Speak English FLUENTLY Using This STEP-by-STEP Lesson!

Last night I was teaching a live class.

Dün gece canlı ders veriyordum. Bir öğrenciyle birebir çalıştığım Akademimde

Every month I teach a live class to the students in my Academy,

her ay öğrencilere canlı ders veriyorum

where I work with a student one on one.

.

And as I was teaching last night, I just have this moment where I thought,

Ve dün gece ders verirken, bir an düşündüm ki,

it's really about the basics and the foundation.

bu gerçekten temel bilgiler ve altyapı ile ilgili.

So in today's video, I'm going to go over two things that came up in my live class

Bugünün videosunda, mücadele eden bir öğrenciyle çalışırken canlı sınıfımda ortaya çıkan iki şeyin üzerinden geçeceğim

working with a student who was struggling,

and we're going to talk about how you can apply that to yourself,

ve bunu kendinize,

to your own language learning to help you speak English with more ease.

kendi dil öğreniminize nasıl uygulayabileceğiniz hakkında konuşacağız. daha kolay İngilizce konuşmanıza yardımcı olmak için.

The first student I worked with was Alice.

Birlikte çalıştığım ilk öğrenci Alice'di.

Her native language is Chinese.

Anadili Çince'dir.

And she said that there had been something early on in my Academy

Ve Akademimin başlarında

that she didn't really understand, she didn't feel comfortable doing it so she moved on.

gerçekten anlamadığı bir şey olduğunu söyledi, bunu yaparken kendini rahat hissetmedi ve yoluna devam etti.

And I realized what she was talking about was breaking up a word or sentence into its rhythm.

Ve bahsettiği şeyin bir kelimeyi veya cümleyi ritmine göre bölmek olduğunu anladım.

And I can see how that can be confusing,

Bunun kafa karıştırıcı olabileceğini görebiliyorum,

but by not really understanding what we mean by rhythmic contrasts in American English,

ama Amerikan İngilizcesindeki ritmik zıtlıklar derken neyi kastettiğimizi tam olarak anlamayarak

and just moving on, she was never going to be able to really capture that quality of American English.

ve öylece devam ederek, Amerikan İngilizcesinin bu kalitesini asla gerçekten yakalayamayacaktı.

In that course, I have a little video where I talk about why you need to break something down.

Bu kursta, neden bir şeyi yıkmanız gerektiğinden bahsettiğim küçük bir videom var.

And I tell the story of when I was trying to learn how to do a double under jump rope move at the gym.

Ve spor salonunda ip atlama hareketini nasıl yapacağımı öğrenmeye çalıştığım zamanın hikayesini anlatıyorum.

This is when you jump rope but each time you jump, you do two rotations of the rope.

Bu, ip atladığınız zamandır, ancak her atladığınızda, ipi iki kez döndürürsünüz.

Now, I thought this was impossible.

Şimdi, bunun imkansız olduğunu düşündüm.

That was me failing and trying to do this thing.

Başarısız olan ve bu şeyi yapmaya çalışan bendim.

I was putting in an incredible amount of effort and working too hard.

İnanılmaz bir çaba harcıyordum ve çok çalışıyordum.

My feet weren't light enough.

Ayaklarım yeterince hafif değildi.

The way I got to start to get the right feeling and rhythm, and touch in my body,

Vücudumda doğru hissi ve ritmi ve dokunuşu almaya başlamamın yolu,

was when I started jumping rope without the rope.

ip olmadan ip atlamaya başladığım zamandı.

Now, i've been having my students speak English without words for years,

Yıllardır öğrencilerime kelimeler olmadan İngilizce konuşturuyorum,

so it was exciting to discover success in a similar situation.

bu yüzden benzer bir durumda başarıyı keşfetmek heyecan vericiydi .

In the next few lessons, you're going to focus on speaking English without words.

Sonraki birkaç derste, kelimeler olmadan İngilizce konuşmaya odaklanacaksınız.

So I have these exercises and you'll see them on my youtube channel too

Bu alıştırmalara sahibim ve onları

where we talk about the stress of a word, let's take the word 'probably' for example.

bir kelimenin vurgusundan bahsettiğimiz youtube kanalımda da göreceksiniz, örneğin 'muhtemelen' kelimesini ele alalım.

