It’s NOT What You Expect: The #1 Trick For a Better Accent

Today we’re talking about an exercise that is  the magic ingredient. It takes all the other  

Bugün, sihirli içerik olan bir egzersizden bahsediyoruz .

work you’re doing as you work on English, as you  work on your pronunciation and it supercharges  

İngilizce üzerinde çalışırken, telaffuzunuz üzerinde çalışırken yaptığınız diğer tüm çalışmaları alır ve

it. It makes it really work for you. I’ve been  teaching pronunciation for over a decade and I  

onu güçlendirir. Gerçekten sizin için çalışmasını sağlar. On yılı aşkın süredir telaffuz öğretiyorum ve

have noticed some students reach their goals and  transform their voices pretty quickly and others  

bazı öğrencilerin hedeflerine ulaştıklarını ve seslerini oldukça hızlı bir şekilde dönüştürdüklerini ve diğerlerinin

do it very, very slowly. And I looked at these  two groups of students and I thought what’s the  

bunu çok, çok yavaş yaptıklarını fark ettim. Ve bu iki öğrenci grubuna baktım ve farkın ne olduğunu düşündüm

difference. They’re all in the academy with the  same materials, they’re getting the same teacher  

. Hepsi akademide aynı materyallerle çalışıyor, aynı öğretmen

feedback, it doesn’t have to do what their native  language is. So then what is it? When I figured  

geri bildirimini alıyorlar, ana dillerinin ne olduğunu yapmak zorunda değiller . Peki o zaman nedir? Aklıma geldikten sonra

it out, I made a course in the academy and we’re  taking one of those lessons and we’re doing it  

akademide bir kurs yaptım ve o derslerden birini alıyoruz ve

here together today. So, this is going to help  you with your confidence in speaking English,  

bugün burada birlikte yapıyoruz. Bu, İngilizce konuşma konusunda kendinize güvenmenize yardımcı olacak,

it’s going to make you a better English  speaker if English isn’t your native language.

İngilizce ana diliniz değilse sizi daha iyi İngilizce konuşan biri yapacaktır.

First, let me say when I figured  out the difference between my most  

İlk olarak, en

successful students and those that  took longer to meet their goals,  

başarılı öğrencilerim ile hedeflerine ulaşması daha uzun süren öğrenciler arasındaki farkı anladığımda

I didn’t really like it. I mean I accepted it but  I didn’t want to touch it, I didn’t want to teach it.

bundan pek hoşlanmadığımı söylememe izin verin. Yani kabul ettim ama dokunmak istemedim, öğretmek istemedim.

It embarrassed me a little bit because it’s  not about the actual work, the actual training.

Bu beni biraz utandırdı çünkü mesele gerçek çalışma, gerçek eğitim değil.

In my mind I was like you either got it or you don’t  but then I thought wait, that’s not fair, I want  

Aklımda ya anladın ya da almadın şeklinde düşündüm ama sonra bekle, bu adil değil,

to give every student every tool I can to help  them succeed so I sat down and I made this course  

her öğrenciye başarılı olmalarına yardımcı olmak için elimden gelen her aracı vermek istiyorum bu yüzden oturdum ve bu kursu yaptım

but the first lesson in this course is actually  called, “I’m embarrassed to make This Course.”

ama bu kurstaki ilk dersin adı aslında "Bu Kursu yapmaktan utanıyorum."

So, I had to work through that to bring you  this lesson. Basically, the tool that we’re  

Bu yüzden size bu dersi sunmak için bunun üzerinde çalışmam gerekti . Temel olarak,

going to use in this lesson is the same tool that  professional musicians use, professional athletes,  

bu derste kullanacağımız araç, profesyonel müzisyenlerin, profesyonel sporcuların,

CEOs. It has to do with the mind. Yes, I’m talking  about visualization. I realized it really matters  

CEO'ların kullandığı araçla aynı. Akılla alakası var. Evet, görselleştirmeden bahsediyorum.

how my students see themselves. The students  that get better, faster that reach their goals,  

Öğrencilerimin kendilerini nasıl gördüklerinin gerçekten önemli olduğunu fark ettim. İyileşen, hedeflerine daha hızlı ulaşan öğrenciler

they see themselves as their potential. The  students who sort of creep along and don’t make  

kendilerini potansiyelleri olarak görürler. Yavaş yavaş ilerleyen ve

much progress, they see themselves as their  problems. And that slows them down so much,  

fazla ilerleme kaydetmeyen öğrenciler, kendilerini sorunları olarak görürler . Ve bu onları o kadar yavaşlatıyor ki

I felt like I had to address it. So I made  this course that goes over visualizations  

Bunu ele almam gerektiğini hissettim. Bu yüzden,

you can do to visualize yourself as  a better speaker of American English.  

kendinizi daha iyi bir Amerikan İngilizcesi konuşmacısı olarak görselleştirmek için yapabileceğiniz görselleştirmelerin ele alındığı bu kursu oluşturdum.

