TO BE Contractions -- American English Pronunciation

In this American English pronunciation video, we're going to learn some Vietnamese cooking,

Bu Amerikan İngilizcesi telaffuz videosunda, biraz Vietnamca yemek pişirmeyi öğreneceğiz

and you're going to study contraction of the verb TO BE.

ve siz de TO BE fiilinin kısaltmasını çalışacaksınız.

One thing to note about these contractions is that no extra syllable is added. We'll

Bu kısaltmalarla ilgili dikkat edilmesi gereken bir husus fazladan hece eklenmemesidir.

go over the pronunciations. You'll notice that some of them have two different pronunciations.

Telaffuzları inceleyeceğiz. Bazılarının iki farklı telaffuzu olduğunu fark edeceksiniz.

That's because there can be a reduced pronunciation. I do recommend that you use the reduced pronunciation.

Çünkü azaltılmış bir telaffuz olabilir. İndirgenmiş telaffuzu kullanmanızı tavsiye ederim.

Any time you can make a short word shorter it's going to add better rhythmic contrast

Kısa bir kelimeyi ne zaman kısaltabilirseniz, konuşmanıza daha iyi ritmik kontrast katacaktır

to your speech.

.

So, I am. I'm. I'm. You are. This can be 'your' or, better yet, let's reduce it, 'yer'. Notice

Evet öyleyim. Ben. Ben. Sen. Bu "sizin" olabilir veya daha iyisi, "yer" olarak kısaltalım.

how quick it is. When we reduce it, it's going to be very, very fast, and it must be linked to

Ne kadar hızlı olduğuna dikkat edin. Onu küçülttüğümüzde, çok çok hızlı olacak ve bir

the next word. 'We are' can be 'we're', or 'we're', or, better yet, wur, wur. Reduced.

sonraki kelimeye bağlanması gerekiyor. "Biz", "biz" veya " biz" veya daha iyisi wur, wur olabilir. Azaltılmış.

'They are' can be 'they're', or, reduced, thur. He is, she is, it is. This will be come he's,

"Onlar", "onlar" veya azaltılmış, per olabilir. O, o, o. Bu gelecek o,

she's, it's. Notice that the S in 'it's' is pronounced as an S sound, unvoiced. That's

o, o. 'it's'deki S'nin sessiz bir S sesi olarak telaffuz edildiğine dikkat edin. Bunun

because the sound before is the T, also an unvoiced sound. It's, it's. However, the S

nedeni, önceki sesin de sessiz bir ses olan T olmasıdır . bu, bu. Ancak,

in 'he's' and 'she's' is a Z sound. That's voiced, because the sound before, a vowel,

"he's" ve "she's" kelimelerindeki S bir Z sesidir. Bu seslendirildi, çünkü önceki ses, sesli harf,

was voiced. He's, she's, it's. TS can be a tough sound, and I do have a video on how

seslendirildi. O, o, o. TS zor bir ses olabilir ve bu sesi nasıl çıkaracağıma dair bir videom var

to make that sound. So let's take a look at some contractions in everyday conversation.

. O halde günlük konuşmalardaki bazı kısaltmalara bir göz atalım.

>> Alright, Annie. So after you peel the cucumber, you're going to slice the cucumber into rounds.

>> Pekala Annie. Yani salatalığı soyduktan sonra, salatalığı yuvarlak dilimleyeceksiniz.

And then you're going to flatten the rounds, and slice them lengthwise again to make it

Ve sonra yuvarlakları düzleştirecek ve güzel bir jülyen yapmak için tekrar uzunlamasına dilimleyeceksiniz

into a nice julienne.

. "

Did you notice the contraction of 'you are' to 'yer'? Yer, you're going to. Listen again.

Sen"in "yer"e dönüştüğüne dikkat ettin mi? Evet, yapacaksın. Tekrar dinleyin.

>> Alright, Annie. So after you peel the cucumber, you're going to slice the cucumber into rounds.

>> Pekala Annie. Yani salatalığı soyduktan sonra, salatalığı yuvarlak dilimleyeceksiniz.

And then you're going to flatten the rounds, and slice them lengthwise again to make it

Ve sonra yuvarlakları düzleştirecek ve güzel bir jülyen yapmak için tekrar uzunlamasına dilimleyeceksiniz

into a nice julienne. >> How's this, HaQuyen?

. >> Bu nasıl, HaQuyen?

>> It looks good, looks good, it's good.

>> İyi görünüyor, iyi görünüyor, iyi.

How's this? How's, how's, zz, zz, with a Z sound. It's good. It is, it's, it's, with

Bu nasıl? Z sesiyle nasıl, nasıl, zz, zz . Bu iyi. O, o, o

that TS sound. Listen again.

