AMERICAN SLANG: SALTY, CAN’T EVEN

I can’t even.

yapamam bile

What’s this mean?

Bunun anlamı nedir?

In today’s Summer of Slang video, we’re going to learn can’t even and salty.

Bugünün Summer of Slang videosunda, çift ve tuzlu yapılamayacağını öğreneceğiz.

Don’t get salty. I’m going to get into the lesson in one second.

Tuzlu olma. Bir saniye sonra derse gireceğim.

But first, I wanted to let you know in case you didn’t know

Ama

that this summer, I started a new podcast.

bu yaz yeni bir podcast'e başladığımı bilmiyorsanız diye önce sizi bilgilendirmek istedim.

There’s so much good stuff there about learning English

Orada İngilizce öğrenmekle ilgili o kadar çok güzel şey var ki

I’m answering a lot of questions from you so I hope you’ll check it out.

sizden gelen pek çok soruyu yanıtlıyorum, umarım kontrol edersiniz.

Go to the iTunes store or wherever you get you podcasts

iTunes mağazasına gidin veya nereden bulursanız bulun, podcast'ler

search for Rachel’s English.

Rachel'ın İngilizcesini arar.

Okay, back to the lesson

Tamam, derse geri

I can’t even.

dönemiyorum bile.

Have you ever heard someone say that?

Hiç birinin bunu söylediğini duydun mu?

It’s one I’ve heard a lot.

Çok duyduğum bir isim.

To be honest, I’m kind of tired of it.

Dürüst olmak gerekirse, bundan biraz sıkıldım.

It means, I can’t handle that, I can’t deal with it.

Bu, bununla başa çıkamam, bununla başa çıkamam demektir.

It’s too much of something.

Bu çok fazla bir şey.

For example, during the election season in the US, there was so much political information

Örneğin, ABD'de seçim döneminde Facebook'ta o kadar çok siyasi bilgi

being shared on Facebook, so many political ads.

paylaşılıyordu ki, o kadar çok siyasi reklam vardı ki.

It was overwhelming.

Eziciydi.

I think more than once I heard someone say “I can’t even”.

Sanırım bir kereden fazla birinin "Ben bile yapamam" dediğini duydum.

Or, if someone shares an article of something particularly horrible on Facebook, like

Ya da birisi Facebook'ta özellikle korkunç bir şeyle ilgili bir makale paylaşırsa , örneğin

starving children or something terrible,

açlıktan ölen çocuklar veya korkunç bir şeyle

they might say with it, “I can’t even”.

birlikte "Yapamam bile" diyebilir.

Like, it's too bad to even think about.

Düşünmesi bile çok kötü.

Basically, you're cutting off the sentence.

Temel olarak, cümleyi kesiyorsun.

It's like saying: I can't even handle it or I can't even deal with it.

Bu, şunu söylemek gibi: Başa çıkamıyorum bile ya da başa çıkamıyorum bile.

I can't even waste my time with it.

Onunla zamanımı bile harcayamam.

But the funny thing about it is it’s so bad that you don’t even want to waste your words on it

Ama bununla ilgili komik olan şey, o kadar kötü ki, üzerinde kelimelerinizi boşa harcamak bile istemezsiniz, bu

so you just cut it off after ‘I can’t even’.

yüzden 'yapamam'dan sonra kesersiniz.

What about ‘salty’?

Peki ya "tuzlu"?

This can describe someone who is agitated, annoyed, maybe bitter, upset.

Bu, tedirgin, rahatsız, belki de acı, üzgün birini tanımlayabilir.

I can’t even.

yapamam bile

I’m so salty right now.

Şu an çok tuzluyum. Onu

She’s really salty because he dumped her.

terk ettiği için gerçekten tuzlu.

He’s salty because his parents took away his car.

Tuzlu çünkü ailesi arabasını aldı.

So the meaning of these two terms is similar.

Dolayısıyla bu iki terimin anlamı benzerdir.

The pronunciation of ‘can’t even’ is tricky because of the word ‘can’t’.

