LEARN ENGLISH with TV – MODERN FAMILY

Hey you!

Hey sen! Benimle

Thanks for showing up just to study English with me.

İngilizce çalışmak için geldiğiniz için teşekkürler .

Today I have a real treat.

Bugün gerçek bir ziyafetim var.

We're going to learn English with TV.

TV ile İngilizce öğreneceğiz.

Because sometimes you just want to be entertained when you learn.

Çünkü bazen öğrenirken sadece eğlenmek istersiniz .

We're going to take a scene from the ABC comedy 'Modern Family'.

ABC komedisi 'Modern Family'den bir sahne çekeceğiz .

Have you seen it?

Onu gördün mü?

It's really funny.

Bu gerçekten eğlenceli.

There are lot of great reductions in this scene.

Bu sahnede pek çok büyük indirgeme var .

What we're going to do is a full pronunciation analysis.

Yapacağımız şey tam bir telaffuz analizi.

So we'll watch the scene and then we'll go back and together we'll study all of the reductions.

Bu yüzden sahneyi izleyeceğiz ve sonra geri dönüp tüm indirgemeleri birlikte inceleyeceğiz.

Things like flap T, stress.

Flap T gibi şeyler, stres.

Studying this will really help you understand how Americans speak, what they do so it will

Bunu çalışmak, Amerikalıların nasıl konuştuğunu, ne yaptıklarını anlamanıza gerçekten yardımcı olacak, böylece

increase you listening comprehension and then it will also help you sound more natural when

dinlediğinizi anlama becerinizi artıracak ve ayrıca Amerikan İngilizcesi konuşurken daha doğal konuşmanıza yardımcı olacaktır

you speak American English.

. Bu

So I call this kind of exercise a Ben Franklin exercise.

yüzden bu tür bir egzersize Ben Franklin egzersizi diyorum.

It starts with us just watching the scene.

Sadece sahneyi izlememizle başlar.

Then together we'll do the full pronunciation analysis.

Sonra birlikte tam telaffuz analizini yapacağız.

I'll make sure you'll understand everything that's happening and how things are being

Olan her şeyi ve bazı şeylerin nasıl

pronounced.

telaffuz edildiğini anladığınızdan emin olacağım.

Let's go ahead and get started with the scene.

Devam edelim ve sahneye başlayalım.

>> What you guys laughing at?

>> Sizler neye gülüyorsunuz?

Oh, I wouldn't worry about it.

Ah, bunun için endişelenmezdim.

You said something funny, didn't you?

Komik bir şey söyledin, değil mi?

The guy's a joke machine!

Adam şaka makinesi!

Oh, someone's sitting there.

Oh, birisi orada oturuyor.

Who?

Someone who doesn't ask a million questions.

DSÖ?

Milyonlarca soru sormayan biri.

Ah.

Ah.

Grandpa you can sit with us.

Büyükbaba, bizimle oturabilirsin.

Mmm, great.

Harika.

And now, the analysis.

Ve şimdi, analiz.

>> What you guys laughing at?

>> Sizler neye gülüyorsunuz?

Okay, a single thought group.

Tamam, tek bir düşünce grubu.

Lots of reductions here.

Burada birçok indirim var. Sen

What are you.

nesin.

Well here's some stress on, stress on 'wha', some stress on 'guys', some stress on 'la'.

Pekala, işte biraz stres, 'wha' üzerinde stres, 'çocuklar' üzerinde biraz stres, 'la' üzerinde biraz stres.

>> What you guys laughing at?

>> Sizler neye gülüyorsunuz?

But are you unstressed?

Ama stressiz misin?

Said really unclearly.

Gerçekten belirsiz söyledi.

So, the word 'R' often reduces to schwa-R, rr, rr.

Bu nedenle, 'R' kelimesi genellikle schwa-R, rr, rr'ye indirgenir.

And then we would link with a flap T he links by actually I don't hear the R at all.

Ve sonra bir flep T o bağlantıları ile bağlantı kurardık, aslında R'yi hiç duymuyorum.

I hear what a, what a.

Ne a, ne a duydum.

What are you, what are you, what are you.

Nesin sen, nesin, nesin.

