25 Life-Changing Phrases: Say THIS When You DON’T Understand!

I’m sorry, I don’t understand.

Üzgünüm, anlamıyorum.

What?

Ne?

I’m not sure I’m following.

Takip ettiğimden emin değilim.

Miscommunications happen, especially in  a foreign language. What are some good  

Özellikle yabancı bir dilde iletişimsizlik olur. Bir şeyi

English phrases you can use when you don’t  understand something? Today we’re going over  

anlamadığınız zaman kullanabileceğiniz bazı iyi   İngilizce ifadeler nelerdir ? Bugün, açıklama istemek için

25 phenomenally useful English phrases you  can use to ask for clarification. Either  

kullanabileceğiniz olağanüstü yararlı 25 İngilizce ifadeyi ele alacağız . Ya

you didn’t understand the words someone  said, a listening comprehension issue,  

birisinin söylediği kelimeleri anlamadınız , bu bir dinlediğini anlama sorunudur,

or you understood the words but you  don’t know what they mean.

ya da kelimeleri anladınız ama ne anlama geldiklerini bilmiyorsunuz.

The most basic thing to say is “what?”, but you  can level up politeness by adding I’m sorry. So,  

Söylenecek en temel şey "ne?"dir, ancak özür dilerim'i ekleyerek kibarlığı artırabilirsiniz. Yani

you can say either, "I’m sorry,  what?" Or, "What? I’m sorry."

"Üzgünüm, ne?" diyebilirsiniz. Veya "Ne? Üzgünüm."

Perhaps Lieutenant Lamar could be of help.

Belki Teğmen Lamar yardımcı olabilir.

I’m, I’m sorry, what?

Ben, üzgünüm, ne?

You know your mother redid the hallway bathroom?

Annenin koridordaki banyoyu yeniden yaptığını biliyor musun?

What? I’m sorry, what?

Ne? Üzgünüm, ne?

He’s scamming you.

Seni dolandırıyor.

I know.

Biliyorum.

I’m sorry, what?

Üzgünüm, ne?

You remember how gangly he was?

Ne kadar çetrefilli olduğunu hatırlıyor musun?

I’m sorry, what?

Üzgünüm, ne?

He showed up with flowers and  he apologized. So, thank you.

Çiçeklerle geldi ve özür diledi. Teşekkürler.

I’m sorry, what?

Üzgünüm, ne?

Or you can expand this with “What’d you say?”  You’re asking someone to repeat themselves.

Veya bunu "Ne dedin?" Birinden kendini tekrar etmesini istiyorsun.

My mom’s going through menopause too.

Annem de menopoza giriyor.

What’d you say?

ne dedin

Maybe next time, don’t overextend yourself.

Belki bir dahaki sefere kendini fazla zorlama.

What’d you say?

ne dedin

It’s their store now.

Artık onların mağazası.

What’d you say?

ne dedin

Fix his own drink, I’m not a bartender.

Kendi içkisini hazırla, ben barmen değilim.

What’d you say?

Can we play darts?

ne dedin

Dart oynayabilir miyiz?

What’d you say?

ne dedin

You can also say, "What was that?"  This means you didn’t understand all  

Ayrıca "O neydi?" diyebilirsiniz. Bu, söyledikleri tüm kelimeleri anlamadığınız anlamına gelir

the words they said. Or "What was that  last word?" Or last phrase? last idea?

. veya "O son söz neydi?" Ya da son cümle? son fikir? Bir

If you’re not sure how someone is using a word,  you can say: What exactly does “...” mean to  

kişinin bir kelimeyi nasıl kullandığından emin değilseniz, "..." sizin için tam olarak ne anlama geliyor

you? Or, what do you mean by “...”  Insert the word you’re unsure of?

? Veya "..." ile ne demek istiyorsunuz Emin olmadığınız kelimeyi girin mi?

They’re gonna have to take their chances.

Şanslarını denemek zorunda kalacaklar.

What does that mean exactly, take their chances?

Bu tam olarak ne anlama geliyor, şanslarını denemek mi?

What does feminism mean to you?

Feminizm sizin için ne ifade ediyor?

What exactly do you mean by “democratizing?”

"Demokratikleşme" derken tam olarak neyi kastediyorsunuz?

This store has definitely turned my life around.

