How to Prepare for a Job Interview – Common Interview Questions - Job Interview Tips

Interviewers know if you’ve prepared for a job interview or not –

Görüşmeciler, bir iş görüşmesine hazırlanıp hazırlanmadığınızı bilirler

and if you haven’t prepared, you probably won’t get the job.

ve eğer hazırlanmadıysanız, muhtemelen işi alamayacaksınız.

One of the most important things to do before a job interview is to practice answering interview questions.

Bir iş görüşmesinden önce yapılacak en önemli şeylerden biri, görüşme sorularını yanıtlamak için pratik yapmaktır.

You’ll have better answers and you’ll be more relaxed,

Daha iyi cevaplar alacaksınız ve daha rahat olacaksınız,

opening the door to a greater connection with the person interviewing you.

sizinle röportaj yapan kişiyle daha büyük bir bağlantının kapısını açacaksınız.

Today we’re going to sit down with three experts who will talk you though common interview questions,

Bugün sizinle ortak mülakat soruları,

how to answer them, body language, and some Do’s an Don’ts of interviewing.

bunlara nasıl cevap verileceği, beden dili ve röportajda Yapılması ve Yapılmaması Gerekenler hakkında konuşacak üç uzmanla oturacağız.

This is a long video because there’s a lot to cover.

Bu uzun bir video çünkü ele alınacak çok şey var.

You’ll learn how to talk about transitions between jobs, what to say if you’ve been fired,

İşler arasındaki geçişler hakkında nasıl konuşulacağını, kovulduğunuzda ne söyleyeceğinizi,

what to say when you’re not sure how to answer a question,

bir soruyu nasıl cevaplayacağınızdan emin olmadığınızda ne söyleyeceğinizi,

the right way to follow up, the right body language, and much more.

doğru takip yolunu, doğru vücut dilini ve daha fazla.

Being prepared WILL get you the job.

Hazırlıklı olmak size işi getirecektir.

At the end of the video, there will be a lesson for my non-native English speaking students on vocal tone.

Videonun sonunda anadili İngilizce olmayan öğrencilerim için ses tonu dersi olacak.

You may be absolutely wonderful at what you do, and have a great cover letter and resume.

Yaptığınız işte kesinlikle harika olabilirsiniz ve harika bir ön yazı ve özgeçmişiniz olabilir.

But interviewing is its own separate skill.

Ancak görüşme yapmak kendi ayrı becerisidir.

Cindy has hired hundreds of people for the non-profits she ran in New York City.

Cindy, New York'ta yönettiği kar amacı gütmeyen kuruluşlar için yüzlerce kişiyi işe aldı.

Now she works as a recruiter and she interviews people all day.

Şimdi işe alım görevlisi olarak çalışıyor ve tüm gün insanlarla röportaj yapıyor.

She says, before your interview, it is extremely important.

Röportajınızdan önce bunun son derece önemli olduğunu söylüyor.

To practice your interviewing skills.

Mülakat becerilerinizi geliştirmek için.

Do mock interviews because it makes you more comfortable,

Sahte röportajlar yapın çünkü bu sizi daha rahat ettirir

and the more comfortable you are in an interview, the more likely you are to have a connection with somebody.

ve bir röportajda ne kadar rahat olursanız, biriyle bağlantı kurma olasılığınız o kadar artar.

If you walk in nervous, and you're not yourself,

Gergin bir şekilde girerseniz ve kendiniz değilseniz,

then the interview doesn't get to see who you are, which means that they may miss something.

o zaman görüşme kim olduğunuzu görmez, bu da bir şeyleri gözden kaçırabilecekleri anlamına gelir.

You don’t want the interviewer to miss anything about how fabulous you are.

Görüşmecinin ne kadar harika olduğunuza dair hiçbir şeyi kaçırmasını istemezsiniz.

Everyone I spoke to stressed practicing.

Konuştuğum herkes pratik yapmayı vurguladı.

Laura is a career advisor at a prestigious American college.

Laura prestijli bir Amerikan kolejinde kariyer danışmanıdır.

The most important thing is to prepare as much as possible.

En önemli şey, mümkün olduğunca çok hazırlık yapmaktır. Bir

Practising your interview ahead of time in front of a mirror with a friend.

arkadaşınızla bir aynanın önünde röportajınızı önceden yapın.

Steve is a small business owner who does a lot of hiring.

Steve, çok sayıda işe alım yapan küçük bir işletme sahibidir.

I asked him what makes a good first impression at the beginning of an interview.

Bir röportajın başında ona neyin iyi bir ilk izlenim bıraktığını sordum.

They are anticipating that they're going to be asked some questions.

Kendilerine bazı soruların sorulacağını tahmin ediyorlar.

Some standard questions across the board or during an interview process.

Genel olarak veya bir görüşme sürecinde bazı standart sorular.

And if they have good answers for those, what I mean by good is that they're they've thought about these,

Ve eğer onlar için iyi cevapları varsa, iyiden kastım, bunlar hakkında düşünmüş olmaları,

they know how to answer them, then to me, that feels like, okay this person's, this person's been aware,

onlara nasıl cevap vereceklerini biliyor olmaları, o zaman bana, tamam bu kişinin, bu kişinin farkında olduğu,

and is prepared for... prepared for this interview.

ve bunun için hazırlandı... bu röportaj için hazırlandı.

Employers CAN tell when you’ve prepared: your answers are clearer, more interesting, more thorough.

İşverenler ne zaman hazırlandığınızı ANlayabilir: yanıtlarınız daha net, daha ilginç ve daha kapsamlıdır.

And they appreciate that.

Ve bunu takdir ediyorlar.

If you haven’t prepared for the interview, they’re probably going to question if you’re really prepared for the job.

Mülakat için hazırlanmadıysanız, muhtemelen işe gerçekten hazır olup olmadığınızı soracaklar.

In the next three videos that follow this one, we’ll study mock interviews

Bunu takip eden sonraki üç videoda, sahte röportajları inceleyeceğiz

and discuss how you can put together you own best answers for common interview questions.

ve genel röportaj soruları için kendi en iyi cevaplarınızı nasıl bir araya getirebileceğinizi tartışacağız.

For the rest of this video, we’ll continue to hear from Cindy, Laura and Steve.

Bu videonun geri kalanında Cindy, Laura ve Steve'den haber almaya devam edeceğiz.

They’re giving you insider information: what does an employer want to see in an interview?

Size içeriden bilgi veriyorlar: Bir işveren görüşmede ne görmek ister? İlk

First, it’s common for employers to ask you to share a little bit about yourself outside of your work life.

olarak, işverenlerin iş hayatınızın dışında kendiniz hakkında biraz bilgi paylaşmanızı istemesi yaygın bir durumdur.

Why do they do this, and what are they looking for?

Bunu neden yapıyorlar ve ne arıyorlar?

Does it matter if you prepare an answer to this one?

Buna bir cevap hazırlamanızın bir önemi var mı?

Yes. Listen to what Steve says.

Evet. Steve'in ne dediğini dinle.

We usually ask what other things do you do outside of work?

Genellikle iş dışında başka neler yaptığınızı sorarız.

We're looking for what kind of well-roundedness are you.

Ne tür bir çok yönlülüğe sahip olduğunuzu arıyoruz.

Of a person are you, and even what other activities are you involved with?

Siz bir insansınız ve hatta başka hangi faaliyetlerle uğraşıyorsunuz?

What might you be involved with within your community?

Topluluğunuz içinde nelere dahil olabilirsiniz?

And more of that giving back to the community kind of a way.

Ve bunun daha fazlasını topluluğa geri vermenin bir yolu.

But oftentimes, that'll lead to additional questions where, okay, we've got maybe a common interest,

Ancak çoğu zaman, bu, tamam, belki ortak bir ilgi alanımız olduğu

and all of a sudden, you're going down a path of asking a whole bunch of different other questions.

ve birdenbire bir sürü farklı başka soru sorma yoluna girdiğiniz ek sorulara yol açar. Hiç

Have you ever asked someone this question and they really

birine bu soruyu sordunuz mu ve gerçekten

didn't have anything else that felt like their thing that they could talk about ?

konuşabilecekleri, kendilerine ait bir şeymiş gibi hissettiren başka bir şeyleri olmadı mı?

Definitely.

Kesinlikle.

Had situations where they were the reply was: well, I sit on my couch, and watch tv, you know.

Yanıtın şu olduğu durumlar vardı: kanepemde oturuyorum ve televizyon izliyorum, bilirsiniz. Bu

It's something that's....It's some... That's another activity, all right, but it's,

biraz... Bu biraz... Bu başka bir aktivite, tamam, ama

for me, it's not, doesn't feel like it's a real one, exciting one, or one that, if I were in that interview position,

benim için öyle değil, gerçekmiş gibi hissettirmiyor, heyecan verici ya da, eğer ben onun içinde olsaydım röportaj pozisyonu,

I would say that. That would be my response.

bunu söyleyebilirim. Cevabım bu olurdu.

So yeah, we've had...We've had people that are just like: well, I...

Yani evet, bizde... Tıpkı şuna benzeyen insanlar oldu: şey, ben...

I don't know and I just I just kind of work. I work all day.

Bilmiyorum ve ben sadece çalışıyorum. Tüm gün çalışıyorum.

And those people probably would have had an answer if they thought about it ahead of time.