The word U not reduced but it is unstressed.

U kelimesi azaltılmamıştır ancak vurgulanmamıştır.

Flat in pitch.

Sahada düz.

What are you, what are you, what are you, what are you, what are you, what are you guys.

Nesiniz, nesiniz, nesiniz, nesiniz, nesiniz, nesiniz çocuklar.

Try that.

Bunu dene.

What are you guys.

Siz nesiniz?

>> What are you guys...

>> Sizler nesiniz...

What you guys laughing at?

Neye gülüyorsunuz?

Guys laughing at.

Gülen adamlar.

Now, he drops the NG sound and instead makes just an N sound laughin', laughin', laughin'

Şimdi, NG sesini düşürüyor ve bunun yerine sadece bir N sesi çıkarıyor, gülüyor, gülüyor, gülüyor

at.

.

And then the N links into the vowel A, stop T at the end, laughin' at, laughin' at.

Ve sonra N sesli harf A'ya bağlanıyor, sonunda T'yi durdur, gülüyor, gülüyor.

Try that.

Bunu dene.

>> laughing at?

>> gülüyor musun?

Oh, I wouldn't worry about it.

Ah, bunun için endişelenmezdim.

Oh, I wouldn't worry about it.

Ah, bunun için endişelenmezdim.

All linked together, all connected.

Hepsi birbirine bağlı, hepsi bağlantılı.

Oh, I wouldn't.

Yapmazdım.

Little stress there.

Orada biraz stres.

Worry.

Endişelenmek.

Most stressed there.

En çok orada stresli.

About it.

Bu konuda.

But everything is very smooth.

Ama her şey çok pürüzsüz.

There's no skips in the voice, there's no brakes.

Seste atlama yok, fren yok.

>> Oh, I wouldn't worry about it.

>> Oh, bunun için endişelenmezdim.

He holds out the word 'oh'.

'Oh' kelimesini uzatıyor.

Oh, I. Links it right into the I diphthong.

Oh, I. Onu doğrudan I diphthong'a bağlar.

>> Oh, I...

>> Ah, ben...

Oh, I wouldn't worry about it.

Ah, bunun için endişelenmezdim.

What about the 'n't'?

Peki ya 'n' değil?

There are several different ways that Americans pronounce that rarely is it with T, a true

Amerikalıların, gerçek bir T sürümü olan T ile nadiren olduğunu telaffuz ettikleri birkaç farklı yol vardır

T release.

.

And here, I'm hearing 'wouldn't worry'.

Ve burada, 'endişelenmem' sözlerini duyuyorum.

I'm hearing the T is completely dropped.

T'nin tamamen düştüğünü duydum.

I don't hear a stop, I hear the N linking right into the W sound.

Bir durak duymuyorum, N'nin doğrudan W sesine bağlandığını duyuyorum.

Wouldn't worry, wouldn't worry.

Endişelenmez, endişelenmezdim.

So that is one way we pronounce an apostrophe T. Just without the T. That's what he's doing

Kesme işareti T'yi telaffuz etmemizin bir yolu bu. T harfi olmadan. Onun

here.

burada yaptığı da bu.

A reduction of a contraction.

Bir kasılmanın azaltılması.

>> I wouldn't worry about it.

>> Bunun için endişelenmezdim.

Worry about it.

Bunun için endişelen.

The ending E vowel links right into the schwa, the first syllable of about, about it.

Biten E sesli harfi, about, about it'in ilk hecesi olan schwa'ya bağlanır.

And then a flap T is used to link the two words together.

Ve sonra iki kelimeyi birbirine bağlamak için bir kapak T kullanılır .

We use a flap T to link words when it comes between two vowel sounds or after an R or

İki sesli harf arasında veya bir R'den sonra veya

before a vowel.

bir sesli harften önce geldiğinde kelimeleri bağlamak için bir flep T kullanırız.

About it, about it.

Onun hakkında, onun hakkında.

So it's not 'about it'.

Yani 'bununla ilgili' değil.

With true Ts but it's 'about it'.

Gerçek T'lerle ama 'bununla ilgili'.