Bu mağaza kesinlikle hayatımı değiştirdi.

Yep! I’m off the hook now.

Evet! Şimdi kancadan kurtuldum.

What do you mean by that?

Bununla ne demek istiyorsun?

You could say, “could you repeat that?” or  “Would you repeat that please?” or maybe  

“Bunu tekrar eder misin?” diyebilirsiniz. veya "Lütfen tekrar eder misiniz?" veya belki

“Would you mind repeating that?” We use this  one when we didn’t understand the words they  

"Bunu tekrarlayabilir misin?" Söyledikleri kelimeleri anlamadığımızda bunu kullanırız

said. Maybe they were speaking too quickly,  or they used some vocabulary you don’t know.

. Belki çok hızlı konuşuyorlardı veya bilmediğiniz bazı kelimeler kullandılar.

The question about NATO.

NATO ile ilgili soru.

Unfortunately, my Spanish is no longer  as good. Can you repeat the question?

Maalesef İspanyolcam artık eskisi kadar iyi değil. Soruyu tekrar edebilir misin?

He’s trying to kill me.

Beni öldürmeye çalışıyor.

Could you repeat that, please?

Lütfen tekrar edebilir misiniz?

Orange County Oceanic and  Ornithological Organization.

Orange County Okyanus ve Ornitoloji Organizasyonu.

Counselor, you’re mumbling.

Danışman, mırıldanıyorsun.

Can you repeat that?

Bunu tekrarlayabilirmisin?

Breaking and entering in a school to retrieve  confidential and extremely personal files.

Gizli ve son derece kişisel dosyaları almak için bir okula zorla girmek.

Can you repeat that?

Bunu tekrarlayabilirmisin?

Today we have spaghetti, linguini, fettuccini,  ravioli, rigatoni, bucatini, lasagna.

Bugün spagetti, linguini, fettuccini, ravioli, rigatoni, bucatini, lazanya var.

Could you repeat that?

Bunu tekrar edebilir misiniz?

You can ask someone to elaborate.  You understood the words they said,  

Birinden detaylandırmasını isteyebilirsiniz. Söyledikleri kelimeleri anladınız

but you don’t know what they mean. To elaborate  means to add more detail. So you could say,  

ancak ne anlama geldiklerini bilmiyorsunuz. Ayrıntılandırmak, daha fazla ayrıntı eklemek anlamına gelir. Böylece,

"Can you elaborate?" or, “I think I know what you  mean, but please elaborate a little.” or,  

"Ayrıntılara ayırabilir misiniz?" diyebilirsiniz. veya "Sanırım ne demek istediğinizi anlıyorum , ancak lütfen biraz ayrıntılandırın." veya

“Would you mind elaborating on that?” Notice  we use the preposition ‘on’ with this verb.

"Bunu biraz açar mısınız?" Bu fiille "on" edatını kullandığımıza dikkat edin.

Ramon feels the phone is ‘stupid”.

Ramon, telefonun "aptalca" olduğunu düşünüyor.

Could you elaborate, Ramon?

Detaylandırır mısın, Ramon?

He might change his mind.

Fikrini değiştirebilir.

And that is exactly what I don’t want.

Ve bu tam olarak istemediğim şey.

Elaborate.

Detaylandırmak.

It says here you were the  CEO of Snap Time industries.

Burada Snap Time endüstrilerinin CEO'su olduğunuz yazıyor.

Care to elaborate on that?

Bunu detaylandırmak ister misin?

It’s much more than that.

Bundan çok daha fazlası.

Could you elaborate?

Detaylandırabilir misin? Görünüşe göre

The other end apparently  shifts positions periodically.

diğer uç periyodik olarak konum değiştiriyor.

Elaborate!

Detaylandırmak!

Another way to say ‘understand’ is ‘catch’.

"Anla" demenin başka bir yolu da "yakala" dır. Ne

If you don’t know what they said, you can  say, “I didn’t catch that.” or “Sorry,  

dediklerini bilmiyorsanız "Anlamadım" diyebilirsiniz. veya "Üzgünüm

I didn’t catch all of that.” It’s just like  saying, “could you repeat that, please?”

hepsini anlayamadım." Tıpkı "bunu tekrar eder misin, lütfen?" demek gibi.

Well, where do they make pancakes?

