Best English Accent - Speak Like A Native Speaker - PLACEMENT

This is a line from later in this video.

Bu videonun ilerleyen bölümlerinden bir satır.

If you can improve your placement, you will immediately sound more natural every time you speak English.

Yerleşiminizi geliştirebilirseniz, her İngilizce konuştuğunuzda hemen daha doğal konuşacaksınız.

I've been making videos on American English on YouTube for 11 years and this is probably

11 yıldır YouTube'da Amerikan İngilizcesi üzerine videolar hazırlıyorum ve bu, muhtemelen

the most excited I’ve ever been about a video.

şimdiye kadar bir video hakkında duyduğum en heyecan verici şey.

There's one thing that affects the sound of the voice when a non-native speaker is speaking

Ana dili İngilizce olmayan biri Amerikan İngilizcesi konuştuğunda sesin sesini her şeyden çok etkileyen bir şey vardır

American English more than anything else. And it really affects whether or not someone sounds American.

. Ve birinin Amerikalı olup olmadığını gerçekten etkiler.

It's placement. Maybe you've never even heard this word before.

Bu yerleştirme. Belki de bu kelimeyi daha önce hiç duymadınız bile.

Not many teachers talk about it and I will say it's one of the hardest things to teach.

Pek çok öğretmen bundan bahsetmiyor ve öğretmesi en zor şeylerden biri olduğunu söyleyeceğim.

But today, we're going to talk about it.

Ama bugün, bunun hakkında konuşacağız.

We're going to use a mixing engineer and a scientific paper to understand what is placement.

Yerleştirmenin ne olduğunu anlamak için bir miksaj mühendisi ve bilimsel bir makale kullanacağız.

Here is a taste of what we'll explore.

İşte keşfedeceklerimizin bir tadı.

Hi! Hi!

MERHABA! MERHABA!

I had the mixing engineer change the placement. Thank you, Sendai Mike!

Miks mühendisine yerleşimi değiştirttim. Teşekkürler Sendai Mike!

We're going to get to the details of all of this

Tüm bunların detaylarına geleceğiz

but I want you to know that almost all of my students need to work on their placement.

ancak öğrencilerimin neredeyse tamamının yerleştirmeleri üzerinde çalışmaları gerektiğini bilmenizi isterim.

It doesn't matter what your native language is. By the end of this video, you're going to understand

Ana dilinin ne olduğu önemli değil. Bu videonun sonunda

what placement is and be able to change your placement

yerleşimin ne olduğunu anlayacak ve

to unlock a more natural American voice within yourself.

kendi içinizde daha doğal bir Amerikan sesinin kilidini açmak için yerleşiminizi değiştirebileceksiniz.

And please remember, if you like this video or learned something,

Ve lütfen unutmayın, bu videoyu beğendiyseniz veya bir şeyler öğrendiyseniz,

be sure to like it and subscribe with notifications. Thank you guys!

beğenmeyi ve bildirimlerle abone olmayı unutmayın. Sağolun beyler!

Several months ago, I asked you to send in videos of yourself saying a dialogue

Birkaç ay önce,

so I could use your examples to teach here on YouTube. Thank you!

örneklerinizi burada YouTube'da öğretmek için kullanabilmem için bir diyalog söylerken kendi videolarınızı göndermenizi istemiştim. Teşekkür ederim!

All of the examples in this video, including the one you already heard came from you guys.

Bu videodaki tüm örnekler, daha önce duymuş olduğunuz da dahil olmak üzere sizden geldi.

And by the way, if you didn't see last week's video, that is a great one where

Ve bu arada, geçen haftaki videoyu izlemediyseniz, bu

I used your videos to teach about American English pronunciation, be sure to check it out!

videonuzu Amerikan İngilizcesi telaffuzunu öğretmek için kullandığım harika bir videoydu, mutlaka izleyin!

Placement affects the overall quality of the voice.

Yerleştirme, sesin genel kalitesini etkiler.

Almost all of my student’s placements are too high.

Öğrencilerimin neredeyse tüm yerleştirmeleri çok yüksek.

It doesn't matter the native language: Chinese, Japanese, Korean, Vietnamese,

Ana dilin önemi yok: Çince, Japonca, Korece, Vietnamca, Tayca, Arapça,

Thai, Arabic, Hindi, Spanish, Portuguese, French, and so on.

Hintçe, İspanyolca, Portekizce, Fransızca vb.

The natural production of these languages is different than English.

Bu dillerin doğal üretimi İngilizceden farklıdır.

So I found a mixing engineer here on YouTube who could play with the formants of the voice.

Bu yüzden YouTube'da sesin biçimlendiricileriyle oynayabilecek bir miksaj mühendisi buldum.

In a minute, we're going to talk about what that means.

Birazdan bunun ne anlama geldiği hakkında konuşacağız.

But first, I just want you to hear the difference.

Ama önce, sadece farkı duymanı istiyorum.

So he took the person we listened to, whose native language is Chinese, and changed the formants.

Yani anadili Çince olan dinlediğimiz kişiyi alıp formantları değiştirmiş.

Hi, what do you want to do tonight?

Merhaba, bu gece ne yapmak istersin?

Hi, what do you want to do tonight?

Merhaba, bu gece ne yapmak istersin?

The first one is her voice as she recorded it.

İlki, kaydettiği haliyle onun sesi.

The second one has a different quality because Mike played with the formants of the sound.

İkincisi, Mike sesin formantları ile oynadığı için farklı bir kaliteye sahip.

What do you want to do tonight?

Bu gece ne yapmak istersin?

What do you want to do tonight?

Bu gece ne yapmak istersin?

Then he took my voice and he did the opposite.

Sonra sesimi aldı ve tersini yaptı.

We'll call the student that we're working with here V.

Burada birlikte çalıştığımız öğrenciye V diyeceğiz.

He took V's voice and played with the formants for it to have a more American quality,

V'nin sesini aldı ve daha Amerikan kalitesine sahip olması için biçimlendiricilerle oynadı,

then he took my voice and did the same thing in reverse

sonra benim sesimi aldı ve aynı şeyi tersten yaparak sesi

to try to make the quality of my voice reflect the quality of her voice.

yapmaya çalıştı. sesimin kalitesi onun sesinin kalitesini yansıtıyor.

What do you want to do tonight?

Bu gece ne yapmak istersin?

What do you want to do tonight?

Bu gece ne yapmak istersin?

What do you want to do tonight?

Bu gece ne yapmak istersin?

What do you want to do tonight?

Bu gece ne yapmak istersin?

Changing the formants really changes the quality of the voice, doesn't it?

Formantları değiştirmek sesin kalitesini gerçekten değiştiriyor, değil mi?

Listen to my whole mini conversation with that formant shift.

Formant vardiyasıyla yaptığım tüm mini konuşmamı dinle.

Hey, what do you want to do tonight?

Hey, bu gece ne yapmak istersin?

I don't know. I feel like just watching TV.

Bilmiyorum. Sadece televizyon izliyormuş gibi hissediyorum.

Sure!

Elbette!

So what is a formant and how does it change your voice so much? It's not the pitch.

Peki formant nedir ve sesinizi nasıl bu kadar değiştirir? Saha değil.

The pitch or the fundamental frequency is the same.

Perde veya temel frekans aynıdır.

The vocal cords vibrate at a pitch. Aaaahh. Uhhhh.

Ses telleri bir perdede titreşir. Aaaahh. Uhhhh.

Those are two different vowels on the same pitch.

Bunlar aynı perdede iki farklı sesli harf.

Why did they sound different? Because of the shape of my mouth,

Neden farklı sesler çıkardılar? Ağzımın şeklinden dolayı

my tongue position was different, my lip position.

dil pozisyonum farklıydı, dudak pozisyonum.

