Learn English – Grey's Anatomy – How to Learn English with TV – Learn English Using Television

Rachel: Thanks for studying with me today guys. I

Rachel: Bugün benimle çalıştığınız için teşekkürler çocuklar.

have a real treat. We're going to do another Learn English with TV lesson. In this video

Gerçek bir ziyafetim var. Başka bir TV ile İngilizce Öğren dersi yapacağız. Bu videomuzda

we're taking a little clip from 'Grey's Anatomy'. Now in this scene, one of the characters is

'Grey's Anatomy'den küçük bir kesit alıyoruz. Şimdi bu sahnede karakterlerden biri

apologizing. Have you ever had to apologize for something? We'll study how she does it

özür diliyor. Hiç bir şey için özür dilemek zorunda kaldın mı ? Bunu nasıl yaptığını inceleyeceğiz

and then of course we'll also study all the ins and outs of pronunciation. Reductions,

ve tabii ki telaffuzun tüm inceliklerini de inceleyeceğiz . Azalmalar,

stress, things like flap Ts. By studying this way, a full in depth analysis, it will really

stres, flep Ts gibi şeyler. Bu şekilde, derinlemesine bir analiz yaparak çalışarak, konu

help you with your listening comprehension when it comes to TV, movies or real life and

TV'de, filmlerde veya gerçek hayatta dinlediğinizi anlamanıza gerçekten yardımcı olacak ve

it will also help you sound more natural when speaking American English. It's amazing what

ayrıca Amerikan İngilizcesi konuşurken daha doğal konuşmanıza yardımcı olacaktır .

we can learn by studying even just a small bit of conversation.

Küçük bir konuşmayı inceleyerek bile öğrenebileceğimiz şeyler inanılmaz .

Do you watch 'Grey's Anatomy'? I used to watch it back when I was more of a TV watcher and

Grey's Anatomy'yi izliyor musunuz? Daha çok TV izleyicisiyken izlerdim ve sahneleri aramak için

I was really surprised when I went online to look for scenes and I found it is still

internete girdiğimde gerçekten şaşırdım ve hala devam ettiğini gördüm

going on! I think it's like the 15th season or something. So I call this kind of exercise

! Sanırım 15. sezon gibi bir şey. Bu yüzden bu tür bir egzersize

a Ben Franklin exercise. It starts with us just watching the scene then together we'll

Ben Franklin egzersizi diyorum. Sadece sahneyi izlememizle başlar, ardından birlikte

do the full pronunciation analysis. I'll make sure you understand everything that's happening

tam telaffuz analizini yaparız. Olan her şeyi

and how things are being pronounced. Let's go ahead and get started with the scene.

ve bazı şeylerin nasıl telaffuz edildiğini anladığınızdan emin olacağım. Devam edelim ve sahneye başlayalım.

Girl 1: I'm sorry. Girl 2: I just saw Meredith. Jackson left

Kız 1: Üzgünüm. 2. Kız: Az önce Meredith'i gördüm. Jackson

without talking to you? He just left? Girl 1: I wish I could blame this on him but

seninle konuşmadan mı gitti? Gitti mi? 1. Kız: Keşke bunun için onu suçlayabilseydim ama

I told Link about you before I even knew. Girl 2: Jackson left?

Link'e senden haberim olmadan bahsetmiştim. 2. Kız: Jackson gitti mi?

Girl 1: I was really kind of awful to Owen. I was really... I was really awful

Kız 1: Owen'a gerçekten çok kötü davrandım . Ben gerçekten... Owen'a gerçekten çok kötü davrandım

to Owen.

.

Girl 2: Jackson left.

2. Kız: Jackson gitti.

And now, the analysis.

Ve şimdi, analiz.

Girl 1: I'm sorry.

Kız 1: Üzgünüm.

Rachel: I am sorry. She uses the contraction 'I'm'

Rachel: Üzgünüm.

which would be written in IPA with the AI diphthong, I'm. But she doesn't really say "I" does she?

IPA'da AI diphthong, I'm ile yazılacak olan 'I'm' kısaltmasını kullanıyor. Ama gerçekten "ben" demiyor, değil mi?

like mm, mm, mm sorry, mm sorry.

mm, mm, mm özür dilerim, mm özür dilerim gibi.

Girl 1: I'm sorry.

Kız 1: Üzgünüm.

Rachel: I've definitely noticed this before in the

Rachel: Bunu daha önce BEN'İM kasılmasında kesinlikle fark etmiştim

I AM contraction. People will take just the M sound and link it on the next word. msorry,

. İnsanlar sadece M sesini alacak ve bir sonraki kelimeye bağlayacak. Üzgünüm,

msorry. Try that.

üzgünüm. Bunu dene.

Girl 1: I'm sorry. I'm sorry. I'm sorry.

Kız 1: Üzgünüm. Üzgünüm. Üzgünüm.

Rachel: So it's short little 2 word thought group

Rachel: Yani 2 kelimelik kısa bir düşünce grubu

and the stressed syllable is sorr. Mmsorrry. And then the voice falls in pitch as it comes

ve vurgulu hecesi üzgün. Üzgünüm. Ve sonra vurgulu heceden çıkan sesin perdesi düşer

off that stressed syllable. There are no skips or jumps. Everything is smoothly connected.

. Atlama veya atlama yoktur. Her şey sorunsuz bir şekilde bağlanır.

Mmsorry, mmsorrry. The ending unstressed syllable. Just a really quick E as in SHE vowel -y, -y.

