Learn English | Learning English with FRIENDS! | English Lesson—FRIENDS Christmas episode | Part 1

It's my favorite time of year, Christmas time.

Yılın en sevdiğim zamanı, Noel zamanı.

I love the festive feeling. I mean, look at this a Christmas tree, lights, ornaments.

Bayram hissini seviyorum. Demek istediğim, şuna bir Noel ağacı, ışıklar, süsler.

Yes please.

Evet lütfen.

Today we're going to celebrate the Christmas season by taking a friend's episode

Bugün bir arkadaşımızın

from Christmas time and using it to learn English.

Noel döneminden bir bölümünü alıp İngilizce öğrenmek için kullanarak Noel sezonunu kutlayacağız.

Actually, we're going to take this episode and take little bits from it for the next three Rachel's English videos.

Aslında, bu bölümü alıp Rachel'ın sonraki üç İngilizce videosu için ondan küçük parçalar alacağız.

All December we are learning English with this episode.

Aralık ayı boyunca bu bölümle İngilizce öğreniyoruz.

What's fun about this episode is in it Rachel quits her job.

Bu bölümün eğlenceli yanı, Rachel'ın işinden ayrılması.

So, we're also going to be seeing some words some phrases used to describe your job,

Yani, yeni bir iş aramak için işinizi bırakmak, işinizi tanımlamak için kullanılan bazı kelimeler de göreceğiz

quitting your job looking for a new job.

.

Here's the scene we'll study today.

İşte bugün inceleyeceğimiz sahne.

Rachel.

Rachel.

Yeah.

Remind me to review with you which pot is decaf, and which is regular.

Evet.

Hangi tencerenin kafeinsiz, hangisinin normal olduğunu sizinle birlikte gözden geçirmemi hatırlatın.

Okay. Fine. Gunther, you know what, I am a terrible waitress.

Tamam aşkım. İyi. Gunther, biliyor musun, ben berbat bir garsonum.

Do you know why I'm a terrible waitress?

Neden berbat bir garson olduğumu biliyor musun?

Because I don't care.

Çünkü umrumda değil.

I don't care. I don't care which pot is regular and which pot is decaf. I don't care where the tray spot is.

umurumda değil Hangi tencerenin normal, hangisinin kafeinsiz olduğu umurumda değil. Tepsi noktasının nerede olduğu umurumda değil.

I just don't care. This is not what I want to do.

umurumda değil. Yapmak istediğim bu değil.

So, I don't think I should do it anymore. I’m going to give you my weeks notice.

Yani, artık bunu yapmam gerektiğini düşünmüyorum. Sana haftalar öncesinden haber vereceğim.

What?

Ne?

Gunther, I quit.

Gunther, istifa ediyorum.

Does this mean we're going to have to start paying for coffee?

Bu, kahve için para ödemeye başlayacağımız anlamına mı geliyor?

And now with the analysis.

Ve şimdi analiz ile.

Rachel

Rachel

Rachel

Rachel

Rachel

Rachel

Rachel, first syllable stress and the pitch goes up.

Rachel, ilk hece vurgusu ve perde yükseliyor.

Ra-chel and the pitch goes up because he's trying to get her attention.

Ra-chel ve onun dikkatini çekmeye çalıştığı için ses yükseliyor.

It's like saying Rachel do you hear me.

Rachel, beni duyuyor musun demek gibi.

Pitch goes up Rachel

Ses perdesi yükselir Rachel Rachel

Rachel

Rachel

Rachel

Rachel Rachel

yeah

evet

then she does a really breathy response.

sonra gerçekten nefes nefese bir tepki verir.

Yeah. Yeah.

Evet. Evet.

Up-down shape.

Yukarı-aşağı şekil.

The breathiness just sort of shows exasperation and that she's kind of over it,

Nefes nefese kalması bir nevi çileden çıktığını ve onun bunu bir şekilde aştığını gösteriyor,

She's kind of over this job.

O bu işi biraz aşmış durumda.

Yeah.

Evet.

Yeah.

Evet.

Yeah

Evet

Remind me to review with you which pot is decaf, and which is regular.

Hangi demliğin kafeinsiz, hangisinin normal olduğunu seninle gözden geçirmemi hatırlat bana.

And then this next set group is pretty long.

Ve sonra bu sonraki set grubu oldukça uzun.

What do you hear as the most stressed syllables?

En vurgulu heceler olarak ne duyuyorsunuz?

Remind me to review with you which pot is decaf, and which is regular.

Hangi tencerenin kafeinsiz, hangisinin normal olduğunu sizinle birlikte gözden geçirmemi hatırlatın.

Remind me to review with you which pot is decaf, and which is regular.

Hangi tencerenin kafeinsiz, hangisinin normal olduğunu sizinle birlikte gözden geçirmemi hatırlatın.

Remind me to review with you which pot is decaf, and which is regular.

Hangi tencerenin kafeinsiz, hangisinin normal olduğunu sizinle birlikte gözden geçirmemi hatırlatın.

It's longer so there are a few. I'm hearing re-mind

Daha uzun olduğu için birkaç tane var. Fiilin bana hatırlattığı

the stress syllable of that first word the verb remind me to review with you,

o ilk kelimenin vurgulu hecesini hatırlattığını duyuyorum ,

review some on that verb as well which pot is decaf and which pot is regular.

bu fiil üzerinde ayrıca hangi tencerenin kafeinsiz, hangi tencerenin normal olduğunu gözden geçirmemi hatırlatıyor.

So, the two verbs and then the difference between coffees,

Yani, iki fiil ve sonra kahveler arasındaki fark,

decaf and regular and we do have a few reductions.

kafeinsiz ve normal ve birkaç azaltmamız var.

We actually have a dropped D here in the stressed word, in the stressed syllable.

Aslında burada vurgulu kelimede, vurgulu hecede düşen bir D var.

It's not uncommon to drop a D between two constants especially when the first one wasn't N like this.

Özellikle ilki böyle N olmadığında, iki sabit arasında bir D bırakmak alışılmadık bir durum değildir.

So, it's remin' me, remin' me and this is a pretty common two-word phrase.

Yani, beni hatırlatıyor, beni hatırlatıyor ve bu oldukça yaygın iki kelimelik bir deyim.

Remind me to do this. Remind me to call mom. Remind me to pick up the dry-cleaning.

Bunu yapmamı hatırlat. Annemi aramamı hatırlat. Hatırlat da kuru temizlemeyi alayım.

Remind me... Re-mind me.

Hatırlat bana... Hatırlat bana.

I diphthong N and then write into the M with no D, remin' me.

N'yi diphthong ediyorum ve sonra D olmadan M'ye yazıyorum, beni hatırlatıyor.

Remind me...

Remind me...

Hatırlat bana...

Hatırlat bana...

Remind me...

Hatırlat...

Now, the word to is not reduced and that's not very natural.

Şimdi, to kelimesi azalmadı ve bu çok doğal değil.

It's pronounced with the true T and the OO vowel.

Gerçek T ve OO sesli harfi ile telaffuz edilir.

Remind me to review with you

Seninle gözden geçirmemi hatırlat

and when I was trying to think about why he would do this fully pronounced.

ve ben bunu neden tam anlamıyla yapacağını düşünmeye çalışırken.

It is still unstressed, so the stress is right but by not reducing that word it sounds a little bit more formal

Hala vurgusuz, yani vurgu doğru ama bu kelimeyi azaltmamak kulağa biraz daha resmi geliyor

and this character is supposed to be a little bit odd

ve bu karakterin biraz tuhaf olması gerekiyor

and so by not doing a reduction that's one way to develop that character,

ve bu yüzden bir azaltma yapmamak o karakteri geliştirmenin bir yolu,

but it is still unstressed.

ama hala gerilmemiştir.

