Why are you Best for this job? | How to Answer Job Interview Questions | Mock Interviews

Have you ever really made a mess of something at work?

İş yerinde gerçekten bir şeyleri mahvettin mi?

A potential employer might ask about this in an interview to hear about how you handled it,

Potansiyel bir işveren,

to understand more about you as an employee.

bir çalışan olarak sizin hakkınızda daha fazla bilgi edinmek için bunu nasıl ele aldığınızı öğrenmek için bir röportajda bunu sorabilir.

Today we’ll study how to talk about mistakes at work in a way that can still impress your employer.

Bugün işteki hatalar hakkında işvereninizi etkilemeye devam edecek şekilde nasıl konuşacağınızı inceleyeceğiz.

We’re going to study four job interviews, a teacher, a doctor, a social worker, and a marketing expert.

Bir öğretmen, bir doktor, bir sosyal hizmet uzmanı ve bir pazarlama uzmanı olmak üzere dört iş görüşmesini inceleyeceğiz.

We’ll study how they answer common interview questions

to figure out how you can form your own compelling answers.

Kendi ikna edici cevaplarınızı nasıl oluşturabileceğinizi anlamak için yaygın mülakat sorularına nasıl cevap verdiklerini inceleyeceğiz .

At the end, there will be a lesson for my non-native English speaking students

Sonunda, anadili İngilizce olmayan öğrencilerim için

on some of the idioms that came up in answers.

cevaplarda geçen bazı deyimler üzerine bir ders olacak.

The prompts we’ll study today are: tell me about a mistake you made at work and how you handled it,

Bugün inceleyeceğimiz yönlendirmeler şunlardır: bana işte yaptığınız bir hatayı ve bununla nasıl başa çıktığınızı anlatın, şu anki pozisyonunuzda

talk about a time you exhibited leadership in your current position,

liderlik sergilediğiniz bir zaman hakkında konuşun

and tell us why you’re the right person for this job.

ve bize neden bu iş için doğru kişi olduğunuzu söyleyin.

Everyone makes mistakes from time to time,

Herkes zaman zaman hata yapar

and you can still really impress your interviewer when talking about something you messed up.

ve batırdığınız bir şey hakkında konuşurken görüşmecinizi hala gerçekten etkileyebilirsiniz.

Let’s hear how Adrienne, who works in marketing in the performing arts, handled this prompt.

Gösteri sanatlarında pazarlama alanında çalışan Adrienne'in bu istemi nasıl ele aldığını dinleyelim.

A couple years ago, I was working on an email blast for a major initiative at my company

Birkaç yıl önce, şirketimde büyük bir girişim için bir e-posta patlaması üzerinde çalışıyordum

and this was one of those emails with an incredibly large list. We had about

ve bu, inanılmaz derecede geniş bir listeye sahip e-postalardan biriydi.

thirty to forty thousand people receiving this email.

Bu e-postayı alan yaklaşık otuz ila kırk bin kişi vardı.

And even though we had a team of people checking and rechecking to make sure that everything was accurate,

Ve her şeyin doğru olduğundan emin olmak için kontrol eden ve yeniden kontrol eden bir ekibimiz olmasına rağmen,

once we hit send, and it was already out,

gönder düğmesine bastığımızda ve zaten yayındayken, onu

we received a message back from one of the people who received it that the link was incorrect.

alan kişilerden birinden bağlantının yanlış olduğuna dair bir mesaj aldık.

And that is just the worst thing as someone sending out emails as a marketer, just to know that

Ve bu, pazarlamacı olarak e-posta gönderen birinin

you've messaged all these people to try to get them to do something, and the link is not the right link.

tüm bu insanlara bir şeyler yapmalarını sağlamak için mesaj attığınızı ve bağlantının doğru bağlantı olmadığını bilmek için en kötü şey. Hemen

So immediately, I went and I spoke with my boss about it and we had a conversation about what was most

gittim ve patronumla bunun hakkında konuştum ve

practical, as the next step to try to resolve this,

bunu çözmeye çalışmak için bir sonraki adım olarak en pratik olan şey hakkında konuştuk

and we agreed that we should send out a follow-up email to people

ve insanlara bir takip e-postası göndermemiz gerektiğine karar verdik.

to just let them know oops we we apologize that we sent the incorrect link, here's the correct link,

yanlış bağlantıyı gönderdiğimiz için özür dileriz, işte doğru bağlantı

and thank you so much for your understanding.

ve anlayışınız için çok teşekkür ederiz.

And it worked out. It's funny how I sort of had forgotten about that until this question.

Ve işe yaradı. Bu soruya kadar bunu unutmuş olmam çok komik.

But it felt like such a big deal at the time.

Ama o zamanlar çok büyük bir anlaşma gibi geldi.

So now, I'm a lot more meticulous with checking links

Bu nedenle,

even when I know an entire team of other people have already tested and approved all of the details.

diğer insanlardan oluşan tüm bir ekibin tüm ayrıntıları zaten test edip onayladığını bilsem bile, bağlantıları kontrol etme konusunda çok daha titiz davranıyorum.