TS sesiyle. Tekrar dinleyin.

>> How's this, HaQuyen? >> It looks good, looks good, it's good.

>> Bu nasıl, HaQuyen? >> İyi görünüyor, iyi görünüyor, iyi.

>> Well, if we look at the way Mark's chopping his mushrooms, we can see that he's doing

>> Mark'ın mantarlarını doğrama şekline bakarsak ,

quite a good job of it. >> Thanks, HaQuyen.

bu işi oldukça iyi yaptığını görebiliriz. >> Teşekkürler, HaQuyen.

Mark's, Mark's. The last sound of Mark's name is the K sound, unvoiced. So the apostrophe

Mark'ın, Mark'ın. Mark'ın adının son sesi sessiz K sesidir. Yani kesme işareti

S is also unvoiced. Ks, ks, Mark's, Mark's. We also heard 'he's', where the apostrophe

S de sessizdir. Ks, ks, Mark'ın, Mark'ın. Kesme işareti S'nin bir Z sesi olduğu "he's" sesini de duyduk

S is a Z sound. He's, he's, he's doing. Listen again.

. O, o, o yapıyor. Tekrar dinleyin.

>> Well, if we look at the way Mark's chopping his mushrooms, we can see that he's doing

>> Mark'ın mantarlarını doğrama şekline bakarsak ,

quite a good job of it. >> Thanks, HaQuyen.

bu işi oldukça iyi yaptığını görebiliriz. >> Teşekkürler, HaQuyen.

>> That's because she's a good teacher.

>> Çünkü o iyi bir öğretmen.

Here, Natalie, speaking of HaQuyen, said that's, that's, that's because, with the TS sound.

Burada, HaQuyen'den bahseden Natalie, TS sesiyle, bu, bu, bu yüzden dedi.

She's, she's a good teacher. She's a, she's a, where the apostrophe S is a Z sound. Listen

O, o iyi bir öğretmen. O bir, o bir, burada kesme işareti S bir Z sesidir. Tekrar

again.

>> That's because she's a good teacher. >> Well, I'm going to dice up this cucumber

dinleyin.

>> Çünkü o iyi bir öğretmen. >> Bu salatalığı

as I was instructed. >> I'm going to keep dicing the mushrooms.

bana söylendiği gibi küp küp doğrayacağım. >> Mantarları doğramaya devam edeceğim.

Here, both Annie and Mark said I'm gonna. So, they have contracted I AM and also reduced

Burada hem Annie hem de Mark yapacağımı söylediler. Böylece, BEN ile sözleşme yaptılar ve ayrıca '

'going to' to 'gonna'. I'm gonna. Notice how 'I'm' is the most stressed syllable in that

gitmeyi' 'olacak'a indirdiler. Eceğim. Bu parçadaki en vurgulu hecenin "ben" olduğuna dikkat edin

fragment. I'm gonna. That's because 'going' is a helping verb here, not the main verb.

. Eceğim. Çünkü 'gitmek' burada yardımcı fiildir, ana fiil değildir.

The main verb is stressed. For example, Annie said 'I'm gonna dice'. I'm gonna dice, Stressing

Ana fiil vurguludur. Örneğin, Annie 'Zar atacağım' dedi. Zar atacağım,

'dice'. Listen again.

'zar' vurgusu yapıyorum. Tekrar dinleyin.

>> Well, I'm going to dice up this cucumber as I was instructed.

>> Bu salatalığı bana söylendiği gibi küp küp doğrayacağım.

>> I'm going to keep dicing the mushrooms. >> Hey Annie, when are the noodles going to

>> Mantarları doğramaya devam edeceğim. >> Hey Annie, erişteler ne zaman

be ready? >> They're going to be ready in about 10 minutes.

hazır olacak? >> Yaklaşık 10 dakika içinde hazır olacaklar.

They're gonna. Did you hear how Annie reduced 'they're' to thur, thur, thur, they're gonna.

Yapacaklar. Annie'nin 'onlar' kelimesini per, per, per, onlar yapacaklara nasıl indirgediğini duydunuz mu?

They're gonna be ready. Listen again.

Hazır olacaklar. Tekrar dinleyin.

>> Hey Annie, when are the noodles going to be ready?

>> Hey Annie, erişteler ne zaman hazır olacak?

>> They're going to be ready in about 10 minutes.

>> Yaklaşık 10 dakika içinde hazır olacaklar.

>> I think we're all set with the basil. >> Thanks, Lori.

>> Sanırım hepimiz fesleğen ile hazırız. >> Teşekkürler Lori.

We're all set. Did you hear Lori's reduction of 'we're' to wur, wur, wur, we're all set.

Hepimiz hazırız. Lori'nin 'biz' kelimesini wur, wur, wur'a indirgediğini duydunuz mu, hepimiz hazırız.

