10 Words Americans Say WRONG! | Americans Mispronounce These Words Often

Recently, president trump mispronounced Yosemite.

Son zamanlarda, Başkan Trump, Yosemite'i yanlış telaffuz etti.

When they gaze upon Yosemite’s— Yosemite’s towering sequoias—

Yosemite'ye baktıklarında - Yosemite'nin yükselen sekoyaları -

Now, yes, probably 99 percent of Americans, if not more, know how to pronounce Yosemite.

Şimdi, evet, muhtemelen Amerikalıların yüzde 99'u, daha fazlası değilse, Yosemite'yi nasıl telaffuz edeceklerini biliyor.

It's one of America’s most famous national parks.

Amerika'nın en ünlü milli parklarından biridir.

But still, I would feel very confident saying every person who speaks American English has mispronounced a word.

Ama yine de, Amerikan İngilizcesi konuşan herkesin bir kelimeyi yanlış telaffuz ettiğini söylerken kendime çok güveniyorum.

I've done it.

Yaptım. Sen

You've done it.

yaptın.

In this video, we're going to look at tricky words that mess Americans up.

Bu videoda Amerikalıların kafasını karıştıran hileli kelimelere bakacağız.

Why? Two reasons.

Neden? İki sebep.

My students are people who are not native speakers of American English,

Öğrencilerim anadili Amerikan İngilizcesi olmayan insanlar,

some of them are terrified, mortified of saying a word incorrectly, of misusing it.

bazıları bir kelimeyi yanlış söylemekten, yanlış kullanmaktan korkuyor, utanıyor. Bu

So I’m making this video so that one, they know native speakers do this too.

yüzden bu videoyu anadili İngilizce olanların da bunu yaptığını bilmeleri için yapıyorum.

If we read a word or learn it through reading, we may mispronounce it.

Bir kelimeyi okursak veya okuyarak öğrenirsek, onu yanlış telaffuz edebiliriz.

There's not a direct correlation between letters and sounds in American English.

Amerikan İngilizcesinde harfler ve sesler arasında doğrudan bir ilişki yoktur.

For example, grove, glove. Oh, ah.

Örneğin, koru, eldiven. Ah, ah.

Why are the vowel sounds different?

Sesli harfler neden farklı?

And the second reason I’m making this is so that students can learn some of these tricky words

Ve bunu yapmamın ikinci nedeni, öğrencilerin göz korkutucu olabilecek bu aldatıcı kelimelerden bazılarını öğrenebilmeleri için

that might be intimidating.

.

Now as always, if you like this video, or you learned something new,

Şimdi her zaman olduğu gibi, bu videoyu beğendiyseniz veya yeni bir şey öğrendiyseniz

please like and subscribe with notifications. It really helps.

lütfen beğenin ve bildirimlerle abone olun. Gerçekten yardımcı oluyor.

Let's start by looking at the word Yosemite.

Yosemite kelimesine bakarak başlayalım.

A word that ends in M-I-T-E, will usually be pronounced: mite.

M-I-T-E ile biten bir kelime genellikle telaffuz edilir: mite.

Termite. Stalagmite.

Termit. dikit.

But not this word, this word is Yosemite.

Ama bu kelime değil, bu kelime Yosemite. Şu

It comes from the language of the indigenous people who populated the area that is now this national park.

anda bu milli park olan bölgeyi dolduran yerli halkın dilinden geliyor.

Yosemite.

Yosemite.

Not:

Değil:

Yosemites, yosemites.

Yosemililer, yosemililer.

But: Yosemite.

Ama: Yosemite.

Second syllable stress, flap T, Yosemite, mite, mite. Yosemite.

İkinci hece vurgusu, flep T, Yosemite, mite, mite. Yosemite.

Now just to be fair to both sides of the political spectrum here,

Şimdi, buradaki siyasi yelpazenin her iki tarafına da adil olmak adına,

I found a word that president Obama mispronounced.

Başkan Obama'nın yanlış telaffuz ettiği bir kelime buldum.

I'm going to stress again, every native speaker of American English has mispronounced a word.

Tekrar vurgulayacağım, anadili Amerikan İngilizcesi olan her kişi bir kelimeyi yanlış telaffuz etmiştir.