You can’t just do this. My students also do all  the other work in the Academy, the understanding,  

Bunu öylece yapamazsın. Öğrencilerim ayrıca Akademi'deki diğer tüm işleri, yani anlayışı,

the training but this is the magic ingredient  that takes that work and supercharges it so  

eğitimi de yapıyorlar, ancak bu işi alan ve

that they reach their goals faster. A lot of  people don’t realize they’re not actually that  

hedeflerine daha hızlı ulaşmaları için onu güçlendiren sihirli bileşen bu. Pek çok insan değişime aslında o kadar açık olmadıklarının farkında değil

open to change and actually, this right now is making me think what goal do I have in my life that I’m  

ve aslında, bu şu anda bana hayatımda asla ulaşamayacağım hangi hedefim olduğunu düşündürüyor

never going to reach because I’m not actually  open to the change required for that goal. I  

çünkü aslında açık değilim bu hedef için gerekli olan değişikliğe.

can think of one or two things. I’m going to need  to put a pin in that and come back to it later.

Bir veya iki şey düşünebilirim. Buna bir raptiye koymam ve daha sonra geri dönmem gerekecek.

So, let’s jump right in with this  visualization. It is a good idea to  

O halde hemen bu görselleştirmeye başlayalım.

do it maybe once a day for several  days in a row and just see if that  

Bunu arka arkaya birkaç gün boyunca günde bir kez yapmak ve bunun

changes your energy about your practice.  I’m excited for you to do this exercise.

uygulamanızla ilgili enerjinizi değiştirip değiştirmediğini görmek iyi bir fikirdir. Bu egzersizi yapman için heyecanlıyım.

I felt embarrassed about the course because  I’m much more comfortable talking about  

Kurs hakkında utandım çünkü yapabileceğiniz somut şeyler hakkında konuşurken çok daha rahatım

concrete things that you can do. But there are  actually is a lot of research that supports that  

. Ancak

visualization does help people get better  things. So, we hit this up, we talk about,  

görselleştirmenin insanların daha iyi şeyler elde etmesine yardımcı olduğunu destekleyen pek çok araştırma var . Bu yüzden, bunu anladık,

“Are you ready to change?” we start addressing  the mindset. Then, we visualize relaxation,  

"Değişmeye hazır mısın?" hakkında konuşuyoruz. zihniyeti  ele almaya başlıyoruz . Ardından, rahatlamayı görselleştiriyoruz,

we visualize your American persona, and  here, we’re going to do an exercise from  

Amerikalı kişiliğinizi görselleştiriyoruz ve burada,

visualizing yourself speaking English, we’re  going to do the lesson on the coffeeshop.

kendinizi İngilizce konuşurken görselleştirme egzersizi yapacağız, kahvehanede dersi işleyeceğiz.

Sit comfortably, or you can lie down  and close your eyes. Today you’re going  

Rahatça oturun veya uzanıp gözlerinizi kapatabilirsiniz. Bugün

to visualize yourself having a spontaneous  conversation and being able to think quickly.  

kendinizi spontane bir konuşma yaparken ve hızlı düşünebildiğinizi hayal edeceksiniz.

You’re going to be able to naturally say what  you want to say and express yourself completely.

Söylemek istediklerinizi doğal bir şekilde söyleyebilecek ve kendinizi tamamen ifade edebileceksiniz.

Picture a coffee shop. A  picture that is known to you.  

Bir kahve dükkanı hayal edin. Bildiğiniz bir resim.

A place with seats where people linger to  read or work on a laptop or meet with friends.

İnsanların kitap okumak, dizüstü bilgisayarda çalışmak veya arkadaşlarla buluşmak için oyalandığı koltuklara sahip bir yer.

Today it’s crowded. You’re there sitting. You’ve  already gotten your drink. Now, really picture it.  

Bugün kalabalık. Orada oturuyorsun. İçkinizi zaten aldınız. Şimdi, gerçekten hayal edin.

As you sit there, look into the  coffee shop. What do you see?  

Orada otururken kafeye bakın . Ne görüyorsun?

Hear the sounds that you would hear if were there.  

Orada olsanız duyacağınız sesleri duyun.

Feel your body sitting in the position  that you’re picturing for yourself.  

