Advanced English Lesson: How to Make Friends in 52 Minutes!

Today we're going to talk about making friends in America.

Bugün Amerika'da arkadaş edinmekten bahsedeceğiz.

This is something a lot of you guys have asked me about.

Bu, birçoğunuzun bana sorduğu bir şey.

David, I got an email today

David, bugün

from a Rachel's English Academy student named Clarence

Rachel'ın Clarence adlı İngiliz Akademisi öğrencisinden

who was saying he goes to school in the US

ABD'de okula gittiğini

but all of his friends that he's making

ancak edindiği tüm arkadaşlarının

are other international students.

diğer uluslararası öğrenciler olduğunu söyleyen bir e-posta aldım.

And he says they're great people, they're wonderful friends,

Ve harika insanlar olduklarını, harika arkadaşlar olduklarını söylüyor

but he wants more opportunity to practice his English

ama o buradayken İngilizce pratiği yapmak

and to engage with Americans while he's here.

ve Amerikalılarla ilişki kurmak için daha fazla fırsat istiyor .

And he was asking for some advice

Ve

about making friends in America.

Amerika'da arkadaş edinme konusunda tavsiye istiyordu.

And it reminded me of the podcast that we made,

Ve bu bana yaptığımız podcast'i hatırlattı,

which I'll play at the end of this video,

bu videonun sonunda oynatacağım,

so you won't have to click anywhere to find it,

böylece onu bulmak için herhangi bir yeri tıklamanız gerekmeyecek,

but I also thought it's worth revisiting.

ama aynı zamanda tekrar gözden geçirmeye değer olduğunu düşündüm.

It's a big topic.

Bu büyük bir konu.

It's a really big topic, yeah.

Bu gerçekten büyük bir konu, evet.

So I thought we could start a little bit

Bu yüzden biraz

by talking about our best friends, how we've made them,

en iyi arkadaşlarımızdan, onları nasıl edindiğimizden

and then also now at this stage in life

ve sonra da şimdi hayatın bu aşamasında

how it's harder to make friends,

arkadaş edinmenin ne kadar zor olduğundan bahsederek başlayabileceğimizi düşündüm,

I think we're both finding,

sanırım ikimiz de buluyoruz

and we can sort of talk about ways

ve yapabiliriz. Amerikalılarla bağlantı kurmanın yolları hakkında bir tür konuşma

to connect with Americans.

.

So out of your very best friends,

Yani en iyi arkadaşların arasında

you have different sets of people, wouldn't you say?

farklı insan gruplarına sahipsin , öyle değil mi?

Yeah, I think that that's right.

Evet, bence bu doğru.

And where did you make your best friends?

Ve en iyi arkadaşlarını nerede edindin? Sanırım hayatın

They come from a couple different areas

birkaç farklı alanından

and stages of life, I guess.

ve aşamasından geliyorlar.

From high school and college, there's a couple of people

Lise ve üniversiteden

that are even to this day very close friends, actually,

bugüne kadar çok yakın arkadaşım olan birkaç kişi var, aslında

my closest friends, I would say.

en yakın arkadaşlarım diyebilirim.

And then I also have some very good friends

Ve ayrıca iş sayesinde tanıştığım çok iyi arkadaşlarım var

who I've met through work, so, later in life.

, yani daha sonra hayatta.

And then, just meeting people who are friends of friends,

Ve sonra, sadece arkadaşların arkadaşı olan insanlarla tanışmak,

so some kind of connection through a shared friend.

yani paylaşılan bir arkadaş aracılığıyla bir tür bağlantı.

And again, that one was later in life.

Ve yine, o daha sonra hayattaydı.

that's a good point.

You brought up two potential ways to make friends.

İyi bir noktaya değindin. Arkadaş edinmenin

iki olası yolunu gündeme getirdin . Her şeyden

First of all, you mentioned school, which I think

önce,

a lot of us have made a lot of friends in school.

çoğumuzun okulda birçok arkadaş edindiğini düşündüğüm okuldan bahsettiniz.

The reason is you're seeing the same people over and over

Bunun nedeni,

every day, that helps build friendships,

her gün aynı insanları tekrar tekrar görmeniz, bu da arkadaşlıklar kurmanıza yardımcı oluyor,

but you also mentioned work,

ancak aynı zamanda işten de bahsettiniz

and I think a lot of people watching this video

ve bence bu videoyu izleyen birçok insan Amerika

might be people who live in the United States,

Birleşik Devletleri'nde yaşayan, Amerika Birleşik

work in the United States, but have a hard time

Devletleri'nde çalışan insanlar olabilir. Amerika Birleşik Devletleri, ancak

taking the co-worker level to a friendship level.

iş arkadaşı seviyesini arkadaşlık seviyesine çıkarmakta zorlanıyorsunuz.

What would you say about that?

Bunun hakkında ne söylersin? Daha resmi bir durumda olan

Would you have any advice about how to approach somebody

birine nasıl yaklaşılacağı ve

in a more formal situation to turn it into something

onu

that has a casual side as well?

gündelik tarafı da olan bir şeye dönüştürmek için herhangi bir tavsiyeniz var mı?

Yeah, I think it is challenging.

Evet, bence zorlayıcı.

I think it's challenging for Americans too.

Amerikalılar için de zorlayıcı olduğunu düşünüyorum. Hazırlanırken düşündüğümüz

One of the things that I've been thinking about,

şeylerden biri,

as we've been preparing, is that it's tempting sometimes

bazen kendinizi tamamen rahat hissetmiyorsanız,

to say no to an invitation

bir davete hayır demenin cazip geldiğidir

if you're not feeling the whole way comfortable.

.

Invitations tend to come out of the blue.

Davetler maviden çıkma eğilimindedir.

And a non-native speaker might especially

Ve ana dili İngilizce olmayan biri, özellikle İngilizce'sine

if they're not feeling really confident in their English

gerçekten güvenmiyorsa,

might especially have a hesitation there.

özellikle bu konuda tereddüt yaşayabilir.

Right, so I think an important thing

Doğru, bence önemli olan bir

is to say to yourself right now

the next time that I'm approached by somebody at work

dahaki sefere işyerinden biri bana yaklaştığında

who says, "Hey, do you want to go to a movie?

"Hey, sinemaya gitmek ister misin? "

"Hey, do you want to get a drink after work?

Hey, sinemaya gitmek ister misin? İşten sonra bir içki?

"Hey, some of us are gonna go to happy hour on Friday

"Hey, bazılarımız cuma günü işten sonra indirimli içki saatine gidecek

"after work, do you wanna come along?"

, sen de gelmek ister misin?"

It might not be somebody that you know very well

Çok iyi tanıdığın biri olmayabilir

or again, you might have that instantaneous sort of,

ya da yine, bir anda "

"Oh my god, they're all gonna be speaking really quickly,

Aman Tanrım" , hepsi çok hızlı konuşacaklar,

"I'm not gonna feel comfortable."

"Kendimi rahat hissetmeyeceğim."

But I think it's really important in those spots

Ama bence bu noktalarda

to push yourself to say,

kendinizi

"Yep, sure, that sounds great, I'd love to."

"Evet, elbette, kulağa harika geliyor, çok isterim" demeye zorlamak gerçekten önemli.

Knowing that at worst, it's gonna be an opportunity

Bunu bilmek, en kötü ihtimalle, İngilizcenizi ana dili İngilizce olanlarla gerçekten pratik yapmak için bir fırsat olacak

to really practice your English with native speakers,

and at best, it's gonna be a chance

ve en iyi ihtimalle,

to really connect with people in a way that's beyond work.

insanlarla işin ötesinde bir şekilde gerçekten bağlantı kurma şansı olacak.

And if a co-worker has invited you to do something,

Ve eğer bir iş arkadaşınız sizi bir şey yapmaya davet ettiyse,

then I think that's a sign

bence bu,

that that's somebody you can feel comfortable with,

if you don't understand, saying,

anlamadığınız takdirde

"I'm sorry, you're speaking a little too fast.

"Üzgünüm, biraz fazla konuşuyorsunuz" diyerek yanında rahat hissedebileceğiniz birinin işaretidir. hızlı.

"What did you say?"

"Ne dedin?"

Or something like that.

Veya onun gibi bir şey.

They've invited you into a more intimate relationship,

Seni daha samimi bir ilişkiye,

a less formal relationship, so I think you can feel free

daha az resmi bir ilişkiye davet ettiler, bu yüzden

to take advantage of that and ask for clarification.

bundan faydalanıp açıklama istemekte özgürsün.

Maybe they use an idiom or a phrasal verb you don't know,

Belki kullanırlar. bilmediğin bir deyim ya da fiil öbeği,

great opportunity for you to ask.

sorman için harika bir fırsat.

Now, let's flip this around

Şimdi bunu tersine çevirelim

and say no one's asking you at work to do something.

ve işte kimse senden bir şey istemiyor diyelim.

What about starting it yourself?

Kendin başlatmaya ne dersin? İster

I think a great thing that you can look for

işte,

as you're wanting to connect with more people,

whether it's at work or maybe you go to church

ister kiliseye gidiyor olun veya katıldığınız

or you have some sort of religious group

bir tür dini grubunuz olsun, daha fazla insanla bağlantı kurmak istediğinizde,

that you participate with, if you're looking,

aradığınız

any group of people that you're seeing regularly,

herhangi bir insan grubunu arayabilirsiniz. Düzenli olarak görüşüyorsanız,

if you're looking to take it a step further,

bir adım daha ileri götürmek istiyorsanız, bence

I think always look for

her zaman

some common interest that you might have.

sahip olabileceğiniz ortak bir ilgi alanı arayın.

So for example, if at the office you come to realize

Örneğin, ofiste

that your co-worker is really into the Marvel action movies

iş arkadaşınızın Marvel aksiyon filmlerine

or whatever and you are too, discuss it, talk about it,

ya da her neyse ona gerçekten ilgi duyduğunu fark ederseniz ve siz de öyleyseniz, bunu tartışın, bunun hakkında konuşun

and then maybe at some point say,

ve sonra belki bir noktada

"Hey, let's go see the new one", or whatever.

"Hey, haydi gidelim" diyebilirsiniz. git yenisini gör " ya da her neyse. Halihazırda sahip olduğunuz ortak

Find something that you already have in common

bir şey bulun

and then use that as a way

ve bunu

to invite somebody to do something.

birini bir şey yapmaya davet etmenin bir yolu olarak kullanın.

And also, don't be afraid to ask somebody.

Ayrıca, birine sormaktan korkmayın.

It's not unusual in a work environment

to see if a co-worker wants to do something outside of work.

Bir iş arkadaşının iş dışında bir şey yapmak isteyip istemediğini görmek, çalışma ortamında alışılmadık bir durum değildir.

So, definitely, in America,

Yani, kesinlikle, Amerika'da

that's a pretty common thing to happen.

bu oldukça yaygın bir şey. Bu

So definitely feel free,

yüzden kesinlikle çekinmeyin,

or even if you're just having a good conversation

ya da sadece iyi bir konuşma yapıyor olsanız bile

to just say, "Oh, do you want to meet up after work

, "Ah, işten sonra biraz buluşmak ister misin

"for a little bit?

?"

"Do you have time?"

"Zamanın varmı?"

Or something like that.

Ya da böyle bir şey.

I think also realizing that somebody has a common interest

Bence aynı zamanda birisinin daha

even at just during that conversation,

o konuşma sırasında bile ortak bir ilgiye sahip olduğunu fark etmek,

that means that the person is gonna be really interested

o kişinin

in what you have to say.

sizin söyleyeceklerinizle gerçekten ilgileneceği anlamına gelir.

That I think means it's a good time to say to yourself,

Bence bu, kendinize,

okay, this person is probably gonna be fine with me saying,

tamam, bu kişinin muhtemelen

"Hey, I didn't quite catch that, can you say that again?"

"Hey, bunu tam olarak anlayamadım , tekrar söyleyebilir misin?"

Or even after you've said something

Ya da

that you're not sure is quite right,

tam olarak doğru olduğundan emin olmadığınız bir şey söyledikten sonra bile,

that kind of a person is a good person to say,

bu tür bir insan ,

"Hey, did I say that right?

"Hey, doğru mu söyledim?

"I wasn't sure if I said that right."

