English Conversation - Learn American English with ALLIGATORS!

In this American English pronunciation video, we’ll study pronunciation in real life English

Bu Amerikan İngilizcesi telaffuz videosunda,

while hanging out at a nature reserve in Florida.

Florida'daki bir doğa koruma alanında takılırken gerçek hayattaki İngilizce telaffuzları çalışacağız.

First, we chatted with a ranger.

Önce bir korucuyla sohbet ettik.

>> We, we came … he’s never … some of these people have never seen a gator before.

>> Biz geldik… o asla… bu insanlardan bazıları daha önce hiç timsah görmedi.

Here’s an example of a dropping the H reduction. Instead of ‘people have’, I said ‘people

İşte H indirgemesinin düşürülmesine bir örnek. "İnsanlar sahip" yerine "insanlar

uv’, dropping the H and reducing the AA vowel to the schwa. Now ‘have’ just sounds

uv" dedim, H'yi düşürdüm ve AA sesli harfini schwa'ya indirdim. Şimdi "sahip olmak",

like a third, unstressed syllable at the end of ‘people’, ‘people ov’. People – luv.

"insanlar"ın, "insanlar ov"un sonundaki üçüncü, vurgusuz hece gibi geliyor. İnsanlar – aşk.

Try that with me. People have, people have. Listen again.

Bunu benimle dene. İnsanlar var, insanlar var. Tekrar dinleyin.

>> We, we came … he’s never … some of these people have never [3x]

>> Biz geldik… o asla… bu insanlardan bazıları daha önce hiç [3x]

… seen a gator before.

… timsah görmedi.

Instead of saying ‘alligator’, I’m just saying ‘gator’. I think that’s more

"Timsah" demek yerine sadece "timsah" diyorum. Bunun

common in my hometown than it is in most other places.

memleketimde diğer birçok yerde olduğundan daha yaygın olduğunu düşünüyorum .

>> Is that right? Yeah. Well, you’ll see some right, you know, right on this side of

>> Bu doğru mu? Evet. Pekala, birazını göreceksin, bilirsin, yolun tam bu tarafında

the trail. >> Okay. Good. Because we want to give them

. >> Tamam. İyi. Çünkü onlara

a good scare.

iyi bir korku vermek istiyoruz.

Good. We have two O’s here, and sometimes non-native speakers make that sound more like

İyi. Burada iki O'muz var ve bazen ana dili İngilizce olmayan kişiler bunu

the OO as in BOO vowel, oo. But this is the UH vowel, like in ‘push’, uh, or ‘should’.

BOO sesli harfinde olduğu gibi OO'ya daha çok benziyor, oo. Ancak bu, "itme", uh veya "gerekir" gibi UH sesli harfidir.

Uh, uh. Listen again.

Ah, ah. Tekrar dinleyin.

>> Good. Because we want to give them a good scare.

>> İyi. Çünkü onlara iyi bir korku vermek istiyoruz .

>> Don’t get too close. >> No, we won’t. Thank you.

>> Çok yaklaşmayın. >> Hayır, yapmayacağız. Teşekkür ederim.

Don’t get too close, I won’t. Don’t, won’t. I’ve made a couple of videos on

Çok yaklaşma, yaklaşmayacağım. Yapma, yapmayacağım. Bu kasılmalarla ilgili birkaç video yaptım

these n’t contractions. Notice the T is not released. It’s not won’t, but won’t.

. T'nin serbest bırakılmadığına dikkat edin. Olmayacak ama olmayacak.

With a stopped N sound, won’t, won’t, nt, nt. Don’t. Try it yourself. Don’t,

Durdurulmuş bir N sesiyle, olmaz, olmaz, nt, nt. yapma. Kendin dene. Yapma,

won’t. Make all of your N’T contractions this way: didn’t, can’t, shouldn’t.

yapmayacağım. Tüm N'T kasılmalarınızı şu şekilde yapın: yapmadı, yapamaz, yapmamalı.

Listen again.

Tekrar dinleyin.

>> Don’t get too close. >> No, we won’t. Thank you.

>> Çok yaklaşmayın. >> Hayır, yapmayacağız. Teşekkür ederim.

>> What do you guys think of that?

>> Siz bunun hakkında ne düşünüyorsunuz?

Whaduhyuh. Here I’m taking ‘what’, ‘do’, ‘you’, and linking them together and smoothing

Ne oldu? Burada 'ne', 'yap', 'siz'i alıyorum ve bunları birbirine bağlayıp yumuşatıyorum

them out. What do you guys think of that? We use the phrase ‘what do you think?’