Remind me to review, me to re... Me to re... Me to re....

Bana gözden geçirmeyi hatırlat, bana yeniden... Ben yeniden... Ben yeniden...

These three syllables all flatter in pitch compared to the up-down shape

Bu üç hecenin perdesi, vurgulu hecelerin yukarı-aşağı şekline kıyasla daha düzdür

of the stressed syllables mind and view.

.

Remind me to review

Bana gözden geçirmeyi hatırlat

Remind me to review

Bana gözden geçirmeyi

Remind me to review with you which pot is decaf, and which is regular.

hatırlat Hangi tencerenin kafeinsiz, hangisinin normal olduğunu sizinle birlikte gözden geçirmemi hatırlat.

Review with you which pot is decaf then these five words all a little bit lower in pitch.

Sizinle birlikte hangi demliğin kafeinsiz olduğunu gözden geçirin, ardından bu beş kelimenin perdesi biraz daha düşük.

Less of the up-down shape of stress.

Stresin yukarı-aşağı şeklinde daha az.

Review with you which pot is decaf...

Hangi tencerenin kafeinsiz olduğunu sizinle birlikte inceleyelim...

Review with you which pot is decaf...

Hangi tencerenin kafeinsiz olduğunu sizinle birlikte inceleyelim...

Review with you which pot is decaf...

Hangi tencerenin kafeinsiz olduğunu sizinle birlikte inceleyelim...

The two words pot and is are linked.

Pot ve is kelimeleri birbiriyle bağlantılıdır.

Which pot is... Which pot is with the flap T and that's really common when one word ends

Hangi çömlek... Hangi çömlek T fleplidir ve bu gerçekten çok yaygın olan bir sözcük

in a T, a vowel or diphthong and T and the next word begins with a vowel or diphthong,

T, sesli harf veya iki sesli harf ve T ile biter ve sonraki sözcük bir sesli harf veya iki sesli harfle başlar,

very common to link with a Flap T.

Flap T ile bağlantı kurması çok yaygındır .

Pot is, pot is, pot is, pot is decaf.

Pot is, pot is, pot is, pot is decaf.

... pot is decaf

...pot kafeinsizdir

...pot is decaf

...pot kafeinsizdir

... pot is decaf

... pot kafeinsizdir

Decaf is short for decaffeinated. Decaffeinated coffee.

Decaf, kafeinsizin kısaltmasıdır. Kafeinsiz kahve.

So, in the whole word de-caffeinated

Yani, tüm kelimede kafeinsiz vurgulanan

its caf that stressed but when we shorten it for some reason the stress changes and it's de-caf

kafeini vurguluyor ama herhangi bir nedenle kısalttığımızda vurgu değişiyor ve kafeinsiz oluyor,

it's not decaf but it's de-caf so the stress changes now we have first syllable stress.

kafeinsiz değil ama kafeinsiz yani stres değişiyor, şimdi ilk hece vurgumuz var.

Also, the vowel changes it's the E vowel

Ayrıca sesli harf değişir,

in the word decaffeinated it's a SCHWA de-caffeinated,

kafeinsiz kelimedeki E sesli harfidir, kafeinsiz bir SCHWA'dır,

but we can't ever have a SCHWA in a stressed syllable and so the vowel changes de-caf

ancak vurgulu bir hecede asla bir SCHWA olamaz ve bu nedenle sesli harf değişir de-caf

de-caf

de-caf

...decaf

...decaf

...decaf

.. .decaf

...decaf and which is regular.

...decaf ve hangisi normal.

Decaf and which is regular. So, in the word and the D is dropped.

Kafeinsiz ve düzenli olan. Yani, kelimede ve D düşürülür.

That reduction happens almost every single time you'll hear this word.

Bu azalma, bu kelimeyi neredeyse her duyduğunuzda gerçekleşir.

Sometimes the vowel reduces he doesn’t, but he does drop the D in decaf, and which one is regular.

Bazen sesli harf azalır, o yapmaz, ancak kafeinsizdeki D'yi düşürür ve hangisi normaldir.

...decaf and which is regular

...kafeinsiz ve düzenli

...decaf in which is regular

...kafeinsiz düzenli

...decaf in which is regular

...kafeinsiz kafeinsiz ve düzenli

Decaf an' which is regular.

kafeinsiz ve' düzenli.

Regular and his pitch does go up a little bit at the end.

Normal ve perdesi sonunda biraz yükseliyor.

That's not super common for statements but it does sometimes happen.

Bu, ifadeler için çok yaygın değildir, ancak bazen olur.

Here he might be doing it to soften what he's saying.

Burada söylediklerini yumuşatmak için yapıyor olabilir.

You know, he's basically saying

Biliyor musun, temelde

you messed up and I need to teach you how to do this it could also be used to say

senin her şeyi batırdığını ve sana bunu nasıl yapacağını öğretmem gerektiğini söylüyor, ayrıca aradaki

in a way I can't believe that you don't know the difference why would I have to teach you this which is regular

farkı bilmediğine inanamıyorum, bunu sana neden öğretmek zorunda olayım hangisi düzenli

...which is regular

... hangisi düzenli

...which is regular

... hangisi düzenli

... which is regular

... hangisi düzenli

Okay. Fine.

Peki. İyi.

Okay. Okay.

Tamam aşkım. Tamam aşkım.

The second syllable stressed there. It's a little bit harder to hear because the audience is laughing but okay.

Orada vurgulanan ikinci hece. Seyirci gülüyor çünkü duymak biraz daha zor ama tamam.

K is the one with the up-down shape, okay.

K, yukarı-aşağı şeklinde olandır, tamam.

Okay.

Tamam aşkım.

Okay.

Tamam aşkım.

Okay. Fine.

Tamam aşkım. İyi.

Fine. Fine. A little flatter fine shows a little bit of exasperation.

İyi. İyi. Biraz daha düz bir para cezası, biraz bıkkınlığı gösterir.

Okay. Fine.

Tamam aşkım. İyi.

Okay. Fine.

Tamam aşkım. İyi.

Okay. Fine.

Tamam aşkım. İyi.

Okay. Fine. Gunther,

Tamam aşkım. İyi. Gunther,

Gunther, Gunther

Gunther, Gunther

and it goes up in pitch first syllable stress Gun-ther.

ve Gunther vurgusu ilk hecede yükseliyor.

She goes up in pitch because she's not done talking. She has something to say

Konuşmasını bitirmediği için sesini yükseltiyor. Söyleyecek bir şeyi var

and we all know it's important. So, let's hear what she has to say.

ve hepimiz bunun önemli olduğunu biliyoruz. Öyleyse, ne söyleyeceğini duyalım.

Gunther,

Gunther,

Gunther,

Gunther,

Gunther, you know what?

Gunther, biliyor musun?

You know what? What's the stress there?

Biliyor musun? Oradaki stres nedir?

...you know what?

...Biliyor musun?

...you know what?

...Biliyor musun?

...you know what?

...Biliyor musun?

You know what?

Biliyor musun?

You know what?

Biliyor musun?

Dah, dah, dah. Know and what are both longer and the word you is said very quickly.

Dah, Dah, Dah. Bilin ve hem daha uzun olan hem de sizin sözünüz çok çabuk söylenir.

It's actually reduced it's not you it's yu, yu, yu know what

Aslında azaltılmış, sen değilsin, o yu, yu, yu biliyor musun

and everything links together really smoothly you know what and that phrase ends with a stop T.

ve her şey gerçekten pürüzsüz bir şekilde birbirine bağlanıyor, biliyor musun ve bu cümle bir T ile bitiyor.