"Doğru söylediğimden emin değildim.

I think making people your conversation partner,

Bence insanları sohbet partneriniz yapmak için,

it often just takes a little bit of courage in saying,

"Hey, did I say that right?

"Hey, bunu doğru mu söyledim?

"Hey, would you mind just saying that again?

"Hey, bir daha söyler misin?

"I wasn't quite sure I caught it."

"Anladığımdan pek emin değildim."

Almost always people are really willing to jump in and say,

Neredeyse her zaman insanlar araya girip, "

"Oh, actually, yeah, you almost had it right,

Aslında, evet, neredeyse doğru anlıyordun,

"but there was this one little part,

" demeye gerçekten isteklidirler. küçük bir kısım vardı,

"let me tell you about it."

"sana anlatayım."

People love to help.

İnsanlar yardım etmeyi sever. -

- And they might not correct you if not prompted.

Ve sorulmazsa seni düzeltmeyebilirler.

- I would say that even stronger,

- Daha da güçlü bir şekilde,

they're likely to not correct you.

muhtemelen seni düzeltmeyeceklerini söyleyebilirim.

I think Americans are,

Bence Amerikalılar öyle,

I think some cultures would be much more free

bence bazı kültürler

to jump in and say, "Oh, you said that a little bit off."

araya girip şöyle diyebilir: "Ah, bunu biraz yanlış söyledin."

Thinking back to being in Italy,

İtalya'da olmayı düşündüğümde,

I feel like Italian culture, it's more kind of out there,

İtalyan kültürü gibi hissediyorum, daha çok oralarda bir yer. ,

and people might say, "Oh you said that a little bit wrong."

ve insanlar şöyle diyebilir, "Ah, bunu biraz yanlış söyledin."

I think Americans are very reticent to initiate that,

Bence Amerikalılar bunu başlatmakta çok çekingenler,

but very ready to give you that feedback if you ask for it.

ancak isterseniz size bu geri bildirimi vermeye çok hazırlar .

That would be my take on it.

Benim görüşüm bu olurdu.

- And this is reminding me, as we're talking about work,

- Ve bu bana iş hakkında konuşurken şunu hatırlattı

I'm thinking, okay, one of my other students

: Tamam,

in Rachel's English Academy, Sam, works in Silicon Valley,

Rachel's English Academy'deki diğer öğrencilerimden biri olan Sam, Silikon Vadisi'nde çalışıyor

and he was saying so many of his co-workers,

ve iş arkadaşlarının birçoğunun,

the vast majority were non-native speakers.

büyük çoğunluk anadili olmayan kişilerdi.

And so, even though he was interacting with people

Ve bu nedenle,

all throughout the day, and he lives in America,

tüm gün boyunca insanlarla etkileşime girmesine ve Amerika'da yaşamasına rağmen,

he still felt like he was not immersed in American English,

Amerikan İngilizcesine dalmış gibi hissetmiyordu,

which he really wanted to be

ki Amerikan İngilizcesinde

because he wanted to get better at it.

daha iyi olmak istediği için gerçekten olmak istiyordu.

So this is the same issue that Clarence was having.

Yani bu, Clarence'ın sahip olduğu sorunun aynısı.

All of his friends were international students.

Arkadaşlarının hepsi uluslararası öğrencilerdi.

Where are other places?

Diğer yerler nerelerdir?

How can you start relationships with people,

İnsanlarla nasıl ilişki kurabilirsin,

start friendships with people?

insanlarla nasıl arkadaşlık kurabilirsin?

I had a couple of ideas.

Birkaç fikrim vardı.

One of them is, when I was studying in Europe,

Bunlardan biri, Avrupa'da okurken,

the place where I was studying, the Goethe-Institut,

okuduğum yer olan Goethe-Institut'un dil öğrenmek

had a program where it matched people

isteyenlerle eşleştiği bir programı vardı

who wanted to learn languages,

,

so I was matched with somebody who lived there in Germany

bu yüzden orada Almanya'da yaşayan ve dil öğrenmek isteyen biriyle eşleştirildim.

that wanted to learn English.

ingilizce öğrenmek için.

That became a great way for me to practice German

Bu benim için hem Almanca pratik yapmak

and also to have a friend.

hem de bir arkadaş edinmek için harika bir yol oldu.

And so I would say look for programs where

Ve böylece,

maybe there's a language school, let's say you speak Arabic,

belki bir dil okulunun olduğu programları arayın derim, diyelim ki Arapça konuşuyorsunuz,

find a language school, if they're giving Arabic classes

bir dil okulu bulun, eğer Arapça dersleri veriyorlarsa

and especially intermediate or advanced classes,

ve özellikle orta veya ileri seviye dersler veriyorlarsa,

contact them and say, "I'm a native Arabic speaker.

onlarla iletişime geçin ve "Ben bir anadili Arapça olan biri.

"Do you have any program

"Anadili "Amerikalılarla buluşturan herhangi bir programınız var mı

"where you connect your native speakers with Americans?

? "

"'Cause I'd love a language exchange."

Çünkü bir dil değişimini çok isterim."

It's a possibility.

Bu bir olasılık.

And then it's really a win-win 'cause you're both invested,

Ve o zaman gerçekten bir kazan-kazan çünkü ikiniz de yatırım yaptıysanız,

you're both wanting the same thing.

ikiniz de aynı şeyi istiyorsunuz.

And when you're meeting someone regularly,

Ve düzenli olarak biriyle tanıştığınızda,

it's very possible that a real friendship

gerçek bir arkadaşlığın gelişmesi çok olasıdır

can develop, I think.

, bence.

- Absolutely.

- Kesinlikle.

- Another thing that I've talked about before is,

- Daha önce bahsettiğim başka bir şey de ,

how can you create a space

nasıl olur?

where you're seeing the same people regularly?

Aynı insanlarla düzenli olarak görüştüğün bir alan yaratıyorsun.

If it's not work, if it's not school,

İş değilse, okul değilse

and there are various clubs,

ve çeşitli kulüpler varsa,

there's a running club in Philadelphia.

Philadelphia'da bir koşu kulübü var.

In our neighborhood, there's like a mom's meetup group.

Mahallemizde anneler buluşma grubu gibi bir şey var.

Look for that kind of thing.

bu tür şeyler.

What's your interest?

İlgi alanın nedir?

Search for it online,

İnternette araştırın, insanların buluştuğu

see if there's a local group where people are meeting up.

yerel bir grup olup olmadığına bakın .

There's the the dad's meetup once a month,

Ayda bir babanın daha

that you've been to before.

önce gittiğin buluşması var.

That's a great way to maybe connect with people

Bu, insanlarla

more than once.

birden fazla kez bağlantı kurmanın harika bir yolu.

And I really think when it comes to friendship,

Ve gerçekten arkadaşlık söz konusu olduğunda,

in the podcast, I was talking about my friend Cara

podcast'te,

who will chat up anybody on the subway,

metroda, market kuyruğunda herhangi biriyle sohbet eden arkadaşım Cara'dan bahsediyordum

in the line at the grocery store, it doesn't matter,

, önemli değil

and she sometimes exchanges numbers

ve bazen numara değiş tokuşu yapıyor

and makes friends with people.

ve insanlarla dostluk kurar.

Most people aren't like that.

Çoğu insan böyle değil.

Most people need a time or two of meeting somebody

Çoğu insan,

in sort of a more structured environment

to let friendship develop. - I think that's right.

arkadaşlığın gelişmesine izin vermek için daha yapılandırılmış bir ortamda biriyle bir veya iki kez tanışmaya ihtiyaç duyar. - Bence bu doğru.

Another thing I was thinking about is,

Düşündüğüm başka bir şey de,

I've played co-ed soccer in an intramural league,

okul içi bir ligde karma futbol oynadım

and in that league you can sign up as an individual person,

ve o ligde bireysel olarak kayıt olabilirsiniz,

you don't have to be part of a team already,

zaten bir takımın parçası olmanıza gerek yok

and I think this is a pretty big trend in a lot of cities

ve bence Bu,

in the US where all kinds of sports

ABD'deki

from kickball and really informal sorts of sports,

kickball ve gerçekten resmi olmayan spor türlerinden,

all the way up to obviously competitive intramural sports

açık bir şekilde rekabetçi okul içi sporlara kadar her türlü sporun

are happening, I think it's a trend not just in Philadelphia

yapıldığı birçok şehirde oldukça büyük bir trend, bence bu sadece Philadelphia'da değil,

but people are using the internet to easily sign up

aynı zamanda bir trend. insanlar

for those kinds of leagues. - Great point.

bu tür liglere kolayca kaydolmak için interneti kullanıyor. - Harika nokta.

- And you sign up for something like that,

- Ve böyle bir şeye kaydolursanız,

especially if you sign up as an individual,

özellikle bireysel olarak kaydolursanız,

you're just gonna get plunked on a team,

bir takıma atılırsınız

and of course that's incredibly terrifying

ve tabii ki bu

to show up for the first game,

ilk oyunda ortaya çıkmak inanılmaz derecede ürkütücüdür,

but it forces you to meet native speakers,

ancak sizi tanışmaya zorlar. ana dili İngilizce olan kişiler,

it forces you to use some conversation.

sizi biraz sohbet etmeye zorlar.

And also, I think that, again, there's sort of a happy hour,

Ve ayrıca, bence yine, bir tür mutlu saatler var, bu liglerin ve organizasyonların çoğunda

let's grab a drink after the game culture,

oyun kültüründen sonra bir şeyler içelim

in a lot of those leagues and organizations,

and so be ready to say, "Yeah, yeah, I'm in, let's go."

ve bu yüzden "Evet, evet, ben varım" demeye hazır olun. , Hadi gidelim."

And then, even if it's 10 people,

Ve sonra, 10 kişi bile olsa,

you don't have to make friends with all of them,

hepsiyle arkadaş olmak zorunda değilsin,

but maybe there's one person

ama belki bir şekilde bağ kurduğun bir kişi vardır

who you kind of have a connection with and you can say,

ve

"Hey, I'll see you next week, it was great to meet you."

"Hey, haftaya görüşürüz" diyebilirsin. , Seninle tanışmak harikaydı."

Any kind of club or anything that's interesting to you.

Herhangi bir tür kulüp ya da ilgini çeken herhangi bir şey .

- And if sports isn't your thing,

- Ve eğer spor size göre değilse,

I think there is a lot of gaming,

bence çok fazla oyun var,

a lot of stuff set up around gaming,

oyun etrafında kurulmuş birçok şey var, hem

both traditional games like board games, card games,

tahta oyunları, kart oyunları gibi geleneksel oyunlar,

and then of course video games, which we know nothing about,

hem de tabii ki hakkında hiçbir şey bilmediğimiz video oyunları. ,

but we know that they're very huge at this point in time.

ancak bu noktada çok büyük olduklarını biliyoruz.

And that people are going

Ve insanlar gidip

and watching other people play and stuff.

diğer insanların oyun oynamasını filan izliyor.

So, whatever, however you like to spend your time,

Yani, ne olursa olsun, zamanınızı nasıl geçirmek isterseniz,

try to find a group of people doing the same thing.

aynı şeyi yapan bir grup insan bulmaya çalışın.

So let's get into some things

Öyleyse

that are a little bit more American specific.

biraz daha Amerika'ya özgü bazı şeylere geçelim.

How do you feel,

Nasıl hissediyorsunuz,

do you feel that Americans are approachable?

Amerikalıların cana yakın olduğunu düşünüyor musunuz ?

And if someone approached you,

Ve birisi size yaklaşsaydı,

how would you want them to approach you?

onların size nasıl yaklaşmasını isterdiniz?

I guess is my question.

Sanırım benim sorum.

Some people, there can be a big cultural unknown,

Bazı insanlar, büyük bir kültürel bilinmezlik olabilir

and someone might say,

ve birisi,

"Well, I would never do that in my own country,

"Ben bunu kendi ülkemde asla yapmazdım

"that would be interpreted as this.

" diyebilir, bu da şu şekilde yorumlanır.

"I'm afraid to do that here."

"Bunu burada yapmaktan korkuyorum."

If someone at work, say, wanted to be your friend,

Örneğin, iş yerindeki biri arkadaşınız olmak isteseydi

and how would they approach you

ve size

in a way that would make you feel open to that,

buna açık hissetmenizi sağlayacak şekilde nasıl yaklaşırdı,

do you think?

sizce?