This is great. She gives one really specific example, and talks about how she resolved it.

Bu harika. Gerçekten spesifik bir örnek veriyor ve bunu nasıl çözdüğünden bahsediyor.

She went straight to her supervisor and they discussed it together.

Doğruca amirine gitti ve birlikte tartıştılar. Bir

Let’s also talk about what she doesn’t do: she doesn’t blame someone else for this.

de ne yapmadığından bahsedelim: bunun için başkasını suçlamıyor.

It could be tempting to say something like

“the person who was supposed to check all the links didn’t do her job”.

“Tüm bağlantıları kontrol etmesi gereken kişi işini yapmadı” gibi bir şey söylemek cazip gelebilir.

But remember, part of what someone is looking for here is how you talk about your mistake.

Ama unutmayın, burada birisinin aradığı şey, hatanız hakkında nasıl konuştuğunuzdur.

Blaming others or speaking ill of others will likely reflect poorly on you.

Başkalarını suçlamak veya başkaları hakkında kötü konuşmak muhtemelen size kötü yansıyacaktır.

Don’t dwell on whose fault it was.

Kimin hatası olduğu üzerinde durma.

She then goes on to talk about having learned a lesson from it:

Daha sonra bundan bir ders çıkardığından bahsetmeye devam ediyor:

she says she’s now even more meticulous about checking the links in emails.

e-postalardaki bağlantıları kontrol etme konusunda artık daha da titiz olduğunu söylüyor.

Let’s hear how Jeff, a doctor, answered this question.

Bir doktor olan Jeff'in bu soruyu nasıl cevapladığını dinleyelim.

So one of the mistakes that I made at work was not

İş yerinde yaptığım hatalardan biri,

getting an important certification that I needed to do my job in at the appropriate time.

işimi uygun zamanda yapmam gereken önemli bir sertifikayı alamamaktı.

Part of the reason behind that was that I was so busy doing many, many other things

Bunun arkasındaki nedenlerin bir kısmı, başka birçok şeyle o kadar meşgul olmamdı

that I didn't give it the priority that it needed.

ki ona ihtiyacı olan önceliği vermedim.

It was an obvious important thing to finish in order to complete the work,

İşi tamamlamak

or to do the work that I that I have to do on a daily basis.

ya da günlük olarak yapmak zorunda olduğum işi yapmak için bitirmem gereken önemli bir şeydi. Bunu

The way I rectified that was to realize that you can't just wait until the very end to kind of get things done.

düzeltme şeklim, bir şeyleri halletmek için sonuna kadar bekleyemeyeceğinizi fark etmemdi. Nihai hedefe ulaşmak için

You need to put steps in a process and finish those steps

bir sürece adım atmanız ve bu adımları bir

as sort of mini goals in order to reach the final goal.

nevi mini hedefler olarak tamamlamanız gerekir.

I also developed a priority list for my work, kind of listing from one to ten,

Ayrıca işim için bir öncelik listesi geliştirdim,

the things that I really need to focus on every day, every week, every month in order to get things done.

her gün, her hafta, her ay işleri halletmek için gerçekten odaklanmam gereken şeyleri birden ona kadar sıraladım.

I’m impressed with the system Jeff put in place to make sure a mistake like this doesn’t happen again.

Böyle bir hatanın tekrarlanmamasını sağlamak için Jeff'in kurduğu sistemden çok etkilendim.

His system is detailed, and he described that detail.

Sistemi ayrıntılı ve o ayrıntıyı anlattı.

Make sure you talk about what you’ve changed since making that mistake.

Bu hatayı yaptığınızdan beri neyi değiştirdiğiniz hakkında konuştuğunuzdan emin olun.

That can really impress a potential employer.

Bu potansiyel bir işvereni gerçekten etkileyebilir.

Dan is a social worker.

Dan bir sosyal hizmet görevlisidir.

Let’s listen to how he answered the question.

sorusunu nasıl yanıtladığını dinleyelim.

So as a social worker, I think one of the things that's the hardest about my job is knowing when to say 'no'

Bir sosyal hizmet uzmanı olarak, işimin en zor yanlarından birinin ne zaman 'hayır' diyeceğimi

and how to do that in a professional manner.

ve bunu profesyonel bir şekilde nasıl yapacağımı bilmek olduğunu düşünüyorum.

Recently, I was working with a family, who elderly couple,

Son zamanlarda, yaşlı bir çift olan bir aileyle çalışıyordum,

the the husband was bed bound with severe memory deficits, and the elderly wife was his only caretaker.

kocası ciddi hafıza eksiklikleri nedeniyle yatağa bağlıydı ve yaşlı karısı onun tek bakıcısıydı.

And doing home visits with them,

Ve onlarla ev ziyaretleri yaparken, onun

it was very touching and heartbreaking to see that she was doing her best to take care of him,

onunla ilgilenmek için elinden gelenin en iyisini yaptığını,

but really wasn't successful, and wasn't able to do it well.

ancak gerçekten başarılı olamadığını ve bunu iyi yapamadığını görmek çok dokunaklı ve yürek burkandı.