There's not a release of air.

Hava çıkışı yok.

...you know what?

...Biliyor musun?

...you know what?

...Biliyor musun?

...you know what? I am a terrible waitress.

...Biliyor musun? Ben berbat bir garsonum.

In this next sentence what are the stressed syllables?

Bu sonraki cümlede vurgulu heceler nelerdir?

I am a terrible waitress.

Ben berbat bir garsonum.

I am a terrible waitress.

Ben berbat bir garsonum.

I am a terrible waitress.

Ben berbat bir garsonum.

I am a terrible waitress.

Ben berbat bir garsonum.

So, I and terr the most stressed.

Yani, ben ve ter en çok stresli.

Am and a lower in pitch flatter everything links together smoothly.

[ __ ] ve daha düşük bir ses perdesi, her şeyi sorunsuz bir şekilde birbirine bağlar.

I am a terr.

Ben bir terrim.

I am a terrible waitress.

Ben berbat bir garsonum.

I am a terrible waitress.

Ben berbat bir garsonum.

I am a terrible waitress.

Ben berbat bir garsonum.

Actually, I take that back I and am don't link together really there's a little lift there.

Aslında, bunu geri alıyorum, ben ve ben birbirine bağlanmıyorum gerçekten orada küçük bir artış var.

I am a terrible waitress and by separating those it brings a little bit more stress to it.

Ben berbat bir garsonum ve bunları ayırmak ona biraz daha fazla stres getiriyor.

I am a terrible waitress. So, by separating it off

Ben berbat bir garsonum. Yani, onu ayırarak,

it makes it even more clear brings even more prominence to her,

what she is saying about herself, I am a terrible waitress.

kendisi hakkında söylediklerini daha da netleştiriyor, ben berbat bir garsonum.

I am a terrible waitress.

Ben berbat bir garsonum.

I am a terrible waitress.

Ben berbat bir garsonum.

I am a terrible waitress.

Ben berbat bir garsonum.

Imma, Imma, Imma lower in pitch flatter terrible lots of stress there.

Imma, Imma, Imma perdede daha düşük, daha düz, orada çok fazla stres var.

There's a true T and she gives it a little bit extra air to bring even more stress.

Gerçek bir T var ve daha da fazla stres getirmesi için ona biraz fazladan hava veriyor.

Whenever we exaggerate a beginning consonant it brings more stress to that word, I am a terrible.

Ne zaman bir başlangıç ​​ünsüzünü abartsak, bu kelimeye daha fazla stres getirir, ben berbatım.

I am a terrible...

Ben korkunç...

I am a terrible...

Ben korkunç...

I am a terrible...

Ben korkunç...

Terrible, three syllable word with first syllable stress.

Korkunç, ilk hece vurgulu üç heceli kelime.

...terrible

...korkunç

...terrible

...korkunç

...terrible waitress.

...korkunç garson.

Waitress, waitress,

Garson, garson,

two syllable word, first syllable stress.

iki heceli kelime, ilk hece vurgusu.

Do you notice anything about the T.

T ile ilgili bir şey fark ettiniz mi?

Listen to just this word.

Sadece bu kelimeyi dinleyin.

...waitress.

...Bayan garson.

...waitress.

...Bayan garson.

...waitress.

...Bayan garson. Kulağa

It actually sounds like a CH waichress, waichress.

aslında bir CH waichress, waichress gibi geliyor.

...waitress.

...Bayan garson.

...waitress.

...Bayan garson.

...waitress.

...Bayan garson.

Do you know why I'm a terrible waitress?

Neden berbat bir garson olduğumu biliyor musun?

Okay, and in the next sentence what's our stress?

Pekala, bir sonraki cümlede stresimiz nedir?

What are our most stressed syllables?

En çok vurgulanan hecelerimiz nelerdir?

Do you know why I'm a terrible waitress?

Neden berbat bir garson olduğumu biliyor musun?

Do you know why I'm a terrible waitress?

Neden berbat bir garson olduğumu biliyor musun?

Do you know why I'm a terrible waitress?

Neden berbat bir garson olduğumu biliyor musun?

Do you know why, lots of stress on why and again stress on terr, terrible

Neden biliyor musunuz, neden üzerinde çok fazla stres ve yine terr, korkunç

and a little bit on waitress, waitress, So, these first three words flatter in pitch;

ve biraz da garson, garson üzerinde stres, Yani, bu ilk üç kelime perdede düzleşiyor;

less important that energy leads up to that peak and why.

enerjinin o zirveye çıkması ve neden olması daha az önemli.

Do you know why...

Neden biliyor musun...

Do you know why...

Neden biliyor musun...

Do you know why I'm a terrible waitress?

Neden berbat bir garson olduğumu biliyor musun?

Do you know why I am a terrible.

Neden korkunç biri olduğumu biliyor musun?

Actually, I wrote this with a contraction, but I don't hear that as I'm, I hear that as two syllables

Aslında, bunu bir kısaltma ile yazdım, ama bunu ben olarak duymuyorum, iki hece olarak duyuyorum,

I am, I am a, I am a, I am a,

ben a, ben a, ben a,

but they all link together really smoothly I am a, I am a. They're all unstressed, flatter in pitch.

ama hepsi çok düzgün bir şekilde birbirine bağlanıyor ben ben ayım ben a Hepsi vurgusuz, perdede daha düz.

Not I am a, that would be all three stressed but it's I am a, I am a, I am a

Ben a değilim, bu üçü de stresli olurdu ama ben a, ben a,

I am a...

ben a...

I am a...

Ben a...

I am a terrible waitress.

Ben berbat bir garsonum.

I am a terrible and then we get a big up-down shape.

Ben bir korkunçum ve sonra büyük bir yukarı-aşağı şekli elde ederiz. Vurgulu sözcük olan

Lots of stress after those three flatter words with the stressed word, the adjective terrible.

korkunç sıfatıyla birlikte bu üç pohpohlayıcı sözcükten sonra çok fazla stres.

...terrible

...korkunç

...terrible

...korkunç

... terrible waitress?. Because I don't care.

... berbat garson? Çünkü umrumda değil.

What are our most stressed syllables in this next phrase.

Bu sonraki ifadede en çok vurgulanan hecelerimiz nelerdir?

Because I don't care.

Çünkü umrumda değil.

Because I don't care.

Çünkü umrumda değil.

Because I don't care.

Çünkü umrumda değil.

Because I don't, because I don't care.

Çünkü umursamıyorum, çünkü umursamıyorum.

I and care are the most stress, but all of these words are clearly pronounced.

Ben ve bakım en stresli olanlardır, ancak tüm bu kelimeler açıkça telaffuz edilir.

Because can be reduced it's not.

Çünkü azaltılabilir değil.

She actually puts a quick E vowel

Aslında hızlı bir E sesli harfi koyuyor, bu

so if you look it up in the dictionary this would be an I or maybe a SCHWA

yüzden sözlüğe bakarsanız bu bir I veya belki bir SCHWA olabilir,

but sometimes when people are being extra clear or even just out of habit

ancak bazen insanlar çok net olduklarında veya hatta alışkanlıktan çıktıklarında içinde E harfi olan

these little unstressed syllables that have the letter E in them

bu küçük vurgusuz heceleri kullanırlar.

can be pronounced with the E vowel be, be, be, because, because.