Üzgünüm, özür dilerim. Biten vurgusuz hece. SHE sesli harfi -y, -y'deki gibi gerçekten hızlı bir E.

Mm sorry.

Üzgünüm.

Girl 1: I'm sorry. I'm sorry. I'm sorry. Girl 2: I just saw Meredith.

Kız 1: Üzgünüm. Üzgünüm. Üzgünüm. 2. Kız: Az önce Meredith'i gördüm.

Rachel: Okay then we have a 4-word thought group.

Rachel: Tamam o zaman 4 kelimelik bir düşünce grubumuz var. Az

I just saw Meredith. What are the stressed syllables there?

önce Meredith'i gördüm. Buradaki vurgulu heceler nelerdir?

Girl 2: I just saw Meredith.

2. Kız: Az önce Meredith'i gördüm.

Rachel: I just saw Meredith. Just and Mer are the

Rachel: Az önce Meredith'i gördüm. Just ve Mer

most stressed syllables there. Now, "saw" is a verb and that's a content word those are

oradaki en vurgulu hecelerdir. Şimdi, "testere" bir fiildir ve bu bazen vurgulanan bir içerik kelimesidir,

sometimes stressed but in a sentence with multiple content words, they're not all going

ancak birden fazla içerik kelimesi olan bir cümlede, hepsi

to have the same stress. And I would say "saw", even though it's not reduced or anything like

aynı strese sahip olmayacaktır. Ve "testere" diyeceğim, azaltılmamış veya benzeri bir şey olmasa da

that, it is lower in pitch compared to the other stressed syllables. I just saw Meredith.

, diğer vurgulu hecelere göre perdesi daha düşüktür. Az önce Meredith'i gördüm.

All linked together. Smooth pitch changes, no skips, no breaks.

Hepsi birbirine bağlı. Pürüzsüz perde değişiklikleri, atlama yok, ara yok.

What about this T? How does she pronounce that?

Peki ya bu T? Bunu nasıl telaffuz ediyor?

Girl 2: I just saw Meredith.

2. Kız: Az önce Meredith'i gördüm.

Rachel: She drops it. It's common to drop the T between

Rachel: Onu düşürüyor. T'yi iki ünsüz arasına bırakmak yaygındır

two consonants. So here it comes between S and S. And so actually these two words link

. Yani burada S ve S arasında geliyor. Ve aslında bu iki kelime

together with just a single S sound. Just saw, just saw, just saw.

sadece tek bir S sesiyle birbirine bağlanıyor. Sadece gördüm, sadece gördüm, sadece gördüm.

Girl 2: I just saw, I just saw, I just saw Meredith.

2. Kız: Az önce gördüm, az önce gördüm, Meredith'i gördüm.

Rachel: I'm going to stop here for a minute guys because

Rachel: Çocuklar, burada bir dakika duracağım çünkü

I have something important to tell you really quick. If you would like this kind of analysis,

size çok hızlı bir şekilde söylemem gereken önemli bir şey var . Bu tarz bir analiz isterseniz 18 Haziran'dan

I'm going to do 11 videos in a row starting June 18. It's the summer of blockbuster movies.

itibaren arka arkaya 11 video çekeceğim. Gişe rekorları kıran filmlerin yaz mevsimi.

We're going to be learning English with movies and I'm going to make and extra free audio

Filmlerle İngilizce öğreneceğiz ve

lesson to go with each video lesson. If you want that, you'll have to sign up. I'm not going

her video dersi için ekstra ücretsiz sesli ders yapacağım. Bunu istiyorsanız, kaydolmanız gerekecek.

to bombard people with emails so I only want to send people these free downloadable audio

İnsanları e-posta bombardımanına tutmayacağım, bu yüzden insanlara bu ücretsiz indirilebilir sesli

lessons if you want them. So if you want to study English movies this summer follow this

dersleri yalnızca eğer isterseniz göndermek istiyorum. Dolayısıyla, bu yaz İngilizce filmler üzerinde çalışmak istiyorsanız

link here or in the video description below. Pass it on to your friends, we're going to

buradaki bağlantıyı veya aşağıdaki video açıklamasındaki bağlantıyı izleyin. Arkadaşlarına ilet,

be doing this together, it's going to be so fun, I cannot wait to spend my summer with

birlikte yapacağız, çok eğlenceli olacak, yazımı seninle geçirmek için sabırsızlanıyorum

you. Okay now, back to this analysis. Girl 2: I just saw Meredith.

. Tamam şimdi, bu analize geri dönelim. 2. Kız: Az önce Meredith'i gördüm.

Rachel: Meredith. Merrredith. Make sure your tongue

Rachel: Meredith. Merredith. Dilinizin

is not flapping for the R in "Meredith" or "sorry". The tongue never flaps for the R in American

"Meredith" veya "özür dilerim"deki R harfi için çırpınmadığından emin olun. Amerikan İngilizcesinde dil hiçbir zaman R harfi için kanat çırpmaz,

English so it does not bounce against the roof of your mouth. It should be pulled back

dolayısıyla damağınıza çarpmaz. Biraz geri çekilmelidir

a little bit. The tip is pulled back a little bit within the mouth. It's not touching anything.

. Uç, ağız içinde biraz geriye çekilir. Hiçbir şeye dokunmuyor.