Peki, nerede krep yapıyorlar?

I didn’t catch that.

Bunu anlamadım.

Can you tell us his name?

Bize adını söyler misin?

Ahhh...hmmm...

Ahhh...hmmm...

Nah. I didn’t catch it.

Hayır. anlamadım.

And what your goals in your classes.

Ve derslerinizdeki hedefleriniz nelerdir?

We didn’t catch that.

Bunu yakalayamadık.

What changes can we make so that our  political system serves us better?

Siyasi sistemimizin bize daha iyi hizmet etmesi için ne gibi değişiklikler yapabiliriz?

In your first sentence you said  a word that I didn’t catch.

İlk cümlenizde anlamadığım bir kelime söylediniz.

Clear or clarity.

Netlik veya netlik.

I feel uncertain about what you said.  Please help to make that clear for me.

Ne söylediğinden emin değilim. Lütfen bunu benim için netleştirmeme yardım edin.

I’m not sure I understand. Please be more  specific. Could you please clarify a bit?

Anladığımdan emin değilim. Lütfen daha spesifik ol. Lütfen biraz açıklığa kavuşturabilir misiniz?

It’s a little bit confusing. So, please help  me clarify if I mess this up a little bit.

Biraz kafa karıştırıcı. Bu yüzden, konuyu biraz karıştırırsam lütfen netleştirmeme yardım edin.

For the record, do you support a duty to  intervene or not? Because that wasn’t clear to me.

Kayıt için, müdahale etme görevini destekliyor musunuz, desteklemiyor musunuz? Çünkü bu benim için net değildi.

We need ot have more clarity on this.

Bu konuda daha fazla netliğe ihtiyacımız var.

I’m confused about a couple of things and  I just want you to clarify, one is that...

Birkaç konuda kafam karıştı ve sadece açıklamanızı istiyorum, biri şu...

Maybe someone is simply speaking too  fast for you to catch all the words.  

Belki de birisi tüm kelimeleri anlamanız için çok  hızlı konuşuyordur.

It’s definitely appropriate  to ask someone to slow down.

Birinden yavaşlamasını istemek kesinlikle uygundur.

I waited outside the diner for  two hours for you to pick me up.

Beni alman için lokantanın önünde iki saat bekledim.

Oh, oh, okay. Slow down, I don’t understand.

Tamam. Yavaşla, anlamıyorum.

Oh. Ho..ho..hold on! Slow down!

Ah. Ho..ho..bekle! Yavaşla! Beyazı analiz eden

Called fusiform gyrus which  is analyzing the white..

fusiform girus denir ..

What? Slow down.

What did you just say?

Ne? Yavaşla. Az

önce ne dedin?

A lot of people have been sort of saying, “Wait a  minute. Slow down, what would be the effect?”

Pek çok insan, "Bir dakika. Yavaşla, etkisi ne olur?”

You can also use the verb ‘follow’. This  implies that you understood the words,  

'Takip et' fiilini de kullanabilirsiniz. Bu kelimeleri anladığınız anlamına gelir

but you don’t understand the meaning.

ancak anlamını anlamazsınız.

“I’m not following.” or “I’m  not sure I’m following you.”

"Takip etmiyorum." veya " Seni takip ettiğimden emin değilim."

Joe reversed into his submission  finisher, the Coquina Clutch.

Joe, gönderimini bitiren Coquina Clutch'a geri döndü.

Okay, I, I’m not sure I follow.

Tamam, takip ettiğimden emin değilim.

I’ve lost my train of thought.

Düşünce trenimi kaybettim.

I’m not following.

Takip etmiyorum.

Now I’m seeing that same oddball  thing in more than one person.

Şimdi aynı garip şeyi birden fazla kişide görüyorum.

I’m not following.

Takip etmiyorum.

They’re the fabric of the natural world.

Onlar doğal dünyanın dokusudur.

I’m still not following.

hala takip etmiyorum

I think I have to break up with Doctor Ron.

Sanırım Doktor Ron'dan ayrılmam gerekiyor.

Why?

Neden?

Apparently, he loves me.

Görünüşe göre beni seviyor.

I’m sorry, I’m not following.

Üzgünüm, takip etmiyorum. Tekrar gel

Come again? This is another phrase that means  

? Bu,

“please repeat yourself.” You  don’t know the words they said.

