Learn English with Movies – Get Out

In the US, summer is for sand, sun, and blockbuster movies.

ABD'de yaz, kum, güneş ve gişe rekorları kıran filmler içindir.

And this summer, we're going to use those movies to learn English, and study how to sound American.

Ve bu yaz, o filmleri İngilizce öğrenmek için kullanacağız ve kulağa Amerikalı gibi gelmeyi öğreneceğiz.

Every video this summer is going to be a Study English with Movies video.

Bu yaz her video Filmlerle İngilizce Çalışın videosu olacak.

We'll pull scenes from the summer's hottest movies, as well as favorite movies from years past.

Yazın en sıcak filmlerinden ve geçmiş yılların en sevilen filmlerinden sahneler çekeceğiz.

It's amazing what we can discover by studying even a small bit of English dialogue.

Küçük bir İngilizce diyaloğu çalışarak bile keşfedebileceğimiz şeyler inanılmaz.

We'll study how to understand movies, what makes Americans sound American, and of course,

Filmleri nasıl anlayacağımızı, Amerikalıların Amerikalı gibi görünmesini sağlayan şeyleri ve elbette

any interesting vocabulary, phrasal verbs, or idioms that come up in the scenes we study.

incelediğimiz sahnelerde geçen ilginç sözcükleri, deyimsel fiilleri veya deyimleri inceleyeceğiz.

I call this kind of exercise a Ben Franklin exercise. First, we'll watch the scene.

Ben bu tür bir egzersize Ben Franklin egzersizi diyorum. Önce sahneyi izleyeceğiz.

Then we'll do an in-depth analysis of what we hear together.

Sonra birlikte duyduklarımızın derinlemesine bir analizini yapacağız.

This is going to be so much fun. Be sure to tell your friends and spread the word that all summer long,

Bu çok eğlenceli olacak. Tüm yaz boyunca,

every Tuesday, we're studying English with movies, here at Rachel's English.

her Salı, burada, Rachel's English'te filmlerle İngilizce çalıştığımızı arkadaşlarınıza anlatın ve duyurun.

If you're new to my channel, click Subscribe, and don't forget the notification button.

Kanalımda yeniyseniz, Abone ol'a tıklayın ve bildirim düğmesini unutmayın.

Let's get started. First, the scene.

Başlayalım. İlk olarak, sahne.

Seizures create anxiety, which can trigger aggression.

Nöbetler, saldırganlığı tetikleyebilecek endişe yaratır.

Yeah, but like randomly attacking other people?

Evet, ama rastgele diğer insanlara saldırmak gibi mi?

Uh, it’s not random.

Rastgele değil.

You know, it was your flash, That's what set him off.

Biliyorsun, bu senin flaşındı, onu harekete geçiren de buydu.

>> Hey. >> Well.

>> Merhaba. >> Peki.

How’s he doing?

O nasıl?

He’s much better.

O çok daha iyi.

I imagine that I owe you all an apology.

Sanırım hepinize bir özür borçluyum.

Now, the analysis.

Şimdi, analiz.

Seizures create anxiety, which can trigger aggression.

Nöbetler, saldırganlığı tetikleyebilecek endişe yaratır.

Okay so there's a little bit of a cymbal crash, a little bit of leftover music, or sound effect as he begins speaking.

Tamam, o konuşmaya başlarken biraz zil sesi, biraz müzik artığı veya ses efekti var.

But he says the word 'seizures' and then there's a little bit, a little bit of a lift.

Ama 'nöbet' kelimesini söylüyor ve sonra biraz, biraz bir rahatlama oluyor.

Seizures create anxiety, which can trigger aggression.

Nöbetler, saldırganlığı tetikleyebilecek endişe yaratır.

Seizures create anxiety, which can trigger aggression.

Nöbetler, saldırganlığı tetikleyebilecek endişe yaratır.

Seizures create anxiety, which can trigger aggression.

Nöbetler, saldırganlığı tetikleyebilecek endişe yaratır.

Seizures create anxiety-- so I would maybe separate that into its own little thought group.

Nöbetler endişe yaratır-- bu yüzden onu kendi küçük düşünce grubuna ayırabilirim.

What's the stressed syllable in the word 'seizures'?

'Nöbet' kelimesindeki vurgulu hece nedir?