Ve bu insanlar önceden düşünselerdi muhtemelen bir cevabı olurdu.

Yeah, that's true.

Evet doğru.

So it's all about being prepared.

Yani her şey hazırlıklı olmakla ilgili.

Right. Right. If you had thought about that beforehand I'm sure those applicants wouldn't have said:

Sağ. Sağ. Bunu önceden düşünmüş olsaydınız, eminim başvuranlar şöyle demezlerdi:

I just kind of sit...I sit at my sit on my couch and watch tv.

Ben sadece oturuyorum... Koltuğumda oturuyorum ve televizyon izliyorum.

There’s nothing wrong with loving TV, but think of a more exciting way to say it. “I’m a huge TV buff”, for example.

Televizyonu sevmenin yanlış bir tarafı yok ama bunu söylemenin daha heyecan verici bir yolunu düşünün. Örneğin, "Ben büyük bir TV tutkunuyum".

DO have an answer for ‘tell me about yourself’, but DON’T get too personal.

"Bana kendinizden bahsedin" sorusuna bir cevabınız VAR, ama fazla kişisel OLMAYIN.

Many interviews start with two general questions.

Birçok görüşme iki genel soruyla başlar.

One being: tell me about yourself, a lot of people hate that question, but a lot of people use it.

Bir varlık: bana kendinden bahset, birçok insan bu sorudan nefret ediyor ama birçok insan bunu kullanıyor.

And be prepared for that.

Ve buna hazırlıklı olun.

Tell a little bit about yourself. And what usually they're asking for is not to tell your resume,

Biraz kendinden bahset. Ve genellikle sizden özgeçmişinizi anlatmanızı değil,

they're asking for you to say a little bit about yourself, personally.

kişisel olarak kendinizden biraz bahsetmenizi istiyorlar.

Like what, what would be, I mean, personally, there are so many things.

Ne gibi, ne olurdu, yani kişisel olarak çok fazla şey var.

Oh I have two kids, or I love opera.

Oh, iki çocuğum var ya da operayı seviyorum.

Like, is there any one thing that you think stay away from that? Or...How would you answer that?

Mesela, bundan uzak dur dediğiniz bir şey var mı? Veya... Buna nasıl cevap verirsiniz?

I mean, yeah, I would stay away from anything that's like

Yani, evet, süper kişisel olan her şeyden uzak dururum

super personal, that would be weird to say to somebody that you don't know very well.

, çok iyi tanımadığın birine bunu söylemek garip olur.

But I think personal is good and so I think the things you just said are really interesting.

Ama bence kişisel iyi ve bu yüzden az önce söylediğin şeylerin gerçekten ilginç olduğunu düşünüyorum.

Like, I live in...I live in richmond, I have two little girls, and we moved down, I used to work in a non-profit,

Mesela... Richmond'da yaşıyorum, iki küçük kızım var ve taşındık, eskiden kar amacı gütmeyen bir işte çalışıyordum,

I've just now switched careers, like, whatever.

şimdi kariyerimi değiştirdim, falan filan.

I mean, just something about yourself that gives them a little bit of context of who you are.

Demek istediğim, kendinle ilgili, onlara kim olduğun hakkında biraz bağlam veren bir şey.

So like something that you would feel comfortable saying to somebody that you're sitting next to on the bus

Yani otobüste yanında oturduğunu birine rahatça söyleyebileceğin bir şey gibi mi

or something?

?

Yeah. Yeah. Or that you've just met at a dinner party, or you know, something like that.

Evet. Evet. Ya da bir akşam yemeğinde tanıştığınızı ya da onun gibi bir şey olduğunu.

Short.

Kısa.

They're not asking you for a long answer.

Senden uzun bir cevap istemiyorlar.

The other thing that a lot of interviews will start with is that you do a walk-through of your resume.

Pek çok röportajın başlayacağı diğer bir şey de, özgeçmişinizi gözden geçirmenizdir.

Now we’re moving onto a major topic you need to prepare for an interview: walking through your resume.

Şimdi bir röportaj için hazırlanmanız gereken önemli bir konuya geçiyoruz: özgeçmişinizi gözden geçirmek.

Both Steve and Cindy said this is something they ask interviewees to do.

Hem Steve hem de Cindy, bunun görüşülen kişilerden yapmalarını istedikleri bir şey olduğunu söylediler.

Bring several copies of the same resume you submitted for the job.

İş için gönderdiğiniz aynı özgeçmişin birkaç kopyasını getirin.

Keep one for your own reference and hand the rest out to the people interviewing you.

Birini kendi referansınız için saklayın ve gerisini sizinle röportaj yapan kişilere dağıtın.

What does an employer want to hear in a walk-through of your resume?

Bir işveren, özgeçmişinizin gözden geçirilmesinde ne duymak ister?

So I would say: I would love you to walk me through your resume.

Bu yüzden şunu söyleyebilirim: Özgeçmişinizde bana yol göstermenizi çok isterim.

Talk, start at the beginning.

Konuş, en baştan başla.

Talk through the roles that you've held, key responsibilities at those roles,

Sahip olduğunuz roller, bu rollerdeki temel sorumluluklar hakkında konuşun,

would love for you to highlight your key successes in each role,

her roldeki temel başarılarınızı vurgulamanızı çok isterim,

one of the things I really want to understand is your transition, so as you move from role to role,

gerçekten anlamak istediğim şeylerden biri de geçişinizdir, yani rolden role geçerken geçişinizdir. ,

would love to understand what prompted you to leave one place and go to the other.

sizi bir yerden ayrılıp diğerine gitmeye iten şeyin ne olduğunu anlamak isterim.

And then, you know, if your career was long, I would love for you to spend more time on your more recent stuff,

Ve sonra, kariyeriniz uzun olsaydı, daha yeni işlerinize daha fazla zaman ayırmanızı çok isterdim,

but start at the beginning because I want to get a sense of your full career arc.

ama baştan başlayın çünkü tüm kariyer eğrinizi anlamak istiyorum.

I want to get a sense of how it all connects, how you got from, you know, at the beginning to where you are now.

Her şeyin nasıl bağlantılı olduğuna, başlangıçtan şu an bulunduğunuz yere nasıl geldiğinize dair bir fikir edinmek istiyorum.

And then depending on the role, sometimes I will also say,

Ve sonra role bağlı olarak, bazen şunu da söyleyeceğim,

you know, when you start getting to the place of your career where you are managing teams,

bilirsiniz, kariyerinizde ekipleri yöneteceğiniz

or supervising staff, let me know how many people, the construct of your team,

veya personeli denetleyeceğiniz yere gelmeye başladığınızda, kaç kişi olduğunu, ekibinizin yapısını

and if you're managing budgets, what size of a budget? So I can capture that information.

ve bütçeleri yönetiyorsanız, bütçenin boyutu nedir? Böylece bu bilgiyi yakalayabilirim.

I'm happy to like, you know, stop you as you go along if you forget anything but that's what I'm looking for.

Bir şey unutursan giderken seni durdurmaktan hoşlanırım ama aradığım şey bu.

And do that in about 15 or 20 minutes.

Ve bunu yaklaşık 15 veya 20 dakika içinde yapın.

And that's awesome because that is something that anyone can practice ahead of time,

Ve bu harika çünkü bu, herkesin önceden uygulayabileceği bir şey

and can really, you know, time themselves, make sure they're not rambling on too much with any one thing.

ve gerçekten, bilirsiniz, kendileri için zaman ayırabilir, herhangi bir şeyle çok fazla saçmalamadıklarından emin olabilir.

And something that people will often do, I mean, there's errors on both sides,

Ve insanların sıklıkla yapacağı bir şey, demek istediğim, her iki tarafta da hatalar var,

some people go so quickly and don't actually note the information that I asked,

bazı insanlar o kadar hızlı gidiyorlar ve sorduğum bilgileri gerçekten not etmiyorlar, bu

that I have to go back and ask questions all the way through. That's sort of annoying.

yüzden geri dönüp baştan sona sorular sormak zorunda kalıyorum. Bu biraz can sıkıcı.

And then the rambly is also really annoying.

Ve sonra başıboş da gerçekten sinir bozucu.

So some people will start and they'll...

Böylece bazı insanlar başlayacak ve onlar...

They'll pause after their first job and say like: am I giving you the right level of detail?

İlk işlerinden sonra duracaklar ve şöyle diyecekler: Size doğru düzeyde ayrıntı veriyor muyum?

I love that because I don't want to interrupt people.

Bunu seviyorum çünkü insanların sözünü kesmek istemiyorum.

It's not, you know, it doesn't always feel good to do that especially when people are nervous,

Biliyorsunuz, bunu yapmak her zaman iyi hissettirmiyor, özellikle de insanlar gerginken

and they're interviewing.

ve mülakat yapıyorlarsa.

So it's always good to check in and say like: is that the detail that you want?

Bu nedenle, kontrol etmek ve şunu söylemek her zaman iyidir: İstediğiniz ayrıntı bu mu?

And somebody asks me, I may very well say: actually, you know, feel free to go a little more quickly,

Ve biri bana sorar, pekala şöyle söyleyebilirim: aslında, bilirsiniz, biraz daha hızlı gitmekten çekinmeyin,

or you didn't know XYZ.

yoksa XYZ'yi bilmiyordunuz.