E sesli harfiyle telaffuz edilebilir be, be, be, çünkü, çünkü. Çünkü Çünkü Çünkü Çünkü

Because

Because

Because

Because second syllable stress K,

ikinci hece vurgusu K,

UH as in butter Z cuz, cuz and there is some up-down shape to that too because, because.

UH ​​tereyağında olduğu gibi Z cuz, cuz ve bunun da bir miktar yukarı-aşağı şekli var çünkü, çünkü.

Because

Çünkü

Because

Çünkü

Because I don't care.

Çünkü umurumda değil.

How is the word don't pronounced?

Don kelimesi nasıl telaffuz edilmez?

I don't care.

umurumda değil

I don't care.

umurumda değil

I don't care.

umurumda değil

I'm actually going to put an up-down shape of stress on that too.

Aslında buna da yukarı-aşağı bir stres şekli koyacağım.

I really think she's stressing each one of these words for emphasis I don't care, I don't care, I don't care.

Bence gerçekten bu kelimelerin her birinin altını umursamıyorum, umrumda değil, umrumda değil vurgulamak için vurguluyor.

All of those to me feel long and with a little bit of that up-down shape.

Bunların hepsi bana uzun geliyor ve biraz yukarı-aşağı şeklinde.

I don't care.

umurumda değil

I don't care.

umurumda değil

I don't care.

umurumda değil

I'm hearing a really subtle stop T there. I don't care, I don't care, and that tiny lift

Orada gerçekten ince bir stop T duyuyorum. Umurumda değil, umurumda değil ve o küçük asansör

signifies the T, the stop T.

T'yi, T durağını gösteriyor.

Okay, now we get I don't care two more times. Let's listen to the pronunciation.

Tamam, şimdi iki kez daha umrumda değil. Telaffuzu dinleyelim.

I don't care.

umurumda değil

I don't care.

umurumda değil

I don't care. I don't care.

umurumda değil umurumda değil

I don't care. I don't care.

umurumda değil umurumda değil

There I is less stressed, and it's

Orada daha az stresliyim ve

more smoothly connected as one thought instead of each word being stressed.

her kelimenin vurgulanması yerine tek bir düşünce olarak daha düzgün bir şekilde bağlantılıyım.

Stress on don't and more stress on care.

Yapmama konusunda stres ve bakım konusunda daha fazla stres.

I don't care, dah, dah, dah.

Umurumda değil, dah, dah, dah.

I don't care.

umurumda değil

I don't care.

umurumda değil

I don't care.

umurumda değil

I don't care and again a very subtle quick lift here signifying the stop T. It's definitely not,

Umursamıyorum ve yine çok ince bir hızlı kaldırma burada T durağını gösteriyor. Kesinlikle değil,

I don't care but it's I don't care, I don't care. I don't care.

umurumda değil ama umurumda değil, umrumda değil. umurumda değil

I don't care.

umurumda değil

I don't care.

umurumda değil

I don't care which pot is regular.

Hangi tencerenin düzenli olduğu umurumda değil.

I don't care which pot is regular I don't care again stress on that word.

Hangi tencerenin normal olduğu umurumda değil, yine o kelimeyi vurgulama umurumda değil.

I don't care which pot is re-gular and again there was that subtle lift that signifies that stop T.

Hangi tencerenin normal olduğu umurumda değil ve yine T durağını gösteren o ince yükselme oldu.

It's not completely dropped. That would be I don' care, I don' care, don' care.

Tamamen düşmedi. Bu umrumda değil, umrumda değil, umrumda değil olurdu.

We do drop that T sometimes especially if the next word begins with a vowel

Bu T'yi bazen özellikle bir sonraki kelime bir ünlü

or a diphthong but when it's a consonant it's much more common

veya iki sesli harfle başlıyorsa düşürüyoruz, ancak bu bir ünsüz olduğunda

to make a quick stop T I don't care; I don't care which pot is regular.

hızlı bir T yapmak çok daha yaygın, umrumda değil; Hangi tencerenin düzenli olduğu umurumda değil.

I don't care which pot is regular.

Hangi tencerenin düzenli olduğu umurumda değil.

I don't care which pot is regular.

Hangi tencerenin düzenli olduğu umurumda değil.

I don't care which pot is regular and which pot is decaf.

Hangi tencerenin normal, hangisinin kafeinsiz olduğu umurumda değil.

I don't care which pot is pot is, pot is, pot is.

Hangi tencerenin ne olduğu umurumda değil, tencerenin, tencerenin ne olduğu umurumda değil.

Do you notice just like the other character she is linking those two words with a flap T.

Diğer karakter gibi o da bu iki kelimeyi bir flap T ile ilişkilendiriyor fark ettiniz mi

Pot is, pot is, which pot is regular and then she really stretches which doesn't she?

?

Which pot is regular and which pot is decaf.

Hangi demlik normal, hangi demlik kafeinsiz.

...which pot is regular and which pot is decaf.

...hangi demlik normal, hangi demlik kafeinsiz.

...which pot is regular and which pot is decaf.

...hangi demlik normal, hangi demlik kafeinsiz.

...which pot is regular and which pot is decaf.

...hangi demlik normal, hangi demlik kafeinsiz.

Does she connect these two words with a flap T again?

Bu iki kelimeyi yine bir flep T ile birleştiriyor mu?

Listen.

Dinlemek.

...which pot is decaf.

...kafeinsiz demlik.

...which pot is decaf.

...kafeinsiz demlik.

...which pot is decaf.

...kafeinsiz demlik.

Yes, she does. That's a flap T connecting pot is, pot is, pot is.

Evet o yapar. Bu bir flep T bağlantı potu, pot, pot.

...which pot is decaf.

...kafeinsiz demlik.

...which pot is decaf.

...kafeinsiz demlik.

...which pot is decaf.

...kafeinsiz demlik.

The word and she does do a full reduction, So, she reduces the D and the vowel

Kelime ve o tam bir kısaltma yapıyor, Yani D'yi ve

n, n, n, n, n.

n, n, n, n, n sesli harflerini azaltıyor.

I say to my students it can sound like this word in said very quickly regular 'n, regular n' which.

Öğrencilerime bu kelimenin kulağa çok hızlı bir şekilde söylendiği gibi gelebileceğini söylüyorum düzenli 'n, düzenli n' olan.

...which pot is regular and which pot is decaf.

...hangi demlik normal, hangi demlik kafeinsiz.

...which pot is regular and which pot is decaf.

...hangi demlik normal, hangi demlik kafeinsiz.

...which pot is regular and which pot is decaf.

...hangi demlik normal, hangi demlik kafeinsiz.

You know this is the third time now that we're seeing and hearing the word pot and I want to point out

Biliyorsunuz, bu artık pot kelimesini üçüncü kez görüp işitişimiz ve

it's the letter O and that causes some people to round their lips and sort of shut it down

bunun O harfi olduğunu belirtmek istiyorum ve bu bazı insanların dudaklarını bükmesine ve onu bir nevi kapatmasına neden oluyor

but it's more open.

ama bu daha açık.

It's the AH as in father vowel pot, AH, AH, pot, pot.

Baba sesli harf pot, AH, AH, pot, pot gibi AH'dir.

...which pot is...

...hangi tencere... ...

...which pot is...

hangi tencere...

...which pot is decaf

...hangi tencere kafeinsiz

Decaf, a little bit of stress on that stressed syllable D, decaf.

Kafeinsiz, vurgulu hece D'ye biraz vurgu , kafeinsiz.

...decaf

...kafeinsiz

...decaf

...kafeinsiz

...decaf. I don't care where the tray spot is.

...kafeinsiz. Tepsi noktasının nerede olduğu umurumda değil.

I don't care and another break here, I don't care.