It's a three-syllable word with first syllable stress.

İlk hece vurgusu olan üç heceli bir kelimedir.

So instead of practicing probably, and trying to think about which syllable is stressed,

Bu yüzden, muhtemelen pratik yapmak ve hangi hecenin vurgulu,

and which are unstressed, and then also all of those sounds, which I know are tricky,

hangilerinin vurgusuz olduğunu ve ayrıca zor olduğunu bildiğim tüm bu seslerin üzerinde düşünmeye çalışmak yerine,

I break it down to just the stress.

onu sadece vurguya bölerim.

So instead of practicing 'probably', I have my students practice:

Bu yüzden 'muhtemelen' alıştırması yapmak yerine, öğrencilerime alıştırma yaptırıyorum:

DA-da-da, DA-da-da.

DA-da-da, DA-da-da.

Really long, up-down shape, and then two little dots.

Gerçekten uzun, yukarı-aşağı şekil ve sonra iki küçük nokta.

DA-da-da, DA-da-da.

DA-da-da, DA-da-da.

Let's take the word 'Chinese', da-DA.

'Çince' kelimesini ele alalım, da-DA.

Let's take the phrase 'I don't know.'

'Bilmiyorum' ifadesini ele alalım.

da-da-DA.

da-da-DA.

Let's take the phrase 'happy', DA-da.

'Mutlu' ifadesini ele alalım, DA-da.

So these are all things, anything that's spoken in English,

Yani bunların hepsi, İngilizce konuşulan herhangi bir şey,

we can break down to just the rhythm on any syllable.

herhangi bir hecenin ritmine kadar ayırabiliriz.

I've chosen D and AH, or the schwa for unstressed, da-da, da-da, da-da-da.

D ve AH'yi ya da vurgusuz, da-da, da-da, da-da-da için schwa'yı seçtim.

But when a student comes along whose native language is not stressed timed, but as syllable timed,

Ama anadili vurgulu zamanlı değil, hece zamanlı,

like Chinese, where every syllable is the same length, it can be really hard to think in this way.

Çince gibi her hecenin aynı uzunlukta olduğu bir öğrenci geldiğinde, bu şekilde düşünmek gerçekten zor olabilir.

Long, short? Short, long? What?

Uzun kısa? Uzun kısa? Ne?

So i'll have students that will come to me and they'll say, let's take the word 'happy' for example, happy.

Bu yüzden bana gelecek öğrencilerim olacak ve 'mutlu' kelimesini örnek alalım, mutlu diyecekler.

And I get the stress, the one is higher,

Ve stresi anlıyorum, biri daha yüksek,

the intonation is higher, the pitch is higher, but the length is too much the same.

tonlama daha yüksek, perde daha yüksek ama uzunluk çok fazla aynı.

Happy.

Mutlu.

In American English, we want happy.

Amerikan İngilizcesinde mutlu olmak istiyoruz.

So the last syllable isn't EE but it's EE.

Yani son hece EE değil, EE'dir.

And so getting students to focus on this and to shorten up those unstressed syllables is really important,

Ve öğrencilerin buna odaklanmasını ve bu vurgusuz heceleri kısaltmasını sağlamak gerçekten önemlidir,

because it brings in this very natural American character.

çünkü bu çok doğal Amerikan karakterini getirir.

So when I learned that Alice was not comfortable with da-da, da-da, da-da-da-da,

Bu yüzden Alice'in da-da, da-da, da-da-da-da

and these rhythms, but moved on, I stopped her.

ve bu ritimlerden rahatsız olduğunu öğrendiğimde ama devam etti, onu durdurdum. Geri

I said you need to go back and work on this foundation for about a week.

dönüp yaklaşık bir hafta bu temel üzerinde çalışman gerektiğini söyledim.

All right, when it's a two syllable word we only have two options, we have da-da, like Chinese,

Tamam, iki heceli bir kelime olduğunda sadece iki seçeneğimiz var, Çince gibi da-da'mız var

and we have da-da, like silly.

ve aptal gibi da-da'mız var.

So I would just - let me just hear you say da-da, Chinese, let me just hear you say those two things.