Talking through your resume in this kind of detail

Özgeçmişinizden bu tür ayrıntılarla bahsetmek, önceden

is something you’re going to be able to do a lot more clearly if you’ve thought about it

düşünüp pratik yaptıysanız çok daha net yapabileceğiniz bir şeydir

and practiced it ahead of time.

.

One part of your resume that matters a lot to employers is timing.

İşverenler için çok önemli olan özgeçmişinizin bir kısmı zamanlamadır.

Be prepared to talk about gaps in your work history, short tenures at jobs, and transitioning between jobs.

İş geçmişinizdeki boşluklar, işlerde kısa süreli çalışma süreleri ve işler arasında geçişler hakkında konuşmaya hazır olun.

One of the things in particular that I'm looking for is is gaps in your work history.

Özellikle aradığım şeylerden biri, çalışma geçmişinizdeki boşluklar.

If you're giving me dates of when you worked, and you have a one-year gap, I want to know why.

Bana ne zaman çalıştığınızın tarihlerini veriyorsanız ve bir yıllık bir boşluğunuz varsa, nedenini bilmek isterim.

What's going on? What happened? Or didn't happen? Or why did, why is there a year off or six-month period off

Neler oluyor? Ne oldu? Yoksa olmadı mı? Ya da neden yaptın, neden çalışma geçmişinde bir yıl izin ya da altı ay izin var

on your work history? That's probably one of the bigger things that I'm looking at.

? Bu muhtemelen baktığım en büyük şeylerden biri.

Transitions between jobs.

İşler arası geçişler.

This is a really important piece.

Bu gerçekten önemli bir parça.

A lot of workers they just care a lot about it

Pek çok çalışan bunu çok önemsiyor

because they want to understand if you were asked to leave, you were fired,

çünkü ayrılmanız istendiğinde, kovulduğunuzda,

if your very short job tenures on your resume, that's a red flag for a lot of organizations,

çok kısa süreli iş sürelerinizin özgeçmişinizde olup olmadığını anlamak istiyorlar, bu birçok kuruluş için bir tehlike işaretidir

and actually could be a reason why you didn't get an interview.

ve aslında röportaj alamamanın bir nedeni olabilir.

But be prepared to talk about your transitions.

Ancak geçişleriniz hakkında konuşmaya hazır olun.

If you do get fired, figure out how do you want to talk about that.

Kovulursan, bunun hakkında nasıl konuşmak istediğini anla.

And if you didn't, then talk about what was it that made you leave one organization and go to another.

Ve eğer yapmadıysanız, o zaman bir organizasyondan ayrılıp diğerine gitmenize neden olan şey hakkında konuşun.

And while you're doing that,

Ve bunu yaparken,

you want to make sure that you're never speaking badly about one of your jobs or organizations.

işlerinizden veya kuruluşlarınızdan biri hakkında asla kötü konuşmadığınızdan emin olmak istersiniz.

It's another flag that happens in a job interview.

Bir iş görüşmesinde olan başka bir bayrak.

And you know it's okay to talk about a rough transition, or a rough year,

Ve zorlu bir geçiş ya da zorlu bir yıl hakkında konuşmanın sorun olmadığını biliyorsunuz,

but you want to do it very carefully,

ancak bunu çok dikkatli bir şekilde yapmak istiyorsunuz, öyle

in a way that you would feel comfortable that if somebody from that organization were there,

ki, o organizasyondan biri orada olsaydı,

would, you know, generally understand and feel comfortable here.

bilirsiniz, genel olarak anlardı. ve burada kendinizi rahat hissedin.

If you are bad-mouthing an organization, or a previous boss, or anybody really, in a job interview,

Bir iş görüşmesinde bir kuruluşa, eski bir patrona veya gerçekten herhangi birine kötü sözler söylüyorsanız, bu,

that's gonna make people think it's possible that you would do the same about them, about the, you know, job.

insanların aynı şeyi onlar için de, yani iş hakkında da yapabileceğinizi düşünmelerine neden olacaktır.

Do prepare to talk through your resume, do prepare to talk about gaps in work or transitions between jobs,

Özgeçmişiniz üzerinden konuşmaya hazırlanın, işteki boşluklar veya işler arasındaki geçişler hakkında konuşmaya hazırlanın,

but don’t ever talk badly about an organization or an employer you worked with in the past.

ancak geçmişte birlikte çalıştığınız bir kuruluş veya işveren hakkında asla kötü konuşmayın.

How can you gracefully talk about being fired?

Kovulmaktan nasıl zarifçe bahsedebilirsin?

Let's say I was fired from a job.

Diyelim ki bir işten kovuldum.

From your experience, what is a way that I can talk about that, that you feel okay about it?

Tecrübelerinize dayanarak, bunun hakkında konuşabilmemin, bu konuda kendinizi iyi hissetmenizin bir yolu nedir?

I guess it depends on why I was fired, right?

Neden kovulduğuma bağlı sanırım, değil mi?

It really does.

Gerçekten öyle.

It does depend on the situation.

Duruma göre değişir.

I mean ultimately, what hopefully you can talk about is a situation where there was just not a good fit

Demek istediğim, nihayetinde, umarım konuşabileceğiniz şey, bir organizasyonla iyi bir uyumun olmadığı bir durumdur

with an organization.

.

And to be able to explain why something wasn't a good fit,

Ve bir şeyin neden uygun olmadığını

and how that transition was done in a way that was really respectful on your side, if you were able to.

ve bu geçişin, eğer yapabildiyseniz, sizin açınızdan gerçekten saygılı bir şekilde nasıl yapıldığını açıklayabilmek.

So, in other words, you know, we realized that that it wasn't the right fit,

Yani, başka bir deyişle, bunun doğru bir uyum olmadığını fark ettik ve

at which point, I worked another two weeks, you know, to make sure that I helped with the transition.

bu noktada geçişe yardımcı olduğumdan emin olmak için iki hafta daha çalıştım.

And somebody's gonna dig into that.

Ve birisi bunu araştıracak.

What was it that wasn't a good fit for you?

Size uygun olmayan neydi?

Well, it wasn't a good fit because I...

Şey, pek uymadı çünkü ben...

You know, I just had my first baby,

Biliyorsun, ilk bebeğimi yeni doğurdum,

this was a culture that required, you know, a lot of overtime.

bu çok fazla mesai gerektiren bir kültürdü.

I wasn't able to give it. Ultimately, my boss and I were able to sit down and have a conversation

veremedim. Sonunda, patronumla

about that, and we decided to, you know, part ways, sooner rather than later.

bu konu hakkında konuşabildik ve er ya da geç yollarımızı ayırmaya karar verdik.

Okay. That's helpful.

Tamam aşkım. Bu yardımcı oldu.

If they don't ask you the direct question: did you get fired? Or they didn't ask you about your transitions, right?

Size doğrudan şu soruyu sormazlarsa: kovuldunuz mu? Ya da sana geçişlerini sormadılar değil mi?

Like, I wouldn't say you should offer it, if it's not being asked for.

Mesela, istenmiyorsa teklif etmen gerektiğini söylemem.

If somebody says why did you leave that organization, then you need to be honest.

Biri çıkıp neden o kurumdan ayrıldın derse, o zaman dürüst olmalısın.

Talking about being fired without bad mouthing the organization or lying could be hard,

Kurumu kötülemeden veya yalan söylemeden kovulmaktan bahsetmek zor olabilir,

but if you work on it beforehand, you’ll likely be able to come up with a way to discuss this

ancak bunun üzerinde önceden çalışırsanız, muhtemelen bunu

that you’re comfortable with that's also truthful.

rahat olduğunuz ve aynı zamanda doğru olan bir şekilde tartışmanın bir yolunu bulabilirsiniz.

Both Cindy and Steve talked about the balance of talking about your accomplishments without sounding arrogant.

Hem Cindy hem de Steve, kibirli görünmeden başarılarınız hakkında konuşmanın dengesi hakkında konuştular.

So if someone would come in with confidence and humility,

Yani biri kendine güvenerek ve alçakgönüllülükle gelse,

that would maybe endear me a little more to that person and say, boy,

bu beni o kişiye karşı biraz daha sevdirebilir ve 'oğlum, bence

I think this person could probably fit in our organization.

bu kişi muhtemelen organizasyonumuza uyabilir' der.

So I feel like I understand how someone can present themselves with confidence.

Bu yüzden birinin kendini nasıl güvenle sunabileceğini anladığımı hissediyorum.

Can you think of anything of that a person says or does that makes you sense humility in them?

Bir kişinin söylediği veya onlarda alçakgönüllülük hissetmenize neden olan herhangi bir şey düşünebiliyor musunuz?

>> I mean, that's sort of a tricky, tricky one. >> It really is.

>> Demek istediğim, bu biraz hileli, hileli bir soru. >> Gerçekten öyle.

I think not over promoting yourself,

Kendinizi tanıtmayı,

listening, truly listening to the people that are you're interviewing with,

dinlemeyi, röportaj yaptığınız insanları gerçekten dinlemeyi,

not going on and on, talking on and on about yourself ,about your compliment, accomplishments,

devam etmemeyi, kendiniz hakkında, iltifatlarınız, başarılarınız,

about everything that you've done,

yaptığınız her şey,

how wonderful you are, but still being able to talk about these these accomplishments, and...

nasıl yaptığınız hakkında tekrar tekrar konuşmamayı düşünüyorum. Harikasın, ama yine de bu başarılar hakkında konuşabiliyor olmak ve...