Aaaahh. Uhhhh.

Aaaahh. Uhhhh.

What the vocal cords were doing didn't change. The pitch was the same

Ses tellerinin yaptıkları değişmedi. Perde aynıydı

but the quality of the sound was affected by the shape of the vocal tract,

ama sesin kalitesi, sesi etkileyen ses yolunun şeklinden,

which affected the sound, part of the sound called formants.

sesin formant adı verilen kısmından etkileniyordu.

Formants are frequencies of sound above the fundamental frequency, that's the pitch.

Formantlar, temel frekansın üzerindeki ses frekanslarıdır, bu perdedir.

If this feels kind of technical, stick with me, the payoff in this video,

Bu biraz teknik geliyorsa, benimle kalın, bu videonun getirisi, yani

what you're going to learn to do with your voice, is going to be huge.

sesinizle yapmayı öğreneceğiniz şey çok büyük olacak.

Okay, so the vocal cords make the fundamental pitch and the shape of the vocal tract makes the formants.

Tamam, yani ses telleri temel perdeyi yapıyor ve ses yolunun şekli formantları yapıyor.

The formants are what make different sounds like: ahh, uhhh, ohh, as my pitch stays the same.

Formantlar, perdem aynı kaldığı için ahh, uhhh, ohh gibi farklı sesler çıkaran şeylerdir.

But they can also affect the quality of the vowel.

Ancak sesli harfin kalitesini de etkileyebilirler.

So you can either sound very natural speaking American English, or not very natural,

Yani, ses sisteminizde olan bitene bağlı olarak, Amerikan İngilizcesi konuşurken kulağa çok doğal gelebilir veya çok doğal gelmeyebilirsiniz

depending on what's happening with your vocal tract.

.

So you may know exactly the tongue, lip and jaw position for an American vowel,

Yani bir Amerikan sesli harfi için dil, dudak ve çene pozisyonunu tam olarak biliyor olabilirsiniz,

but if the rest of your vocal tract, your throat isn't shaped right,

ancak ses yolunuzun geri kalanı, gırtlağınız doğru şekillendirilmemişse,

you'll never be able to get the American quality of that vowel.

o sesli harfin Amerikan kalitesini asla elde edemezsiniz.

So we can change the formants of a sound by changing the shape of the vocal tract.

Yani ses yolunun şeklini değiştirerek bir sesin biçimlerini değiştirebiliriz.

In a minute, we're going to tell you what you want to do to sound more American.

Birazdan size daha Amerikalı görünmek için ne yapmak istediğinizi söyleyeceğiz.

But we can also change the formants by recording a voice and having a sound mixer play with it.

Ancak, bir sesi kaydedip onunla bir ses mikseri çaldırarak da formantları değiştirebiliriz.

I'm going to let Sendai Mike explain this more. He's a recording and mixing engineer in Seattle.

Sendai Mike'ın bunu daha fazla açıklamasına izin vereceğim. Seattle'da bir kayıt ve miksaj mühendisi.

Then we're going to get into a lot more real life student examples

Ardından,

so you can start to find the right shape of your own vocal tract.

kendi ses yolunuz için doğru şekli bulmaya başlayabilmeniz için gerçek hayattan çok daha fazla öğrenci örneğine gireceğiz.

Most you all are probably familiar with pitch shifting.

Çoğunuz muhtemelen ses perdesi değiştirmeye aşinasınızdır.

Pitch shifting especially downwards has become really popular in hip hop and rap music.

Özellikle aşağı doğru perde kaydırma, hip hop ve rap müzikte gerçekten popüler hale geldi.

So pitch shifting, uuhhh, is when you change the fundamental frequency of your voice.

Perde kaydırma, uuhhh, sesinizin temel frekansını değiştirdiğiniz zamandır.

And we will talk about using that to sound more natural in this video,

Ve bu videoda kulağa daha doğal gelmesi için bunu kullanmaktan bahsedeceğiz,

but at the moment, let's hear about formant shifting.

ama şu anda biçim değiştirmeyi dinleyelim.

Now, format shifting is similar to pitch shifting, but the difference is when you format shift audio,

Şimdi, format kaydırma perde kaydırmaya benzer, ancak fark şu ki, shift sesini formatladığınızda,

the note, and I mean the note like the note you would play on a keyboard,

nota ve yani klavyede çalacağınız nota gibi nota

stays the same but the tone gets deeper or higher depending on which direction you're formant shifting.

aynı kalır, ancak ton bağlı olarak daha derin veya daha yüksek olur. hangi yöne doğru kayıyorsun.

So if you're formant shifting, you could sing a constant note

Dolayısıyla, biçimlendirici vites değiştiriyorsanız, sabit bir nota söyleyebilirsiniz

and it would stay in key as you format shift up and down.

ve siz vitesi yukarı ve aşağı formatlarken bu nota tonda kalır.

Okay he did a lot of formant shifting and that's what he did earlier to V's voice and my voice,

Tamam, çok fazla biçim değiştirme yaptı ve daha önce V'nin sesine ve benim sesime yaptığı buydu,

so we could really see how it affected the sound,

böylece sesi nasıl etkilediğini gerçekten görebildik

and it either made the sound thinner or heavier.

ve sesi ya inceltiyor ya da ağırlaştırıyordu.

And as we'll see in the students that we're going to study, most people have a sound that's too thin.

Ve çalışacağımız öğrencilerde göreceğimiz gibi, çoğu insanın sesi çok incedir.

I've been in touch with a few students in my academy who've mentioned recently the idea that they had to

Yakın zamanda akademimden Amerikan İngilizcesi konuşmak için farklı bir ses kullanmaları gerektiği fikrinden bahseden birkaç öğrenciyle temasa geçtim

use a different voice, which I would say is a different shape to their vocal tract,

in order to speak American English.

.

One student said:

Bir öğrenci şöyle dedi:

One of my American friends told me that my presence and my voice doesn't match for American people.

Amerikalı arkadaşlarımdan biri bana varlığımın ve sesimin Amerikan halkına yakışmadığını söyledi.

My natural Japanese voice is pretty high.

Doğal Japonca sesim oldukça yüksek.

So the pitch of American English is often a little bit lower than what my students want to do.

Bu yüzden Amerikan İngilizcesinin perdesi genellikle öğrencilerimin yapmak istediğinden biraz daha düşük.

And the placement, the quality of the sound affected by the formants is also lower.

Ve yerleştirme, biçimlendiricilerin etkilediği sesin kalitesi de daha düşüktür.

Another student said:

Başka bir öğrenci şöyle dedi:

Your advice to keep low placement in mind has helped me a lot.

Düşük yerleştirmeyi akılda tutma tavsiyeniz bana çok yardımcı oldu.

My native language is Russian, we came to the US seven years ago and unlike me,

Ana dilim Rusça, Amerika'ya yedi yıl önce geldik ve benim aksime

my son picked up the American accent very quickly.

oğlum Amerikan aksanını çok çabuk kaptı.

Every time he heard me speaking English, he asked me why I was changing my voice to the higher pitch?

İngilizce konuştuğumu her duyduğunda, sesimi neden daha yüksek perdeye çevirdiğimi sordu.

And I didn't. I just used my Russian voice coming from the front part of my mouth, and it didn't sound very good.

Ve yapmadım. Az önce ağzımın ön kısmından çıkan Rusça sesimi kullandım ve kulağa pek iyi gelmedi.

So she was making all the sounds of American English, tongue position, lip position, jaw drop,

Yani Amerikan İngilizcesinin tüm seslerini, dil pozisyonu, dudak pozisyonu, çene düşüşü yapıyordu

but the rest of her vocal tract was in the shape of what she would use for Russian.

ama ses yolunun geri kalanı Rusça için kullanacağı şekildeydi.