Yani ben sadece - sadece da-da dediğini duyayım, Çince, sadece bu iki şeyi söylediğini duyayım.

- Two syllables.

- İki heceli.

- Yeah.

- Evet.

- First stressed.

- Önce stresli.

- Second stressed. Like the word Chinese.

- İkinci stres. Çince kelimesi gibi.

- Da-da.

- Da-da.

- Yes. Exactly.

- Evet. Kesinlikle.

Do it again.

Tekrar yap.

- Da-da.

- Da-da.

- Right, and now make the first one even shorter.

- Doğru, ve şimdi ilkini daha da kısaltın.

- Da-da.

- Da-da.

- Right, and now connect them, right now you're doing da da, and the length is right,

- Doğru, ve şimdi onları birleştir, şu anda da da yapıyorsun ve uzunluk doğru,

but I wanna hear da-da,

ama ben da-da duymak istiyorum,

>> I want to hear them >> Da-da.

>> Onları duymak istiyorum >> Da-da.

- Yes, exactly, do it again.

- Evet, kesinlikle, tekrar yap.

- Da-da.

- Da-da.

- Yes. Again.

- Evet. Tekrar.

- Da-da.

- Da-da.

- Right, and now you can go do all the two syllable words that are like that.

- Tamam, şimdi gidip bunun gibi iki heceli tüm kelimeleri yapabilirsin.

Chinese, about.

Çince, yaklaşık.

Too often we rush to get on to the next thing, and as adults, we put...

Çoğu zaman bir sonraki şeye geçmek için acele ederiz ve yetişkinler olarak...

We put a lot of pressure on ourselves as we learn, I think, to learn quickly, to achieve it, to be done with it.

Öğrenirken, bence, çabuk öğrenmek, başarmak, bitirmek için kendimize çok fazla baskı uygularız.

And when we're doing something with our body, that's brand-new,

Ve vücudumuzla bir şey yaptığımızda , bu yepyeni bir şeydir, kafamızla

that's not something that we're learning with our head, and that takes time.

öğrendiğimiz bir şey değildir ve bu zaman alır.

So right now, we're going to practice some rhythmic patterns together, how comfortable are they?

Şimdi birlikte bazı ritmik kalıplar üzerinde çalışacağız, ne kadar rahatlar?

Please do practice out loud here.

Lütfen burada yüksek sesle pratik yapın.

Of course, you can watch it and understand, but can you do it with your own body?

Elbette seyredip anlayabilirsiniz ama kendi bedeninizle yapabilir misiniz?

Money. Da-da.

Para. Da-da.

Dinner. Da-da.

Akşam yemeği. Da-da.

Classy. Da-da.

Şık. Da-da.

Now, you'll hear the exact same thing, you do it with me out loud.

Şimdi aynı şeyi duyacaksın, benimle yüksek sesle yap.

Money.

Para.

Da-da.

Da-da.

Dinner. Da-da.

Akşam yemeği. Da-da.

Classy. Da-da.

Şık. Da-da.

Da-DA.

Da-DA.

Alive. Da-DA.

Canlı. Da-DA.

Until. Da-DA.

Değin. Da-DA.

Again.

Tekrar.

Now you'll hear the exact same thing, you do it with me out loud.

Şimdi aynı şeyi duyacaksınız, benimle yüksek sesle yapın.

Da-DA. Alive.

Da-DA. Canlı.

Da-DA. Until.

Da-DA. Değin.

Da-DA. Again.

Da-DA. Tekrar.

Da-DA-da.

Da-DA-da.

Unlikely.

Olası olmayan.

Da-DA-da. Forever.

Da-DA-da. Sonsuza kadar.

Da-DA-da.

Da-DA-da.

I think so.

Bence de.

Now, you'll hear the exact same thing, you do it with me out loud.

Şimdi aynı şeyi duyacaksın, benimle yüksek sesle yap.

Da-DA-da. Unlikely.

Da-DA-da. Olası olmayan.

Da-DA-da. Forever.

Da-DA-da. Sonsuza kadar.

Da-DA-da. I think so.

Da-DA-da. Bence de.

DA-da-da. Africa.

DA-da-da. Afrika.

DA-da-da. Company.

DA-da-da. Şirket.

DA-da-da. Holiday.

DA-da-da. Tatil.

