CONVERSATION MASTERCLASS: How To STOP TRANSLATING In Your Head! | Learn to Think in English

One of the biggest concerns my students have is how to think quickly enough

Öğrencilerimin en büyük endişelerinden biri yeterince hızlı düşünmek.

to join a conversation in English and express themselves the way they want to.

İngilizce bir sohbete katılmak ve kendilerini istedikleri gibi ifade etmek.

I totally understand. I had this problem too when I was studying German in Germany,

Tamamen anlıyorum. Bu problemi Almanya'da Almanca

and studying Spanish in the Dominican Republic.

ve Dominik Cumhuriyeti'nde İspanyolca eğitimi alırken de yaşadım.

But the good news is there are things you can do to train your brain to think in English

Ancak iyi haber şu ki, beyninizi İngilizce düşünmek için eğitmek için yapabileceğiniz şeyler var,

so that you don't have to translate in your head, and you can jump right into the conversation in English.

böylece kafanızda çevirmek zorunda kalmıyorsunuz ve doğrudan İngilizce konuşmaya atlayabilirsiniz.

We're going to work on training your brain to think in English today,

Bugün beyninizi İngilizce düşünmek için eğitmeye çalışacağız,

and also training your brain to respond quickly to questions.

ve ayrıca beyninizi sorulara hızlı bir şekilde cevap verecek şekilde eğitmek.

This is all stuff that you can practice and get better at.

Bu, pratik yapabileceğiniz ve daha iyi hale getirebileceğiniz şeyler.

So the next time you're in a conversation, you can join it as naturally and as freely as you want.

Bir dahaki sefere görüştüğünüzde, konuşmaya istediğiniz kadar doğal ve özgürce katılabilirsiniz.

Just think of that. To be able to express yourself in English the way you want to.

Bunu bir düşünün. Kendinizi dilediğiniz şekilde İngilizce ifade edebilmek için.

If you like this video, or you learned something from it, please subscribe with notifications and do like it.

Bu videoyu beğendiyseniz veya videodan bir şey öğrendiyseniz, lütfen bildirimlere abone olun ve beğenin.

It really helps.

Gerçekten yardımcı oluyor.

Now we've already done a few videos where we started building the skill of thinking in English.

Şimdi İngilizce düşünme becerisini geliştirmeye başladığımız birkaç video yaptık.

We started with naming objects and then describing sentences.

Nesneleri adlandırmak ve sonra cümleleri tanımlamakla başladık.

Now, you're being hit with conversation.

Şimdi, Konuşma ile vuruluyorsun.

You're going to be asked a question. And there will be ten seconds for you to answer.

Size bir soru sorulacak. Ve cevaplamanız için on saniye olacak.

Now if you can't come up with something, some questions will be easier than others, that's okay.

Şimdi bir şey bulamazsanız, bazı sorular diğerlerinden daha kolay olacaktır, sorun değil.

If you can't form a whole sentence, just think of the words you might use when describing,

Bütün bir cümleyi oluşturamıyorsanız, bu soruyu cevaplarken sadece

when answering that question.

tarif ederken kullanabileceğiniz kelimeleri düşünün.

So for example, if the question is: What would you do if you won $10,000?

Örneğin, soru şu ise: 10.000 dolar kazanırsanız ne yapardınız?

You could say: Mexico, beach, vacation.

Şunu söyleyebilirsiniz: Meksika, plaj, tatil.

If you can't come up with something more full.

Eğer daha dolu bir şey bulamazsan.

For example: I would take my family on vacation to Mexico.

Örneğin: Ailemi tatile Meksika'ya götürürdüm.

I'd get a house on the beach and we would all have the time of our lives.

Sahilde bir ev alırdım ve hepimiz hayatımızın zamanına sahip olurduk.

So whatever your level is, you can still respond in one way or another.

Seviyeniz ne olursa olsun, yine de şu ya da bu şekilde cevap verebilirsiniz.

