American Road Trip: English Pronunciation

Today, we're going on a road trip. In this video we're going to look a little bit at the

Bugün, bir yolculuğa çıkıyoruz. Bu videoda biraz

American landscape, and of course we will study some English pronunciation. So, 'road

Amerikan manzarasına bakacağız ve tabii ki biraz İngilizce telaffuz çalışacağız. Yani, 'yol

So, 'road trip' begins with the R consonant sound. And one of the benefits to seeing it in profile,

Yani, 'yol gezisi' R ünsüz sesiyle başlar. Ve onu profilden görmenin faydalarından biri, araba

when I must look forward because I'm driving, is you get to see -- road -- how much the

kullandığım için ileriye bakmam gerektiğinde, -- yolu -- ilk R'yi yapmak için yuvarlaklaştıklarında dudakların yüzden ne kadar uzaklaştığını görmenizdir.

lips come away from the face when they round to make that initial R. Road trip. So the

Yolculuk. Böylece

R opens into the 'oh' as in 'no' diphthong, ro-, which means they must come together again

R, 'no' diftonunda olduğu gibi 'oh'a açılır, ro-, bu da o diftonun ikinci yarısı için tekrar bir araya gelmeleri gerektiği anlamına gelir

for the second half of that diphthong. Ro-, ro-. Now, the D here is a stop consonant.

. Ro-, ro-. Şimdi, buradaki D bir dur ünsüzüdür.

It's not released before going into the TR consonant cluster. Road trip, trip. So the

TR ünsüz kümesine girmeden yayınlanmaz. Yolculuk, gezi. Yani

TR consonant cluster. You may think, that sounds like a CHR to me. Trip, trip. And of

TR ünsüz kümesi. Bunun bana bir CHR gibi geldiğini düşünebilirsiniz. Gezi, gezi.

course there is a technical reason for that, and I have made a video on that, based on

Bunun da elbette teknik bir sebebi var ve bununla ilgili

the position of the lips and tongue. Road trip. So the next sound is the 'ih' as in

dudak ve dil pozisyonundan yola çıkarak bir video hazırladım. Yolculuk. Yani bir sonraki ses, 'otur' ünlüsünde olduğu gibi 'ih'

'sit' vowel, and finally, the P consonant sound. Road trip. On this trip, we passed

ve son olarak P ünsüz sesidir. Yolculuk. Bu yolculukta

through several states. Including West Virginia, Maryland, "Maryland welcomes you," and Pennsylvania.

birkaç eyaletten geçtik. Batı Virginia, Maryland, "Maryland sizi karşılıyor" ve Pennsylvania dahil.

We passed lost of beautiful countryside, including many farms.

Birçok çiftlik de dahil olmak üzere güzel kırları kaybettik.

However, we did run into one small problem.

Ancak küçük bir sorunla karşılaştık.

-- So Rachel, why is the traffic zooming by and we're stuck here on the highway?

-- Pekala Rachel, neden trafik hızla akıyor ve biz burada otoyolda mahsur kaldık?

-- Yeah. -- Because we ran out of gas. -- And why did, wait, what happened? -- Because I

-- Evet. -- Benzinimiz bittiği için. -- Ve neden, bekle, ne oldu? -- Çünkü

didn't pay attention. I've never run out of gas before in my life. -- How does that make

dikkat etmedim. Hayatımda daha önce hiç benzinim bitmedi. -- Bu

you feel? -- Like an idiot. -- But we're going to get out of this one. -- He's a Triple-A

sizi nasıl hissettiriyor? -- Salak gibi. -- Ama biz bu işten kurtulacağız. -- O bir Triple-A

member. -- Kevin's saving the day for us. -- What?

üyesi. -- Kevin bizim için günü kurtarıyor. -- Ne?

Luckily some friends were able to stop and give us some gas.

Neyse ki bazı arkadaşlar durup bize biraz gaz verebildiler.

This allowed us to get back on the road and enjoy one of the best things about road trips:

Bu, yola geri dönmemizi ve yol gezileriyle ilgili en iyi şeylerden birinin tadını çıkarmamızı sağladı:

going to a drive through to get some good, old-fashioned American junk food.

biraz eski moda Amerikan abur cubur almak için arabaya gitmek.

-- So I'm enjoying some Arby's fries. And I also ate a delicious Arby's roast beef.

-- Bu yüzden biraz Arby's kızartması yiyorum. Ayrıca lezzetli bir Arby's bifteği yedim.

With our stomachs full, we hit the road again. Idiom: to hit the road. To leave, to get going.

Karnımız doydu, yine yollara düştük. Deyim: yola çıkmak. Gitmek, yola çıkmak.

Here we are at the gas station.

İşte benzin istasyonundayız. Arada herhangi bir asansör varken

There's no need to make two separate

iki ayrı ses çıkarmaya gerek yok

sounds with any kind of lift in between. Gas station, gas station. You can see there's

. Benzin istasyonu, benzin istasyonu.

just one S sound. So, it starts with the G consonant sound, gg, it goes into the 'aa'

Sadece bir S sesi olduğunu görebilirsiniz. Yani G ünsüz sesi gg ile başlar, '

as in 'bat' sound: ga-, gas. There's the S sound, just once. It then goes into the T

yarasa' sesindeki gibi 'aa'ya gider: ga-, gaz. S sesi var, sadece bir kez. Daha sonra T

sound: gas st-, gas sta-, the 'ay' as in 'say' diphthong. Gas station. Followed by the sh

sesine geçer: gas st-, gas sta-, 'say' diphthong'daki gibi 'ay' . Gaz istasyonu. Ardından sh

consonant sound, the schwa, and the N sound. Gas station, gas station.

ünsüz sesi, schwa ve N sesi gelir. Benzin istasyonu, benzin istasyonu.

-- Rachel, what are you doing right now? -- I'm filling up.

-- Rachel, şu anda ne yapıyorsun? -- Dolduruyorum.

-- Filling up, what does that mean? -- I'm putting gas in the car.

-- Doldurmak, bu ne anlama geliyor? -- Arabaya benzin koyuyorum.

Fill 'er up. And the reason why I'm doing that is so I don't run out of gas when I'm on the highway.

Doldurmak. Ve bunu yapmamın sebebi, otobanda giderken benzinim bitmesin diye.

-- We don't want that to happen. -- We don't.

-- Bunun olmasını istemiyoruz. -- Bilmiyoruz.

Fill 'er up [x4]

Doldurun [x4]

-- Alright, I need money for the toll. -- Almost home.

-- Tamam, geçiş ücreti için paraya ihtiyacım var. -- Neredeyse evdeyim.

-- Hi. -- How ya doing? -- Good, how are you? -- Fine. $1.60. -- $1.60. Thanks, have a good day.

-- MERHABA. -- Nasılsın? -- İyi nasılsın? -- İyi. 1,60 dolar. -- 1,60 dolar. Teşekkürler, iyi günler. Rachel'ın İngilizcesini

I wonder how he's going to feel about being on Rachel's English.

öğrenmek konusunda nasıl hissedeceğini merak ediyorum .

Hey, there's a beautiful shot of the Empire State building.

Hey, Empire State binasının güzel bir fotoğrafı var .