English Conversation Study in COLORADO - American English

In this American English pronunciation video, you’re going to come with me and my parents

Bu Amerikan İngilizcesi telaffuz videosunda, benimle ve ailemle

to Colorado. You’ll get to see some of the natural beauty of this state, and study American

Colorado'ya geleceksin. Bu eyaletin doğal güzelliklerinden bazılarını görecek ve

English pronunciation in real life.

gerçek hayatta Amerikan İngilizcesi telaffuzu çalışacaksınız.

Today’s topics: How to pronounce ‘river’, gorge, the noun and the verb, the idioms ‘to

Bugünün konuları: 'nehir' nasıl telaffuz edilir, gorge, isim ve fiil, '

keep your eyes peeled’ and ‘keep an eye out’. Also, the pronunciation of ‘moose’

gözlerini dört açmak' ve 'gözünü dışarıda tutmak' deyimleri. Ayrıca, "geyik"

and ‘elk’.

ve "geyik" telaffuzları.

>> One neat feature of Colorado is the Colorado river. Now, it might not look like too much

>> Colorado'nun temiz bir özelliği de Colorado nehridir. Şimdi, burası çok fazla görünmeyebilir

here, but this is the river that carved out the Grand Canyon in Arizona.

ama bu, Arizona'daki Büyük Kanyon'u oluşturan nehir.

I was lucky enough to visit the Grand Canyon on my Epic Road Trip Across America this summer.

Bu yaz Epic Road Trip Across America'da Büyük Kanyon'u ziyaret edecek kadar şanslıydım.

>> The word ‘river’ is a two-syllable word with stress on the first syllable. DA-da.

>> 'Nehir' kelimesi, vurgusu ilk hecede olan iki heceli bir kelimedir. DA-da.

River. It begins with an R consonant. When the R comes at the beginning of a word, the

Nehir. Bir R ünsüz ile başlar. R bir kelimenin başına geldiğinde,

lips to make a tight circle for that, rr, and the tongue is pulled back. For me, the

dudaklar bunun için sıkı bir daire oluşturacak şekilde, rr ve dil geri çekilir. Benim için

middle part is touching the roof of the mouth about here, rr, the tip isn’t touching anything.

orta kısım ağzın çatısına değiyor , rr, ucu hiçbir şeye değmiyor.

Then we have the IH vowel, so the jaw will drop just a bit and the tongue will come forward.

Sonra IH sesli harfine sahibiz, bu nedenle çene biraz düşecek ve dil öne çıkacaktır.

Riv-.

Riv-.

>> Then for the V, the bottom lip will come up and make contact with the bottom of the

>> Daha sonra V için alt dudak yukarı gelecek ve üst ön dişlerin alt kısmı ile temas edecektir

top front teeth. Riv-er. Then we have the schwa-R ending, so the tongue will come back

. Nehir. Sonra schwa-R sonumuz var, böylece dil tekrar

into position for the R. The jaw doesn’t need to drop. River, river.

R pozisyonuna gelecek. Çenenin düşmesine gerek yok. nehir, nehir.

River.

Nehir.

>> We’ve stopped here to take a look at the Byer’s Gorge. A gorge is a deep, rocky

>> Byer's Gorge'a bir göz atmak için burada durduk . Geçit, derin, kayalık bir

ravine. And, as you can see, we have these nice, beautiful rock faces going up on either

dağ geçididir. Ve görebileceğiniz gibi, her iki tarafta da bu güzel, güzel kaya yüzlerimiz var

side. And I think it’s just beautiful. In this case, the Colorado river is what’s

. Ve bence çok güzel. Bu durumda, Colorado nehri

flowing down, uh, in the middle. I suppose it is what has worn the edges of the mountains

ortada akan şeydir. Sanırım dağların kenarlarını aşındıran şey buydu

down.

.

>> Gorge is sort of a tricky word. It starts with the G consonant, then it has the AW as

>> Geçit, biraz aldatıcı bir kelimedir. G ünsüz ile başlar, sonra HUKUK'taki gibi AW'ye sahiptir

in LAW, but the tongue must pull straight back for the R consonant, gor-, gor-, -ge.

, ancak R ünsüz, gor-, gor-, -ge için dilin düz geri çekilmesi gerekir.

And it ends with the J as in JAR consonant sound. Gorge. It’s gorgeous!

Ve JAR ünsüz sesindeki gibi J ile biter . Geçit. Muhteşem!

>> Well gorge also has the meaning of eating too much food, when you gorge out.

>> Well gorge, karnınızı doyurduğunuzda çok fazla yemek yeme anlamına da gelir.

>> That’s true. >> On a bunch of food.

>> Bu doğru. >> Bir avuç yiyecek üzerinde.

>> That’s true. So this is the noun gorge, and the verb gorge: stuffing your face, basically.

>> Bu doğru. Yani bu isim boğazı ve geçit fiili: temelde yüzünü doldurmak.

>> That’s right. >> Yeah.

>> Bu doğru. >> Evet.

>> And it’s sort of funny in that, in the one, gorge is hollowing out, cutting away

>> Ve bir tanesinde geçidin oyulması, kesilmesi ve kesilmesi biraz komik

>> Right. >> …this big ravine

>> Doğru. >> …bu büyük dağ geçidi

>> Yeah. >> … in the mountains, and on the other,

>> Evet. >> … dağlarda ve diğer tarafta

gorge is filling up. >> Right. Stuffing!

geçit doluyor. >> Doğru. İstifleme!