Seizures create anxiety--

Nöbetler kaygı yaratır--

Seizures create anxiety--

Nöbetler kaygı yaratır--

Seizures create anxiety--

Nöbetler kaygı yaratır--

Seizures-- first syllable stress. Seizures. A little curve up, then a curve down, and the second unstressed syllable

Nöbetler-- ilk hece vurgusu. Nöbetler. Biraz yukarı, sonra aşağı bir eğri ve ikinci vurgusuz

just falls into that line. Seizures, zures, zures, zures.

hece o çizgiye düşüyor. Nöbetler, zürafalar, zürafalar, zürafalar.

Seizures.

Nöbetler.

Seizures.

Nöbetler.

Seizures.

Nöbetler.

That's sort of a tricky word. We have the DJZ sound, which isn't too common. So first syllable stressed,

Bu biraz zor bir kelime. Çok yaygın olmayan DJZ sesimiz var. Yani ilk hece vurgulu,

sei-- zures, zures, zures, then the DJZ sound right into the schwa R sound. Zures, zures, and a super light,

nöbetler, zurlar, zurlar, ardından DJZ sesi doğrudan schwa R sesine dönüşüyor. Zures, zure ve sonunda süper hafif,

light Z at the end, you could even think of that as being a super light S, seizures, seizures.

hafif Z, bunu süper hafif bir S, nöbetler, nöbetler olarak bile düşünebilirsiniz.

Seizures.

Nöbetler.

Seizures.

Nöbetler.

Seizures create anxiety, which can trigger aggression.

Nöbetler, saldırganlığı tetikleyebilecek endişe yaratır.

Create anxiety, which can trigger aggression.

Saldırganlığı tetikleyebilecek kaygı yaratın.

What are our stressed syllables here?

Buradaki vurgulu hecelerimiz nelerdir?

Create anxiety, which can trigger aggression.

Saldırganlığı tetikleyebilecek kaygı yaratın.

Create anxiety, which can trigger aggression.

Saldırganlığı tetikleyebilecek kaygı yaratın.

Create anxiety, which can trigger aggression.

Saldırganlığı tetikleyebilecek kaygı yaratın.

We have a few stressed syllables. Create anxiety, which can trigger aggression.

Birkaç vurgulu hecemiz var. Saldırganlığı tetikleyebilecek kaygı yaratın.

Those are the four syllables that are a little bit longer, and have more of that up-down shape.

Bunlar biraz daha uzun olan ve daha çok yukarı-aşağı şeklinde olan dört hecedir.

The other syllables are flatter, lower in pitch, and said more quickly.

Diğer heceler daha yassı, daha alçak ve daha hızlı söylenir.

Create anxiety, which can trigger aggression.

Saldırganlığı tetikleyebilecek kaygı yaratın.

Create anxiety, which can trigger aggression.

Saldırganlığı tetikleyebilecek kaygı yaratın.

Create anxiety, which can trigger aggression.

Saldırganlığı tetikleyebilecek kaygı yaratın.

So a lot of those other syllables are actually unstressed syllables within the stressed word.

Yani diğer hecelerin çoğu aslında vurgulu sözcük içindeki vurgusuz hecelerdir.

Like the first syllable crea-- crea-- crea-- in the word 'create'.

"create" kelimesindeki ilk hece crea-- crea-- crea-- gibi.

So even when we're talking about stressed words, we only ever mean the stressed syllable

Dolayısıyla, vurgulu sözcüklerden bahsederken bile, yalnızca

that has that up-down shape. Unstressed syllables in a stressed word are said quickly and more simply.

yukarı-aşağı şekle sahip vurgulu heceyi kastediyoruz. Vurgulu bir kelimedeki vurgusuz heceler daha hızlı ve daha basit bir şekilde söylenir.

Create, create, create, create, create.

Yarat, yarat, yarat, yarat, yarat.

Create anxiety,

Endişe yaratın,

create anxiety,

endişe yaratın,

create anxiety.

endişe yaratın.

Now, here we have a T that links the two words together.

Şimdi, burada iki kelimeyi birbirine bağlayan bir T'ye sahibiz.

Create anxiety, create an-- create an-- And that is a flap T, to connect.

Endişe yaratın, bir-- yaratın-- Ve bu bir kanatçık T, bağlanmak için.

Create anxiety.

Endişe yaratın.

Create anxiety,

Endişe yaratın,

create anxiety,

endişe yaratın,

create anxiety.

endişe yaratın.

