı: yukarıdan.

When I was practicing it one time, I did it with the link: from a, from a, from a, from above,

Bir kere pratik yaparken şu bağlantıyla yapmıştım: a'dan, a'dan, a'dan, yukarıdan,

from above. But no, it's not how he does it. He says: from above, from above, from-- little

yukarıdan. Ama hayır, böyle yapmıyor. Diyor ki: yukarıdan, yukarıdan, küçük bir

break, above. Putting that little break there makes that word even more stressed. If we

mola, yukarıdan. O küçük arayı oraya koymak, o kelimeyi daha da vurgulu hale getirir.

linked it into the word before, it would sound a little bit more conversational. But by putting

Bunu daha önce kelimeye bağlasaydık, kulağa biraz daha konuşkan gelebilirdi. Ama

a little lift there, a little break in the sound, it brings more stress to that word.

oraya biraz yükselterek, seste biraz kesinti yaparak , o kelimeye daha fazla stres getirir.

Wow. The enemies are coming from above.

Vay. Düşmanlar yukarıdan geliyor.

Coming from above.

Yukarıdan geliyor.

Let's listen to this whole conversation one more time

Bütün bu sohbeti bir kez daha dinleyelim

You want to get personal.

Kişiselleşmek istiyorsun.

Where were you born?

Nerede doğdunuz?

Huntsville, Alabama. But technically, I don't remember that part.

Huntsville, Alabama. Ama teknik olarak, o kısmı hatırlamıyorum.

>> First job? >> Soldier. Straight out of high school.

>> İlk iş? >> Asker. Düz liseden.

>> Left the ranks a full bird colonel. >> Then?

>> Safları tam bir kuş albay bıraktı. >> Sonra?

>> Spy. >> Where?

>> Casus. >> Nerede?

>> It was the cold war, we were everywhere. >> Now?

>> Soğuk savaştı, her yerdeydik. >> Şimdi mi?

Been riding a desk for the past six years, trying to figure out where future enemies

Son altı yıldır, gelecekteki düşmanların nereden geldiğini anlamaya çalışmak için masa başında oturuyorum

are coming from. Never occurred to me they would be coming from above.

. Yukarıdan gelecekleri hiç aklıma gelmemişti .

We're going to be doing a lot more of this kind of analysis together. What movie scenes

Bu tür analizleri birlikte çok daha fazla yapacağız . Hangi film sahnelerinin

would you like to see analyzed like this? Let me know in the comments! And if you want

bu şekilde analiz edildiğini görmek isterdiniz? Yorumlarda bana bildirin!

to see all my Ben Franklin videos, click here!

Tüm Ben Franklin videolarımı görmek istiyorsanız buraya tıklayın!

You'll also find the link in the video description.

Bağlantıyı video açıklamasında da bulabilirsiniz. Hepsi

That's it and thanks so much for using Rachel's English.

bu kadar ve Rachel'ın İngilizcesini kullandığınız için çok teşekkürler.