At the end of this video, I'm going to show you a few resources for moving forward,

Bu videonun sonunda size ilerlemek için birkaç kaynak göstereceğim,

for continuing to practice answering questions, and I'm also going to issue you a challenge

soruları yanıtlamaya devam ettiğiniz için size bir meydan okuma yapacağım

where you can practice answering a question, make a video put it on Instagram,

bir soruyu yanıtlamak için pratik yapabileceğiniz, bir videoyu Instagram'a yerleştirebileceğiniz,

and then I'm going to share it with everybody.

ve sonra bunu herkesle paylaşacağım.

Alright, let's get started. Here is your first question.

Tamam, başlayalım. İlk sorunuz.

Hey how are you doing today?

Hey, bugün nasılsın?

That's a pretty simple question.

Bu oldukça basit bir soru.

You can answer with just one word.

Sadece bir kelime ile cevap verebilirsiniz.

Fine or great.

Güzel ya da harika.

Maybe if you're a little bit more comfortable with English,

Belki İngilizce ile biraz daha rahatsanız,

your mind went a little further and in your mind, you said: I'm great, how are you?

zihnin biraz daha ileri gitti ve zihninde, dedin ki: ben iyiyim, nasılsın?

That's awesome! Wherever you are, it doesn't matter, that's your starting point

Bu harika! Nerede olursanız olun, önemli değil, bu sizin başlangıç ​​noktanızdır

and putting in the work will help you get better.

ve işe girmek daha iyi olmanıza yardımcı olacaktır.

As we go forward with these questions, you may find that you give very simple answers

Bu sorularla ilerlerken, çok basit cevaplar verdiğinizi görebilirsiniz.

or that you can talk for days, that's great!

ya da günlerce konuşabilirsin, bu harika!

Pause the video and keep talking, keep working on that skill of answering in English.

Videoyu duraklatın ve konuşmaya devam edin, İngilizce cevap verme becerisi üzerinde çalışmaya devam edin.

Are you tempted to speak out loud? That's actually okay. I'm fine with that.

Yüksek sesle konuşmak ister misin? Aslında sorun değil. Ben iyiyim.

I know this video is about training your mind to think in English,

Bu videonun İngilizce düşünmek için zihninizi eğitmekle ilgili olduğunu biliyorum,

but if you're speaking it instead, that's okay.

ama onun yerine konuşuyorsanız, sorun değil.

The one thing to be careful of is that you're not thinking it in your native language first,

Dikkat edilmesi gereken tek şey, önce ana dilinizde düşünmemeniz,

and then translating it.

ve sonra tercüme.

If you find that you keep thinking in your native language,

Kendi dilinizde düşünmeye devam ettiğinizi fark ederseniz,

then you probably need to simplify what you're doing,

muhtemelen ne yaptığınızı basitleştirmeniz gerekir,

so rather than trying to put together a sentence,

yani bir cümleyi bir araya getirmeye çalışmak yerine,

just think of words in English that you would use in an answer, okay?

Sadece bir cevapta kullanacağınız İngilizce kelimeleri düşünün, tamam mı?

So bring it back as simply as you need to, as far back as you need to in simplification,

Bu yüzden sadeleştirmede ihtiyaç duyduğunuz kadar basit bir şekilde geri getirin,

in order to be able to do it in only English, thinking in English,

sadece İngilizce olarak yapabilmek için, İngilizce düşünerek,

or speaking in English with none of your native language involved.

veya ana dilinizi içermeyen İngilizce konuşma.

What's your favorite thing to eat for breakfast?

Kahvaltıda en sevdiğin şey ne?

So what is your favorite thing to eat for breakfast?

Peki kahvaltıda en sevdiğin şey ne?

Maybe you answered in one word: bagels,

Belki tek kelimeyle cevap verdiniz: simit,

or maybe you got more elaborate with your answer:

ya da belki cevabınızla daha ayrıntılı bir şekilde ilgilenmişsinizdir:

For breakfast I love a David's bagel, New York City cinnamon raisin toasted with plain cream cheese.