- Yeah, that's actually a really

- Evet, aslında

difficult question to answer, I think.

cevaplaması çok zor bir soru bence.

For me, the default should be to be pretty direct.

Benim için varsayılan, oldukça doğrudan olmalıdır.

"You can be as direct as I am

"Amerika'da arkadaş edinme kültüründe yeni olduğum kadar "doğrudan" olabilirsin

"new to the culture of making friends in America.

.

"And it was great talking with you about the movie

"Öğle yemeğinde sizinle film hakkında konuşmak harikaydı

"over lunch, would you be open to hanging out sometime?"

, bir ara takılmaya açık olur musunuz?" Diğer

I do think that Americans,

compared to a lot of other cultures can come off

birçok kültürle karşılaştırıldığında Amerikalıların

as a little bit chilly or standoffish.

biraz soğuk veya mesafeli olduğunu düşünüyorum. Bence bunun

But I think that right behind that is a desire to connect,

hemen arkasında bir bağlantı kurma arzusu var

and I would say being direct is the way to go.

ve ben doğrudan olmanın yol olduğunu söyleyebilirim.

You could sit back and try to figure out,

"Well maybe if I did it this way or this way or this way",

,

put yourself out there and take on this sort of,

kendini ortaya koy ve bu tür şeyleri üstlen,

even if you have to fake it,

numara yapmak zorunda kalsan bile,

take on the spirit of courage and directness

cesaret ve dürüstlük ruhunu üstlen

and just say, "Hey, would you be up for going

ve sadece "Hey,

"to lunch sometime?

bir ara öğle yemeğine" gitmek ister misin?

"Or what about coffee some afternoon?"

Bir öğleden sonra kahve içelim mi?" Bunun

You just gotta go for it.

peşine düşmelisin. -

- What do you think about this idea?

Bu fikir hakkında ne düşünüyorsun?

I think a lot of people are interested in

Bence pek çok insan

things they don't know much about,

hakkında fazla bir şey bilmediği şeylerle ilgileniyor

and a lot of people love having a hook-up,

ve pek çok insan takılmayı seviyor. , bir

someone that knows a lot about something.

şey hakkında çok şey bilen biri.

What if someone approached you and said,

Ya biri size yaklaşıp, diyelim ki

like let's say a Japanese co-worker, and said,

Japon bir iş arkadaşınız dese ve

"Hey, there's this great Japanese restaurant,

"Hey, harika bir Japon restoranı var,

"do you want to come with me sometime?

"bir ara benimle gelmek ister misin?

"And I can show you all the best foods."

"Ve sana en iyi yiyecekleri gösterebilirim."

Or something like that, a way to invite them

Veya bunun gibi bir şey, onları

into your own culture in a way within America

Amerika'da bir şekilde kendi kültürünüze davet etmenin

or to be able to share something unique about yourself

veya kendinizle ilgili benzersiz bir şeyi paylaşabilmenin bir yolu,

could also be a really great way to pique someone's interest

birinin size

in you and what you have to offer.

ve sunduğunuz şeye ilgisini çekmenin gerçekten harika bir yolu olabilir.

- Yeah, I think that's a great point.

- Evet, bence bu harika bir nokta.

And related, no matter what kind of activity,

Ve bununla ilgili, ne tür bir aktivite olursa olsun,

if you know that you're interested in going to something

bir şeye gitmekle ilgilendiğinizi

or planning to go to something, you can say,

veya bir şeye gitmeyi planladığınızı biliyorsanız,

"Hey, on Friday right after work,

"Hey, Cuma günü işten hemen sonra,

"I'm going to a show that just opened that the museum.

"Bir gösteriye gidiyorum" diyebilirsiniz. bu sadece müzeyi açtı.

"Any chance you'd like to join me for that?"

" Bunun için bana katılmak ister misin?"

Because that gives the person a lot of space to say,

Çünkü bu, kişiye

"Oh no, I can't, thanks anyway."

"Ah hayır, yapamam, yine de teşekkürler" demesi için bolca alan sağlar.

That's a little bit easier than saying,

Bu,

"Hey, can you and I do something sometime?

"Hey, sen ve ben bir ara bir şeyler yapabilir miyiz?

"I have a plan, would you like to come with me on it?"

"Bir planım var, benimle gelmek ister misin?

It implies, "I'm going either way."

" demekten biraz daha kolay.

It makes it more casual.

daha gündelik.

- And it's also a really good point,

- Ayrıca bu gerçekten iyi bir nokta,

if you find something that's happening locally

eğer yerel olarak

that's really interesting,

gerçekten ilginç olan bir şey bulursanız,

then that can be part of what's happening.

o zaman bu olanların bir parçası olabilir.

I personally think a lot of Americans like doing things.

Şahsen pek çok Amerikalı bir şeyler yapmayı sever.

And so the idea of just sitting down to a conversation

Ve bu yüzden sadece fikir

with somebody with no purpose

Amacı olmayan biriyle oturup sohbet etmek

might seem a little bit strange,

biraz tuhaf gelebilir

but if it's the idea of going

ama eğer gidip biriyle ilginç

and doing something interesting with someone

bir şeyler yapmak

that that might be more appealing.

daha çekici gelebilir.Dediğiniz

Invite them to, like you said, a museum opening,

gibi onları bir müze açılışına davet edin

or a concert, or in Philadelphia,

veya Bir konser ya da Philadelphia'da yazın dışarıda

there's all sorts of interesting events going on

bir sürü ilginç olay oluyor

in the summer outside, this kind of thing.

, bu tür şeyler.

So that could also be a great way to

Yani bu aynı zamanda birine ilk soru sormak için harika bir yol olabilir

make that first ask of somebody,

,

taking them from a co-worker to hanging out once could be,

onları bir iş arkadaşından asmaya götürebilir. Bir zamanlar olabilir,

invite them into your own culture in some way,

onları bir şekilde kendi kültürünüze davet edin

or invite them to go do something really cool

veya onları

within the city or the place where you live.

şehirde veya yaşadığınız yerde gerçekten harika bir şeyler yapmaya davet edin.

So to wrap this up, making friends in America can be hard,

Sonuç olarak, Amerika'da arkadaş edinmek zor olabilir

and one thing we didn't get to is that for both you and me,

ve anlaşamadığımız bir şey var ki, hem senin hem de benim için

after college, we've had a hard time making friends,

üniversiteden sonra arkadaş edinmekte zorlandık,

like where do you meet people?

mesela insanlarla nerede tanışırsın? ?

And this is something I've discussed with other friends too

Ve bu, yeni bir yere taşınan diğer arkadaşlarımla da tartıştığım bir konu

when they move somewhere new.

.

So if you're a non-native speaker living in the US

Dolayısıyla, ABD'de yaşayan ve anadili İngilizce olmayan biriyseniz

and you're feeling this, you're not alone.

ve bunu hissediyorsanız, yalnız değilsiniz.

I also feel that it's hard to make friends.

Ayrıca arkadaş edinmenin zor olduğunu da hissediyorum.

But a couple of ways to try to do that,

Ancak bunu yapmanın birkaç yolu, yapılandırılmış

find places where you'll be seeing the same people

more than once in a structured environment.

bir ortamda aynı insanları birden fazla göreceğiniz yerler bulmaktır .

And say yes if you get asked to do something,

Ve sizden bir şey yapmanız istenirse evet deyin,

try to be outgoing,

dışa dönük olmaya çalışın

and maybe even be the person to make the ask.

ve hatta belki de bu soruyu soran kişi olun.

And this is something that we've talked about,

Ve bu,

as I said, in the podcast and I thought,

söylediğim gibi, podcast'te konuştuğumuz bir şey ve düşündüm ki, yani,

I mean, that's been really well received,

bu gerçekten iyi karşılandı,

I think that's been really helpful for people,

bence bu insanlara gerçekten yardımcı oldu,

so you don't have to go anywhere to find that,

bu yüzden herhangi bir yere gitmenize gerek yok. onu bul,

I don't want to make you click,

seni tıklatmak istemiyorum,

we're gonna play it right now.

hemen şimdi oynayacağız.

Keep in mind it's just audio, but we'll play it here,

Unutmayın, bu sadece ses, ama burada çalacağız

and if you want a transcript of that podcast,

ve eğer o podcast'in dökümünü istiyorsanız, podcast'lerimin

all of the transcripts from my podcasts are free

tüm transkriptleri ücretsiz

and I'll put the link on the screen

ve bağlantıyı ekrana

and also in the video description,

ve ayrıca video açıklamasına koyacağım

or you can go download a free transcript of the podcast.

veya podcast'in ücretsiz bir dökümünü indirebilirsiniz.

So do you have any other words or ideas of advice for people

Peki

who were not born in America, living in America,

Amerika'da doğmamış , Amerika'da yaşayan,

trying to connect with Americans?

Amerikalılarla bağlantı kurmaya çalışan insanlara başka bir sözünüz veya tavsiye fikriniz var mı?

- Yeah well, no I think, as you were talking, it just,

- Evet, hayır, bence, sen konuşurken,

it brought up for me how much Americans

bu bana Amerikalıların da ne kadar çok

are looking for connection too.

bağlantı aradığını hatırlattı.

It might feel one-sided, like,

"Ah, I have to put myself out there,

"Ah, kendimi oraya koymalıyım

"and it's not my native language",

" ve bu benim ana dilim değil "gibi tek taraflı gelebilir,

but I think as you practice that

ama bence bunu pratik yaptıkça

and maybe get shot down a couple times, who cares?

ve belki birkaç kez vurulurken, kimin umurunda?

I think you'll find that a lot of Americans

Sanırım pek çok Amerikalının da

are really seeking that kind of more real connection too.

gerçekten bu tür daha gerçek bir bağ aradığını göreceksin.

So just kind of trust that and go for it.

O yüzden buna biraz güven ve devam et.

- Yes, I think that's a great point,

- Evet, bence bu harika bir nokta,

even though it might not seem like it,

öyle görünmese de.

if you're willing to break the ice,

Buzları kırmaya istekliysen,

I think you might find that there's a lot of willingness

to connect and to be friends.

bağlantı kurmak ve arkadaş olmak için çok fazla istek olduğunu görebilirsin.

- Okay, well David, thanks for joining me

- Tamam, pekala David, Amerika'daki arkadaşlıklar hakkındaki bu konuşma için bana katıldığınız için teşekkürler

for this conversation about friendships in America.

.

That's it guys, thanks so much for using Rachel's English,

İşte bu kadar çocuklar. Rachel'ın İngilizcesini kullandığınız için çok teşekkürler

and stay tuned to listen to that podcast.

ve bu podcast'i dinlemek için bizi izlemeye devam edin.

You are listening to the Rachel's English Podcast.

Rachel's English Podcast'i dinliyorsunuz.

I'm so glad to have you here.

Burada olduğunuz için çok mutluyum.

In this podcast, we discuss topics in American conversation,

Bu podcast'te Amerikan konuşması,

pronunciation and culture.

telaffuzu ve kültürüyle ilgili konuları tartışıyoruz. .

And today's episode focuses on culture.

Ve bugünkü bölüm kültüre odaklanıyor.

If you would like a free transcript for this podcast,

Bu podcast için ücretsiz bir transkript istiyorsanız,

just visit RachelsEnglish.com/podcast

RachelsEnglish.com/podcast adresini ziyaret edin

and look for this episode.

ve bu bölümü arayın.

Today, I'm here with my husband David.

Bugün kocam David ile buradayım.

Hey, David.

Merhaba David.

- Hey, everybody.

- Selam millet.

- And we're going to talk about

- Ve

friendships in America.

Amerika'daki dostluklardan bahsedeceğiz.

David, you have lots of friends.

David, bir sürü arkadaşın var.

- I do.

- Evet.

- So I think you're probably gonna have

- Bence muhtemelen

a lot to add to this one.

buna ekleyeceğiniz çok şey olacak.

- All right.

- Elbette.

- So I went to,

- Gittim,

the thing that made me think about this podcast

bu podcast hakkında beni düşündüren şey,

is two different emails that I got.

aldığım iki farklı e-posta oldu.

Actually, one was a comment on YouTube.

Aslında, biri YouTube'da bir yorumdu.

