English Movie—How To Speak English Like an American With Top Gun | English Movies To Learn English

In today’s video you’re going to learn English with movies, and when we study this way,

Bugünkü videomuzda İngilizceyi filmlerle öğreneceksiniz ve bu şekilde çalıştığımızda

you’ll be able to understand American movies and TV effortlessly, without subtitles.

Amerikan filmlerini ve dizilerini altyazısız, zahmetsizce anlayabileceksiniz.

Today’s video uses the trailer for the movie Top Gun: Maverick.

Bugünkü videoda Top Gun: Maverick filminin fragmanı kullanılıyor.

You know, this movie was supposed to be out this month for a summer blockbuster, but because

Biliyorsunuz, bu filmin bir yaz gişe rekorları kıran filmi için bu ay vizyona girmesi gerekiyordu ama

of the coronavirus, it got pushed back to December. We'll see what happens.

koronavirüs nedeniyle Aralık ayına ertelendi. Ne olacağını göreceğiz.

We're going to go as in-depth as we can on the way Americans speak, how they speak,

Amerikalıların nasıl konuştuğunu, nasıl konuştuklarını olabildiğince derinlemesine inceleyeceğiz,

so you'll not only be able to understand everything, but you're going to understand what Americans do

böylece sadece her şeyi anlamakla kalmayacak, aynı zamanda Amerikalıların İngilizce ile ne yaptığını da anlayacaksınız.

with English, in a way that will allow you to imitate perfectly. You might be the next Tom Cruise.

mükemmel bir şekilde taklit etmenizi sağlayacak şekilde. Bir sonraki Tom Cruise olabilirsiniz.

Maybe so, sir.

Belki öyledir, efendim.

We're going to be doing this all summer.

Bütün yaz bunu yapacağız.

June through August, stick with me every Tuesday, they're all great scenes and there's going to be so

Haziran'dan Ağustos'a kadar, her Salı benimle kalın, hepsi harika sahneler ve

much to learn that can transform the way you speak and understand English.

İngilizce konuşma ve anlama şeklinizi değiştirebilecek öğrenecek çok şey olacak.

And as always, if you like this video or you learn something, please like and subscribe with notifications.

Ve her zaman olduğu gibi, bu videoyu beğendiyseniz veya bir şeyler öğrenirseniz lütfen beğenin ve bildirimlerle abone olun.

You're going to watch the clip then we're going to do a full pronunciation analysis together.

Klibi izleyeceksiniz, ardından birlikte tam bir telaffuz analizi yapacağız.

This is going to help so much with your listening comprehension

Bu, televizyonda İngilizce film izlerken dinlediğini anlamanda çok yardımcı olacak

when it comes to watching English movies in TV. But there's going to be a training section.

. Ama bir eğitim bölümü olacak.

You're going to take what you've just learned and practice repeating it, doing a reduction, flapping a T,

Az önce öğrendiklerinizi alıp, tıpkı analizde öğrendiğiniz gibi tekrarlama, azaltma, T çırpma alıştırmaları yapacaksınız

just like you learned in analysis. Okay, here's the scene.

. Tamam, işte sahne.

Thirty plus years of service. Combat medals. Citations.

Otuz artı yıllık hizmet. Savaş madalyaları. alıntılar.

Only man to shoot down three enemy planes in the last forty years.

Son kırk yılda üç düşman uçağını düşüren tek kişi.

Yet you can’ get a promotion, you won’t retire.

Yine de terfi alamazsınız, emekli olmazsınız.

Despite your best efforts, you refuse to die.

Tüm çabalarınıza rağmen ölmeyi reddediyorsunuz.

You should be at least a two-star admiral by now.

Şimdiye kadar en az iki yıldızlı bir amiral olmalısın.

Yet you are here.

Yine de buradasın.

Captain.

Kaptan.

Why is that?

Nedenmiş?

It’s one of life’s mysteries, sir.

Bu hayatın gizemlerinden biri, efendim.

The end is inevitable, Maverick. Your kind is headed for extinction.

Son kaçınılmaz, Maverick. Senin türün yok olmaya doğru gidiyor.

Maybe so, sir.

Belki öyledir, efendim.

But not today.

Ama bugün değil.

And now the analysis.

Ve şimdi analiz.

Thirty plus years of service.

Otuz artı yıllık hizmet.

Okay to start, let's go ahead and write out thirty and plus. It would almost always be written this way

Tamam, başlayalım, devam edelim ve otuz artı yazalım. Neredeyse her zaman

with the digit and then the plus sign, but as we talked about the sounds, we'll write it out.

rakam ve ardından artı işaretiyle bu şekilde yazılırdı, ancak sesler hakkında konuştuğumuz gibi yazacağız.

Now you probably noticed that the T in thirty is a flap T.

Şimdi muhtemelen otuzdaki T'nin bir flep T olduğunu fark etmişsinizdir.

This follows the rules in that it comes after an R before a vowel. Like in dirty, this is a T that we would flap.

Bu, bir sesli harften önce bir R'den sonra geldiği için kurallara uyar. Kirlide olduğu gibi, bu çırpacağımız bir T.

So rather than being ttt, a true T, the tongue simply flaps against the roof of the mouth. Thirty da-da-da thirty.

Yani dil, ttt, gerçek bir T olmak yerine, basitçe damağa çarpar. Otuz da-da-da otuz.

Thirty. Thirty. Thirty plus--

Otuz. Otuz. Otuz artı--

Thirty plus--

Otuz artı--

Thirty plus--

Otuz artı--

And we have first syllable stress on thirty.

Ve otuzun ilk hece vurgusu var.

Thirty, so stressed, then unstressed, the ending unstressed EE sound. Thirty plus--

Otuz, çok vurgulu, sonra vurgusuz, sondaki vurgusuz EE sesi. Otuz artı--

Thirty plus-- thirty plus-- thirty plus years of service.

Otuz artı-- otuz artı-- otuz artı hizmet yılı.

Some stress on plus, then we also have stress on years, and ser--vice.

Bazıları artıya vurgu yapıyor, sonra yıllara ve hizmete de vurgu yapıyoruz.

So of and --vice, are both unstressed. Thirty plus years of service.

So of ve --vice, ikisi de gerilmemiştir. Otuz artı yıllık hizmet.

Thirty plus years of service.

Otuz artı yıllık hizmet.

Thirty plus years of service.

Otuz artı yıllık hizmet.

Thirty plus years of service.

Otuz artı yıllık hizmet.

Thirty plus years of service. So those are our longer syllables with the up-down shape of stress.

Otuz artı yıllık hizmet. Yani bunlar stresin yukarı-aşağı şekline sahip daha uzun hecelerimiz.

The other syllables are going to be shorter, but everything links together we don't want to feel

Diğer heceler daha kısa olacak ama her şey birbirine bağlı,

any separation between the words. Thirty plus years of service, would not be natural sounding American English.

kelimeler arasında herhangi bir ayrılık hissetmek istemiyoruz. Otuz yılı aşkın hizmet, kulağa doğal gelen Amerikan İngilizcesi olmazdı.

We need this contrast and then we also need the linking. Thirty plus years of service. No breaks there.

Bu karşıtlığa ihtiyacımız var ve ardından bağlantıya da ihtiyacımız var. Otuz artı yıllık hizmet. Orada mola yok.

Thirty plus years of service.

Otuz artı yıllık hizmet.

Thirty plus years of service.

Otuz artı yıllık hizmet.

Thirty plus years of service.

Otuz artı yıllık hizmet.

Combat medals.

Savaş madalyaları.

Okay, now in this little two-word phrase, you tell me what are the most stressed syllables?

Tamam, şimdi bu küçük iki kelimelik cümlede en çok vurgulanan hecelerin neler olduğunu söyle bana?

Combat medals.

Savaş madalyaları.

Combat medals.

Savaş madalyaları.

Combat medals.

Savaş madalyaları.

Combat medals. The most stress probably on combat, the adjective here describing the kind of medal.

Savaş madalyaları. Muhtemelen en çok stresi savaş üzerine, burada sıfatı açıklayan madalya türü.

Combat medals. And then also some stress on the noun. Combat medals. The second syllable of combat

Savaş madalyaları. Ve sonra isim üzerinde biraz stres. Savaş madalyaları. Dövüşün ikinci hecesi

is unstressed, it has a stop T, bat bat bat, because the next word begins with a consonant.

vurgusuzdur, bir stop T'si vardır, yarasa yarasa yarasa, çünkü bir sonraki sözcük bir ünsüzle başlar.

So again, the T is not released. Combat medals. Medals.

Yani yine, T serbest bırakılmadı. Savaş madalyaları. Madalyalar.

Combat medals.

Savaş madalyaları.

Combat medals.

Savaş madalyaları.

Combat medals.

Savaş madalyaları.

This D can also be a flap just like thirty, medals, rararara, because it comes between two vowel sounds.

Bu D de tıpkı otuz, madalyon, rararara gibi bir flep olabilir çünkü iki sesli harf arasına gelir.

Here, it's the EH as in bed vowel and then the schwa L combination. Medals, medals, medals. Combat medals.

Burada, yatak ünlüsünde olduğu gibi EH ve ardından schwa L kombinasyonu. Madalyalar, madalyalar, madalyalar. Savaş madalyaları.

The vowel here in the unstressed syllable is AH, but we don't want it to be AA,

Buradaki vurgusuz hecedeki sesli harf AH'dir, ama biz onun AA olmasını istemiyoruz,

that would be stressed, we want it to be ah, ah, combat, combat medals.

vurgulu olsun, ah, ah, dövüş, dövüş madalyaları olmasını istiyoruz.

Combat medals.

Savaş madalyaları.

Combat medals.

Savaş madalyaları.