. Bunun hakkında ne düşünüyorsunuz? Ne düşünüyorsun? deyimini

a lot. How should you reduce and link these words? Rather than making a T and a D, just

çok kullanırız. Bu kelimeleri nasıl azaltıp ilişkilendirmelisiniz ? Bir T ve bir D yapmak yerine, sadece

make one sound, a Flap T, which sounds just like the D between vowels. What do, what do,

tek bir ses, sesli harfler arasındaki D gibi ses çıkaran bir Flap T yapın . Ne yap, ne yap,

what do. Just bounce the tongue against the roof of the mouth without stopping the air.

ne yap. Sadece havayı durdurmadan dili damağa doğru sektirin.

For both ‘do’ and ‘you’, reduce the OO as in BOO vowel to the schwa: it’s faster,

Hem 'do' hem de 'siz' için, BOO sesli harfindeki gibi OO'yu schwa'ya indirin: daha hızlı, daha

simpler; those are both common reductions. What do you, what do you. Try it, what do

basit; bunların ikisi de yaygın indirimlerdir. Ne yapıyorsun, ne yapıyorsun? Deneyin, ne

you. Listen again.

yaparsınız? Tekrar dinleyin.

>> What do you guys think of that? [3x] >> Whoa.

>> Siz bunun hakkında ne düşünüyorsunuz? [3x] >> Vay canına.

>> He’s huge. >> Prehistoric.

>> O çok büyük. >> Tarihöncesi.

>> God.

>> Tanrı.

>> Can you see the gators?

>> Timsahları görebiliyor musun?

Can you. Here I’ve reduced ‘you’ again, yuh, with the schwa. I’ve also reduced ‘can’.

Yapabilir misin. Burada yine "sen"i schwa ile indirgedim, yuh. Ayrıca 'can'ı da azalttım.

We do this all the time when it’s a helping verb, and it’s almost always a helping verb.

Bunu her zaman yardımcı bir fiil olduğunda yaparız ve neredeyse her zaman bir yardımcı fiildir.

This means it’s not the main verb in the sentence.

Bu, cümledeki ana fiil olmadığı anlamına gelir .

>> Can you see the gators?

>> Timsahları görebiliyor musun?

‘See’ was the main verb, and ‘can’ a helping verb. Since the N is a syllabic

'Gör' ana fiildi ve 'can' yardımcı fiildi. N heceli bir ünsüz olduğu için sesli harf olan

consonant, it overtakes the vowel, the schwa. You don’t need to worry about making it.

schwa'yı geçer. Bunu yapmak için endişelenmenize gerek yok.

So just make a K sound and an N sound, kn, very fast. Can you. Try it, can you, can you.

Yani sadece bir K sesi ve bir N sesi yapın, kn, çok hızlı. Yapabilir misin. Deneyin, yapabilir misiniz, yapabilir misiniz?

Listen again.

Tekrar dinleyin.

>> Can you see the gators? [3x] >> Yep.

>> Timsahları görebiliyor musun? [3x] >> Evet.

>> So, it’s February, and winter is the best time to come see the gators.

>> Yani, Şubat ayı ve timsahları görmek için en iyi zaman kış.

>> Yes. Especially on a sunny day. >> Yeah.

>> Evet. Özellikle güneşli bir günde. >> Evet.

>> Because they like to come out and soak up the rays on the bank.

>> Çünkü dışarı çıkıp kıyıdaki ışınları emmeyi severler.

>> Mm-hmm. >> We’ll probably pass at least 100 on this

>> Mm-hmm. >> Bu kısa yürüyüşte muhtemelen en az 100 kişiyi geçeriz

short walk, I would say.

derdim.

We’ll probably pass. I reduced ‘we will’ to this contraction. This contraction can

Muhtemelen geçeceğiz. Bu daralmaya 'we will' i indirgedim . Bu kasılma

be pronounced a couple of different ways. We’ll. Then it sounds like ‘wheel’.

birkaç farklı şekilde telaffuz edilebilir. Kuyu. Sonra 'tekerlek' gibi geliyor.