Yeah. It's a fine line. It's a little tricky. You have to be able to speak well about what you've done,

Evet. Bu ince bir çizgi. Bu biraz zor. Yaptıklarınız hakkında iyi konuşabilmelisiniz,

but then also know at what point it's gotten to be too much.

ancak hangi noktada bunun çok fazla olduğunu da bilmelisiniz.

Yeah. Yep. Absolutely.

Evet. Evet. Kesinlikle.

Cindy agrees.

Cindy aynı fikirde.

She has a great tip on how to do this.

Bunun nasıl yapılacağına dair harika bir ipucu var.

I think one of the most, like, noted

Bence katılım tarafındaki birinin en çok dikkat çeken

characteristics about somebody on the turnout side is somebody who is just a know-it-all,

özelliklerinden biri, her şeyi bilen,

overly confident, speaks very highly of themselves.

aşırı kendine güvenen, kendinden çok övgüyle bahseden biri.

and again, like, it's tricky because part of the job interview process is talking about what you've done,

ve yine, bu biraz zor çünkü iş görüşmesi sürecinin bir kısmı yaptığınız şey hakkında konuşmak

but being able to do so in a way that exhibits humility, super-important.

ama bunu alçakgönüllülük sergileyecek şekilde yapabilmek, çok önemli.

I have interviewed people who have amazing resumes, who, you know, have done amazing work,

Harika özgeçmişleri olan, harika işler çıkarmış,

who are more than qualified for a role, and I've decided not to advance them in the process

bir rol için fazlasıyla kalifiye olan insanlarla röportaj yaptım ve bu süreçte onları ilerletmemeye karar verdim

because culturally, they are not going to be a fit in an organization where humility is valued...

çünkü kültürel olarak bir şey olmayacaklar. alçakgönüllülüğün değer gördüğü bir organizasyona sığar... ki

which is a lot of organizations.

bu pek çok organizasyondur.

Not all. But a lot.

Hepsi değil. Ama çok.

Wow. So how can someone talk about their achievements in a way that feels humble and not cocky?

Vay. Öyleyse biri başarıları hakkında alçakgönüllü ve ukala olmayan bir şekilde nasıl konuşabilir?

One of the ways I think people can do that is in truth, when we think about our accomplishments,

İnsanların bunu yapabileceğini düşündüğüm yollardan biri, gerçekte, başarılarımızı düşündüğümüzde,

rarely, I might even say, never.

nadiren, hatta asla diyebilirim.

Are they actually solely our accomplishments?

Bunlar aslında sadece bizim başarılarımız mı?

So one of the ways that you can talk about that is to highlight the team that you

Bundan bahsetmenin yollarından biri,

accomplished something with, and certainly, it's also important to note your role on that, you know, so

birlikte bir şeyler başardığınız ekibi vurgulamak ve kesinlikle, bu konudaki rolünüzü not etmek de önemlidir, bilirsiniz, yani

example I use earlier was raising a million dollars.

daha önce kullandığım örnek bir milyon dolar toplamaktı.

It is very unlikely that any one person raised a million dollars by themselves.

Herhangi bir kişinin kendi başına bir milyon dolar toplaması pek olası değildir.

They had support in different ways.

Farklı şekillerde destek aldılar.

So being able to say, you know, my role on the team was actually to be the one out, you know, doing the meetings,

Yani, bilirsin, takımdaki rolüm aslında dışarıda olmaktı, bilirsiniz, toplantıları yapmak,

etcetera, I had a great staff that supported me in doing that, did the research, you know,

vb. Bunu yapmamda beni destekleyen, araştırma yapan, bilirsiniz,

we worked so hard all together, and that allowed us to accomplish this amazing goal.

hep birlikte çok çalıştık ve bu, bu harika hedefe ulaşmamızı sağladı.

That's a great point. And then it also highlights perhaps that you work well in a group,

Bu harika bir nokta. Ve sonra, belki de bir grup içinde iyi çalıştığınızı

and that you're team oriented, which is often qualities that someone's looking for.

ve takım odaklı olduğunuzu da vurgular, ki bu genellikle birisinin aradığı niteliklerdir.

Both Steve and Cindy mentioned humility.

Hem Steve hem de Cindy alçakgönüllülükten bahsetti.

It is a characteristic that many employers will care about.

Birçok işverenin önemseyeceği bir özelliktir .

Do be prepared to talk about your accomplishments,

Başarılarınız hakkında konuşmaya hazırlıklı olun,

but know how to frame them in a way so that doesn’t sound arrogant.

ancak kulağa kibirli gelmeyecek şekilde onları nasıl çerçevelendireceğinizi bilin.

I aside from ‘tell me about yourself’ and the resume walk-through,

"Bana kendinden bahset" ve özgeçmiş incelemesi dışında,

I asked Steve what other questions he asks in interviews.

Steve'e röportajlarda başka hangi soruları sorduğunu sordum.

A couple of the regular questions are: how do you fit in within an organization?

Sıradan sorulardan birkaçı şunlardır: Bir organizasyona nasıl uyum sağlarsınız?

What type of personality do you have?

Ne tür bir kişiliğe sahipsiniz?

So I'm asking that, I'm trying to get an idea of how they would fit into our culture, into our organization.

Yani bunu soruyorum, bizim kültürümüze, organizasyonumuza nasıl uyum sağlayacaklarına dair bir fikir edinmeye çalışıyorum.

It can be helpful to know how to talk about yourself and your personality in an interview.

Bir röportajda kendiniz ve kişiliğiniz hakkında nasıl konuşacağınızı bilmek faydalı olabilir.

Laura actually suggested that some of her students take a personality test like the Meyers Briggs test.

Laura aslında bazı öğrencilerine Meyers Briggs testi gibi bir kişilik testi yapmalarını önerdi.

This can give you something concrete that you can say about yourself,

Bu size kendiniz hakkında söyleyebileceğiniz somut bir şey verebilir

and you can think ahead of time of how you might relate that to the job you’re interested in

ve bunu ilgilendiğiniz işle

or the organization you’re interviewing for.

veya görüşme yaptığınız kuruluşla nasıl ilişkilendirebileceğinizi önceden düşünebilirsiniz.

She also talked about another test.

Ayrıca başka bir testten bahsetti. Bu

So the other assessments that we offer are the strengths quest

nedenle, sunduğumuz diğer değerlendirmeler,

which generates your top five strengths out of 24 strengths.

24 güçlü yön arasından ilk beş güçlü yönünüzü oluşturan güçlü yönler araştırmasıdır.

And that's a great assessment for learning about what you have to offer,

Ve bu, daha önce kullanmamış olabileceğiniz terimler ve dilde neler sunabileceğinizi öğrenmek için harika bir değerlendirmedir ve

in terms and language that you may not have used before,

which will be very helpful when talking to employers, or thinking about certain careers that might be a fit for you.

bu, işverenlerle konuşurken veya size uygun olabilecek belirli kariyerleri düşünürken çok yardımcı olacaktır.

Okay, so even just knowing how to describe your strengths from this exam from this test,

Tamam, bu yüzden bu sınavdaki güçlü yönlerinizi bu testten nasıl tanımlayacağınızı bilmek bile,

would be useful in any job interview because it gives you the language to do that articulately.

herhangi bir iş görüşmesinde faydalı olacaktır çünkü size bunu açıkça ifade edecek dili verir.

That's right.

Bu doğru.

Especially if you’re new to interviewing, taking a test like Meyers Briggs or the Strength Quest test

Özellikle görüşme konusunda yeniyseniz, Meyers Briggs veya Strength Quest testi gibi bir sınava girmek

can give you the language you can use to describe yourself in an interview.

size bir görüşmede kendinizi tanımlamak için kullanabileceğiniz dili verebilir.

Steve mentioned a lot of what he’s looking for to learn in an interview is process.

Steve, bir röportajda öğrenmek istediği şeylerin çoğundan bahsetmişti. Şunu

He asks:

soruyor:

How do you deal with an upset customer?

Üzgün ​​bir müşteriyle nasıl başa çıkıyorsunuz?

And that can be asked in multiple ways, but how do you how do you handle conflict is kind of what I'm getting to,

Ve bu birçok şekilde sorulabilir, ancak çatışmayı nasıl ele alıyorsunuz, benim geldiğim nokta bu,

but in our environment we're constantly dealing with customers,

ancak bizim ortamımızda sürekli olarak müşterilerle ilgileniyoruz,

so how do you deal with them when one customer may not, you know, feel like they haven't been treated fairly?

peki tek bir müşteri olduğunda onlarla nasıl başa çıkıyorsunuz? kendilerine adil davranılmamış gibi hissetmeyebilirler mi?

So I want to hear that process.

Bu yüzden bu süreci duymak istiyorum.

To me, that it's the same process over and over again with anyone,

Bana göre, herhangi biriyle tekrar tekrar aynı süreç

and does that person know that process of how do you talk with them, how do you...

ve o kişi bu süreci biliyor mu, onlarla nasıl konuşursunuz, nasılsınız ...

How do you not know when to not talk with them.

Onlarla ne zaman konuşmayacağınızı nasıl bilemezsiniz.

So that's, that's another big one that we ask.

İşte bu, sorduğumuz başka bir büyük soru.

There are lots of common interview questions you can find online.