Another word that's a little tricky, that you may not be sure how to pronounce by looking at the letters.

Harflere bakarak nasıl telaffuz edildiğinden emin olamayabileceğiniz, biraz zor olan başka bir kelime.

So we have AN, but actually, the letter N here makes the NG sound so we're making that

Yani AN'miz var, ama aslında, buradaki N harfi NG sesini çıkarıyor, bu yüzden bunu

with a back of the tongue: an-- an--

dilin tersiyle yapıyoruz: an-- an--

Create anxiety.

Kaygı yaratın.

Create anxiety.

Endişe yaratın.

Create anxiety.

Endişe yaratın.

Anxie-- the stressed syllable, the letter X makes the Z sound here. Anxie--

Anxie-- vurgulu hece, X harfi burada Z sesini verir. Anxie--

And we have the AI as in buy diphthong. Anxi-- iety, iety, iety, iety, and then two unstressed syllables.

Ve diftondaki gibi yapay zekamız var. Anksiyete-- iety, iety, iety, iety ve ardından iki vurgusuz hece.

IH vowel, flap T, which I write as the D because the flap T sounds like the American D between vowels,

IH ünlüsü, flep T, D olarak yazıyorum çünkü T flabı ünlüler arasında Amerikan D'si gibi geliyor

and then an ending EE sound. Unstressed, and make a quick flap with your tongue there:

ve ardından bir bitiş EE sesi. Vurgusuz ve dilinizle hızlıca bir çırpma yapın:

iety, iety, iety, iety, iety, anxiety.

iety, iety, iety, iety, iety, endişe.

Practice that word with me. Four syllables, second syllable stress:

Bu kelimeyi benimle pratik yap. Dört hece, ikinci hece vurgusu:

An-- xie-- ety, anxiety, anxiety.

Endişe-- endişe, endişe, endişe.

Create anxiety.

Endişe yaratın.

Create anxiety.

Endişe yaratın.

Create anxiety.

Endişe yaratın.

Create anxiety, which can trigger aggression.

Saldırganlığı tetikleyebilecek kaygı yaratın.

So then we have two more unstressed words, which can, before our stressed word 'trigger'.

Öyleyse, vurgulu kelimemiz "tetiklemeden" önce olabilecek iki vurgusuz kelimemiz daha var.

So how are these two words pronounced?

Peki bu iki kelime nasıl telaffuz ediliyor?

Which can trigger--

Hangisi tetikleyebilir--

which can trigger--

hangisini tetikleyebilir-- hangisini

which can trigger--

tetikleyebilir-- hangisini-- hangisini-- hangisini--

Which can-- which can-- which can-- which can--

hangisini--

Very fast, low in pitch, flat, remember, we really need this contrast of this kind of word.

Çok hızlı, düşük perdeli, düz, unutmayın, bu tür bir karşıtlığa gerçekten ihtiyacımız var kelime.

Which can-- which can-- which can-- against words that have that up-down shape,

Hangi-- hangi-- hangi olabilir-- yukarı-aşağı şekle sahip kelimelere karşı,

that stressed syllable like 'anxiety'.

'endişe' gibi vurgulu heceler.

So 'which can', it's a clean W sound, there's no escape of air, but just: which, which, which,

Yani 'hangisi olabilir', temiz bir W sesi, hava kaçışı yok, ama sadece: hangi, hangi,

with the IH vowel said very quickly, ending CH sound, which can-- which can-- which can--

IH sesli harfiyle çok hızlı bir şekilde söylendi, biten CH sesi, hangi olabilir-- hangi olabilir-- hangi olabilir- -

goes right into the K sound of 'can' and you're probably noticing that vowel is reduced,

doğrudan 'can'ın K sesine giriyor ve muhtemelen ünlünün azaldığını fark ediyorsunuz,

it's the schwa: can, can, can.

bu schwa: can, can, can.

Which can-- which can-- which can--

Hangi olabilir-- hangi olabilir-- hangi olabilir-- '

When 'can' is a helping verb, meaning it's not the only verb, it reduces.

can' yardımcı bir fiil olduğunda, yani tek fiil olmadığı anlamına gelir, azaltır.

Can trigger, trigger is the stressed word so it becomes: can-- can trigger, can trigger, trigger is the main verb.

Can trigger, trigger vurgulanan sözcüktür, böylece şu hale gelir: can-- can trigger, can trigger, trigger ana fiildir.