Sorrry. Merrredith. And then the 2 unstressed syllables are lower in pitch. Edith, edith,

Üzgünüm. Merredith. Ve sonra vurgusuz 2 hecenin perdesi daha düşüktür. Edith, Edith,

edith. And then they have a different feeling, a different shape than 'Mer' which has that

Edith. Ve sonra farklı bir duyguya sahipler, yukarı-aşağı şekle sahip 'Mer'den farklı bir şekle sahipler

up-down shape. Now this does end in an unvoiced th sound, tongue tip does come through the teeth

. Şimdi bu sessiz bir inci sesiyle bitiyor, dilin ucu bunun için dişlerin arasından geçiyor

for that, Meredith. That can be a tricky sound for some people.

Meredith. Bu, bazı insanlar için aldatıcı bir ses olabilir .

Girl 2: Meredith. Meredith. Meredith. Jackson left without talking to you?

2. Kız: Meredith. Meredith. Meredith. Jackson seninle konuşmadan mı gitti?

Rachel: Stressed syllables? The stressed syllable

Rachel: Vurgulu heceler mi?

of the name. Jackson left without talking to you? And the pitch goes up in the end because

İsmin vurgulu hecesi. Jackson seninle konuşmadan mı gitti ? Ve perde sonunda yükselir çünkü

it's a yes/no question. And that is usually how we deal with the intonation with a yes/no question.

bu bir evet/hayır sorusudur. Evet/hayır sorusunun tonlamasıyla genellikle bu şekilde başa çıkarız.

It's how we show it's a yes/no question.

Bunun bir evet/hayır sorusu olduğunu bu şekilde gösteriyoruz.

Jackson left without talking to you? It's different than "Jackson left without talking to you."

Jackson seninle konuşmadan mı gitti? "Jackson seninle konuşmadan ayrıldı"dan farklı.

Pitch goes down, that's a statement. Here, pitch goes up, it's a question.

Pitch düşer, bu bir ifadedir. Burada perde yükseliyor, bu bir soru.

Girl 2: Jackson left without talking to you? Jackson left without talking to you? Jackson

2. Kız: Jackson seninle konuşmadan mı ayrıldı? Jackson seninle konuşmadan mı gitti? Jackson

left without talking to you?

seninle konuşmadan mı gitti?

Rachel: The letter o here is the schwa son-Jackson,

Rachel: Buradaki o harfi schwa son-Jackson,

Jackson, son, son, son. So you'll say that quickly with no jaw drop. Don't try to make

Jackson, oğul, oğul, oğul. Yani bunu çeneni düşürmeden hızlıca söyleyeceksin.

a vowel there. Just s into n sound. Son, the schwa will happen on it's own. Schwa gets

Orada bir sesli harf yapmaya çalışmayın. Sadece n sesiyle ilgileniyorum. Evlat, schwa kendi kendine olacak. Schwa,

absorbed by the n. Now what about this T? I said we usually drop the T when it comes between

n tarafından emilir. Şimdi bu T ne olacak? T'yi iki ünsüz arasına geldiğimizde genellikle bıraktığımızı söylemiştim

two consonants. Here's the F consonant and here's the W consonant. How does she pronounce

. İşte F ünsüz ve işte W ünsüz. Bunu nasıl telaffuz ediyor

that?

?

Girl 2: Jackson left without...

2. Kız: Jackson onsuz ayrıldı...

Rachel: She does release it with a very light true

Rachel: Çok hafif bir gerçek T ile serbest bırakıyor

T. So even these rules we usually do this, they're not always. There's always some exception

. Her zaman bazılarının yapacağı bir istisna vardır

that some will make. So she articulates that T.

. Yani T.

Girl 2: Jackson left without, Jackson left without, Jackson left without talking to you?

Girl 2'yi ifade ediyor: Jackson onsuz gitti, Jackson onsuz gitti, Jackson seninle konuşmadan gitti?

Rachel: Ta without Ta. We have a word that ends in

Rachel: Ta olmadan Ta. T ile biten bir kelimemiz var,

a T the next word begins in a T in these cases we link with a single T. And it is a true

sonraki kelime T ile başlıyor, bu durumlarda tek bir T ile bağlantı kuruyoruz.

T. This T starts a stressed syllable and when every T starts a stressed syllable that's

not part of the TR cluster, it is a true T.

TR kümesinin, gerçek bir T.

Girl 2: Without talking to you? Without talking to you? Without talking to you?

Kız 2: Seninle konuşmadan mı? Seninle konuşmadan mı ? Seninle konuşmadan mı?

Rachel: Without talking, without talking. Now are

Rachel: Konuşmadan, konuşmadan. Şimdi

you noticing what's happening here? It's not talking with the ng consonant. She drops the

burada neler olduğunu fark ediyor musun? ng ünsüz ile konuşmak değil.

ng consonant and instead makes it an n consonant. Talkin', talkin', talkin', talkin' to you?

ng ünsüzünü düşürür ve onun yerine n ünsüzünü yapar. Konuşuyor, konuşuyor, konuşuyor, seninle konuşuyor mu?

Girl 2: Talkin' to you? talkin' to you? talkin' to you?

2. Kız: Seninle mi konuşuyor? seninle konuşmak mı seninle konuşmak mı

Rachel: Talking to. So she says talkin'. But then

Rachel: Konuşuyor. Yani konuşuyor diyor. Ama sonra

what does she do with to? How is this word pronounced? Fully pronounced it would have

ne yapar? Bu kelime nasıl telaffuz edilir?

the true T and the U vowel. But what do you hear?