So that made her American English sound higher and thinner because in American English,

Bu, onun Amerikan İngilizcesinin kulağa daha yüksek ve daha ince gelmesine neden oldu çünkü Amerikan İngilizcesinde

we have a lower placement.

daha düşük bir yerleşime sahibiz.

So how can you get a lower placement?

Peki daha düşük bir yerleşimi nasıl elde edebilirsiniz?

Let's look at a scientific paper.

Bilimsel bir makaleye bakalım.

I'm going to put the full name of the paper and the authors in the video description.

Makalenin tam adını ve yazarlarını video açıklamasına koyacağım.

To understand this paper, let's do a very quick anatomy lesson for the voice.

Bu makaleyi anlamak için ses için çok hızlı bir anatomi dersi yapalım.

This will help you picture what you need to change in your throat in order to sound more American.

Bu, kulağa daha Amerikan gibi gelmek için boğazınızda neleri değiştirmeniz gerektiğini hayal etmenize yardımcı olacaktır.

The vocal cords are here, they're what vibrate and make the fundamental frequency or

Ses telleri buradadır, havanız trakeanızdan çıkarken titreşen ve temel frekansı veya perdeyi oluşturan şeylerdir

the pitch when your air comes up from your trachea.

.

Aaahhh. Aahhh.

Aaahhh. Aahhh. Ses perdeniz

Your pitch changes as your larynx, which is this bigger thing,

, daha büyük olan gırtlağınız,

moves in ways that make the vocal cords change in tension or thickness, this kind of thing.

ses tellerinin gerilimini veya kalınlığını değiştirecek şekilde hareket ettikçe değişir, bu tür şeyler.

Think of it as a guitar string, it makes a different sound depending on where you put your finger on it

Gitar teli gibi düşünün, telin uzunluğunu etkilediği için parmağınızı nereye koyduğunuzda farklı bir ses çıkarıyor

when you pluck it, as you affect the length of the string.

.

So the air comes up from your lungs through your trachea, vibrates your vocal cords,

Böylece hava ciğerlerinizden trakea yoluyla yukarı çıkar, ses tellerinizi titreştirir

and creates your fundamental pitch.

ve temel perdenizi oluşturur.

But the key to changing your sound is knowing that your larynx here, also called voice box, can be moved

Ancak sesinizi değiştirmenin anahtarı, buradaki gırtlağınızın, aynı zamanda gırtlağınızın,

by the complex series of muscles in your neck that attach it to the bones.

boynunuzdaki onu kemiklere bağlayan karmaşık kas dizileri tarafından hareket ettirilebileceğini bilmektir.

It can be moved up or back down, it can be moved forward,

Yukarı veya aşağı hareket ettirilebilir, ileri hareket ettirilebilir, geri

it can be moved backward,

hareket ettirilebilir

and all of these things affect not the pitch, because that's the vocal cords,

ve tüm bunlar perdeyi etkilemez, çünkü bu ses telleridir,

but they affect the formants, the other sounds above that frequency, and those

ancak bunlar formantları, frekansın üzerindeki diğer sesleri etkiler. ve bu

formants are what will give you an American voice or not.

formantlar size bir Amerikan sesi verecek ya da vermeyecek şeylerdir.

So in order to have the right shape of the vocal tract to sound more American,

Bu nedenle, ses yolunun daha Amerikalı gibi ses çıkarması için doğru şekle sahip olması için

you want a lower larynx or voice box.

daha düşük bir gırtlak veya gırtlak istersiniz.

Your native language may have your voice box in a slightly different place in your throat.

Ana dilinizde gırtlağınızın biraz farklı bir yerinde gırtlak olabilir.

That will change the way you sound.

Bu, sesinizin şeklini değiştirecek.

So if you think of a wide open neck,

Geniş açık bir boyun düşünürseniz,

I think that helps my students release the muscles in their neck

bunun öğrencilerimin boyunlarındaki kasları serbest bırakmasına yardımcı olduğunu düşünüyorum,

which then helps the larynx or the voice box drop down.

bu da gırtlak veya gırtlağın aşağı inmesine yardımcı oluyor.

And that gives your vocal tract the right shape for the American placement.

Ve bu, ses yolunuza Amerikan yerleşimi için doğru şekli verir.

Since we're here, let's just talk about a few other things that can affect your sound.

Madem buradayız, sesini etkileyebilecek birkaç şeyden daha bahsedelim.

We have these open cavities in our mouth, and then our nasal cavity, and

Ağzımızda bu açık boşluklar var ve sonra burun boşluğumuzda ve

an open cavity is where sound will vibrate and it will change the quality.

açık boşluk sesin titreşeceği ve kaliteyi değiştireceği yerdir.

So in American English, none of our vowels are nasal vowels.

Yani Amerikan İngilizcesinde sesli harflerimizin hiçbiri geniz sesli harfleri değildir.

That means here's our hard palate, our roof of our mouth, there's also a soft palate,

Bunun anlamı, burası sert damağımız, ağzımızın çatısı, bir de yumuşak damak var

and when that's raised, it prevents air from going up into the nasal cavity.

ve o kaldırıldığında havanın burun boşluğuna gitmesini engelliyor.

But when it's down, air can go up and it can change the sound. So aaaaa becomes aaaaaa.

Ama aşağıdayken hava yükselebilir ve sesi değiştirebilir. Böylece aaaaaa, aaaaaa olur.

So the soft palate being closed or lifted is also very important in where your voice vibrates,

Bu yüzden yumuşak damağın kapalı veya kaldırılmış olması sesinizin titreştiği yerde,

where your placement is. We want to avoid nasal vowels in American English.

yerleşiminizin olduğu yerde de çok önemlidir. Amerikan İngilizcesinde genizden gelen ünlülerden kaçınmak istiyoruz.

But the main takeaway of the paper is your larynx should be in a lowered relaxed position

Ancak makalenin ana çıkarımı,

in order to give your throat the right shape for American English.

boğazınıza Amerikan İngilizcesi için doğru şekli vermek üzere gırtlakınızın alçaltılmış ve rahat bir konumda olması gerektiğidir.

You want to let go of the muscle tension in your neck to try to let your larynx lower and find that right placement.

Gırtlağınızın aşağı inmesine izin vermek ve doğru yerleşimi bulmak için boynunuzdaki kas gerginliğini bırakmak istersiniz.

With a raised larynx, a sound with the same fundamental frequency will sound thinner and less resonant,

Yükseltilmiş bir gırtlakla, aynı temel frekansa sahip bir ses daha ince ve daha az rezonanslı olacaktır

and that's not what we want. To match the American quality, we want it warmer and more resonant.

ve bizim istediğimiz bu değil. Amerikan kalitesine uyması için daha sıcak ve daha yankı uyandırmasını istiyoruz.

The main reason for this perceptual effect is that larynx raising can cause a rise in the frequency of the formants,

Bu algısal etkinin ana nedeni, gırtlak yükselmesinin sese farklı bir nitelik kazandıran formantların frekansında artışa neden olabilmesidir

which gives the sound a different quality.

.

So in your own native language, you have the pitch, the fundamental frequency, that's natural for your language,

Yani kendi ana dilinizde, diliniz için doğal olan ses perdesine, temel frekansa sahipsiniz, ana dilinizin

you have your articulators, tongue, teeth, lips that you use to shape and create the different sounds

farklı seslerini biçimlendirmek ve yaratmak için kullandığınız artikülatörleriniz, diliniz, dişleriniz, dudaklarınız var

of your native language. But then you also have the shape of your vocal tract that affects the formants

. Ama aynı zamanda

of the sound, and therefore the quality of the sound. And most people, when they're learning English,

sesin biçimleyicilerini ve dolayısıyla sesin kalitesini etkileyen ses yolunuzun şekline de sahipsiniz. Ve çoğu insan, İngilizce öğrenirken,

learn about and think about just the articulators, tongue position, lip position, for a sound.

bir ses için sadece artikülatörleri, dil pozisyonunu, dudak pozisyonunu öğrenir ve düşünür.