Combat medals. Citations.

Savaş madalyaları. alıntılar.

Citations. Do you feel how it's that middle syllable that's stressed? Citations.

alıntılar. Vurgulananın o orta hece olduğunu hissediyor musunuz? alıntılar.

The letter A here is TAY, the AY as in say diphthong. That letter A can have several different pronunciations.

Buradaki A harfi TAY, AY diftondaki gibi. Bu A harfinin birkaç farklı telaffuzu olabilir.

Here it's: ay, ay, citations. The letter C makes the S sound.

İşte: ay, ay, alıntılar. C harfi S sesini verir.

Citations.

alıntılar.

Citations.

alıntılar.

Citations.

alıntılar. I

The letter I makes the AI diphthong. The letter I, so many of the letters, almost all of the letters in American English

harfi AI ikili ünlüsünü oluşturur. I harfi, pek çok harf, Amerikan İngilizcesindeki harflerin neredeyse tamamı

can have various different pronunciations, which makes English so hard you can't necessarily tell

çeşitli farklı telaffuzlara sahip olabilir, bu da İngilizceyi o kadar zorlaştırır ki,

the pronunciation by looking at it. Citations. SH schwa N, and then Z, a weak ending Z sound.

ona bakarak telaffuzu söyleyemezsin. alıntılar. SH schwa N ve ardından Z, zayıf biten bir Z sesi.

Citations.

alıntılar.

Citations.

alıntılar.

Citations.

alıntılar.

Citations.

alıntılar.

The stress is really important in American English. We want to know what stressed, and what's unstressed,

Amerikan İngilizcesinde vurgu gerçekten önemlidir. Neyin vurgulu ve neyin vurgusuz olduğunu bilmek istiyoruz,

so that we can feel that we make a peak on that stressed syllable. We definitely don't want all syllables

böylece vurgulu hecede zirveye ulaştığımızı hissedebiliriz. Kesinlikle tüm hecelerin

to feel the same. Citations. That would have the right pitch, but not the right rhythm.

aynı hissi vermesini istemiyoruz. alıntılar. Bu doğru perdeye sahip olur, ancak doğru ritme sahip olmaz.

It's not DA-DA-DA but it's da-DA-da. The first one is very short and the last one is very short. Citations. Citations.

DA-DA-DA değil ama da-DA-da. İlki çok kısa ve sonuncusu çok kısa. alıntılar. alıntılar.

Citations.

alıntılar.

Citations.

alıntılar.

Citations.

alıntılar.

Also I should point out this T in ta-- is a true T because it starts a stressed syllable.

Ayrıca şunu belirtmeliyim ki ta--'deki bu T gerçek bir T'dir çünkü vurgulu bir heceyi başlatır.

So if a T starts a stressed syllable, and it's not part of the TR cluster, then it will be a true T. Tay, tay, citations.

Yani bir T vurgulu bir heceyle başlıyorsa ve TR kümesinin bir parçası değilse, o zaman gerçek bir T olacaktır. Tay, tay, alıntılar.

Citations.

alıntılar.

Citations.

alıntılar.

Citations.

alıntılar.

Only man to shoot down three enemy planes in the last forty years.

Son kırk yılda üç düşman uçağını düşüren tek kişi.

Okay, now we have a much longer phrase. I want you to listen to it a few times and see

Tamam, şimdi çok daha uzun bir cümlemiz var. Birkaç kez dinlemenizi ve

what you think is the most stressed word.

en çok vurgulanan kelimeyi düşündüğünüzü görmenizi istiyorum.

Only man to shoot down three enemy planes in the last forty years.

Son kırk yılda üç düşman uçağını düşüren tek kişi.

Only man to shoot down three enemy planes in the last forty years.

Son kırk yılda üç düşman uçağını düşüren tek kişi.

Only man to shoot down three enemy planes in the last forty years.

Son kırk yılda üç düşman uçağını düşüren tek kişi.

I hear it is the last word. In the last forty years-- years-- he sort of holds on to the beginning Y consonant a little bit.

Bunun son söz olduğunu duydum. Son kırk yılda-- yıllarda-- bir şekilde baştaki Y ünsüzünü biraz tuttu.

Years. Draws out the length and it definitely has that up-down shape. Now certainly, we have other syllables

Yıllar Uzunluğu çizer ve kesinlikle bu yukarı-aşağı şekle sahiptir. Cümlede vurgulanan başka hecelerimiz de var elbette

that are stressed in the sentence, but I think this is the most stressed in the phrase.

ama bence bu hecede en çok vurgulanan hece.

Only man to shoot down three enemy planes in the last forty years.

Son kırk yılda üç düşman uçağını düşüren tek kişi.

Only man to shoot down three enemy planes in the last forty years.

Son kırk yılda üç düşman uçağını düşüren tek kişi.

Only man to shoot down three enemy planes in the last forty years.

Son kırk yılda üç düşman uçağını düşüren tek kişi.

Let's look at our other stressed syllables and do we have any reductions?

Diğer vurgulu hecelerimize bakalım ve eksiltme var mı?

Only man to shoot down three enemy planes in the last forty years.

Son kırk yılda üç düşman uçağını düşüren tek kişi.

Only man to shoot down three enemy planes in the last forty years.

Son kırk yılda üç düşman uçağını düşüren tek kişi.

Only man to shoot down three enemy planes in the last forty years.

Son kırk yılda üç düşman uçağını düşüren tek kişi.

Everything links together really smoothly. So let's take it bit by bit.

Her şey gerçekten sorunsuz bir şekilde birbirine bağlanır. O yüzden yavaş yavaş ele alalım.

Only man to shoot down--

Vurulacak tek adam--

Only man to shoot down--

Vurulacak

Only man to shoot down--

tek adam-- Vurulacak

Only man to shoot down-- So we have stress on OH. Only man-- not on the word 'to', that's a preposition,

tek adam-- Vurulacak tek adam-- Yani OH üzerinde stresimiz var. Sadece adam-- 'to' kelimesinde değil, bu bir edat,

usually not going to be stressed. Shoot and down, both have some stress and length.

genellikle vurgulanmayacak. Vur ve yere vur, her ikisinin de biraz stresi ve uzunluğu var.

Did you notice that the word 'to' wasn't pronounced 'to' it was reduced. Man to-- man to--

'to' kelimesinin telaffuz edilmediğini fark ettiniz mi, 'to' azaltıldı. Erkek-- erkek--

Flap T or a D sound and the schwa. Man to-- man to-- only man to--

Flap T veya D sesi ve schwa. Erkek-- erkek-- sadece erkek--

Only man to--

Sadece erkek--

shoot down--

vur--

I have a friend named Amanda, and we often as a nickname, as a way to shorten it, call her just 'Manda'.

Amanda adında bir arkadaşım var ve biz sık sık bir takma ad olarak, onu kısaltmanın bir yolu olarak ona sadece 'Manda' deriz.

Manda. And it sounds just like these two words together: man to-- Manda, Manda, Manda,

Manda. Ve bu iki kelime birlikte kulağa benziyor: Manda, Manda, Manda,

when you make that a flap T.

bunu bir flep T yaptığınızda.

Only man to--

Sadece adam--

shoot down--

vur--

Only man to shoot down--

Sadece adam vur--

Only man to shoot down--

Sadece adam vur-- -

So we have two letters T here. The first one is a flap T, or it's sort of like a D sound, and then the second T

Yani burada iki harf T var. İlki bir flep T'dir veya bir tür D sesi gibidir ve ardından ikinci T,

is a stop T. Shoot down. Which means we stop the air, but we don't release the T, that would be shoot down.

bir stop T'dir. Vurun. Bu da havayı durduracağımız ama T'yi bırakmayacağımız anlamına gelir, bu vurulmak olur.

We definitely don't hear that. It's just shoot down, shoot down.

Kesinlikle duymuyoruz. Sadece vur, vur.

Shoot down--

Vurun--

Now a word of caution with the word down, a lot of my students, especially students whose native language is

Şimdi kelime aşağı ile ilgili bir uyarı, birçok öğrencim, özellikle anadili

Chinese, but not just those students, have a hard time with the word down. It's the OW diphthong,

Çince olan öğrenciler, ama sadece bu öğrenciler değil, kelimeyi aşağı koymakta zorlanıyorlar. OW ikili ünlüsü,

OW, plus the N consonant. And they kind of mix the N into the diphthong and nasalize it. Down.

OW artı N ünsüz. Ve bir şekilde N'yi diftong'a karıştırıp onu nazalize ediyorlar. Aşağı.

We don't want that at all. We want it to be completely un-nasal in the diphthong.

Bunu hiç istemiyoruz. Difhong'da tamamen nazal olmamasını istiyoruz.

Dow-- Dow-- Dow-- nnn-- Dow-- nnn--

Dow-- Dow-- Down-- nnn-- Down-- nnn--

And then you can practice it that way splitting off the N, make sure you're not going down,

Ve sonra N'yi ayırarak bu şekilde pratik yapabilirsiniz, aşağı inmediğinizden emin olun

and mixing the two into a nasal diphthong sound. Down, down, shoot down.

ve ikisini bir nazal diphtong sesine karıştırın. Aşağı, aşağı, aşağı vur.

Shoot down-- shoot down-- shoot down three enemy planes.

Vurun-- vurun-- üç düşman uçağını düşürün.

Then we have three words, and they're all stressed, so we have quite a few words and syllables that are

Sonra üç kelimemiz var ve hepsi vurgulu, dolayısıyla bu cümlede vurgulanmış epeyce kelimemiz ve hecemiz var

stressed in this sentence. Three enemy planes. I want to point out that even in a stressed word,

. Üç düşman uçağı. Vurgulu bir kelimede bile

if it has more than one syllable, it will have unstressed syllables. So the only syllable stressed here is EH.

birden fazla hece varsa vurgusuz hecelerin olacağını belirtmek isterim. Yani burada vurgulanan tek hece EH'dir.