Kahvaltı için ben bir David's simit seviyorum, New York Tarçın kuru üzüm sade krem peynir ile tost.

Maybe orange juice with some pulp on the side.

Yanında biraz kağıt hamuru ile portakal suyu olabilir.

Okay, here's your next question.

Tamam, işte bir sonraki sorunuz.

When's the last time you needed an umbrella?

En son ne zaman bir şemsiyeye ihtiyacın vardı?

Okay so you see how this works.

Tamam, bunun nasıl çalıştığını görüyorsunuz.

You don't know the question ahead of time.

Soruyu önceden bilmiyorsun.

You're asked it and you have to think on your feet.

Sizden istendi ve ayaklarınız üzerinde düşünmeniz gerekiyor.

You have to quickly jump in, answer that in English.

Hızlı bir şekilde atlamak zorundasınız, İngilizce cevap verin.

And if you're having too hard of a time doing that, and your mind keeps going to your native language,

Ve bunu yapmak için çok fazla zamanınız varsa ve zihniniz ana dilinize devam ediyorsa,

then drop answering the question and just say words

sonra soruyu cevaplayın ve sadece kelimeler söyleyin

that you would say in your answer like: bagel, or cream cheese, or whatever.

cevabınızda şöyle söyleyebilirsiniz: simit veya krem ​​peynir veya her neyse.

Wherever you are, I'm going to keep saying it. Wherever you are, that's okay, that's your starting point.

Nerede olursanız olun, söylemeye devam edeceğim. Nerede olursanız olun, sorun değil, başlangıç ​​noktanız bu.

Love it and take one step forward by practicing.

Sevin ve pratik yaparak bir adım öne geçin.

I know a lot of people like to learn about how to get better at something,

Bir çok insanın bir şeyde nasıl daha iyi olabileceğini öğrenmeyi sevdiğini biliyorum,

but then it's hard to actually put in the time for the training.

ancak eğitim için zaman ayırmak gerçekten zor.

And it's a challenge. I'm putting you on the spot here.

Ve bu bir meydan okuma. Seni buraya koyuyorum.

Question after question. But you can do this.

Sorudan sonra soru. Ama bunu yapabilirsiniz.

You're now going to get two full minutes of questions.

Şimdi iki tam dakika soru alacaksınız.

If you get frustrated or flustered, just skip that question.

Sinirlenir veya kızarırsanız, bu soruyu atlamanız yeterlidir.

Just take your breath, and just breathe until the next question, and start again from scratch, okay?

Sadece nefesinizi alın ve bir sonraki soruya kadar nefes alın ve tekrar sıfırdan başlayın, tamam mı?

Two minutes.

İki dakika.

Here we go.

Başlıyoruz.

What shoes do you think are the most comfortable?

Hangi ayakkabıların en rahat olduğunu düşünüyorsun?

What's your favorite movie and why?

En sevdiğin film hangisi ve neden?

What's your dream job?

Hayalindeki iş ne?

Did you sleep well last night?

Dün gece iyi uyudun mu?

What did you have for dinner yesterday?

Dün akşam yemeğinde ne vardı?

Who is your favorite teacher and why?

En sevdiğin öğretmen kim ve neden?

Can you tell me how to get to the closest restaurant?

Bana en yakın restorana nasıl ulaşacağımı söyleyebilir misin?

I love opera but what's your favorite kind of music?

Operayı seviyorum ama en sevdiğin müzik türü nedir?

If you could travel anywhere, where would you go and what would you do there?

Bir yere seyahat edebilseydiniz, nereye giderdiniz ve orada ne yapardınız?

How did you celebrate your last birthday?

Son doğum gününü nasıl kutladın?

Tell me about your family.

Bana ailenden bahset.

You're still watching, you did it!

Hala izliyorsun, başardın!

You stuck with me and you trained your mind to think in English.

Benimle kaldın ve aklını İngilizce düşünmek için eğittin.

Depending on your level, this is easy and fun, or this is hard and tiring.