But if you don't change the shape of your vocal tract, of your throat,

Ama ses yolunuzun, gırtlağınızın şeklini değiştirmez

and you use the shape that's natural for your own native language, then you'll never have a truly American quality

ve kendi ana diliniz için doğal olan şekli kullanırsanız, o zaman sesinizde asla gerçek bir Amerikan kalitesi olmaz

to your voice, and that's why we work on placement right away in Rachel’s English Academy

ve bu yüzden çalışıyoruz hemen Rachel's English Academy'ye yerleştiriliyorsunuz,

because why work on all the sounds if you haven't first worked on the overall quality of the voice?

çünkü önce sesin genel kalitesi üzerinde çalışmadıysanız neden tüm sesler üzerinde çalışasınız ki?

So that's what we're going to do here today. We're going to work on the overall quality of your voice.

Bugün burada yapacağımız şey bu. Sesinizin genel kalitesi üzerinde çalışacağız.

It affects your sound every time you speak English.

Her İngilizce konuştuğunuzda sesinizi etkiler.

If you can improve your placement, you will immediately sound more natural every time you speak.

Yerleşiminizi geliştirebilirseniz, her konuştuğunuzda hemen daha doğal konuşacaksınız.

When I work with a student on placement, what I do is this:

Yerleştirme konusunda bir öğrenciyle çalıştığımda, yaptığım şey şudur:

I have them say something in English, anything, and then I try to imitate them.

Onlara İngilizce bir şeyler söyletirim, herhangi bir şey ve sonra onları taklit etmeye çalışırım.

I imitate their placement, and I alternate between that and a more American placement,

Yerleşimlerini taklit ediyorum ve bununla daha Amerikan yerleşimi arasında gidip geliyorum

and I talk about what I'm changing.

ve neyi değiştirdiğim hakkında konuşuyorum.

What you need to do as a student is this: use your ears to notice the different qualities of the sounds,

Öğrenci olarak yapmanız gereken şudur: Seslerin farklı niteliklerini fark etmek için kulaklarınızı kullanın

and then play with your own voice, tense in places, relax in places, think of being wide and low,

ve ardından kendi sesinizle oynayın, yer yer gergin, yer yer rahatlayın, geniş ve alçak olmayı düşünün,

try to find as many different kinds of voices as you can.

olduğu gibi bulmaya çalışın. olabildiğince çok farklı türde ses.

Okay, let's jump in with a student. We're going to go back to V.

Tamam, hadi bir öğrenciyle başlayalım. V'ye geri döneceğiz.

We're actually going to come to the desk so that we can watch these students together.

Aslında bu öğrencileri birlikte izlemek için masaya geleceğiz.

I feel like just watching TV.

Sadece televizyon izliyormuş gibi hissediyorum.

I feel like--

Ben-- Ben--

I feel like--

I, I, I, I feel like

Ben, ben, ben, ben gibi hissediyorum

One thing I want to say is we should all be imitating together.

Söylemek istediğim bir şey, hep birlikte taklit yapmalıyız.

Try to imitate the students and try to imitate me imitating the students, and try to imitate me when I am

Öğrencileri taklit etmeye çalışın ve öğrencileri taklit ederek beni taklit etmeye çalışın ve

putting in a more American placement. Imitating and playing with our voices and trying to match things

daha Amerikalı bir yerleştirme yaparken beni taklit etmeye çalışın. Seslerimizi taklit etmek, onlarla oynamak ve bir şeyleri eşleştirmeye çalışmak

is the best way to find a new placement I think.

bence yeni bir yerleşim bulmanın en iyi yolu.

I feel like just watching TV.

Sadece televizyon izliyormuş gibi hissediyorum.

I feel like—

Sanki...

I feel like—

sanki...

I'm trying to place that really high here. I feel like— I feel like—

Bunu gerçekten yükseğe yerleştirmeye çalışıyorum.

To do that, one of the things I do is I bring a little bit of extra pressure here to the front of my throat.

Bunu yapmak için yaptığım şeylerden biri, boğazımın ön kısmına biraz fazladan baskı uygulamak.

I feel like— it helps me throw it into this part of my face more.

Sanki... yüzümün bu kısmına daha çok vurmama yardımcı oluyor gibi hissediyorum.

I feel like— I feel like— and if I let that go there, then it lets me lower my placement. I feel like—

Sanki... öyle hissediyorum... ve bunun oraya gitmesine izin verirsem, yerleşimimi düşürmeme izin verir. Ben...

Now I do want to say I think her pitch is a little bit higher than what would be more natural for American English.

Şimdi onun perdesinin Amerikan İngilizcesi için daha doğal olandan biraz daha yüksek olduğunu düşündüğümü söylemek istiyorum. Bunun

I feel like— can instead be: I feel like— I feel like just watching TV.

yerine şöyle hissediyorum: Ben sadece televizyon izliyormuş gibi hissediyorum.

So my pitch is lower now it used to be when I was working with students I would say:

Yani perdem şimdi daha düşük, eskiden öğrencilerle çalışırken şöyle derdim:

don't worry about your pitch, it's placement, it's the sound, the formants.

perdeniz için endişelenmeyin, yerleştirme, ses, formantlar.

But then I realized that yes, they're two separate things but often lowering their pitch,

Ama sonra fark ettim ki evet, ikisi ayrı şeyler ama perdelerini,

their fundamental frequency, helped with the overall tone because all of those frequencies were also lower,

temel frekanslarını düşürmek genel tona yardımcı oldu çünkü tüm bu frekanslar da daha düşüktü,

gave them a warmer tone and that's really what we want.

onlara daha sıcak bir ton verdi ve gerçekten istediğimiz de buydu.

Also I do think in general, a lot of people's natural pitch for American English is a little bit high,

Ayrıca genel olarak, birçok insanın Amerikan İngilizcesi için doğal perdesinin biraz yüksek olduğunu düşünüyorum,

so lowering the pitch can bring the fundamental frequency somewhere that is a little bit more natural,

bu nedenle perdeyi düşürmek temel frekansı biraz daha doğal bir yere getirebilir,

but then it also has that nice effect of warming the voice more.

ancak aynı zamanda ısınma gibi güzel bir etkiye de sahiptir. ses daha.

So try that, try recording yourself saying something, just listen to the phrase, and listen to it so many times

Bunu deneyin, kendinizi bir şey söylerken kaydetmeye çalışın, sadece cümleyi dinleyin ve o kadar çok dinleyin

that you have the melody in your head, and then try to bring the pitch down a little bit.

ki melodi kafanızda olsun ve sonra perdeyi biraz düşürmeye çalışın.

I feel like— —

Ben- — Daha

You can do a sliding thing down to try to find a lower pitch and you know, go as low as you can.

düşük bir perde bulmaya çalışmak için aşağı doğru kayan bir şey yapabilirsiniz ve bilirsiniz, yapabildiğiniz kadar alçaltın.

I feel like— I feel like—

Hissediyorum- Hissediyorum-

You're probably not going to speak from there but the more range you find,

Muhtemelen oradan konuşmayacaksın ama ne kadar çok menzil bulursan, o

the more you're going to be able to play with your voice and find something that's comfortable.

kadar çok sesinle oynayabilecek ve rahat bir şey bulabileceksin.

Okay so for Vivian, I had to try to release some tension in the front of my neck.