With a flap T and then a stop T. When you start studying T pronunciations, you realize

Bir T harfi ve ardından bir T ile. T telaffuzlarını incelemeye başladığınızda,

that it's not all that common to make a true T. It happens sometimes but most of the time,

gerçek bir T yapmanın o kadar da yaygın olmadığını fark edersiniz. Bazen olur ama çoğu zaman,

the letter T is not pronounced as a true T. Here it was dropped completely, here it was

T harfi gerçek bir T olarak telaffuz edilmez. Burada tamamen düşürüldü, burada

a flap T, and here it was a stop T. Here it was a flap T, and here it was a stop T. So

bir flep T ve burada bir stop T idi. Burada bir flep T ve burada bir stop T idi.

on this, in this two sentence fragment we have five Ts.

.

None of them are true Ts.

Hiçbiri gerçek Ts değil.

Making a true T a flap T or stop T or dropping it altogether does make English more smooth

Gerçek bir T a flap T yapmak veya T'yi durdurmak veya tamamen bırakmak, İngilizceyi daha pürüzsüz hale getirir

and this linking together is so important for the character of American English.

ve bu bağlantı, Amerikan İngilizcesinin karakteri için çok önemlidir.

>> I wouldn't worry about it.

>> Bunun için endişelenmezdim.

You said something funny didn't you?

Komik bir şey söyledin değil mi?

I'm going to stop here for a minute guys.

Arkadaşlar bir dakika burada duracağım.

I have something important to tell you really quick.

Sana hızlıca söylemem gereken önemli bir şey var .

If you would like this kind of analysis, I'm going to do 11 videos in a row starting June

Bu tarz bir analiz isterseniz 18 Haziran'dan itibaren arka arkaya 11 video yapacağım.

18.

It's the summer blockbuster movies We're going to be learning English with movies and I'm

Yazın gişe rekorları kıran filmler Filmlerle İngilizce öğreneceğiz ve

going to make an extra free audio lesson to go with each video lesson.

ekstra ücretsiz bir ses kaydı yapacağım. her video dersine uygun ders.

If you want that, you'll have to sign up.

Bunu istiyorsanız, kaydolmanız gerekecek.

I'm not going to bombard people with emails so I only want to send people these free downloadable

İnsanları e-posta bombardımanına tutmayacağım, bu yüzden insanlara bu ücretsiz indirilebilir

audio lesssons if you want them.

sesli dersleri yalnızca eğer isterseniz göndermek istiyorum.

So if you want to study English with movies this summer, follow this link here or on the

Yani bu yaz filmlerle İngilizce çalışmak istiyorsanız , buradaki bağlantıyı veya

description below.

aşağıdaki açıklamayı takip edin.

Pass it on to your friends, we're going to be doing this together.

Arkadaşlarınıza iletin, bunu birlikte yapacağız.

It's going to be so fun.

Çok eğlenceli olacak.

I cannot wait to spend my summer with you.

Yazımı seninle geçirmek için sabırsızlanıyorum.

Okay now back to this analysis.

Tamam, şimdi bu analize geri dönelim.

>> I wouldn't worry about it.

>> Bunun için endişelenmezdim.

You said something funny didn't you?

Komik bir şey söyledin değil mi?

You said something funny didn't you?

Komik bir şey söyledin değil mi?

Okay we have lots of reductions here.

Tamam, burada çok fazla indirimimiz var.

You said something.

Bir şey söyledin.

You and some, both have a little bit of length but really fun is the most stressed syllable

Siz ve bazılarınız, ikinizin de biraz uzun ama gerçekten eğlence oradaki en vurgulu hecedir

there.

.

You said some-thing.

Bir şey söyledin.

Whats happening here?

Burada neler oluyor?

How is that being pronounced?

Bu nasıl telaffuz ediliyor?

>> You said something funny...

>> Komik bir şey söyledin... '

'You' is fully pronounced 'you' but it is said quickly.

You' tam olarak 'you' olarak telaffuz ediliyor ama çabuk söyleniyor.

You said something.

Bir şey söyledin.

I don't actually hear the D. Said something.

Aslında D'nin bir şey söylediğini duymuyorum.