Which can trigger--

Hangi tetikleyebilir--

which can trigger--

hangi tetikleyebilir--

which can trigger--

hangi tetikleyebilir--

The TR cluster can be a CHR and usually is, here, I think he is making a clean T sound:

TR kümesi bir CHR olabilir ve genellikle, burada, bence temiz bir T sesi çıkarıyor:

trigger, trigger, trigger, trigger. Try that: trigger, trigger, trigger, instead of:

tetik, tetik, tetik, tetik. Şunu deneyin: tetik, tetik, tetik yerine:

trigger, trigger, trigger, trigger, trigger, trigger.

tetik, tetik, tetik, tetik, tetik, tetik.

Trigger,

Trigger,

This word is tough. We have two R sounds. Trr--- if you're having a hard time with the word, practice it

Bu kelime zor. İki R sesimiz var. Trr--- eğer kelimede zorlanıyorsan,

slowing down the R. Trrrrigger. Both times. Holding out the R will help you fine-tune the position,

R. Trrrrigger'ı yavaşlatarak alıştırma yap. Her iki seferde de. R'yi basılı tutmak, konuma ince ayar yapmanıza yardımcı olur;

your ear and your mouth can work together to make a sound that's more accurate.

kulağınız ve ağzınız birlikte çalışarak daha doğru bir ses çıkarabilir.

Trrriggerrr. Trigger.

Tetikleyici Tetiklemek.

Trigger

aggression--

Saldırganlığı tetikle-- Saldırganlığı tetikle--

Trigger aggression-- trigger aggression-- Two stressed words in a row, but again, it's only the stressed syllable

Saldırganlığı tetikle-- Arka arkaya iki vurgulu kelime, ama yine,

that has that up-down shape. The other syllables said simply, quickly, unstressed.

yukarı-aşağı şekline sahip olan sadece vurgulu hecedir. Diğer heceler basit, hızlı ve vurgusuz söylendi.

So we have the ending schwa R sound, the schwa beginning the word aggression.

Böylece, biten schwa R sesine, saldırganlık kelimesinin başındaki schwa'ya sahibiz.

Tri-- gger a-- gger a-- gger a-- gression.

Tetik-- tetik-- tetik-- tetik-- ilerleme. Saldırganlığı tetikle-- saldırganlığı tetikle-- saldırganlığı tetikle-- Saldırganlığı tetikle--

Trigger aggression--

trigger aggression--

trigger aggression--

Trigger aggression-- So make sure that you really feel that change in intonation,

Bu yüzden tonlamadaki değişikliği,

that up-down shape on your stressed syllables. Aggression--

vurgulu hecelerdeki yukarı-aşağı şekli gerçekten hissettiğinizden emin olun. Saldırganlık--

Here, the double S is making the SH sound, schwa N is the ending: sion-- sion-- sion--

Burada çift S, SH sesini çıkarıyor, schwa N bitiş: sion-- sion-- sion--

Aggression--

Saldırganlık-- saldırganlık--

aggression--

aggression--

saldırganlık--

Yeah, but like randomly attacking other people?

Evet, ama rastgele diğer insanlara saldırmak gibi mi?

Okay, she's feeling like hmmm... Aggression is one thing, but randomly attacking is another thing,

Tamam, hmmm gibi hissediyor... Saldırganlık bir şeydir, ama rastgele saldırmak başka bir şeydir

and can siezures really cause that? So in this thought group, what are her stressed words?

ve nöbetler buna gerçekten neden olabilir mi? Peki bu düşünce grubunda onun vurguladığı sözler neler?

Yeah, but like randomly attacking other people?

Evet, ama rastgele diğer insanlara saldırmak gibi mi?

Yeah, but like randomly attacking other people?

Evet, ama rastgele diğer insanlara saldırmak gibi mi?

Yeah, but like randomly attacking other people?

Evet, ama rastgele diğer insanlara saldırmak gibi mi?

A little bit of length on 'yeah' a little bit more height, yeah, but like, but like, much flatter, lower in pitch.

'Evet'te biraz uzunluk, biraz daha fazla yükseklik, evet, ama sanki, ama sanki, çok daha düz, perdede daha düşük.

Yeah, but like randomly attacking other people?

Evet, ama rastgele diğer insanlara saldırmak gibi mi?