Tamam, Vivian için, boynumun ön kısmındaki gerilimi biraz boşaltmaya çalışmam gerekiyordu. O

I can't say that that's exactly how she's producing that sound, but I do know that if she thinks of a

sesi tam olarak bu şekilde çıkardığını söyleyemem, ama

wide open neck, and lets things sort of sink down, that that will probably help.

geniş açık bir boyun düşünürse ve her şeyi sakinleştirirse, bunun muhtemelen yardımcı olacağını biliyorum.

Okay our next student's native language is Hindi.

Pekala, bir sonraki öğrencimizin anadili Hintçe.

I feel like just watching TV.

Sadece televizyon izliyormuş gibi hissediyorum.

Just watching TV.

Sadece TV izliyorum.

Just watching TV. Just watching-- just watching-- To me, the place where this can resonate is very narrow.

Sadece TV izliyorum. Sadece izliyor-- sadece izliyor-- Bana göre, bunun yankı uyandırabileceği yer çok dar. Sadece

Just watching—just— just— just— just watching— just watching—

izliyorum - sadece - sadece - sadece - sadece izliyor - sadece izliyorum - Hepsi

It's all here, and if I let my throat and neck relax, it opens up this part down here and it

burada ve eğer boğazımı ve boynumu gevşetirsem, bu kısım açılıyor ve

allows the voice to come down, and it just lets there be more room for resonance.

sesin inmesine izin veriyor ve sadece oraya izin veriyor rezonans için daha fazla alan olsun.

So again, a lowering, a releasing of tension higher up in the throat.

Yani yine, gırtlakta daha yukarılarda bir alçaltma, bir gerginlik salıverme.

I feel like just watching TV. That lets the placement lower.

Sadece televizyon izliyormuş gibi hissediyorum. Bu, yerleşimin daha düşük olmasını sağlar.

Another thing that I tell my students in the academy is a couple things:

Akademide öğrencilerime söylediğim bir diğer şey de birkaç şey:

you can actually think of your mouth being here,

ağzınızın burada olduğunu düşünebilirsiniz

or I have one exercise where I have them feel like their chest is actually a speaker where the voice comes out,

veya onlara göğüslerinin aslında bir hoparlör olduğunu ve sesin çıktığı bir yer olduğunu hissettirdiğim bir egzersizim var

and that they don't have a mouth, but by lowering in your mind with your imagination

ve bu ağızları yoktur ama zihninizde sesinizin çıktığı yeri hayal gücünüzle aşağı indirerek

where your voice is coming out, can also help let go of the tension above that point.

o noktanın üzerindeki gerilimi atmanıza da yardımcı olabilir.

So that could be an exercise for you to try, lay down, close your eyes, visualize that mouth there

Bu sizin için denemeniz, uzanmanız, gözlerinizi kapatmanız, oradaki ağzı görselleştirmeniz,

take a breath in and then speak, and really in your mind's eye, see that happening from this mouth.

nefes almanız ve sonra konuşmanız ve gerçekten zihninizin gözünde, bu ağızdan neler olduğunu görmeniz için bir egzersiz olabilir.

You may find that it helps you release some tension that you didn't even know that you had in your neck.

Boynunuzda olduğunu bile bilmediğiniz bir miktar gerilimi serbest bırakmanıza yardımcı olduğunu görebilirsiniz.

Our next student's native language is Russian.

Sıradaki öğrencimizin anadili Rusça.

Hey, what do you want to do tonight?

Hey, bu gece ne yapmak istersin?

Hey, what do you want to do tonight?

Hey, bu gece ne yapmak istersin?

Hey, what do you want to do tonight?

Hey, bu gece ne yapmak istersin?

Hey, what do you want to do tonight? Hey, hey, hey.

Hey, bu gece ne yapmak istersin? Hey hey hey.

Again, it feels very narrow all of the places in my body and my throat that could vibrate,

Yine, vücudumun ve boğazımın titreyebilecek tüm yerleri çok dar geliyor,

it feels like I’ve squished that down. Hey--

onu ezmişim gibi geliyor. Hey--

And it feels forward in the face, in the nose, hey, and just really small that way.

Ve yüzünde, burnunda ileri geliyor, hey ve bu şekilde gerçekten küçük.

We want to open that up. Hey. Hey. One thing that I tell my students sometimes to do this:

Bunu açmak istiyoruz. Hey. Hey. Öğrencilerime bazen bunu yapmalarını söylediğim bir şey var:

hey, hey, opening up is... Really think of releasing the muscles in the back of the neck.

Hey, hey, açılmak... Gerçekten ensenin arkasındaki kasları gevşetmeyi düşünün.

Huhh--

Huhh--

Sometimes I almost, I’ll tell them to almost even think of there being like a heavy weighted blanket sort of

Bazen neredeyse, onlara ağır ağırlıklı bir battaniye gibi bir

pulling things down, anything to counteract tension and pulling things up. Huh. Hey--

şeyleri aşağı çeken, gerginliğe karşı koymak ve yukarı çeken herhangi bir şey olduğunu neredeyse düşünmelerini söyleyeceğim. Ha. Hey--

Are you practicing along out loud? Try to find both of those sounds. Hey hey.

Yüksek sesle mi çalışıyorsun? Bu seslerin ikisini de bulmaya çalışın. Merhaba.

It's not just about the jaw drop but you might be noticing that I am dropping my jaw. Try it. Try whatever you can.

Bu sadece çene düşmesiyle ilgili değil ama çenemi düşürdüğümü fark ediyor olabilirsiniz. Dene. Ne yapabilirsen dene.

Just see if you can find those two different sounds. The pitch is the same, the sounds are the same.

Sadece bu iki farklı sesi bulabilecek misin bir bak. Perde aynı, sesler aynı.

It's the formants in the throat, in the rest of the vocal tract that is making them sound so different.

Gırtlaktaki, ses yolunun geri kalan kısmındaki formantlar, seslerini bu kadar farklı kılıyor.

Our next student's native language is Ukrainian.

Sıradaki öğrencimizin anadili Ukraynaca.

I feel like just watching TV.

Sadece televizyon izliyormuş gibi hissediyorum.

I feel like just watching TV.

Sadece televizyon izliyormuş gibi hissediyorum.

I feel like just watching TV.

Sadece televizyon izliyormuş gibi hissediyorum.

I feel like just watching TV.

Sadece televizyon izliyormuş gibi hissediyorum.

I feel like just watching TV.

Sadece televizyon izliyormuş gibi hissediyorum.

I feel like just watching TV.

Sadece televizyon izliyormuş gibi hissediyorum.

TV.

TELEVİZYON.

For that, I’ve sort of got a little pocket of resonance here, and then also one in my nose. TV. TV.

Bunun için, burada küçük bir rezonans cebim var ve sonra burnumda da bir tane. TELEVİZYON. TELEVİZYON.

I want this column of connection through everything. TV. TV.

Bu bağlantı sütununu her şeyden istiyorum. TELEVİZYON. TELEVİZYON.

I want to always feel like everything is connected down to this anchor root here. Aaaah.

Her zaman her şeyin buradaki çapa köküne bağlı olduğunu hissetmek istiyorum. Aaaa.

This is what is, where the voice is being produced. I mean, it's being produced in the vocal,

Sesin üretildiği yer burasıdır. Demek istediğim, seste,

in the vocal cords here, the voice box, but we want to use our imagination to bring in more of the body.

buradaki ses tellerinde, ses kutusunda üretiliyor ama biz bedenden daha fazlasını getirmek için hayal gücümüzü kullanmak istiyoruz.

Lower it down. Get that warmer residence, resonance. TV.

Aşağı indirin. O daha sıcak konutu, rezonansı elde edin. TELEVİZYON.

You know, when I imitate other students I often have to tense things visibly in a way that they don't,

Bilirsin, diğer öğrencileri taklit ettiğimde, çoğu kez onların yapmadığı bir şekilde, gerilimi içime sokmaya çalışmak için her şeyi görünür bir şekilde germek zorunda kalıyorum

to try to get the tension inside.

