Rachel's English at the Farmer's Market! - American Pronunciation

In this American English pronunciation video, you'll come with me to the Union Square farmer's market.

Bu Amerikan İngilizcesi telaffuz videosunda, benimle Union Square çiftçi pazarına geleceksiniz.

Today I spent some time at the farmer's market where I did things like buy these beautiful

Bugün bu güzel çiçekleri almak gibi şeyler yaptığım çiftçi pazarında biraz zaman geçirdim

flowers. The words 'farmer' and 'market' both have the 'ah' as in 'father' vowel followed

. 'Çiftçi' ve 'pazar' kelimelerinin her ikisi de 'baba' ünlüsünde olduğu gibi 'ah' ve ardından

by the R consonant. I've noticed that this combination can be problematic for my students.

R ünsüzüne sahiptir. Bu kombinasyonun öğrencilerim için sorunlu olabileceğini fark ettim.

It's important to remember to make a good 'ah' vowel before moving into the R consonant.

R ünsüzüne geçmeden önce iyi bir 'ah' sesli harfi yapmayı hatırlamak önemlidir.

A lot of people want to rush this, and the two sounds end up getting combined to something

Pek çok insan bunu aceleye getirmek istiyor ve iki ses sonunda

like far-, far-, instead of fah-rr, fah-rr. So, it is true with this combination that

fah-rr, fah-rr yerine far-, far- gibi bir şeyle birleşiyor. Bu nedenle, bu kombinasyonla, AH sesli harfine başlar başlamaz

your tongue will probably start moving back into the R as soon as you start the AH vowel.

dilinizin büyük olasılıkla R'ye geri dönmeye başlayacağı doğrudur .

But it's important to start the AH vowel with the tongue tip forward. Far, far. And make

Ancak AH sesli harfini dil ucu önde olacak şekilde başlatmak önemlidir. Uzak, uzak. Ve

sure you have enough jaw drop to get the good AH vowel. When in doubt, always practice slowly.

iyi AH sesli harfini elde etmek için yeterince ağzınızın açık olduğundan emin olun . Şüpheye düştüğünüzde, daima yavaş çalışın.

Ah-rr, farmer's market. Farmer's market.

Ah-rr, çiftçi pazarı. Çiftçi marketi.

The farmer's market at Union Square has some interesting things, like hand-dyed yarn, seafood,

Union Meydanı'ndaki çiftçi pazarında el boyaması iplikler, deniz ürünleri,

beautiful flowers, and sometimes, if you're lucky, free samples.

güzel çiçekler ve bazen şanslıysanız ücretsiz numuneler gibi bazı ilginç şeyler var.

>> Spicy. >> Is it?

>> Baharatlı. >> Öyle mi?

Did you hear how the intonation went up at the end. Is it? This is true of questions

Sonunda tonlamanın nasıl yükseldiğini duydunuz mu? Bu mu ? Bu,

that can be answered with yes or no. In general, other questions will go down in pitch at the

evet veya hayır olarak cevaplanabilecek sorular için geçerlidir. Genel olarak, diğer sorular sonunda perdeye inecek

end. For example, what does it taste like? Taste like? like? it? like? Listen again.

. Örneğin, tadı nasıl? Tadı ... gibi? beğenmek? BT? beğenmek? Tekrar dinleyin.

>> Is it? [3x] >> Too spicy or just right?

>> Öyle mi? [3x] >> Çok baharatlı mı yoksa doğru mu?

Here the question will be answered with either 'too spicy' or 'just right'. So, not a yes/no

Burada soru ya 'çok baharatlı' ya da 'doğru' şeklinde cevaplanacaktır. Yani evet/hayır

question. Therefore, the sentence goes down in pitch at the end. Just right. Right, right.

sorusu değil. Bu nedenle, cümle sonunda perdeden iner. Tam kararında. Doğru doğru.

Listen again.

Tekrar dinleyin.

>> Too spicy, or just right [3x] >> Perfect.

>> Çok baharatlı veya doğru [3x] >> Mükemmel.

There's also a local vendor who brings lots of honey, and, with that, bees. After putting

Ayrıca bol miktarda bal ve bununla birlikte arılar getiren yerel bir satıcı da var .

honey and bees on my finger, the beekeeper told me the only way to get them off is with

Parmağıma bal ve arıları sürdükten sonra arıcı bana onları çıkarmanın tek yolunun

a good shake.

iyice sallamak olduğunu söyledi.

The farmer's market also has lots of great baked goods, like these cider donuts.

Çiftçi pazarında ayrıca bu elma şarabı çörekleri gibi pek çok harika unlu mamul var.

>> Apple cider donuts. >> Oh, yum!

>> Elmalı çörekler. >> Oh, harika!