Now you'll hear the exact same thing, you do it with me out loud.

Şimdi aynı şeyi duyacaksınız, benimle yüksek sesle yapın.

DA-da-da. Africa.

DA-da-da. Afrika.

DA-da-da. Company.

DA-da-da. Şirket.

DA-da-da. Holiday.

DA-da-da. Tatil.

Da-da-DA. Engineer.

Da-da-DA. Mühendis.

Da-da-DA. Guarantee.

Da-da-DA. Garanti.

Da-da-DA. Recommend.

Da-da-DA. Tavsiye etmek.

Now you'll hear the exact same thing, you do it with me out loud.

Şimdi aynı şeyi duyacaksınız, benimle yüksek sesle yapın.

Da-da-DA. Engineer.

Da-da-DA. Mühendis.

Da-da-DA. Guarantee.

Da-da-DA. Garanti.

Da-da-DA. Recommend.

Da-da-DA. Tavsiye etmek.

Thinking about stress this way can really help

Stres hakkında bu şekilde düşünmek, daha zor olan daha

when you're working with a longer word that's more difficult,

uzun bir kelimeyle çalışırken gerçekten yardımcı olabilir ,

because focusing on the stress helps you figure out how to simplify things.

çünkü strese odaklanmak, işleri nasıl basitleştireceğinizi anlamanıza yardımcı olur.

For example, the word 'regularly', that is a tricky word.

Örneğin, 'düzenli olarak' kelimesi aldatıcı bir kelimedir.

Reg-ularly.

Düzenli olarak.

--gularly, --gularly.

--gularca, --gularca.

When you know that you can take those final three syllables and simplify them

Bu son üç heceyi alıp

so that you can say them more quickly, it will definitely help.

daha hızlı söyleyebilmek için basitleştirebileceğinizi bildiğinizde, kesinlikle yardımcı olacaktır.

Then I met with a student named Grace.

Sonra Grace adında bir öğrenci ile tanıştım.

Grace has been living in the US for quite some time and she's from Brazil, her native languages Portuguese,

Grace bir süredir ABD'de yaşıyor ve Brezilyalı, anadili Portekizce

and she's really done so well with so much of mastering American English,

ve Amerikan İngilizcesinde ustalaşma konusunda gerçekten çok iyi iş çıkardı ,

but there were some things that were still difficult for her

ancak onun için hala zor olan bazı şeyler vardı

and the thing that I wrote down as she was speaking, that I just noticed

ve o şey O konuşurken,

as a flashing light, the biggest issue with her sounds was the R sound.

yanıp sönen bir ışık olarak fark ettiğimi yazdım, seslerindeki en büyük sorun R sesiydi.

No surprise.

Sürpriz değil.

It's extremely tricky for lots of people.

Birçok insan için son derece zor.

With her, she was putting in so much effort.

Onunlayken çok çaba harcıyordu.

And it makes sense.

Ve mantıklı.

When we learn how to do something, we use our brain, we understand it,

Bir şeyi nasıl yapacağımızı öğrendiğimizde beynimizi kullanırız, onu anlarız

and then we apply that idea to what we're doing.

ve sonra bu fikri yaptığımız şeye uygularız.

We try, we put in effort to make it happen.

Bunun olması için uğraşıyoruz, çaba harcıyoruz.

And what was happening was as she did that,

Ve olan şuydu ki, bunu yaparken, bunu

it's hard to do that so quickly in a word or in a sentence, as she did that, it brought in more attention,

bir kelimeyle veya bir cümleyle o kadar çabuk yapmak zordu, bunu yaptıkça daha fazla dikkat çekti,

it made it harder, so she put in more effort to try to get that R sound.

zorlaştırdı, bu yüzden denemek için daha fazla çaba sarf etti. o R sesini al.

And her R ended up sounding like this. Ohrr.

Ve onun R'si böyle ses çıkardı. Ohrr.

More stuck in the throat, not a clean forward American feel.

Daha çok boğazda sıkışmış, temiz bir ileri Amerikan hissi değil.