And this person whose username is Management Courses said,

Ve kullanıcı adı Management Courses olan bu kişi, "

"You're so lucky to have friends who are supportive,

"both males and females."

Hem erkek hem de kadın" destekleyici arkadaşlarınız olduğu için çok şanslısınız.

David, this was on a video that I made with Dave at

the 4th of July when we were in Clark Park

Clark Park'ta

talking about 4th of July traditions.

4 Temmuz geleneklerinden bahsediyoruz.

- Right, okay. - Do you remember that video?

- Doğru, tamam. - O videoyu hatırlıyor musunuz?

- Yeah, I do.

- Evet, hatırlıyorum.

- I'll link to that video

- Gösteri notlarında o videonun bağlantısını vereceğim

in the show notes, everybody,

millet,

but it was me with a friend, who's a man,

ama bir arkadaşımla bendim. , kim erkek,

discussing what we like to do on the 4th of July.

4 Temmuz'da ne yapmaktan hoşlandığımızı tartışıyor.

So this person says, "Can you make a video

Bu kişi, "Nasıl daha destekleyici arkadaşlıklar kurulacağına dair bir video çeker misin" diyor

"on how to build more supportive friendships?

?

"What do you do to be a better friend?

"Daha iyi bir arkadaş olmak için ne yaparsın?

"In my culture, after marriage,

"Benim kültürümde, evlendikten sonra,

"the wife's friendships suffer,

"karının arkadaşlıkları zarar görür

"and you can't keep close friendships with the opposite sex.

" ve karşı cinsle yakın dostluklar sürdüremezsin.

"I had the misconception that Americans

don't value friendship,

"or their friendships are not long-lasting, or shallow.

, veya sığ.

"Your videos showed me the opposite."

"Videolarınız bana tam tersini gösterdi."

So that's great, I'm so glad that my videos showed

Bu harika, videolarımın

that Americans do value friendship,

Amerikalıların dostluğa değer verdiğini

and that friendships are not just shallow or short-lived.

ve arkadaşlıkların sadece sığ veya kısa ömürlü olmadığını göstermesine çok sevindim.

- Absolutely.

- Kesinlikle.

- But so, let's try to talk

- Ama öyle ,

a little bit about friendships.

biraz arkadaşlıklar hakkında konuşmaya çalışalım.

Let's focus in on some of the specific questions.

Bazı belirli sorulara odaklanalım.

How to build more supportive friendships?

Daha destekleyici arkadaşlıklar nasıl kurulur?

Now part of what's so great about having David

Şimdi, David'in bu podcast'te yer almasının harika yanlarından biri,

on this podcast is not only does he have a ton of friends,

onun bir ton arkadaşının olması değil. ,

but he's also a therapist,

ama aynı zamanda bir terapist

and so he talks to a lot of other people

ve bu yüzden birçok başka insanla

about their friendships and their relationships in general,

arkadaşlıkları ve genel olarak ilişkileri hakkında konuşuyor

and has a lot of things to say about

ve bu tür şeyler hakkında söylenecek çok şeyi olduğunu

this kind of thing, I think.

düşünüyorum.

David, what would you say makes a better friend?

David, ne dersin? daha iyi bir arkadaş mı?

Makes someone a good friend?

Birini iyi bir arkadaş yapar mı?

- Sure.

- Tabii.

First of all I guess while I'm thinking of it,

Her şeyden önce sanırım bunu düşünürken,

I think part of what's interesting is that

sanırım ilginç olan şey,

from a non-native speaker's perspective

ana dili İngilizce olmayan

or someone who's new to American culture,

veya Amerikan kültüründe yeni olan birinin bakış açısından,

I think because of advertising and sort of

reklamcılık yüzünden ve bir nevi

just the way things look from the outside,

olayların dışarıdan görünüşü yüzünden,

I think it's easy to assume that for all of us really

bence hepimiz için

that for other people, making friends is really easy.

diğer insanlar için arkadaş edinmenin gerçekten kolay olduğunu varsaymak kolay.

I think it's something that we feel like

Bence bu, yapabilmemiz gerektiğini düşündüğümüz bir şey

we should be able to do,

,

well, everybody else is out there having a good time,

peki, dışarıda herkes iyi vakit geçiriyor,

look at everybody on TV, when in reality,

televizyondaki herkese bakın, gerçekte,

I think the opposite is true,

bence tam tersi doğru,

I think the majority of people are either

bence insanların çoğunluğu Ya

wishing they had more friendships

daha fazla arkadaşlıkları olmasını diliyorlar

or wishing that things about the friendships

ya da sahip oldukları arkadaşlıklarla ilgili bazı şeylerin

that they do have might be a little bit different,

biraz farklı olmasını diliyorlar,

like they often wish that they were more close

tıpkı genellikle

with more people.

daha fazla insanla daha yakın olmayı diledikleri gibi.

So I think that's the first thing that popped in my mind

Bu yüzden sanırım aklıma ilk gelen şey,

is that a lot of people,

pek çok insanın,

non-native speakers and native speakers alike

ana dili İngilizce olmayan ve anadili İngilizce olanların benzer şekilde

struggle with this, even though I don't think,

bununla mücadele etmesi, düşünmeme rağmen,

I mean, I really appreciate the courage in the question

yani, sorudaki cesareti gerçekten takdir ediyorum.

because I don't think a lot of people bring this up.

çünkü pek çok insanın bunu gündeme getirdiğini düşünmüyorum.

- Yeah, it's a good point.

- Evet, bu iyi bir nokta. Demek istediğim,

I mean as I'm sitting here listening to you talk about this

burada oturmuş sizin bu konuda konuşmanızı dinlerken,

I'm thinking I could definitely say that this is true

bunun

of me living in Philadelphia.

Philadelphia'da yaşayan benim için kesinlikle doğru olduğunu söyleyebilirim diye düşünüyorum.

I've been here for three years now

Üç yıldır buradayım

and I'm definitely starting to make some friends

ve kesinlikle

that feel like really, really quality friendships,

gerçekten, gerçekten kaliteli arkadaşlıklar gibi hissettiren bazı arkadaşlar edinmeye başlıyorum,

but I can't say that I've made any of those by myself.

ancak bunların hiçbirini kendi başıma yaptığımı söyleyemem.

They're all friends that I made through David,

Hepsi David aracılığıyla edindiğim,

that David already had established

David'in zaten

some sort of a relationship with,

bir tür ilişki kurmuş olduğu arkadaşlar,

like I haven't met somebody that I have turned

sanki arkadaşa dönüştürdüğüm biriyle tanışmadım

into a friend, really, on my own.

, gerçekten, kendi başıma.

- You've been connected to some friends of friends.

- Bazı arkadaşların arkadaşlarına bağlandın.

- Yeah. - Also.

- Evet. - Ayrıca.

- I mean, that's always the end, right?

- Demek istediğim, bu her zaman sondur, değil mi?

When you move somewhere new, you look for connections

Yeni bir yere taşındığınızda, zaten orada olan insanlarla bağlantı kurmanız gereken bağlantıları ararsınız

you have to people that are there already,

,

but as far as if you were moving to America to go to school

ama sanki Amerika'ya okula gitmek

or for a job or something where you didn't already have

veya bir iş için veya daha önce hiç kimsenin olmadığı bir şey için taşınıyormuşsunuz gibi.

anyone established in that town or in that city,

kasabada veya o şehirde,

that would make it really hard to know where to start.

bu nereden başlayacağınızı bilmeyi gerçekten zorlaştırır.

And I think for me, I could definitely say as an adult

Ve bence kendi adıma, bu deneyimin üç yılında bir yetişkin olarak kesinlikle söyleyebilirim ki

three years into that experience,

,

I don't really have people that I have met

gerçekten tanıştığım insanlara sahip değilim

because I have been introduced to them in a way other than

çünkü onlarla zaten

through someone I already knew.

tanıdığım biri aracılığıyla başka bir şekilde tanıştırıldım.

- Yeah, I follow.

- Evet, takip ediyorum.

Right, it's not easy.

Doğru, kolay değil.

- No, it's really but.

- Hayır, gerçekten ama.

But having said that, we do have good friends here

Ancak bunu söyledikten sonra, burada iyi arkadaşlarımız var

and it is true that Americans do value friendship,

ve

even though probably a lot of people

muhtemelen birçok insan sahip olduklarından

might like to have more friends

daha fazla arkadaşa

or more closer friendships than they have.

veya daha yakın arkadaşlığa sahip olmak istese de, Amerikalıların arkadaşlığa değer verdiği doğrudur.

- Yeah, I think to answer that part of her question,

- Evet, sorusunun bu kısmını cevaplamak için düşünüyorum,

absolutely I think Americans very much value friendships.

kesinlikle Amerikalıların arkadaşlıklara çok değer verdiğini düşünüyorum.

Of course, it looks different in in all cultures,

Tabii ki, tüm kültürlerde farklı görünüyor,

but I think also something,

ama aynı zamanda bir şey düşünüyorum

and the comment is also true that it can,

ve olabileceği yorumu da doğru,

it can be difficult when it is across gender.

cinsiyetler arası olduğunda zor olabilir.

I mean, yes, your video with Dave at the park,

Demek istediğim, evet, Dave ile parkta videonuz,

it's a great video and you guys are good friends

bu harika bir video ve siz ikiniz iyi arkadaşsınız

and it is not a big deal at all,

ve bu hiç de önemli değil,

but I also think it's not uncommon for that to be

ama aynı zamanda bunun ilişkilerde gerginliğe

something that causes tension in relationships--

neden olan bir şey olmasının da alışılmadık bir durum olmadığını düşünüyorum. --

- And complication, yeah, I thought it--

- Ve karmaşıklık, evet, düşündüm ki--

- Not really complication, but tension.

- Gerçekten karmaşıklık değil, gerilim. Partnerinize

There's a temptation to be distrustful of your partner.

güvenmemek için bir ayartma var .

- Yes, but I'm talking about for single people,

- Evet ama bekarlardan bahsediyorum,

there's complication there.

orada bir komplikasyon var.

I mean you're talking about if you're married,

Yani evliysen bahsediyorsun,

then like this person said, after marriage,

o zaman bu kişinin dediği gibi, evlendikten sonra

then friendship suffers and you can't keep close friends,

arkadaşlık zarar görür ve yakın arkadaş olamazsın, karşı cinsle

keep close friendship with the opposite sex.

yakın arkadaşlığı sürdüremezsin .

- Yeah, I was commenting on that part.

- Evet, o kısım hakkında yorum yapıyordum.

- Okay, so yes, you're right,

- Tamam, yani evet, haklısın,

it can be complicated if David had,

David'in olsaydı işler karışabilir,

although you do have really close friends that are women,

gerçi gerçekten kadın olan çok yakın arkadaşların var

and it's not weird for me, yeah,

ve bu benim için tuhaf değil, evet,

but I suppose it could be,

ama sanırım olabilir,

depending on if one friendship just really

birine bağlı arkadaşlık gerçekten

set out from the rest, stood out from the rest

diğerlerinden yola çıktı,

as being just extra super important to you,

senin için ekstra süper önemli olarak diğerlerinden sıyrıldı,

that could be hard for me.

bu benim için zor olabilir.

- Well, I'm not saying it should cause tension,

- Gerginlik yaratsın demiyorum, tam

I think it should be the opposite.

tersi olmalı bence.

I think it should be,

Bence öyle olmalı,

the assumption should be that it's healthy and good and fine

varsayım sağlıklı, iyi ve güzel olmalı

but I'm just, to her point,

ama ben sadece, ona göre,

it's not just in the culture that she's coming from,

sadece onun geldiği kültürde değil,

but I think here also, people make undue tension

ama bence burada da insanlar gereksiz gerginlik yaratıyor.

out of that situation here as well.

burada da o durum.

- Yet in America, it's definitely allowed.

- Yine de Amerika'da buna kesinlikle izin veriliyor. Evlendikten sonra karşı cinsten

It's definitely not strange to have friends

arkadaşların olması kesinlikle garip değil

of the opposite sex after you've become married.

.