I hear the S sound, an E vowel linking right into the next sound, the S. The word said

S sesini duyuyorum, bir E sesli harfi bir sonraki sese, S'ye bağlanıyor.

which is a verb, a content word is said very unclearly here.

Bir fiil olan "söylenen" sözcüğü, içerik sözcüğü burada çok net söylenmiyor.

You said something.

Bir şey söyledin.

Now what about something?

Peki ya bir şey?

>> You said something funny...

>> Komik bir şey söyledin...

Something.

Bir şey.

Some'n.

Bazıları. Düzenli olarak

Very casual way to pronounce this though you will hear regularly.

duyacağınız halde bunu telaffuz etmenin çok rahat bir yolu .

Some'n.

Bazıları.

It's like S-U, a stop sound, the glottal stop and then M. Su-M, Su-M. So this is the U as

S-U gibi, bir dur sesi, gırtlaksı dur ve ardından M. Su-M, Su-M. Yani bu, tereyağı ünlüsünde olduğu gibi U'dur

in butter vowel.

.

So those two sounds stay the same and then the stop is like the M, SU-M, and then the

Yani bu iki ses aynı kalır ve ardından durak M, SU-M gibidir ve ardından

M is made again to show the ending of the word.

kelimenin sonunu göstermek için M tekrar yapılır . Hiç bir

It makes no sense.

anlamı yok.

It doesn't follow rules.

Kurallara uymuyor.

But this is how you will hear the word pronounced sometimes.

Ancak bazen kelimenin telaffuzunu bu şekilde duyacaksınız .

Su-M, Su-M, Su-M, Su-M.

Su-M, Su-M, Su-M, Su-M.

>> something funny...

>> komik bir şey...

Actually, I think I'm going to change the way I wrote this in IPA.

Aslında bunu IPA'da yazma şeklimi değiştireceğimi düşünüyorum.

I think I'm going to take away the stop symbol here and I think I am going to write it with

Sanırım buradaki stop sembolünü kaldıracağım ve sanırım bunu

like an M, a stop and an M. Sum'm, sum'm, sum'm.

bir M, bir stop ve bir M ile yazacağım. Sum'm, sum'm, sum'm.

>> Something funny...

>> Komik bir şey...

Anyway, go by what you hear.

Neyse, duyduklarınıza göre hareket edin.

Just imitate that.

Sadece taklit et.

Sum'm, sum'm.

Topla, topla.

>> Something funny, something funny, something

>> Komik bir şey, komik bir şey, komik bir şey

funny didn't you?

değil mi?

Didn't you? didn't you? didn't you?

değil mi değil mi değil mi

Okay what's happening here?

Tamam, burada neler oluyor?

Okay well first of all, the word 'you' reduced.

Tamam, her şeyden önce, 'sen' kelimesi azaldı.

You, you, you.

Sen sen Sen.

Not an U vowel but a schwa instead.

Bir U sesli harfi değil, bunun yerine bir schwa.

What about the N'T here?

Peki ya buradaki N'T?

>> Didn't you?

>> değil mi?

Didn't you?

değil mi

Didn't you?

değil mi

To me it sounds like didn't you, didn't you.

Bana öyle geldi, değil mi?

The T is dropped.

T bırakılır.

We'll we knew that could happen.

Bunun olabileceğini bileceğiz.

I even feel that this D is dropped.

Hatta bu D'nin düştüğünü hissediyorum.

Din'ya, din'ya.

Din'ya, din'ya.

It's a lazy unclear way to say this but reductions happen.

Bunu söylemenin tembel, belirsiz bir yolu ama indirimler oluyor.

They happen all the time.

Her zaman olurlar.

Didn't you, didn't you, didn't you.

Değil mi, değil mi, değil mi?

>> Didn't you?

>> değil mi?

I wouldn't say this is a very common way to pronounce the word didn't but it does happen

Bunun did't kelimesini telaffuz etmenin çok yaygın bir yolu olduğunu söyleyemem ama

obviously.

açıkça oluyor.

He's doing it.

O yapıyor.

>> Didn't you?

>> değil mi?

The guys's a joke machine.

Adamlar tam bir şaka makinesi.

The guys's a joke machine.

Adamlar tam bir şaka makinesi.