Vücudunuzun kendiniz için hayal ettiğiniz pozisyonda oturduğunu hissedin.

Feel it. Hear it. See it. You’re there.

Hisset. Duy bunu. Bak. Oradasın.

There’s an empty seat next to you and someone just  approached it. This person is American and only  

Yanında boş bir koltuk var ve az önce birisi oraya yaklaştı. Bu kişi Amerikalı ve yalnızca

speaks English. In your imagination, see him. He’s  looking at you like he’s about to say something.  

İngilizce konuşuyor. Hayal gücünüzde onu görün. Sana bir şey söyleyecekmiş gibi bakıyor.

“Is anyone sitting here?” He says. You smile and  say no feeling very relaxed. He sits down.   

"Burada biri oturuyor mu?" Diyor. Gülümsersiniz ve kendinizi çok rahat hissetmediğinizi söylersiniz. O oturur.

Now you know he’s going to start talking to  you in English. He's going to speak quickly  

Artık sizinle İngilizce konuşmaya başlayacağını biliyorsunuz . Hızlıca konuşacak

but something wonderful happens.  

ama harika bir şey olur.

Picture it in your mind. He starts asking you  questions about yourself. What you do for work  

Zihninizde canlandırın. Size kendinizle ilgili sorular sormaya başlar. İş için ne yaptığınız

or what you study, where you’re from. He asks you  about your family. You have a great conversation.  

veya ne okuduğunuz, nereli olduğunuz. Size ailenizi soruyor. Harika bir sohbetin var.

You’re talking effortlessly. Picture the scene.  You sitting there, him sitting next to you.  

Çaresiz konuşuyorsun. Sahneyi hayal edin. Sen orada oturuyorsun, o senin yanında oturuyor.

You don’t need to imaging what is being said,  just imagine this visual. It’s like watching a  

Ne söylendiğini hayal etmenize gerek yok, sadece bu görseli hayal edin. Bu, bir

video on mute. What you’re seeing with your  mind is smiles. Gesturing, understanding  

videoyu sessize alarak izlemek gibidir. Zihninizle gördüğünüz şey gülümsemelerdir. El hareketi, anlayış

and an engaging conversation.  

ve ilgi çekici bir sohbet.

See that with your mind and feel the confidence  in your body, feel the happiness of being able to effortlessly

Bunu zihninizle görün ve vücudunuzdaki güveni hissedin , sorularına zahmetsizce yanıt verebilmenin mutluluğunu hissedin

respond to his questions. You express yourself  exactly the way you want to. You’re confident  

. Kendinizi tam olarak istediğiniz şekilde ifade edersiniz.

in your vocabulary, in your pronunciation  and in the way you put phrases together.  

Kelime dağarcığınıza  , telaffuzunuza ve cümleleri bir araya getirme şeklinize güveniyorsunuz.

You understand everything he says to you.  

Sana söylediği her şeyi anlıyorsun. Kendini

You just feel so great. You’re using  your English like a native speaker.  

harika hissediyorsun. İngilizcenizi ana diliniz gibi kullanıyorsunuz. Bu konuşmayı zihninizde

Keep feeling this feeling as you picture  this conversation happening in your mind.

canlandırırken bu duyguyu hissetmeye devam edin .

As soon as he asks you a question, you know what  you want to say. It comes in English effortlessly.  

Size bir soru sorar sormaz ne söylemek istediğinizi bilirsiniz. Zahmetsizce İngilizce olarak geliyor.

It’s clear as if you’re speaking  in your own native language.  

Kendi ana dilinizde konuşuyormuşsunuz gibi net.

You’re focused on the content and ideas only  not trying to use English. The way you speak is  

Yalnızca içeriğe ve fikirlere odaklanırsınız İngilizce kullanmaya çalışmazsınız. Konuşma tarzın

sophisticated, feel that. Feel that confidence in  speaking sophisticated English. Keep watching this  

sofistike, bunu hisset. Sofistike İngilizce konuşurken bu özgüveni hissedin . Bu   videoyu aklınızdan izlemeye devam edin

video in your mind. This conversation, you, him  in the coffee shop and feel that confident feeling  

. Bu sohbet, siz, o kahve dükkanında ve o özgüven duygusunu hissedin

On your real face, here now, smile. Feel it  in your chest. Feel warmth and satisfaction.  

Gerçek yüzünüzde, şimdi burada, gülümseyin. Göğsünüzde hissedin. Sıcaklık ve memnuniyet hissedin.

Feel relaxation and confidence. Breathe  in to that as you watch this video of  

Rahatlama ve güven hissedin. Onunla yaptığınız konuşmanın bu videosunu izlerken bunu içinize çekin ve

your conversation with him, say in your head: I  feel completely confident in this conversation.

içinizden şunu söyleyin: Bu konuşmaya tamamen güveniyorum.