İnternette bulabileceğiniz pek çok yaygın mülakat sorusu var.

As you think about how you’ll answer them, focus on specifics, on telling stories from your work history.

Onlara nasıl cevap vereceğinizi düşünürken, ayrıntılara, iş geçmişinizden hikayeler anlatmaya odaklanın.

you want to be prepared with very specific examples from your past work history to answer.

yanıtlamak için geçmiş çalışma geçmişinizden çok özel örneklerle hazırlanmak istiyorsunuz.

if somebody says give me an example of when, what they want is a very specific example of when.

Biri bana ne zaman bir örnek ver derse, istedikleri şey ne zaman çok özel bir örnektir.

and when you say, well, you know like I manage people by doing X Y Z and like,

ve dediğiniz zaman, bilirsiniz, ben insanları X Y Z yaparak yönetiyorum ve

in this job, I did this, in this job, I did this, like, they want a very specific example.

bu işte şunu yaptım, bu işte şunu yaptım gibi, çok özel bir örnek istiyorlar.

it's competency-based, meaning, what you've done in the past is likely to be what you will do in the future,

yetkinliğe dayalıdır, yani geçmişte yaptıklarınızın gelecekte yapacaklarınız olması muhtemeldir

and it's the best demonstration you can have of how you will act.

ve nasıl davranacağınıza dair sahip olabileceğiniz en iyi gösterimdir.

And so they don't want...

Ve bu yüzden istemiyorlar...

very few interviews these days are about what you will do, very few people will say:

bu günlerde çok az sayıda röportaj ne yapacağınızla ilgili, çok az insan şöyle diyecek:

how would you manage X Y Z?

X Y Z'yi nasıl yönetirsiniz?

Now, they may, toward the end, right, to get a sense of the way that you think strategically,

Şimdi, sonlara doğru, stratejik olarak nasıl düşündüğünüz hakkında bir fikir edinebilirler,

like there are things like that that happened, but but initially, they want to know what you've done in the past.

sanki buna benzer şeyler olmuş gibi, ama başlangıçta, geçmişte ne yaptığınızı bilmek istiyorlar. Bu

So you want to prepare ahead of time

nedenle,

to think about the questions that people ask and what is this specific example that you can talk about,

insanların sorduğu soruları ve hakkında konuşabileceğiniz bu özel örneğin ne olduğunu düşünmek

and practice those. And so if somebody says: tell me about a time that you got feedback from a boss.

ve bunları uygulamak için önceden hazırlanmak istiyorsunuz. Ve eğer biri bana bir patrondan geri bildirim aldığınız bir zamanı anlatın derse. Geri

What was the feedback, you know, what did you do with it?

bildirim neydi, bilirsiniz, onunla ne yaptınız?

How did you respond to it? And what was the results after?

Buna nasıl cevap verdin? Ve sonuçlar ne oldu?

Okay. So be very specific about all thing.

Tamam aşkım. Bu yüzden her şey hakkında çok spesifik olun.

So what you're saying then is there was... So at this job, my... I was doing a performance review,

Yani diyorsun ki o zaman... Yani bu işte, benim... Bir performans incelemesi yapıyordum,

um, you know, annual performance, and the feedback that I got was that in my emails that I was sending,

um, bilirsin, yıllık performans ve aldığım geri bildirim e-postalarımda öyleydi gönderiyordum,

I wasn't very clear in my subject line.

konu satırımda pek net değildim. Bu

And so it wasn't easy for my boss to understand what it was that I was sending emails about.

nedenle patronumun ne hakkında e-posta gönderdiğimi anlaması kolay olmadı.

This is actual feedback I got at one point in my career.

Bu, kariyerimin bir noktasında aldığım gerçek geri bildirim.

And my boss was like: I really need you to be more clear in your subject line, and so that was an easy one,

Ve patronum şöyle dedi: Konu satırında daha net olmana gerçekten ihtiyacım var ve bu yüzden bu kolay bir soruydu,

like I was more clear with my subject line, but they want that, like, specific feedback.

sanki ben konu satırımda daha nettim, ama onlar bunu, falan, özel geri bildirim istiyorlar.

Laura also stresses having stories to go with common interview questions.

Laura ayrıca ortak mülakat sorularıyla uyumlu hikayelere sahip olmanın da altını çiziyor. Size

Predict what they might ask you.

ne sorabileceklerini tahmin edin.

And then come up with examples, or stories to go with your response.

Ardından, yanıtınıza uygun örnekler veya hikayeler bulun.

Stories stick much more than just answering a question. So for example, if they tell you, or if they ask you:

Hikayeler, bir soruyu yanıtlamaktan çok daha fazlasını içerir. Örneğin, size söylerlerse veya size şunu sorarlarsa:

tell me about a time you failed, or even tell me your greatest weaknesses,

başarısız olduğunuz bir zamanı anlatın, hatta bana en büyük zayıflıklarınızı söyleyin

instead of just saying: these are my weaknesses, having a story to go along with it, and then being able to say:

; ve sonra şöyle diyebilmek:

but here's how I've overcome those weaknesses, and so that there is a sort of happy outcome to that question.

ama işte bu zayıflıkların üstesinden nasıl geldiğim ve böylece bu sorunun bir tür mutlu sonucu var.

So stories really stick and general vague answers really don't.

Yani hikayeler gerçekten akılda kalıyor ve genel belirsiz cevaplar gerçekten kalmıyor. Sık kullanılan

Do look up common interview questions and DO come up with specific examples

mülakat sorularını araştırın ve

and detailed stories for your answers.

yanıtlarınız için belirli örnekler ve ayrıntılı hikayeler bulun.

DON’T give vague or generic answers.

Belirsiz veya genel cevaplar VERMEYİN.

What should you do in an interview when you don’t know the answer to a question?

Bir sorunun cevabını bilmediğinizde bir röportajda ne yapmalısınız?

The interviewer thought of one you didn’t prepare.

Görüşmeci, hazırlamadığınız birini düşündü.

Okay so what happens if someone asks you a question like that, or any question

Pekala, birisi size böyle bir soru veya herhangi bir soru sorarsa

and you're not sure how to answer it. Either you just can't think of one on the spot, you haven't prepared for that,

ve siz buna nasıl cevap vereceğinizden emin değilseniz ne olur? Ya bir tanesini hemen aklınıza getirmiyorsunuz, buna hazırlıklı değilsiniz

or it's something technical, and for whatever reason, you're not familiar enough to know how to answer it.

ya da teknik bir şey ve her ne sebeple olursa olsun, ona nasıl cevap vereceğinizi bilecek kadar tanıdık değilsiniz.

Are there ways people can say something like "I'm not sure" in a way that doesn't turn you off as an interviewer?

İnsanların "Emin değilim" gibi bir şeyi görüşmeci olarak sizi rahatsız etmeyecek şekilde söyleyebilmesinin yolları var mı?

Actually, I don't mind at all when somebody says "I'm not sure."

Aslında biri "Emin değilim" dediğinde hiç umursamıyorum.

what it says to me is you have confidence

bana bilmediğini itiraf etme yeteneğine güven duyduğunu söylüyor

in your ability to admit what you don't know,

and that is a really important characteristic for anybody that you want to have working with you.

ve bu seninle çalışmasını istediğin herkes için gerçekten önemli bir özellik.

So, of course, if they say "I don't know" the entire interview, they're not qualified for the job.

Yani, tabii ki, tüm görüşme boyunca "bilmiyorum" derlerse, iş için nitelikli değillerdir.

But I prefer somebody to say "I don't know", I'm gonna be able to tell anyway, likely,

Ama birinin "bilmiyorum" demesini tercih ederim, yine de, muhtemelen,

that you're making something up, and you could say is, you know, I don't... I don't have an example for that,

bir şeyler uydurduğunu söyleyebileceğim ve sen, bilirsin, ben... Bunun için bir örneğim yok

or I haven't done that before, would it be helpful if I tell you, you know, what I think I would do?

veya daha önce yapmadım, ne yapacağımı düşündüğümü size söylesem yardımcı olur mu?

Or like, actually, I don't have experience with that.

Ya da aslında, bu konuda deneyimim yok gibi.

>> I would love to-- >> and leave it. And be done, right?

>> Çok isterim-- >> ve bırakın. Ve bitti, değil mi?

Like, like, if it's something very technical and you haven't done its, just say "I don't have an experience with that"

Mesela, çok teknik bir şeyse ve bunu yapmadıysanız, "Bu konuda bir deneyimim yok" deyin

And that's okay. Like, yeah, I would love to learn. That would be something I'm really interested in.

ve sorun değil. Mesela, evet, öğrenmeyi çok isterim. Bu gerçekten ilgilendiğim bir şey olurdu.

But I wouldn't then ramble on making something up because that's kind of annoying and...

Ama o zaman bir şeyler uydurmak için saçma sapan konuşmazdım çünkü bu biraz sinir bozucu ve...

But I think saying "I don't know" is actually a...

Ama bence "Bilmiyorum" demek aslında bir...

It is helpful to know that you have the ability to do that.

Bu bunu yapabilecek yeteneğe sahip olduğunuzu bilmek faydalıdır.

I asked Laura what she tells students to say when they don’t know the answer to a question.

Laura'ya öğrencilere bir sorunun cevabını bilmediklerinde ne söylemelerini söylediğini sordum.

That's a really good question. Let me take a minute to think about it.