Enemy. Nemy. Nemy. Nemy. Then the rest of the syllables are unstressed and said very quickly.

Düşman. Nemy. Nemy. Nemy. Sonra hecelerin geri kalanı vurgulanmaz ve çok çabuk söylenir.

Three enemy.

Üç düşman.

Three enemy.

Üç düşman.

Three enemy.

Üç düşman.

Three enemy.

Üç düşman.

Now, we have a vowel to vowel link here. We have the EE vowel in three and the EH vowel in enemy.

Şimdi, burada sesli harf bağlantısı var. Üçte EE seslisi ve düşmanda EH seslisi var.

Some students feel like they need to split that up a little bit to make it clear, the change between words,

Bazı öğrenciler, kelimeler arasındaki değişimi netleştirmek için bunu biraz bölmeleri gerektiğini düşünüyor,

you don't need to do that in English. And we don't want you to do that. We want it to glide together smoothly.

bunu İngilizce yapmanıza gerek yok. Ve bunu yapmanızı istemiyoruz. Birlikte sorunsuz kaymasını istiyoruz.

Three enemy. Three enemy.

Üç düşman. Üç düşman.

If you have a hard time linking them together, it can help to think of, in this particular case, with this particular link,

Bunları birbirine bağlamakta zorlanıyorsanız, bu özel durumda, bu özel bağlantıyla

a Y consonant. So you could think of the word as being yenemy, three enemy, three enemy, three enemy.

bir Y ünsüzünü düşünmek yardımcı olabilir. Yani kelimeyi yenemy, üç düşman, üç düşman, üç düşman olarak düşünebilirsiniz.

If you link it together, that might help you smooth it out you don't want to make a very big heavy Y,

Birbirine bağlarsanız, bu, çok büyük, ağır bir Y yapmak istemediğinizi yumuşatmanıza yardımcı olabilir,

but a little light Y glide consonant to link those two words together,

ancak bu iki kelimeyi birbirine bağlamak için biraz hafif bir Y süzülen ünsüz,

might help you make a smooth transition.

yumuşak bir geçiş yapmanıza yardımcı olabilir.

Three enemy.

Üç düşman.

Let's talk a little bit about the consonant cluster here. It's TH unvoiced and R consonant.

Burada ünsüz küme hakkında biraz konuşalım. TH sessiz ve R ünsüz.

Thr, thr, thr, thr, thr, thr. His TH almost has like a T quality in it. I think when I listen to it on repeat.

Thr, thr, thr, thr, thr, thr. TH'sinde neredeyse bir T kalitesi var. Tekrar tekrar dinlediğimde düşünüyorum.

But it's definitely not: three, three, three, that's something that a lot of non-native speakers do, they substitute in TR

Ama kesinlikle değil: üç, üç, üç, bu ana dili İngilizce olmayan pek çok kişinin yaptığı bir şey, TR

instead of THR and then it sounds like a tree, you know, like, oh, a tree. But we don't want to be saying tree.

yerine THR'yi koyuyorlar ve sonra ses bir ağaç gibi geliyor, bilirsiniz, ah, ağaç gibi. Ama ağaç demek istemiyoruz.

We want to be saying three , three , three. So let your tongue tip come lightly through your teeth,

Üç, üç, üç demek istiyoruz. O yüzden dil ucunuz hafifçe dişlerinizin arasından geçsin,

don't build up the air, don't put pressure there, don't bite on the tongue at all, that will make it sound more like a T.

hava biriktirmeyin, oraya baskı uygulamayın, dilinizi hiç ısırmayın, bu daha çok T gibi ses çıkaracaktır.

We want th-- the easy passage of air. Three, three, three enemy planes.

- havanın kolay geçişi. Üç, üç, üç düşman uçağı.

Three enemy planes-

in the last forty years.

Son kırk yılda üç düşman uçağı.

In the last forty years. So in and the, both said so incredibly quickly.

Son kırk yılda. Yani in ve the, ikisi de çok hızlı bir şekilde söyledi.

Let's just listen to: in the last--

Bir dinleyelim: son--

in the last--

son--

I actually think it sounds like the TH is dropped. In the, in the, in the, in the, in the, in the.

aslında TH'nin düştüğünü düşünüyorum. içinde, içinde, içinde, içinde, içinde, içinde.

It's just IH as in sit, N linking right into the schwa. In the, in the, in the, in the, in the, in the.

Sit'teki gibi sadece IH, N doğrudan schwa'ya bağlanıyor. içinde, içinde, içinde, içinde, içinde, içinde.

You can only do this if you do it very, very quickly. It's low in pitch, it's low in volume, try that.

Bunu ancak çok, çok hızlı yaparsanız yapabilirsiniz. Perdesi düşük, sesi düşük, bunu deneyin.

In the, in the, in the, in the. You should be able to do it without moving your jaw at all.

içinde, içinde, içinde, içinde. Çenenizi hiç hareket ettirmeden bunu yapabilmelisiniz.

Your lips, your face, should be totally relaxed, the only thing moving is the tongue inside the mouth.

Dudakların, yüzün tamamen gevşemiş olmalı, hareket eden tek şey ağzın içindeki dil. İhtiyacınız olmayan

You want to take away all the extra movement that

tüm fazladan hareketi ortadan kaldırmak istiyorsunuz,

you don't need so that you can say this as quickly as you need to. In the, in the, in the, in the last forty years.

böylece bunu ihtiyacınız olduğu kadar çabuk söyleyebiliyorsunuz. İçinde, içinde, içinde, son kırk yılda.

The last forty years.

Son kırk yıl.

The last forty years.

Son kırk yıl.

The last forty years.

Son kırk yıl.

Okay, again, we're going to write out the word 'forty'.

Tamam, yine 'kırk' kelimesini yazacağız.

Our T again is a flap T because it comes after an R and before a vowel.

T'miz yine bir flep T'dir çünkü bir R'den sonra ve bir sesli harften önce gelir.

The vowel is the EE as in she vowel. Forty, forty, forty. Thirty, thirty, thirty.

Ünlü, o sesli harfinde olduğu gibi EE'dir. Kırk, kırk, kırk. Otuz, otuz, otuz.

These all have a flap T which can sound like a D. Dadadada forty forty.

Bunların hepsinde D gibi ses çıkarabilen bir flep T vardır. Dadadada kırk kırk.

Forty--

Kırk

years.

yıl.

Now we have some stressed words other than years, let's listen to the phrase again:

Şimdi yıllar dışında bazı vurgulu sözlerimiz var, cümleyi tekrar dinleyelim:

In the last forty years--

Son kırk yılda--

In the, in the, last forty, and then we've already marked years. So the unstressed syllable of forty is unstressed.

İçinde, içinde, son kırkta ve sonra yıllara çoktan damgasını vurduk. Yani kırkın vurgusuz hecesi vurgusuzdur.

We have stress in the word last with the AA vowel. Notice the T is dropped there.

AA sesli harfli son kelimede vurgu var. T'nin orada bırakıldığına dikkat edin. Bir

It's very common to drop the T in an ending cluster like ST when the next word begins with a consonant,

sonraki kelime bir ünsüzle başladığında, sonraki kelime F ile başladığında ST gibi biten bir kümede T'yi bırakmak çok yaygındır

the next word begins with F, so we're gonna drop that T to smoothly connect. Last forty, last forty.

, bu yüzden sorunsuz bir şekilde bağlanmak için bu T'yi bırakacağız. Son kırk, son kırk.

Last forty--

Son kırk--

So out of all of our letters T here on this page, we have a flap T, in we have a stop T in combat,

Yani bu sayfadaki tüm T harflerimizden, bir kanat T'miz var, savaşta bir T durağımız var,

we have a true T in citations, because it begins a stressed syllable, but then the next T is actually

alıntılarda gerçek bir T var, çünkü vurgulu bir heceyle başlıyor, ama sonra sonraki T aslında

part of the TION ending, and that's an SH sound. In the word to, the reduction is da, flap T, not a true T.

TION bitişinin bir parçasıdır ve bu bir SH sesidir. To kelimesinde, azalma da, flap T'dir, gerçek bir T değildir.

In the word shoot, it's a stop T. And in the word last, its dropped.

Shoot kelimesinde, bu bir stop T'dir. Ve last kelimesinde, düştü.

So out of all of the T sounds in this particular part of this conversation, there's only one true T.

Yani bu konuşmanın bu kısmındaki tüm T seslerinden sadece bir tane gerçek T var.

And then we even have as the T and the TH, it's fully pronounced in one case and then dropped in another.

Ve hatta T ve TH olarak bile var, bir durumda tamamen telaffuz ediliyor ve diğerinde düşüyor. Bu

So you really need to study how Americans speak and what happens with reductions and linking

nedenle, Amerikalıların nasıl konuştuğunu ve sesleri nasıl bu kadar sorunsuz yaptıklarını anlamak için kısaltmalar, bağlantı kurma ve düşürme ile ne olduğunu gerçekten incelemeniz gerekiyor

and dropping sounds, in order to figure out how they do things so smoothly.

.

But after you study this, and you look at this part of the video several times, you'll be able to go back

Ancak bunu çalıştıktan ve videonun bu kısmına birkaç kez baktıktan sonra, geri dönüp

and imitate that audio, and that's when it really gets fun,

o sesi taklit edebileceksiniz ve işte o zaman gerçekten eğlenceli hale geliyor,

when you can not only understand what's happening with American English, but when

sadece Amerikan İngilizcesinde neler olduğunu anlayamıyorsunuz. , ancak

you can imitate it yourself in a way that sounds natural. It really can feel freeing to do that.

doğal görünen bir şekilde kendiniz taklit edebileceğiniz zaman. Bunu yapmak gerçekten özgür hissettirebilir.