"lütfen kendinizi tekrar edin" anlamına gelen başka bir ifadedir. Söyledikleri kelimeleri bilmiyorsunuz.

Danny’s at his wedding.

Danny düğününde. Tekrar gel

Come again?

?

Feel as one Mrs. Burbank would  feel for another Mrs. Burbank.

Bir Bayan Burbank'ın başka bir Bayan Burbank için hissedeceği gibi hissedin. Tekrar gel

Come again?

Two men are coming to kill you.

?

İki adam seni öldürmeye geliyor. Tekrar gel

Come again?

?

I don’t think she ever got over those...rumors.

Bu söylentilerin üstesinden geldiğini hiç sanmıyorum. Tekrar gel

Come again?

?

Then we should have killed each other.

O zaman birbirimizi öldürmeliydik. Tekrar gel

Come again?

?

I don’t get it. Use this when you don’t  understand the meaning of what someone  

anlamadım Birinin

is trying to say or explain. This  signals they need to explain more.

söylemeye veya açıklamaya çalıştığı şeyin anlamını anlamadığınızda bunu kullanın. Bu, daha fazla açıklama yapmaları gerektiğini gösterir.

They’re charging a $50 late fee. I don’t  get it, I thought you paid on time.

50 dolar gecikme ücreti alıyorlar. Anlamıyorum, zamanında ödediğini sanıyordum.

You’re a nice-looking man and all.  But seriously? I don’t get it!

Sen hoş görünümlü bir adamsın. Ama ciddice? anlamadım!

You created the super majority?

Süper çoğunluğu sen mi yarattın?

I don’t get it!

anlamadım!

I don’t get it!

anlamadım!

I don’t get it!

anlamadım!

Tangent X.

Teğet X.

Dad!!

Baba!!

Someone poisoned Emilio  before he got into the trunk.

Bagaja girmeden önce biri Emilio'yu zehirledi.

I don’t get it!

anlamadım!

Hey! That’s it!

Hey! Bu kadar!

What? I don’t get it.

Ne? anlamadım

Me neither.

Ben de değil.

Or you can say What do you mean? What do you mean you quit your job?

Veya "Ne demek istiyorsun?" diyebilirsiniz. Ne demek işten ayrıldın?

I thought you loved working there!

Orada çalışmayı sevdiğini sanıyordum!

That’s actually Josh’s record.

Bu aslında Josh'un rekoru.

What do you mean?

Ne demek istiyorsun?

The man’s a mercenary.

Adam bir paralı asker.

What do you mean?

Ne demek istiyorsun?

So when are you going back? Actually, I’m...I’m not.

Peki ne zaman dönüyorsun? Aslında ben... ben değilim.

What do you mean?

Ne demek istiyorsun?

She thinks we just fell off the turnip truck.

Şalgam kamyonundan düştüğümüzü sanıyor.

What do you mean?

Ne demek istiyorsun?

She doesn’t want to see you today.

Bugün seni görmek istemiyor.

What do you mean?

Ne demek istiyorsun?

Explain. To make plain or clear, to  make known in detail. You could say,  

Açıklamak. Açık veya net hale getirmek, ayrıntılarıyla bilinmek.

“Explain that.” or “Could you please  explain a bit more?” or “Could you  

"Bunu açıkla" diyebilirsiniz. veya "Lütfen biraz daha açıklayabilir misiniz?" veya "

explain that in a different way?” or “It’d  help me if you would explain that, please.

Bunu farklı bir şekilde açıklayabilir misiniz?" veya " Bunu açıklarsanız bana yardımcı olurum, lütfen.

Explain the verb, and “Explanation”  the noun. You can say, “Explanation,  

Fiili ve ismi "Açıklama" olarak açıklayın . "Açıklama,

please.” or “I’m going to need  another or more explanation.”

lütfen" diyebilirsiniz. veya " Bir veya daha fazla açıklamaya ihtiyacım olacak."

The guy without a daddy is  the one with daddy issues.

Babasız adam, babasıyla ilgili sorunları olan adamdır.

Explain that logic!

Bu mantığı açıklayın!

Positive. I just saw him  leave about five minutes ago.

Pozitif. Yaklaşık beş dakika önce ayrıldığını gördüm.

Explanation, Mr. Paris.