Umurumda değil ve burada bir mola daha, umurumda değil.

She does a little lift and again there's a stop T there, I don't care.

Biraz kaldırıyor ve yine orada bir T durağı var, umurumda değil.

Most of the stress on care.

Stresin çoğu bakımda.

I don't care.

umurumda değil

I don't care.

umurumda değil

I don't care where the tray spot is.

Tepsi noktasının nerede olduğu umurumda değil.

Where the, where the, where the, flatter lower in pitch unstressed then we have

Nerede, nerede, nerede, vurgulanmadan perdede daha alçak, o zaman

tray spot is and she connects spot and is with a flap T.

tepsi noktamız var ve o noktayı birleştiriyor ve bir flep T ile.

Ending T coming after a vowel or diphthong followed by a vowel or diphthong linking that with a flap T.

Bitiş T, bir sesli harf veya ikili ünlüden sonra geliyor ve bunu bir sesli harf veya ikili ünlü ile birleştiriyor T.

...where the tray spot is.

...tepsi noktasının olduğu yer.

...where the tray spot is.

...tepsi noktasının olduğu yer.

...where the tray spot is.

...tepsi noktasının olduğu yer.

Now, what is tray spot.

Şimdi tepsi spotu nedir.

This is not a very common phrase, common thing. I guess that what she's referencing

Bu çok yaygın bir tabir değil, yaygın bir şey. Sanırım bahsettiği şey,

is probably something that came up earlier in the episode

muhtemelen bölümün başlarında içkilerini

that the tray that she's supposed to take

çıkarması gereken tepsinin

drinks out on has a particular spot and she was not putting it in its particular spot.

belirli bir noktasına sahip olduğu ve onu belirli bir yere koymadığı şeklinde ortaya çıkan bir şey.

...where the tray spot is.

...tepsi noktasının olduğu yer.

...where the tray spot is.

...tepsi noktasının olduğu yer.

...where the tray spot is.

...tepsi noktasının olduğu yer.

Also, just like pot we have the letter O but it's the AH as in father vowel.

Ayrıca tıpkı pot gibi bizde de O harfi var ama baba ünlüdeki gibi AH.

...tray spot is.

...tepsi noktasıdır.

...tray spot is.

...tepsi noktasıdır.

...tray spot is. I just don't care. This is not what I want to do.

...tepsi noktasıdır. umurumda değil. Yapmak istediğim bu değil.

Then she says two more phrases, but she links them all together into one thought group.

Sonra iki cümle daha söylüyor ama hepsini tek bir düşünce grubuna bağlıyor.

Every word smoothly connects to the next word.

Her kelime sorunsuz bir şekilde bir sonraki kelimeye bağlanır.

I just don't care. This is not what I want to do.

umurumda değil. Yapmak istediğim bu değil.

I just don't care. This is not what I want to do.

umurumda değil. Yapmak istediğim bu değil.

I just don't care. This is not what I want to do.

umurumda değil. Yapmak istediğim bu değil.

I just don't care this is not, a little bit of stress there, not what I want to do.

Bunun olmaması umurumda değil, orada biraz stres, yapmak istediğim şey bu değil.

So, care and do get a lot of stress. Notice the word not. Again, the letter O it's the AH as in father vowel.

Bu yüzden, önemseyin ve çok fazla stres alın. Değil kelimesine dikkat edin. Yine O harfi baba ünlüsünde olduğu gibi AH'dir.

I just don't care. This is not what I want to do.

umurumda değil. Yapmak istediğim bu değil.

I just don't care. This is not what I want to do.

umurumda değil. Yapmak istediğim bu değil.

I just don't care. This is not what I want to do.

umurumda değil. Yapmak istediğim bu değil.

Let's look at the first part of this thought group. I just don't care,

Bu düşünce grubunun ilk bölümüne bakalım. Sadece umrumda değil,

dah, the pitch, the melody everything is rising. The energy rising up towards that peak of stress on care.

dah, perde, melodi her şey yükseliyor. Bakımdaki stresin o zirvesine doğru yükselen enerji.

I just don't care.

umurumda değil.

Again, a stop T there.

Yine orada bir durak T.

Now, the T in just is actually totally dropped

Şimdi, sadece içindeki T aslında tamamen düşürüldü

and this is really common with this word and any word that ends in an SC cluster

ve bu, bu kelimede ve bir

or a T cluster of any kind when the next word begins with a consonant.

sonraki kelime bir ünsüzle başladığında bir SC kümesinde veya herhangi bir T kümesinde biten herhangi bir kelimede gerçekten yaygın.

We usually drop the T,

T'yi genellikle

very common to drop the T between consonants and just link the two words together,

ünsüzler arasına atıp iki kelimeyi birbirine bağlamak için çok yaygın olan T'yi düşürürüz, sadece

I jus' don't, jus' don't, right from the S into the D.

S'den D'ye sadece yapma, sadece yapma,

I just don't care.

sadece umrumda değil.

I just don't care.

umurumda değil.

I just don't care. This is not what I want to do.

umurumda değil. Yapmak istediğim bu değil.

This is lower in pitch, this is not, this is not said more quickly

Bu daha düşük tonda, bu değil, bu daha hızlı söylenmiyor

and again they link together just like every word in this thought group.

ve yine bu düşünce grubundaki her kelime gibi birbirine bağlanıyor.

This is, this is, this is not.

Bu, bu, bu değil.

This is not...

Bu değil...

This is not...

Bu değil...

This is not...

Bu değil...

This is not with a stop T.

Bu T stoplu değil.

Now, why is this a stop T?

Şimdi, bu neden T stoplu?

Pot and spot, those words linked in with a Flap T.

Çömlek ve nokta, bu kelimeler bir Flap T ile bağlantılı.

That's because the next word began with a vowel or diphthong.

Bunun nedeni, bir sonraki kelimenin bir ünlü veya iki sesli harfle başlamasıdır.

Here, the next word begins with a consonant sound W.

Burada, bir sonraki kelime ünsüz W ile başlıyor.

So, that ending T is a Stop T.

Yani, bu T bitişi bir Stop T'dir.

This is not what I want to do.

Yapmak istediğim bu değil.

This is not what I want to do.

Yapmak istediğim bu değil.

This is not what I want to do.

Yapmak istediğim bu değil.

This is not what I want to do.

Yapmak istediğim bu değil.

Listen to just the words what I want to.

Sadece istediğim kelimeleri dinle.

...what I want to...

...ne yapmak istiyorsam...

...what I want to...

...what I want to...

...ne yapmak istiyorsam... ...ne yapmak

istiyorsam...

Said very quickly these are unstressed, flatter in pitch, less clear.

Çok çabuk söylendi bunlar vurgusuz, perdesi daha düz, daha az net.

What I, these two words link together with a Flap T, what I, what I.

Ne ben, bu iki kelime bir Flap T ile bağlantılıdır,

Want to, that gets reduced, that gets changed to wanna what I wanna, what I wanna, what I wanna.

ne ben, ne ben.

…what I want to...

...ne yapmak istersem...

...what I want to...

...ne yapmak istersem... ...

...what I want to...

ne yapmak istersem...

Listen to those four words together again and then there's going to be a little break.

Bu dört kelimeyi tekrar bir arada dinleyin ve sonra küçük bir ara olacak.

Try to repeat it back so you'll hear it three times and then you try to say it

Tekrar etmeye çalışın, böylece üç kez duyacaksınız ve sonra söylemeye çalışın

and try to match exactly what she's doing.

ve onun yaptığıyla tam olarak eşleşmeye çalışın.