Bu gerçekten iyi bir soru. Bir dakika düşünmeme izin ver.

That's what you say?

Bu senin söylediğin şey?

That's one thing that you can answer is: let me just take a second to think about it...

Cevap verebileceğiniz bir şey şudur: Bunun hakkında bir saniye düşünmeme izin verin...

And then you really have to take a second, you can't take 30 seconds or it starts to get really awkward.

Ve sonra gerçekten bir saniye ayırmanız gerekir, 30 saniye alamazsınız yoksa gerçekten garipleşmeye başlar.

But you can take a pause, and I often hear people doing that.

Ama ara verebilirsiniz ve sık sık insanların bunu yaptığını duyuyorum.

Another thing that you can say is: I can't think of that the answer right now,

Söyleyebileceğiniz başka bir şey de şu olabilir: Cevabı şu an aklıma gelmiyor

but could we come back to that at the end of the interview?

ama görüşmenin sonunda buna geri dönebilir miyiz?

At that point, you might be more relaxed, you might have thought of it,

O noktada daha rahat olabilirsin, düşünmüş olabilirsin, sana

something else that you've been asked might bring it up for you, and then if you really can't think of an answer,

sorulan başka bir şey onu gündeme getirebilir ve o zaman gerçekten bir cevap düşünemezsen,

what I would say is to focus on how you would go, how you would think about the response.

şunu söyleyebilirim: nasıl gideceğinize, tepki hakkında nasıl düşüneceğinize odaklanmak.

So a lot of employers are interested in not only what you say but how you're thinking about a problem,

Pek çok işveren, yalnızca ne söylediğinizle değil, bir problem hakkında nasıl düşündüğünüzle de ilgilenir

and and they want to see your thought process.

ve düşünce sürecinizi görmek ister.

So you could say: well, I don't know the answer to that, but here's the first thing I would do as I started thinking

Yani şöyle diyebilirsiniz: bunun cevabını bilmiyorum, ama bunu düşünmeye başladığımda yapacağım ilk şey şu

about it, or here's the research that I would do in order to look into this.

ya da işte bunu araştırmak için yapacağım araştırma.

And so you have an answer, though you really haven't answered the question.

Ve böylece soruyu gerçekten cevaplamamış olsanız da bir cevabınız var.

You are showing them how your mind works and that you are willing to

Onlara zihninizin nasıl çalıştığını ve

think through something when you actually don't have the answer right off the bat.

aslında hemen yanıta sahip olmadığınızda bir şeyi derinlemesine düşünmeye istekli olduğunuzu gösteriyorsunuz.

>> Right, which is very valuable, of course. >> Exactly.

>> Doğru, bu da çok değerli tabii. >> Kesinlikle.

So you have options.

Yani seçeneklerin var.

And if you haven’t prepared an answer to a question that comes up and you’re not sure how to answer it,

Karşınıza çıkan bir soruya yanıt hazırlamadıysanız ve nasıl yanıtlayacağınızdan emin değilseniz,

you can still impress an employer with your response.

yine de yanıtınızla bir işvereni etkileyebilirsiniz.

At the end of an interview, interviewers will often give you a chance to ask questions.

Bir görüşmenin sonunda, görüşmeciler size genellikle soru sorma şansı verir.

DO prepare one or two questions to ask at the interview, but DON’T make them only about logistics,

Röportajda sorulacak bir veya iki soru HAZIRLAYIN, ancak bunları yalnızca lojistikle ilgili YAPMAYIN

and DON’T make it something generic that you could on the website.

ve web sitesinde yapabileceğiniz genel bir soru YAPMAYIN.

Asking the right kinds of questions can show your interest and engagement

Doğru türde sorular sormak, ilginizi ve katılımınızı gösterebilir

and makes you more interesting and memorable.

ve sizi daha ilginç ve akılda kalıcı kılar.

Some of the best questions that I've heard, or one of the best questions that I've heard is: what would...

Duyduğum en iyi sorulardan bazıları veya duyduğum en iyi sorulardan biri şudur: Ne...

What do you think would allow me to be successful in this position?

Bu pozisyonda başarılı olmamı ne sağlar sizce?

And giving us a chance then or the interviewers a chance to talk about

Ve o zaman bize veya görüşmecilere

how you could be successful in an organization.

bir organizasyonda nasıl başarılı olabileceğiniz hakkında konuşma şansı vermek.

Really what we're looking for and it gives us ability to talk about...

Gerçekten aradığımız şey ve bu bize hakkında konuşma yeteneği veriyor...

A little more about the culture that we're, that were in in our organization

İçinde bulunduğumuz, organizasyonumuzda bulunan kültür hakkında biraz daha

and that, there's some pieces to that that make me feel like this person is really starting to engage with us,

ve bunda, beni bu kişi gibi hissettiren bazı parçalar var. gerçekten bizimle etkileşime geçmeye başlıyor

and really asking some of these questions like: I think I'd like to work here, I'd be a good fit.

ve gerçekten şu sorulardan bazılarını soruyor: Sanırım burada çalışmak isterim, benim için uygun olur.

So I like....I like when they ask me why I work at the place that I'm working at.

Bu yüzden hoşuma gidiyor...Bana çalıştığım yerde neden çalıştığımı sormaları hoşuma gidiyor.

I think it, it shows that they're trying to get to know me in a way that is connected to the work and the mission,

Bence bu, iş ve misyonla bağlantılı bir şekilde beni tanımaya çalıştıklarını gösteriyor

and it is a question I ask them, right?

ve bu onlara sorduğum bir soru değil mi?

So I think there's a good reciprocal conversation there.

Bu yüzden orada iyi bir karşılıklı konuşma olduğunu düşünüyorum.

Other than that, I want people to ask about the role and about the organization.

Bunun dışında insanların rol ve organizasyon hakkında soru sormalarını istiyorum.

I want them to ask questions that are strategic and high-level, generally,

Genel olarak organizasyon hakkında stratejik ve üst düzey sorular sormalarını istiyorum

about the organization and then it's fine to ask very detailed questions about the role.

ve ardından rol hakkında çok ayrıntılı sorular sormalarında sorun yok.

I do not want somebody to ask me about salary early on, um

Birinin bana erkenden maaşla ilgili soru sormasını istemiyorum , um,

at the end of the interview, I think that's totally fine.

görüşmenin sonunda, bence bu tamamen iyi.

Most places are gonna bring that up, but I think you want to wait until the end.

Çoğu yer bunu gündeme getirecek ama bence sonuna kadar beklemek istersiniz.

I think it's also fine to wait till a second interview.

Bence ikinci bir görüşmeye kadar beklemek de sorun değil.

But you shouldn't wait too long.

Ama çok uzun süre beklememelisin.

But I certainly shouldn't be a leading, and I wouldn't lead with anything else logistic, in other words,

Ama kesinlikle lider olmamalıyım ve başka bir lojistik ile liderlik etmem, yani

you don't want to ask "What's the work-life balance here?"

"Burada iş-yaşam dengesi nedir?"

is your first question, right?

ilk sorunuz, değil mi?

>> Vacation time. >> Vacation time.

>> Tatil zamanı. >> Tatil zamanı.

Benefits. All of that stuff all, of that stuff you have to ask about, and you will at some point,

Faydalar. Tüm bu şeyler, sormanız gereken o şeyler ve bir noktada soracaksınız

and if you need to ask it in the first interview, that's also fine, wait till the very end of the interview.

ve eğer bunu ilk görüşmede sormanız gerekiyorsa, bu da sorun değil, görüşmenin sonuna kadar bekleyin.

Usually that is something that the organization will also broach.

Genellikle bu, kuruluşun da açacağı bir şeydir.

So it’s okay to ask about logistics, but don’t do it at the beginning of the interview,

Bu yüzden lojistik hakkında soru sorabilirsiniz ancak bunu görüşmenin başında yapmayın

and don’t make it the first question you ask.

ve bunu sorduğunuz ilk soru haline getirmeyin.

What about what you say without words?

Peki ya sözsüz söyledikleriniz?

Body language, vocal tone, eye contact?

Beden dili, ses tonu, göz teması?

So you want to be sitting up straight, you don't really want to be, if you're a woman,

Yani dik oturmak istiyorsun, gerçekten olmak istemiyorsun, eğer bir kadınsan,

you want to cross your ankles,

ayak bileklerini geçmek istiyorsun,

women and men, you wanna cross your ankles, you don't want to cross your legs.

kadınlar ve erkekler, ayak bileklerini geçmek istiyorsun, ayak bileklerini geçmek istemiyorsun bacaklar.

Why is that?

Nedenmiş?

Um, I think it's a more open posture.

Um, bence bu daha açık bir duruş.

And so if you're if you're crossing your leg you're kind of cutting off okay the connection with the person.

Ve eğer bacak bacak üstüne atıyorsanız, o kişiyle olan bağınızı bir nevi kesiyorsunuz demektir.

You don't tap your fingers, you don't want to have too much eye contact, you don't want to have too

Parmaklarınızı hafifçe vurmazsınız, çok fazla göz teması kurmak istemezsiniz, çok

little eye contact.

az göz teması kurmak istemezsiniz.

So it's not like there's a one-size-fits-all, there's no perfect body language, no perfect vocal tone.

Yani herkese uyan tek bir beden yok, mükemmel bir vücut dili yok, mükemmel bir ses tonu yok.