She did not feel that way, she felt like she was doing what she needed to do for her husband,

Öyle hissetmiyordu, kocası için yapması gerekeni yapıyormuş gibi hissediyordu

and she wanted to keep him in home as long as possible.

ve onu olabildiğince uzun süre evde tutmak istiyordu.

And I tried to meet her where she was and

Ve onunla olduğu yerde buluşmaya ve

to be there and be as supportive as possible in finding any kind of

orada olmaya ve kocasına bakmasına yardımcı olacak her türlü dış hizmet bulma konusunda mümkün olduğunca destekleyici olmaya çalıştım

outside services that would help her take care of her husband.

.

Ultimately, all of the things that I found didn't work for her, for one reason or another,

Sonunda, bulduğum her şey, şu ya da bu nedenle onun için işe yaramadı

and later, another social worker who became involved,

ve daha sonra olaya karışan başka bir sosyal hizmet uzmanı,

reported the case to adult protective services,

durumu yetişkin koruma hizmetlerine bildirdi ve daha

which then initiated a court proceeding that then forced her to get him moved to an assisted living facility.

sonra bir mahkeme süreci başlattı ve ardından onu zorladı. onu bir yardımlı yaşam tesisine götürmek için.

This seems kind of like a kind of a harsh thing to do but in hindsight,

Bu, yapılması zor bir şey gibi görünüyor, ancak geriye dönüp bakıldığında,

it's what needed to happen, and it probably should have happened earlier,

olması gereken buydu ve muhtemelen

than me trying to help her find solutions that that worked for her, because

onun için işe yarayan çözümler bulmasına yardım etmeye çalışmamdan daha önce olması gerekiyordu, çünkü

it became clear that the longer that we work together, that she was.

netleşti. ne kadar uzun süre birlikte çalışırsak, o öyleydi.

There was no solution that worked for her. And she felt very trapped but just couldn't agree to anything.

Onun için işe yarayan bir çözüm yoktu. Ve kendini çok kapana kısılmış hissetti ama hiçbir şeyi kabul edemedi.

So the courts coming in to help solve this was really the only way to go and I,

Yani bunu çözmeye yardımcı olmak için gelen mahkemeler gerçekten gidilecek tek yoldu ve ben,

I think I should have recognized that earlier.

sanırım bunu daha önce anlamalıydım.

Here, as he talks about a mistake he made, Dan also really lets me know about one of his strengths.

Burada, yaptığı bir hatadan bahsederken, Dan aynı zamanda onun güçlü yönlerinden biri hakkında da bana gerçekten bilgi veriyor.

He really wanted to work with this woman, to meet her where she was, and he tried everything he could to do so.

Bu kadınla çalışmayı, onun olduğu yerde onunla tanışmayı gerçekten istiyordu ve bunun için elinden gelen her şeyi denedi.

He was very empathetic, and as social worker, that’s an important trait to have.

Çok empatikti ve sosyal hizmet uzmanı olarak bu, sahip olunması gereken önemli bir özellik.

In the end, the situation had to be handled differently.

Sonunda, durum farklı şekilde ele alınmak zorunda kaldı.

But I appreciate that what led to this mistake was Dan’s big-heartedness.

Ama bu hataya yol açan şeyin Dan'in büyük yürekliliği olduğunu takdir ediyorum.

As you think of past mistakes at work, try to think of ones that lead to specific,

İş yerindeki geçmiş hataları düşündüğünüzde, hakkında konuşabileceğiniz belirli, gerçek değişikliklere yol açan hataları düşünmeye çalışın

real changes that you can talk about.

.

Try to think of mistakes that came from something like

too much empathy or working too hard

rather than being checked out or not engaged in what was happening at work.

Kontrol edilmek veya işte olup bitenlerle ilgilenmemek yerine çok fazla empati kurmak veya çok çalışmak gibi bir şeyden kaynaklanan hataları düşünmeye çalışın.

Another common interview question is leadership.

Diğer bir yaygın görüşme sorusu liderliktir.

Tell me about a time you exercised leadership, or showed leadership, at your job.

Bana işinde liderlik yaptığın veya liderlik gösterdiğin bir zamandan bahset.

Let’s listen to how Adrienne, Dan, and Jeff answered this question.

Adrienne, Dan ve Jeff'in bu soruyu nasıl yanıtladığını dinleyelim.

In my last position, an area of leadership for me was when we

Son pozisyonumda, benim için bir liderlik alanı,

moved the entire organization over to a new online ticketing system.

tüm organizasyonu yeni bir çevrimiçi biletleme sistemine taşıdığımız zamandı.

And so this is a major undertaking that intersects with colleagues in a lot of different departments,

Ve bu, birbiriyle çelişen birçok farklı önceliğe sahip birçok farklı departmandaki meslektaşlarla kesişen büyük bir girişimdir

who have a lot of different conflicting priorities.

.