Gerçek T ve U sesli harfine sahip olacağı tam olarak telaffuz edilir. Ama ne duyuyorsun?

Girl 2: Talkin' to you? talkin' to you? talkin' to you?

2. Kız: Seninle mi konuşuyor? seninle konuşmak mı seninle konuşmak mı

Rachel: Talkin. Talkin. It's actually reduced to just

Rachel: Konuşuyor. Konuşuyorum. Aslında sadece

the schwa sound. So sometimes we'll make it a true T. Tu, tu. And then the schwa. We do

schwa sesine indirgenmiştir. Bu yüzden bazen onu gerçek bir T. Tu, tu yapacağız. Ve sonra schwa.

that when the sound before is unvoiced. Sometimes we make it a flap T. Talkin' to, talkin to.

Bunu, önceki ses sessiz olduğunda yaparız. Bazen bunu bir flep T yaparız. Talkin' to, talkin to.

to to to to. The tongue bounces against the roof of the mouth. And I have noticed sometimes

için Dil damağa çarpar. Ve bazen

when it comes after an n, the T sound is dropped altogether and it becomes just a schwa that

bir n'den sonra geldiği zaman T sesinin tamamen kesildiğini ve sadece kelimeyi birbirine bağlayan bir schwa haline geldiğini fark ettim

links the word together. So she straight goes from the N sound into the schwa and then right

. Böylece N sesinden doğrudan schwa'ya ve sonra doğrudan

into the JU diphthong. Talking to you, talking to you. Reductions like this, reductions and

JU diphthong'a gider. seninle konuşmak, seninle konuşmak. Bunun gibi indirimler, indirimler ve

linking. It's just everywhere in spoken American English practically every sentence.

bağlama. Konuşulan Amerikan İngilizcesinde hemen her yerde, hemen hemen her cümlede bulunur.

Girl 2: Talkin' to you? talkin' to you? talkin' to you?

2. Kız: Seninle mi konuşuyor? seninle konuşmak mı seninle konuşmak mı

He just left?

Gitti mi?

Rachel: He just left? He just left? What do you

Rachel: Az önce mi gitti? Gitti mi?

think is the stressed syllable in that thought group?

O düşünce grubundaki vurgulu hece sizce nedir ?

Girl 2: He just left?

2. Kız: Az önce mi gitti?

Rachel: He just... flatter in pitch. Left? That's where

Rachel: O sadece... topallıyor. Sol?

we get more energy in the voice. And it does go up again because again, it's a yes/no question.

Seste daha fazla enerji aldığımız yer burasıdır. Ve tekrar yükseliyor çünkü yine bu bir evet/hayır sorusu.

That makes it different from a statement. He just left. He just left? "He" and "just": unclear,

Bu onu bir ifadeden farklı kılar. Az önce ayrıldı. Gitti mi? "O" ve "sadece": net değil,

lower in pitch, lower in volume and what happens to this T?

perdesi daha düşük, sesi daha düşük ve bu T'ye ne oluyor?

Girl 2: He just left? He just left? He just left?

2. Kız: Az önce mi gitti? Gitti mi? Gitti mi?

Rachel: It's totally dropped. Comes between two consonants,

Rachel: Tamamen düştü. İki ünsüz arasında gelir,

the S sound links right to the L sound. He just, he just, he just, he just. See how simply

S sesi doğrudan L sesine bağlanır. O sadece, o sadece, o sadece, o sadece. Bunu ne kadar basit

you can make that. You don't want to use a lot of mouth movement because they're unstressed

yapabileceğinizi görün. Vurgusuz kelimeler oldukları için çok fazla ağız hareketi kullanmak istemezsiniz

words, you want to say them quickly so we simplify things. He just, he just, he just.

, bunları hızlı bir şekilde söylemek istersiniz, böylece işleri basitleştiririz. O sadece, o sadece, o sadece.

Girl 2: He just left? He just left? He just left?

2. Kız: Az önce mi gitti? Gitti mi? Gitti mi?

Rachel: He just left? And then we do have a very light

Rachel: Az önce mi gitti? Ve sonra

release of a true T here. We often release a true T when it's in a cluster. Here it's

burada gerçek bir T'nin çok hafif bir yayınına sahibiz. Bir kümedeyken genellikle gerçek bir T yayınlarız.

in an ft cluster, unless it links to another word. Here it's in the end of a thought group.

Başka bir kelimeye bağlanmadığı sürece burada bir ft kümesindedir . İşte bir düşünce grubunun sonunda. Bu

So that will generally be released with a light t sound.

nedenle, genellikle hafif bir t sesiyle yayınlanır.

Girl 2: Left? Left? Left?

2. Kız: Sol mu? Sol? Sol?

Girl 1: I wish I could blame this on him but I told Link about you before I even knew.

1. Kız: Keşke bunun için onu suçlayabilseydim ama Link'e senden haberim olmadan bahsetmiştim.

Rachel: That's a long thought group. There's a little

Rachel: Bu uzun bir düşünce grubu.

bit of a lift here. Maybe between where I put the comma for grammatical purposes. But

Burada biraz asansör var. Belki dilbilgisi amacıyla virgül koyduğum yerlerin arasına. Ama

it's a lot of words. Let's look at the first chunk. What do you think are the stressed

çok kelime var. İlk kısma bakalım. Oradaki vurgulu hecelerin ne olduğunu düşünüyorsun

syllables there? Girl 1: I wish I could blame this on him,

? 1. Kız: Keşke bunun için onu suçlayabilseydim,

I wish I could blame this on him, I wish I could blame this on him..

keşke onu suçlayabilseydim, keşke onu suçlayabilseydim..

