How to Practice English Pronunciation -- Interview with Tom Kelley

Hey guys. Welcome to the set of Rachel’s English in New York at the YouTube Space.

Hey Millet. New York'ta YouTube Stüdyosu'nda Rachel's English setine hoş geldiniz.

We’re here with the Rachel’s English teacher Tom. Tom’s been teaching with me since 2012

Rachel'ın İngilizce öğretmeni Tom ile buradayız . Tom 2012'den beri benimle ders veriyor

and has logged hundreds of hours teaching. So we’re going to sit down in an interview

ve yüzlerce saat ders verdi. Bu yüzden

with Tom today to learn about his lessons. Also, you’ll get some tips about things

bugün dersleri hakkında bilgi edinmek için Tom ile bir röportajda oturacağız. Ayrıca, kendi başınıza pratik yaparken düşünmeniz gereken şeyler hakkında bazı ipuçları alacaksınız

to think about when you’re practicing on your own.

.

>> Tom, thank you so much for being here. >> It’s my pleasure.

>> Tom, burada olduğun için çok teşekkür ederim. >> Bu benim için bir zevk.

>> My first question is, what is something that new students discover when they first

>> İlk sorum şu: Yeni öğrencilerin

start taking lessons with you? >> To be honest, I think students tend

sizden ders almaya başladıklarında keşfettikleri şey nedir? >> Dürüst olmak gerekirse, öğrencilerin düşündüklerinden

to discover that it’s going to be more complicated than they thought. Many students come into

daha karmaşık olacağını keşfetme eğiliminde olduklarını düşünüyorum . Pek çok öğrenci

lessons with a belief that they will work on the R sound and maybe a couple consonant

derslere R sesi ve belki birkaç ünsüz

sounds, and then, all of a sudden, their English will have improved dramatically. And I think

ses üzerinde çalışacaklarına inanarak gelirler ve sonra birdenbire İngilizceleri önemli ölçüde gelişir. Ve

it’s often much more complicated than that. It tends to be a lot of focus on rhythm. And

çoğu zaman bundan çok daha karmaşık olduğunu düşünüyorum. Ritme çok fazla odaklanma eğilimindedir. Ve

a lot of focus on relaxation. >> Yeah.

gevşemeye çok fazla odaklanın. >> Evet.

>> Um, one thing that I think about a lot with my students and talk about a lot with

>> Um, öğrencilerimle çok düşündüğüm ve öğrencilerimle çokça konuştuğum bir şey

my students is that, as an actor, when I went to school and took speech training—I’m

var ki, bir aktör olarak okula gittiğimde ve konuşma eğitimi aldığımda —

a native speaker of English, but I was in a speech class—and the first thing we did

anadilim İngilizce ama Bir konuşma dersindeydim ve yaptığımız ilk şey

was work on relaxation. Taking this instrument way back to neutral. So that we could start

gevşeme üzerinde çalışmaktı. Bu aleti boşa almak . Böylece, oraya gittiğimde çıkaramadığım

from a place of, kind of, discovering some new sounds that I wasn’t capable of making

bazı yeni sesleri keşfedebileceğimiz bir yerden başlayabilirdik

when I went in there. And that’s as a native speaker of English.

. Ve bu, ana dili İngilizce olan biri olarak.

>> Speaking about the rhythm of English reminds me, when I was teaching, that students didn’t

>> İngilizcenin ritmi hakkında konuşmak , ben öğretirken öğrencilerin

realize how much I was going to focus on character. They were just thinking: sounds. But I was

karaktere ne kadar odaklanacağımı fark etmediklerini hatırlattı bana. Sadece düşünüyorlardı: sesler. Ama ben

more character-focused. And when they got into it, they realized, wow, this really matters.

daha karakter odaklıydım. Ve işin içine girdiklerinde, bunun gerçekten önemli olduğunu fark ettiler.

>> Yeah. To be honest, I think the best lessons that I do are almost solely based on character,

>> Evet. Dürüst olmak gerekirse, yaptığım en iyi derslerin neredeyse tamamen karaktere dayalı olduğunu düşünüyorum

and then sounds come up. >> Right.

ve sonra sesler ortaya çıkıyor. >> Doğru.