If you're a native speaker, and you're watching this video, please put in the comments

Anadili İngilizce olan biriyseniz ve bu videoyu izliyorsanız, lütfen yorumlara

words that you have mispronounced, why you did it, how you figured it out, who corrected you,

yanlış telaffuz ettiğiniz kelimeleri, neden yaptığınızı, nasıl anladığınızı, sizi kimin düzelttiğini,

if you can remember all of that.

hepsini hatırlayabiliyorsanız yazın.

Okay here's Obama:

Pekala, işte Obama: Dünyanın her yerinde

Representative of the extraordinary work that our men and women in uniform do,

üniformalı kadın ve erkeklerimizin yaptığı olağanüstü işin temsilcisi

all around the world.

.

Navy corpsman, Christian Bashar.

Deniz Kuvvetleri Komutanı, Christian Bashar.

The word is corpsman but he pronounced all of the letters making it corpsman.

Sözcük kolordu ama bütün harfleri telaffuz ederek onu kolordu yaptı.

Just as trump was, he was reading off a teleprompter,

Tıpkı Trump gibi, bir teleprompter okuyordu

and you know, now that I think of it, that might have been the reason these words were mispronounced.

ve şimdi düşünüyorum da, bu kelimelerin yanlış telaffuz edilmesinin nedeni bu olabilir.

You're in front of a crowd, reading something you probably didn't write,

Bir kalabalığın önündesiniz, muhtemelen yazmadığınız bir şeyi okuyorsunuz,

it's less organic than saying a word that comes to mind.

aklınıza gelen bir kelimeyi söylemekten daha az organik.

It's not corpsman, it's corpsman.

Kolordu değil, bu kolordu.

The word corps is a word I’ve definitely heard mispronounced.

Kolordu kelimesi, kesinlikle yanlış telaffuz edildiğini duyduğum bir kelimedir.

By the way, I tried to see if Obama mispronounced the word corps and I couldn't find any examples.

Bu arada, Obama'nın kolordu kelimesini yanlış telaffuz edip etmediğini görmeye çalıştım ve herhangi bir örnek bulamadım.

He always said it right.

Hep doğru söylemiş.

But if you've only learned the word by reading it and you've never heard it pronounced,

Ama kelimeyi sadece okuyarak öğrendiyseniz ve telaffuzunu hiç duymadıysanız,

how would you know the P and the S are silent?

P ve S'nin sessiz olduğunu nasıl bilebilirsiniz?

This word comes to English, from French, from the Latin word ‘corpus’ meaning body.

Bu kelime İngilizce'ye, Fransızca'dan, Latince beden anlamına gelen 'corpus' kelimesinden gelir.

And in French, they drop a lot of sounds so we picked that up when we absorbed the word from them.

Ve Fransızca'da çok fazla ses çıkarırlar, bu yüzden onlardan kelimeyi özümsediğimizde bunu aldık.

You might have heard the terms peace corps, Marine Corps, press corps.

Barış gücü, Deniz Piyadeleri, basın birlikleri terimlerini duymuş olabilirsiniz.

A corps is a group of people associated with each other,

Kolordu,

acting together, especially, for example, in the military.

özellikle örneğin orduda birlikte hareket eden, birbiriyle ilişkili bir grup insandır.

Now to make it more confusing, the word corporal,

Şimdi daha da kafa karıştırıcı hale getirmek için,

which also comes from French, and originally the Latin word corpus,

yine Fransızcadan gelen ve aslen Latince corpus kelimesinden gelen onbaşı kelimesinin

does have a P sound. Corporal. Corporal.

bir P sesi var. Onbaşı. Onbaşı.

But corps, silent P, silent S.

Ama kolordu, sessiz P, sessiz S.

On top of this, if you pronounced all the letters and you did say the word ‘corpse’ that is a word,

Bunun üzerine, tüm harfleri telaffuz ettiyseniz ve bir kelime olan 'ceset' kelimesini söylediyseniz,

only we spell it with an E at the end.

sadece sonunda E ile heceliyoruz.

It's a dead body.

Bu bir ceset.

Very different meaning.

Çok farklı anlam.

Corps.

Kolordu.

Corpse.

Ceset.

Okay, now we're going to go to a news correspondent, Kris Jansing.

Tamam, şimdi haber muhabiri Kris Jansing'e gideceğiz.

I asked her if there are any words she has a hard time pronouncing.

Telaffuz etmekte zorlandığı kelimeler var mı diye sordum.