So again everything smoothly linked together in this thought group.

Böylece yine bu düşünce grubunda her şey sorunsuz bir şekilde birbirine bağlandı .

No brakes.

Fren yok.

The guy's a joke machine.

Adam şaka makinesi.

Joke has the most stressed.

Şaka en çok strese sahiptir.

Here it's a noun.

İşte bir isim.

Joke can also be a verb.

Şaka da bir fiil olabilir.

But everything smoothly linked together.

Ama her şey sorunsuz bir şekilde birbirine bağlı.

The schwa of 'The' links right into the G.

'The'nin schwa'sı doğrudan G'ye bağlanır.

The guys a.

Adamlar a.

Now 'S pronounced as a Z and that links right into the schwa.

Şimdi 'S, Z olarak telaffuz ediliyor ve bu doğrudan schwa'ya bağlanıyor.

The guy's a joke machine.

Adam şaka makinesi.

>> The guy's a joke machine...

>> Adam şaka makinesi...

What's happening the the K here?

Burada K ne oluyor?

It's not released.

Serbest bırakılmadı.

Joke machine.

Şaka makinesi.

So the tongue tip goes up into position but then there's no K release of the sound before

Böylece dil ucu yukarı kalkar, ancak bir sonraki ses olan M'ye geçmeden önce sesin K salınımı olmaz.

he goes in to the next sound which is the M. So a stop consonant.

Yani bir ünsüz dur.

It's not uncommon to drop the release when that word is followed by a consonant.

Bu kelimenin ardından bir ünsüz geldiğinde serbest bırakmanın bırakılması alışılmadık bir durum değildir.

Joke machine, joke machine, joke machine.

Şaka makinesi, şaka makinesi, şaka makinesi.

>> Joke machine...

>> Şaka makinesi...

Notice the CH in machine is pronounced SH.

Makinedeki CH'nin SH olarak telaffuz edildiğine dikkat edin.

Sh, sh, sh.

Şşt, şş, şş.

>> Machine...

>> Makine...

Oh, someone's sitting there.

Oh, orada biri oturuyor.

Oh, someone's sitting there.

Oh, birisi orada oturuyor.

Oh, someone's sitting there.

Oh, birisi orada oturuyor.

Smoothly linked together.

Sorunsuz bir şekilde birbirine bağlı.

Pitch goes down towards the end of the phrase because it's a statement.

Ses perdesi cümlenin sonuna doğru iner çünkü bu bir ifadedir.

>> Oh, someone's sitting there.

>> Oh, birisi orada oturuyor.

Just like before with the word something, some, someone.

Tıpkı daha önce bir şey, bazısı, biri kelimesinde olduğu gibi.

It's the U as in butter vowel and the stressed syllable there.

Tereyağı sesli harfindeki U ve buradaki vurgulu hece.

Now the 'S in this case would be a Z sound because it comes after a voiced sound, N.

Şimdi, bu durumda 'S bir Z sesi olacaktır çünkü sesli bir ses olan N'den sonra gelir.

But it's Z followed by S. These two sounds have the same mouth position.

Ama Z'nin ardından S gelir. Bu iki ses aynı ağız konumuna sahiptir.

Z is made with the voiced Z and S is made with just air, S. They're paired together.

Z, sesli Z ile yapılır ve S sadece hava ile yapılır, S. Birlikte eşlenirler.

And in a pair like this, it's the unvoiced sound that is stronger.

Ve bunun gibi bir çiftte, daha güçlü olan sessiz sestir.

The voiced sound is weaker.

Seslendirme sesi daha zayıf.

So it actually gets taken over.

Yani aslında devralınıyor.

And the two words just linked together with a, with an S sound.

Ve iki kelime birbirine a, S sesiyle bağlandı.

Someone sitting.

Birisi oturuyor.

There's no Z sound that you need to try to make.

Yapmaya çalışmanız gereken Z sesi yok .

Smoothly links the word together with the S. Someone sitting, someone sitting.

Kelimeyi S ile sorunsuz bir şekilde birbirine bağlar. Biri oturuyor, biri oturuyor.

Now what do you notice with the double T here?

Şimdi burada çift T ile ne fark ettiniz?

