American English Imitation Exercise: What did you do today?

In this American English pronunciation exercise, we're going to study some conversation. Today

Bu Amerikan İngilizcesi telaffuz alıştırmasında biraz konuşma üzerinde çalışacağız. Bugün

it's going to be an imitation exercise, where we listen to speech on a loop, like this:

bir taklit alıştırması olacak, şöyle bir döngüde konuşmayı dinleyeceğiz:

today I woke up...[3x]

bugün uyandım...[3x]

Today's topic: what did you do today?

Bugünün konusu: bugün ne yaptın?

For imitation exercises, I loop a sentence or a sentence fragment three times, then give

Taklit alıştırmaları için, bir cümleyi veya bir cümle parçasını üç kez döngüye alırım, sonra

you time to repeat. It's more important to focus on imitating than what you're saying.

size tekrarlamanız için zaman veririm. Ne söylediğinizden çok taklit etmeye odaklanmak daha önemlidir.

By looping it three times, I hope you'll hear the speech in a different way: more as rhythm

Üç kez tekrarlayarak konuşmayı farklı bir şekilde duyacağınızı umuyorum:

and pitch than as words and sounds. In fact, sometimes, you might want to repeat back only

kelimeler ve seslerden çok ritim ve perde olarak. Aslında, bazen, yalnızca

the rhythm and the pitch, no text at all. For example,

ritmi ve perdeyi tekrarlamak isteyebilirsiniz, hiç metin olmadan. Örneğin,

How are you? [3x]

Nasılsın? [3x]

Uhhh-- instead of trying to say 'how are you?', just going with the rhythm and the pitch.

Uhhh-- 'nasılsın?' demeye çalışmak yerine, sadece ritim ve ses perdesiyle devam edin.

Uhh. Other times, repeat the text. But don't worry about how you think the words should

Ahh. Diğer zamanlarda metni tekrarlayın. Ancak kelimelerin nasıl telaffuz edilmesi gerektiğini düşündüğünüz konusunda endişelenmeyin

be pronounced. Just think about what you're hearing, and reproducing it exactly.

. Sadece ne duyduğunu düşün ve aynen yeniden üret.

Great. Let's get started.

Harika. Başlayalım.

>> Tom, what did you do today?

>> Tom, bugün ne yaptın?

>> Today? >> Today.

>> Bugün mü? >> Bugün.

>> Today I woke up...

>> Bugün uyandım... >>

>> ...and I went for a run.

...ve koşuya çıktım.

>> And, um, then I just worked.

>> Ve, um, sonra sadece çalıştım.

>> So, where do you run?

>> Peki nereye koşuyorsun?

>> I run in Fort Greene Park.

>> Fort Greene Park'ta koşuyorum.

>> In Brooklyn. 0:02:30.790,0:02:27.159 >> That's a nice park.

>> Brooklyn'de. 0:02:30.790,0:02:27.159 >> Güzel bir park.

>> It is a nice park.

>> Güzel bir park.

>> But, isn't it really small?

>> Ama gerçekten küçük değil mi?

>> It's a very small park.

>> Çok küçük bir park.

>> So, how, how do you run there?

>> Peki, nasıl, oraya nasıl koşuyorsunuz?

>> Well, first of all, it's on a hill,

>> Her şeyden önce bir tepenin üzerinde,

>> Fort Greene is on a hill.

>> Fort Greene bir tepenin üzerinde.

>> So, it's very hilly terrain to run.

>> Yani koşmak için çok engebeli bir arazi.

>> And you run around this dirt track around the outside.

>> Ve dışarıdaki bu toprak yolun etrafında koşuyorsun .

>> So you just run loops.

>> Yani sadece döngüler çalıştırıyorsunuz.

>> Right. And you do, like, 50 loops?

>> Doğru. Ve 50 döngü falan mı yapıyorsun?

>> I do 50-100

>>

>> depending on how I'm feeling.

Nasıl hissettiğime bağlı olarak 50-100 >> yaparım.

>> Right.

>> Doğru.

>> So, what are you doing after this?

>> Peki bundan sonra ne yapıyorsun?

>> After this,

>> Bundan sonra,

>> Nothing.

>> Hiçbir şey.

>> No plans.

>> Plan yok.

>> Should we get dinner?

>> Akşam yemeği yiyelim mi?

>> Yeah.

>> Evet.

>> Where should we get dinner?

>> Akşam yemeğini nerede yiyelim?

>> I don't know, somewhere in the neighborhood.

>> Bilmem, civarda bir yerde.

>> There's good stuff around here.

>> Burada iyi şeyler var.

>> Ok.

>> I'll find us something.

>> Tamam.

>> Bize bir şeyler bulacağım.

>> We're in Chelsea.

>> Chelsea'deyiz.

>> right now.

>> şu anda.

>> We are in Chelsea.

>> Chelsea'deyiz.

>> But we're really close to the Union Square area.

>> Ama Union Square bölgesine gerçekten çok yakınız .

>> Flatiron... >> That's true.

>> Flatiron... >> Bu doğru.

>> We have lots of options.

>> Birçok seçeneğimiz var.

>> Rachel knows a lot about the Union Square area.

>> Rachel, Union Square bölgesi hakkında çok şey biliyor .

>> I used to live there. >> She used to live there, for?