And so I, in order to push this through and get this ticketing system online,

Ve bu yüzden, bunu ilerletmek ve bu biletleme sistemini çevrimiçi hale getirmek için,

I had to initiate conversations with colleagues in all different areas,

tüm farklı alanlardaki meslektaşlarımla konuşmalar başlatmam

and really understand what they needed and what they were afraid of, and

ve gerçekten neye ihtiyaçları olduğunu ve neden korktuklarını anlamam ve

try to make them comfortable with this new system,

onları bu konuda rahat ettirmeye çalışmam gerekiyordu. yeni sistem

and make sure that we had very clear timelines for them to submit all the materials that they needed to submit,

ve göndermeleri gereken tüm materyalleri sunmaları için çok net zaman çizelgelerimiz olduğundan emin olduk,

so we could make sure that they were covered with this new system.

böylece bu yeni sistemle kapsandıklarından emin olabiliriz.

And so it worked really well to just have really clear lines of communication,

Ve bu yüzden, gerçekten net iletişim hatlarına sahip olmak gerçekten iyi çalıştı

and I was the one point person to really make sure that everything was happening on deadline.

ve her şeyin son teslim tarihinde olduğundan gerçekten emin olan tek nokta bendim.

Adrienne used the phrase ‘point person’.

Adrienne "nokta kişi" ifadesini kullandı.

This is the main contact, the leader.

Bu ana temas, lider. Bu

So there were various different departments involved,

nedenle, çeşitli farklı departmanlar dahil oldu

and she was the one person who was talking to all of them, keeping track of all of the parts of the project.

ve hepsiyle konuşan, projenin tüm bölümlerini takip eden tek kişi oydu.

This is a great example.

Bu harika bir örnek.

It’s a big project, there were many people involved, and she does mention that she established very clear

Bu büyük bir proje, dahil olan birçok insan vardı ve çok net bir

communication and that the deadline was met.

iletişim kurduğunu ve son teslim tarihine uyulduğundan bahsediyor.

So as a supervisor, I had a staff of nine, and in a previous position, I was working with the staff to try to

Bir süpervizör olarak, dokuz kişilik bir kadrom vardı ve önceki bir pozisyonda,

find ways to encourage them to promote their own learning, and to help them find leadership

kendi öğrenmelerini ilerletmeleri için onları teşvik etmenin yollarını bulmaya çalışmak ve

roles within the organization.

organizasyon içinde liderlik rolleri bulmalarına yardımcı olmak için personelle birlikte çalışıyordum.

So the organization I worked for had a lot of staff,

Yani çalıştığım organizasyonun çok sayıda personeli vardı,

but we're having trouble finding people who were ready to move to the next level,

ancak bir sonraki seviyeye,

manager, administrator level positions.

yönetici, yönetici seviyesindeki pozisyonlara geçmeye hazır insanları bulmakta zorlanıyoruz.

So I was instrumental in helping to bring a program on board in which we identified

Bu nedenle, daha

staff members that we then called senior staff, and gave them extra roles.

sonra kıdemli personel olarak adlandırdığımız personel üyelerini belirlediğimiz ve onlara ekstra roller verdiğimiz bir programın hayata geçirilmesine yardımcı olmada etkili oldum.

So on my team, I had a senior staff member who was responsible for helping me run team meetings,

Böylece ekibimde, ekip toplantılarını yürütmeme,

helping me gather data, planning for team events,

veri toplamama, ekip etkinliklerini planlamama,

looking at metrics, being part of performance improvement projects.

metriklere bakmama, performans geliştirme projelerinin bir parçası olmama yardım etmekten sorumlu kıdemli bir personel üyem vardı.

And I worked more one-on-one with this person

Ve kendi

in our supervision to talk about ways in which they could really focus on their leadership style,

liderlik tarzlarına gerçekten odaklanabilecekleri,

learning from other leaders,

diğer liderlerden öğrenebilecekleri, gerçekten başlayabilecekleri

being comfortable enough to ask questions in a safe environment where they could

güvenli bir ortamda soru sorabilecek kadar rahat olabilecekleri hakkında konuşmak için gözetimimiz altındaki bu kişiyle daha bire bir çalıştım.

really start to look at their job as a stepping stone to the next job.

işlerini bir sonraki işe bir basamak olarak görmek.

And I'm happy to say that the

Ve

person that I worked with then got promoted on to a management position afterwards.

birlikte çalıştığım kişinin daha sonra yönetici pozisyonuna terfi ettiğini söylemekten mutluluk duyuyorum.

Great – Dan has an example where he was specifically leading a team.

Harika - Dan'in özellikle bir takıma liderlik ettiği bir örneği var.

He started a program to help meet one of the company’s goals,

Şirketin hedeflerinden birine ulaşılmasına yardımcı olmak için bir program başlattı

and personally mentored an employee to move that person up to a leadership position.

ve bir çalışanı liderlik pozisyonuna getirmesi için kişisel olarak danışmanlık yaptı.

Dan used the word ‘instrumental’.