>> Someone's sitting there.

>> Birisi orada oturuyor.

That's a flap T because it comes between two vowel sounds.

Bu bir flep T çünkü iki sesli harf arasına geliyor.

Sitting, sitting, sitting.

Oturmak, oturmak, oturmak.

>> Sitting, sitting, sitting there.

>> Oturuyor, oturuyor, orada oturuyor.

Who?

DSÖ?

Who?

DSÖ?

Shape of a stressed syllable.

Vurgulu bir hecenin şekli.

Up down, who?

Yukarı aşağı, kim?

>> Who?

>> Kim?

Now this is a question, and you may know that many questions go up in pitch at the end.

Şimdi bu bir soru ve sonunda pek çok sorunun ortaya çıktığını biliyor olabilirsiniz.

Who?

DSÖ?

But this doesn't because it's, can't be answered by yes or no.

Ancak bu, evet veya hayır olarak cevaplanamayacağı için değil.

So it's not a yes no question there for a pitch will generally go down.

Bu nedenle, bir satış konuşması genellikle aşağı ineceği için orada bir evet hayır sorusu yoktur .

Who?

DSÖ?

>> Who?

>> Kim?

Someone who doesn't ask a million questions.

Milyonlarca soru sormayan biri.

Someone who doesn't ask a million questions.

Milyonlarca soru sormayan biri.

I think those are the most stressed syllables there.

Bence oradaki en vurgulu heceler bunlar . Vurgusuz hecelerde

Let's look and see what's happening with the unstressed syllables.

neler olduğuna bakalım .

Do we have any reductions?

Herhangi bir indirimimiz var mı?

>> Someone who doesn't ask a million questions.

>> Bir milyon soru sormayan biri.

Yes we do.

Evet yaparız.

Someone who, someone who.

Kim kim, kim kim.

The W sound is dropped in who and it's just the U vowel that's linked on to the ending

W sesi who'ya bırakılır ve N ile biten sadece U sesli harfidir.

N. Someone who, someone who.

Birisi who, birisi who.

These two words go together somewhat frequently and I think it probably happens a lot that

Bu iki kelime biraz sık bir şekilde bir araya geliyor ve bence

the W sound is dropped.

W sesinin düşürülmesi muhtemelen çok oluyor.

Doesn't have to be.

Olmak zorunda değil.

Someone who.

Birisi kim.

But it doesn't sound strange that it is.

Ama öyle olması garip gelmiyor.

Someone who, someone who.

Kim kim, kim kim.

In fact, I didn't even realize that it was dropped until I focused in on this and listened

Aslında, buna odaklanıp art arda birçok kez dinleyene kadar düştüğünü bile fark etmemiştim

to it many times in a row.

.

That's how much we are used to reductions.

İndirimlere bu kadar alıştık.

I never thought 'Oh my goodness, he never say the W sound.'

'Aman Tanrım, o asla W sesini söylemez' diye düşünmedim.

Someone who...

Birisi...

>> Someone who doesn't ask...

>> Sormayan biri...

What about N'T here?

Peki ya N'T burada?

Doesn't ask, doesn't ask.

Sormaz, sormaz.

I here the T is totally dropped and the N sound links right into the vowel A. In the

Ben burada T tamamen kaldırılmıştır ve N sesi doğrudan A ünlüsüne bağlanmıştır.

word doesn't, we have the U as in butter vowel and the Z sound.

Don't kelimesinde, tereyağı sesli harfinde olduğu gibi U ve Z sesi vardır.

So S makes a Z on this word 'doesn't'.

Yani S, bu "yapmaz" kelimesini Z yapar.

Doesn't ask

Sorma

>> Someone who doesn't ask, someone who doesn't

>> Sormayan biri, sormayan biri

ask, someone who doesn't ask a million questions.

, milyonlarca soru sormayan biri.

The K releases really lightly into the schwa 'ask a'.

K, 'a sor' schwa'sına gerçekten hafifçe salınır.

Ask a, k, k, ask a.

a, k, k sor, a sor.