.

And so this can be something that you can play with even just, you know just trying to loosen things up.

Ve böylece bu sadece oynayabileceğiniz bir şey olabilir, bilirsiniz, sadece işleri gevşetmeye çalışırken.

Find that things are really relaxed.

İşlerin gerçekten rahat olduğunu bulun.

TV. TV. Because what is causing the attention mostly is internal things that we can't see,

TELEVİZYON. TELEVİZYON. Çünkü dikkati çeken şey,

not external things like the articulators. And I found that when we're talking about relaxing these things

artikülatörler gibi dıştaki şeyler değil, çoğunlukla göremediğimiz içsel şeylerdir. Ve

that we can't see, and that we don't know very much about, it just works well to use your imagination.

göremediğimiz ve hakkında pek bir şey bilmediğimiz bu şeyleri gevşetmekten bahsederken, hayal gücünüzü kullanmanın iyi çalıştığını fark ettim.

Like I said, the mind's eye of the mouth here, I have a couple exercises in the academy where

Dediğim gibi, burada zihin ağızdan ağıza, akademide birkaç egzersizim var, burada

I walk my students through a guided relaxation exercise just to sort of try to find that place where you can reset.

öğrencilerimi sadece sıfırlayabileceğiniz o yeri bulmaya çalışmak için rehberli bir gevşeme egzersizinden geçiriyorum.

You know, sometimes when students are practicing on something, they'll get tense

Bilirsiniz, bazen öğrenciler bir şey üzerinde pratik yaparken gerginleşirler

and the more tense things are, the more the placement gets out of whack.

ve işler ne kadar gergin olursa yerleştirme o kadar kontrolden çıkar.

And so just to take a moment and to relax, and release, and think low and open,

Ve böylece sadece bir dakikanızı ayırıp rahatlamak, salıvermek ve düşük ve açık düşünmek

and sort of reset to that spot can really help with their placement.

ve o noktaya bir şekilde sıfırlamak, yerleştirmelerine gerçekten yardımcı olabilir.

Our next student's native language is Mandarin Chinese, and her placement is nothing like Mandarin Chinese.

Bir sonraki öğrencimizin anadili Mandarin Çincesi ve yerleşimi Mandarin Çincesi gibi değil.

She's obviously done a lot of work on finding something new, but it's still not quite right

Belli ki yeni bir şey bulmak için çok çalışmış, ama yine de tam olarak doğru değil

but let's listen to it and talk about it.

ama hadi onu dinleyelim ve bunun hakkında konuşalım.

I don't know I felt like just watching TV.

Bilmiyorum, içimden sadece televizyon izlemek geliyordu.

I don't know I felt like just watching TV.

Bilmiyorum, içimden sadece televizyon izlemek geliyordu.

I don't know I felt like just watching TV.

Bilmiyorum, içimden sadece televizyon izlemek geliyordu.

I felt like-- I felt like just watching-- Ah, ah, ah--

Sanki-- Sadece izlemek gibi hissettim-- Ah, ah, ah--

Okay so I think her pitch is lower than it would have been and she's bringing in this breathiness

Tamam, bence perdesi olması gerekenden daha düşük ve

in an effort to change the quality of her voice and bravo, she has done it!

sesinin ve bravosunun kalitesini değiştirmek için bu nefesi veriyor , o yaptı!

You really do not sound like a typical Mandarin speaker speaking American English.

Amerikan İngilizcesi konuşan tipik bir Mandarin konuşmacısı gibi konuşmuyorsunuz.

However, it feels to me like it's gone a little bit in a husky direction, and that is also not completely natural

Ancak, bana biraz boğuk bir yöne gitmiş gibi geliyor ve bu da

for speaking American English. So let me listen to it again.

Amerikan İngilizcesi konuşmak için tamamen doğal değil. O halde tekrar dinleyeyim.

I don't know I felt like just watching TV.

Bilmiyorum, içimden sadece televizyon izlemek geliyordu.

I don't know-- I don't know-- uh, uh--

Bilmiyorum-- Bilmiyorum-- Uh, uh--

So for me to try to get that sound, uh, uh, I am sort of pressing forward here in a way that's trying to cause

O sesi elde etmeye çalışmam için, uh, uh, burada

more opening higher up in the throat. I don't know. But really what we want is thinking down,

daha fazla açılmaya neden olacak şekilde ilerliyorum. boğazda. Bilmiyorum. Ama gerçekten istediğimiz şey aşağı,

low and open, not high and open. I don't know. So instead of thinking that you're finding something here,

alçak ve açık düşünmek, yüksek ve açık değil. Bilmiyorum. Yani burada bir şey bulduğunuzu düşünmek yerine,

what would happen if in your mind you let that go,

zihninizde onu bırakıp

and you brought it down and you like imagined some well or some lake here in your chest.

aşağı indirseniz ve göğsünüzde burada bir kuyu ya da göl hayal etseniz ne olurdu?

I don't know. And then think: oh, my voice is attached to that and that's what's coming out.

Bilmiyorum. Ve sonra düşünün: ah, sesim buna bağlı ve çıkan da bu.

That might help release and find that low open placement.

Bu, düşük açık yerleşimi serbest bırakmaya ve bulmaya yardımcı olabilir.

But the thing I love about what this student has done is they've found something completely different.

Ama bu öğrencinin yaptığıyla ilgili sevdiğim şey, tamamen farklı bir şey bulmuş olmaları.

She's really played with it, and tried different qualities of the voice and that's so important as you work.

Onunla gerçekten oynadı ve sesin farklı niteliklerini denedi ve bu sizin çalıştığınız kadar önemli.

Play with it. Find new things, find new sounds. Because often, students will try to change something

Onunla oyna. Yeni şeyler bulun, yeni sesler bulun. Çünkü genellikle öğrenciler bir şeyi değiştirmeye çalışacaklar

and they'll need to change it this much, and they're comfortable changing it this much, or this much,

ve bunu şu kadar değiştirmeleri gerekecek ve bunu şu kadar veya bu kadar değiştirmek konusunda rahatlar

and I try to get them, no, you got to do it more. And so playing with a wide range can help you find the right spot,

ve ben onları ikna etmeye çalışıyorum, hayır, bunu daha çok yapmalısın. Ve böylece geniş bir aralıkla oynamak, doğru noktayı,

where you want to be, the right place for your voice.

nerede olmak istediğinizi, sesiniz için doğru yeri bulmanıza yardımcı olabilir. Sizin

You know here's a tip, if you can find a video of an American speaking your native language,

ana dilinizi konuşan ve umarım çok kalın bir Amerikan aksanıyla konuşan bir Amerikalının videosunu bulabilirseniz işte size bir ipucu

and hopefully with a very thick American accent.

.

Watch that person and think about why does it sound so strange, or look so strange.

O kişiyi izleyin ve neden bu kadar garip geldiğini veya bu kadar garip göründüğünü düşünün.

And then think whatever that sound quality is, is what I need to do when I’m speaking American English. Right?

Ve sonra, Amerikan İngilizcesi konuşurken yapmam gereken şeyin ses kalitesi ne olduğunu düşünün. Sağ?

So maybe by hearing an American speak Chinese, for example, and with a thick American accent

Yani, örneğin bir Amerikalının Çince konuştuğunu duyarak ve kalın bir Amerikan aksanıyla

maybe you can identify the sound by hearing it in your own native language,

belki de Amerikan İngilizcesinde bulmaya çalışmanız gereken sesi kendi ana dilinizde duyarak tanımlayabilirsiniz

that you need to try to find in American English.

.