Rachel: I...wish I could blame this on him. And the

Rachel: Keşke...keşke onu suçlayabilseydim. Ve

pitch going up signals I'm not done talking, there is more I would like to say. Remember

perdenin yukarı çıkması, konuşmamın bitmediğine işaret ediyor, söylemek istediğim daha çok şey var.

these stressed syllables, these longer syllables, are our anchors in the sentence and we need

Bu vurgulu hecelerin, bu daha uzun hecelerin cümledeki çapalarımız olduğunu ve

those clearer stressed syllables in contrast to the unstressed syllables that are said

much more quickly, much more simply.

çok daha hızlı, çok daha basit bir şekilde söylenen vurgusuz hecelerin aksine, bu daha net vurgulu hecelere ihtiyacımız olduğunu unutmayın.

Girl 1: I wish I could blame this on him...

Kız 1: Keşke bunun için onu suçlayabilseydim...

Rachel: So I is lower in vocal energy, lower in pitch

Rachel: Yani ses enerjim daha düşük, perdem daha düşük

I, I, I wish. I wish I. I could, I could, I could. These words also unstressed, lower

I, I, keşke. Keşke yapabilseydim, yapabilseydim, yapabilseydim. Bu kelimeler de vurgusuz, perdesi daha düşük

in pitch, lower in energy.

, enerjisi daha düşük.

Girl 1: I wish I could, I wish I could, I wish I could blame this on him..

Kız 1: Keşke yapabilseydim, keşke yapabilseydim, keşke bunun için onu suçlayabilseydim..

Rachel: This and on also unstressed, less clear. This

Rachel: Bu ve ayrıca vurgusuz, daha az net. Bu

TH is really unclear. It's unvo.. it's voiced. And the voiced TH in an unstressed word can

TH gerçekten belirsiz. Sesli. Vurgusuz bir kelimedeki sesli TH,

be made without the tongue tip coming through. Blame this, this, this, this. It just touches

dilin ucu gelmeden yapılabilir. Bunu, bunu, bunu, bunu suçla. Sadece

behind the bottom or actually both the bottom and top teeth in the front. This, this, this,

alt kısmın arkasına veya aslında öndeki hem alt hem de üst dişlere dokunur. Bu, bu, bu,

this. Doesn't have to come all the way through. But I almost feel like she drops it. That's

bu. Tüm yolu gelmek zorunda değil. Ama neredeyse düşürdüğünü hissediyorum. İşte bu

how unclear it is. Blame this, blame this, blame this on him? blame this... So you could

kadar belirsiz. Bunu suçla, bunu suçla, bunu ona mı yükle? bunu suçla... Yani

try it with a very very light TH or you could try it dropping it, and linking it in, and see

çok çok hafif bir TH ile deneyebilirsin ya da düşürmeyi ve bağlamayı deneyebilirsin ve kulağa

how that sounds.

nasıl geldiğini görebilirsin.

Girl 1: I wish I could, I wish I could, I wish I could blame this on him...

1. Kız: Keşke yapabilseydim, keşke yapabilseydim, keşke bunun için onu suçlayabilseydim...

Rachel: On him, on him... We sometimes drop the H in

Rachel: Onun üzerine, onun üzerine... Bazen onun içindeki H'yi düşürürüz

him. She doesn't. The S goes right into the AW vowel. On him. And then the N goes right

. O yapmaz. S, AW sesli harfine doğru gider. Onun üzerine. Ve sonra N doğrudan

into the H, everything smoothly linked together.

H'ye gider, her şey düzgün bir şekilde birbirine bağlanır.

Girl 1: On him, on him, on him but I told Link about you before I even knew.

1. Kız: Onun üzerine, onun hakkında, ama ben daha haberim olmadan Link'e senden bahsettim.

Rachel: But I told Link about you before I even knew. I think those are the most stressed

Rachel: Ama daha haberim olmadan Link'e senden bahsetmiştim . Sanırım

syllables in the 2nd half of this thought group. Everything linked together so smoothly.

bu düşünce grubunun 2. yarısında en çok vurgulanan heceler bunlar . Her şey çok düzgün bir şekilde birbirine bağlı.

But I, but I but I but I but I but I. The T becomes a flap T between two vowels or vowels

Ama ben, ama ben ama ben ama ben ama ben ama ben. T, iki sesli harf veya ünlüler ve iki ünlüler arasında bir flep T olur

and diphthongs. That's what happens here. We have the uh vowel, the AI diphthong, that's

. Burada olan bu. Uh ünlüsüne sahibiz, AI diphthong, bu

a flap T and it links the word smoothly But I, but I. Here it's beginning, the T is beginning

bir flep T ve kelimeyi düzgün bir şekilde birbirine bağlıyor Ama I, ama I. İşte başlıyor, T

a stressed syllable so it's a true T. But I told. I told. I told, I told. Right from

vurgulu bir heceye başlıyor, bu yüzden gerçek bir T. Ama ben söyledim. söyledim. Söyledim, söyledim.

the AI diphthong into the T sound, no brake.

AI diphthong'dan T sesine, fren yok.

Girl 1: But I told, but I told, but I told Link about

1. Kız: Ama anlattım ama anlattım ama Link'e senden

you before I even knew.

haberim olmadan bahsetmiştim.