Are there any words in American English that you stumble over sometimes, that are a challenge for you?

Amerikan İngilizcesinde bazen tökezlediğiniz, sizi zorlayan herhangi bir kelime var mı?

Do you know, I think it's like anybody else, sometimes when you read something, it just doesn't look right.

Biliyor musun, bence herkes gibi, bazen bir şey okuduğunda doğru gelmiyor.

And it might be a simple word, so usually, it's something like that that will trip you up.

Ve bu basit bir kelime olabilir, bu yüzden genellikle böyle bir şey size çelme takar.

She agrees the teleprompter might be causing some of the mispronunciations,

Teleprompter'ın bazı yanlış telaffuzlara neden olabileceğini kabul ediyor,

because some words just don't look at all like they're pronounced.

çünkü bazı kelimeler hiç telaffuz edildikleri gibi görünmüyor.

She gives us another word I hear mispronounced a lot,

Bize çokça yanlış telaffuz edildiğini duyduğum başka bir kelime veriyor

and you all pointed out too in the comments of another video on mispronunciations.

ve siz de yanlış telaffuzlarla ilgili başka bir videonun yorumlarında buna dikkat çektiniz. Nükleer olduğunu bildiğimiz

I do have some pet peeves, like nuclear,

nükleer gibi bazı evcil huylarım var,

which we know is nuclear,

kind of bug me a little bit.

beni biraz rahatsız ediyor.

Listening to the pronunciation, I hope, guys.

Telaffuzu dinliyorum, umarım çocuklar.

Yes.

Evet.

Nuclear.

Nükleer.

This is a three-syllable word with stress on the first syllable.

Bu, vurgu ilk hecede olan üç heceli bir kelimedir.

DA-da-da.

DA-da-da.

Sometimes, even native speakers will mix up the location of the L and say: nuc-ya-lar.

Bazen, ana dili İngilizce olan kişiler bile L'nin yerini karıştırır ve şöyle der: nuc-ya-lar.

But it’s: nu-cle-ar, nu-cle-ar.

Ama bu: nükleer silah, nükleer silah.

Nuclear.

Nükleer.

But we all do the best we can and you never get it right 100 percent of the time.

Ama hepimiz elimizden gelenin en iyisini yapıyoruz ve asla yüzde 100 doğru yapamıyorsunuz.

Nuclear.

Nükleer.

Nuclear. Not nu-cu-ler. Nuclear.

Nükleer. Nu-cu-ler değil. Nükleer.

By the way, did you hear Kris Jansing use the term ‘pet peeve’?

Bu arada, Kris Jansing'in "pet huysuz" tabirini kullandığını duydunuz mu?

This is a term we use for something that annoys us.

Bu, bizi rahatsız eden bir şey için kullandığımız bir terimdir.

For example, one of my pet peeves is when people chew with their mouths open while eating.

Örneğin, en sinir olduğum şeylerden biri, insanların yemek yerken ağızları açıkken çiğnemeleridir.

Pet peeve.

Evcil hayvan siniri.

Actually, someone else used that phrase in the comments.

Aslında, yorumlarda bu ifadeyi başka biri kullanmıştı.

My pet peeve is people mispronouncing realtor like really re-lit-or.

Benim evcil hayvan sinirim, insanların emlakçıyı gerçekten yeniden aydınlatılmış veya gibi yanlış telaffuz etmesi.

Realtor. This is a word that we use for people that help us buy and sell houses.

emlakçı Bu, ev alıp satmamıza yardımcı olan insanlar için kullandığımız bir kelimedir.

Real estate agents.

emlakçılar.

There's no sound between L and T.

L ve T arasında ses yok.

Real-ter.

Real-ter.

But lots of people put a schwa between L and T,

Ancak pek çok insan L ve T arasına bir schwa koyar

and make the T a flap T, which sounds like: re-lit-or, re-lit-or.

ve T'yi bir flep T yapar, bu da şuna benzer: re-lit-or, re-lit-or.

It's small, adding that extra syllable.

Küçük, fazladan bir hece ekliyor.

It's like when people say ‘triathalon’ when it's actually triath-lon.

Bu, aslında triat-lon iken insanların 'triathalon' demesi gibi.

No vowel between the constants TH and L in triathlon,

Triatlonda TH ve L sabitleri arasında sesli harf yok

and no vowel between L and T in realtor.

ve emlakçıda L ve T arasında sesli harf yok.