So it could be interesting if you can find a native speaker of American English speaking your native language

Bu nedenle, anadili Amerikan İngilizcesi olan ve sizin ana dilinizi konuşan bir kişinin sizin

to imitate the way they speak your language.

dilinizi konuşma şeklini taklit etmesi ilginç olabilir.

That might help you find a new placement.

Bu, yeni bir yerleşim bulmanıza yardımcı olabilir.

And you know what? If you find a good video, a good example of someone, of an American speaking

Ve biliyor musun? Ana dilinizi kalın bir Amerikan aksanıyla konuşan bir Amerikalının iyi bir örneğini, iyi bir video bulursanız,

your native language with a thick American accent, please put it in the comments below,

lütfen

with the time code to the best part of that video, so other students can watch that,

videonun en iyi bölümünün zaman kodunu ekleyerek aşağıdaki yorumlara ekleyin, böylece diğer öğrenciler bunu izleyin

and can imitate that and find another way to use their voice.

ve bunu taklit edebilir ve sesini kullanmanın başka bir yolunu bulabilir.

Let's look at a few more examples, next we have Brazilian Portuguese.

Birkaç örneğe daha bakalım, sırada Brezilya Portekizcesi var.

Hey, what do you want to do tonight?

Hey, bu gece ne yapmak istersin?

Hey, what do you want to do tonight?

Hey, bu gece ne yapmak istersin?

Hey, what do you want to do tonight?

Hey, bu gece ne yapmak istersin?

Hey, what do you want to do tonight?

Hey, bu gece ne yapmak istersin?

Hey, what do you want to do tonight?

Hey, bu gece ne yapmak istersin?

Okay, so to me, this is a little bit less pinched than some of the others, but it still feels like

Tamam, bana göre bu, diğerlerinden biraz daha az kısılmış, ama yine de

where the voice lives and is vibrating is maybe here: hey, hey, hey,

sesin yaşadığı ve titrediği yer belki burası gibi geliyor: hey, hey, hey,

what do you want to-- what do you want to-- boom! And we want to bring it down.

ne yapmak istiyorsun-- ne yapmak sen-- bum! Ve onu indirmek istiyoruz.

Hey, hey, what do you want to do tonight? Hey. We want to open it up and lower it down.

Hey, hey, bu gece ne yapmak istersin? Hey. Onu açıp aşağı indirmek istiyoruz.

All right, let's listen to another student her native language is Korean.

Pekala, anadili Korece olan başka bir öğrenciyi dinleyelim.

Hey, what do you want to do tonight?

Hey, bu gece ne yapmak istersin?

Hey, what do you want to do tonight?

Hey, bu gece ne yapmak istersin?

Hey, what do you want to do tonight?

Hey, bu gece ne yapmak istersin?

Hey, what do you want to do tonight?

Hey, bu gece ne yapmak istersin?

Hey, what do you want to do tonight?

Hey, bu gece ne yapmak istersin?

Okay, a couple things. First, I would say do try lowering the pitch.

Tamam, birkaç şey. Öncelikle, perdeyi düşürmeyi dene derim.

Hey---, what do you want to do tonight?

Hey---, bu gece ne yapmak istersin?

See what you can find by lowering it. Hey, what do you want to do tonight?

İndirerek neler bulabileceğinize bakın. Hey, bu gece ne yapmak istersin?

But again, it feels like it's, the resonance is really high, up in my cheekbones.

Ama yine, elmacık kemiklerimde rezonans gerçekten yüksekmiş gibi geliyor.

Hey, hey, hey, it's almost like I’ve drawn things up with this tension here in my neck, hey,

Hey, hey, hey, sanki boynumdaki bu gerginlikle bir şeyler çizdim, hey

and then I have the opposite shape, it's like in my mind the shape when I’m imitating you is sort of like a triangle

ve sonra tam tersi bir şekle sahibim, sanki zihnimde seni taklit ettiğimdeki şekil biraz benziyor

with the, with the wide part up top. But then when I want my own American placement the triangle flips.

geniş kısmı üstte olan bir üçgen. Ama sonra kendi Amerikan yerleşimimi istediğimde üçgen tersine döner.

So that the narrow part is on top and the wider part is on the bottom. Hey. Hey.

Böylece dar kısım üstte, geniş kısım altta kalsın. Hey. Hey.

And just imagining that helps me find a lower placement. Another thing I wanted to say is

Ve sadece hayal etmek daha düşük bir yerleşim bulmama yardımcı oluyor. Söylemek istediğim bir diğer şey ise,

sometimes when I imitate students with a higher placement, I feel like something

bazen daha yüksek bir sıralamaya sahip öğrencileri taklit ettiğimde,

in my neck that I’m holding here opens up and folds down and relaxes like that.

boynumda burada tuttuğum bir şey açılıp aşağı katlanıyor ve bu şekilde gevşiyormuş gibi hissediyorum.

You know, it's like we have to use imagery here to try to guide you.

Bilirsiniz, burada size yol göstermek için imgeleme kullanmak zorundaymışız gibi.

Playing with things but also imagery, playing with sounds, but also using imagery to try to find

Nesnelerle ve aynı zamanda görüntülerle oynamak, seslerle oynamak ama aynı zamanda farklı sesleri bulmaya çalışmak için görüntüleri kullanmak

different sounds. So maybe you can feel like there's something up here in your throat,

. Yani belki burada boğazınızda bir şey varmış gibi hissedebilirsiniz

and you just picture it opening and relaxing out and down,

ve onun açılıp gevşediğini gözünüzde canlandırabilirsiniz

and see if that helps you open your throat in a way that changes the vocal tract in a way,

ve bunun ses yolunuzu değiştirecek şekilde boğazınızı açmanıza yardımcı olup olmadığına bakın.

that brings in a more American placement.

daha Amerikan yerleşimi.

We're going to listen to another student now whose native language is Spanish.

Şimdi anadili İspanyolca olan başka bir öğrenciyi dinleyeceğiz.

I don't know.

Bilmiyorum.

I don't know.

Bilmiyorum.

I don't know.

Bilmiyorum.

I don't know.

Bilmiyorum.

I don't know.

Bilmiyorum.

I don't know.

Bilmiyorum.

I don't know. Oh, oh, oh, oh.

Bilmiyorum. Ah, ah, ah, ah.

Again, it just feels like I’m not utilizing any of this space for the vibration. Know. Know.

Yine, bu alanın hiçbirini titreşim için kullanmıyormuşum gibi geliyor. Bilmek. Bilmek.

And it's just brought on by a little bit of tension here. I think it has to do with the base of the tongue

Ve bu sadece buradaki biraz gerilimden kaynaklanıyor. Bence bunun boğaza bağlandığı dilin tabanı ile ilgisi var

where that attaches to the throat, and just really letting that go.

ve sadece gerçekten bırakmasına izin veriyor.

Another thing that you could picture is you know, we talked about

Hayal edebileceğiniz başka bir şey de, bilirsiniz,

thinking about releasing the back of your neck by kind of imagining something really heavy on it,

boynunuzun arkasını, üzerinde gerçekten ağır bir şey hayal ederek serbest bırakmayı düşünmekten bahsettik,

like your skin gets this really thick heavy paste on it.

sanki cildinize bu gerçekten kalın, ağır bir macun bulaşıyormuş gibi.

You could also think of that happening with the front of your throat.

Bunun boğazınızın önünde olduğunu da düşünebilirsiniz.

Like the outer kind of just gets this, the outer part of your neck just gets this sort of heavy,

Dış kısmın bunu hemen anlaması gibi, boynunuzun dış kısmı da bu tür bir ağırlığa sahip oluyor,

not strangling feeling, but just like a nice downward tug.

boğucu değil ama aşağı doğru hoş bir çekiş gibi.

They can help you find that kind of quality in your voice.

Sesinizde bu tür bir kaliteyi bulmanıza yardımcı olabilirler.