Rachel: So we have L,D,L. I don't know that I would

Rachel: Yani elimizde L,D,L var.

say she drops the D but it's very very subtle and I think you could drop the D. I told Link,

D'yi düşürdüğünü söyleyeceğimi bilmiyorum ama bu çok incelikli ve bence D'yi bırakabilirsin. Link'e söyledim,

I told Link, I told Link. I think you could probably get away with that.

Link'e söyledim, Link'e söyledim. Bence muhtemelen bundan paçayı kurtarabilirsin.

Girl 1: But I told, but I told, but I told Link about

1. Kız: Ama anlattım ama anlattım ama Link'e senden

you before I even knew.

haberim olmadan bahsetmiştim.

Rachel: Link about, Link about, k k k. Ending K link

Rachel: Bağlantı hakkında, Bağlantı hakkında, k k k. K bağlantısını bir

right on to the next sound the schwa. Link, k k k. Link about, link about.

sonraki sese doğru bitirmek schwa. bağlantı, k k k. Hakkında bağlantı, hakkında bağlantı.

Girl 1: Link about you.

Kız 1: Seninle ilgili bağlantı.

Rachel: About you, about. Stop T, about you. So a

Rachel: Senin hakkında, hakkında. Dur T, senin hakkında. Yani

little lift there to signify the stop .This, the break in sound. Signifies the stop T.

orada küçük bir kaldırma durağı belirtmek için. Bu, ses kesintisi. T ile biten

Now another common way to pronounce a word that ends in T followed by U is a ch, about

bir kelimeyi telaffuz etmenin başka bir yaygın yolu da,

you, about you. Have you ever heard that? She doesn't do that. She makes a quick stop

senin hakkında, senin hakkında bir ch'dir. Bunu hiç duydun mu? Bunu yapmıyor.

T about you, about you

Senin hakkında, senin hakkında hızlı bir T yapıyor

Girl 1: About you, about you, about you before I even knew.

Kız 1: Senin hakkında, senin hakkında, ben bile bilmeden önce senin hakkında.

Rachel: Before I even knew. A little bit of length

Rachel: Ben bile bilmeden önce.

also on the stressed syllable before. Before I. Smoothly linked together. I even. Sometimes

Daha önce vurgulanan hecede de biraz uzunluk. I'den önce. Sorunsuz bir şekilde birbirine bağlı. Ben bile. Bazen

when we have a word that ends in a vowel diphthong. Here it's the AI diphthong and a word that

ünlü iki ünlü ile biten bir kelimemiz olduğunda. Burada yapay zeka ikili ünlüsü ve

begins in a vowel diphthong. Here it's the E vowel. People want to put a little brake

sesli ikili ünlüyle başlayan bir kelime var. İşte E sesli harfi. İnsanlar oraya biraz fren yapmak istiyor

there. Restart their voice because they feel like linking two vowel sounds is too unclear

. Seslerini yeniden başlatın çünkü iki ünlü sesi birbirine bağlamanın çok net olmadığını düşünüyorlar

but we wouldn't do that. We would say I even, I even.

ama biz bunu yapmazdık. Hatta ben bile derdik.

Girl 1: Before I even, before I even, before I even.

Kız 1: Benden bile önce, benden bile önce, benden bile önce.

Rachel: Listen to how she links I and even

Rachel: Beni ve hatta Kız 1'i nasıl bağladığını dinle

Girl 1: Before I even, before I even, before I even.

: Benden önce, benden bile önce, benden bile önce.

Rachel: Really smooth. And then here we have the ending

Rachel: Gerçekten pürüzsüz. Ve sonra burada

N sound. Even knew. Beginning N sound linked together with the single sound. So, I just

N sesini bitiriyoruz. Biliyordu bile. Başlangıç ​​N sesi tek sesle bağlantılı. Bu yüzden,

really want to stress how smooth everything is. Before I even knew.

gerçekten her şeyin ne kadar pürüzsüz olduğunu vurgulamak istiyorum . Ben bile bilmeden önce.

Girl 1: Before I even knew.

Kız 1: Ben bile bilmeden önce.

Girl 2: Jackson left?

2. Kız: Jackson gitti mi?

Rachel: And she asks her question again, Jackson

Rachel: Ve sorusunu tekrar soruyor, Jackson

left? And it goes up because again she's asking it as a yes/no question. Jackson left? And

gitti mi? Ve yine evet/hayır sorusu olarak sorduğu için artıyor. Jackson gitti mi? Ve

a very light release of a true T there.

orada gerçek bir T'nin çok hafif bir sürümü.

Girl 2: Jackson left? Jackson left? Jackson left?

2. Kız: Jackson gitti mi? Jackson gitti mi? Jackson gitti mi?

Girl 1: I was really kind of awful to Owen.

Kız 1: Owen'a gerçekten çok kötü davrandım.

I was really...

Ben gerçekten...

Rachel: Again a longer thought group, starts really

Rachel: Yine daha uzun bir düşünce grubu, gerçekten

quietly. And I was, and I was, and I was...

sessizce başlıyor. Ve öyleydim, öyleydim ve ben...

Girl 1: And I was, and I was, and I was really kind

1. Kız: Ve öyleydim, öyleydim ve

of awful to Owen.

Owen'a gerçekten çok kötü davrandım.

Rachel: Then we have a little bit more volume on "really",

Rachel: O zaman burada daha çok vurgulanan "gerçekten" konusunda biraz daha fazla sesimiz var

which is more stressed here. And I was really.

. Ve gerçekten öyleydim.