Now, with an adult speaker, I do often describe what's happening,

Şimdi, yetişkin bir konuşmacıyla sık sık neler olduğunu anlatıyorum,

show them what's happening with photos and videos

onlara neler olduğunu fotoğraflarla ve videolarla gösteriyorum,

so that they understand how to make a sound like the R sound,

böylece R sesi gibi bir sesin nasıl çıkarılacağını anlıyorlar,

where you can't see much because of the tongue position and the mouth position.

burada dilin konumu nedeniyle fazla bir şey göremiyorsunuz ve ağız pozisyonu.

So with adults, I do give this kind of information.

Bu yüzden yetişkinlere bu tür bilgiler veriyorum.

But then sometimes that means you try too much to use your head to make it happen.

Ama bazen bu, onu gerçekleştirmek için kafanı kullanmak için çok uğraştığın anlamına gelir.

So with Grace, I decided to do something that was mimicking more the way a child would learn.

Böylece Grace ile birlikte, bir çocuğun öğrenme şeklini daha çok taklit eden bir şey yapmaya karar verdim.

What we did is we said: you've got to throw out everything you know,

Yaptığımız şey şuydu: Bildiğin her şeyi bir kenara atmalısın, kendi

brainwash yourself, you know nothing about R.

beynini yıkamalısın, R hakkında hiçbir şey bilmiyorsun.

You've never heard of it.

Bunu hiç duymadın.

It's a brand new concept to you.

Bu sizin için yepyeni bir konsept.

You can't see a photo of how it's made, I'm not going to describe to you how it's made,

Nasıl yapıldığına dair bir fotoğraf göremezsiniz, size nasıl yapıldığını tarif etmeyeceğim,

your only resource for understanding the sound is hearing it.

sesi anlamanız için tek kaynağınız onu duymaktır.

So I'm gonna say it, and then you repeat it, and as you're repeating it,

Ben söyleyeceğim ve sonra sen tekrar edeceksin ve tekrar ederken,

you just try to match that sound, use your ear to match the sound.

sadece o sesi eşleştirmeye çalışacaksın, o sesi eşleştirmek için kulağını kullan.

What am i hearing?

Ne duyuyorum?

Is it like what Rachel did?

Rachel'ın yaptığı gibi mi?

If so, good. If not what can I change?

Eğer öyleyse, iyi. Değilse neyi değiştirebilirim?

Rely on what you're hearing and turning that into your voice,

Bildiklerinize güvenip

rather than relying on what you know and trying to make your sound out of that.

sesinizi bundan çıkarmaya çalışmak yerine, duyduklarınıza güvenin ve bunu sesinize dönüştürün.

Focus less on what your tongue is doing and to focus a ton on the sound.

Dilinizin ne yaptığına daha az odaklanın ve sese bir ton odaklanın.

So.

Bu yüzden.

I'm just going to make an R sound.

Sadece bir R sesi çıkaracağım.

I want you to close your eyes and just try to find that sound with your mouth, try to match my sound.

Gözlerini kapatmanı ve ağzınla o sesi bulmaya çalışmanı istiyorum, benim sesime uymaya çalış.

I'm going to do it for about two seconds. Then you do it for about two seconds, then I'm going to do it.

Bunu yaklaşık iki saniye yapacağım. Sonra sen bunu iki saniye kadar yap, sonra ben yapacağım.

We're just going to go back and forth for several times.

Sadece birkaç kez ileri geri gideceğiz.

Just see what you can find.

Sadece ne bulabileceğini gör.

Don't think about what you're doing with your tongue, think about the sound, and matching the sound.

Dilinle ne yaptığını düşünme, sesi ve sesi eşleştirmeyi düşün.

Okay? - Okay. -

Tamam aşkım? - Tamam aşkım. -

Errrrrrrr.

Errrrrrr.

- Errrrrr.

- Errrrr.

- Errrrr.

- Errrrr.

- Errrrr.

- Errrrr.

- Errrrr.

- Errrrr.

- Errrrrr.

- Errrrr.

- Okay, so a couple things are happening. It's actually starting pretty good.

- Pekala, birkaç şey oluyor. Aslında oldukça iyi başlıyor.

Then you're kind of doing this with your jaw.

O zaman bunu çenenle yapıyorsun.

- I'm trying to move.

- Hareket etmeye çalışıyorum.

- Yeah. Actually that is making it less good.