>> Way too much. >> That’s interesting.

>> Çok fazla. >> Bu ilginç.

So, gorge the noun is a narrow valley, like you saw, typically with rock walls and a river

Yani, geçit adı, gördüğünüz gibi, tipik olarak kaya duvarları ve

or stream running through it. The verb has a completely different meaning, to eat a lot

içinden akan bir nehir veya dere ile dar bir vadidir.

of food, to stuff yourself. The word comes from a word meaning throat.

Çok yemek yemek, karnını doyurmak fiilinin bambaşka bir anlamı vardır. Kelime boğaz anlamına gelen bir kelimeden gelmektedir.

Next we drove to Rocky Mountain national park to see elk and moose.

Sonra geyik ve geyiği görmek için Rocky Mountain milli parkına gittik.

>> Okay, so keep your eyes peeled for both elk and moose.

>> Tamam, hem geyik hem de geyik için gözlerinizi dört açın.

Keep your eyes peeled means to watch for something. We use it with ‘for’, which you know we

Gözlerini dört aç, bir şeyi izlemek demektir. Azaltmayı sevdiğimizi bildiğiniz 'for' ile kullanıyoruz

like to reduce. Keep your eyes peeled for moose and elk.

. Geyik ve geyik için gözlerinizi dört açın .

>> So keep your eyes peeled for both elk and moose.

>> Bu yüzden hem geyik hem de geyik için gözlerinizi dört açın .

>> Dad, what’s the other idiom we came up with for this?

>> Baba, bunun için bulduğumuz diğer deyim nedir ?

>> Uh, keep an eye out for elk and moose. >> Yes.

>> Geyik ve geyiklere dikkat edin. >> Evet.

As we drive, we’ll keep an eye out for moose and elk.

Araba sürerken geyik ve geyiklere göz kulak olacağız .

>> Keep an eye out for elk and moose. >> Yes. Keep an eye out is not the same thing

>> Elk ve geyiklere dikkat edin. >> Evet. Göz kulak olmak,

as keep an eye on. >> No. That’s correct.

göz kulak olmak ile aynı şey değildir. >> Hayır. Bu doğru.

>> If we had some elk here, we could keep an eye on them. But since we don’t have

>> Burada biraz geyik olsaydı, onlara göz kulak olabilirdik. Ama bizde olmadığı ve

any and we’re looking for them, we’re keeping an eye out for them.

onları aradığımız için gözümüzü dört açıyoruz.

Keep an eye on means to watch or pay attention to something. For example, keep an eye on

Göz kulak olmak, bir şeyi izlemek veya dikkat etmek anlamına gelir . Örneğin,

the time so you’re not late.

geç kalmamak için saate dikkat edin.

>> Elk has the EH as in BED vowel. A lot of jaw drop. Then the Dark L, so the back part

>> Elk, BED sesli harfinde olduğu gibi EH'ye sahiptir. Bir sürü çene düşmesi. Sonra Dark L, böylece dilinizin arka kısmı

of your tongue has to pull back, el-k. Then the K. So lift your tongue to the soft palate,

geri çekilmelidir, el-k. Sonra K. Dilinizi yumuşak damağa kaldırın

and release. Elk.

ve bırakın. Elk.

>> It’s fun being able to get so close. There’s two here, which brings me to the

>> Bu kadar yaklaşabilmek eğlenceli. Burada iki tane var, bu da beni

point that the plural of elk is elk. You don’t add an S or anything. One elk, two elk.

geyiğin çoğulunun geyik olduğu noktasına getiriyor. Bir S veya başka bir şey eklemezsiniz. Bir geyik, iki geyik.

We got lots of good views of elk. But I really wanted to see a moose. I only saw them at

Geyik hakkında pek çok güzel manzaramız var. Ama gerçekten bir geyik görmek istiyordum. Onları sadece

a distance, sitting down. We had been looking the whole day, and I was starting to think

uzaktan otururken gördüm. Bütün gün bakmıştık ve ben

I wouldn’t see one. Then, just before it was dark out…

bir tane göremeyeceğimi düşünmeye başlamıştım. Sonra, hava kararmadan hemen önce …

>> I feel very luck to be seeing my first moose. Moose is an easy pronunciation. It’s

>> İlk geyiğimi gördüğüm için kendimi çok şanslı hissediyorum . Moose kolay bir telaffuzdur.

the M consonant sound, the OO as in BOO vowel, and the S consonant sound. Plural, just like

M ünsüz sesi, BOO ünlüsünde olduğu gibi OO ve S ünsüz sesi. Tıpkı

‘elk’, adds no s. It’s still just moose. One moose, a herd of moose. Isn’t it beautiful?

"geyik" gibi çoğul, s eklemez. Hala sadece geyik. Bir geyik, bir geyik sürüsü. çok güzel değil mi

This is a female, so it doesn’t have the antlers.

Bu bir dişi, yani boynuzları yok . Güzel Rocky Mountain National Park'ta

I hope you enjoyed this study of real life American English in the beautiful Rocky Mountain

gerçek hayattaki Amerikan İngilizcesi üzerine yapılan bu çalışmayı umarım beğenmişsinizdir

National Park. That’s it, and thanks so much for using Rachel’s English.

. Hepsi bu kadar ve Rachel'ın İngilizcesini kullandığınız için çok teşekkürler.