Açıklama, Bay Paris.

I think it’s the same, Mike.

Bence aynı, Mike.

What! Can you explain that to me, please?

Ne! Bunu bana açıklayabilir misin lütfen?

I want an explanation Hogan, and I want it now!

Bir açıklama istiyorum Hogan ve hemen istiyorum!

Suddenly changed her mind about the whole thing.

Aniden her şey hakkında fikrini değiştirdi.

No explanation?

Açıklama yok?

Okay you three, let’s see you petrify.

Tamam siz üçünüz, hadi taşlaştığınızı görelim.

Sir, would you mind explaining  that statement, please?

Efendim, lütfen bu ifadeyi açıklar mısınız?

Ok, now someone has just told you  something, and you understood the words,  

Tamam, şimdi birisi size bir şey söyledi ve siz kelimeleri anladınız,

but you don’t get what they were thinking or  why they said what they said. You could say,  

ancak ne düşündüklerini veya söylediklerini neden söylediklerini anlamıyorsunuz.

“That doesn’t make sense to me.” For example,

"Bu bana mantıklı gelmiyor" diyebilirsiniz. Örneğin,

I’m dreading this test.

bu testten korkuyorum.

That doesn’t make sense!

Bu mantıklı değil!

You’ve studied hard and you  understand all the material.  

Çok çalıştınız ve tüm materyali anladınız.

This can then prompt the person to explain more.  “Yeah, but I have a lot of anxiety about tests.”

Bu daha sonra kişiyi daha fazla açıklama yapmaya sevk edebilir. "Evet, ama sınavlarla ilgili çok endişem var."

In Sheldon’s spot.

Sheldon'ın yerinde.

That doesn’t make sense.  Sheldon doesn’t have a spot.

Bu mantıklı değil. Sheldon'ın yeri yok.

Word on the street is, someone’s  selling off a block of this stock.

Sokaktaki söylentiler, birisinin bu hisse senedinin bir blokunu sattığı yönünde.

That doesn’t make sense.

Bu mantıklı değil.

He could be after the VP nomination.

VP adaylığının peşinde olabilir.

That doesn’t make sense though.

Yine de bu mantıklı değil.

And forever am at work here.

Ve sonsuza kadar burada çalışıyorum.

That doesn’t make any sense.

Bu hiç mantıklı değil.

If Barney sets foot on Fred’s property,

Barney, Fred'in mülküne ayak basarsa,

He’ll cool him.

onu sakinleştirir.

That doesn’t make sense.

Bu mantıklı değil. Bir

This next one you can use if you don’t  understand but also if you just forgot:

sonraki ifadeyi, anlamadıysanız ancak unuttuysanız da kullanabilirsiniz:

“Tell me that again.” or “Tell  one more time.” or “Could you  

"Bana tekrar anlat." veya " Bir kez daha anlatın." veya "

tell me again, just a little slower, please?”

Bana biraz daha yavaş tekrar anlatır mısınız lütfen?"

Just asking, Jay.

Sadece soruyorum, Jay.

Well, tell me again.

Peki, tekrar söyle.

It is not Sharia Law.

Şeriat Kanunu değildir.

Yeah yeah yeah.

Evet evet evet.

Tell me again, but slower.

Tekrar söyle ama daha yavaş.

In your head, was that an answer to my question?

Kafanda, sorumun cevabı bu muydu?

Tell me the question again?

Soruyu tekrar söyler misin?

You didn’t understand me the first time?

İlk seferinde beni anlamadın mı?

Tell me again.

Tekrar söyle.

Yeah, I got it.

Evet, anladım.

Tell me one more time.

Bir kez daha söyle.

If you don’t understand the meaning of  what someone is saying, you could ask:

Birinin söylediklerinin anlamını anlamadıysanız,

“Another way of saying that would be?” or  if you didn’t catch the words someone said,  

"Bunu söylemenin başka bir yolu olabilir mi?" diye sorabilirsiniz. veya birinin söylediği kelimeleri anlamadıysanız

you can say “Say that again, please?”

"Bir daha söyle lütfen?" diyebilirsiniz.

Enough in the fight against terrorism.

Terörle mücadele yeter.

I’m sorry, the masks always make it hard to hear  

Üzgünüm, maskeler dönüş yolundaki insanları duymayı her zaman zorlaştırıyor

people in the way back. Can  you say that one more time?