Now we're going to look at a couple of examples of students that I think did a nice job

Şimdi, düşük bir yerleştirme bulmakta iyi bir iş çıkardığını düşündüğüm birkaç öğrenci örneğine bakacağız

finding a low placement, and um, we're going to talk about something called the vocal fry.

ve um, vokal kızartması denen bir şeyden bahsedeceğiz.

So this is something that actually just happened in my voice as I said that. The vocal fry, fry, fry.

Yani bu aslında ben bunu söylerken sesimde olan bir şey. Vokal kızartma, kızartma, kızartma.

That quality of the voice at the end of a phrase as the energy of the voice is starting to diminish,

Bir cümlenin sonundaki sesin kalitesi, sesin enerjisi azalmaya başladığında,

the breath is starting to diminish, and as the pitch comes down, it will happen that at the end,

nefes azalmaya başladığında ve perde alçaldıkça, sonunda

you may find a word or two that ends up having that kind of quality.

bir kelime veya bir kelime bulabilirsiniz. bu tür bir kaliteye sahip olan iki kişi.

Quality, quality, quality, you would never want to talk like this all the time.

Kalite, kalite, kalite, asla böyle sürekli konuşmak istemezsiniz.

That actually hurts to do that. So you would never want to do that all the time. But Americans,

Bunu yapmak gerçekten acıtıyor. Yani bunu her zaman yapmak istemezsin. Ancak Amerikalılar,

men and women do it all the time towards the end of a phrase without thinking of it.

erkekler ve kadınlar bunu her zaman bir cümlenin sonuna doğru düşünmeden yaparlar.

Um, and I think it is a side effect of the placement being solo, and the starting pitch maybe being lower

Um, ve bence yerleşimin solo olmasının ve başlangıç ​​perdesinin alıştığınızdan daha düşük olmasının bir yan etkisi

than what you're used to. So if you notice that that's happening to your voice at the end of phrases,

. Dolayısıyla, cümlelerin sonunda sesinizin başına geldiğini fark ederseniz,

that can be to you a good sign that you are lowering things.

bu sizin için bazı şeyleri alçalttığınızın iyi bir işareti olabilir.

All right let's listen to a student his native language is Brazilian Portuguese.

Pekala, anadili Brezilya Portekizcesi olan bir öğrenciyi dinleyelim.

I don't know.

Bilmiyorum.

I don't know.

Bilmiyorum.

I don't know.

I don't know.

Bilmiyorum.

Bilmiyorum.

I don't know.

Bilmiyorum.

I don't know.

Bilmiyorum.

Know. Know. There was a little bit of a popcorn quality in his voice, and I just felt like it was resonating down here.

Bilmek. Bilmek. Sesinde biraz patlamış mısır havası vardı ve burada yankılanıyormuş gibi hissettim.

All right, we have another person to listen to this guy speaks Dutch.

Pekala, bu adamın Hollandaca konuşmasını dinleyecek başka bir kişi daha var.

Sure.

Elbette.

Sure. Sure. Again, do you notice a little bit of that popcorn quality?

Elbette. Elbette. Yine, patlamış mısır kalitesinin birazını fark ettiniz mi?

The pitch is low, that is the fundamental frequency. The resonance feels low and warm,

Perde düşüktür, bu temel frekanstır. Rezonans düşük ve sıcak hissettiriyor,

which means the formants are not higher and thinner, I like it.

bu da formantların daha yüksek ve daha ince olmadığı anlamına geliyor, hoşuma gitti.

Okay, so you have lots of different ways you can play.

Pekala, oynamak için pek çok farklı yolunuz var.

Play with different placements. Play with imitating as many of these students as you can.

Farklı yerleşimlerle oynayın. Bu öğrencilerin olabildiğince çoğunu taklit ederek oynayın.

You know, try to find what they're doing. Try to place the voice where they're placing it,

Bilirsin, ne yaptıklarını bulmaya çalış. Sesi onların yerleştirdiği yere yerleştirmeye çalışın

and then try to find something else.

ve ardından başka bir şey bulmaya çalışın.

See how wide you can get with your range of what you can do.

Yapabilecekleriniz yelpazesiyle ne kadar genişleyebileceğinizi görün.

You could take any vowel.

Herhangi bir sesli harfi alabilirsin.

So there, I changed the way it sounded not by changing my articulators, they stayed in exactly the same place,

Yani orada, artikülatörlerimi değiştirerek değil, tamamen aynı yerde kaldılar,

not by changing the pitch, the fundamental frequency, that was the same in all of them,

perdeyi, temel frekansı değiştirerek değil, hepsinde aynı olan sesin sesini değiştirdim,

but they were three dramatically different sounds because of what I was doing with my vocal tract.

ama üçü çok farklı seslerdi çünkü ses yolumla yaptıklarımdan.

Try that. Take a vowel. Try to get as many different sounds as you can without changing the pitch.

Bunu dene. Bir sesli harf al. Perdeyi değiştirmeden olabildiğince çok farklı ses elde etmeye çalışın.

These are the things that you can do, and the ways that you can play to figure out what in your neck

Bunlar yapabileceğiniz şeyler ve boynunuzdan neyin

makes what sound, and to keep in mind that the American sound is low, wide, open, vibrating in the chest,

ses çıkardığını anlamak ve Amerikan sesinin alçak, geniş, açık, göğüste titreşen olduğunu aklınızda tutmak için çalabileceğiniz yollar.

it's not really up here, it's not narrow, but it's deep.

aslında burası dar değil ama derin.

What did you think of this video? Was it super confusing?

Bu video hakkında ne düşündünüz? Çok mu kafa karıştırıcıydı?

I hope there was at least one thing that helped you think about placement in a new way.

Umarım yerleştirme hakkında yeni bir şekilde düşünmenize yardımcı olan en az bir şey olmuştur.

Thank you so much to all of the students who submitted a video for me to use.

Kullanmam için video gönderen tüm öğrencilere çok teşekkür ederim.

Again, check out the video from last week if you haven't already.

Henüz yapmadıysanız geçen haftaki videoyu tekrar izleyin.

That shows all of the student videos in full.

Bu, tüm öğrenci videolarını tam olarak gösterir.

Now, the next thing I think you should watch is this Learn English with Movies playlist.

Şimdi, izlemeniz gerektiğini düşündüğüm bir sonraki şey, Filmlerle İngilizce Öğrenin oynatma listesi.

Really keep in mind placement and this idea of low and open as you are listening to the American speaker,

Amerikalı konuşmacıyı dinlerken ve sonra bunu kendiniz yapmaya çalışırken, yerleşimi ve bu düşük ve açık fikrini gerçekten aklınızda bulundurun

and then trying to do it yourself. Imitate them, pause the video, imitate them, focus on placement,

. Onları taklit edin, videoyu durdurun, taklit edin, yerleştirmeye odaklanın,

see what happens.

ne olduğunu görün.

Guys, we make new videos here every Tuesday, please subscribe with notifications if you haven't already,

Arkadaşlar her salı yeni videolar çekiyoruz abone değilseniz abone olup bildirimleri açın lütfen

and do come back. I would love to see you here.

. seni burada görmeyi çok isterim

And also please share this video, this is a different kind of video for me, we got a little bit more technical,

Ayrıca lütfen bu videoyu paylaşın, bu benim için farklı bir video oldu, biraz daha teknik olduk

but I hope that it helped you out. I hope it meant something to you, and if so, please share it.

ama umarım size yardımcı olmuştur. Umarım sizin için bir anlamı olmuştur, öyleyse lütfen paylaşın.

Okay guys, that's it, and thanks so much for using Rachel’s English.

Pekala çocuklar, hepsi bu ve Rachel'ın İngilizcesini kullandığınız için çok teşekkürler.