And that's what this video series is all about this summer.

Ve bu video dizisinin konusu da bu yaz.

Last forty years. Last forty years. Last forty years. Yet you can't get a promotion--

Son kırk yıl. Son kırk yıl. Son kırk yıl. Yine de terfi alamıyorsunuz--

Okay in this next phrase, what's the most stressed word do you think?

Pekala, bir sonraki cümlede, sizce en çok vurgulanan kelime hangisi?

Yet you can't get a promotion--

Yine de bir terfi alamıyorsunuz--

Yet you can't get a promotion--

Yine de bir terfi alamıyorsunuz--

Yet you can't get a promotion--

Yine de bir terfi alamıyorsunuz--

I'm feeling can't, and promotion, as being really stressed. Yet you, really low in volume, low in energy,

Gerçekten stresli olduğum için alamam ve terfi hissediyorum. Yine de, gerçekten düşük ses, düşük enerji,

harder to hear, right? Let's listen to just those two words together.

duyması daha zor, değil mi? Gelin bu iki kelimeyi birlikte dinleyelim.

Yet you--

Yine de sen--

Yet you--

Yine de sen--

Not very clear, but that's what we need. We need that less clear to provide contrast with our more

Çok net değil, ama ihtiyacımız olan bu. Daha net hecelerimizle kontrast sağlamak için daha az açıklığa ihtiyacımız var

clear syllables. That's what makes up the character of American English. So we have yet, with the stop T,

. Amerikan İngilizcesinin karakterini oluşturan şey budur. Yani biz henüz, stop T ile,

yet, yet, yet, yet, Yet you-- Yet you-- Yet you-- Yet you--

henüz, henüz, henüz, henüz, Yine de sen-- Yine sen-- Yine sen-- Yine sen--

Yet you--

Yine de sen--

can't get a promotion--

terfi

Can't get a promotion-- Okay we have an N apostrophe T ending in the word can't.

alamazsın-- Alamıyorsun bir terfi-- Tamam, can't (can't) sözcüğüyle biten bir N kesme işareti T'miz var.

That can be pronounced three ways. One of them is can't, with a true T, one of them is can't, with a stop T,

Bu üç şekilde telaffuz edilebilir. Bunlardan biri can't, gerçek bir T ile, biri can't, stop T ile

and one of them is can with the T totally dropped. I'm having a hard time deciding if I think it's a stop T,

ve bunlardan biri can'dır ve T tamamen düşürülmüştür. Bunun bir stop T mi

or a dropped T, because if I listen to it three times thinking it's a stop T, that's what I hear.

yoksa düşen bir T mi olduğuna karar vermekte zorlanıyorum, çünkü stop T olduğunu düşünerek üç kez dinlersem, duyduğum şey bu.

If I listen to it three times thinking it's dropped, that's what I hear. So at any rate, it's not a true T.

Düştüğünü düşünerek üç kez dinlesem, duyduğum şey bu. Yani her halükarda, bu gerçek bir T değil.

We'll call it a stop T, very subtle, very quick, can't get, can't get, can't get, can't get, can't get, can't get.

Biz buna stop T diyeceğiz, çok ince, çok hızlı, alamam, alamam, alamam, alamam, alamam , alamıyorum.

Not a big lift but just a tiny little break there before the G: can't get, can't get.

Büyük bir kaldırma değil, G:'den önce küçük bir mola: alınamıyor, alınamıyor.

Can't get--

Anlayamıyorum--

The vowel is the AA vowel. When it's followed by N it's not really a pure AA anymore, it's not ca-- ca--

Sesli harf AA sesli harfidir. Ardından N geldiğinde, artık gerçekten saf bir AA değildir, ca-- ca-- değil

but cauh-- it starts with a little less jaw drop and the back of the tongue relaxes, which brings in a sound

ama cauh-- biraz daha az çene düşmesiyle başlar ve dilin arkası gevşer, bu da UH gibi bir ses çıkarır

sort of like UH. Ca-uh, ca-uh, can't can't can't can't can't.

. Ca-uh, ca-uh, olamaz olamaz olamaz olamaz.

And we know that this is different than the word can, because if the word was you can get a promotion,

Ve bunun can kelimesinden farklı olduğunu biliyoruz, çünkü kelime terfi alabilirsin olsaydı, o

then we wouldn't stress it, we would say, you can get, you can get, you can get.

zaman onu vurgulamazdık, alabilirsin, alabilirsin, alabilirsin derdik.

That would be reduced to the schwa. The word can't never reduces, always has this AA vowel in it.

Bu, schwa'ya indirgenecekti. Kelime asla azalmaz, içinde her zaman bu AA ünlüsü vardır.

Can't get,

Alınamıyor,

a promotion.

terfi.

Now we have get and a, not stressed, along with the first syllable of promotion, that's a schwa there.

Şimdi, terfinin ilk hecesi ile birlikte vurgusuz bir get ve a var, orada bir schwa var.

Pro--

Pro--

So we have get a pro-- but that's not how it's pronounced, it's pronounced: get a, get a, get a, get a,

Yani bir pro-- ama bu böyle telaffuz edilmez, telaffuz edilir: get a, get a, get a, get a,

flap T linking into the schwa, and the schwa links right into the PR. That's what helps us link everything together,

flap T schwa'ya bağlanır ve schwa doğrudan PR'a bağlanır. Her şeyi birbirine bağlamamıza yardımcı olan da bu,

is we just don't stop the sounds. Get a, get a, get a, get a pro, get a pro, get a pro, get a promotion.

sadece sesleri durdurmuyoruz. Bir al, bir al, bir al, bir profesyonel ol, bir profesyonel ol, bir profesyonel ol, bir terfi al.

Get a promotion--

Terfi alın--

Again we have a TION ending and that is SH schwa N. Tion, tion, tion. It's not: shen, shon, it's shun, shun.

Yine bir TION bitişimiz var ve bu SH schwa N. Tion, tion, tion. Değil: shen, shon, shun, shun.

Try to make it with a no vowel at all. N absorbs the schwa, so just try to make SHN and say that quickly.

Hiç sesli harf kullanmadan yapmaya çalışın. N, schwa'yı emer, bu yüzden SHN yapmaya çalışın ve bunu hızlıca söyleyin.

SHN SHN promotion.

SHN SHN promosyonu.

Promotion--

Promosyon--

Get a promotion.

Bir promosyon alın.

Get a promotion--

Terfi al--

you won't retire.

emekli olmayacaksın.

I wrote the word you here, but it is so, so subtle. You, you, you, you.

Buraya sen kelimesini yazdım ama çok, çok ince. sen, sen, sen, sen

I almost just hear it as a superlight weak Y sound in the throat, but

Neredeyse gırtlaktan çok hafif, zayıf bir Y sesi olarak duyuyorum, ama

I could even see someone saying it's totally dropped.

birinin tamamen kesildiğini söylediğini bile görebiliyordum.

You won't retire--

Emekli olmayacaksın--

You won't retire. So we have two stressed syllables there, and again, I feel like I'm hearing this

Emekli olmayacaksın. Orada iki vurgulu hecemiz var ve yine, bu

N apostrophe T as a stop T. Won't, won't , won't , won't. Won't retire.

Napostrofe T'yi bir durak T olarak işitiyormuşum gibi hissediyorum. emekli olmayacak

Be careful here, some people say something more like: won-- wo, oh, oh, won-- but it's woah--

Burada dikkatli olun, bazı insanlar daha çok şunun gibi şeyler söyler: kazandı-- wo, oh, oh, won-- ama bu woah--

So your lips start in a circle for the W, then they loosen up a little bit for the first half of the OH diphthong,

Yani dudaklarınız W için bir daire şeklinde başlar, sonra ilk yarı için biraz gevşerler OH diphthong'un,

then they have to round again. Woah-- If you miss that second rounding, then you're not gonna get the

sonra tekrar yuvarlamaları gerekir. Woah-- Eğer o ikinci turu kaçırırsanız, o zaman

correct sound there. Won't, won't, won't retire.

orada doğru sesi alamayacaksınız. Olmayacak, olmayacak, emekli olmayacak.

You won't retire.

emekli olmayacaksın

You won't retire.

emekli olmayacaksın

You won't retire.

emekli olmayacaksın

Again, this T is a True T, why? Because it starts a stressed syllable. Tire, retire. Retire.

Yine, bu T bir Gerçek T, neden? Çünkü vurgulu bir heceye başlar. Lastik, emekli ol. Emekli olmak.

Retire--

Emekli ol--

Despite your best efforts, you refuse to die.

Tüm çabalarına rağmen ölmeyi reddediyorsun.

What do you hear as the most stressed syllables in that phrase there?

O cümlede en vurgulu heceler olarak ne işitiyorsunuz?

Despite your best efforts, you refuse to die.

Tüm çabalarınıza rağmen ölmeyi reddediyorsunuz.

Despite your best efforts, you refuse to die.

Tüm çabalarınıza rağmen ölmeyi reddediyorsunuz.

Despite your best efforts, you refuse to die.

Tüm çabalarınıza rağmen ölmeyi reddediyorsunuz.

Despite your best-- A little bit of stress on best. A little bit of stress on efforts. But more on refuse and die.

Elinden gelenin en iyisini yapmana rağmen-- En iyisi üzerinde biraz stres. Çabalar üzerinde biraz stres. Ama reddet ve öl hakkında daha fazlası.

Okay, let's look at the rest of the words, the rest of the syllables, do we have any T's that change from a true T?