And it sounds like she might be saying

Ve kendi kültüründe bunun hoş karşılanmadığını söylüyor gibi görünüyor

it's really frowned upon in her culture, but I do value,

, ama benim arkadaşlarımdan biri olan

like we have a friend who was one of my friends,

bir arkadaşımız varmış gibi değer veriyorum,

now you've become really close with her, Renee,

şimdi onunla gerçekten yakınlaştın, Renee

and I love that you're so close with her

ve seni seviyorum Onunla çok yakınım

because I love her too.

çünkü ben de onu seviyorum.

But yeah, I think that can be really special.

Ama evet, bence bu gerçekten özel olabilir. Bence

I do think when you're single

bekarsanız

and you're friends with someone of the opposite sex

ve karşı cinsten biriyle arkadaşsanız, o

who's also single, if that friendship gets really close,

da bekarsa, eğer bu arkadaşlık gerçekten yakınlaşırsa,

it can start to be complicated,

karmaşık bir hal almaya başlayabilir,

people might be asking you a lot

insanlar size bir şeyler olup olmadığını soruyor olabilir.

if there's something going on,

and I just know from personal experience that,

ve kişisel deneyimlerimden biliyorum ki,

at one point, at some point,

bir noktada, bir noktada,

you may need to have a conversation like,

"Are we just friends, or are we more than friends?"

"Biz sadece arkadaş mıyız, yoksa arkadaştan fazlası mıyız?"

- Yeah, I see where you're going with this.

- Evet, bununla nereye varmak istediğini anlıyorum.

Yeah, that's over more into what's romantic and what's not.

Evet, bu daha çok neyin romantik olup neyin olmadığıyla ilgili.

- Actually, there was a Seinfeld episode,

- Aslında bir Seinfeld bölümü vardı,

do you remember, David, where they were talking about

hatırlıyor musun David,

can men and women be friends?

erkekler ve kadınlar arkadaş olabilir mi hakkında konuşuyorlardı?

- And I think it was Seinfeld was saying,

- Ve sanırım Seinfeld,

no, they can't be, they can't be real friends.

hayır, olamazlar, gerçek arkadaş olamazlar diyordu.

They can't be friends where there's not any thought

Herhangi bir

of romantic or physical attraction happening.

romantik veya fiziksel çekim düşüncesinin olmadığı yerde arkadaş olamazlar.

- Okay. - That was Seinfeld's take.

- Tamam aşkım. - Bu Seinfeld'in çekimiydi. Buna

I would disagree, I think you can have a friendship

katılmıyorum, bence romantik ve fizikselin tamamen dışında var olan bir arkadaşlığa sahip olabilirsiniz

that exists totally outside of the romantic

and the physical.

.

- I agree.

- Kabul ediyorum.

- Okay, but let's go back to the question

- Tamam, ama

how to build more supportive friendships?

daha destekleyici arkadaşlıklar nasıl kurulur sorusuna geri dönelim?

I mean I guess I would say, if it's an issue of

Yani sanırım derdim ki , en başta konu arkadaş olmak

finding the people who you want to be friends with

istediğin kişileri bulmaksa

in the first place, I mean,

, yani

I know that this has been an issue for me,

bu benim için sorun oldu biliyorum,

how do I meet people?

insanlarla nasıl tanışırım?

When I think back on times when it was easy to meet people,

İnsanlarla tanışmanın kolay olduğu zamanları düşündüğümde,

it's like college, where there was this set place and time

üniversite gibi, insanlarla düzenli olarak görüştüğünüz bu yer ve zamanın olduğu yer

where you were seeing people on a regular basis.

. İş dışında

How do you recreate that as an adult no longer in school

artık okulda olmayan bir yetişkin olarak bunu nasıl yeniden yaratırsınız

outside of work?

?

I mean, you could take a class.

Yani, bir kursa gidebilirsin.

That's always a popular thing, take a class,

Bu her zaman popüler bir şeydir, bir ders almak,

something where you're gonna be seeing

the same people over and over

that you have a common interest with.

ortak bir ilgi alanınız olan aynı insanları tekrar tekrar göreceğiniz bir şey.

-I think one of the things

-Bence insanlara önerdiğim şeylerden biri,

that I suggest to people is

spend some time thinking about

what are you most interested in,

en çok neye ilgi duyduğunuzu,

what are you most passionate about,

en çok neye tutkulu olduğunuzu,

what brings out the best side of you,

en iyi yönlerinizi neyin ortaya çıkardığını,

your curious engaged self?

meraklı benliğinizi düşünerek biraz zaman harcamak.

And then go find that out in the world somewhere

Ve sonra bunu,

where there are gonna be other people

who are also interested in that.

bununla ilgilenen başka insanların da olacağı dünyanın bir yerinde bulun.

So in other words, sometimes people think they should

Başka bir deyişle, bazen insanlar daha önce hiç çizmediğim

take up a whole new interest in a class,

bir derste yepyeni bir ilgi duymaları gerektiğini düşünüyorlar

like I've never drawn before,

, bu

so there's this part of my brain that goes

yüzden beynimin bir kısmı gidip

I should go take a drawing class.

bir resim dersi almalıyım diyor.

Well actually, maybe it's not the best idea.

Aslında, belki de en iyi fikir değildir.

Go find something that you know is gonna have you

Git, seni

really, really energized and curious

gerçekten ama gerçekten enerjilendireceğini ve meraklandıracağını bildiğin bir şey bul

because I think then you're gonna be

çünkü bence o zaman, ne olduğun konusunda tutkulu

meeting other people who are passionate about what you are,

olan diğer insanlarla tanışacaksın

and it can make an easy bridge into

ve bu, bazı açılış sohbetlerine kolay bir köprü olabilir

some opening conversations.

.

- That's a good idea, a good point,

- Bu iyi bir fikir, iyi bir nokta, zaten sevdiğini bildiğin

go with something you know you love already.

bir şeyle devam et .

Another thing is I have a friend, Cara,

Başka bir şey de, insanlarla tanışmak için kişiliğe sahip bir arkadaşım Cara'nın olması

who just has the personality for meeting people.

.

She'll be on the subway and strike up a conversation.

Metroda olacak ve bir konuşma başlatacak.

She'll be checking out at a grocery store

Bir markette çıkış yapacak

and she'll make friends with people in line

ve çıkış yapmak için sırada bekleyen insanlarla

waiting to check out as well.

da arkadaş olacak.

And that's not my personality, but I mean,

Ve bu benim kişiliğim değil, ama

there's definitely something to be said for being outgoing

kesinlikle dışa dönük olmak

and just saying, "Oh hey, isn't this funny how",

ve sadece "Oh hey, bu nasıl komik değil mi" demek,

whatever, starting a conversation.

her neyse, bir sohbet başlatmak için söylenecek bir şeyler var.

- Right, the temptation is to think,

- Doğru, ayartma,

well, I need to make some friends,

bazı arkadaşlar edinmem gerek,

I have to go find some big, deep, meaningful friendships,

bazı büyük, derin, anlamlı arkadaşlıklar bulmam gerektiğini düşünmektir,

when in reality the only way to do that

oysa gerçekte bunu yapmanın tek yolu,

is to be always aware that you're sort of

nazik olduğunuzun her zaman farkında olmaktır.

currently looking for friends and to strike up conversations

şu anda arkadaş aramak ve sohbet başlatmak için

'cause we don't know who's gonna actually be someone

çünkü

that we have a good connection with

unless we actually are out there,

gerçekten orada olup

talking to lots of different people.

birçok farklı insanla konuşmadığımız sürece kimin iyi bir bağlantımız olduğunu bilemeyiz.

- Yeah, start small.

- Evet, küçükten başla.

And I think in the US,

Ve bence ABD'de

it is very appropriate to strike up conversations.

sohbet başlatmak çok uygun.

Strike up means to start,

Strike up, başlamak anlamına gelir

and they can be sort of out of the blue.

ve birdenbire ortaya çıkabilirler.

Now we recently recorded a podcast where I was talking about

Şimdi yakın zamanda

how that's my pet peeve.

bunun nasıl benim evcil hayvanım olduğundan bahsettiğim bir podcast kaydettik.

As an introvert,

I just don't like having these kinds of conversations,

İçine kapanık biri olarak,

bu tür konuşmalar yapmaktan hoşlanmıyorum

but don't let that stop you.

ama bunun seni durdurmasına izin verme.

If you're an extrovert where you're trying to make friends,

Arkadaş edinmeye çalıştığınız bir dışa dönükseniz,

just go ahead and start up conversations with people.

devam edin ve insanlarla sohbet etmeye başlayın.

You can comment on anything,

Herhangi bir şey hakkında,

something that's happening around you, or,

çevrenizde olup biten bir şey hakkında yorum yapabilir veya

"Man, it's so hot today, isn't it?"

"Adamım, bugün çok sıcak, değil mi?"

Or something like that.

Or you could say to someone, "Oh, I love your jacket."

Ya da böyle bir şey.

Ya da birine "Oh, ceketine bayıldım" diyebilirsin.

Compliment them in some way,

Onlara bir şekilde iltifat edin,

engage them in conversation.

onları sohbete dahil edin.

Yeah and just, for me,

Evet ve sadece benim için

that would really be pushing myself,

bu gerçekten kendimi zorlamak olurdu

but for some people, it's not.

ama bazı insanlar için değil.

But okay, so we've talked about ways

Ama tamam,

where you can try to start friendships.

arkadaşlık kurmaya çalışabileceğiniz yollardan bahsettik.

And we've established that we think Americans are

Ve Amerikalıların

open to people striking up conversation with them.

kendileriyle sohbet başlatan insanlara açık olduğunu düşündüğümüzü belirledik.

- Yeah, for the most part.

- Evet, çoğunlukla. Demek istediğim

I mean I think also, for better or for worse,

, iyisiyle kötüsüyle,

for people like yourself who are an introvert,

senin gibi içine kapanık insanlar için bu ülkede

it's also very appropriate in this country to,

çok uygun bir

the phrase is to blow people off,

tabir insanları başından savmak

or to be just pretty disinterested

ya da

if someone tries to strike up a conversation with you.

biri saldırmaya kalktığında ilgisiz kalmak. seninle bir konuşma

So you have to kind of know that half

Bu yüzden,

or maybe even more than that,

that the conversations that you try to strike up with people

insanlarla başlatmaya çalıştığınız konuşmaların bir

people are gonna be kind of disinterested,

nevi ilgisiz olacağını,

maybe not make eye contact with you,

belki de sizinle göz teması kurmayacağını

and quickly wrap up the conversation.

ve sohbeti çabucak tamamlayacağını bunun yarısını veya belki daha fazlasını bilmelisiniz.

And that's totally appropriate socially as well.

Ve bu sosyal olarak da tamamen uygun.

That's called giving a subtle social cue that,

Buna,

"Actually, I don't really want to talk right now,

"Aslında şu anda gerçekten konuşmak istemiyorum" şeklinde ince bir sosyal ipucu vermek denir,

"thanks but no thanks on your offer of a conversation."

"teşekkürler ama konuşma teklifiniz için hayır teşekkürler ."

People aren't gonna come out and say,

İnsanlar dışarı çıkıp

"Please stop talking to me"--

"Lütfen konuşmayı kes" demeyecekler. bana"

- Right, they'll just drop hints.

-- Doğru, sadece ipucu bırakacaklar. - İpucu

- Drop hints, yeah.

bırak, evet.

- And don't let that discourage you,

that just means that person wasn't in the mood that day,

but you can definitely keep trying and you may find that

denerken

you find someone who's also in the mood

aynı zamanda

to strike up a conversation or make a friend.

bir sohbet başlatma veya arkadaş edinme havasında olan birini bulabilirsin.Bir

Another thing is where you're living,

diğer konu da yaşadığın yer,

try to explore the places around there.

oraları keşfetmeye çalış.Yerel

If you find a local restaurant or coffee shop or park,

bir restoran veya kafe bulursan veya park edin, bu sohbetleri

go there to try to strike up these conversations

başlatmak için oraya gidin

because then you're very likely gonna be talking to people

çünkü o zaman muhtemelen

who live around you or have the same interests as you.

çevrenizde yaşayan veya sizinle aynı ilgi alanlarına sahip insanlarla konuşuyor olacaksınız.