Doesn’t that feel so good? Your whole body is  vibrating with positivity, ease, happiness,  

Bu çok iyi hissettirmiyor mu? Tüm vücudunuz pozitiflik, rahatlık, mutluluk ve

satisfaction. Say again in your head:  I feel confident in this conversation.  

memnuniyetle titriyor. İçinizden tekrar şunu söyleyin: Bu sohbette kendime güveniyorum.

You’re able to express yourself  just the way you want to.

Kendinizi tam istediğiniz gibi ifade edebilirsiniz.

All  your goals are met. All your hard  work has paid off. Good for you.

Tüm hedeflerinize ulaşıldı. Tüm sıkı çalışmanızın karşılığını aldınız. Aferin sana.

Keep this image of yourself in your head.  Keep these feelings of positivity, excitement,  

Kendinize ait bu imajı kafanızda tutun. Bu pozitiflik, heyecan,

confidence and ease in your body. With your mind,  you can put them there. The more you work on it,  

güven ve rahatlık duygularını vücudunuzda tutun. Aklınızla onları oraya koyabilirsiniz. Üzerinde ne kadar çok çalışırsanız

the greater the effects will be. Put this positive  feelings in your body with your mind and relate  

etkileri o kadar büyük olur. Bu olumlu duyguları zihninizle vücudunuza koyun ve

that to your own confidence in speaking English.  The more you do this and the more positivity  

bunu İngilizce konuşma konusundaki kendinize olan güveninizle ilişkilendirin. Bunu ne kadar çok yaparsanız ve

you bring to your practice sessions, the more  effective every minute spent working will be.  

uygulama seanslarınıza ne kadar pozitiflik katarsanız, çalışmak için harcanan her dakika o kadar etkili olur.

You, my friend are a wonderful  speaker of American English.

Sen, arkadaşım harika bir Amerikan İngilizcesi konuşmacısısın.

Are you seeing yourself as the  speaker you want to be? Of course,  

Kendinizi olmak istediğiniz konuşmacı olarak görüyor musunuz? Tabii

do this not just with English but with  all your goals, it really does help,  

bunu yalnızca İngilizce ile değil tüm  hedeflerinizle yapın, gerçekten yardımcı oluyor,

it changes your attitude towards it  and I think it makes to work more fun.

ona karşı tutumunuzu değiştiriyor ve bence çalışmayı daha eğlenceli hale getiriyor.

If you’re interested in other visualization  lessons and you’re in my academy,  

Diğer görselleştirme dersleriyle ilgileniyorsanız ve akademimdeyseniz,

just go to the courses tab and find the  visualization course. If you’re not in the  

kurslar sekmesine gidin ve görselleştirme kursunu bulun. Akademide değilseniz

academy and you want to transform you voice,  your spoken English, your American persona,  

ve sesinizi, konuştuğunuz İngilizceyi, Amerikalı kişiliğinizi dönüştürmek istiyorsanız,

check out rachelsenglishacademy.com,  this visualizations course is a very  

rachelsenglishacademy.com'a göz atın, bu görselleştirme kursu

small part of what we offer. Most of the  lessons teach you how Americans speak so  

sunduğumuz eğitimin çok  küçük bir parçasıdır. Derslerin çoğu size Amerikalıların nasıl bu kadar

quickly but are still easily understood, how to  understand them and how to yourself sound very,  

hızlı konuştuğunu ancak yine de kolayca anlaşıldığını, onları nasıl anlayacağınızı ve İngilizce konuşurken kulağa nasıl çok,

very natural speaking English. Of course, we cover  all the sounds, vowels, diphthongs, consonants,  

çok doğal geldiğini öğretir. Tabii ki tüm sesleri, ünlüleri, ikili ünlüleri, ünsüzleri,

all of the rhythmic qualities. Thank you so much  for watching my lesson here on Youtube. Be sure to  

tüm ritmik nitelikleri kapsıyoruz. Dersimi Youtube'da izlediğiniz için çok teşekkür ederim.

check out this video to keep your learning going  now and do subscribe with notifications on.

Öğrenmeye hemen devam etmek için bu videoya göz atmayı ve bildirimleri açarak abone olmayı unutmayın.

I absolutely love being your English teacher. That’s  it and thanks so much for using Rachel’s English.

İngilizce öğretmeniniz olmayı kesinlikle seviyorum. Hepsi bu kadar ve Rachel'ın İngilizcesini kullandığınız için çok teşekkürler.