. Bunu bir kez daha söyleyebilir misiniz?

Lungs, kidneys and brain. Stopped working.

Akciğerler, böbrekler ve beyin. Çalışmayı durdurdu.

Another way of saying that would be...?

Bunu söylemenin başka bir yolu...?

They didn’t bring us here to change the past.

Bizi buraya geçmişi değiştirmek için getirmediler.

Say that again.

Tekrar söyle.

Is that now Coalition policy?

Bu şimdi Koalisyon politikası mı?

Uh, I’m sorry. Can you say that on more time?

Üzgünüm. Bunu daha fazla zamanda söyleyebilir misin?

When you don’t understand someone’s  meaning, you can say, “In other words?”

Birinin ne demek istediğini anlamadığınızda "Başka bir deyişle?" diyebilirsiniz.

You can leave it at that, asking them  to explain it a different way. Or you  

Farklı bir şekilde açıklamalarını isteyerek konuyu olduğu gibi bırakabilirsiniz. Veya

could guess their meaning: In other  words, you think this is a bad idea.

anlamlarını tahmin edebilirsiniz: Başka bir deyişle, bunun kötü bir fikir olduğunu düşünüyorsunuz.

So, in other words, I’m rolling out this way.

Yani, başka bir deyişle, bu şekilde ilerliyorum.

Does it get very heated?

Çok mu ısınıyor?

How does that work?

Bu nasıl çalışıyor?

You know, taking cases, in other words?

Bilirsin, davaları almak, başka bir deyişle? İpotekler batana kadar

We pay up premiums on these swaps

bu takaslara prim mi ödüyoruz

Till the mortgages fail?

?

In other words, we lose millions.

Yani milyonları kaybediyoruz.

Maybe that is what’s moving you.

Belki de seni harekete geçiren şey budur.

So it’s a routine of hope, in other words.

Yani başka bir deyişle, bir umut rutini.

And from there it goes right downhill.

Ve oradan hemen yokuş aşağı gidiyor.

In other words, you’re not interested.

Başka bir deyişle, ilgilenmiyorsunuz.

You can also say, “Help me understand ____.”.  “Help me understand what you’re saying,  

"____ anlamama yardım et" de diyebilirsiniz. "Ne söylediğini anlamama yardım et

or help me understand what you  mean, or just help me out here.

veya ne demek istediğini anlamama yardım et ya da sadece burada bana yardım et.

What you and your brother  stole from all four banks.

Senin ve erkek kardeşinin dört bankadan da çaldıkları.

Help me understand that.

Bunu anlamama yardım et.

I don’t understand...

Anlamıyorum...

Help me understand.

Anlamama yardım et.

It’s going to be really hard to fill her shoes.

Onun yerini doldurmak gerçekten zor olacak.

Yeah. Help me out here.

Evet. Bana yardım et.

Eat..walk..

Ye..yürü..

Help me understand.

Anlamama yardım et.

It can’t be true.

Bu doğru olamaz.

Anything to help me understand.

Anlamama yardımcı olacak herhangi bir şey.

Hear.

Duymak.

I hear what you’re saying.

Ne dediğini duyuyorum.

Let me tell you what I think you mean.

Ne demek istediğini düşündüğümü söylememe izin ver.

Stanley has to go. That’s final.

Stanley'nin gitmesi gerekiyor. Bu kesin.

So I’m hearing you says is.

Yani öyle dediğinizi duyuyorum.

I need to look like I...

Ben...

I don’t have money.

Param yokmuş gibi görünmeliyim.

What I’m hearing you say.

Neler söylediğini duyuyorum.

I just don’t think I can take  another second of you whining.

Sızlanmana bir saniye daha dayanabileceğimi sanmıyorum.

Now let me make sure I’m hearing this right.

Şimdi bunu doğru duyduğumdan emin olayım.

I got school.

okulum var

So, skip it.

Yani, atla. Büyükbabanla

How often do you get to spend  the day with your grandfather?

ne sıklıkla gün geçiriyorsun?

Wait a minute. Did I hear you right?

Bir dakika bekle. Doğru mu duydum?

You’re telling me to skip school?

Bana okulu asmamı mı söylüyorsun?

You hearing me?

Beni duyuyor musun?