This is the most full and complete pronunciation, so it’s not the most common. Americans like

Bu en eksiksiz ve eksiksiz telaffuzdur, bu yüzden en yaygın telaffuz değildir. Amerikalılar

to reduce function words like this. It can also sound like ‘will’. Or, it can sound

bunun gibi işlev sözcüklerini azaltmayı severler. Kulağa 'irade' gibi de gelebilir. Veya,

like we’ll, a very quick version of this word, wool. We’ll,

bu kelimenin çok hızlı bir versiyonu olacakmışız gibi gelebilir , yün. İyi iyi iyi

we’ll, we’ll. I said it like ‘will’. Listen again.

. 'İrade' gibi söyledim. Tekrar dinleyin.

>> We’ll probably pass [3x] at least 100 on this short walk, I would say.

>> Bu kısa yürüyüşte muhtemelen [3x] en az 100'ü geçeceğiz diyebilirim. İki heceye

Did you notice the ‘probably’ reduction to two syllables? Probly. Try it. Probly. [2x]

"muhtemelen" indirgemeyi fark ettiniz mi ? Muhtemelen. Dene. Muhtemelen. [2x]

Listen again.

Tekrar dinleyin.

>> We’ll probably pass [3x] at least 100 on this short walk, I would say.

>> Bu kısa yürüyüşte muhtemelen [3x] en az 100'ü geçeceğiz diyebilirim.

>> I would not be surprised. >> Yeah. Well, let’s keep walking and see

>> Şaşırmam. >> Evet. Pekala, yürümeye devam edelim ve

what all we see. >> Okay.

tüm gördüğümüze bakalım. >> Tamam.

Keep walkin’. I changed the NG sound to an N sound. Walkin’ instead of walking.

Yürümeye devam et. NG sesini N sesi olarak değiştirdim. Yürümek yerine yürümek.

In general, this reduction is not part of the standard accent,. It’s a stronger habit

Genel olarak, bu indirgeme standart aksanın bir parçası değildir.

in certain regional dialects, for example the south, which is where I am in this video,

Bu videoda bulunduğum

and where I grew up. Normally I tell my students not to do it, because if you do it too much,

ve büyüdüğüm yer olan güney gibi belirli bölgesel lehçelerde daha güçlü bir alışkanlık. Normalde öğrencilerime bunu yapmamalarını söylerim, çünkü çok fazla yaparsanız, kulağa standart aksan yerine

it does start to sound like a regional dialect and not the standard accent. Listen again.

bölgesel bir lehçe gibi gelmeye başlar . Tekrar dinleyin.

>> Well, let’s keep walking and see what all we see. [3x]

>> Pekala, yürümeye devam edelim ve tüm gördüğümüze bakalım. [3x]

What all. Earlier, we used a Flap T to link ‘what do’, whaduh. Here I used one to

Hepsi bu kadar. Daha önce, 'ne yapalım'ı bağlamak için bir Flap T kullandık , whaduh. Burada

link ‘what’ and ‘all’. When a word ends in a T (not part of a cluster), and the

'ne' ve 'hepsi' arasında bağlantı kurmak için birini kullandım. Bir kelime bir T ile bitiyorsa (bir kümenin parçası değil) ve bir

next word begins with a vowel or diphthong, make a Flap T to link the words. Instead of

sonraki kelime bir sesli harf veya iki sesli harfle başlıyorsa, kelimeleri bağlamak için bir Flap T yapın.

‘what all’, it becomes ‘wha-dall’. The tongue just flaps once against the roof

"Hepsi ne" yerine "wha-dall" olur. Dil sadece bir kez ağzın çatısına çarpıyor

of the mouth, what all, what all, and it connects those two words. Linking with a Flap T is

, hepsi bu, hepsi bu ve bu iki kelimeyi birbirine bağlıyor. Flap T ile bağlantı kurmak,

a great way to smooth out your speech. Listen again.

konuşmanızı yumuşatmanın harika bir yoludur. Tekrar dinleyin.

>> Well, let’s keep walking and see what all we see. [3x]

>> Pekala, yürümeye devam edelim ve tüm gördüğümüze bakalım. [3x]

>> Okay.

>> Tamam.

>> Yeah. You’re supposed to—I’ve heard different theories about what you’re supposed to do.

>> Evet. Yapmanız gereken... Ne yapmanız gerektiği konusunda farklı teoriler duydum.