Dan "enstrümantal" kelimesini kullandı.

I was instrumental in helping to bring a program on board.

Bir programın hayata geçirilmesine yardım etmede etkili oldum.

Instrumental music is music with no vocals.

Enstrümantal müzik, vokalsiz müziktir.

But when it’s used outside of the context of music, it means, something or someone that was influential,

Ancak müzik bağlamı dışında kullanıldığında, etkili olan,

very necessary to make something else happen.

başka bir şeyin gerçekleşmesi için çok gerekli olan bir şey veya biri anlamına gelir.

It’s a great word to use to describe yourself in an interview.

Bir röportajda kendinizi tanımlamak için kullanabileceğiniz harika bir kelime.

Here are a couple sample sentences:

İşte birkaç örnek cümle:

I was instrumental in ramping up our social media presence.

Sosyal medya varlığımızı artırmada etkili oldum.

I played an instrumental role in developing our best-selling product.

En çok satan ürünümüzün geliştirilmesinde etkili bir rol oynadım.

So I would say one of the specific moments where I showed leadership was when I brought together two

Bu yüzden, liderlik gösterdiğim özel anlardan birinin,

different coalitions in our community that were working on trying to prevent childhood lead poisoning.

topluluğumuzda çocukluk kurşun zehirlenmesini önlemeye çalışmak için çalışan iki farklı koalisyonu bir araya getirdiğim zaman olduğunu söyleyebilirim.

There was a health system that developed a coalition, and then there was a

Bir koalisyon geliştiren bir sağlık sistemi vardı ve ardından

community-based of providers stakeholders that were also dealing with the same issue.

aynı sorunla uğraşan toplum temelli bir sağlayıcı paydaşları vardı.

The leadership piece, what I felt was important was that there really didn't need to be two separate

Önemli olduğunu hissettiğim liderlik parçası,

groups working on the same issue within our community.

topluluğumuz içinde aynı konu üzerinde çalışan iki ayrı grubun gerçekten olması gerekmediğiydi.

So what I decided to do was to bring those two together

Bu yüzden yapmaya karar verdiğim şey, bu ikisini bir araya getirmek

and to enhance the purpose and power of two groups coming together on a singular issue.

ve iki grubun tekil bir konuda bir araya gelme amacını ve gücünü artırmaktı.

Great, Jeff gives a really concrete example of one time, one project where he was a leader,

Harika, Jeff gerçekten somut bir örnek veriyor, bir projede lider olduğu,

he saw something he could improve, he took the initiative, and he did it,

iyileştirebileceği bir şeyler gördüğü, inisiyatif aldığı ve bunu,

pulling two important groups together to more effectively solve a problem in his community.

kendi alanındaki bir sorunu daha etkili bir şekilde çözmek için iki önemli grubu bir araya getirerek yaptığı bir proje. toplum.

As you think of your answer to this prompt, make sure you’re getting really specific

Bu soruya vereceğiniz yanıtı düşünürken, gerçekten netleştiğinizden emin olun

– if Jeff had said something like, I show leadership when I bring groups of people together –

- Jeff, insan gruplarını bir araya getirdiğimde liderlik gösteriyorum gibi bir şey söyleseydi, bu

that’s a generic answer, it’s a claim with no example to back it up.

genel bir yanıttır, bu, hiçbir örneği olmayan bir iddiadır. yukarı Geçmişinizden

Make sure you’re answering with examples from your past.

örneklerle cevap verdiğinizden emin olun .

A really common question to be asked is, why should we hire you for this job?

Sorulması gereken gerçekten yaygın bir soru, neden bu iş için sizi işe almalıyız?

Or, why are you the best person for this job?

Ya da neden bu iş için en iyi kişi sensin?

Here’s a chance to really sell yourself,

İşte kendinizi gerçekten satmanız için bir şans

and with this question, don’t worry about sounding arrogant or like a know-it-all.

ve bu soruyla, kibirli veya her şeyi bilen biri gibi görünme konusunda endişelenmeyin.

Let’s listen to how Adrienne answered it.

Adrienne'in buna nasıl cevap verdiğini dinleyelim.

I think I'm really a perfect fit for this marketing director position at this performing arts center because

Bu performans sanatları merkezindeki bu pazarlama direktörü pozisyonu için gerçekten mükemmel bir aday olduğumu düşünüyorum çünkü

I have the deep understanding of New York city's classical music world and I know the nuance of

New York şehrinin klasik müzik dünyası hakkında derin bir anlayışa sahibim ve

communicating with more traditional audiences about this kind of music.

bu tür müzik hakkında daha geleneksel izleyicilerle iletişim kurmanın nüansını biliyorum.

But then I also have the really strong digital marketing chops where I really understand video strategy,

Ama aynı zamanda video stratejisini,

and online ad strategy, and the richness of audience understanding, and how important that is, and I think

çevrimiçi reklam stratejisini ve izleyici anlayışının zenginliğini ve bunun ne kadar önemli olduğunu gerçekten anladığım gerçekten güçlü dijital pazarlama becerilerine sahibim ve bence

bringing all those things together can really take the marketing strategy to the next level here.

tüm bunları bir araya getirmek pazarlama stratejisini gerçekten alabilir. Burada bir sonraki seviyeye.