>> And you deal with them in the moment. But those are so easy …

>> Ve onlarla o anda ilgilenirsiniz. Ama bunlar çok kolay …

>> Yeah, right. >> …in comparison with dealing with that

>> Evet, doğru. >> …İngilizcenin bu karakteriyle uğraşmaya kıyasla

character of English. The way that you move your tongue in your mouth. It’s going to

. Dilinizi ağzınızda hareket ettirme şekliniz .

be very different than you’re used to. So, if you start correcting that, if you start

Alıştığınızdan çok farklı olacak. Yani, bunu düzeltmeye başlarsanız,

playing with that movement, you’re going to find that a lot of sounds take care of

o hareketle oynamaya başlarsanız, birçok sesin kendi kendine hallettiğini göreceksiniz

themselves. But you’re going to need to do that by building the character.

. Ama bunu karakteri oluşturarak yapmanız gerekecek.

>> Notice that Tom’s talking a lot about playing. And I think that’s one thing

>> Tom'un oynamaktan çok bahsettiğine dikkat edin . Ve bence yeterince yapmadığımız şeylerden biri de bu

that we don’t do enough. When we’re learning something new, we want to make sure we’re

. Yeni bir şey öğrenirken, haklı olduğumuzdan emin olmak isteriz

right, which often brings in extra tension. But when we think of it as playing, then it

, bu da genellikle fazladan gerilime yol açar. Ama bunu oyun olarak düşündüğümüzde,

can sort of loosen us up. And actually, Tom and I recorded some audio for the book, in

bizi biraz gevşetebilir. Ve aslında, Tom ve ben kitap için

which we’re just making random, crazy sounds, and encouraging people to imitate that. And

rastgele, çılgın sesler çıkardığımız ve insanları bunu taklit etmeye teşvik ettiğimiz bazı sesler kaydettik. Ve

that’s the first thing in the book. >> Yeah.

bu kitaptaki ilk şey. >> Evet.

>> And the point is, relax. Get out of yourself. This is going to be something different and

>> Ve mesele şu ki, rahatlayın. Kendinden çık. Bu farklı ve yeni bir şey olacak

new. >> Another thing that can help a student who,

. >> Yüz yüze veya çevrimiçi ders alamayan bir öğrenciye yardımcı olabilecek başka bir şey de,

maybe, can’t take lessons in person or online, is to get really interested in how they’re

making sound visually. To use a mirror, to use a camera. Something that I’ll do with

görsel olarak nasıl ses çıkardıklarıyla gerçekten ilgilenmek. Ayna kullanmak, kamera kullanmak. Öğrencilerimle yapacağım bir şey,

my students is have them listen to a native speaker’s TED talk. Which as so interesting

onlara anadili İngilizce olan bir kişinin TED konuşmasını dinletmek olacak. Zaten

and inspirational so often anyway, so it’s interesting to listen to. And they have all

çoğu zaman çok ilginç ve ilham verici olan, bu yüzden dinlemek ilginç. Ve tüm

their transcripts available. So you can practice a transcript looking into a camera and record

transkriptleri mevcut. Böylece bir kameraya bakarak transkript alıştırması yapabilir ve

yourself. And then, watch the native speaker and watch yourself. And if you notice that

kendinizi kaydedebilirsiniz. Ve sonra, ana dili İngilizce olan kişiyi izleyin ve kendinizi izleyin. Ve

you tend to not drop your jaw at all, you see your teeth, they’re very close together,

çenenizi hiç düşürmeme eğiliminde olduğunuzu fark ederseniz, dişlerinizi görürsünüz, bunlar birbirine çok yakındır,

then that’s a sign that you need to work on that relaxation of the jaw. Create a little

o zaman bu çene gevşemesi üzerinde çalışmanız gerektiğinin bir işaretidir. Biraz

more space. So you can start getting, just really interested in watching other speakers.

daha alan yaratın. Böylece, diğer konuşmacıları izlemekle gerçekten ilgilenmeye başlayabilirsiniz.