- that's happened to you and I

- bu geçen yıl içinde size ve bana

a couple times during the last year and a half,

birkaç kez oldu Bir buçuk,

since stony's been born, going to the play space

Stony doğduğundan beri, oyun alanına

and other areas around our house.

ve evimizin etrafındaki diğer alanlara gitmek.Aynı

When you see the same person three or four times in a row,

kişiyi arka arkaya üç veya dört kez,

even without having said anything,

hatta hiçbir şey söylemeden gördüğünüzde,

you then kind of have an idea that,

o zaman bir şekilde şöyle bir fikriniz olur:

"Oh, this person is gonna be here on a regular basis",

"Ah, bu kişi düzenli olarak burada olacak"

and it makes it easy then to go up and say hello

ve o zaman yukarı çıkıp merhaba demeyi kolaylaştırıyor

'cause it gives you a way to say, "Hey, I noticed

çünkü size "Hey, farkettim

"you guys have been here a couple,

" demenin bir yolunu veriyor. ,

"the same times I have", is sort of a bridge into

"aynı zamanlarda sahip olduğum", bir tür sohbet başlatmak için bir köprüdür

starting a conversation.

.

- Now let's talk about going up and saying hello

- Şimdi

if English isn't your native language

İngilizce ana diliniz değilse

and you sometimes have a hard time understanding Americans.

ve bazen Amerikalıları anlamakta zorlanıyorsanız yukarı çıkıp merhaba demekten bahsedelim.

That could really stop somebody from doing that,

Bu gerçekten birinin bunu yapmasını engelleyebilir,

that could really be a mental block.

bu gerçekten zihinsel bir engel olabilir.

- Yeah, I think that that's right.

- Evet, bence bu doğru.

- And I guess what I would say there is,

- Ve sanırım söyleyeceğim şey,

don't assume that the person isn't willing

kişinin konuşmayı çözmenize yardım etmeye istekli olmadığını varsaymayın

to try to help you figure out conversation.

.

Some people may not be interested in trying to

Bazı insanlar, bir

help you understand them trying to say things

şeyleri

a couple different ways,

birkaç farklı şekilde söylemeye çalışarak onları anlamanıza yardımcı olmaya çalışmakla ilgilenmeyebilir,

but other people may be very interested,

ancak diğerleri çok ilgilenebilir,

"Oh, who is this person who's from somewhere else

"Ah, bu başka bir yerden olan bu kişi kimdir"

"who's chosen to come here?"

buraya gelmeyi kim seçti?

So yeah, just keep trying, and not every person you talk to

evet, denemeye devam et ve konuştuğun her insan

is going to be open to who you are,

senin kim olduğuna açık olmayacak

but you'll probably find somebody eventually who is.

ama muhtemelen eninde sonunda sana açık olacak birini bulacaksın.

- And I think another tip too is

- Ve bence başka bir ipucu da

when you initiate the conversation,

konuşmayı başlattığın zaman, size

it gives you the opportunity to go first,

ilk gitme fırsatı

and what I mean by that is you can say

ve bununla demek istediğim

something along the lines of, "Hi, my name is David.

, "Merhaba, benim adım David.

"I've noticed that you guys hang out here as well,

" Sizin de burada takıldığınızı fark ettim,

"and so I thought I would come over and introduce myself.

"ve ben de gelip kendimi tanıtayım dedim.

"I live in the neighborhood."

"Mahallede yaşıyorum."

In other words, you can be prepared to talk for 30 seconds

Başka bir deyişle, birinin yanına gidip anadili İngilizce olan birisi olarak, yukarıya gidebilirim demek yerine, bir nevi prova yapma şansın olacak şekilde

or a minute about yourself in a way that

kendin hakkında 30 saniye veya bir dakika konuşmaya hazır olabilirsin.

you kind of have a chance to rehearse,

versus going up to someone and saying,

like as a native speaker,

I can go up to someone and just say, "Hi, I'm David.

birisi ve sadece "Merhaba, ben David.

"So, what are you guys up to today?"

"Peki, bugün ne yapıyorsunuz?" Geri gelebilecek uzun cevabı anlama

Without worrying at all about

konusunda hiç endişe duymadan söyleyin.

comprehending the long answer that might come back.

But I think if you're a non-native speaker

Ama bence yerli değilseniz konuşmacı

and you want to sort of avoid that,

ve bundan bir şekilde kaçınmak istiyorsanız,

you can kind of talk for a little bit,

versus opening with a quick question.

hızlı bir soruyla başlamak yerine biraz konuşabilirsiniz.

- Yeah, you can sort of prepare

- Evet,

your little introduction.

küçük girişinizi bir nevi hazırlayabilirsiniz.

So once you've started making,

O halde bir kez yapmaya başladığınızda, hadi

let's call them light friendships,

onları arayalım. hafif arkadaşlıklar,

people that you know, you're friendly with,

tanıdığın, arkadaş olduğun,

you know their name, how do you build them

adını bildiğin insanlar, onları nasıl

into more supportive friendships?

daha destekleyici arkadaşlıklar kurarsın? -

- It's the big question, right?

Bu büyük soru, değil mi?

- Actually, that brings me to

- Aslında bu beni

another question that came in but I'd love to read now

gelen başka bir soruya getiriyor ama Şimdi okumayı çok isterim

because I think that will become part of this conversation.

çünkü bunun bu konuşmanın bir parçası olacağını düşünüyorum.

- Okay.

- Tamam. -

- So this is a question that came from

Bu,

one of my students in Rachel's English Academy

Rachel's English Academy'deki öğrencilerimden birinden geldi

and she's from Germany and now she lives in the US,

ve o Almanya'dan ve şimdi ABD'de yaşıyor.

and she has said to me,

ve bana dedi ki,

"I find that Americans are really open to talking with me

"

"if I'm in a really good mood, and all I'm just,

Eğer gerçekten iyi bir ruh halindeysem ve

"all I'm saying are positive things,

tüm söylediğim olumlu şeylerse, "Amerikalıların benimle konuşmaya gerçekten açık olduklarını görüyorum"

"life is good, life is great, everything's good,

iyi, hayat harika, her şey güzel,

"let's have fun and talk about funny things",

"eğlenelim ve komik şeyler hakkında konuşalım",

then people are really willing to engage with her.

o zaman insanlar gerçekten onunla ilişki kurmaya isteklidir.

But she said, "But if I bring up something

Ama o, "Ama hayatımda" zor "bir şeyi" gündeme getirirsem

"difficult in my life,

,

"something that I'm having a problem with,

"sorun yaşadığım bir şeyi", "

"maybe financial difficulties or looking for a job,

belki mali zorluklar veya iş arama,

"having a hard time finding a job,

" iş bulmakta güçlük çekme

"or just a struggle in general, when I bring that up",

"veya sadece" dedi. genel olarak bir mücadele , bunu gündeme getirdiğimde",

she says she finds that people don't really seem

insanların gerçekten

to want to talk about it.

bu konuda konuşmak istemiyor gibi göründüğünü anladığını söylüyor.

She said of course there are a few times

Elbette birkaç kez

where she's found people who are willing to

discuss this with her, but in general,

bu konuyu tartışmaya istekli insanları bulduğunu söyledi. ama genel olarak,

people seem to kind of turn away

insanlar

from that kind of conversation

about the harder things in life,

hayattaki daha zor şeylerle ilgili bu tür konuşmalardan uzaklaşıyor gibi görünüyor,

but the things that are present for everybody.

ama herkes için mevcut olan şeyler.

Were you gonna say something?

Bir şey söyleyecek miydin?

- Right, I think that when we take a risk

- Doğru, sanırım risk

or when we're vulnerable and share a little bit of something

veya savunmasız olduğumuzda ve

that's real or something that's deep,

gerçek olan veya derin olan bir şeyi biraz paylaştığımızda,

she gives great examples there about things that are hard,

orada zor olan şeyler hakkında harika örnekler veriyor,

when we are with someone who has been a casual friend

sıradan bir arkadaş olan biriyle birlikteyken

and we take a risk and share something that is

ve risk alıp paylaştığımızda

really deep for us that's a real struggle,

bizim için gerçekten derin bir şey, bu gerçek bir mücadele,

I think that's sort of how you figure out

bence bu,

which of your casual friends

sıradan arkadaşlarınızdan hangilerinin

are the relationships to really invest in

gerçekten yatırım yapacağınız

and go for more depth with.

ve daha derine ineceğiniz ilişkiler olduğunu bu şekilde anlıyorsunuz.

I mean, just to put some numbers on it,

Demek istediğim, sadece bazı rakamlar vermek gerekirse,

I think if you have 10 casual friends

bence 10 sıradan arkadaşınız varsa

and with each of those 10 people, at some point,

ve bu 10 kişinin her biriyle bir noktada

you take a risk and really share something about yourself,

bir risk alıyorsanız ve gerçekten kendinizle ilgili bir şeyler paylaşıyorsanız,

I would expect that probably two

muhtemelen iki arkadaş beklerim.

out of those 10 conversations

bu 10 konuşma

would then go into a deeper, fuller conversation.

daha sonra daha derin ve daha dolu bir sohbete dönüşecekti.

It's sort of like with the initial conversation

Bu,

with someone in line at the grocery store,

bakkalda sıradaki biriyle yaptığınız ilk konuşma gibi,

you strike up 10 of those conversations,

bu konuşmalardan 10 tanesini başlatırsınız,

probably only two of those conversations

muhtemelen bu konuşmalardan sadece ikisi

are gonna be more than just a quick casual,

,

"Hey, how's it going?"

"Hey, nasıl gidiyor?"

So I think it's difficult because

Bu yüzden zor olduğunu düşünüyorum çünkü

when we're being vulnerable and sharing things

savunmasız olduğumuzda ve zor olan şeyleri paylaştığımızda

that are difficult, we really,

,

we're putting ourself out there,

kendimizi gerçekten ortaya koyuyoruz, bu

so it's hard to be rejected,

yüzden reddedilmek zor,

or maybe that's too strong of a word, but maybe not.

ya da belki bu çok güçlü bir kelime, ama belki de değil.

It's a feeling of rejection that comes up

when the other person doesn't want to engage.

Diğer kişi meşgul olmak istemediğinde ortaya çıkan bir reddedilme duygusudur.

Let's talk eight out of 10 times,

10 seferin sekizinde konuşalım,

people aren't really interested in the fact

insanlar

that you just shared something

that you're really struggling with.

gerçekten mücadele ettiğin bir şeyi paylaşmış olmanla pek ilgilenmiyor.

The other side is if you can think about it as

Diğer taraf ise, eğer bunu

from the positive side, you've found two people

olumlu yönden düşünebilirseniz,

with whom you can now really invest deeply with,

artık gerçekten derinden yatırım yapabileceğiniz iki kişi buldunuz,

I think that's a pretty compelling reason to say that

bence bu,

the eight shutdowns, shoot, what's it called?

sekiz kapatma, ateş, ne olduğunu söylemek için oldukça zorlayıcı bir neden. isminde?

Being shot down are worth it.

Vurulmak buna değer.

- Yeah, so okay, a couple things here.

- Evet, pekala, burada birkaç şey var.

One thing is how to build more supportive,

Bir şey, daha destekleyici,

deeper friendships.

daha derin arkadaşlıkların nasıl kurulacağıdır. Bunun

One way is to simply open up more and tell more

bir yolu, kendinizi daha fazla açmak ve kendiniz hakkında daha fazla şey anlatmaktır; buna

things about yourself, including things that are hard,

zor,

being more real, more vulnerable.

daha gerçek, daha savunmasız olmak da dahildir.

And then David's talking about when you

Ve sonra David,

try to deepen a friendship by doing that,

bunu yaparak bir arkadaşlığı derinleştirmeye çalıştığınızda,

there's maybe a very good chance that that person

o kişinin sizinle

is not ready to have that kind of a friendship with you

bu tür bir arkadaşlığa sahip olmaya hazır olmama

and is just gonna kind of find a way to change the subject

ve konuyu değiştirmenin bir yolunu bulma ihtimalinin çok yüksek olduğundan bahsediyor.

of the conversation, but a couple will likely be willing to

ancak bir çift muhtemelen

be more receptive to that.

buna daha açık olmaya istekli olacaktır.

So maybe what this woman who submitted this comment,

Yani belki bu yorumu yapan kadının,

maybe the culture where she is in,

belki içinde bulunduğu kültürün, biraz daha derin olmayan arkadaşlıklarla

it's more normal to talk about struggles

mücadeleden bahsetmesi daha normal

with friendships that are a little bit less deep.