Real estate realtor.

Emlak emlakçısı.

You know, English words that come from French can be especially tricky to pronounce.

Biliyorsun, Fransızcadan gelen İngilizce kelimelerin telaffuzu özellikle zor olabilir.

One person commented about cash, and cachet.

Bir kişi nakit ve kaşe hakkında yorum yaptı.

Robin says: as an avid reader, I’ve mispronounced lots of words over the years.

Robin şöyle diyor: Hevesli bir okuyucu olarak, yıllar boyunca pek çok kelimeyi yanlış telaffuz ettim.

And then goes on to talk about cache versus cachet.

Ve sonra önbelleğe karşı kaşe hakkında konuşmaya devam ediyor.

Do you know the word avid? It's a great vocabulary word.

Avid kelimesini biliyor musun? Harika bir sözlük sözcüğü.

It means a lot of interest in something, an eagerness for something, a desire for something.

Bir şeye aşırı ilgi, bir şeye karşı aşırı istek, bir şeye duyulan istek anlamına gelir.

As an avid reader, Robin loves to read.

Hevesli bir okuyucu olarak, Robin okumayı sever.

More sample sentences: avid fans can meet her after the performance.

Daha fazla örnek cümle: Hevesli hayranlar performanstan sonra onunla buluşabilir.

Or, he's an avid supporter of the arts.

Ya da sanatın hevesli bir destekçisidir.

Someone else brought up cache and cachet and said:

Başka biri önbelleği ve kaşeyi getirdi ve şöyle dedi:

One of my co-workers ‘cracks me up’ now that's a phrasal verb that means 'makes me laugh really hard',

İş arkadaşlarımdan biri 'beni çatlatıyor' artık bu 'beni gerçekten çok güldürüyor' anlamına gelen bir deyimsel fiil,

one of my co-workers cracks me up whenever she says her computer is going slowly,

iş arkadaşlarımdan biri bilgisayarı ne zaman söylese beni çatlatıyor yavaş ilerliyor

and she has to clear her cache.

ve önbelleğini temizlemesi gerekiyor.

So cache, cachet.

Yani önbellek, kaşe.

We have two different words here. Cache, which doesn't have a T and cachet which

Burada iki farklı kelimemiz var. T harfi olmayan önbellek ve

does have a T but we don't pronounce it.

T harfi olan ama biz onu telaffuz etmeyen kaşe.

Most Americans if they didn't know this word when they saw it written would probably pronounce it cachet.

Amerikalıların çoğu, bu kelimeyi yazılı gördüklerinde bilmeselerdi, muhtemelen kaşe olarak telaffuz ederlerdi.

But it's from French, the CH is an SH sound, we have stress on the last syllable and we don't say the T.

Ama Fransızca'dan, CH bir SH sesi, vurgu son hecede ve T.

Cachet.

Cachet demiyoruz.

Actually, the stress can be on either syllable, but second syllable is more common.

Aslında, vurgu her iki hecede de olabilir, ancak ikinci hece daha yaygındır.

Cachet is being respected, admired, it's prestige.

Kaşe saygı görmektir, beğenilmektir, prestijdir.

If you have social cachet, you're popular, important, and well liked.

Sosyal itibarınız varsa, popülersiniz, önemlisiniz ve çok seviliyorsunuz.

Cache, on the other hand, is pronounced just like this word ‘cash’ as in money.

Cache ise tıpkı bu 'nakit' kelimesi gibi parada olduğu gibi telaffuz edilir.

It's a place of storage, maybe hidden.

Burası bir saklanma yeri, belki de gizli.

You're probably familiar with this when it comes to computers.

Bilgisayarlar söz konusu olduğunda muhtemelen buna aşinasınızdır.

It's temporary storage for a web browser to make pages load faster for you in the future.

Gelecekte sayfaların sizin için daha hızlı yüklenmesini sağlamak için bir web tarayıcısı için geçici depolama alanıdır.

Cachet.

Kaşe.

Cache.

önbellek.

Two totally different words, and yes, sometimes Americans say cachet when they mean cache.

Tamamen farklı iki kelime ve evet, bazen Amerikalılar önbellek demek istediklerinde kaşe derler.

Which makes sense because in cache, we don't say anything for that ending letter E. But in cliché, we do.