Rand-- and tack-- are most stressed syllables there. Even though 'other people' could both be content words,

Rand-- ve tack-- burada en çok vurgulanan hecelerdir. 'Diğer insanlar' her ikisi de memnun edici sözler olsa da,

they're not said with stress, I would say, they sound flatter, less energy.

stresle söylenmezler, kulağa daha yavan, daha az enerjik gelirler derdim.

Yeah, but like randomly attacking other people?

Evet, ama rastgele diğer insanlara saldırmak gibi mi?

Yeah, but like randomly attacking other people?

Evet, ama rastgele diğer insanlara saldırmak gibi mi?

Yeah, but like randomly attacking other people?

Evet, ama rastgele diğer insanlara saldırmak gibi mi?

Listen to just 'other people'. Listen to how quietly they're said.

Sadece 'diğer insanları' dinleyin. Ne kadar sessizce söylendiklerini dinleyin.

Other people--

Diğer insanlar--

There, at the end of the sentence, she's lost her vocal energy, she's not stressing these words.

Orada, cümlenin sonunda, ses enerjisini kaybetmiş, bu kelimeleri vurgulamıyor.

The words that are most important are 'randomly' and 'attacking'.

En önemli kelimeler 'rastgele' ve 'saldırmak'tır.

Yeah, but like randomly attacking other people?

Evet, ama rastgele diğer insanlara saldırmak gibi mi?

Yeah, but like randomly attacking other people?

Evet, ama rastgele diğer insanlara saldırmak gibi mi?

Yeah, but like randomly attacking other people?

Evet, ama rastgele diğer insanlara saldırmak gibi mi?

Whoa, different day, different outfit, important announcement.

Vay canına, farklı bir gün, farklı bir kıyafet, önemli duyuru.

Did you know that with this video, I made a free audio lesson that you can download?

Bu video ile indirebileceğiniz ücretsiz bir sesli ders yaptığımı biliyor muydunuz?

In fact, I'm going this for each one of the YouTube videos I'm making this summer,

Aslında bunu, bu yaz hazırladığım YouTube videolarının her biri için,

all eleven of the Learn English with Movies videos.

Filmlerle İngilizce Öğrenin videolarının on bir tanesi için yapacağım.

So follow this link, or find the link in the video description to get your free downloadable audio lesson.

Ücretsiz indirilebilir sesli dersinizi almak için bu bağlantıyı izleyin veya video açıklamasındaki bağlantıyı bulun.

It's where you're going to train all of the things that you learned about pronunciation in this video.

Bu videoda telaffuz hakkında öğrendiğiniz her şeyi öğreteceğiniz yer burasıdır.

Back to the lesson.

Derse geri dön.

Yeah, but like randomly attacking other people?

Evet, ama rastgele diğer insanlara saldırmak gibi mi?

Yeah, but like randomly attacking other people?

Evet, ama rastgele diğer insanlara saldırmak gibi mi?

Yeah, but like randomly attacking other people?

Evet, ama rastgele diğer insanlara saldırmak gibi mi?

As you imitate with the audio that goes with this video lesson, make sure that you're really paying attention to

Bu video dersiyle birlikte gelen sesi taklit ederken, ses düzeyi gibi şeylere de gerçekten dikkat ettiğinizden emin olun

things like volume as well. One thing that I work with my students on sometimes is taking the energy and

. Bazen öğrencilerimle üzerinde çalıştığım bir şey,

volume out of the voice towards the end of a thought group.

bir düşünce grubunun sonuna doğru sesin enerjisini ve hacmini almaktır.

That really helps bring an American feeling to what they're saying.

Bu, söylediklerine bir Amerikan duygusu katmaya gerçekten yardımcı oluyor.

Yeah, but like randomly attacking other people?

Evet, ama rastgele diğer insanlara saldırmak gibi mi?

Yeah, but like randomly attacking other people?

Evet, ama rastgele diğer insanlara saldırmak gibi mi?

Yeah, but like randomly attacking other people?

Evet, ama rastgele diğer insanlara saldırmak gibi mi?

Let's talk about a few other things. We have a stop T in 'but'. Yeah but like, but like, but, but, but, but.

Diğer birkaç şeyden bahsedelim. 'Ama'da bir T durağımız var. Evet ama gibi, ama gibi, ama, ama, ama, ama.