But there are some best practices I guess you could say.

Ama diyebileceğinizi tahmin ettiğim bazı en iyi uygulamalar var.

With vocal tone, I have worked with students who are very monotone.

Ses tonu konusunda oldukça monoton olan öğrencilerle çalıştım.

And so trying to introduce some variation into your tone can

Bu nedenle, üslubunuza biraz çeşitlilik katmaya çalışmak,

help you connect a lot more especially by telling a story.

özellikle bir hikaye anlatarak çok daha fazla bağlantı kurmanıza yardımcı olabilir.

When you’re practicing your interview, practice these things too, not just your answers.

Röportajınızı yaparken, sadece cevaplarınızı değil, bunları da uygulayın.

I do think it's important to exude confidence. I think it's important to have a good handshake.

Güven aşılamanın önemli olduğunu düşünüyorum. İyi bir el sıkışmanın önemli olduğunu düşünüyorum.

I think eye contact is very very important.

Bence göz teması çok çok önemli.

I think it's important to look relaxed, also.

Rahat görünmenin de önemli olduğunu düşünüyorum.

But I think all of those are like those are things that you should practice in your mock interview,

Ama bence bunların hepsi, sahte görüşmenizde pratik yapmanız ve yapmamaya çalışmanız gereken şeyler gibi

and try not to make them, though all of those things can go overboard, so it's

, ancak bunların hepsi aşırıya kaçabilir, bu yüzden

this I think it's this balance where like if you're practicing eye contact,it can sort of get awkward at some point

bence bu denge, eğer sizseniz Göz teması alıştırması yapmak, bir noktada garip gelebilir

because you're staring, something like this.

çünkü bakıyorsunuz, bunun gibi bir şey.

So you want to like

Yani

figure out that balance and I think the best way to do this is to practice

bu dengeyi bulmak istiyorsunuz ve bence bunu yapmanın en iyi yolu, size geri

with somebody who's willing to give you feedback,

bildirimde bulunmaya istekli biriyle pratik yapmaktır, ki bunu

which we should have mentioned when we talked about the mock interview.

deneme mülakatından bahsederken bahsetmeliydik. Sanki

Like you don't want to practice with somebody who's just gonna say: great job!

sadece şunu söyleyecek biriyle pratik yapmak istemiyormuşsun gibi: harika iş!

You want somebody who's gonna say: that answer could have been better, try it again,

Bu cevap daha iyi olabilirdi, tekrar dene, bana

you're not looking at me, you're looking at me too much, like, whatever those things are.

bakmıyorsun, bana çok fazla bakıyorsun, falan filan o şeyler her neyse, diyecek birini istiyorsun.

And then there's the general body language things like you're not sitting in an interview like this, you know?

Ve sonra, böyle bir röportajda oturmuyorsun gibi genel beden dili şeyleri var, anlıyor musun?

I would even say like, sometimes, like crossing can be, you know, can come across as not being very open.

Hatta bazen, geçiş gibi, bilirsin, çok açık olmamak olarak karşımıza çıkabilir diyebilirim.

Okay, sort of like crossing your arms?

Tamam, kollarını kavuşturmak gibi bir şey mi?

Sort of like crossing your arms, although it's a little bit certainly more acceptable.`

Biraz kesinlikle daha kabul edilebilir olsa da, bir nevi kollarınızı kavuşturmak gibi.`

DO mock interviews, DON’T do them with someone who will give you no feedback.

Röportajlarla alay edin, bunları size geri bildirimde bulunmayacak biriyle YAPMAYIN.

Cindy’s husband told me when he was last looking for a job, that they did a mock interview together,

Cindy'nin kocası bana en son iş ararken birlikte sahte bir röportaj yaptıklarını

and every question in the interview, is one they had practiced.

ve röportajdaki her sorunun üzerinde çalıştıklarını söyledi.

And I bet you can guess what happened – he got the job.

Ve bahse girerim ne olduğunu tahmin edebilirsiniz - işi aldı.

Now let’s talk about following up after an interview.

Şimdi bir röportajdan sonra takip etmekten bahsedelim.

It’s one last way you can make a positive impression.

Olumlu bir izlenim bırakmanın son bir yolu.

Do you expect people to follow up from their interview with you? And if so, what's the right way to do that

İnsanların sizinle yaptıkları röportajı takip etmelerini mi bekliyorsunuz? Ve eğer öyleyse, bunu zamanlamayla yapmanın doğru yolu nedir

with timing and how they follow up?

ve bunu nasıl takip ederler?

I expect this somebody is going to write a "thank you" note.

Sanırım bu birisi bir "teşekkür" notu yazacak.

If you want to really show your initiative, then do a hand-written one.

İnisiyatifinizi gerçekten göstermek istiyorsanız, elle yazılmış bir tane yapın.

Handwritten one is not necessary but you should at least do it, and email to follow up, and email "thank you".

El yazısı gerekli değildir, ancak en azından bunu yapmalısınız ve takip için e-posta ve "teşekkür ederim" e-postası göndermelisiniz.

Follow up is I think based a little bit outside of that, right? So you've done your thank you.

Takip bunun biraz dışına dayalı sanırım değil mi? Demek teşekkür işini yaptın.

How long should that thank you be by the way?

Bu arada bu teşekkür ne kadar sürer?

It can be super short.

Çok kısa olabilir.

I mean, they do not....as a matter of fact, I prefer shorter ones.

Yani, değiller... aslında ben daha kısa olanları tercih ederim.

Sometimes people send me like a whole, you know, email of

Bazen insanlar bana bir bütün olarak, bilirsiniz, daha fazla bilgi içeren e-postalar gönderir

more information or I want to clarify or whatever.

veya açıklığa kavuşturmak istiyorum veya her neyse.

I find that slightly annoying.

Bunu biraz rahatsız edici buluyorum.

Recently, someone sent me a follow-up that actually was helpful, I asked for an example

Geçenlerde biri bana gerçekten yardımcı olan bir takip yazısı gönderdi, bir örnek istedim

and she couldn't think of one and struggled with a little bit, and which was fine, and then she

ve o bir tane düşünemedi ve biraz mücadele etti ve bu iyiydi ve sonra

sent me a follow up and said: you know I've thought of an example and I thought it would be helpful.

bana bir takip gönderdi ve şöyle dedi: Biliyorsunuz, aklıma bir örnek geldi ve faydalı olacağını düşündüm.

And in fact, in that case, it was helpful.

Ve aslında, bu durumda, yardımcı oldu.

Because it was a key piece of information, it was a key

Önemli bir bilgi olduğu için,

competency that I needed to understand more about in order to recommend her to advance.

ona ilerlemesini önermek için hakkında daha fazla şey öğrenmem gereken temel bir yetkinlikti.

So it was actually... that was a helpful case.

Yani aslında... bu yararlı bir vakaydı.

Cause it was a really specific thing and she knew that I was giving her more time to sort of

Çünkü bu gerçekten özel bir şeydi ve oraya gitmesi için ona daha fazla zaman verdiğimi biliyordu

get there and she couldn't get there on the phone.

ve oraya telefonla ulaşamadı.

And that was okay.

Ve bu iyiydi.

So I think short is fine.

Bu yüzden bence kısa iyidir.

And something meaningful about the interview is always nice. Like,

Ve röportaj hakkında anlamlı bir şeyler her zaman güzeldir. Mesela,

I'm super excited because by X,

çok heyecanlıyım çünkü X tarafından,

it was really interesting to learn about the organization's future trajectory, like

her ne ise, organizasyonun gelecekteki gidişatı hakkında bilgi edinmek gerçekten ilginçti

whatever the thing is, but I would keep it a little paragraph.

, ama bunu küçük bir paragraf olarak saklardım.

And then beyond that, is there anything that you expect or that you'd hope they don't do?

Ve bunun ötesinde, beklediğiniz veya yapmamalarını umduğunuz bir şey var mı?

I hope they don't follow up incessantly.

Umarım sürekli takip etmezler.

Cindy went on to say that after a few weeks, if you haven’t heard anything,

Cindy, birkaç hafta sonra hiçbir şey duymadıysanız,

it’s okay to follow up and check in once.

takip edip bir kez kontrol etmenizde sorun olmadığını söyledi.

But that’s it.

Ama bu kadar.

Anything more than that could leave a negative impression.

Bundan daha fazlası olumsuz bir izlenim bırakabilir.

And if the employer reaches out to you to schedule a second interview, or even offer you a job,

Ve işveren ikinci bir görüşme ayarlamak için size ulaşırsa veya hatta size bir iş teklif ederse,

it’s important to acknowledge that, even if you’ve decided against the job.

işe karşı karar vermiş olsanız bile bunu kabul etmeniz önemlidir. Ya

What if you’re not sure, or if you’re waiting to hear from another job?

emin değilseniz veya başka bir işten haber bekliyorsanız?

Don't ghost your potential employer, and what I mean by that is don't...

Potansiyel işvereninizin hayaleti olmayın ve bununla demek istediğim şey...

If... If you are scheduled for a second interview, show up.

Eğer... İkinci bir görüşme için programlanmışsanız, ortaya çıkın.

If you are, you get past the second interview, for us, we do two interviews,

Eğer öyleyseniz ikinci görüşmeyi geçersiniz, bizim için iki görüşme yaparız

and an offer of employment has been sent out to you, you sign that, make sure you come to work.

ve size bir iş teklifi gönderildi, bunu imzalarsınız, işe geldiğinizden emin olun.