Seviyenize bağlı olarak, bu kolay ve eğlenceli veya bu zor ve yorucu.

Either way, doing it every day will take you further down the road to where you want to be,

Her iki durumda da, bunu her gün yapmak sizi olmak istediğiniz yere götürecek,

to where you can join English conversation quickly,

İngilizce konuşmaya hızlı bir şekilde katılabileceğiniz yere,

speak English fast, and just feel confident about your skills.

hızlı İngilizce konuşun ve becerilerinizden emin olun.

Now don't stop here. If you want to keep going, go to Google and put in random question generator.

Şimdi burada durma. Devam etmek istiyorsanız, Google'a gidin ve rastgele soru oluşturucu ekleyin.

There are a few that you'll get at the top, and I'll put some links in the video description.

En üstte alacağınız birkaç tane var ve video açıklamasına bazı bağlantılar koyacağım.

Go to those sites click on the button, and it's going to throw a question at you.

Bu sitelere gitmek için düğmeye tıklayın, size bir soru atacak.

If you have no idea what the question means, just click the next button

Sorunun ne anlama geldiğine dair bir fikriniz yoksa, sadece sonraki düğmeyi tıklayın

and keep it going until you get a question that you can answer.

ve cevaplayabileceğiniz bir soru bulana kadar devam edin.

You know, do this one minute a day, just generate one question for yourself.

Bunu günde bir dakika yapın, kendiniz için bir soru oluşturun.

Look at it, answer it, come up with your question right away in English.

Bakın, cevaplayın, sorunuzu hemen İngilizce olarak görün.

Doing this just a little bit every day will build this skill for you of reacting in English,

Bunu her gün biraz yapmak, İngilizce'de tepki verme becerisini geliştirecek,

thinking in English, and that's just going to come in so handy

İngilizce düşünmek ve bu çok kullanışlı olacak

every time you try to join a conversation in English.

İngilizce bir sohbete her katılmaya çalıştığınızda.

And now for the challenge if you follow me on Instagram,

Ve şimdi meydan okuma için beni Instagram'da takip edersen,

take a video of yourself answering a question, following a prompt.

bir soru sonrasında bir soruyu yanıtlarken bir video çekebilirsiniz.

Don't plan ahead of time.

Önceden plan yapmayın.

Take the video, tag me in it, @rachelsenglish

Videoyu çek, beni etiketle, @rachelsenglish

and I'm going to put all of those into my Instagram story here for the next week, okay?

ve tüm bunları önümüzdeki hafta burada Instagram hikayeme koyacağım, tamam mı?

Tag @rachelsenglish, I'm going to put it in my story then go watch the story

Tag @rachelsenglish, hikayeme koyacağım sonra hikayeyi izlemeye gideceğim

and see if other students have also practiced their English, practice their conversational skills.

ve diğer öğrencilerin İngilizcelerini de pratik yapıp yapmadığını, konuşma becerilerini pratik yapıp yapmadığını görün.

And we can all watch, everybody's together, and just appreciate the effort that everyone's making together.

Hepimiz izleyebiliriz, herkes birlikte ve herkesin birlikte gösterdiği çabayı takdir ediyoruz.

Now I make new videos every Tuesday.

Şimdi her Salı yeni videolar yapıyorum.

Please subscribe with notifications, and do come back here every week, watch the video, we have fun together.

Lütfen bildirimlere abone olun ve her hafta buraya gelin, videoyu izleyin, birlikte eğleniyoruz.

And keep your studying going right now with this video.

Ve şu an bu videoyla eğitiminize devam edin.

It takes a little bit of English conversation, we study it together, it's very fun you're going to love it,

Biraz İngilizce konuşma gerektirir, birlikte çalışırız, çok seveceksiniz,

watch it, click it, enjoy it.

izle, tıkla, tadını çıkar.

That's it guys and thanks so much for using Rachel's English.

Bu kadar çocuklar ve Rachel'ın İngilizcesini kullandığınız için çok teşekkürler.