- Evet. Aslında bu onu daha az iyi yapıyor.

So I asked her: what are you doing? And she said,

Ben de ona sordum: ne yapıyorsun? Ve dedi ki,

well I started making the sound, and then I thought about how I needed to make it more forward,

sesi çıkarmaya başladım ve sonra onu nasıl daha ileriye götürmem gerektiğini düşündüm,

that was the problem.

sorun buydu.

She started thinking about how it needed to be.

Nasıl olması gerektiğini düşünmeye başladı.

And sometimes, we just need to shut that off.

Ve bazen, bunu kapatmamız gerekiyor.

So it's important as an adult to learn everything about the sound,

Bu nedenle, bir yetişkin olarak sesle ilgili her şeyi öğrenmek

and understand that, and practice it with that way some, but then it's also really important sometimes

ve bunu anlamak ve bu şekilde biraz pratik yapmak önemlidir, ancak bazen

to just let that go and learn as a child learns when it comes to brand new sounds.

bunu bırakıp bir çocuğun yepyeni sesler söz konusu olduğunda öğrendiği gibi öğrenmesi de gerçekten önemlidir. .

And when she did that,

Ve bunu yaptığında,

when she brainwashed herself into thinking she knew nothing about the sound,

ses hakkında hiçbir şey bilmediğini

and she could only rely on trying to match my sound,

ve sadece benim sesime uymaya çalışacağına güvenebileceğini düşünerek beynini yıkadığında,

something beautiful happened.

güzel bir şey oldu.

She looked so much more relaxed, this sound was way more accurate,

Çok daha rahat görünüyordu, bu ses çok daha doğruydu

and the sound was also more relaxed.

ve ses de daha rahattı.

It just looked easier.

Sadece daha kolay görünüyordu.

It looked like this is something that you can reproduce and work into your speech.

Bu, yeniden üretebileceğiniz ve konuşmanıza dahil edebileceğiniz bir şey gibi görünüyordu.

I think that actually what's gonna work better for you with this sound,

Aslında bu sesle sizin için daha iyi neyin işe yarayacağını düşünüyorum,

because you have so much brain knowledge and so much effort,

çünkü çok fazla beyin bilgisine ve çok fazla çabaya sahipsiniz

and you've said, you know it's "My R is a problem.

ve bunun "Benim R'm bir sorun olduğunu biliyorsunuz.

like you already have all of these ideas about the R, would be to just let them go.

Sanki tüm bu fikirlere zaten sahipmişsiniz gibi" dediniz. R hakkında, onları boşvermek olurdu.

We're going to do it again.

Bunu tekrar yapacağız.

and if you notice your mind saying oh my gosh, I need to move my jaw out

ve aman tanrım, çenemi dışarı çıkarmam gerekiyor falan, diyen zihninizi fark ederseniz

or something, just try to let the thought come and go.

, sadece düşüncenin gelmesine izin vermeye çalışın ve git.

I'm just gonna do it and have you do it back. Okay?

Ben yapacağım ve sana geri yaptıracağım. Tamam mı?

- Okay.

- Tamam.

- Errrrrr.

- Errrrr. - Errrrr. -

- Errrrr.

- Errrr.

Errrr. -

- Errrrr.

Errrrr.

- Errrrr.

- Errrrr.

- Errrr.

- Errrr.

- Okay. All three of those were way better than any r that you did previously.

- Tamam. Bunların üçü de çok daha iyiydi Daha önce yaptığın herhangi bir şey.

I will say, they looked very relaxed.

Çok rahat göründüklerini söyleyeceğim.

They looked much less effortful.

Çok daha az çaba sarf ediyorlardı.

So now you and me, we're going to do it just like I did with Grace in my class, okay?

Şimdi sen ve ben, bunu benim sınıfımda Grace'e yaptığım gibi yapacağız, tamam mı?

So we're going to take the R.

Brainwash yourself right now. You know nothing about how the R sound is made.

Şu anda R.Beynini yıkayacaksın.R sesinin nasıl yapıldığı hakkında hiçbir şey bilmiyorsun.Dil

You've never seen a picture of the tongue position.

pozisyonunun resmini hiç görmedin.Dil

You've never heard me describe what should be happening with the tongue or the lips or the jaw.

veya dil ile ne olması gerektiğini tarif ettiğimi hiç duymadın. dudaklar veya çene.