.

I mean for me, if I have a casual acquaintance with someone

Yani benim için, eğer biriyle rastgele bir tanışıklığım varsa

and they start talking about something

ve mücadele ettikleri bir şey hakkında konuşmaya başlarlarsa

that they're struggling with, this is awful,

, bu korkunç,

but part of me starts to wonder,

ama bir yanım merak etmeye başlar,

"What do they, what are they trying to get out of me?

"Onlar ne yapıyor, ne çıkarmaya çalışıyorlar? "Onlar

"What do they want me to do for them?"

için ne yapmamı istiyorlar?"

Isn't that horrible?

Bu korkunç değil mi?

Whereas if it's a good friend, then I'm all ears,

Oysa iyi bir arkadaşsa, o zaman seni dinliyorum,

I'm listening, I'm engaged, I want to help that person,

dinliyorum, nişanlıyım, buna yardım etmek istiyorum kişi,

I want to be there for that person,

o kişinin yanında olmak istiyorum,

I want to help him or her fix whatever is wrong,

yanlış olanı düzeltmesine yardım etmek istiyorum,

but if it's someone I don't really know

ama gerçekten tanımadığım biriyse ve hayatındaki zor şeyler

and they start talking about what's difficult in their life,

hakkında konuşmaya başlarlarsa ,

I find that I don't really know what to do with that

yapmadığımı anlıyorum' Bununla ne yapacağımı gerçekten bilmiyorum

and I start to think, "Why are they telling me this?"

ve " Bunu bana neden anlatıyorlar?" diye düşünmeye başlıyorum.

Do you ever feel that?

I mean how do you, I guess it depends on

how you're defining an acquaintance,

but David's looking at me like he maybe doesn't agree.

bana katılmıyormuş gibi bakması

- I think, no, not that I don't agree,

- Bence, hayır, katılmadığımdan değil,

I think that what's coming up for you in those moments

bence o anlarda başına gelen

is your discomfort and you're not,

senin rahatsızlığın ve sen değilsin,

your disinterest in taking that relationship

onu almaya karşı olan ilgisizliğin. daha

to a deeper place.

derin bir yerle ilişki.

I mean again, I would focus on the two out of 10 times

Demek istediğim, doğru hissettirdiğinde 10 seferden ikisine odaklanırdım

when it does feel right.

. 10 üzerinden sekizi inceleyerek

I don't think we can spend a ton of time

çok fazla zaman harcayabileceğimizi sanmıyorum

examining the eight out of 10,

but I think your energy is much better spent on

ama bence sıradan bir arkadaşınız olan biri açılıp sizinle paylaşmaya başladığında, enerjinizi bu 10 seferden ikisine harcamak çok daha iyi olur.

those two out of 10 times when somebody that is

a casual friend to you opens up and starts sharing with you

sen

and you're kind of like, "Oh, wow, we're going there.

ve sen bir nevi "Oh, vay, oraya gidiyoruz.

"Okay, that's kind of, I wasn't expecting this,

" Tamam, bu biraz, bunu beklemiyordum

"but all right, okay, I'm listening."

"ama pekala, tamam, dinliyorum" gibisiniz.

- So one of the things that she had said was

- Söylediği şeylerden biri,

she feels like Americans

Amerikalıların

only want to talk about positive things,

yalnızca olumlu şeyler hakkında konuşmak istediğini hissettiğiydi

and I guess what we are saying here is that

ve sanırım burada söylediğimiz şey,

that is probably true of acquaintances

muhtemelen tanıdıklar

and people of a certain level of friendship,

ve belirli bir dostluk düzeyine sahip insanlar için doğru,

but once you are spending more time with somebody

ama bir kez biriyle daha çok zaman geçiriyorsun

and sharing more personal things with somebody

ve biriyle daha kişisel şeyler paylaşıyorsun

and it's reciprocated, then that person will, I think,

ve bu karşılık veriyor, o zaman bence o kişi

definitely be willing to talk about your struggles.

kesinlikle senin mücadelen hakkında konuşmaya istekli olacaktır.

I mean, Americans don't shy away from that,

Demek istediğim, Amerikalılar bundan çekinmiyorlar,

they just I think save that kind of conversation

sadece bence bu tür bir sohbeti

for someone that they have a very particular

çok özel bir

kind of relationship with.

ilişkileri olan biri için saklıyorlar.

And so that conversation happening outside of a friendship

Ve böylece, çok derin olduğunu düşündükleri bir arkadaşlığın dışında gerçekleşen bu konuşma

that they feel is very deep probably feels awkward,

muhtemelen garip geliyor

and that I think might be

ve bence

where this person is feeling shut down.

bu kişinin kendini kapatılmış hissettiği yer burası olabilir.

- Yeah, and I think that you're right that that is,

- Evet, ve bence haklısın,

I'm sure it's lodged in cultural norms and is different

bunun kültürel normlara yerleştiğinden ve

from place to place, from culture to culture.

yerden yere, kültürden kültüre farklılık gösterdiğinden eminim.

But yeah I think that that's exactly right.

Ama evet, bunun kesinlikle doğru olduğunu düşünüyorum.

And part of what's hard is that there's no way to know

Ve zor olan bir şey de şu ki, test etmeden

where you are sort of with another person

başka bir kişiyle nerede olduğunuzu bilmenin bir yolu yok

without testing it out.

.

- Right, and then you either get shut down

- Doğru, sonra ya kapatılırsın

or the person's interested.

ya da o kişi ilgilenir.

- Yeah, you can try to assess and assess and assess

- Evet,

in your mind like, "Well, they said this last time,

"Eh, geçen sefer bunu söylediler

"and I almost said something, but then I didn't,

" ve neredeyse bir şey söyleyecektim ama sonra söylemedim,

"and I wonder if",

"ve merak ediyorum" gibi zihninizde değerlendirmeye, değerlendirmeye ve değerlendirmeye çalışabilirsiniz, o zaman

then you can go around and around in circles

yapabilirsin

for hours and hours about whether or not

this person is someone who you should take a risk with,

Bu kişinin birlikte risk almanız gereken biri olup olmadığı konusunda saatlerce daireler çizerek dolaşın

or you can just go for it, and sort of,

ya da sadece bunun için gidebilirsiniz ve bir bakıma

that takes major courage,

bu büyük cesaret ister,

but if you can get yourself to know that,

ancak kendinizi alabilirseniz

"Hey, you know what?

"Eight out of 10 times it may not go well,

"Hey, biliyor musun?

" 10 seferden sekizi iyi gitmeyebilir

"but it's worth it because those two out of 10 times

" ama buna değer çünkü "iyi gittiği 10 seferden ikisi

"where it does go well are really, really worth it to me,

benim için gerçekten ama gerçekten değer.

"so I'm gonna go for it."

" o yüzden gideceğim."

- Yeah, that's where you start building

- Evet, gerçek dostlukları burada kurmaya başlarsın

the real friendships.

.

And actually I think one way that you can test the waters,

Ve aslında bence suları test etmenin bir yolu,

that is try something out with somebody,

biriyle bir şeyler denemek,

let's say you've met them a couple times,

diyelim ki onlarla birkaç kez tanıştınız,

they're an acquaintance, you maybe consider them a friend.

onlar bir tanıdık, belki onları bir arkadaş olarak görüyorsunuz.

Rather than opening up about yourself

Kendiniz hakkında açılıp

and saying something that you're struggling with

mücadele ettiğiniz

or something that's hard for you to deal with,

veya sizin için başa çıkılması zor bir şey söylemek yerine,

you can ask that person a question,

o kişiye bir soru sorabilir

and then see how they respond.

ve ardından nasıl yanıt verdiğini görebilirsiniz.

Do they go deep with their answer?

Cevaplarıyla derinleşiyorlar mı?

Or do they just sort of give a light surface answer?

Yoksa sadece hafif bir yüzeysel cevap mı veriyorlar?

And that's a clue, "Okay, this person isn't ready

Ve bu bir ipucu, "Tamam, bu kişi benimle

"to talk about these more important things with me,

bu daha önemli şeyleri konuşmaya" hazır değil

"or this person is ready."

"ya da bu kişi hazır."

- It's a really good point,

- Bu gerçekten iyi bir nokta,

that thought had crossed my mind earlier,

bu düşünce daha önce aklımdan geçmişti

and I'm glad you brought it up, yeah, absolutely.

ve konuyu gündeme getirmene sevindim , evet, kesinlikle.

So what would be an example of a kind of question

Öyleyse,

that someone could ask an acquaintance/light new friend

birinin

in order to see,

"Oh, how can I try to take this friendship deeper?"

"Ah, bu arkadaşlığı daha derine götürmeyi nasıl deneyebilirim?" -Evet

-Yeah, I think a couple things,

, sanırım birkaç şey,

I mean, one of the things is to say

yani, şeylerden biri, fark

something that you noticed and ask about it,

ettiğiniz bir şeyi söylemek ve bunun hakkında sormak,

"I noticed last time we were hanging out

"Geçen çıktığımızda fark ettim ki

"that you didn't mention how your husband's doing.

" kocanın nasıl olduğundan bahsetmedin.

"Is everything going okay with you guys?"

"Her şey yolunda mı çocuklar?"

- Or even just, "How is blank going?"

- Ya da sadece "Boşluk nasıl gidiyor?"

Even if you have no idea if it's gonna involve a good answer

İyi bir cevap mı

or a bad answer, just asking,

yoksa kötü bir cevap mı olacağı hakkında hiçbir fikriniz olmasa bile, sadece

"Oh, how are things going with the kids?

"Oh, çocuklarla işler nasıl gidiyor?

"Or how are things going at work?"

"Ya da işte işler nasıl gidiyor?"

- Yeah, anything that anybody says,

you can follow up with, "And how is that for you?

"Peki bu senin için nasıl?

"How's that going for you?"

"Senin için nasıl gidiyor?"

- And then from there depending on their answer,

- Ve oradan, cevaplarına bağlı olarak,

you might be able to draw them out more,

onları daha fazla çekebilirsin, daha fazla çekilmekle

see if they're interested in being drawn out more

ilgilenip ilgilenmediklerini görebilirsin

and if they are, then that conversation will grow,

ve eğer öyleyse, o zaman bu konuşma gelişecek

and probably that friendship will grow.

ve muhtemelen bu arkadaşlık büyüyecek.

I read an article several months ago now

Birkaç ay önce, Çin'den

about a bunch of high schools

that were accepting one year,

bir yıllık

or one to two year international students from China,

veya bir ila iki yıllık uluslararası öğrenci kabul eden bir grup lise hakkında bir makale okudum,

the article was focusing on Chinese students

makale

studying in American high schools.

Amerikan liselerinde okuyan Çinli öğrencilere odaklanıyordu.

And the article was talking about how hard it is

Makale,

for these Chinese students to make friends in America

bu Çinli öğrencilerin Amerika'da arkadaş edinmelerinin ne kadar zor olduğundan bahsediyordu

and I was like, "Gosh, of course."

ve ben de "Tanrım, tabii ki" gibiydim.

And part of it is in a high school situation,

Ve bunun bir kısmı lise durumunda,

kids are using so much slang that these students are coming

çocuklar o kadar çok argo kullanıyorlar ki,

who studied English formally,

resmi olarak İngilizce öğrenen bu öğrenciler geliyor

and they don't understand the general idea of conversation,

ve konuşmanın genel fikrini anlamıyorlar,

like they just can't keep up.

sanki ayak uyduramıyorlarmış gibi.

And I think that would be incredibly hard.

Ve bunun inanılmaz derecede zor olacağını düşünüyorum.

And I think if you're in that situation,

Ve bence bu durumdaysanız,

your only hope is to ask what people mean,

tek umudunuz insanların ne anlama geldiğini sormak

and probably be doing that a lot.

ve muhtemelen bunu sık sık yapıyor olmaktır.

And for a lot of people, that might be annoying,

Ve birçok insan için, bu can sıkıcı olabilir

and that might turn them off, but for a few people,

ve bu onları kapatabilir, ancak birkaç kişi için

they'll be willing to answer you,

size cevap vermeye istekli olacaklar

and then those are people with whom I think

ve sonra bunlar, birlikte gelişmeye başlayacağınızı düşündüğüm kişilerdir.

you're gonna start to develop a more real friendship.

daha gerçek bir dostluk.

