Questions and Answers with Rachel! -- American English and Culture

Fans, this video is for you! Welcome to the first ever Rachel's English question and answer video.

Hayranlar, bu video sizin için! Rachel'ın ilk İngilizce soru cevap videosuna hoş geldiniz. Hayranlarımdan sorular

I put a posting on Facebook asking for questions from my fans. Thanks guys, I got

sormak için Facebook'a bir gönderi koydum . Teşekkürler çocuklar,

some really great questions, and good ideas for future videos on pronunciation. So I had

gerçekten harika sorularım ve telaffuzla ilgili gelecekteki videolar için iyi fikirlerim var. Bu yüzden

to choose just a few questions to answer.

cevaplamak için sadece birkaç soru seçmek zorunda kaldım.

First: Someone asked about what to say in response to 'thank you'. Most people will

Birincisi: Birisi 'teşekkür ederim' yanıtı olarak ne söyleyeceğimi sordu. Çoğu insan

say 'you're welcome!' -- and I do have a video on that! But you will hear other phrases,

'bir şey değil!' diyecektir. -- ve bununla ilgili bir videom var! Ancak başka ifadeler duyacaksınız,

for example, 'no problem'. Or you might hear 'my pleasure'. That's a little more formal.

örneğin 'sorun değil'. Veya 'memnuniyetim' duyabilirsiniz. Bu biraz daha resmi.

Question: why is American English different from British English? Great question. Well,

Soru: Amerikan İngilizcesi İngiliz İngilizcesinden neden farklıdır ? Harika soru.

language is always evolving, and ours evolved an ocean away from Britain. So it makes sense

Dil her zaman gelişiyor ve bizimki Britanya'dan bir okyanus ötede gelişti. Bu nedenle,

that they would have evolved differently. But also, I think when the British came to

farklı şekilde evrimleşmiş olmaları mantıklı. Ama aynı zamanda, bence İngilizler Amerika'ya geldiğinde

America, there was some desire to be different. Noah Webster, who wrote the Webster dictionary,

farklı olma arzusu vardı. Webster sözlüğünü yazan Noah Webster,

wanted to reform the spelling of British English, to simplify that and make it match the sounds

İngiliz İngilizcesinin yazımını yeniden düzenlemek, bunu basitleştirmek ve seslerle

better. Also, in Britain, there was a whole society structure in place. In America much

daha iyi eşleşmesini sağlamak istedi. Ayrıca Britanya'da bütün bir toplum yapısı yürürlükteydi. Amerika'da çok

less so, and there might have been a desire to be less formal, and maybe that is where

daha az ve daha az resmi olma arzusu olabilirdi ve belki de

a lot of our reductions have come from, things like the Flap T, which aren't used in Britain.

indirimlerimizin çoğu buradan geldi, İngiltere'de kullanılmayan Flap T gibi şeyler.

I don't know, it's just a guess!

Bilmiyorum, bu sadece bir tahmin!

I got a question about American culture. This guy talked about having a hard time socializing.

Amerikan kültürü hakkında bir sorum var. Bu adam sosyalleşmekte zorlandığından bahsetti. Tanıdığınız

I made a video about how to say hello to someone you know, check it out if you haven't. And

birine nasıl merhaba diyeceğinizle ilgili bir video çektim, izlemediyseniz bir göz atın. Ve

I think a lot of Americans are really open to conversation as a culture, but it depends

bence pek çok Amerikalı bir kültür olarak konuşmaya gerçekten açık, ancak

on the personality if someone is going to start a conversation. So if you're outgoing,

birinin sohbet başlatıp başlatmaması kişiliğe bağlıdır . Bu nedenle, dışa dönükseniz,

you may have to start the conversation. I got another question about how to start a

sohbeti başlatmanız gerekebilir. Bir yabancıyla nasıl sohbet başlatılacağına dair başka bir sorum var

conversation with a stranger, and I think this is a great topic. I'm going to start

ve bence bu harika bir konu.

working on a video for it.

Bunun için bir video üzerinde çalışmaya başlayacağım.