If we think about ways to optimize and improve some of the digital marketing approaches,

Bazı dijital pazarlama yaklaşımlarını optimize etmenin ve iyileştirmenin yollarını düşünürsek,

I think it's really gonna make a huge impact here.

burada gerçekten büyük bir etki yaratacağını düşünüyorum.

Her answer focuses on two things:

Cevabı iki şeye odaklanıyor:

understanding and skill.

anlayış ve beceri.

And for what she’s doing, those two things really matter.

Ve yaptığı şey için, bu iki şey gerçekten önemli.

If you had someone

with great marketing skills who didn’t really understand the classical music scene in New York City,

New York City'deki klasik müzik ortamını gerçekten anlamayan, harika pazarlama becerilerine sahip birine sahipseniz,

then those skills couldn’t be put to good use.

o zaman bu beceriler iyi bir şekilde kullanılamaz.

Think about what's needed at the job.

İş yerinde neye ihtiyaç duyulduğunu düşünün.

Look at the job description.

İş tanımına bakın.

Pick out the most important points,

En önemli noktaları seçin

and be able to concisely and convincingly talk about how you’re great at them.

ve bu noktalarda ne kadar iyi olduğunuz hakkında özlü ve ikna edici bir şekilde konuşun.

This is not the time to bring up a weakness,

Bu bir zayıflığı ortaya çıkarmanın zamanı değil,

focus only on what you do very well.

sadece çok iyi yaptığınız şeye odaklanın.

Think about what makes you different from other candidates.

Sizi diğer adaylardan farklı kılan şeyin ne olduğunu düşünün.

what do you think you can do better than anyone else applying for the job?

İşe başvuran herkesten daha iyi ne yapabileceğinizi düşünüyorsunuz?

I think I'm the best person for this position because I have a lot of clinical experience.

Bu pozisyon için en iyi kişinin ben olduğumu düşünüyorum çünkü çok fazla klinik deneyimim var.

I've been in the field for over 12 years, working with homeless folks, mentally ill folks, impatient patients,

12 yılı aşkın bir süredir bu alandayım, evsizler, akıl hastaları, sabırsız hastalar ve gaziler ile çalışıyorum

the veteran population.

.

I've also got a lot of supervisory experience under my belt so I've supervised two different clinical teams,

Ayrıca çok fazla süpervizyon deneyimim var, bu yüzden iki farklı klinik ekibi,

social workers, nurses, and I'm a self-starter, I'm a team player, I take direction and I value feedback,

sosyal hizmet görevlilerini, hemşireleri süpervizyonladım ve kendi kendine başlayan biriyim, takım oyuncusuyum, yön alırım ve değer veririm geri bildirim,

I'm comfortable with critical feedback.

kritik geri bildirim konusunda rahatım.

I'm a self-starter and I really want to learn and grow.

Kendi kendine başlayan biriyim ve gerçekten öğrenmek ve büyümek istiyorum.

And I'm very excited about this position.

Ve bu pozisyon için çok heyecanlıyım.

Dan got specific at the beginning talking about his experience.

Dan, başlangıçta deneyiminden bahsederken netleşti.

He didn’t just say, I have a lot of experience,

Sadece çok fazla deneyimim olduğunu söylemedi,

but he said exactly the kinds of people he has experience working with:

aynı zamanda tam olarak birlikte çalışma deneyimine sahip olduğu insan türlerini de söyledi:

the homeless, veterans, and so on.

evsizler, gaziler vb.

He also got specific about his experience as a supervisor, supervising two teams.

Ayrıca, iki ekibi denetleyen bir süpervizör olarak deneyimi hakkında da bilgi verdi.

Then he went into a couple of personality traits:

Sonra birkaç kişilik özelliğine girdi:

self-starter, team player, takes critical feedback well.

kendi kendine başlayan, takım oyuncusu, kritik geri bildirimleri iyi alıyor.

It’s okay to add a few of these kinds of things, but make sure it’s not all you say.

Bu tür şeylerden birkaçını eklemekte sorun yoktur, ancak tüm söylediklerinin bu olmadığından emin olun.

As with all questions, give detail.

Tüm sorularda olduğu gibi, ayrıntı verin.

How did Lisa answer this question?

Lisa bu soruyu nasıl yanıtladı?

One of my strengths, which I think makes me great for this position, is that I am a positive thinker.

Beni bu pozisyon için harika kıldığını düşündüğüm güçlü yanlarımdan biri de pozitif düşünür olmam.

I don't complain. I don't look at the negative. I try to focus on the positive. Also, I'm a team member.

şikayet etmiyorum Ben olumsuz bakmıyorum. Olumluya odaklanmaya çalışıyorum. Ayrıca, ben bir ekip üyesiyim.

I like to work with other people.

Diğer insanlarla çalışmayı seviyorum.