You know nothing.

Sen hiçbir şey bilmiyorsun.

It's a brand new sound. How exciting?

Yepyeni bir ses. Ne kadar heyecan verici?

So the way you're going to make it is you're gonna hear me do it, and then you're gonna do it.

Yani bunu yapma şeklin, benim yaptığımı duyacaksın ve sonra yapacaksın.

And if it's not right, don't worry, because in a couple seconds, I'm gonna do it again.

Ve eğer doğru değilse endişelenme çünkü birkaç saniye sonra tekrar yapacağım.

You'll have the chance to listen again, and then you'll try again.

Tekrar dinleme şansın olacak ve sonra tekrar deneyeceksin.

Rrrr--

Rrrr--

Rrrr--

Rrrr--

How are you feeling? Is your mind still trying to come in, tell you how to do it?

Nasıl hissediyorsun? Zihniniz hala gelip size bunu nasıl yapacağınızı söylemeye mi çalışıyor?

Try to let that go.

Bunu bırakmaya çalış.

Say, okay mind, I love you, you're so helpful, for now, I'm going to put you aside,

Tamam kusura bakma seni seviyorum çok yardımseversin şimdilik seni bir kenara bırakacağım onun

I'm gonna listen to my body instead.

yerine bedenimi dinleyeceğim.

So you're taking your ear,

Yani kulağınızı alıyorsunuz,

your ear is taking what it hears, and it is telling your mouth what to do to make that sound.

kulağınız duyduklarını alıyor ve o sesi çıkarmak için ne yapmanız gerektiğini ağzınıza söylüyor.

As you're making a sound, your ear can tell if something's not quite the same,

Siz bir ses çıkarırken, kulağınız bir şeyin tamamen aynı olup olmadığını anlayabilir

and it will tell your body what slight adjustment to make,

ve vücudunuza ne kadar küçük bir ayarlama yapması gerektiğini söyler

and this is how we navigate and find the right sound, okay?

ve biz de bu şekilde yönümüzü bulur ve doğru sesi buluruz, tamam mı?

So let's try it.

Öyleyse deneyelim.

Three times, no, let's say five times, I'm going to hold out the R for a few seconds, then you do it,

Üç kez, hayır, beş kez diyelim, birkaç saniye R'yi tutacağım, sonra sen yap, sonra ben

then I do it, then you do it. Don't judge yourself, because that really doesn't matter.

yaparım, sonra sen yaparsın. Kendinizi yargılamayın, çünkü bu gerçekten önemli değil.

Just keep going forward, hearing it, and trying it. Okay, let's do it.

Sadece ilerlemeye, duymaya ve denemeye devam edin. Tamam, hadi yapalım.

Rrrr--

Rrrr--

Rrrr--

Rrrr--

Rrrr--

Rrrr--

Rrrr--

Rrrr--

And the last time.

Ve son kez.

Rrrr--

Rrr--

What's happening? Are you finding a more relaxed sound?

Neler oluyor? Daha rahat bir ses mi buluyorsunuz?

I'm actually feeling very relaxed just thinking about how relaxed you are working on this sound.

Bu ses üzerinde ne kadar rahat çalıştığını düşününce aslında çok rahatlamış hissediyorum.

So it's about the basics, taking yourself back to the foundation.

Yani bu temellerle ilgili, kendinizi temele geri götürmek.

So, with the first student it was about the foundation of rhythm, getting rid of

Yani, birinci öğrenciyle mesele ritmin temelleri,

sounds and words and just working on rhythm.

seslerden ve kelimelerden kurtulmak ve sadece ritim üzerinde çalışmaktı.

With the second student,

İkinci öğrenciyle,

it was about getting back to the basics, the foundation of learning the way a child would learn.

bir çocuğun öğreneceği şekilde öğrenmenin temeli olan temellere geri dönmekle ilgiliydi.

Now, i've built a whole Academy around training materials, so

Şimdi, eğitim materyalleri etrafında koca bir Akademi inşa ettim, yani bu,

that's a sign that I don't think that adults can learn exclusively by listening.

yetişkinlerin sadece dinleyerek öğrenebileceklerini düşünmediğimin bir işareti.