Tamam, kelimelerin geri kalanına, hecelerin geri kalanına bakalım, gerçek bir T'den değişen herhangi bir T'miz var mı?

Do we have any reductions? How do we link all of this together and provide the rhythmic contrast we need?

Herhangi bir indirimimiz var mı? Tüm bunları nasıl birbirine bağlayabilir ve ihtiyacımız olan ritmik kontrastı nasıl sağlayabiliriz?

Despite your best efforts, you refuse to die.

Tüm çabalarınıza rağmen ölmeyi reddediyorsunuz.

Despite your best efforts, you refuse to die.

Tüm çabalarınıza rağmen ölmeyi reddediyorsunuz.

Despite your best efforts, you refuse to die.

Tüm çabalarınıza rağmen ölmeyi reddediyorsunuz.

Let's just look at the first two words: despite-- despite your-- so this T is a stop T because the next sound

İlk iki kelimeye bakalım: Rağmen-- senin-- yani bu T bir durak T çünkü sonraki ses

is a consonant sound, the Y consonant. Also we want this to be a schwa in DE, and a schwa in RE,

bir ünsüz ses, Y ünsüz. Ayrıca bunun DE'de bir schwa ve RE'de bir schwa olmasını istiyoruz,

retire, so don't say re-- retire, say ruh-- retire. Duh-- despite, despite, the letter I here makes the AI diphthong.

retire, bu yüzden re-- emekli, deyin ruh-- emekli demeyin. Duh-- rağmen, rağmen, buradaki I harfi AI ikili ünlüsünü oluşturur.

Despite. Stop T. So it's different from dropped T because that would be despie-- the sound would be the same,

Aksine. Stop T. Yani bırakılan T'den farklı çünkü bu küçümseme olurdu-- ses aynı olurdu,

AI but it would change shape, AI, it would go up and then come down. Despie--

AI ama şekil değiştirirdi, AI, yukarı çıkar ve sonra aşağı inerdi. Despie--

but when we cut it off, despite, despite.

ama kestiğimizde, rağmen, rağmen. Rağmen--

Despite--

your best--

elinden gelenin--

That cutoff is a stop of air, and that signifies the T. Now the word your, is reduced it becomes the schwa R.

Bu kesme havanın durmasıdır ve bu T'yi gösterir. Şimdi senin, kelimesi azaltılarak schwa R olur

Those two sounds blend together. The R absorbs the schwa.

. R, schwa'yı emer.

So you don't even need to try to make a vowel there. It's just yy--rr-- yrr, yrr, yrr, yrr, yrr, yrr.

Yani orada bir sesli harf yapmaya çalışmanıza bile gerek yok. Sadece yy--rr-- yrr, yrr, yrr, yrr, yrr, yrr.

Say that as quickly as you can. Your, despite your, despite your.

Bunu olabildiğince çabuk söyle. senin, sana rağmen, sana rağmen.

Despite your--

best efforts.

En iyi çabalarınıza rağmen.

Best efforts. So we have an ST cluster. If the next word began with the consonant, we would drop that T,

En iyi çabalar. Yani bir ST kümemiz var. Bir sonraki kelime ünsüzle başlasaydı, o T'yi bırakırdık

but it doesn't, it begins with the EH as in bed vowel. So we will link that with a light true T.

ama öyle değil, yatak ünlüsünde olduğu gibi EH ile başlıyor. Bu yüzden bunu hafif bir gerçek T ile ilişkilendireceğiz.

Best efforts, best, best efforts.

En iyi çabalar, en iyi, en iyi çabalar.

Best efforts--

En iyi çabalar--

We don't want to say efforts. We see a letter O here, maybe you want to do some lip rounding,

Çabalar demek istemiyoruz. Burada bir O harfi görüyoruz, belki biraz dudak yuvarlatmak istersiniz,

but it's not, it's a schwa. Effor--

ama değil, bu bir schwa. Effor--

And remember just like we said here, schwa is absorbed by the R so you don't even need to try to make a vowel

Ve burada söylediğimiz gibi unutmayın, schwa R tarafından emilir, bu yüzden F'den R'ye bir sesli harf yapmaya çalışmanıza bile gerek yoktur.

right from F into R. Effor-- for for for. Efforts. Efforts.

Effor-- for for için. Çabalar. Çabalar.

Efforts--

Çabalar--

you refuse to die.

ölmeyi reddediyorsun.

Efforts, you re--

Çabalar, siz yeniden--

So we have three unstressed syllables here. We have the unstressed syllable of efforts, the word you,

Yani burada vurgusuz üç hecemiz var. Çabaların vurgusuz hecesine sahibiz, azalmayan sen sözcüğüne

which doesn't reduce. He could have said yuh, but he said you, but he said it low and unstressed.

. Yuh diyebilirdi ama sen dedi ama alçak sesle ve vurgusuz söyledi.

You, you, you. You re-- you re--

Sen sen Sen. Sen yeniden-- sen--

Then again just like retire, we have refuse, with a schwa, not refuse, but re re refuse,

Sonra yine tıpkı emekli olmak gibi, reddettik, bir schwa ile, reddet değil, yeniden reddet,

Refuse--

Reddet--

to die--

ölmeyi--

You refuse to die. Now, I listen to this quite a few times to decide, do I think this is a true T in to or a flap T?

Ölmeyi reddediyorsun. Şimdi, karar vermek için bunu birkaç kez dinliyorum, bunun gerçek bir T in to mu yoksa bir flap T mi olduğunu düşünüyorum?

I think it's a true T. Refused to. But it's got the schwa. It's not to it's to to to, it's low in pitch, it's said very quickly.

Bence bu gerçek bir T. Reddedildi. Ama schwa'sı var. Yapmak için değil, perdesi düşük, çok hızlı söyleniyor.

Refuse to die, before the stressed word die. Now I want to talk about this word, refuse, so it can be pronounced

Vurgulanan sözcük ölmeden önce ölmeyi reddet. Şimdi bu kelimeden bahsetmek istiyorum, reddetmek, böylece

two different ways, it can be unstressed, re, R schwa, actually, you know what, it's not the schwa,

iki farklı şekilde telaffuz edilebilir, vurgusuz olabilir, re, R schwa, aslında, biliyor musunuz, bu schwa değil,

it's the IH as in sit vowel, which brings up something interesting. This is actually an IH as well,

sit sesli harfteki gibi IH, ki bu ilginç bir şey getiriyor. Bu aslında bir IH, buna

as is despite, if I look it up, I see it's an IH, refuse is an IH, so why am I saying it's a schwa?

rağmen olduğu gibi, eğer bakarsam, bunun bir IH olduğunu görüyorum, reddetmek bir IH, öyleyse neden bunun bir schwa olduğunu söylüyorum?

I've always said to me, the IH as in sit, unstressed sounds just like the schwa.

Bana her zaman, IH'nin oturmadaki gibi, gerilmemiş seslerin tıpkı schwa gibi olduğunu söylemişimdir.

Re re re re re refuse. Retire. Re re re re refuse. Retire.

Yeniden reddet. Emekli olmak. Yeniden reddet. Emekli olmak.

In the word themselves, they pretty much sound the same to me. So I always tell students, don't worry

Kelimenin kendisinde, bana hemen hemen aynı geliyorlar. Bu yüzden öğrencilere her zaman şunu söylüyorum,

about an unstressed syllable like this, do whichever one helps you say it more quickly.

bunun gibi vurgusuz bir hece için endişelenmeyin, hangisi daha hızlı söylemenize yardımcı oluyorsa onu yapın.

But I love this, when I look something up and I find, oh man I'm wrong.

Ama bunu seviyorum, bir şeye baktığımda, ah adamım, yanılmışım.

The official pronunciation does show an IH,

if you say it with a schwa that doesn't really matter. What matters is that it's said very quickly.

Gerçekten önemli olmayan bir schwa ile söylerseniz, resmi telaffuz bir IH gösterir. Önemli olan çok çabuk söylenmiş olmasıdır.

With this word, we actually have two different pronunciations.

Bu kelimenin aslında iki farklı telaffuzu var.

Two different meanings but same spelling. So the first one is how it's used here, it's a verb.

İki farklı anlam ama aynı yazım. İlki, burada nasıl kullanıldığı, bu bir fiil.

We have the R consonant, IH vowel, unstressed. And then in a stressed syllable, we have the F consonant,

R ünsüzümüz, IH seslimiz, vurgusuz. Ve sonra vurgulu bir hecede, F ünsüzümüz,

the JU as in few diphthong, and the Z. Refuse, refuse. That's the verb.

birkaç diftonda olduğu gibi JU ve Z. Reddet, reddet. Bu fiil.

And it means no way will this person do something.

Ve bu kişinin hiçbir şekilde bir şey yapmayacağı anlamına gelir.

Refuse--

Reddetme--

The other pronunciation of it is a noun, and it's refuse. So now, the first syllable is stressed,

Diğer telaffuzu bir isimdir ve reddetmektedir. Yani şimdi, ilk hece vurgulu,

we have the EH as in bed syllable there and then in our unstressed syllable, we still have the JU diphthong

orada yatak hecesinde olduğu gibi EH var ve sonra vurgusuz hecemizde, hala JU diphthong'umuz var

but we have an S at the end instead, and this is the noun and this is just another word for trash.

ama onun yerine sonunda bir S var ve bu isim ve bu sadece çöp için başka bir kelime.

So two different words, two different meanings, same spelling, but different pronunciation.

Yani iki farklı kelime, iki farklı anlam, aynı yazım ama farklı telaffuz.

Refuse. Refuse.

Reddetmek. Reddetmek.

Refuse--

Reddet--

to die.

ölmeyi.

You should be at least a two star Admiral by now.