And comparing it to your own. That’s, um, that’s if you’re on your own and you—and

Ve seninkiyle karşılaştırarak. Bu, um, eğer tek başınaysan ve sen - ve

there’s just no one around to help you out. It’s a good, a good way to do that.

etrafta sana yardım edecek kimse yoksa. Bunu yapmanın iyi, iyi bir yolu.

>> That’s a great tip.

>> Bu harika bir ipucu.

>> Tom, what’s something that you’ve learned from your students.

>> Tom, öğrencilerinden öğrendiğin bir şey var mı?

>> I would say that, something that I was kind of surprised to learn—I went in thinking,

>> Bunu öğrendiğimde biraz şaşırdığım bir şey olduğunu söyleyebilirim -

oh, at some point I will feel like I have it all figured out. Like it’s just kind

ah, bir noktada her şeyi çözmüş gibi hissedeceğim diye düşündüm. Sanki bir

of cut and dried and I will know everything to hand to my students, and they will simply

nevi kesilmiş ve kurutulmuş gibi ve öğrencilerime verilecek her şeyi bileceğim ve onlar sadece

take it, and I will just have to say it one way. And I think, what I’m realizing, is

alacaklar ve ben de bunu tek bir şekilde söylemek zorunda kalacağım . Ve sanırım, fark ettiğim şey,

that we all have incredibly specific histories to the way that we speak. For me, I grew up

hepimizin konuşma şeklimize dair inanılmaz derecede özel geçmişlerimiz olduğu . Benim için

in Indiana. So, the center of the country. But, I had a father who was a newscaster.

Indiana'da büyüdüm. Yani ülkenin merkezi. Ama haber spikeri olan bir babam vardı. Bu

So I grew up with, kind of, broadcaster English. So when I went to grad school, there was less

yüzden, bir tür yayıncı İngilizcesi ile büyüdüm. Bu yüzden yüksek lisansa gittiğimde,

that I needed to adjust to find the standard American English. But, every student has a

standart Amerikan İngilizcesini bulmak için ayarlamam gereken daha az şey vardı . Ancak, her öğrencinin

very specific history that they’re coming from. The languages they spoke, and then,

geldiği çok özel bir geçmişi vardır . Konuştukları diller ve ardından

the people that they learned English from. Where were they from? What kind of accent

İngilizce öğrendikleri insanlar. Nereden çıktılar? Ne tür bir aksanla

were they speaking? And, so, as I’m teaching, each student is, kind of, teaching me a new

konuşuyorlardı? Ve ben öğretirken, her öğrenci bana

way to talk about concepts. >> Yeah.

kavramlar hakkında konuşmanın yeni bir yolunu öğretiyor. >> Evet.

>> Because, that’s one of my favorite things about teaching. It can be frustrating sometimes,

>> Çünkü, öğretmenlikle ilgili en sevdiğim şeylerden biri de bu . Bazen sinir bozucu olabilir,

but it’s really a joy to find the best way to communicate a concept to each individual

ancak her bir öğrenciye bir kavramı iletmenin en iyi yolunu bulmak gerçekten bir zevktir

student. Because it’s always just a little different. So I think I’ve really learned

. Çünkü her zaman biraz farklıdır. Bu yüzden,

how unique we are, in the way that we communicate. >> And Tom and I were talking last week about

iletişim kurma biçimimizde ne kadar benzersiz olduğumuzu gerçekten öğrendiğimi düşünüyorum. >> Ve Tom ve ben geçen hafta,

how, sometimes, you’ll be working with, for example, a student from Russia, and you’ll

örneğin Rusya'dan bir öğrenciyle bazen nasıl çalışacağınız ve ona

figure out the right way to, to teach something to him or her. And then—oh, you’ve learned

bir şeyler öğretmenin doğru yolunu bulacağınız hakkında konuşuyorduk . Ve sonra - oh,

from the person the right way to teach it. >> Totally.

kişiden doğru şekilde öğretmeyi öğrendiniz. >> Tamamen.