Girl 1: And I was really...

1. Kız: Ve ben gerçekten...

Rachel: And I was. All unstressed, very soft. The

Rachel: Ve öyleydim. Hepsi gerilmemiş, çok yumuşak.

word "and" gets pronounced just as schwa n. And I, and I, and I. Links right into the

"Ve" kelimesi tıpkı schwa n gibi telaffuz edilir. Ve ben, ve ben, ve ben. Doğrudan

AI diphthong, links right into the word 'was' which was actually pronounced 'was'. Was,

AI diftonuna bağlantılar, doğrudan "was" olarak telaffuz edilen "was" kelimesine bağlantılar. Öyleydi,

was, was, was. Very fast. Reduced with a schwa. Let's practice just those 3 words together.

öyleydi, öyleydi. Çok hızlı. Bir schwa ile azaltıldı. Sadece bu 3 kelimeyi birlikte çalışalım.

And I was, and I was, and I was, and I was. So if you're trying to fully pronounce everything

Ve öyleydim, öyleydim ve öyleydim ve öyleydim. Yani her şeyi tam olarak telaffuz etmeye çalışıyorsanız

and say 'and I was', It's going to sound really different isn't it? And I was, and I was,

ve 've ben' dersen, kulağa gerçekten farklı gelecek, değil mi? Ve öyleydim, öyleydim

and I was. That makes the anchor of the stressed syllable really a little bit more clearer.

ve öyleydim. Bu, vurgulu hecenin çapasını gerçekten biraz daha net hale getirir.

Girl 1: And I was really, and I was really, and I

1. Kız: Ve gerçekten öyleydim ve gerçekten öyleydim ve

was really kind of awful to Owen.

Owen'a karşı gerçekten çok kötüydüm.

Rachel: Really kind of awful to Owen. And again pitch

Rachel: Owen için gerçekten çok kötü. Ve yine perde

goes up, she's not done talking, she keeps right on going.

yükseliyor, konuşması bitmedi, devam ediyor.

Girl 1: Really kind of awful to Owen, really kind

1. Kız: Owen için gerçekten çok kötü, Owen için gerçekten çok

of awful to Owen, really kind of awful to Owen. I was really...

kötü, Owen için gerçekten çok kötü . Ben gerçekten...

Rachel: I was really. Again, big time "was" reduction.

Rachel: Gerçekten öyleydim. Yine, büyük zaman azaltma "idi".

Was, was, was, was, I was, I was, I was really.

Öyleydi, öyleydi, öyleydi, öyleydim, öyleydim, gerçekten öyleydim.

Girl 1: I was really, I was really, I was really...

1. Kız: Ben gerçekten, ben gerçekten, ben gerçekten...

Rachel: Kind of. How does she pronounce that? She

Rachel: Bir bakıma. Bunu nasıl telaffuz ediyor?

drops the D sound kinda, kinda. nd she changes the whole word of to just the schwa. Kinda,

D sesini biraz düşürüyor, biraz. ve kelimesinin tamamını sadece schwa olarak değiştirir. Biraz,

kinda, kinda. It would not be weird to make the D sound kinda, kinda. I think that's actually

biraz, biraz. D sesini biraz, biraz yapmak garip olmazdı. Bence

more common to pronounce the D and then link it to the schwa, but it's unstressed, it's

D'yi telaffuz etmek ve sonra onu schwa'ya bağlamak daha yaygın , ama vurgusuz,

low in pitch, it's got less energy. And she does drop that D. Kinda, kinda, kinda.

perdesi düşük, daha az enerjisi var. Ve o D'yi düşürüyor. Biraz, biraz, biraz.

Girl 1: Kind of awful, kind of awful, kind of awful to Owen.

Kız 1: Owen için biraz berbat, biraz berbat, biraz berbat.

Rachel: What about the word 'to' here? She does make

Rachel: Peki ya buradaki 'to' kelimesi?

that a true T and then a schwa. She could have made that a flap T, awful to, awful to,

Bunu gerçek bir T ve ardından bir schwa yapıyor. Bunu bir flep T yapabilirdi, çok kötü, çok kötü, çok

awful to. But she makes it a light true T, awful to, awful to, awful to.

kötü. Ama onu hafif bir gerçek T yapıyor, berbat, berbat, berbat.

Girl 1: Awful to Owen, Awful to Owen, Awful to Owen.

Kız 1: Owen için berbat, Owen için berbat, Owen için berbat.

I was really...I was very awful to Owen.

Ben gerçekten... Owen'a karşı çok kötüydüm.

Rachel: Now, I was very awful to Owen. Ver and O get

Rachel: Şimdi, Owen'a karşı çok kötüydüm. Ver ve O

the most stressed, awful gets some too. Another "was" reduction. It's not was but it's was,

en çok strese giriyor, korkunç da biraz oluyor. Başka bir "idi" indirimi. Değildi ama oldu,

was, was said very quickly. I was, I was, I was.

oldu, çok çabuk söylendi. Öyleydim, öyleydim, öyleydim.

Girl 1: I was very awful to Owen.

Kız 1: Owen'a karşı çok kötüydüm.

Rachel: Actually, you know what? I don't even hear

Rachel: Aslında ne var biliyor musun? Ben kelimesini bile duymuyorum.

the word I. I wrote it when I was originally typing this up. I thought I heard it. But

Bunu ilk başta yazarken yazdım. Duyduğumu sandım. Ama

it might just be the I thought that because I knew it was there grammatically. But now

dilbilgisi açısından orada olduğunu bildiğim için öyle sanmış olabilirim. Ama şimdi

when I'm hearing it. When I'm listening and really listening for that I, I don't hear

duyduğumda. Dinlediğimde ve gerçekten bunun için dinlediğimde, duymuyorum

it.