There's a lot of simplification you might want to pronounce more than she is, try not to, just repeat.

Ondan daha fazlasını telaffuz etmek isteyebileceğiniz pek çok basitleştirme var, yapmamaya çalışın, sadece tekrarlayın.

...what I want to...

...ne yapmak istiyorsam... ...

...what I want to ...

ne yapmak istiyorsam...

...what I want to do.

...ne yapmak istiyorsam.

And then all of that links into the next word, the stressed word do

Ve sonra tüm bunlar bir sonraki kelimeye, vurgulanan kelime

with that longer length and that up-down shape.

o daha uzun uzunluk ve bu yukarı-aşağı şekle bağlanır.

...do

...yap

...do.

...yap.

...do. So, I don't think I should do it anymore.

...Yapmak. Yani, artık bunu yapmam gerektiğini düşünmüyorum.

Okay. In this next sentence what do you hear as the peak of stress for the whole sentence.

Tamam aşkım. Bir sonraki cümlede, tüm cümle için stresin zirvesi olarak ne duyuyorsunuz?

So, I don't think I should do it anymore.

Yani, artık bunu yapmam gerektiğini düşünmüyorum.

So, I don't think I should do it anymore.

Yani, artık bunu yapmam gerektiğini düşünmüyorum.

So, I don't think I should do it anymore.

Yani, artık bunu yapmam gerektiğini düşünmüyorum.

So, I don't, little bit of stress there.

Yani, orada biraz stres yapmıyorum.

So, I don't but then even more stress on. So, I don't think I should do it anymore.

Yani, yapmıyorum ama sonra daha da strese giriyorum. Yani, artık bunu yapmam gerektiğini düşünmüyorum.

Definitely the peak of stress is do and all of the words lead up to that

Kesinlikle stresin zirvesi do'dur ve tüm kelimeler buna götürür

and then all of the words after that kind of fall away from that peak of energy,

ve sonra bu türden sonraki tüm kelimeler o enerji zirvesinden,

that peak of volume, that peak of stress.

o hacim zirvesinden, o stres zirvesinden uzaklaşır.

So, I don't think I should do it anymore.

Yani, artık bunu yapmam gerektiğini düşünmüyorum.

So, I don't think I should do it anymore.

Yani, artık bunu yapmam gerektiğini düşünmüyorum.

So, I don't think I should do it anymore.

Yani, artık bunu yapmam gerektiğini düşünmüyorum.

So, I don't think, so I don't think up. Again, I would write that as a really light quick Stop T.

Yani düşünmüyorum, bu yüzden uydurmuyorum. Yine, bunu gerçekten hafif hızlı bir Stop T olarak yazardım.

So, and I said really quickly.

Yani, ve gerçekten hızlı bir şekilde söyledim.

Not that clear. I don't think I hear an O diphthong in so.

O kadar net değil. Öyle bir O diphthong duyduğumu sanmıyorum.

So, I don't think...

Yani, düşünmüyorum...

So, I don't think...

Yani, düşünmüyorum...

So, I don't think...

Yani, düşünmüyorum...

It's more just like sou, sou, sou I don't, sou I don't, sou I don't.

Daha çok şu gibi: sen, sen, ben değilim, ben değilim, bilmiyorum.

I guess I would right that as the SCHWA so, so, so I don't, so I don't, so I don't

Sanırım bunu SCHWA olarak doğru yapardım, yani, bu yüzden yapmıyorum, bu yüzden yapmıyorum, bu yüzden

linking together really smoothly, really quickly.

gerçekten sorunsuz, gerçekten hızlı bir şekilde birbirine bağlanmıyorum.

So, I don't think...

Yani, sanmıyorum...

So, I don't think...

Yani, sanmıyorum...

So, I don't think...

Yani, sanmıyorum...

These first two words unstressed then we have think I should.

Bu ilk iki kelimeyi vurgulamadan sonra yapmam gerektiğini düşündük.

Let's listen to just those three words.

Sadece bu üç kelimeyi dinleyelim.

...think I should...

...düşünmeliyim...

...think I should...

...düşünmeliyim... ...

...think I should...

düşünmeliyim...

Think I should, think I should, think I should, think I should.

Yapmalıyım, düşünmeliyim, yapmalıyım, düşünmeliyim.

A little bit more length on think.

Düşünmek için biraz daha uzun.

Think I should, think I should, think I should linking together really smoothly.

Düşünmeliyim, düşünmeliyim, gerçekten düzgün bir şekilde birbirine bağlanmalıyım.

The word should is like just an SH and a SCHWA.

Gereken kelime sadece bir SH ve bir SCHWA gibidir. Bir

The next word begins with the D and so these really combine, wouldn't make the D twice.

sonraki kelime D ile başlar ve bu yüzden bunlar gerçekten birleşir, D'yi iki kez yapmaz.

Single D sound and it really goes with the stressed feeling.

Single D sesi ve gerçekten stresli duygu ile gider.

So, you could almost just think of the D in should as being dropped should do, should do, should do.

Yani, neredeyse sadece D'yi bırakmanın yapması gerektiği, yapması gerektiği, yapması gerektiği gibi düşünebilirsiniz.

...think I should do it anymore.

...artık yapmam gerektiğini düşünüyorum.

...think I should do it anymore.

...artık yapmam gerektiğini düşünüyorum.

...think I should do it anymore.

...artık yapmam gerektiğini düşünüyorum.

Should do it anymore.

Artık yapmalı.

What do you think we're going to hear with this T when we study it.

Çalıştığımızda bu T ile ne duyacağımızı düşünüyorsun?

It's the end of a word.

Bu bir kelimenin sonu.

The sound before is a vowel and the next word begins with a vowel.

Önceki ses sesli harftir ve sonraki kelime sesli harfle başlar.

I should do it anymore.

Artık yapmalıyım.

I should do it anymore.

Artık yapmalıyım.

I should do it anymore.

Artık yapmalıyım.

Do it anymore.

artık yap

Did you guess the Flap T? You were right. it any, it any, dah, dah, dah, dah, dah.

Flap T'yi tahmin ettiniz mi? Haklıydın. hepsi, hepsi, dah, dah, dah, dah, dah.

The tongue just flaps against the roof of the mouth.

Dil sadece ağzın çatısına doğru kanat çırpar.

So, we have a lot of stress on do, some stress on don't, some stress on think

Yani, yapmak konusunda çok fazla stresimiz var, yapmamak için biraz stresimiz var, düşünmek için biraz stresimiz var

and then the other words are said really quickly.

ve sonra diğer kelimeler gerçekten hızlı bir şekilde söyleniyor.

We have some reductions. This contrast is really important in American English.

Bazı indirimlerimiz var. Bu karşıtlık Amerikan İngilizcesinde gerçekten önemlidir.

It's one of the characteristics that makes it sound American.

Bu, onu Amerikan gibi hissettiren özelliklerden biridir.

...do it anymore.

...artık yap.

...do it anymore.

...artık yap.

...do it anymore.

...artık yap.

I'm going to give you my week’s notice.

Sana haftamın haberini vereceğim.

Okay. In this next sentence what are the most stressed words?

Tamam aşkım. Bu sonraki cümlede en çok vurgulanan kelimeler nelerdir?

I'm going to give you my week’s notice.

Sana haftamın haberini vereceğim.

I'm going to give you my week’s notice.

Sana haftamın haberini vereceğim.

'm going to give you my week’s notice.

Sana bir hafta önceden haber vereceğim.

I'm going to give you my week’s notice.

Sana haftamın haberini vereceğim.

So, basically she's saying she quits, and she'll work one more week.