Şimdiye kadar en az iki yıldızlı bir Amiral olmalısın.

You should be at least-- some stress there. You should be at least a two star Admiral by not by now.

En azından biraz stresli olmalısın. Şimdiye kadar en az iki yıldızlı bir Amiral olmalısın.

Two star Admiral by now.

Şimdiye kadar iki yıldızlı Amiral.

You should be at least a two star Admiral by now.

Şimdiye kadar en az iki yıldızlı bir Amiral olmalısın.

You should be at least a two star Admiral by now.

Şimdiye kadar en az iki yıldızlı bir Amiral olmalısın.

You should be at least a two star Admiral by now.

Şimdiye kadar en az iki yıldızlı bir Amiral olmalısın.

Let's look at our first four words here. You should be at--

Buradaki ilk dört kelimemize bakalım.

You should be at--

You should-- The D, the letter L is always silent in this word, the D is very subtle and actually, you can drop it,

D, L harfi bu kelimede her zaman sessizdir, D çok incedir ve aslında, onu bırakabilirsin,

you can think of it as being dropped, before a word that begins to the consonant: shuh-- shuh-- shuh--

bırakıldığını düşünebilirsin , ünsüzle başlayan bir kelimeden önce: şşş-- şşş-- şşş--

So it's SH and schwa,

Yani SH ve schwa,

you should be, you should be, you should be, you should be at-- you should be at-- you should be at--

olmalısın, olmalısın, olmalısın, olmalısın -- - olmalısın -- sen olması gereken--

Be linking right into at which reduces, at at at, I would write that with the schwa and a stop T.

Doğrudan içine bağlantı kurun, hangisini azaltır, at at, bunu schwa ve T durağı ile yazardım.

Be at, be at, be at, be at, be at, you should be at, you should be at, you should be at.

konumunda olmalısın, konumunda olmalısın.

You should be at--

least a two star Admiral by now.

Şimdiye kadar en az iki yıldızlı bir Amiral olmalısın.

Four less clear words before we have some of our words with stressed syllables.

Vurgulu hecelere sahip kelimelerimizden bazılarına geçmeden önce dört daha az net kelime. En

You should be at least a two star--

az iki yıldız olmalısın-- En

You should be at least a two star--

az iki yıldız olmalısın-- En

You should be at least a two star--

az iki yıldız olmalısın--

At least a-- Now, here, T in an ST cluster but the next sound is the schwa.

En az bir-- Şimdi, burada, bir ST kümesinde T ama sonraki ses schwa.

So we do hear a true T linking into that. Least a, least a. At least a two star.

Bu yüzden buna bağlanan gerçek bir T sesi duyuyoruz. En az bir, en az bir. En az iki yıldız.

Now this is a T starting a stressed syllable, so that will be a True T. Two star, two star, two star Admiral by now.

Şimdi bu, vurgulu bir heceyle başlayan bir T, yani bu bir True T olacak. Şimdiye kadar iki yıldız, iki yıldız, iki yıldız Amiral.

AA. There we have that AA vowel again. Hope you feel pretty good about it because it's in this sentence,

AA. İşte yine o AA ünlüsüne sahibiz. Umarım bu konuda oldukça iyi hissediyorsunuzdur çünkü bu cümlede var,

it's in this conversation quite a bit. Two star Admiral by now.

bu konuşmada biraz var. Şimdiye kadar iki yıldızlı Amiral.

At least a two star Admiral by now.

Şimdiye kadar en az iki yıldızlı bir Amiral.

At least a two star Admiral by now.

Şimdiye kadar en az iki yıldızlı bir Amiral.

At least a two star Admiral by now.

Şimdiye kadar en az iki yıldızlı bir Amiral.

Admiral, Admiral. I love that word. It really is clear that the first syllable is stressed,

Amiral, Amiral. Bu kelimeyi seviyorum. İlk hecenin vurgulu olduğu

and the second two are unstressed. Miral, miral, miral. Don't say MEERAL or anything like that.

ve ikinci hecenin vurgusuz olduğu gerçekten açıktır. Miral, miral, miral. MEERAL ya da onun gibi bir şey söyleme.

Miral, miral, miral.

Miral, miral, miral.

Admiral--

Amiral--

Both unstressed syllables have the schwa. Schwa followed by R. It gets absorbed by the R.

Her iki vurgusuz hece de schwa'ya sahiptir. Schwa, ardından R. R tarafından emilir.

Schwa followed by L, it gets absorbed by the L. M, N, R, L. All absorb the schwa.

Schwa, ardından L tarafından emilir, L. M, N, R, L tarafından emilir.

So they're called syllabic consonants. You don't need to try to make a schwa there. It's just

Bu yüzden hece ünsüzleri olarak adlandırılırlar. Orada bir schwa yapmaya çalışmanıza gerek yok. Sadece

Mm, rr, ll. M right into the R sound, and then a dark L. Miral, miral, miral, miral. Admiral.

Mm, rr, ll. M'yi doğrudan R sesine ve ardından karanlık bir L. Miral, miral, miral, miral. Amiral.

Admiral--

Amiral--

by now.

şimdiye kadar.

By now, by now. A little bit of stress on now, but it's the end of the phrase, his voice has lost some of the energy,

Şimdiye kadar, şimdiye kadar. Şimdi biraz stresli ama cümlenin sonu geldi, sesinin enerjisi biraz azaldı,

it's lower in pitch.

perdesi alçaldı.

By now--

Şimdiye kadar--

Yet here you are.

Yine de buradasın.

Okay in this little four-word sentence, what is the stress?

Tamam, bu küçük dört kelimelik cümlede vurgu nedir?

Yet here you are--

Yine de buradasın--

Yet here you are.

Yine de buradasın.

Here and are, more stressed, everything links together very smoothly. We have a stop T in yet,

Burada ve daha stresli, her şey çok düzgün bir şekilde birbirine bağlanıyor. Henüz bir T durağımız var,

because the next word begins with a consonant, the H consonant. Yet here you are.

çünkü bir sonraki kelime bir ünsüzle, H ünsüzle başlıyor. Yine de buradasın.

Yet here you are.

Yine de buradasın.

Yet here you are.

Yine de buradasın.

Yet here you are.

Yine de buradasın.

Captain.

Kaptan.

Captain. Ca-- again, that AH vowel in our stressed syllable. Captain.

Kaptan. Ca-- yine vurgulu hecemizdeki AH seslisi. Kaptan.

Captain--

Kaptan--

A light true T here. Now why would this one be a true T? The rule is if it's part of a consonant cluster, like in PT,

Burada hafif bir gerçek T. Şimdi bu neden gerçek bir T olsun ki? Kural şu ​​ki, PT'deki gibi bir ünsüz kümesinin parçasıysa,

that it's a True T, although we've definitely seen exceptions to that, haven't we?

bu bir True T'dir, bununla birlikte kesinlikle istisnalar görmüşüzdür, değil mi?

ST followed by a constant, it's dropped, but here, part of the PT cluster, it is a light true T.

ST'nin ardından bir sabit gelir, düşer, ancak burada, PT kümesinin bir parçası, bu hafif bir gerçek T'dir.

And again, captain, tain, tain, captain. Don't try to make a vowel there. Schwa N. Captain.

Ve yine, kaptan, tain, tain, kaptan. Orada bir sesli harf yapmaya çalışmayın. Schwa N. Kaptan.

Captain--

Yüzbaşı--

Actually, I just looked it up because I was curious. Dictionary.com shows both schwa N or IH,

Aslında, merak ettiğim için baktım. Dictionary.com hem schwa N'yi hem de IH,

N, as an ending and as i've said before, to me, they sound the same.

N'yi bitiş olarak gösteriyor ve daha önce de söylediğim gibi, bana aynı geliyorlar.

Captain--

Yüzbaşı--

Why is that?

Neden bu?

Why is that? Why is that? Most stress on the question word. Why is that?

Nedenmiş? Nedenmiş? En çok soru sözcüğü üzerinde vurgu yapılır. Nedenmiş?

And then the pitch sort of falls down from that. Why is-- really link that AI diphthong, why is,

Ve sonra perde bundan bir şekilde düşüyor. Why is-- gerçekten bu AI diphthong'u, Why is'i

into the IH as in sit vowel.

sit sesli harfinde olduğu gibi IH'ye bağlayın.

You might need to feel like you go through the glide consonant Y to help you link them.

Onları bağlamanıza yardımcı olması için süzülen Y ünsüzünü geçiyormuş gibi hissetmeniz gerekebilir.

Why is that? Then a weak Z.

Nedenmiş? Sonra zayıf bir Z.

TH, AH as in bat vowel, stop T. Now why is this a stop T? It's not followed by a consonant.

TH, AH, yarasa ünlüsünde olduğu gibi, dur T. Şimdi bu neden bir durak T? Bir ünsüz tarafından takip edilmez.

It's a stop T because T is a stop T if it's followed by a consonant,

Bu bir T durağıdır çünkü T, ardından bir ünsüz geliyorsa T durağıdır

or it's the end of a thought group, like it is here.

veya burada olduğu gibi bir düşünce grubunun sonudur.

Why is that?

Nedenmiş?

Why is that?

Nedenmiş?

Why is that?

Nedenmiş?

It’s one of life’s mysteries, sir.

Bu hayatın gizemlerinden biri, efendim.

It’s one of life’s-- more stress there, mysteries, sir. One has a little bit of stress, sir has a little bit of stress.

Bu hayatın-- daha fazla stres, gizemler, efendim. İnsanın biraz stresi var, efendim biraz stresi var.

It's one of life's mysteries, sir.

Bu hayatın gizemlerinden biri, efendim.

It’s one of life’s mysteries, sir.