Egle, who has been an active fan for many years, asked me if I gave up being a singer.

Uzun yıllardır aktif bir hayranı olan Egle, şarkıcılıktan vazgeçip vazgeçmediğimi sordu.

The answer is yes, but I don't usually use the term 'give up'. Some of my fans out

Cevap evet, ama genellikle 'pes etme' terimini kullanmam. Dışarıdaki bazı hayranlarım

there might not know, but I used to be an opera singer, and I stopped. My last show was in

bilmiyor olabilir ama ben bir opera şarkıcısıydım ve bıraktım. En son programım 2009'daydı.

2009. When you say that you're giving something up, that means that you don't really

Bir şeyden vazgeçtiğimi söylediğinde, bu gerçekten

want to stop doing it, but you will. For example, in the Christian tradition, people will give

onu yapmayı bırakmak istemediğin anlamına gelir ama bırakacaksın. Örneğin, Hristiyan geleneğinde, insanlar

something up for Lent: like, I'm going to give up chocolate for Lent. It's not because

Oruç için bir şeylerden vazgeçerler: Örneğin, Oruç için çikolatadan vazgeçeceğim.

you hate chocolate, but because you're going to give up something you like as part of your

Çikolatadan nefret ettiğiniz için değil, ruhani pratiğinizin bir parçası olarak sevdiğiniz bir şeyden vazgeçeceğiniz için

spiritual practice. So I don't usually say I gave up singing, because I was ready to.

. Bu yüzden genellikle şarkı söylemeyi bıraktığımı söylemem çünkü buna hazırdım.

I didn't want to keep doing it. My interest in it as a career had completely gone away

Bunu yapmaya devam etmek istemedim. Bir kariyer olarak buna olan ilgim o

by then. So, I didn't do it because I had to, I did it because I wanted to. So I usually

zamana kadar tamamen gitmişti. Yani mecbur olduğum için yapmadım , istediğim için yaptım. Bu yüzden genellikle

say I quit singing, or, I stopped singing.

şarkı söylemeyi bıraktığımı veya şarkı söylemeyi bıraktığımı söylerim.

This brings me to the next question, why did I decide to do Rachel's English? I didn't

Bu beni bir sonraki soruya getiriyor, neden Rachel'ın İngilizcesini yapmaya karar verdim?

really. I decided to start making some videos for fun, but I didn't really think about whether

Gerçekten yapmadım. Eğlenmek için bazı videolar yapmaya karar verdim , ancak

or not people would actually watch them! I had no idea it would become this. I don't

insanların onları gerçekten izleyip izlemeyeceğini gerçekten düşünmedim! Bunun bu hale geleceği hakkında hiçbir fikrim yoktu.

think I was even wishing for that. If you want to know more about how I got into this,

Bunu dilediğimi bile sanmıyorum. Bu işe nasıl girdiğim hakkında daha fazla bilgi edinmek istiyorsanız,

you can check out an interview I did a while back.

bir süre önce yaptığım bir röportaja göz atabilirsiniz .

Here's a question I got about driving: Can you start driving when you're 16? Yes. Actually,

İşte araba kullanmakla ilgili bir sorum var: 16 yaşında araba sürmeye başlayabilir misin? Evet. Aslında

15, and in some states, 14, though for that first year, you have to have an adult in the

15 ve bazı eyaletlerde 14 ama o ilk yıl için arabada bir yetişkinin olması gerekiyor

car. But yes, I started driving when I was 16. And yes we have speed limits! Every single road.

. Ama evet, 16 yaşımda araba kullanmaya başladım. Ve evet, hız sınırlarımız var! Her bir yol.

If you speed or get in an accident, you do get points added to your license, and if you

Hız yaparsanız veya kaza yaparsanız ehliyetinize puan eklenir,

get to a certain number, then your license gets suspended and you can't drive for a while.

belli bir sayıya ulaşırsanız ehliyetiniz askıya alınır ve bir süre araç kullanamazsınız.