I think they do need some help, some guidance and a lot of training.

Bence biraz yardıma, biraz rehberliğe ve çok fazla eğitime ihtiyaçları var.

The other thing that I worked with a Grace on was how she felt about her R. Here's what I said.

Bir Grace ile üzerinde çalıştığım diğer konu, R'si hakkında ne hissettiğiydi. İşte söylediğim şey.

Because it is harder to change that habit when we think: I'm so stressed about this,

Çünkü şunu düşündüğümüzde bu alışkanlığı değiştirmek daha zordur: Bu konuda çok stresliyim,

I'm so self-conscious about it. It's such a problem for me.

bu konuda çok çekingenim. Bu benim için çok büyük bir problem.

That does, I think, make it harder to break the habit.

Bence bu, alışkanlığı kırmayı zorlaştırıyor.

So we want to do, like, the good work of breaking the habit,

Bu yüzden, alışkanlığı kırmak gibi iyi bir iş yapmak istiyoruz,

but we also want to do the important work of addressing what are we saying to ourselves about our habit,

ama aynı zamanda alışkanlığımız hakkında kendimize ne söylediğimizi

and is it, like, slowing us down from meeting our goal?

ve bu, bizi hedefimize ulaşmaktan alıkoyuyor mu? ?

So I think that maybe working on both of those things on the R will help...

Bu yüzden, R'de bu iki şey üzerinde çalışmanın belki yardımcı olacağını düşünüyorum...

Will help release you a little bit because I definitely see that tension in that effort

Sizi biraz serbest bırakmaya yardımcı olacak çünkü R'yi yapmaya giden bu çabadaki gerilimi kesinlikle görüyorum

that's going into making the R and sometimes, speaking in general, not always.

ve genel olarak konuşursak, her zaman değil bazen .

So you have to take care of yourself and watch how you

Bu yüzden kendinize dikkat etmeli ve

talk about yourself and your ability,

kendiniz ve yeteneğiniz hakkında nasıl konuştuğunuza dikkat etmelisiniz,

because if it's not supportive of what you're trying to do, then it's gonna slow you down.

çünkü yapmaya çalıştığınız şeyi desteklemiyorsa, o zaman sizi yavaşlatacaktır. Bunu

And I know it sounds kind of cheesy to say that, but it's true and i've seen it happen, and

söylemenin biraz sevimsiz geldiğini biliyorum ama bu doğru ve bunun olduğunu gördüm ve

to help my students make the fastest,

öğrencilerimin en hızlı,

best progress,

en iyi ilerlemeyi kaydetmelerine yardımcı olmak için onların nasıl gördüklerine

i've learned that I also need to take care of

de dikkat etmem gerektiğini öğrendim.

how they see themselves, and that's also something I do in the Academy.

ve bu benim de Akademi'de yaptığım bir şey.

You know what? You can do so much.

Biliyor musun? Çok şey yapabilirsin.

If you're wondering what is this Academy,

Bu akademi nedir diye merak ediyorsanız

it's rachelsenglishacademy.com Check it out, join if you'd like, I'd love to see some of you there,

orası rachelsenglishacademy.com Bir göz atın, isterseniz katılın, bazılarınızı orada görmek isterim

and this is the next video that you should watch

ve bu youtube'da izlemeniz gereken bir sonraki video

here on youtube, this is what youtube is suggesting for you

, YouTube'un sizin

based on who they think you are, and who they think I am, so

kim olduğunuzu düşündüklerine ve benim kim olduğumu düşündüklerine göre sizin için önerdiği şey bu, çok

interesting, why not try it?

ilginç, neden denemiyorsunuz?

Also, don't forget to subscribe. I make new videos on the English language, specifically

Ayrıca abone olmayı unutmayın. Her Salı İngilizce, özellikle

spoken English and English pronunciation, every Tuesday, please come back and check it out.

konuşulan İngilizce ve İngilizce telaffuz üzerine yeni videolar hazırlıyorum, lütfen geri gelin ve izleyin. Hepsi

That's it guys and thanks so much for using Rachel's English.

bu kadar çocuklar ve Rachel'ın İngilizcesini kullandığınız için çok teşekkürler.