I love to help other people.

Diğer insanlara yardım etmeyi seviyorum.

And I tend to have a habit of setting high expectations for myself.

Ve kendim için yüksek beklentiler belirleme alışkanlığım var.

So I think these qualities make me great for this position.

Bu yüzden bu niteliklerin beni bu pozisyon için harika kıldığını düşünüyorum.

Here, Lisa talked about traits in her personality that make her good for the position.

Burada Lisa, kişiliğindeki onu pozisyon için iyi yapan özelliklerden bahsetti.

they’re certainly things that matter in the work place,

iş yerinde kesinlikle önemli olan şeyler

but I think Adrienne’s and Dan’s answers were a little stronger because they focused more on experience.

ama bence Adrienne ve Dan'in cevapları biraz daha güçlüydü çünkü onlar daha çok deneyime odaklanmışlardı.

That speaks to what they’ve done.

Bu onların yaptıklarını anlatıyor.

Traits speak generically to what you WILL DO in a position.

Özellikler genel olarak bir pozisyonda ne YAPACAĞINIZI anlatır.

Employers are more interested in hearing what you HAVE DONE,

İşverenler, ne YAPTIĞINIZI

and how that will translate into the job they’re hiring you for.

ve bunun sizi işe aldıkları işe nasıl yansıtacağını duymakla daha çok ilgilenir.

Speaking to your specific experience is a great way to sell yourself in this question.

Özel deneyiminizle konuşmak, bu soruda kendinizi tanıtmanın harika bir yoludur.

Let’s hear Jeff’s answer.

Jeff'in cevabını duyalım.

So I think I'm best suited for this position for several reasons.

Bu yüzden birkaç nedenden dolayı bu pozisyon için en uygun kişi olduğumu düşünüyorum.

One is that I do take a broad view and I feel like I can see

Birincisi, geniş bir görüşe sahibim ve kendimiz için belirlemek istediğimiz hedeflere ulaşmak için

a little bit into the future enough to see where we need to go and where we need to head

nereye gitmemiz gerektiğini ve nereye gitmemiz gerektiğini görmek için geleceği biraz görebildiğimi hissediyorum

in order to achieve the goals that we want to set for ourselves.

.

I also feel like I'm very relational, and I feel that that is one of the key elements of working within teams,

Ayrıca çok ilişkisel olduğumu hissediyorum ve bunun ekipler içinde çalışmanın temel unsurlarından biri olduğunu hissediyorum,

because basically nothing gets done now unless you can work within a team and work well with others.

çünkü temelde artık bir ekip içinde çalışmadığınız ve başkalarıyla iyi çalışmadığınız sürece hiçbir şey yapılmıyor.

So I feel that being able to envision into the future,

Bu yüzden geleceği tasavvur edebilmenin, o

to work well within the team that you're situated in at the time, that's a good combination for doing well in this job.

sırada bulunduğunuz takımda iyi çalışabilmenin, bu işte başarılı olmak için iyi bir kombinasyon olduğunu düşünüyorum.

Jeff also lists two traits,

Jeff ayrıca iki özelliği de listeliyor,

first, that he can take a broad view, that he’s a visionary who can see greater goals for the organization.

birincisi, geniş bir bakış açısına sahip olması, organizasyon için daha büyük hedefler görebilen bir vizyoner olması.

It’s a good answer, but if he was able to get specific with an example of doing this in the past,

Bu iyi bir cevap, ancak geçmişte bunu yaptığına dair bir örnekle spesifikleşebilseydi,

that would add more detail.

bu daha fazla ayrıntı eklerdi.

He also speaks to working well within a team,

Ayrıca bir ekip içinde iyi çalışmaktan bahsediyor

and comments that nothing can happen without the ability to work within a team.

ve bir ekip içinde çalışma becerisi olmadan hiçbir şeyin olamayacağını söylüyor.

I like this extra thought he added, it shows that he’s really invested in working in a team for practical reasons,

Eklediği bu ekstra düşünceyi beğendim, hastalara bakım sağlamak için pratik nedenlerle bir ekipte çalışmaya gerçekten yatırım yaptığını gösteriyor

to get care delivered to patients.

.

You have a lot to think about as you come up with your answer for this question.

Bu soruya yanıtınızı bulurken düşünmeniz gereken çok şey var.

Speak to your strengths and your unique experience or knowledge.

Güçlü yönleriniz ve benzersiz deneyiminiz veya bilginiz hakkında konuşun.

Speak to past achievements and how you can do the same or better at this new position.

Geçmiş başarılardan ve bu yeni pozisyonda aynı şeyi veya daha iyisini nasıl yapabileceğinizden bahsedin.

Do speak with details, but watch the timing.

Ayrıntılarla konuşun, ancak zamanlamaya dikkat edin.

Keep your answer to around a minute.

Cevabınızı yaklaşık bir dakika tutun.

Anything much longer than that and you run the risk of rambling,

Bundan daha uzun herhangi bir şey ve yanıtınızın gücünü azaltan saçmalama riskiyle karşı karşıya kalırsınız

which waters down the strength of your answer.