You’re supposed to. What am I saying here? You are supposed to. You are, contracted,

Yapmalısın. Burada ne söylüyorum? Olman gerekiyor. Sen, sözleşmelisin,

reduces to you’re, you’re. Very fast. You’re, you’re. Try it. You’re.

sana indirgeniyor, sensin. Çok hızlı. sen, sen Dene. sen

Supposed to. I changed a couple of things here. I dropped the schwa to squeeze the first

olması gerekiyordu. Burada birkaç şeyi değiştirdim . Birinci

and second syllables together into just one syllable, supposed to, that begins with the

ve ikinci heceleri tek bir heceye sıkıştırmak için schwa'yı bıraktım, olması gerektiği gibi,

SP cluster, sp. It’s not uncommon to drop the T and D sounds when they come between

SP kümesiyle başlayan sp. Diğer iki ünsüz sesin arasına geldiklerinde T ve D seslerini bırakmak alışılmadık bir durum değildir

two other consonant sounds. So I didn’t say zdt , z-d-t. I dropped the D. Then, because

. Bu yüzden zdt, z-d-t demedim. D'yi düşürdüm. Sonra bir

the next sound is unvoiced, I made the Z unvoiced. That makes it an S. Supposed to, supposed

sonraki ses sessiz olduğu için Z'yi sessiz yaptım. Bu onu bir S yapar

to. The final part of the reduction is changing the ‘oo’ vowel to the schwa in ‘to’.

. İndirgemenin son kısmı, 'oo' sesli harfini 'to'daki schwa'ya değiştirmektir.

Very common. It’s okay if you don’t understand all the reasons why I made every reduction.

Çok yaygın. Her indirimi neden yaptığımın tüm nedenlerini anlamadıysanız sorun değil.

Just know that this is a common way to reduce ‘supposed to’. Supposed to. Try it with

Sadece bunun "gerekli" ifadeyi azaltmanın yaygın bir yolu olduğunu bilin . olması gerekiyordu. Benimle

me. Supposed to. Listen again.

dene. olması gerekiyordu. Tekrar dinleyin.

>> Yeah. You’re supposed to—I’ve heard different theories about what you’re supposed to do. [3x]

>> Evet. Yapmanız gereken... Ne yapmanız gerektiği konusunda farklı teoriler duydum. [3x]

In the next section of conversation, listen for contractions with ‘they’. How many

Konuşmanın bir sonraki bölümünde, 'onlar' ile olan kısaltmaları dinleyin. Kaç tane

are there? Then you’ll see the section again with the answers on-screen.

var? Ardından ekranda cevapların olduğu bölümü tekrar göreceksiniz .

>> …If one starts going after you. I’ve heard, run in a zig-zag, because they’ll

>> …Biri peşinize düşmeye başlarsa. Zikzak çizdiklerini duydum, çünkü

try to follow your zig-zag pattern and they’re not good at running in zig-zag.

senin zikzak düzenini takip etmeye çalışacaklar ve zikzak yapmada iyi değiller.

>> I don’t know. That sounds reasonable to me.

>> bilmiyorum. Bu bana mantıklı geliyor .

>> But why would they follow your zig-zag pattern?

>> Ama neden senin zikzak desenini takip etsinler ?

>> Because they’re stupid. These are small-brained animals.

>> Çünkü aptallar. Bunlar küçük beyinli hayvanlardır.

>> So, they’re very similar to snakes, right? >> I have no idea.

>> Yani yılanlara çok benziyorlar, değil mi? >> hiçbir fikrim yok.

>> Evolutionarily? They’re reptiles? >> Yeah.

>> Evrimsel olarak mı? Sürüngenler mi? >> Evet.

>> Yeah. I think they’re pretty primitive.

>> Evet. Oldukça ilkel olduklarını düşünüyorum.

>> …If one starts going after you. I’ve heard, run in a zig-zag, because they’ll

>> …Biri peşinize düşmeye başlarsa. Zikzak çizdiklerini duydum, çünkü

try to follow your zig-zag pattern and they’re not good at running in zig-zag.

senin zikzak düzenini takip etmeye çalışacaklar ve zikzak yapmada iyi değiller.

>> I don’t know. That sounds reasonable to me.

>> bilmiyorum. Bu bana mantıklı geliyor .

>> But why would they follow your zig-zag pattern?

>> Ama neden senin zikzak desenini takip etsinler ?

>> Because they’re stupid. These are small-brained animals.

>> Çünkü aptallar. Bunlar küçük beyinli hayvanlardır.

>> So, they’re very similar to snakes, right? >> I have no idea.

>> Yani yılanlara çok benziyorlar, değil mi? >> hiçbir fikrim yok.

>> Evolutionarily? They’re reptiles? >> Yeah.

>> Evrimsel olarak mı? Sürüngenler mi? >> Evet.

>> Yeah. I think they’re pretty primitive.