Bu hayatın gizemlerinden biri, efendim.

It’s one of life’s mysteries, sir.

Bu hayatın gizemlerinden biri, efendim.

Let's look at the other words the word its. Vowel is dropped. It's just the TS cluster before the W of one.

Its kelimesinin diğer kelimelere bakalım. Sesli harf düşürülür. Sadece birin W'sinden önceki TS kümesi.

It's one, it's one, it's one, it's one. It's not uncommon to pronounce it's that way.

Birdir, birdir, birdir, birdir. Bu şekilde telaffuz etmek alışılmadık bir durum değil.

You can even do that with what's and let's. Like if I was going to say let's go, I might say:

Bunu what's ve let's ile bile yapabilirsiniz. Sanki hadi gidelim diyeceksem, şöyle diyebilirdim:

let's go, let's go I'm ready to go. Let's go. That's can also be reduced to just the TS cluster. It's one.

hadi gidelim, gidelim, gitmeye hazırım. Hadi gidelim. Bu, yalnızca TS kümesine de indirgenebilir. O tek.

It's one of--

Bu

life's mysteries, sir.

hayatın gizemlerinden biri, efendim. Bu--

It's one of-- the word of, I would write that with the schwa and the V.

kelimesinden biri, bunu schwa ve V ile yazardım.

You can drop the V sound but he doesn't. It's one of life's mysteries, sir.

V sesini düşürebilirsin ama o yapmıyor. Bu hayatın gizemlerinden biri, efendim.

It's one of life's mysteries, sir.

Bu hayatın gizemlerinden biri, efendim.

It's one of life's mysteries, sir.

Bu hayatın gizemlerinden biri, efendim.

It's one of life's mysteries, sir.

Bu hayatın gizemlerinden biri, efendim.

The word mysteries can be pronounced as three or two syllables, mys-ter-ies or mys-teries.

Gizemler kelimesi üç veya iki heceli, gizemler veya gizemler olarak telaffuz edilebilir.

I actually think he's doing it as three but this middle syllable is so fast.

Aslında üç olarak yaptığını düşünüyorum ama bu orta hece çok hızlı.

Mysteries, mysteries, mysteries.

Gizemler, gizemler, gizemler.

Mysteries--

Gizemler--

sir.

efendim.

And there's not really a break between mysteries and sir. Mysteries, sir.

Ve gizemler ile efendim arasında gerçekten bir kopuş yok. Gizemler, efendim.

So even though an IPA, this would be written with the Z.

Yani bir IPA olsa bile, bu Z ile yazılırdı.

It's more like an S that just keeps going into the stressed sound sir, into the stressed word, sir. Mysteries, sir.

Daha çok, vurgulu sese efendim, vurgulu kelimeye girmeye devam eden bir S gibi, efendim. Gizemler, efendim.

Mysteries, sir.

Gizemler, efendim.

Everything in this phrase really smoothly connected.

Bu cümledeki her şey gerçekten sorunsuz bir şekilde bağlantılı.

It's one of life's mysteries, sir.

Bu hayatın gizemlerinden biri, efendim.

It's one of life's mysteries, sir.

Bu hayatın gizemlerinden biri, efendim.

It's one of life's mysteries, sir.

Bu hayatın gizemlerinden biri, efendim.

The end is inevitable, Maverick.

Son kaçınılmaz, Maverick.

Okay, our stress here. The end is inevitable, Maverick.

Tamam, stresimiz burada. Son kaçınılmaz, Maverick.

The end is inevitable, Maverick.

Son kaçınılmaz, Maverick.

The end is inevitable, Maverick.

Son kaçınılmaz, Maverick.

The end is inevitable, Maverick.

Son kaçınılmaz, Maverick. En

End has the most stress, I would say. Now, the word the, here is pronounced the.

çok stresin sonda olduğunu söyleyebilirim. Şimdi, the kelimesi burada the olarak telaffuz edilir.

The rule is that's what we do when the next word begins with a vowel, and here the next word begins with EH,

Kural şu ​​ki, bir sonraki kelime bir sesli harfle başladığında yaptığımız şey bu ve burada bir sonraki kelime

the EH vowel. Usually it would be the, but here it's the, the end, the end.

EH sesli harfi olan EH ile başlıyor. Genellikle bu olurdu, ama işte burada, son, son.

Now do Americans always follow this rule? No. But if you noticed it, that's what's going on.

Şimdi Amerikalılar her zaman bu kurala uyuyor mu? Hayır. Ama fark ettiyseniz, olan bu.

The end. The end is inevitable. Inevi--dadadadada Do you hear that?

Son. Son kaçınılmazdır. Inevi--dadadadada Bunu duyuyor musun?

That's a flap T because it comes between two vowel or diphthong sounds. Inevitable.

Bu bir flep T çünkü iki sesli harf veya iki ünlü ses arasında geliyor. Kaçınılmaz.

So it's a four syllable word with second syllable stress. Inevitable. Five syllable word with second syllable stress.

Yani ikinci hece vurgusu olan dört heceli bir kelimedir. Kaçınılmaz. İkinci hece vurgulu beş heceli kelime.

Unstressed, then stressed, then three unstressed. Inevitable.

Vurgusuz, sonra vurgulu, sonra üç vurgusuz. Kaçınılmaz.

Inevitable.

Kaçınılmaz.

And everything links together really smoothly. D into beginning IH, Z into beginning IH.

Ve her şey gerçekten sorunsuz bir şekilde birbirine bağlanır. D başlangıcı IH'ye, Z başlangıcı IH'ye.

The end is inevitable.

Son kaçınılmazdır.

The end is inevitable, Maverick.

Son kaçınılmaz, Maverick.

The end is inevitable, Maverick.

Son kaçınılmaz, Maverick.

The end is inevitable, Maverick.

Son kaçınılmaz, Maverick. başına

Maverick. This is another word that can be pronounced as three or two syllables

buyruk. Bu, ortayı düşürmenize bağlı olarak üç veya iki heceli olarak telaffuz edilebilen başka bir kelimedir

depending on if you drop the middle. Ma-ver-ick. Just like mys-ter-y. Or Mave-rick.

. Ma-ver-ick. Tıpkı mys-ter-y gibi. Veya Mave-rick. başına

Maverick.

buyruk.

Dropped, the feeling of the vowel, and make this like, feel like a cluster. Rick, Rick, maverick.

Bırakılan, sesli harfin hissi ve bu gibi, bir küme gibi hissetmesini sağlayın. Rick, Rick, başına buyruk.

And that's what he did. He does not release the K. K is a stop sound just like T and we can skip the release at the

Ve yaptığı buydu. K'yi bırakmıyor, tıpkı T gibi bir stop sesi ve onun

end of a thought group like he does here. Or when the next word begins with a consonant.

burada yaptığı gibi bir düşünce grubunun sonundaki çıkışı atlayabiliyoruz. Veya bir sonraki kelime bir ünsüzle başladığında.

It's a little bit less of a strong rule. The T is almost always a stop T in these cases.

Bu biraz daha az güçlü bir kural. Bu durumlarda T neredeyse her zaman bir durak T'dir.

K it's a little bit more likely to release it, but he doesn't. Maverick. Maverick.

K'nin serbest bırakma olasılığı biraz daha yüksek, ama yapmıyor. başına buyruk. başına buyruk. başına

Maverick.

buyruk.

Sort of an abrupt stop of air there, signifies the K.

Orada bir tür ani hava durması, K.

Maverick.

Maverick'i gösterir. Senin

Your kind is headed for extinction.

türün yok olmaya doğru gidiyor.

Now let's look at our next sentence. The word your. The last time we saw that, it was reduced.

Şimdi bir sonraki cümlemize bakalım. kelime senin. Bunu en son gördüğümüzde azaltılmıştı.

It wasn't your, it was your, your, does that happen again? Listen.

Senin değildi, senindi, yine olur mu? Dinlemek. Senin

Your kind is headed for extinction.

türün yok olmaya doğru gidiyor. Senin

Your kind is headed for extinction.

türün yok olmaya doğru gidiyor. Senin

Your kind is headed for extinction.

türün yok olmaya doğru gidiyor.

Honestly, I almost don't even really hear an R sound. Ye ye ye ye ye kind.

Dürüst olmak gerekirse, neredeyse bir R sesi bile duymuyorum. Siz naziksiniz.

Your kind--

Senin türün-- yok

is headed for extinction.

olma yolunda.

Your kind is headed-- Stress on kind, head, headed for extinction.

Sizin türünüz-- Tür üzerinde stres, kafa, yok olma yolunda.

So the word your, definitely reduced. We have stress on kind, it's the AI diphthong, and your links right into kind ,

Yani kelime senin, kesinlikle azaltılmış. Tür üzerinde vurgumuz var, bu AI diphthong ve bağlantılarınız doğrudan türe,

then the D links right into the IH vowel for our unstressed syllable is.

ardından D, vurgusuz is hecemiz için doğrudan IH sesli harfine bağlanır.

Weak Z sound links right into the H.

Zayıf Z sesi doğrudan H'ye bağlanır.

Kind is headed--

Tür ilerliyor--

Kind is headed. The ED ending after a D is schwa D. Headed. Headed. Could you think of that?

Tür ilerliyor. D'den sonra biten ED, schwa D'dir. Başlı. başlı. Bunu düşünebilir misin?

I'm sorry I said schwa, but I wrote IH because you can also think of it as schwa D. Headed. Headed. Headed.

Özür dilerim schwa dedim ama IH yazdım çünkü bunu schwa D olarak da düşünebilirsiniz. Başlı. başlı. başlı. Nesli

Headed--

for extinction.

tükenmek üzere.

The word for, now I know this word usually reduces, is it for? Let's listen.