.

Girl 1: I was very awful...

1. Kız: Çok kötüydüm...

Rachel: Maybe just the quietest, lowest in pitch little

Rachel: Belki de şimdiye kadarki en sessiz, perdesi en düşük küçük

vowel before was. What about to?

sesli harfti. Peki ya?

Girl 1: I was very awful to Owen.

Kız 1: Owen'a karşı çok kötüydüm.

Rachel: Again super light true T and then a schwa.

Rachel: Yine süper hafif gerçek T ve sonra bir schwa.

Awful to Owen. And again there's no brake. Everything, every word glides smoothly into

Owen için korkunç. Ve yine fren yok. Her şey, her kelime

the next word within this thought group.

bu düşünce grubu içinde sorunsuz bir şekilde bir sonraki kelimeye kayar.

Girl 1: Awful to Owen. Awful to Owen. Awful to Owen.

Kız 1: Owen için korkunç. Owen için korkunç. Owen için korkunç.

Girl 2: Jackson left.

2. Kız: Jackson gitti.

Rachel: Okay now what's different about this?

Rachel: Pekala, şimdi bunun nesi farklı?

Girl 2: Jackson left. Jackson left. Jackson left.

2. Kız: Jackson gitti. Jackson gitti. Jackson gitti.

Rachel: Jackson left. Now it's a statement because

Rachel: Jackson gitti. Şimdi bu bir açıklama çünkü

the pitch goes down. So the firs two times she said it as a question Jackson left? and

saha aşağı iniyor. Yani ilk iki kez bunu Jackson'ın bıraktığı bir soru olarak mı söyledi? ve

now she says it as a statement. Jackson left. She wants this woman to acknowledge what that

şimdi bunu bir açıklama olarak söylüyor. Jackson gitti. Bu kadının

means 'Jackson left.'

"Jackson gitti"nin ne anlama geldiğini anlamasını istiyor.

Girl 2: Jackson left. Jackson left. Jackson left.

2. Kız: Jackson gitti. Jackson gitti. Jackson gitti.

Rachel: And again a very light release of a true T.

Rachel: Ve yine gerçek bir T'nin çok hafif bir açıklaması.

So much to study in this short, short scene.

Bu kısa, kısa sahnede incelenecek çok şey var.

Girl 2: Jackson left. Jackson left. Jackson left.

2. Kız: Jackson gitti. Jackson gitti. Jackson gitti.

Rachel: Let's listen to the whole conversation one

Rachel: Tüm konuşmayı bir

more time.

kez daha dinleyelim.

Girl 1: I'm sorry. Girl 2: I just saw Meredith. Jackson left

Kız 1: Üzgünüm. 2. Kız: Az önce Meredith'i gördüm. Jackson

without talking to you? He just left? Girl 1: I wish I could blame this on him but

seninle konuşmadan mı gitti? Gitti mi? 1. Kız: Keşke bunun için onu suçlayabilseydim ama

I told Link about you before I even knew. Girl 2: Jackson left?

Link'e senden haberim olmadan bahsetmiştim. 2. Kız: Jackson gitti mi?

Girl 1: And I was really kind of awful to Owen. I was really...I was really awful

1. Kız: Ve Owen'a gerçekten çok kötü davrandım . Ben gerçekten... Owen'a gerçekten çok kötü davrandım

to Owen. Girl 2: Jackson left.

. 2. Kız: Jackson gitti.

Rachel: That was fun. To see the whole scene, click

Rachel: Bu eğlenceliydi. Sahnenin tamamını görmek için

here or see the link on the video description below. We're going to be doing a lot more

buraya tıklayın veya aşağıdaki video açıklamasındaki bağlantıya bakın . Birlikte daha çok

of this kind of analysis video together. What scenes would you like to see? Let me know

bu tür analiz videoları çekeceğiz. Hangi sahneleri görmek istersiniz?

in the comments below. Also if you learned something brand new, a reduction or something like that

Aşağıdaki yorumlarda bana bildirin. Ayrıca yepyeni bir şey, daha önce hiç duymadığınız bir azalma veya benzeri bir şey öğrenirseniz

you never heard before, put that in the comments below. I love to know what you guys are learning.

, bunu aşağıdaki yorumlara yazın . Ne öğrendiğinizi bilmek hoşuma gidiyor. Hepsi

That's it and thanks so much for using Rachel's English. If you want to see my absolute latest

bu kadar ve Rachel'ın İngilizcesini kullandığınız için çok teşekkürler . Mutlak son videomu görmek istiyorsanız

video, click here. If you're new to the channel, check out this where to start playlist. Click

, buraya tıklayın. Kanalda yeniyseniz, nereden başlamalı oynatma listesine göz atın.

here to subscribe. I make new videos on American English every Tuesday. To be sure we can keep

Abone olmak için buraya tıklayın. Her salı Amerikan İngilizcesi üzerine yeni videolar hazırlıyorum . İletişimde kalabileceğimizden emin olmak için

in touch, click here to sign up for my newsletter. You'll get free lessons in your inbox every

, bültenime kaydolmak için buraya tıklayın. Her hafta gelen kutunuza ücretsiz dersler alacaksınız

week.

.