If you're not, if you're not sure about it, tell us that, talk to us, communicate,

Değilseniz, bundan emin değilseniz, bize bunu söyleyin, bizimle konuşun, iletişim kurun,

but don't allow us to get all geared up and ready for that new employee, and then not show up.

ancak yeni çalışan için tüm hazırlıklarımızı yapmamıza izin vermeyin ve sonra da gelmeyin.

So let's say you've given me an offer but there's an another job, you're saying it would be appropriate to say:

Diyelim ki bana bir teklif verdiniz ama başka bir iş var, şöyle demenin uygun olacağını söylüyorsunuz:

can I have just a few more days?

birkaç gün daha alabilir miyim?

Absolutely, absolutely.

Kesinlikle, kesinlikle.

And tell me that, too, for that matter.

Ve bu konuda bana bunu da söyle.

Tell me that: hey, I've got another I've got another job out there that I'm waiting to hear back from,

Bana şunu söyle: hey, başka bir işim var, başka bir işim var, ondan haber almayı bekliyorum,

might even give me the chance to maybe offer something more.

hatta bana daha fazlasını teklif etme şansı bile verebilir.

If I'm really interested in that person, and I really want them on board,

O kişiyle gerçekten ilgileniyorsam ve onların da katılmasını gerçekten istiyorsam,

I might be talking to them a whole lot more to say: look, what can I do to get you here,

onlara şunu söylemek için çok daha fazla konuşuyor olabilirim: Bak, seni buraya getirmek,

to get you in our organization?

organizasyonumuza dahil etmek için ne yapabilirim?

And if someone decides ultimately they are going to go with the other job by keeping you as informed as

Ve eğer biri sonunda sizi mümkün olduğu kadar bilgilendirerek diğer işe devam edeceğine karar verirse

possible along the way, they've left the door open for potential future work with you.

, gelecekte sizinle olası bir çalışma için kapıyı açık bırakmış demektir.

Yeah. Absolutely. Yeah.

Evet. Kesinlikle. Evet.

To me, that honesty and that integrity is huge, and when people do that, or aren't treating people with respect

Bana göre, bu dürüstlük ve dürüstlük çok büyük ve insanlar bunu yaptığında veya insanlara

enough to even tell them: you know, I've got another position, or I'm not sure yet, that's a huge piece for me.

söyleyecek kadar saygılı davranmadığında: bilirsiniz, başka bir pozisyonum var veya henüz emin değilim, bu benim için çok büyük bir parça

Even if you don’t want the job, it is important to let the employer know and be honest.

İşi istemeseniz bile işverene bunu bildirmeniz ve dürüst olmanız önemlidir.

You never know when a connection with that person or organization might be important in your career.

O kişi veya kuruluşla bağlantı kurmanın kariyerinizde ne zaman önemli olabileceğini asla bilemezsiniz.

In the next three videos in this course, we’ll see four people, a teacher, a doctor, a social worker,

Bu kurstaki sonraki üç videoda, bir öğretmen, bir doktor, bir sosyal hizmet uzmanı

and a marketing expert interview for a job.

ve bir iş için pazarlama uzmanı mülakatından oluşan dört kişi göreceğiz.

We’ll take some standard interview questions and study how they answer them.

Bazı standart mülakat soruları alacağız ve onlara nasıl cevap verdiklerini inceleyeceğiz.

As we see what really works, and what doesn’t, we’ll discuss how you can form your own compelling answers.

Neyin gerçekten işe yarayıp neyin yaramadığını gördükçe, kendi ikna edici cevaplarınızı nasıl oluşturabileceğinizi tartışacağız.

For my non-native students, we’re going to get your English lesson in just a minute.

Anadili olmayan öğrencilerim için, İngilizce dersinizi bir dakika içinde alacağız.

If you haven’t already, be sure to click the subscribe button and the bell for notifications.

Henüz yapmadıysanız, abone ol düğmesine ve bildirimler için zile tıklamayı unutmayın.

I make new videos on the English language and American culture every Tuesday

Her salı İngiliz dili ve Amerikan kültürü üzerine yeni videolar hazırlıyorum

and to date, I have over 600 videos that focus on listening comprehension and accent reduction.

ve bugüne kadar dinlediğini anlama ve aksan azaltmaya odaklanan 600'den fazla videom var.

While you’re waiting for next week’s video, a great next step would be to check out this “get started playlist.”

Gelecek haftanın videosunu beklerken, bu "başlangıç ​​oynatma listesine" göz atmak harika bir sonraki adım olacaktır.

And now, for my non-native English-speaking students, I want to come back to something Laura and I discussed,

Ve şimdi, anadili İngilizce olmayan öğrencilerim için, Laura'yla tartıştığımız bir şeye,

vocal tone.

ses tonuna geri dönmek istiyorum.

I actually work with a lot of my students on something related to vocal tone as well, which is

Aslında birçok öğrencimle ses tonuyla ilgili bir şey üzerinde çalışıyorum, bu da

you know when we have a stress worried the voice kind of goes up in pitch and down, and it's the higher pitch

bilirsiniz, stres yaşadığımızda sesin perdesi yükselir ve alçalır ve

that helps the person who's listening identify them as important words, which helps

dinleyen kişiye yardımcı olan daha yüksek perdedir. onları önemli kelimeler olarak tanımlayın, bu da

understand ability increase, and so definitely a vocal tone is something that I talked about,

yeteneğin arttığını anlamaya yardımcı olur ve bu yüzden kesinlikle bir ses tonu hakkında konuştuğum bir şeydir,

I haven't used those terms, I usually talk about pitch and stress, but just to

bu terimleri kullanmadım, genellikle ses perdesi ve stres hakkında konuşurum, ama sadece

define it for someone who might not know, if someone's speaking in a monotone,

olabilecek biri için tanımlamak için Bilmiyorum, eğer birisi tekdüze bir tonda konuşuyorsa

then that means there's not very much change in pitch, and it can be a little boring and uninteresting to listen to.

bu, perdede çok fazla bir değişiklik olmadığı anlamına gelir ve dinlemek biraz sıkıcı ve ilgi çekici olmayabilir.

No matter what the person is saying.

Kişi ne derse desin.

Right.

Sağ.

I’m going to say that sentence fragment twice, one's with monotone and one's with more pitch variation.

Bu cümle parçasını iki kez söyleyeceğim, biri tek tonlu, diğeri ise perde varyasyonu daha fazla.

“monotone is when your speaking is on more or less the same pitch”,

"monoton, konuşmanızın aşağı yukarı aynı perdede olduğu zamandır",

“monotone is when all your speaking is on more or less the same pitch”.

"monoton, tüm konuşmalarınızın aşağı yukarı aynı perdede olduğu zamandır".

The first one is not very engaging at all.

İlki pek iç açıcı değil.

It’s very boring to listen to.

Dinlemek çok sıkıcı.

And if you’re a non-native speaker, it can make you even harder to understand you.

Ve eğer ana diliniz İngilizce değilse, bu sizi anlamanızı daha da zorlaştırabilir.

I work with my students a lot on varying their pitch when they speak.

Öğrencilerimle konuşurken perdelerini değiştirmek için çok çalışıyorum.

Our pitch is higher and peaks on stressed syllables,

Perdemiz daha yüksek ve vurgulu hecelerde zirve yapıyor

and this structure helps listeners follow and understand what's being said.

ve bu yapı, dinleyicilerin söylenenleri takip etmesine ve anlamasına yardımcı oluyor.

The contrast between stressed and unstressed syllables really does matter, just as much as accurate sounds.

Vurgulu ve vurgusuz heceler arasındaki karşıtlık, doğru sesler kadar gerçekten önemlidir.

As you practice your mock interviews, record yourself.

Sahte görüşmelerinizi yaparken, kendinizi kaydedin.

Go back and listen.

Geri dön ve dinle.

Can you hear changes in pitch?

Perdedeki değişiklikleri duyabiliyor musunuz?

Does it sound like you’re speaking like this?

Böyle konuşuyormuş gibi mi geliyor?

Or does it sound like you’re speaking more like this?

Yoksa daha çok böyle konuşuyormuşsunuz gibi mi geliyor?

If you’re used to speaking in a monotone, or your native language has less pitch variation,

Tek tonda konuşmaya alışkınsanız veya ana dilinizde daha az perde değişimi varsa,

then it will likely feel very silly to vary your pitch more.

o zaman perdenizi daha fazla değiştirmek muhtemelen çok aptalca gelecektir.

Commit yourself to it.

Kendini buna ada.

Recognize that it doesn’t sound silly to the listener and in fact makes you easier to understand.

Dinleyiciye aptalca gelmediğini ve aslında anlamanızı kolaylaştırdığını kabul edin.

Speaking with very little pitch variation will likely leave a bad impression in an interview.

Çok az perde değişikliği ile konuşmak, muhtemelen bir röportajda kötü bir izlenim bırakacaktır.

I hope this helps you think about how to use your voice when speaking English.

Umarım bu, İngilizce konuşurken sesinizi nasıl kullanacağınız hakkında düşünmenize yardımcı olur. Hepsi

That’s it, and thanks so much for using Rachel’s English.

bu kadar ve Rachel'ın İngilizcesini kullandığınız için çok teşekkürler.