When we have an ending consonant and the beginning vowel and often can feel like the consonant

Bitiş ünsüzümüz ve başlangıç seslimiz olduğunda ve çoğu zaman ünsüz

belongs to the word that begins with a vowel k, k, k.

k, k, k sesli harfleriyle başlayan kelimeye aitmiş gibi hissedebiliriz.

Ask, ask.

Sor, sor.

>> Someone who doesn't ask a million

>> Milyonlarca soru sormayan

someone who doesn't ask a million someone who doesn't ask a million questions.

biri Milyonlarca soru sormayan biri Milyonlarca soru sormayan biri.

Million questions.

Milyon soru.

Ending N sound goes right into the beginning K sound very smooth.

Bitiş N sesi, baştaki K sesine çok düzgün gider.

Questions.

Sorular

QU usually makes a KW cluster, it does here, questions.

QU genellikle bir KW kümesi yapar, burada yapar, sorular.

>> A million questions...

>> Bir milyon soru...

Ah Grandpa, you can sit with us.

Ah Dede, bizimle oturabilirsin.

Grandpa, you can sit with us.

Büyükbaba, bizimle oturabilirsin.

Higher in pitch.

Sahada daha yüksek.

Making it sound really friendly and inviting.

Kulağa gerçekten samimi ve davetkar geliyor.

Grandpa.

Büyükbaba.

D is dropped, it comes between two vowels.

D düşer, iki ünlü arasına gelir.

Sorry, two consonants.

Üzgünüm, iki ünsüz.

Very normal, very common to drop the D here.

D'yi buraya bırakmak çok normal, çok yaygın.

It would be fairly uncommon to hear it pronounced.

Telaffuz edildiğini duymak oldukça nadir olurdu.

Grandpa, grandpa.

Büyükbaba, büyükbaba.

And actually, you might often hear that as an M sound 'grampa' rather that 'granpa'.

Ve aslında, bunu sık sık ' büyükbaba' yerine 'büyükbaba' M sesi olarak duyabilirsiniz.

>> Grandpa, you can sit with us.

>> Büyükbaba, bizimle oturabilirsin.

They actually would sound pretty much the same.

Aslında kulağa hemen hemen aynı geliyorlardı .

Grandpa, grandpa, grandpa, grandpa.

Büyükbaba, büyükbaba, büyükbaba, büyükbaba.

It's hard to tell what she's doing.

Ne yaptığını söylemek zor.

I actually think the M sound is just closing the lips is a little bit easier, faster to

Aslında M sesinin sadece dudakları kapatmak olduğunu düşünüyorum, N konumundan biraz daha kolay, daha hızlı

do than the N position.

.

So perhaps you could make this adjustment with this word.

Yani belki bu kelimeyle bu ayarlamayı yapabilirsiniz .

Grandpa, grandpa, grandpa, grandpa.

Büyükbaba, büyükbaba, büyükbaba, büyükbaba.

And that would help you pronounce it more naturally.

Ve bu, onu daha doğal bir şekilde telaffuz etmenize yardımcı olur .

>> Grandpa, grandpa, grandpa you can sit with

>> Dede,dede,dede bizimle oturabilirsiniz

us.

.

Little bit of stress on U.

U üzerinde biraz stres.

You can sit with us.

Bizimle oturabilirsin.

And then the most stressed there.

Ve sonra en stresli orada.

What about the word 'can'?

Peki ya "yapabilirim" kelimesi?

Very common to reduce this word.

Bu kelimeyi azaltmak için çok yaygın.

Can, can.

Yapabilir, yapabilir.

K sound, schwa N said extremely quickly and it links the word U and sit together.

K sesi, schwa N son derece hızlı bir şekilde söyledi ve U kelimesini birbirine bağladı ve birlikte oturdu.

You can sit, you can sit.

Oturabilirsin, oturabilirsin.

>> You can sit with us...

>> Bizimle oturabilirsiniz...

Sit.

Oturun.

Stop T. Sit with, sit with.

Durdur T. Birlikte otur, birlikte otur.

Sit with us, sit with us.

Bizimle otur, bizimle otur.

And you can make a super light unvoiced th that links into the vowel U, for us.

Ve bizim için U sesli harfine bağlanan sessiz bir süper ışık yapabilirsiniz.