Bu mantıklı çünkü önbellekte, o son E harfi için hiçbir şey söylemiyoruz. Ama klişe olarak, söylüyoruz.

This is another word that you might hear mispronounced:

Bu, yanlış telaffuz edildiğini duyabileceğiniz başka bir kelimedir:

clich, clikee, clitchy? No. Cliché.

klişe, klişe, klişe? Hayır. Klişe.

Again, second syllable stress and the CH makes an SH sound.

Yine ikinci hece vurgusu ve CH bir SH sesi çıkarır.

Cliché. Something is a cliché if it's a stereotype, unoriginal, overused.

Basmakalıp. Bir şey klişeyse, orijinal değilse, aşırı kullanılmışsa klişedir.

I'll use it in a sentence:

Cümle içinde kullanacağım:

The novel is cliché. There are no interesting characters, the plot lines are very predictable.

Roman klişe. İlginç karakterler yok, olay örgüsü çok tahmin edilebilir.

So why in cache, is CHE pronounced SH

Öyleyse neden önbellekte CHE SH olarak telaffuz edilirken

whereas in cliché, it's pronounced ‘shay’?

klişede 'shay' olarak telaffuz ediliyor? Hiçbir

I have no idea.

fikrim yok.

But remember, cache, storage.

Ama unutmayın, önbellek, depolama.

Cachet, prestige.

Kaşe, prestij.

Cliché, unoriginal.

Klişe, orijinal değil.

Our last two words are also of French origin.

Son iki kelimemiz de Fransızca kökenlidir.

Do you know how to pronounce this word?

Bu kelimeyi nasıl telaffuz edeceğinizi biliyor musunuz?

Are you thinking debris?

Enkaz mı düşünüyorsun?

That's probably how an American would pronounce it if they'd never seen it before or heard it,

Daha önce hiç görmemiş veya duymamış olsalardı, muhtemelen bir Amerikalı böyle telaffuz ederdi,

but it's: debris.

ama bu: enkaz.

Last syllable stress, silent S.

Son hece vurgusu, sessiz S.

Debris is leftover, bits and pieces, remains of something. For example:

Artıklar, kırıntılar, bir şeylerin kalıntıları. Örneğin:

After the earthquake, we went searching through the debris of buildings.

Depremden sonra bina enkazlarını aramaya çıktık.

And let's do one more: debt.

Ve bir tane daha yapalım: borç.

That's something owed, we have a lot of credit card debt, for example. That means we owe a lot of money to the credit card company.

Borçlu bir şey bu, çok kredi kartı borcumuz var mesela. Bu, kredi kartı şirketine çok borcumuz olduğu anlamına gelir.

Debt, no B sound. Same with doubt, no B sound, silent B.

Borç, B sesi yok. Şüphe ile aynı, B sesi yok, sessiz B.

We're getting towards the end of this video. Now, if you're still watching, thank you.

Bu videonun sonuna doğru gidiyoruz. Şimdi, hala izliyorsanız, teşekkürler. Bu videodaki örneklerde

If you ever notice a video where someone is mispronouncing a word, like Trump or Obama

Trump veya Obama gibi birinin bir kelimeyi yanlış telaffuz ettiği bir video fark ederseniz

in the examples, in this video, please come back to this video here and link that mistake in the comments,

, lütfen bu videoya geri dönün ve yorumlarda bu hatayı bağlayın,

I absolutely love that kind of thing.

bu tür şeyleri kesinlikle seviyorum.

And don't stop, keep watching.

Ve durmayın, izlemeye devam edin.

We've got almost 700 great videos on the English language for you.

Sizin için İngilizce dilinde neredeyse 700 harika videomuz var. Her salı sabahı anadili

I make new videos primarily to help non-native speakers of American English

Amerikan İngilizcesi olmayan kişiler

feel more confident and comfortable speaking English, every Tuesday morning.

İngilizce konuşurken kendilerini daha güvenli ve rahat hissetmelerine yardımcı olmak için yeni videolar hazırlıyorum.

I also have an academy, Rachel’s English Academy

Ayrıca,

where you can train to take your English communication skills to a new level,

İngilizce iletişim becerilerinizi yeni bir düzeye çıkarmak için eğitim alabileceğiniz Rachel's English Academy adlı bir akademim var,

check it out at rachelsenglishacademy.com

rachelsenglishacademy.com'a göz atın

That's it, and thanks so much for using Rachel’s English.

.