Yani, temelde işi bıraktığını ve bir hafta daha çalışacağını söylüyor.

I'm going to give you my week’s notice.

Sana haftamın haberini vereceğim.

I'm going to give you my week’s notice.

Sana haftamın haberini vereceğim.

I'm going to give you my week’s notice.

Sana haftamın haberini vereceğim.

Okay, before the first stressed word give what do we have?

Tamam, ilk vurgulanan kelimeden önce ver elimizde ne var?

I'm going to...

Ben... Ben

I'm going to...

I'm going to...

gidiyorum... Ben

... Ben

I am going to become muh, muh.

muh, muh olacağım.

I actually did another video on this about how extreme this reduction is.

Aslında bu azalmanın ne kadar aşırı olduğu hakkında bununla ilgili başka bir video yaptım .

We lose the I, we lose the G,

I'yi kaybederiz, G'yi kaybederiz,

so this did become this is common to be reduced to gonna,

yani bu, bu hale geldi, bunun indirgenmesi normal olacak,

going to becomes gonna but sometimes when the contraction I am comes before

gidiş olacak olur ama bazen I'm daralması daha önce geldiğinde

we actually replace the beginning G with the M so it's just monna, monna, monna, monna, monna.

G'yi M ile değiştiririz, bu yüzden sadece monna, monna, monna, monna, monna.

I'm going to...

I'm going to...

Ben... Ben

gidiyorum...

I'm going to give you my week’s notice.

Sana bir hafta önceden haber vereceğim.

I'm going to give, I'm going to give, I'm going to give.

Vereceğim, vereceğim, vereceğim.

I am going to, those are five syllables and they get reduced to two, monna, monna, monna.

Gidiyorum, bunlar beş hece ve ikiye indirgeniyor, monna, monna, monna.

I'm going to give...

Vereceğim... Vereceğim...

I'm going to give...

I'm going to give...

Vereceğim...

I would write that in IPA with the M consonant,

Bunu IPA'da M ünsüzle yazardım,

UH as in butter and then the end in the SCHWA, monna, monna, monna, monna give.

UH tereyağında olduğu gibi ve sonra SCHWA'da biter, monna, monna, monna, monna ver.

I'm going to give you...

Sana vereceğim... Sana

I'm going to give you...

vereceğim...

I'm going to give you my week's notice.

Sana bir hafta önceden haber vereceğim.

I'm going to give you my.

sana benimkini vereceğim

You and my lower in pitch, unstressed and then week's notice, stress on weeks and notice

Sen ve benim perdemiz daha düşük, vurgusuz ve ardından haftanın bildirimi, haftalardaki vurgu ve bildirim,

falls off in pitch from that, week's notice.

o haftanın bildiriminden itibaren perdede düşüyor.

I'm going to give you my week's notice.

Sana haftamın haberini vereceğim.

I'm going to give you my week's notice.

Sana haftamın haberini vereceğim.

I'm going to give you my week's notice.

Sana haftamın haberini vereceğim.

The T in notice is a Flap T because it comes between two vowels

Nottaki T bir Flap T'dir çünkü iki sesli harf arasına gelir

and it does not start a stressed syllable.

ve vurgulu bir heceye başlamaz.

...week's notice.

...haftadan haber.

...week's notice.

...haftadan haber.

...week's notice.

...haftadan haber.

What?

Ne?

Okay. So, I've just listened to him saying this about a thousand times

Tamam aşkım. Bu yüzden,

to try to determine if I thought I heard a little escape of air before the W, what.

W'den önce küçük bir hava kaçışı duyduğumu düşünüp düşünmediğimi belirlemek için bunu yaklaşık bin kez dinledim.

I think I do hear a really, really light one.

Sanırım gerçekten çok hafif bir ses duyuyorum.

That's not very common anymore, it's something my mom does, and my friend said her mom does it.

Bu artık çok yaygın değil, annemin yaptığı bir şey ve arkadaşım annesinin yaptığını söyledi.

We love our moms. They're in their seventies and it's not really that current to speak that way anymore.

Annelerimizi seviyoruz. Yetmişli yaşlarındalar ve artık bu şekilde konuşmak o kadar da güncel değil.

So, by making that little escape of air

Yani, o küçük hava kaçışını yapmak,

is again making him just a little bit different like when he didn't reduce to before

onu daha önce azaltmadığı

and is maybe part of his character.

ve belki de karakterinin bir parçası olduğu zamanki gibi biraz farklı kılıyor.

Maybe this guy in actual conversational English

Belki gerçek konuşma İngilizcesindeki bu adam

would be making just a pure W sound what, what but instead it's what, what, AH, AH

sadece saf bir W sesi çıkarırdı ne, ne ama bunun yerine ne, ne, AH, AH

and the vowel is closer to the AH as in father vowel

ve sesli harf baba sesli harfte olduğu gibi AH'ye daha yakındır,

whereas I think it's more common to make it the UH as in butter vowel.

oysa bence bunu yapmak daha yaygın UH, tereyağı ünlüsünde olduğu gibi.

Both are acceptable pronunciations, but the difference is what versus what, UH, UH, what.

Her ikisi de kabul edilebilir telaffuzlardır, ancak fark, neye karşı, UH, UH, ne'dir.

What?

Ne?

What?

Ne?

What?

Ne?

And he does a little light release of a True T.

Ve True T'yi biraz hafif bırakıyor.

Again, not the most common way to pronounce that T.

Yine, T'yi telaffuz etmenin en yaygın yolu değil

It would be more common to make that a stop what, what.

.

What?

Ne?

What?

Ne?

What?

Ne?

Gunther, I quit

Gunther, bırakıyorum

Okay what is our stress of this sentence?

Tamam, bu cümlenin vurgusu nedir?

Gunther, I quit.

Gunther, istifa ediyorum.

Gunther, I quit.

Gunther, istifa ediyorum.

Gunther, I quit.

Gunther, istifa ediyorum.

Gunther, I quit.

Gunther, istifa ediyorum.

Gun, the stressed syllable of his name Gunther, I quit and then the verb.

Gunther isminin vurgulu hecesi olan Gunther, fiili ve ardından bıraktım.

So, the two middle syllables less stressed, lower in pitch

Böylece ortadaki iki hece daha az vurgulu, daha alçak perdeli

Gun-ther, I quit.

Gun-ther, bıraktım.

Gunther, I quit.

Gunther, istifa ediyorum.

Gunther, I quit.

Gunther, istifa ediyorum.

Gunther, I quit.

Gunther, istifa ediyorum.

And she does do a True T release here

Ve burada,

making that word even more clear, making it an even stronger statement.

bu kelimeyi daha da netleştiren, daha da güçlü bir ifade haline getiren bir True T açıklaması yapıyor.

Gunther, I quit.

Gunther, istifa ediyorum.

Gunther, I quit.

Gunther, istifa ediyorum.

Gunther, I quit.

Gunther, istifa ediyorum.

Does this mean we're going to have to start paying for coffee?

Bu, kahve için para ödemeye başlayacağımız anlamına mı geliyor?

Okay. Then Chandler with his asides, so funny.

Tamam aşkım. Sonra yanlarıyla Chandler, çok komik.

What's the stress here?

Buradaki stres nedir?

It's under his breath, it's a little bit less clear

Nefesinin altında, biraz daha az net

but we can still hear the contrast between stressed and unstressed.

ama yine de vurgulu ve vurgusuz arasındaki karşıtlığı duyabiliyoruz.

Does this mean we're going to have to start paying for coffee?

Bu, kahve için para ödemeye başlayacağımız anlamına mı geliyor?

Does this mean we're going to have to start paying for coffee?