Yeah, I’m hearing you.

Evet, seni duyuyorum.

If you don’t follow the meaning, you can  ask for an example, or another example.

Anlamına uymuyorsanız bir örnek veya başka bir örnek isteyebilirsiniz.

She has abilities.

Yetenekleri var.

Can you give us an example?

Bize bir örnek verebilir misiniz?

It’s very different than that.

Bundan çok farklı. Ne

Different in what way? Give us an example.

yönden farklı? Bize bir örnek ver. Aynı zamanda

It’s also about synchronicity.

eşzamanlılıkla da ilgili.

Can you give us an example?

Bize bir örnek verebilir misiniz?

Talk things through more.

Daha fazlasını konuşun.

Give me an example.

Bana bir örnek ver.

You can also ask someone to paraphrase something.  This is another way to ask them to use different  

Birinden bir şeyi başka sözcüklerle ifade etmesini de isteyebilirsiniz. Bu, anlaşılır olması için farklı   kelimeler kullanmalarını istemenin başka bir yoludur

words for clarity. This is like asking someone  to explain something a different way. This is  

. Bu, birinden bir şeyi farklı bir şekilde açıklamasını istemek gibidir. Bu

great to use when someone has used vocabulary  words that you don’t know or don’t understand.

birisi bilmediğiniz veya anlamadığınız sözcükler kullandığında kullanmak harikadır.

Can we read it?

Okuyabilir miyiz?

No.

Hayır.

Can you paraphrase it for us?

Bizim için yorumlayabilir misin?

The first question has to do  with, if I could paraphrase you.

İlk soru , sizi başka kelimelerle ifade edebilirsem bununla ilgilidir.

Not about us, but suddenly  you’re talking about options.

Bizimle ilgili değil ama birdenbire seçeneklerden bahsediyorsunuz.

Don’t paraphrase what I said.

Söylediklerimi başka kelimelerle yorumlama.

That’s a very, very good question.

Bu çok ama çok güzel bir soru.

If you could paraphrase.

Eğer ifade edebilirsen.

Please take her out.

Lütfen onu dışarı çıkar.

But you threatened to bury me in the woods.

Ama sen beni ormana gömmekle tehdit ettin.

You did what??

Ne yaptın?? Başka

He’s paraphrasing.

kelimelerle ifade ediyor.

You can ask someone to verify your understanding.  You want to confirm you understood them.

Birinden anladığınızı doğrulamasını isteyebilirsiniz. Bunları anladığınızı doğrulamak istiyorsunuz.

Can you verify my understanding here?

Burada anladığımı doğrulayabilir misin?

Let’s just go through this together because  a couple things I need some verification on.

Bunu birlikte inceleyelim çünkü doğrulamaya ihtiyacım olan birkaç şey var. Bu

So they’d really want some  verification of the information.

nedenle, bilgilerin gerçekten doğrulanmasını isterler.

When you just don’t understand,  you can say, “I don’t get it” or,  

Anlamadığınız zaman "Anlamıyorum" veya

“I’m not getting it.” This will  prompt them to explain further.

"Anlamıyorum" diyebilirsiniz. Bu, onları daha fazla açıklama yapmaya yönlendirir.

One continuous loop.

Bir sürekli döngü.

I don’t get it.

anlamadım

This isn’t over.

Bu bitmedi.

I...I don’t get it.

Ben... Anlamıyorum.

That’s what she said.

Bu, onun dediği.

Ha!

Ha!

I don’t get it.

anlamadım

Give yourself the old low five.

Kendinize eski düşük beşliği verin.

I’m not getting it.

Anlamıyorum.

You could also say, “Could you  help me put two and two together?”

" İkiyle ikiyi toplamama yardım eder misin?" de diyebilirsiniz.

Use this when there’s a conclusion you don’t  understand. You don’t understand a situation,  

Anlamadığınız bir sonuç olduğunda bunu kullanın . Bir durumu,

how one thing leads to another.  These examples are of people talking  

bir şeyin nasıl diğerine yol açtığını anlamıyorsunuz. Bu örnekler

about putting two and two together,  realizing something, understanding it

iki ile ikiyi bir araya getirmekten, bir şeyi fark etmekten, onu anlamaktan bahseden insanlara aittir. O notu

He saw that notice and, putting two  and two together, guessed the truth.

gördü ve iki ile ikiyi bir araya getirerek gerçeği tahmin etti.