What do you think, David? - Right, exactly.

Ne düşünüyorsun David? - Doğru, kesinlikle.

Yeah, that's exactly right.

Evet, kesinlikle doğru.

- So really making friends

-Yani gerçekten arkadaş edinmek

and turning acquaintances into deeper friends

ve tanıdıkları daha derin arkadaşlara dönüştürmek,

is hugely an issue of putting yourself out there.

büyük ölçüde kendinizi ortaya koyma meselesidir.

That means taking a risk, being vulnerable.

Bu, risk almak, savunmasız olmak demektir.

David, talk to me about some of your best friends

David, bana en iyi arkadaşlarından bazılarıyla,

about how you met those people,

o insanlarla nasıl tanıştığından,

where that friendship was nurtured?

bu arkadaşlığın nerede beslendiğinden bahset.

- Sure, so one of my closest friends

- Tabii, yani lisede tanıştığım en yakın arkadaşlarımdan biri

I met in high school, so in ninth grade,

, yani dokuzuncu sınıfta

and we had class together, and we just,

ve birlikte dersimiz vardı ve biz,

I think the first time that we spoke

sanırım ilk kez İspanyolca dersinde

was during an assignment in the Spanish class

bir ödev sırasında konuştuk

and we hit it off.

ve vurduk. kapalı.

We ended up both playing basketball,

Sonunda ikimiz de basketbol oynadık

and that was the start of our friendship

ve bu,

that's still really close to this day.

bugüne çok yakın olan arkadaşlığımızın başlangıcıydı.

- So a friendship that carried through

- Yani çocukluktan gelen bir arkadaşlık mı

from childhood?

?

- Yeah, mm-hmm, yeah, we would have been,

- Evet, mm-hmm, evet olurduk,

how old are you in ninth grade?

dokuzuncu sınıfta kaç yaşındasın?

15, I guess.

15 sanırım.

- Yeah, 14 maybe.

- Evet, belki 14.

Okay so-- - So that's one extreme.

Tamam, yani-- - Yani bu uç noktalardan biri.

That's an example of a childhood friend.

Bu bir çocukluk arkadaşı örneği.

And then I guess sort of on the other end

Ve sonra sanırım diğer uçta,

would be someone that I met about seven years ago at work

yaklaşık yedi yıl önce işte tanıştığım ve

who just from being at work together

sadece işteyken

and having conversations there, realizing that,

ve orada sohbet ederken ,

"Oh, you know what?

"Oh, biliyor musun?

"We really get along well."

"Gerçekten iyi anlaşıyoruz. "

And so then he and I started to hang out

Ve böylece o ve ben

outside of work sometimes,

bazen iş dışında takılmaya başladık

and that ended up becoming a very close friendship.

ve bu çok yakın bir arkadaşlığa dönüştü.

I was the officiant at their wedding,

and we are extremely close now and see each other a lot,

even though we no longer work together,

artık birlikte çalışmıyoruz,

so that's someone who I met later in life

bu yüzden daha sonra tanıştığım ve

who has become a very close friend as well.

aynı zamanda çok yakın bir arkadaş olduğum biri.

- And then what about Adrian?

- Peki ya Adrian? Onunla nasıl tanıştığına

You have a really interesting story about

dair gerçekten ilginç bir hikayen var

how you met him, don't you?

, değil mi?

- Yeah, so we were, we had a mutual friend,

- Evet, öyleydik, ortak bir arkadaşımız vardı

and when Adrian and I met,

ve Adrian'la tanıştığımızda

we started to do some of the typical questions

back and forth about, "So, what do you do?"

"Peki, ne iş yapıyorsun?" gibi tipik sorular sormaya başladık.

And we realized that we have both done

restorative justice work, which is a particular kind of

intervention with people in conflict,

Çatışma halindeki insanlara özel bir tür müdahale olan onarıcı adalet çalışması

and then we realized that we have both done work around

ve sonra ikimizin de

domestic violence and we were both politically engaged

aile içi şiddet etrafında çalıştığımızı ve ikimizin de gerçekten benzer şekillerde politik olarak meşgul olduğumuzu fark ettik

in sort of really similar ways,

and just sort of had this story

ve bir şekilde bu hikayeye sahiptik. her fırsatta

that kept mirroring each other at every turn.

birbirini yansıtmaya devam etti .

And this is another example of how

Ve bu, birbiriyle örtüşen

you can really quickly become close with someone

when you realize you have a bunch of

bir sürü

overlapping life experiences and just

yaşam deneyiminiz olduğunu fark ettiğinizde ve

can hit it off right away because of that.

bu nedenle hemen başlayabileceğinizi fark ettiğinizde, biriyle nasıl gerçekten hızlı bir şekilde yakınlaşabileceğinizin başka bir örneği.

- I had heard the story that you guys

-

were at a bar and you just randomly met,

Bir barda olduğunuzu ve tesadüfen tanıştığınızı duydum,

but you actually were there because

ama aslında oradaydınız çünkü

you had a friend in common.

ortak bir arkadaşınız vardı.

- Yeah, mm-hmm. - Okay.

- Evet, mm-hmm. - Tamam aşkım.

But still, you strike up this conversation

Ama yine de, bu konuşmayı başlatırsın

and you find you have all these things in common and then--

ve tüm bu şeylerin ortak olduğunu görürsün ve sonra--

- Right, right.

- Doğru, doğru.

- He's moved away now,

- Şimdi taşındı,

but he just visited us last week,

ama daha geçen hafta bizi ziyaret etti, onu

it was great to see him.

görmek harikaydı.

- That was great.

- Bu harikaydı.

- Let me see if I can talk about

-

some of my friendships that I have.

Sahip olduğum bazı arkadaşlıklarımdan bahsedebilir miyim bir bakayım.

One of them, well, I definitely have friends from college.

Onlardan biri, kesinlikle üniversiteden arkadaşlarım var.

That's just where I met,

İşte tam burada tanıştım

actually, my mom has made this comment.

aslında bu yorumu annem yapmış.

Throughout my life, I tend to have entered into

Hayatım boyunca,

or built around me these groups of six to eight women

altı ila sekiz kadından oluşan

and that have become really

ve gerçekten

close and supportive communities.

yakın ve destekleyici topluluklar haline gelen bu grupların içine girme veya etrafımda inşa etme eğilimindeyim.

I had that in high school and growing up,

Bunu lisede ve büyürken yaşadım,

I had the same thing in college,

üniversitede de aynı şeyi yaşadım

and then living in New York,

ve sonra New York'ta yaşarken

I had developed this awesome group of women too.

bu harika kadın grubunu da geliştirmiştim.

And so that's been lucky,

Ve böylece bu şans oldu

and the growing up and the college, that's obvious,

ve büyümek ve üniversite, bu açık,

'cause you're together all the time in school.

çünkü okulda her zaman birliktesiniz.

And in New York, we all met 'cause

Ve New York'ta hepimiz tanıştık çünkü

we were connected through various people,

çeşitli insanlar aracılığıyla birbirimize bağlıydık

and I think New York is the kind of place

ve bence New York o kadar

where there are so many people

çok insanın olduğu bir yer

that it's actually easy to feel lost.

ki aslında kaybolmuş hissetmek çok kolay.

And so I think when you're going there,

Ve bence oraya gittiğinde

you often reach out, who do you know, who do you know,

sık sık ulaşıyorsun, kimi tanıyorsun, kimi tanıyorsun,

who knows people in New York?

New York'taki insanları kim tanıyor?

And very often there are people who know people in New York,

Ve çoğu zaman New York'ta insanları tanıyan insanlar vardır

and so that can kind of build a web for you

ve bu, bir yere gittiğinizde sizin için bir tür ağ oluşturabilir

when you go somewhere, and that definitely happened for me.

ve bu kesinlikle benim için oldu.

And one of my other really close friends

Ve Rachel'ın

who's been in a bunch of Rachel's English videos,

bir sürü İngilizce videosunda yer alan gerçekten yakın arkadaşlarımdan biri,

her name is Lynne, but we all call her Beads.

adı Lynne, ama hepimiz ona Boncuk deriz.

I met her from a singing gig,

Onunla bir şarkıcılık konserinde tanıştım

and I think when you're in the arts

ve bence sanat

and theater of the performing arts,

ve sahne sanatları tiyatrosunda olduğunuzda

you can make really, really amazing friends

gerçekten çok harika arkadaşlar edinebilirsiniz

because obviously you have the same passion.

çünkü belli ki aynı tutkuya sahipsiniz.

And then when you're in a production,

Ve sonra bir yapımda olduğunuzda,

you are just hanging out together all the time.

her zaman birlikte takılırsınız.

- I would also say that when you're performing,

- Ayrıca şunu da söyleyebilirim ki, performans sergilerken,

you're constantly in a state of vulnerability

alongside people too.

insanların yanında da sürekli savunmasız durumdasın.

- And that's interesting.

- Ve bu ilginç.

Yeah, and people know what you're going through,

Evet, ve insanlar senin neler yaşadığını biliyor,

like if you get sick.

mesela hastalanırsan.

As a singer, if you get a cold, your other friends are like,

Bir şarkıcı olarak, üşütürsen, diğer arkadaşların

"Oh, it's fine, it's a cold, you'll be okay",

"Oh, sorun değil, soğuk algınlığı, iyileşeceksin" der,

whereas another singer knows, "Oh my gosh, that's gonna,

oysa başka bir şarkıcı "Aman Tanrım, bu geçecek,

"yeah I'm gonna have to figure out how to work through that,

"evet ben'' der. Bunun üstesinden nasıl geleceğimi bulmam gerekecek,

"that's gonna be tough."

"bu zor olacak."

Yeah.

Evet.

Well David, it's been really interesting

Pekala David,

discussing friendships with you and just thinking about

seninle arkadaşlıklar hakkında konuşmak gerçekten ilginçti ve daha fazla bir şeyler geliştirebileceğin birini bulmadan önce

how many times you might kind of reach out to somebody

kaç kez birine ulaşıp

and have them not be interested

ilgilenmemelerini sağlayabileceğini düşünmek gerçekten ilginçti

before you find someone

where you can develop something more.

.

And I'm really curious, is this very different

Ve gerçekten merak ediyorum, bu,

from what people out there experience

dışarıdaki insanların

in their own home culture, or is it pretty similar?

kendi ev kültürlerinde yaşadıklarından çok mu farklı yoksa oldukça benzer mi?

I wish that I had the chance to talk with other people

Keşke

from other cultures about this.

bu konuda başka kültürlerden insanlarla konuşma şansım olsaydı.

But thank you guys so much for listening

Ama dinlediğiniz için çok teşekkür ederim

and thank you David for being here and sharing some about

ve burada olduğunuz ve

your life, your background,

hayatınız, geçmişiniz

and your perspective on friendships.

ve arkadaşlıklara bakış açınız hakkında biraz paylaştığınız için teşekkür ederim David.

- Yeah, you're welcome, that was really fun.

- Evet, rica ederim, gerçekten eğlenceliydi.

- And thanks for the questions that got written in.

- Ve yazılan sorular için teşekkürler .

Guys, if you would like to subscribe to this podcast,

Çocuklar, bu podcast'e abone olmak isterseniz,

I hope you do.

umarım beğenirsiniz.

You can visit the iTunes Store or Stitcher to subscribe.

Abone olmak için iTunes Store'u veya Stitcher'ı ziyaret edebilirsiniz.

I would also love it if you would take the time

Ayrıca zaman ayırıp

to leave a review there.

yorum bırakırsanız çok sevinirim.

You know what?

Biliyor musun?

Go do it right now.

Git hemen yap.

I read all of the reviews,

Tüm incelemeleri okudum

and I really love to hear what you think about the podcast.

ve podcast hakkında ne düşündüğünüzü duymayı gerçekten çok seviyorum .

That's it for this week, we'll be back again next week.

Bu haftalık bu kadar, haftaya yine geleceğiz.

Can't wait to talk to you guys.

Sizlerle konuşmak için sabırsızlanıyorum.

See you soon.

Yakında görüşürüz.

- Bye, guys.

- Hoşçakalın arkadaşlar.