Bu, kahve için para ödemeye başlayacağımız anlamına mı geliyor?

Does this mean we're going to have to start paying for coffee?

Bu, kahve için para ödemeye başlayacağımız anlamına mı geliyor?

Does this mean, a little bit of stress on mean.

Bu, ortalama üzerinde biraz stres anlamına mı geliyor?

Does this mean we're going to have to start pay-ing for coffee?

Bu, kahve için para ödemeye başlayacağımız anlamına mı geliyor?

Mean, pay and co.

Ortalama, ödeme ve ortak.

We have some reductions. Let's look at the first two words does this.

Bazı indirimlerimiz var. Bunu yapan ilk iki kelimeye bakalım.

Does this...

Bunu yapar...

Does this...

Bunu yapar...

Does this...

Bunu yapar...

So, the word does would be written in IPA fully pronounced D, UH as in butter, Z

Yani, IPA'da, did kelimesi tam olarak telaffuz edilerek D, UH, tereyağında olduğu gibi, Z

and the word this voiced TH as in sit and S.

ve bu seslendirmeli kelime TH, sit ve S'de olduğu gibi yazılır.

Does this but what he did here is something that you'll hear in conversational English.

burada yaptığı şey, konuşma İngilizcesinde duyacağınız bir şey.

Does this mean, does this mean.

Bu şu anlama mı geliyor, bu şu anlama mı geliyor? Z'nin

We drop the first sounds of does we take the Z and we replace the TH,

ilk seslerini atıyoruz ve TH'yi değiştiriyoruz,

zis, zis, zis, zis mean, zis mean, zis mean smoothly linked together.

zis, zis, zis, zis ortalama, zis ortalama, zis ortalama düzgün bir şekilde birbirine bağlı.

Does this mean?

Bu şu anlama mı geliyor?

Does this mean?

Bu şu anlama mı geliyor?

Does this mean we're going to have to start paying for coffee?

Bu, kahve için para ödemeye başlayacağımız anlamına mı geliyor?

We're going to have to start.

Başlamak zorunda kalacağız.

We're going to have to start

Başlamak zorunda kalacağız,

then we have a bunch of words that are lower in pitch, unstressed compared to pay, we're going to.

sonra perdesi daha düşük, ödemeye kıyasla vurgusuz bir sürü kelimemiz olacak, başlayacağız.

Going to is reduced, gonna, gonna have to start, gonna have to start.

Gitmek azaltıldı, başlayacak, başlamak zorunda kalacak, başlamak zorunda kalacak.

Going to have to start.

Başlamak zorunda kalacak.

Going to have to start.

Başlamak zorunda kalacak.

Going to have to start.

Başlamak zorunda kalacak.

have to, have to, have to, have to.

zorunda, zorunda, zorunda, zorunda.

So, this is being pronounced HAHF.

Yani, bu HAHF olarak telaffuz ediliyor. Bir

The V sound gets turned to an F because of the next sound being a True T.

sonraki ses True T olduğu için V sesi F'ye çevrilir.

When these two words go together that happens a lot.

Bu iki kelime bir araya geldiğinde bu çok olur.

True T but then SCHWA-

True T ama sonra SCHWA-

have to, have to, have to, have to.

zorunda, zorunda, zorunda, zorunda.

We're going to have to start, we're going to have to start.

Başlamak zorunda kalacağız, başlamak zorunda kalacağız.

...we're going to have to start...

...başlamak zorunda kalacağız...

...we're going to have to start...

...başlamak zorunda kalacağız...

...we're going to have to start...

...başlamak zorunda kalacağız...

And then stress on pay, we're going to have to start pay-ing.

Ve sonra maaş stresi, biz' ödemeye başlamanız gerekecek.

...we're going to have to start paying...

...ödemeye başlamamız gerekecek... ...

...we're going to have to start paying...

ödemeye başlamamız gerekecek...

...we're going to have to start paying for coffee?

...kahve için ödeme yapmaya başlamamız mı gerekecek?

Paying for coffee and then we have one final reduction.

Kahve için ödeme yapıyoruz ve ardından son bir indirimimiz var.

The word for pronounced fer, such a common reduction, fer, fer, paying fer coffee.

Telaffuz edilen fer kelimesi, böyle yaygın bir indirgeme, fer, fer, ödeyen fer kahve.

...paying for coffee?

...kahve için para mı ödüyorsun?

...paying for coffee?

...kahve için para mı ödüyorsun?

...paying for coffee?

...kahve için para mı ödüyorsun?

And it goes up in pitch because it's a yes/no question

Ve bir cevap beklemese bile bu bir evet/hayır sorusu olduğu için ses perdesi yükseliyor

even though he's not expecting an answer. It's just a joke.

. Sadece bir şaka.

...paying for coffee?

...kahve için para mı ödüyorsun?

...paying for coffee?

...kahve için para mı ödüyorsun?

...paying for coffee?

...kahve için para mı ödüyorsun?

Rachel quits her job. Let's listen to this whole conversation one more time.

Rachel işini bırakır. Bu sohbetin tamamını bir kez daha dinleyelim.

Rachel.

Rachel.

Yeah.

Remind me to review with you which pot is decaf, and which is regular.

Evet.

Hangi tencerenin kafeinsiz, hangisinin normal olduğunu sizinle birlikte gözden geçirmemi hatırlatın.

Okay. Fine. Gunther, you know what, I am a terrible waitress.

Tamam aşkım. İyi. Gunther, biliyor musun, ben berbat bir garsonum.

Do you know why I'm a terrible waitress?

Neden berbat bir garson olduğumu biliyor musun?

Because I don't care. I don't care. I don't care which pot is regular and which pot is decaf.

Çünkü umrumda değil. umurumda değil Hangi tencerenin normal, hangisinin kafeinsiz olduğu umurumda değil.

I don't care where the tray spot is. I just don't care. This is not what I want to do.

Tepsi noktasının nerede olduğu umurumda değil. umurumda değil. Yapmak istediğim bu değil.

So, I don't think I should do it anymore.

Yani, artık bunu yapmam gerektiğini düşünmüyorum.

I’m going to give you my week’s notice.

Sana haftamın haberini vereceğim.

What?

Ne?

Gunther, I quit.

Gunther, istifa ediyorum.

Does this mean we're going to have to start paying for coffee?

Bu, kahve için para ödemeye başlayacağımız anlamına mı geliyor?

If you love Learning English with TV we do have a whole playlist for that, check it out

TV ile İngilizce Öğrenmeyi seviyorsanız, bunun için tam bir çalma listemiz var, göz atın

and if you love this kind of full pronunciation analysis I do a lot of it in my Academy.

ve bu tür tam telaffuz analizlerini seviyorsanız, Akademimde bunun çoğunu yapıyorum.

My Academy is where I help students train and really reach their accent, their pronunciation goals.

Akademim, öğrencilerin eğitim almalarına ve gerçekten aksanlarına, telaffuz hedeflerine ulaşmalarına yardımcı olduğum yerdir.

It's Rachel's English Academy.

Burası Rachel'ın İngiliz Akademisi.

There’s a -day money-back guarantee so don't be afraid to try it.

Bir günlük para iade garantisi var, bu yüzden denemekten korkmayın.

Also, don't forget to subscribe to my YouTube channel. I make a new video every Tuesday.

Ayrıca YouTube kanalıma abone olmayı unutmayın. Her Salı yeni bir video çekiyorum. Hepsi

That's it guys and thanks so much for using Rachel's English.

bu kadar çocuklar ve Rachel'ın İngilizcesini kullandığınız için çok teşekkürler.