>> And then the next time you have a Russian student, then you’re all the better prepared

>> Ve bir dahaki sefere bir Rus öğrenciniz olduğunda, daha hazırlıklı olursunuz

>> Yeah, yeah. Those are awesome moments. Those are huge light bulb moments for me as

>> Evet, evet. Harika anlar bunlar. Bunlar kesinlikle bir öğretmen olarak benim için çok büyük ampul anları

a teacher, certainly.

.

>> If a student is preparing for something important, like a job interview, for example,

>> Bir öğrenci, örneğin bir iş görüşmesi gibi önemli bir şeye hazırlanıyorsa

and they have a limited amount of time, just a couple weeks maybe. What would you do to

ve sınırlı bir zamanı varsa, belki sadece birkaç hafta. Onlarla çalışmak için ne yapardınız

work with them? What would your priorities be?

? Öncelikleriniz neler olurdu?

>> Well, for all my lessons, we use a recording project to, kind of, get them into the lessons.

>> Tüm derslerim için, onları derslere sokmak için bir kayıt projesi kullanıyoruz.

So they’ll send me a recording that they will record of themselves speaking. And so

Bu yüzden bana kendi konuşmalarını kaydedecekleri bir kayıt gönderecekler . Ve böylece

for that week, we would use the text of whatever. If they had a presentation, we would use the

o hafta için, her neyse metnini kullanırdık. Bir sunumları olsaydı,

presentation text. If they had an interview, they could do a mock interview of themselves

sunum metnini kullanırdık. Bir röportajları olsaydı, kendi konuşmalarıyla sahte bir röportaj yapabilirlerdi

speaking. So they get some practice on the vocabulary that they’re going to use. And

. Böylece kullanacakları kelimeler üzerinde biraz pratik yaparlar . Ve

then, we would use the lesson time to really drill that vocabulary, any concepts, any words

sonra, ders zamanını o kelime dağarcığını, herhangi bir kavramı, anlaşılması biraz zor olan herhangi bir kelimeyi gerçekten geliştirmek için kullanırdık

that are a little hard to understand. We would really kind of get into why it’s hard to

. Anlamanın neden zor olduğunu gerçekten anlayacak

understand, and help them drill those. And then they would have that lesson video throughout

ve bunları delmelerine yardımcı olacağız. Ve sonra, röportaja özgü bu kavramlara bir nevi odaklanmak için hafta boyunca o ders videosuna sahip olacaklardı

the week to, kind of, focus on those interview-specific concepts. And they would practice with that

. Ve hafta boyunca bununla pratik yapacaklardı

throughout the week. And then if they had a couple weeks, we could come back, see how

. Ve sonra birkaç haftaları olsaydı, geri gelebilir, nasıl

that’s going, and adjust. But, I love in lessons when we have something that specific,

gittiğini görebilir ve uyum sağlayabilirdik. Ancak derslerde bu kadar özel bir şeye sahip olmamızı seviyorum

because we can really focus in on vocabulary that they’re using on a daily basis. And

çünkü günlük olarak kullandıkları kelimelere gerçekten odaklanabiliyoruz . Ve

that can be great to help them integrate the practice into their everyday conversation.

bu, uygulamayı günlük konuşmalarına entegre etmelerine yardımcı olmak için harika olabilir .

>> Now, at the beginning of this interview, you said one of the first things that students

>> Şimdi, bu röportajın başında, öğrencilerin keşfettiği ilk şeylerden birinin

discover is, sort of, how much work it’s going to be.

, bir nevi, bunun ne kadar iş olacağı olduğunu söylediniz.