He didn’t say that in so many words, but  I’m putting two and two together here.

Bunu pek çok kelimeyle söylemedi ama burada iki ile ikiyi bir araya getiriyorum.

I put two and two together and  thought the “L” stood for Larry.

İki ile ikiyi yan yana koydum ve "L"nin Larry'yi temsil ettiğini düşündüm.

You put together your two and two even  quicker than I put together my two and two.

İki ve ikinizi benim iki ve ikimi bir araya getirdiğimden daha hızlı bir şekilde bir araya getiriyorsunuz.

The same homicide unit that can’t put  two and two together and pick up a phone.

İkiyle ikiyi bir araya getiremeyen ve bir telefonu açamayan aynı cinayet masası birimi.

Sometimes, you may have an  idea about what was said  

Bazen söylenenler hakkında bir fikriniz olabilir

but you need time to contemplate  and fully understand its meaning.

ancak üzerinde düşünmek ve anlamını tam olarak anlamak için zamana ihtiyacınız vardır.

I need some time to think about that.

Bunu düşünmek için biraz zamana ihtiyacım var.

It’ll take a few moments to process this.

Bunu işlemek birkaç dakikanızı alacaktır.

Synonyms absorb, digest.

Eşanlamlılar emer, sindirir.

Wow! That was very hard to  hear. So many negative words.

Vay! Bunu duymak çok zordu . O kadar çok olumsuz kelime var ki.

I just need to process this.

Sadece bunu işlemem gerekiyor.

They died being helpful.

Yardımcı olurken öldüler.

You look stricken, Deputy Inspector.  Are you absorbing my meaning here?

Üzgün ​​görünüyorsunuz Müfettiş Yardımcısı. Buradaki anlamımı emiyor musun?

And I’m sorry for the misunderstanding.

Ve yanlış anlaşılma için üzgünüm.

It’s quite alright.

Oldukça iyi.

I suppose I’ll need some time to think.

Sanırım düşünmek için biraz zamana ihtiyacım olacak.

It’s ours.

Bu bizim.

I need a minute to process this.

Bunu işlemek için bir dakikaya ihtiyacım var.

We could maybe even use some of the proceeds  to, you know, fund my new record label.

Belki gelirin bir kısmını yeni plak şirketimi finanse etmek için kullanabiliriz.

Alright, let me contemplate.

Pekala, düşünmeme izin ver.

Bonus!

Bonus!

Now, here’s a phrase you can use if  

Şimdi, birinin sizi anladığından emin olmak istiyorsanız kullanabileceğiniz bir ifade

you want to make sure someone  understands you: Are you with me?

: Benimle misin?

That’s it. That’s my eggs done.

Bu kadar. Bu benim yumurtalarım.

Are you with me?

Benimle misin? Buradaki

I’m trying to read the  signs here. Are you with me?

işaretleri okumaya çalışıyorum . Benimle misin?

The processes is literally there. Are you with me?

Süreçler tam anlamıyla orada. Benimle misin?

Are you with me still? Let’s keep going.

Hala benimle misin? Hadi devam et.

The key to healing many diseases.  Are you with me this far?

Birçok hastalığı iyileştirmenin anahtarı. Buraya kadar benimle misin?

Are you with me? Have you got all that?  What a long list of phrases you can use  

Benimle misin? Bunların hepsine sahip misin?

if someone is talking too quickly,  using vocabulary you don’t know,  

Birisi çok hızlı konuşuyorsa, bilmediğiniz sözcükleri kullanıyorsa

or explaining something in a way that doesn’t  make sense to you. Keep your learning going  

veya bir şeyi size anlamsız gelecek şekilde açıklıyorsa ne kadar uzun bir kelime öbeği listesi kullanabilirsiniz .

now with this video and don’t forget to  subscribe with notifications on. I love  

Bu videoyla öğreniminizi hemen   devam ettirin ve bildirimleri açarak  abone olmayı unutmayın.

being your English teacher. That’s it and  thanks so much for using Rachel’s English.

İngilizce öğretmeniniz olmayı seviyorum. Hepsi bu kadar ve Rachel'ın İngilizcesini kullandığınız için çok teşekkürler.