Meet My Parents! American English Pronunciation

In this American English pronunciation video, you're going to meet my parents.

Bu Amerikan İngilizcesi telaffuz videosunda, ailemle tanışacaksın. Size İngilizce

Now, I've been spending a lot of time teaching you English, and I thought it would be fun

öğretmek için çok zaman harcadım ve bana

to show you who taught me English. These are my parents Rita and Stan.

İngilizce öğreten kişiyi size göstermenin eğlenceli olacağını düşündüm. Bunlar benim ailem Rita ve Stan.

Rita. Notice we have a flap T there, because the T is coming between two vowel sounds.

Rita. Burada bir flep T'ye sahip olduğumuza dikkat edin, çünkü T iki ünlü sesin arasına geliyor.

-ta, -ta, Rita. Stan. Now here we have the AA as in BAT vowel followed by the N consonant.

-ta, -ta, Rita. Stan. Şimdi burada BAT sesli harfinde olduğu gibi AA ve ardından N ünsüz var.

When this vowel is followed by the N or the M consonant, we get an extra sound. Aa-uu,

Bu sesli harfin ardından N veya M ünsüz geldiğinde fazladan bir ses elde ederiz. Aa-uu,

uu, an uh-like sound before the nasal consonant. Stan, Stan, Stan.

uu, nazal ünsüzden önce uh benzeri bir ses. Stan, Stan, Stan.

These are my parents Rita and Stan. >> Hello.

Bunlar benim ailem Rita ve Stan. >> Merhaba.

>> So guys, do you remember what my first word was?

>> Pekala çocuklar, ilk kelimemin ne olduğunu hatırlıyor musunuz ?

>> I remember your brother's first word. >> Ok. So, I'm the youngest of two. Clearly

>> Kardeşinin ilk kelimesini hatırlıyorum. >> Tamam. Yani, ben iki kardeşin en küçüğüyüm. Açıkçası ben

I'm not a memorable child because the first one is the more interesting one.

unutulmaz bir çocuk değilim çünkü ilki daha ilginç.

>> His first word was 'hi'. >> Hi.

>> İlk kelimesi 'merhaba' oldu. >> Merhaba.

>> And, I don't remember Rachel's first word, but once she started speaking, she never stopped.

>> Ve Rachel'ın ilk kelimesini hatırlamıyorum ama konuşmaya başladıktan sonra hiç susmadı.

>> That's true. >> So you don't remember my first word either?

>> Bu doğru. >> Yani benim ilk kelimemi de hatırlamıyor musun?

>> It was probably 'mama'. >> But you don't actually know.

>> Muhtemelen 'anne' idi. >> Ama aslında bilmiyorsunuz.

>> I don't actually know. >> Ok.

>> Aslında bilmiyorum. >> Tamam.

The pronunciation of this word is four syllables, and with the CH consonant sound. Actually.

Bu kelimenin telaffuzu dört heceli ve CH ünsüz sesiyle. Aslında.

But I notice both my Mom and I here pronounced it actually. We're reducing the word by substituting

Ama hem annemin hem de benim burada telaffuz ettiğimizi fark ettim .

the CH with a SH sound, that has no stop; we're making it a little bit smoother. And we're

CH'yi durmayan bir SH sesiyle değiştirerek kelimeyi azaltıyoruz; biraz daha pürüzsüz hale getiriyoruz. Ve

dropping the schwa syllable altogether. Actually. Actually.

schwa hecesini tamamen bırakıyoruz. Aslında. Aslında.

>> But you don't actually know. >> I don't actually know. >> Ok.

>> Ama aslında bilmiyorsunuz. >> Aslında bilmiyorum. >> Tamam.

>> They're trying to think of something cute that I might have said to tell you guys. But

>> Size anlatmak için söylemiş olabileceğim sevimli bir şey düşünmeye çalışıyorlar. Ama

my Mom said: >> I can think of something cute your brother

annem dedi ki: >> Kardeşinin söylediği sevimli bir şey geliyor aklıma

said. >> Yeah. See? It's terrible.

. >> Evet. Görmek? Bu korkunç.

>> Well, I remember doing lots of things with you.

>> Seninle pek çok şey yaptığımı hatırlıyorum .

>> Right. No, it's fine. >> I remember riding you to school on the

>> Doğru. Hayır, bu iyi. >> Bisikletimin gidonunda seni okula götürdüğümü hatırlıyorum

handlebars of my bike. >> Yeah. That hurt. I always wished that he

. >> Evet. Bu acı. Her zaman

would buy an actual seat to put on the bike. >> One thing I remember is sending off a card

bisiklete takmak için gerçek bir koltuk almasını diledim. >> Hatırladığım tek şey,

three days before she left for summer camp so she would receive a card on the first day

yaz kampına gitmeden üç gün önce bir kart yollayıp yaz kampının ilk gününde bir kart alması

of summer camp. >> Yeah. That was nice. I used to go away

. >> Evet. Bu hoştu. Eskiden

for two weeks, and Mom was very good about sending cards and also treats.

iki haftalığına giderdim ve annem kart gönderme ve ayrıca ikramlar konusunda çok iyiydi.

>> Well, thanks Mom and Dad so much for being willing to meet my Rachel's English audience.

>> Anneme ve babama Rachel'ın İngiliz izleyicileriyle tanışmaya istekli oldukları için çok teşekkürler.

One last thing I want to say about them is tomorrow is their 45th wedding anniversary.

Onlar hakkında söylemek istediğim son bir şey de yarın 45. evlilik yıldönümleri.

So, happy anniversary, guys! >> Thank you!

Öyleyse, mutlu yıldönümleri çocuklar! >> teşekkürler!

>> Are you ok? >> Yeah.

>> iyi misin? >> Evet.

>> This is my favorite uncle John. This is my dad's older brother. Isn't he cute? John,

>> Bu benim en sevdiğim amcam John. Bu babamın ağabeyi. O sevimli değil mi? John,

this is Rachel's English. >> Hi Rachel's English. How are you? Rachel

bu Rachel'ın İngilizcesi. >> Merhaba Rachel'ın İngilizcesi. Nasılsın? Rachel

comes from a very talkative family. >> Yeah. We, we all talk a lot.

çok konuşkan bir aileden geliyor. >> Evet. Hepimiz çok konuşuyoruz.

>> Yeah. >> It makes sense that I'm doing what I'm

>> Evet. >> Yaptığım şeyi yapıyor olmam mantıklı

doing. >> Right. I'm the quietest one I think.

. >> Doğru. Sanırım en sessizi benim.

>> Yeah, probably. And he's not that quiet.

>> Evet, muhtemelen. Ve o kadar sessiz değil.