With us, with us, with us.

Bizimle, bizimle, bizimle.

Sit with us.

Bizimle otur.

>> Sit with us.

>> Bizimle oturun.

Great.

Harika.

Great.

Harika.

Great.

Harika.

Up down shape of the stressed syllable.

Vurgulu hecenin yukarı aşağı şekli.

A single thought group here.

Burada tek bir düşünce grubu.

Sorry, a single word in a thought group.

Üzgünüm, bir düşünce grubunda tek bir kelime.

A single syllable in a thought group.

Bir düşünce grubunda tek bir hece.

Great.

Harika.

up-down shape, and ends in a Stop T. Cut off, no release.

yukarı-aşağı şeklindedir ve Stop T ile biter. Kesme, serbest bırakma yok.

T, great, great.

T, harika, harika.

>> Great.

>> Harika.

So many reductions happening here.

Burada çok fazla indirim oluyor.

If you didn't know about them and you were reading along, it would be very hard to understand

Onları bilmeseydiniz ve birlikte okuyor olsaydınız,

how they were doing, what they were doing.

nasıl olduklarını, ne yaptıklarını anlamak çok zor olurdu.

But when we stop and we break it down, and we listen to a small fragment on a loop, it

Ama durup parçaladığımızda ve bir döngüdeki küçük bir parçayı dinlediğimizde

becomes much more clear.

çok daha net hale geliyor.

Then you can start to learn how to simplify what you do when you're speaking in English

Daha sonra, kulağa daha doğal gelmek için İngilizce konuşurken yaptığınız şeyleri nasıl basitleştireceğinizi öğrenmeye başlayabilirsiniz

to sound more natural.

.

Let's listen to the whole conversation one more time.

Tüm sohbeti bir kez daha dinleyelim.

>> What are you guys laughing at?

>> Sizler neye gülüyorsunuz?

Oh, I wouldn't worry about it.

Ah, bunun için endişelenmezdim.

You said something funny, didn't you?

Komik bir şey söyledin, değil mi?

The guy's a joke machine.

Adam şaka makinesi.

Oh, someone's sitting there.

Oh, birisi orada oturuyor.

Who?

DSÖ?

Someone who doesn't ask a million questions.

Milyonlarca soru sormayan biri.

Grandpa, you can sit with us.

Büyükbaba, bizimle oturabilirsin.

Great.

Harika.

That was fun.

Bu eğlenceliydi.

To see the whole scene, click here or see the link in the video description below.

Sahnenin tamamını görmek için buraya tıklayın veya aşağıdaki video açıklamasındaki bağlantıya bakın. Birlikte

We're going to be doing a lot more of this kind of analysis video together.

daha çok bu tür analiz videoları çekeceğiz.

What scenes would you like to see.

Hangi sahneleri görmek istersiniz?

Let me know in the comments below.

Aşağıdaki yorumlarda bana bildirin.

Also, if you learn something brand new, a reduction or something like that that you

Ayrıca, daha önce hiç duymadığınız yepyeni bir şey, bir azalma veya buna benzer bir şey öğrenirseniz

have never heard before, put that in the comments below.

, bunu aşağıdaki yorumlara yazın .

I love to know what you guys are learning.

Ne öğrendiğinizi bilmek hoşuma gidiyor. Hepsi

That's it and thanks so much for using Rachel's English.

bu kadar ve Rachel'ın İngilizcesini kullandığınız için çok teşekkürler .

If you want to see my absolute latest video, click here.

Mutlak son videomu görmek istiyorsanız, buraya tıklayın.

If you're new to the channel, check out this where to start playlist.

Kanalda yeniyseniz, nereden başlamalı oynatma listesine göz atın.

Click here to subscribe.

Abone olmak için buraya tıklayın.

I make new videos on American English every Tuesday.

Her salı Amerikan İngilizcesi üzerine yeni videolar hazırlıyorum .

To be sure we can keep in touch, click here to sign up for my newsletter.

İletişimde kalabileceğimizden emin olmak için, bültenime kaydolmak için buraya tıklayın.

You'll get free lessons in you inbox every week.

Her hafta gelen kutunuzda ücretsiz dersler alacaksınız .