>> Evet. Oldukça ilkel olduklarını düşünüyorum.

>> What do you see up there, Dad?

>> Orada ne görüyorsun baba?

Another ‘what do you’ reduction. What do you see? This time was even more sloppy.

Başka bir "ne yapıyorsun" indirimi. Ne görüyorsun? Bu sefer daha da özensizdi.

Whuh-du-see, not even a clear ‘you’ reduction. Listen again.

Whuh-du-see, net bir 'sen' indirgemesi bile yok. Tekrar dinleyin.

>> What do you see up there, Dad? [3x] >> Well, I was hoping to spot cranes

>> Orada ne görüyorsun baba? [3x] >>

Hopin’ to (duh). My dad also dropped the G in ING to make –in’ instead. Hoping

Hopin' to (hah) vinçlerini görmeyi umuyordum. Babam da bunun yerine -in' yapmak için ING'de G'yi düşürdü. Umuyorum

to. The word ‘to’ was reduced to the Flap T and schwa. Here, the tongue is already at

. 'To' kelimesi Flap T ve schwa'ya indirgendi. Burada dil zaten

the roof of the mouth for the N. So you don’t actually have to flap your tongue. Think of

N için ağzın çatısındadır. Yani aslında dilinizi çırpmanıza gerek yoktur.

it as a quick D as you release the N. Hopin’ to. Hopin’ to. Listen again.

N'yi serbest bırakırken hızlı bir D olarak düşünün. Hopin' to. Umarım. Tekrar dinleyin.

>> Well, I was hoping to [3x]

>> Pekala, [3x]

…spot cranes. But I do not see any.

…vinçleri tespit etmeyi umuyordum. Ama ben hiç görmüyorum.

>> Uh-huh. >> From miles away.

>> Hı hı. >> Kilometrelerce öteden.

>> Oh yeah? >> You can hear them before you can see them.

>> Evet mi? >> Onları görmeden önce duyabilirsiniz.

Dad did two ‘them’ reductions, where we drop the TH and change the vowel to the schwa.

Babam iki "onlar" kısaltması yaptı, burada TH'yi bıraktık ve sesli harfi schwa olarak değiştirdik.

Hear them, see them. Notice notice how ‘them’ links to the word before so it just sounds

Onları duy, gör. Dikkat edin, 'onlar' kelimesi önceki kelimeyle nasıl bağlantılıdır, böylece kelimenin

like an unstressed syllable on the end of that word. It doesn’t feel like a separate

sonunda vurgusuz bir hece gibi görünür . Ayrı bir kelime gibi gelmiyor

word. That’s what you want, words linked together. Hear them, see them. Try it with

. İstediğiniz bu, birbirine bağlı kelimeler . Onları duy, gör. Benimle

me. Hear them. See them. Listen again.

dene. Duy onları. Onları gör. Tekrar dinleyin.

>> hear them before you can see them. [3x] >> Oh yeah?

>> onları görmeden önce duyun. [3x] >> Ah öyle mi?

>> They’re really noisy.

>> Gerçekten gürültülüler.

>> Hey David? >> Yeah?

>> Hey David? >> Evet?

>> What do you think of my home city so far?

>> Şimdiye kadar memleketim hakkında ne düşünüyorsun?

Another ‘whaduhyuh’. Not ‘what do you’, but ‘whaduhyuh’, ‘whaduhyuh’. Much

Başka bir 'whaduhyuh'. "Ne yapıyorsun" değil, "whaduhyuh", "whaduhyuh". Çok daha

smoother.

pürüzsüz.

>> What do you think of my [3x] home city so far?

>> Şimdiye kadar [3x] memleketim hakkında ne düşünüyorsun ?

>> It’s pretty great. >> I like it!

>> Oldukça harika. >> beğendim!

I hope you enjoyed this real English study. Look in the description below for links to

Umarım bu gerçek İngilizce çalışmasından keyif almışsındır.

related videos, for example, the ‘Dropping the H’ video. Don’t forget to sign up

İlgili videolara, örneğin " H'yi Düşürme" videosuna bağlantılar için aşağıdaki açıklamaya bakın.

for my mailing list here to keep on top of everything that’s happening at Rachel’s

Rachel's English'te olup biten her şeyden haberdar olmak için buradan posta listeme kaydolmayı unutmayın

English.

.

>> That’s it, and thanks so much for using Rachel’s English.

>> İşte bu kadar ve Rachel'ın İngilizcesini kullandığınız için çok teşekkürler .