Kelimesi, şimdi biliyorum ki bu kelime genellikle azalır, bunun için mi? Hadi dinle.

Headed for--

Yönlendirildi--

Headed for, headed for. It's not for. It is fur fur fur. I would write that with a schwa.

Yönlendirildi, yönlendirildi. için değil. Kürk kürk kürküdür. Bunu bir schwa ile yazardım.

Fur fur, reduced, headed for extinction.

Kürk kürk, azalmış, yok olma yolunda.

Headed for extinction.

Yok olmaya doğru.

Headed for extinction.

Yok olmaya doğru.

Headed for extinction.

Yok olmaya doğru.

T here starting a stressed syllable, that's a true T. Unstressed IH, K sound, the letter X here is interesting,

Burada vurgulu bir heceyle başlamak, bu gerçek bir T'dir. Vurgusuz IH, K sesi, buradaki X harfi ilginçtir,

it makes KS and the syllable break actually happens between K and S so it's actually IK, and then ST cluster.

KS yapar ve hece kırılması aslında K ve S arasında gerçekleşir, yani aslında IK ve ardından ST kümesidir.

Extinction.

Nesli tükenme.

So in the stressed syllable, STING, I'm just gonna write this over here, we're getting crowded there. Extinction.

Vurgulu hecede, STING, bunu buraya yazacağım, orada kalabalıklaşıyoruz. Nesli tükenme.

Extinction.

Nesli tükenme.

Extinction.

Nesli tükenme.

Extinction.

Nesli tükenme. Vurgulu

In the stressed syllable, we have the IH as in sit vowel but that's followed by the NG consonant.

hecede, sit sesli harfte olduğu gibi IH'ye sahibiz, ancak bunu NG ünsüz takip ediyor.

Now here, it's the letter N. But it's not made at the front of the mouth, like N, it's made at the back,

Şimdi burada, bu N harfi. Ama N gibi ağzın önünde yapılmaz,

with the back of the tongue like NG and that's because it's followed by a K sound.

NG gibi dilin arka tarafında yapılır ve bunun nedeni onu bir K sesinin takip etmesidir.

Exting---, that's the back of the tongue lifting to the soft palate.

Exting---, bu dilin arkasının yumuşak damağa doğru kalkmasıdır.

When IH is followed by an NG sound, it's not really IH, it's more like EE,

IH'yi bir NG sesi takip ettiğinde, bu gerçekten IH değildir, daha çok EE'ye benzer,

you'll notice this in the word sing, or ring, it's not IH, sing, but sing, sing.

bunu şarkı veya zil kelimesinde fark edeceksiniz, bu IH, şarkı söyle değil, şarkı söyle, şarkı söyle.

Extinct, extinction. Extinction. Sort of a tricky word. You might want to slow it down as you practice it. Extinction.

Yok olma, yok olma. Nesli tükenme. Bir çeşit zor kelime. Pratik yaparken yavaşlatmak isteyebilirsiniz. Nesli tükenme.

Extinction.

Nesli tükenme.

Maybe so, sir.

Belki öyledir, efendim.

Maybe so, sir. A little bit of stress on may-- much more on so, a little bit of stress on sir.

Belki öyledir, efendim. Mayıs'ta biraz stres-- çok daha fazla, efendim üzerinde biraz stres.

And everything links together really smoothly, doesn't it? Maybe so, sir.

Ve her şey gerçekten sorunsuz bir şekilde birbirine bağlanıyor, değil mi? Belki öyledir, efendim.

Maybe so, sir.

Belki öyledir, efendim.

Maybe so, sir.

Belki öyledir, efendim.

Maybe so, sir.

Belki öyledir, efendim.

But not today.

Ama bugün değil.

But not today. Okay, so I think this T is actually dropped, I don't really hear it as a stop, but

Ama bugün değil. Tamam, bence bu T gerçekten düşürüldü, gerçekten bir durak olarak duymuyorum, ama

I hear the UH going right into the N. But not, but not, but not. But not today.

UH'nin N'ye doğru gittiğini duyuyorum. Ama değil, ama değil, ama değil. Ama bugün değil.

But not today. Stress on not. But not today.

Ama bugün değil. Değil üzerinde stres. Ama bugün değil.

But not today.

Ama bugün değil.

But not today.

Ama bugün değil.

But not today.

Ama bugün değil.

But not today. Not today. So we have two Ts here. These words will link together with the true T.

Ama bugün değil. Bugün değil. Yani burada iki T'miz var. Bu kelimeler gerçek T ile bağlantı kuracak.

But not, but not today. But not today. And it's not to, today. It's to, to, schwa. To to today.

Ama değil, ama bugün değil. Ama bugün değil. Ve bugün değil. schwa'ya. Bugüne kadar.

But not today. But not today.

Ama bugün değil. Ama bugün değil.

But not today.

Ama bugün değil.

But not today.

Ama bugün değil.

But not today.

Ama bugün değil.

Listen to this whole conversation one more time.

Tüm bu konuşmayı bir kez daha dinleyin.

Thirty plus years of service. Combat medals. Citations.

Otuz artı yıllık hizmet. Savaş madalyaları. alıntılar.

Only man to shoot down three enemy planes in the last forty years.

Son kırk yılda üç düşman uçağını düşüren tek kişi.

Yet you can’ get a promotion, you won’t retire. Despite your best efforts, you refuse to die.

Yine de terfi alamazsınız, emekli olmazsınız. Tüm çabalarınıza rağmen ölmeyi reddediyorsunuz.

You should be at least a two-star admiral by now.

Şimdiye kadar en az iki yıldızlı bir amiral olmalısın.

Yet you are here.

Yine de buradasın.

Captain.

Kaptan.

Why is that?

Nedenmiş?

It’s one of life’s mysteries, sir.

Bu hayatın gizemlerinden biri, efendim.

The end is inevitable, Maverick. Your kind is headed for extinction.

Son kaçınılmaz, Maverick. Senin türün yok olmaya doğru gidiyor.

Maybe so, sir.

Belki öyledir, efendim.

But not today.

Ama bugün değil.

Now for the fun part. You'll look at the notes we took together and you'll hear a part of the conversation

Şimdi eğlenceli kısım için. Birlikte aldığımız notlara bakacaksınız ve konuşmanın bir bölümünü

on a loop three times. Then there's a space for you to repeat. For example, you'll hear this:

üç kez döngü halinde duyacaksınız. Sonra tekrarlamanız için bir boşluk var. Örneğin şunu duyacaksınız:

Maybe so, sir.

Olabilir efendim.

Then you'll repeat it: maybe so, sir. Try to imitate everything about this exactly.

O zaman tekrar edeceksiniz: belki öyle, efendim. Bununla ilgili her şeyi aynen taklit etmeye çalışın.

So when you see this then you'll repeat it. Maybe so, sir.

Yani bunu gördüğünüzde tekrar edeceksiniz. Belki öyledir, efendim.

You'll also have the opportunity to listen and repeat in slow motion.

Ayrıca ağır çekimde dinleme ve tekrar etme fırsatına da sahip olacaksınız.

This will be important for you if you're more of a beginner,

Daha yeni başlayan biriyseniz

or if you're having a hard time focusing on linking or the melody.

veya bağlamaya veya melodiye odaklanmakta zorlanıyorsanız, bu sizin için önemli olacaktır.

Maybe you'll want to do it both ways, but the important thing is here is your opportunity

Belki her iki şekilde de yapmak isteyeceksin ama burada önemli olan

to take what you learned and put it into your body and your own habit.

öğrendiklerini alıp vücuduna ve kendi alışkanlığına sokma fırsatın.

That's what's going to transform your speaking. You might do well to work with the audio section of this video

Konuşmanızı değiştirecek olan şey budur. Bu videonun ses bölümüyle

every day for a week imitating the rhythm, and the simplifications will get easier each time you do it.

bir hafta boyunca her gün ritmi taklit ederek çalışmak iyi olabilir ve her yaptığınızda basitleştirmeler daha kolay olacaktır.

If you can't keep up with the native speaker, do the slow-motion imitation. Okay here's our audio training section.

Ana dili İngilizce olan kişiye ayak uyduramıyorsanız, ağır çekim taklit yapın. Tamam, işte ses eğitimi bölümümüz.

Don't forget to come back and do this audio again tomorrow, and the next day.

Yarın ve ertesi gün geri gelip bu sesi tekrar yapmayı unutmayın.

You want to build habits here, so you don't need to think about it so much when you're speaking in conversation.

Burada alışkanlıklar oluşturmak istiyorsunuz, böylece bir sohbette konuşurken bunu çok fazla düşünmenize gerek kalmıyor.

You can focus on the words and not the expression or pronunciation.

İfadeye veya telaffuza değil, kelimelere odaklanabilirsiniz.

Don't forget, this is part of a series, all summer long, 13 videos, 13 scenes from movies.

Unutmayın, bu bir dizinin parçası, tüm yaz boyunca, 13 video, filmlerden 13 sahne.

Check out each one. Learn something new each time.

Her birini kontrol edin. Her seferinde yeni bir şey öğrenin.

I make new videos on the English language every Tuesday, and I'd love to have you back here again.

Her Salı İngilizce dilinde yeni videolar hazırlıyorum ve sizi tekrar burada görmek isterim.

Please subscribe with notifications and continue your studies right now with this video.

Lütfen bildirimlerle abone olun ve bu video ile hemen çalışmalarınıza devam edin.

And if you love this video, share it with a friend. That's it guys and thanks so much for using Rachel's English.

Ve bu videoyu beğendiyseniz, bir arkadaşınızla paylaşın. Hepsi bu kadar çocuklar ve Rachel'ın İngilizcesini kullandığınız için çok teşekkürler.