>> Can I have some? Can I have some? Again, a yes/no question,

>> Biraz alabilir miyim? Biraz alabilir miyim? Yine bir evet/hayır sorusu,

so the pitch went up at the end. Some? Some? Also, did you notice how I reduced the word

bu yüzden perde sonunda yükseldi. Bazı? Bazı? Ayrıca, 'can' kelimesini 'kn'ye nasıl indirdiğimi fark ettiniz mi?

'can' to 'kn'. We do this when it is a helping verb in a sentence. That is, not the main

Bunu bir cümlede yardımcı fiil olduğunda yaparız. Yani, ana

verb. Can I have some? Listen again.

fiil değil. Biraz alabilir miyim? Tekrar dinleyin.

>> Can I have some? [3x] >> Yeah.

>> Biraz alabilir miyim? [3x] >> Evet.

>> Oh wow. It's soft. That is good.

>> Vay canına. Yumuşak. O iyidir.

>> Now hold up your apple. >> This is my honey crisp apple.

>> Şimdi elmayı kaldır. >> Bu benim ballı çıtır elmam.

The word 'apple' is a great word to pick out and study for pronunciation, because many

'Elma' kelimesi, seçmek ve telaffuz için çalışmak için harika bir kelimedir çünkü birçok

people have difficulty with the Dark L sound. It's quite common to hear non-native speakers

insan Dark L sesiyle ilgili zorluk yaşar. Anadili olmayanların

substitute the OH diphthong for the dark L. So we end up getting a sound like 'app-oh'

koyu L yerine OH diphthong'u kullandığını duymak oldukça yaygındır. Bu nedenle, "apple" yerine "app-oh" gibi bir ses elde ederiz

instead of 'apple'. App-oh, apple. So what's the difference? When we substitute the OH

. App-oh, elma. Peki fark nedir? OH

diphthong, you can see that the lips will round. App-oh. This means that the sound is

ikili ünlüsünü yerine koyduğumuzda dudakların yuvarlaklaştığını görebilirsiniz . App-oh. Bu, sesin

being formed here at the front of the mouth. But for the dark L, apple, ul, ul, the sound

burada, ağzın ön tarafında oluştuğu anlamına gelir. Ancak koyu L, elma, ul, ul için ses

vibrates here in the back of the mouth, and even the throat. Ul, ul, oh, oh, ul, ul. So,

burada ağzın arkasında ve hatta boğazda titreşir. Ul, ul, oh, oh, ul, ul. Peki,

how do you make the dark L? Ul, ul. To make this, the tongue shifts back a little bit

karanlık L'yi nasıl yaparsınız? Ul, ul. Bunu yapmak için dil arkada biraz geriye kayar

in the back, so the tension is in the back of the mouth, back of the tongue. Ul, that's

, böylece gerginlik ağzın arkasında, dilin arkasında olur. Ul,

what brings the vibration here. Ul, ul, apple, ul, ul, rather than app-oh, oh, oh. Apple,

titreşimi buraya getiren şey bu. Ul, ul, apple, ul, ul yerine app-oh, oh, oh. Elma

apple. There are lots of words that end with this dark L in an unstressed syllable, like

elma. 'Şişe', 'inanılmaz' gibi vurgusuz bir hecede bu koyu L ile biten birçok kelime var

'bottle', 'incredible'. So, it's really worth getting the sound right. Ul, ul.

. Yani, sesi doğru bir şekilde almaya gerçekten değer. Ul, ul.

Grape. The 'ay' diphthong is another sound that my students sometimes have problems with.

Üzüm. 'Ay' diphthong, öğrencilerimin bazen sorun yaşadığı başka bir ses.

Ay, ay. We have to hear two distinctly different vowel sounds, so for the first sound, the

Ay ay. Birbirinden tamamen farklı iki ünlü sesi duymamız gerekiyor, bu yüzden ilk ses için

jaw has to drop quite a bit, and that's the part that my students generally miss. Ay,

çenenin biraz aşağı inmesi gerekiyor ve öğrencilerimin genellikle kaçırdığı kısım da bu. Ay

ay. For the second half of the diphthong, the tongue tip still stays down here, behind

ay. Diftonun ikinci yarısında dil ucu burada,

the bottom front teeth, but the front part of the tongue stretches up towards the roof

alt ön dişlerin arkasında kalır, ancak dilin ön kısmı damağa doğru uzanır

of the mouth. That's what brings the jaw up. Ay, ay, grape.

. Çeneyi kaldıran şey budur. Ay, ay, üzüm.

So, if you ever find yourself in the New York area, I do recommend hitting up the farmer's

Bu yüzden, kendinizi New York bölgesinde bulursanız, Union Square'deki çiftçi pazarına uğramanızı tavsiye ederim

market in Union Square.

. Hepsi

That's it, and thanks so much for using Rachel's English.

bu kadar ve Rachel'ın İngilizcesini kullandığınız için çok teşekkürler.