>> Orada yaşardım. >> Ne için orada yaşıyordu?

>> Like, four years.

>> Dört yıl gibi.

>> Four years. >> Yeah.

>> Dört yıl. >> Evet.

>> There's a Barnes and Noble there.

>> Orada bir Barnes and Noble var.

>> And a very strange sculpture.

>> Ve çok garip bir heykel.

>> On the side of a building...

>> Bir binanın yan tarafında...

>> that used to be a Circuit City.

>> eskiden Circuit City idi.

>> Wait, what sculpture?

>> Bekle, ne heykeli?

>> There's a sculpture,

>> Bir heykel var,

>> A round sculpture spews smoke.

>> Yuvarlak bir heykel duman çıkarıyor.

>> Oh right, right. >> Or steam.

>> Ah doğru, doğru. >> Veya buhar.

>> So that used to be a Circuit City?

>> Yani burası bir Devre Şehri miydi?

>> It did.

>> Yaptı.

>> What is it now?

>> Şimdi ne var?

>> Is it a Best Buy?

>> Best Buy mu?

>> I'm not quite sure why we're talking about this!

>> Bundan neden bahsettiğimizden pek emin değilim !

And now the whole conversation:

Ve şimdi tüm konuşma:

>> Tom, what did you do today? >> Today?

>> Tom, bugün ne yaptın? >> Bugün mü?

>> Today. >> Today I woke up and I went for a run.

>> Bugün. >> Bugün uyandım ve koşuya çıktım.

>> And, um, then I just worked. >> So, where do you run?

>> Ve, um, sonra sadece çalıştım. >> Peki nereye koşuyorsun?

>> I run in Fort Greene Park, in Brooklyn. >> That's a nice park.

>> Brooklyn'deki Fort Greene Park'ta koşuyorum. >> Güzel bir park.

>> It is a nice park. >> But, isn't it really small?

>> Güzel bir park. >> Ama gerçekten küçük değil mi?

>> It's a very small park. >> So, how, how do you run there?

>> Çok küçük bir park. >> Peki, nasıl, oraya nasıl koşuyorsunuz?

>> Well, first of all, it's on a hill, Fort Greene is on a hill. So, it's very hilly terrain

>> Her şeyden önce, bir tepenin üzerinde, Fort Greene bir tepenin üzerinde. Yani, koşmak için çok engebeli bir arazi

to run. And you run around this dirt track around the outside.

. Ve dışarıdaki bu toprak yolun etrafında koşuyorsun .

>> So you just run loops. >> Right. And you do, like, 50 loops?

>> Yani sadece döngüler çalıştırıyorsunuz. >> Doğru. Ve 50 döngü falan mı yapıyorsun?

>> I do 50-100 depending on how I'm feeling. >> Right.

>> Nasıl hissettiğime bağlı olarak 50-100 yapıyorum. >> Doğru.

>> So, what are you doing after this? >> After this, nothing.

>> Peki bundan sonra ne yapıyorsun? >> Bundan sonra hiçbir şey.

>> No plans. >> No plans.

>> Plan yok. >> Plan yok.

>> Should we get dinner? >> Yeah.

>> Akşam yemeği yiyelim mi? >> Evet.

>> Where should we get dinner? >> I don't know, somewhere in the neighborhood.

>> Akşam yemeğini nerede yiyelim? >> Bilmem, civarda bir yerde.

>> There's good stuff around here. >> Ok.

>> Burada iyi şeyler var. >> Tamam.

>> I'll find us something. >> We're in Chelsea right now.

>> Bize bir şeyler bulacağım. >> Şu anda Chelsea'deyiz.

>> We are in Chelsea. But we're really close to the Union Square area, Flatiron...

>> Chelsea'deyiz. Ama Union Square bölgesine çok yakınız, Flatiron...

>> That's true. >> We have lots of options.

>> Rachel knows a lot about the Union Square area.

>> Bu doğru. >> Birçok seçeneğimiz var.

>> Rachel, Union Square bölgesi hakkında çok şey biliyor .

>> I used to live there. >> She used to live there, for?

>> Orada yaşardım. >> Ne için orada yaşıyordu?

>> Like, four years. >> Four years.

>> Dört yıl gibi. >> Dört yıl.

>> Yeah. >> There's a Barnes and Noble there. And a

>> Evet. >> Orada bir Barnes and Noble var. Ve eskiden Circuit City olan

very strange sculpture on the side of a building that used to be a Circuit City.

bir binanın yan tarafında çok garip bir heykel .

>> Wait, what sculpture? >> There's a sculpture, a round sculpture

>> Bekle, ne heykeli? >> Bir heykel var, duman çıkaran yuvarlak bir heykel

that spews smoke >> Oh right, right.

>> Aaa, doğru.

>> Or steam. >> So that used to be a Circuit City?

>> Veya buhar. >> Yani burası bir Devre Şehri miydi?

>> It did. >> What is it now?

>> Yaptı. >> Şimdi ne var?

>> Is it a Best Buy? I'm not quite sure why we're talking about this!

>> Best Buy mu? Bundan neden bahsettiğimizden tam olarak emin değilim! Hepsi

That's it, and thanks so much for using Rachel's English.

bu kadar ve Rachel'ın İngilizcesini kullandığınız için çok teşekkürler.