All set is a common idiom meaning ready, or not in need of anything. Here, she is saying

All set, hazır, hiçbir şeye muhtaç olmayan anlamına gelen yaygın bir deyimdir. Burada

the basil is ready for the dish. I use it often at a restaurant, for example, when a

fesleğenin yemek için hazır olduğunu söylüyor. Sıklıkla bir restoranda, örneğin bir

waiter asks if there is anything more I need. Nope, I'm all set, I'll say. Listen again.

garson ihtiyacım olan başka bir şey olup olmadığını sorduğunda kullanırım. Hayır, hazırım, diyeceğim. Tekrar dinleyin.

>> I think we're all set with the basil. >> Thanks, Lori.

>> Sanırım hepimiz fesleğen ile hazırız. >> Teşekkürler Lori.

>> I love HaQuyen. She's such an effective teacher.

>> HaQuyen'i seviyorum. O çok etkili bir öğretmen.

>> That's true. HaQuyen, thanks so much for teaching us how to make all this amazing food.

>> Bu doğru. HaQuyen, bize tüm bu harika yiyecekleri nasıl yapacağımızı öğrettiğin için çok teşekkürler.

>> Thanks for coming and joining me to eat all this wonderful food.

>> Tüm bu harika yemekleri yemek için gelip bana katıldığınız için teşekkürler .

>> Any time. We will eat your food any time. >> Yes, we will.

>> Her zaman. İstediğin zaman yemeğini yeriz. >> Evet, yapacağız.

>> Love it.

>> Onu seviyorum.

She's, she's, she's such, with the apostrophe S pronounced as a Z. That's, that's true,

O, o, o öyle, kesme işareti S ile Z olarak telaffuz edilir. Bu, bu doğru,

with the TS sound. Listen again.

TS sesi için. Tekrar dinleyin.

>> I love HaQuyen. She's such an effective teacher.

>> HaQuyen'i seviyorum. O çok etkili bir öğretmen.

>> That's true. HaQuyen, thanks so much for teaching us how to make all this amazing food.

>> Bu doğru. HaQuyen, bize tüm bu harika yiyecekleri nasıl yapacağımızı öğrettiğin için çok teşekkürler.

>> Thanks for coming and joining me to eat all this wonderful food.

>> Tüm bu harika yemekleri yemek için gelip bana katıldığınız için teşekkürler .

>> Any time. We will eat your food any time. >> Yes, we will.

>> Her zaman. İstediğin zaman yemeğini yeriz. >> Evet, yapacağız.

>> Love it.

>> Onu seviyorum.

>> I'm crushing it over here, as you may be able to see.

>> Görebileceğiniz gibi, onu burada eziyorum .

>> He's crushing it. >> I'm adding noodles.

>> Onu eziyor. >> Ben erişte ekliyorum.

>> I'm adding tofu. >> I'm waiting for shrimp.

>> Tofu ekliyorum. >> Karides bekliyorum.

>> I'm adding bean sprouts.

>> Ben fasulye filizlerini ekliyorum.

I'm. Lots of I'm in this clip. Also Mark used the idiom 'to crush' -- meaning he thinks

Ben. Bu klipte çokça ben varım. Ayrıca Mark, 'ezmek' deyimini kullandı - bu,

he is doing an excellent job of making a summer roll. There are lots of different ways to

yaz rulosu yapmak konusunda mükemmel bir iş çıkardığını düşündüğü anlamına geliyor .

use the word 'crush'. For example to say you have a crush on someone means you like that

'Crush' kelimesini kullanmanın birçok farklı yolu vardır. Örneğin birine aşıksın demek, o

person, you have romantic interest in that person. Let's listen again to all these I'm

kişiden hoşlandığın, o kişiye romantik bir ilgi duyduğun anlamına gelir . Tüm bu kasılmaları tekrar dinleyelim

contractions.

.

>> I'm crushing it over here, as you may be able to see.

>> Görebileceğiniz gibi, onu burada eziyorum .

>> He's crushing it. >> I'm adding noodles.

>> Onu eziyor. >> Ben erişte ekliyorum.

>> I'm adding tofu. >> I'm waiting for shrimp.

>> Tofu ekliyorum. >> Karides bekliyorum.

>> I'm adding bean sprouts.

>> Ben fasulye filizlerini ekliyorum.

>> That chicken's looking good.

>> Tavuk güzel görünüyor.

That chicken's looking good. Natalie contracted 'chicken is' to chicken's, that chicken's

Tavuk güzel görünüyor. Natalie tavuğa 'tavuk' dedi, o tavuk

looking good. And it was good. It was delicious! Listen again.

iyi görünüyor. Ve iyiydi. Lezzetliydi! Tekrar dinleyin.