But there are ways to take the points off, like taking a class. I'm actually not

Ancak ders almak gibi puanları düşürmenin yolları var . Aslında

like most Americans, in that I don't have a car, I haven't had one for over 10 years,

çoğu Amerikalı gibi değilim, arabam yok, 10 yılı aşkın süredir, hatta

maybe even 15 by now.

belki şimdiye kadar 15 yıldır arabam yok. Bu

So I mostly take the bus or a train, or sometimes I get people to drive me around.

yüzden çoğunlukla otobüse ya da trene binerim ya da bazen insanların beni gezdirmesini sağlarım.

Yulia asked about stressful situations. I know Yulia because she took a Rachel's English

Yulia stresli durumları sordu. Yulia'yı Rachel'dan İngilizce dersi aldığı için tanıyorum

class. Hi Yulia! She's asking about speaking in stressful situations, when the stress level

. Merhaba Julia! Stresli durumlarda konuşmayı soruyor, stres seviyesi

is high, it becomes harder to pay attention to pronunciation. And of course, it's in a

yüksek olduğunda telaffuza dikkat etmek zorlaşıyor . Ve elbette, anlaşıldığınızdan emin olmak

stressful situation that you want to make sure you're understood! I don't actually think

istediğiniz stresli bir durumdasınız ! Aslında

you can treat the pronunciation without treating the stress. So, the best way in the moment

vurguyu tedavi etmeden telaffuzu tedavi edebileceğinizi düşünmüyorum . Yani, o anda

to bring yourself down from that stressful state, is actually to feel your breath and

kendinizi bu stresli durumdan çıkarmanın en iyi yolu, aslında nefesinizi hissetmek ve

pay attention to it for a few seconds. So, I think you have to just for a moment of focus

birkaç saniyeliğine ona dikkat etmektir. Bu yüzden, stresinizle başa çıkmanıza yardımcı olması için bir anlığına nefesinize odaklanmanız gerektiğini düşünüyorum

on your breath to help deal with your stress, that will help you communicate better. Rather

, bu daha iyi iletişim kurmanıza yardımcı olacaktır.

than thinking of, how can I communicate better!?!?! That's just more stressful.

Düşünmek yerine, nasıl daha iyi iletişim kurabilirim!?!?! Bu sadece daha stresli.

This video is getting long, so I'm going to wrap it up with one last question. Someone

Bu video çok uzadı, o yüzden son bir soruyla toparlayacağım. Birisi

asked about the process of making a video, and I do want to explain that because I think

video hazırlama sürecini sordu ve ben de bunu açıklamak istiyorum çünkü

some people will put up a request for a video, and then get sad when I don't post it the

bazı insanların video için istekte bulunacağını ve sonraki hafta yayınlamadığım zaman üzüleceğini düşünüyorum

next week. But it is a long process! First I have to choose my topics, do my research

. Ama bu uzun bir süreç! Önce konularımı seçmeli, araştırmamı

and experimenting, to make sure I know how I want to explain it. Then I write the script.

ve deneylerimi yapmalı, nasıl açıklamak istediğimi bildiğimden emin olmalıyım . Sonra senaryoyu yazarım.

That whole process can take a couple of hours, even for a video that's just a few minutes

Tüm bu süreç, yalnızca birkaç dakikalık bir video için bile birkaç saat sürebilir

long. Generally I try to do around 20 so I can film them all at the same time. Then I

. Genelde hepsini aynı anda çekebilmek için 20 civarında çekmeye çalışıyorum. Sonra

reserve a studio. Obviously, this is not my studio. This is my living room. Also, it's

bir stüdyo ayırtırım. Belli ki burası benim stüdyom değil. Burası benim oturma odam. Ayrıca,

obvious that I didn't take any time to make sure my hair looked nice or anything, but

saçımın güzel göründüğünden emin olmak için hiç zaman ayırmadığım da açık ama

I do do that when I'm filming at the studio. I rent space at YouTube in Manhattan, and

bunu stüdyoda çekim yaparken yapıyorum. Manhattan'daki YouTube'da yer kiralıyorum ve

they have a lot of professional lights and cameras, a good microphone, I bring my own