. Bir

In the next video, we’re going to talk about something really tricky: discussing salary in an interview, and,

sonraki videoda gerçekten zor bir konudan bahsedeceğiz: bir mülakatta maaş hakkında konuşmak ve

after you get the job, negotiating your salary.

işi aldıktan sonra maaşınız için pazarlık yapmak.

For my non-native students, we’re going to get to your English lesson in just a minute.

Anadili olmayan öğrencilerim için, bir dakika içinde İngilizce dersinize geleceğiz.

If you haven’t already, be sure to click the subscribe button and the bell for notifications.

Henüz yapmadıysanız, abone ol düğmesine ve bildirimler için zile tıklamayı unutmayın.

I make new videos on the English language and American culture every Tuesday

Her salı İngiliz dili ve Amerikan kültürü üzerine yeni videolar çekiyorum

and have over 600 videos on my channel to date

ve bugüne kadar kanalımda

focusing on listening comprehension and accent reduction.

dinlediğini anlama ve aksan azaltmaya odaklanan 600'den fazla video var.

While you’re waiting for next week’s video, a great next step would be to check out this “get started playlist.”

Gelecek haftanın videosunu beklerken, bu "başlangıç ​​oynatma listesine" göz atmak harika bir sonraki adım olacaktır.

Now for the English lesson.

Şimdi İngilizce dersi için.

I want to study Adrienne’s answer to the question, why are you the best person for this position?

Adrienne'in neden bu pozisyon için en iyi kişi sensin sorusuna verdiği yanıtı incelemek istiyorum.

We’ll go over two idioms she used that you might not be familiar with.

Aşina olmayabileceğiniz, kullandığı iki deyimin üzerinden geçeceğiz.

Adrienne, why are you the best person for this job?

Adrienne, neden bu iş için en uygun kişi sensin?

Because I have the deep understanding of New York city's classical music world and I know the nuance

Çünkü New York şehrinin klasik müzik dünyası hakkında derin bir anlayışa sahibim ve

of communicating with more traditional audiences about this kind of music.

bu tür müzikler hakkında daha geleneksel izleyicilerle iletişim kurmanın inceliklerini biliyorum.

But then I also have the really strong digital marketing chops–

Ama aynı zamanda gerçekten güçlü dijital pazarlama becerilerine sahibim -

She has digital marketing chops. What does ‘chops’ mean here?

Dijital pazarlama becerilerine sahip. Burada 'pirzola' ne anlama geliyor?

This is a word that can be used to apply to a skill.

Bu, bir beceriye başvurmak için kullanılabilecek bir kelimedir.

When someone has ‘chops’, they excel at the skill.

Birinin 'pirzolası' olduğunda, bu beceride çok başarılı olurlar.

Some example sentences: He’s got serious compositional chops – he writes great music.

Bazı örnek cümleler: Ciddi beste yetenekleri var - harika müzikler yazıyor.

I don’t have the coding chops to apply to that position.

Bu pozisyona uygulayacak kodlama dilimlerine sahip değilim.

I developed my chops as a writer in grad school.

Lisansüstü okulda bir yazar olarak pirzolamı geliştirdim.

Let’s listen to how Adrienne used it again.

Adrienne'in bunu nasıl kullandığını tekrar dinleyelim.

But then I also have the really strong digital marketing chops where I really understand video strategy,

Ama aynı zamanda video stratejisini ve çevrimiçi reklam stratejisini gerçekten anladığım gerçekten güçlü dijital pazarlama becerilerine sahibim.

and online ad strategy–

She also used the phrase ‘take it to the next level’.

Ayrıca "bir sonraki seviyeye taşı" ifadesini de kullandı.

And I think bringing all those things together can really take the marketing strategy to the next level here.

Ve bence tüm bunları bir araya getirmek, pazarlama stratejisini gerçekten burada bir sonraki seviyeye taşıyabilir.

To take something to the 'next level' means to improve it, or to go beyond what was expected.

Bir şeyi 'sonraki seviyeye' çıkarmak, onu iyileştirmek veya beklenenin ötesine geçmek demektir.

Some examples:

Bazı örnekler:

She took her training to the next level when she stayed after practice to work on her free throws.

Antrenmandan sonra serbest atışları üzerinde çalışmak için kaldığında eğitimini bir sonraki seviyeye taşıdı.

Their vegan dishes are top-notch, they really take them to the next level.

Vegan yemekleri birinci sınıf, onları gerçekten bir sonraki seviyeye taşıyorlar.

Go to Youglish.com and do a search on these two terms.

Youglish.com'a gidin ve bu iki terimle ilgili bir arama yapın.

See how others use them in context to help deepen your understanding.

Anlayışınızı derinleştirmeye yardımcı olmak için başkalarının bunları bağlam içinde nasıl kullandığını görün. Hepsi

That’s it, and thanks so much for using Rachel’s English.

bu kadar ve Rachel'ın İngilizcesini kullandığınız için çok teşekkürler.