>> That chicken's looking good.

>> Tavuk güzel görünüyor.

>> There is onion in there. >> There's no onion in there.

>> İçinde soğan var. >> İçinde soğan yok.

>> I... >> That one's mine.

>> Ben... >> O benim.

>> Wait, where's the onion? Oh, spring onion.

>> Bekle, soğan nerede? Taze soğan.

There's no onion in there, where's the onion. There's, where's. Both of these words end

Orada soğan yok, soğan nerede. var, nerede. Bu kelimelerin her ikisi de

in the R sound, a voiced consonant, so the apostrophe S is a Z sound. There's, there's.

sesli bir ünsüz olan R sesiyle biter, bu nedenle kesme işareti S bir Z sesidir. var, var.

Where's, where's. There's no onion, where's the onion. Listen again.

nerede, nerede. Soğan yok, soğan nerede. Tekrar dinleyin.

>> There is onion in there. >> There's no onion in there.

>> İçinde soğan var. >> İçinde soğan yok.

>> I... >> That one's mine.

>> Ben... >> O benim.

>> Wait, where's the onion? Oh, spring onion.

>> Bekle, soğan nerede? Taze soğan.

>> Annie, hold it up. >> Look at that. That's absolute perfection.

>> Annie, tut onu. >> Şuna bak. Bu mutlak mükemmellik.

>> It does look great.

>> Harika görünüyor.

You've got to love Annie's enthusiasm. That's absolute perfection. That's, that's, again,

Annie'nin coşkusunu sevmelisin. Bu mutlak mükemmellik. İşte bu, yine

with the TS sound. Listen again.

TS sesiyle. Tekrar dinleyin.

>> Annie, hold it up. >> Look at that. That's absolute perfection.

>> Annie, tut onu. >> Şuna bak. Bu mutlak mükemmellik.

>> It does look great.

>> Harika görünüyor.

>> Oh god, my dogs are barking. >> Why is that, Hillary?

>> Aman tanrım, köpeklerim havlıyor. >> Neden bu, Hillary?

>> We've been walking around all day. >> Not to mention all the dancing you did

>> Bütün gün dolaştık. >> Dün gece yaptığın onca danstan bahsetmiyorum bile

last night. >> Oh, it was amazing.

. >> Ah, harikaydı.

My dogs are barking. This is a great idiom to mean your feet are tired. My dogs are barking.

Köpeklerim havlıyor. Bu, ayaklarınızın yorgun olduğunu belirtmek için harika bir deyimdir. Köpeklerim havlıyor.

Notice how the word 'are' is reduced to er, er, er, My dogs are, my dogs are. My dogs

'are' kelimesinin nasıl er, er, er'e indirgendiğine dikkat edin, Benim köpeklerim, benim köpeklerim. Köpeklerim

are barkin'. Notice also the ING is pronounced as an IN. My dogs are barkin' instead of dogs

havlıyor. Ayrıca ING'nin IN olarak telaffuz edildiğine dikkat edin . Köpekler havlamak yerine benim köpeklerim havlıyor

are barking. You may find this happening sometimes with certain phrases or idioms. Listen again.

. Bunun bazen belirli ifadeler veya deyimlerle olduğunu görebilirsiniz. Tekrar dinleyin.

>> Oh god, my dogs are barking. >> Why is that, Hillary?

>> Aman tanrım, köpeklerim havlıyor. >> Neden bu, Hillary?

>> We've been walking around all day. >> Not to mention all the dancing you did

>> Bütün gün dolaştık. >> Dün gece yaptığın onca danstan bahsetmiyorum bile

last night. >> Oh, it was amazing.

. >> Ah, harikaydı.

I hope this has made you more aware of just how often we use this kind of contraction.

Umarım bu, bu tür bir kısaltmayı ne sıklıkla kullandığımız konusunda sizi daha fazla bilinçlendirmiştir.

Watch this video a time or two. Then watch an American TV show or movie, and see if you

Bu videoyu bir veya iki kez izleyin. Sonra bir Amerikan dizisini veya filmini izleyin ve

can notice these 'to be' contractions. Write them down as you watch and practice the phrases.

bu 'olmak' kasılmalarını fark edip edemediğinize bakın. Cümleleri izlerken ve pratik yaparken bunları yazın.

Using contractions will really help your speech sound more natural.

Kasılmaları kullanmak, konuşmanızın daha doğal görünmesine gerçekten yardımcı olacaktır. Hepsi

That's it, and thanks so much for using Rachel's English.

bu kadar ve Rachel'ın İngilizcesini kullandığınız için çok teşekkürler.

Guys, that was fantastic.

Çocuklar, bu harikaydı.