çok sayıda profesyonel ışıkları ve kameraları var, iyi bir mikrofonları var ve kendi

teleprompter. And I shoot them all. It takes all day to shoot those 20 videos, and often

teleprompterimi getiriyorum. Ve hepsini vuruyorum. Bu 20 videoyu çekmek tüm günümü alıyor ve çoğu zaman

I realize when I get home that I've messed something up and I can't make one of the videos

eve geldiğimde bir şeyleri mahvettiğimi ve planladığım videolardan birini çekemediğimi fark ediyorum

I had been planning. But, then I edit the video, and that takes anywhere from 2-8 hours,

. Ama sonra videoyu düzenlerim ve bu, ne tür olduğuna bağlı olarak video başına 2 ila 8 saat sürer

per video, depending on what kind it is.

.

Once I upload to YouTube there's still a lot work to be done.

YouTube'a yükledikten sonra yapılacak çok iş var.

I have to make the captions, which see here, and also annotations and links. The whole

Burada gördüğünüz altyazıları ve ayrıca ek açıklamaları ve bağlantıları yapmak zorundayım. Tamamı

takes about 10 hours per video. That's why I only do 1 video a week. I used to do two, but

video başına yaklaşık 10 saat sürer. Bu yüzden haftada sadece 1 video çekiyorum. Eskiden iki tane yapardım ama

it was just wearing me out. I'd love to do more at some point, but for now it's just

bu beni yoruyordu. Bir noktada daha fazlasını yapmak isterdim ama şimdilik bu

not possible. I get many more than 1 video request each week, and that is why most people

mümkün değil. Her hafta 1'den fazla video isteği alıyorum ve bu yüzden video isteyen çoğu kişi

who request a video will not get to see that video, unfortunately. But I hope at some point

maalesef o videoyu göremiyor. Ama umarım bir noktada

my life changes so I can do 2-3 videos a week. I really like the editing part. Actually this

hayatım değişir de haftada 2-3 video çekebilirim. Düzenleme kısmını çok seviyorum. Aslında bu, Los

is a cool video I made behind the scenes in Los Angeles at the YouTube studios, so you

Angeles'ta YouTube stüdyolarında kamera arkasında yaptığım harika bir video , böylece nasıl bir şey

can see that to get an idea of what it's like.

olduğu hakkında bir fikir edinmek için onu görebilirsiniz .

Friends and fans, thank you so much for your questions! I'm sorry I wasn't able to answer

Arkadaşlar ve hayranlar, sorularınız için çok teşekkür ederim ! Hepsini cevaplayamadığım için üzgünüm

them all. Do me a favor, if you haven't signed up for my mailing list, do! It's the easiest

. Bana bir iyilik yap, e-posta listeme kaydolmadıysan, yap! Seninle

way for me to keep in touch with you. You can follow this link, or go to the description

iletişim halinde olmamın en kolay yolu bu. Bu bağlantıyı takip edebilir veya aşağıdaki açıklamaya gidebilirsiniz

below. Also, be my Fan on Facebook and follow me on Twitter here. We passed 50,000 fans

. Ayrıca, Facebook'ta Hayranım olun ve beni buradan Twitter'da takip edin. Haftada Facebook'ta 50.000 hayranı geçtik

the week on Facebook, it was awesome! And finally guys, I would like to ask you to share

, harikaydı! Ve son olarak çocuklar, sizden

Rachel's English with your friends, or if you have a blog, or share it on Facebook, that's

Rachel'ın İngilizcesini arkadaşlarınızla paylaşmanızı istiyorum veya bir blogunuz varsa veya bunu Facebook'ta paylaşırsanız,

really how Rachel's English grows. Thank you so much for your support!

Rachel'ın İngilizcesi gerçekten bu şekilde gelişir. Desteğiniz için çok teşekkür ederim!

By guys! See you soon!

Beyler tarafından! Yakında görüşürüz!