'Can't bile' kelimesinin telaffuzu, 'can't' kelimesi nedeniyle aldatıcıdır.

Remember that Americans don’t fully pronounce that T: can’t. can’t. can’t.

Amerikalıların T: yapamam ifadesini tam olarak telaffuz etmediklerini unutmayın. yapamamak. yapamamak.

There, it is fully pronounced.

Orada, tamamen telaffuz edilir.

We almost never say that. Can't.

Bunu neredeyse hiç söylemiyoruz. Yapamamak. Bunun

We say can’t instead, which is a lot like the word ‘can’, but it’s more abrupt and cut off.

yerine can't (can't) deriz, bu "can" kelimesine çok benzer ama daha ani ve kesik kesiktir.

can’t-- can’t--

yapamam-- yapamam--

Now, someone could get sloppy here: I can't even. I can't even.

Şimdi, birisi burada özensiz olabilir: Yapamam bile. yapamam bile

and connect it, drop the feeling of the T altogether: I can’t even. I can’t even.

ve bağlayın, T hissini tamamen bırakın: Yapamam bile. yapamam bile

Then it sounds like CAN, I can’t even, it’s all connected and smooth.

Sonra CAN gibi geliyor, yapamıyorum bile, hepsi bağlantılı ve pürüzsüz. Kulağa

Even though it sounds like ‘can’, it’s still this phrase: can't-- I can’t even.

"yapabilirim" gibi gelse de, yine de şu ifade: can't-- I can't bile.

Remember the phrase is cut off here, there would be another verb in the sentence.

Unutmayın cümle burada kesiliyor, cümlede başka bir fiil olacaktı.

So even though we’re cutting that off, the word ‘can’t’ still functions the same way here.

Yani onu kesiyor olsak da, 'yapamam' kelimesi burada hala aynı şekilde işlev görüyor.

It’s a helping verb.

Bu bir yardımcı fiildir.

Can as a helping verb reduces to kn—kn—

Bir yardımcı fiil olarak can, kn—kn—'ye indirgenir,

so that’s why we know it’s not ‘can’

bu yüzden onun 'can' olmadığını biliyoruz

because it’s not reduced.

çünkü indirgenmemiştir.

I can’t even.

yapamam bile

So when you hear that full AH vowel,

Yani o tam AH ünlüsünü duyduğunuzda,

it is the word ‘can’t’ even if you’re not hearing the T.

T harfini duymuyor olsanız bile 'can't' kelimesidir. Tuzlu,

Salty, it’s a 2-syllable word with stress on the first syllable.

2 heceli bir kelimedir ve vurgu ilk hecededir.

Sallllty. Salty.

Sallty. Tuzlu.

So the T here is a True T because it’s part of a cluster.

Yani buradaki T, bir kümenin parçası olduğu için Gerçek T'dir.

Salt. Salty. Salty. Ttt---

Tuz. Tuzlu. Tuzlu. Ttt---

Light True T release.

Light True T sürümü.

And we do have a Dark L here. Sallllty.

Ve burada bir Dark L var. Sallty.

So you don’t want to actually lift your tongue tip up, salll---- for the L, we just don’t need it.

Yani dilinizin ucunu gerçekten yukarı kaldırmak istemezsiniz, salll---- L için, sadece buna ihtiyacımız yok.

Just make the dark L sound with the back of the tongue: salllllllty.

Sadece dilin arkasıyla koyu L sesini çıkarın: salllllllty.

Then the tongue goes to the roof of the mouth for the True T.

Sonra True T. Salty için dil damağa gider

Salty.

.

Salty.

Tuzlu.

I know the pronunciation is hard, don’t get salty. Just work on it.

Telaffuzunun zor olduğunu biliyorum, tuzlanma. Sadece üzerinde çalış.

When is it appropriate to use slang?

Argo kullanmak ne zaman uygundur?

We went over that in summer of slang video 2.

Yazın argo videosu 2'de bunun üzerinden geçtik.

So click here to check out the whole series.

Tüm seriyi görmek için buraya tıklayın.