>> Yeah. >> And how complicated it is. So when you

>> Evet. >> Ve ne kadar karmaşık. Peki,

have a short period of time to work on one goal, how do you simplify the process, or,

bir hedef üzerinde çalışmak için kısa bir süreniz olduğunda , süreci nasıl basitleştirirsiniz veya

what do you focus on? >> For that, if it’s just one goal, we really

neye odaklanırsınız? >> Bunun için, eğer bu tek bir hedefse, gerçekten

just focus on succeeding on that, kind of, small world of text. So it becomes much more

o küçük metin dünyasında başarılı olmaya odaklanıyoruz. Böylece,

specific about this word, as opposed to trying to extrapolate major concepts from that word,

bu kelime hakkında çok daha spesifik hale geliyor, o kelimeden ana kavramları tahmin etmeye çalışmanın aksine,

we just focus in on, when you get to this word, remember to drop your jaw, remember

biz sadece odaklanıyoruz, bu kelimeye geldiğinizde, çenenizi indirmeyi unutmayın,

that tongue movement, and drill it a million times this week.

o dil hareketini hatırlayın ve üzerinde çalışın. bu hafta milyon kez

>> Right. >> So that you can really nail it in the interview

>> Doğru. >> Röportajda veya sunumunuzda gerçekten başarılı olabilmeniz için

or in your presentation. >> So, for an interview, it would maybe be

. >> Yani, bir röportaj için,

vocabulary specific to that job interview, or whatever.

o iş görüşmesine özgü kelime dağarcığı olabilir ya da her neyse.

>> Absolutely >> Just getting comfortable with those core

>> Kesinlikle >> Sadece bu temel kelimelerle rahatlıyorum

words. >> Yes. Yeah. I mean, we just dive into the

. >> Evet. Evet. Demek istediğim, kendilerini

material that they will be using in that, whatever environment they’re headed into,

so that they can feel as comfortable as possible. The, the thing is, you can practice as much

olabildiğince rahat hissedebilmeleri için, hangi ortama yönelirlerse gitsinler, kullanacakları malzemeye dalıyoruz. Mesele şu ki, yapabildiğin kadar pratik yapabilirsin

as you can, you, maybe you can practice five hours a day. But, when it comes down to it,

, sen, belki günde beş saat pratik yapabilirsin . Ancak, iş ona geldiğinde,

you’re probably going to be nervous in those situations. And so, when you get in the room,

muhtemelen bu durumlarda gergin olacaksınız . Ve böylece, odaya girdiğinizde,

you kind of have to let everything go and just be yourself, and hope that the

her şeyi bir kenara bırakıp sadece kendiniz olmanız ve

practice kind of comes with you. >> Yeah.

uygulamanın bir nevi sizinle birlikte gelmesini ummanız gerekir. >> Evet.

>> Um, but the best way that that practice is going to come with you is if you’ve drilled

>> Um, ama bu pratiğin seninle gelmesinin en iyi yolu, delme

and drilled and practiced. And so, we try in the lessons to really give a specific kind

, delme ve pratik yapmandır. Ve böylece, derslerde, pratik yaparken yalnız kaldıkları zamanlarda ne üzerinde çalışmaları gerektiğine dair gerçekten belirli bir tür duygu vermeye çalışıyoruz

of sense of what they need to work on in their alone time as they practice. To build up,

. İnşa etmek

and have a successful experience. >> Great. Well Tom, thank you so much for

ve başarılı bir deneyime sahip olmak. >> Harika. Tom, bu tavsiye için çok teşekkür ederim

this advice. I appreciate it, and I hope everyone out there has appreciated it too.

. Bunu takdir ediyorum ve umarım oradaki herkes de takdir etmiştir.

>> Absolutely. My pleasure. >> And guys, Tom does have availability yet

>> Kesinlikle. Memnuniyetle. >> Ve çocuklar,

in his schedule for a few more students. So if you’re preparing for an important event,

Tom'un programında henüz birkaç öğrenci için daha müsaitlik var. Bu nedenle, önemli bir etkinliğe hazırlanıyorsanız

or you just want to work with somebody directly on your specific issues,

veya yalnızca belirli sorunlarınız üzerinde biriyle doğrudan çalışmak istiyorsanız ,

check out RachelsEnglish.com/lessons.

RachelsEnglish.com/lessons adresini ziyaret edin.

>> I’d love to work with you. >> That’s it guys, and thanks so much for

>> Sizinle çalışmayı çok isterim. >> Hepsi bu kadar arkadaşlar ve

using Rachel’s English.

Rachel'ın İngilizcesini kullandığınız için çok teşekkürler.