Because the next word begins with a constant, the L consonant. Then we also have a stop consonant,

Çünkü bir sonraki kelime sabit bir L ünsüz ile başlar. Sonra bir de dur ünsüzümüz var,

the K sound, and it's not released. She doesn't say: like randomly-- like randomly-- like--

K sesi ve serbest bırakılmıyor. Rastgele gibi-- rastgele gibi-- gibi--

We do not hear that release, that's also a stop. Like randomly, like, like, like.

O yayını duymuyoruz, bu da bir durak. Rastgele gibi, gibi, gibi, gibi.

The back of her tongue probably goes up into position for the K very quickly rather than releasing the air

Dilinin arkası muhtemelen havayı serbest bırakıp R'ye gitmek yerine çok hızlı bir şekilde K pozisyonuna giriyor.

and going into the R. She just goes right to the R. Like randomly-- So we don't hear that little escape of air.

Sadece R'ye gidiyor. Rastgele gibi-- Yani o küçük hava kaçışını duymuyoruz.

It's common to do this with stop consonants, to drop the release when the next word begins with a consonant.

Durdurma ünsüzleriyle bunu yapmak, bir sonraki sözcük bir ünsüzle başladığında serbest bırakmayı bırakmak yaygın bir durumdur.

But like randomly-- but like randomly--

Ama rastgele-- ama rastgele--

Yeah, but like randomly--

Evet, ama rastgele--

Yeah, but like randomly--

Evet, ama rastgele gibi--

Yeah, but like randomly attacking other people?

Evet, ama diğer insanlara rastgele saldırmak gibi mi?

Okay, let's talk about our two stressed words here. Randomly attacking.

Tamam, burada vurgulanan iki kelimemizden bahsedelim. Rastgele saldırıyor.

So first of all, I want to say, in the stressed syllable, ran--, we have the AA vowel followed by N. Ran--

Yani öncelikle şunu söylemek istiyorum, vurgulu hecede ran-- AA ünlüsü ve ardından N gelir. Ran--

We don't say it like that, we put an UH sound in between even though you won't see that in the dictionary.

Biz öyle söylemiyoruz, araya UH sesi koyuyoruz. bunu sözlükte görmeyecek.

Raauh-- that's what happens because the back of the tongue relaxes before the front of the tongue lifts,

Raauh-- böyle olur çünkü dilin ön kısmı kalkmadan önce arkası gevşer,

so we get a UH sound in there. Raa-- Raa-- Ran-- So not 'ran', not pure AH. Raa-- Raa-- Ran-- ran-- randomly.

bu yüzden orada bir UH sesi alırız. Raa-- Raa-- Ran-- Yani 'koşmadı', saf AH değil. Raa-- Raa-- Ran-- rastgele-- rastgele.

Now, the D sound, a little hard to detect here. It's followed by schwa M, dan-dmm--

Şimdi, D sesini burada algılamak biraz zor. Bunu schwa M takip ediyor, dan-dmm--

and I don't think she really lifts her tongue and brings it back down for a D sound.

ve dilini gerçekten kaldırıp bir D sesi için geri indirdiğini sanmıyorum.

Randomly, dom-- dom-- dom-- dom-- you want to go right into an M sound from that D.

Rastgele, dom-- dom-- dom-- dom-- o D'den bir M sesine geçmek istiyorsunuz.

Try to make that as fast of a transition as possible. And because it's schwa M,

Bunu mümkün olduğu kadar hızlı bir geçiş yapmaya çalışın. Ve schwa M olduğu için

we don't need to try to make a vowel here. We have four consonants that take over the schwa: RL, M, N,

burada sesli harf yapmaya çalışmamıza gerek yok. Schwa'yı devralan dört ünsüzümüz var: RL, M, N

and that means they're called syllabic consonants, that means you don't try to make a vowel,

ve bu, hece ünsüzleri olarak adlandırıldıkları anlamına gelir, yani sesli harf yapmaya çalışmazsınız,

they overtake the schwa. Whenever you see schwa M, just think M, random, dum-dum-dum-dum.

onlar schwa'yı geçer. Ne zaman schwa M'yi görsen, sadece M'yi düşün, rastgele, dum-dum-dum-dum.

Randomly--

Rastgele--

Randomly--

Rastgele--

attacking other people?

diğer insanlara saldırmak mı?

Attacking-- attacking-- listen to how unstressed the first and last syllables are.

Saldırı-- saldırı-- ilk ve son hecelerin ne kadar vurgusuz olduğuna bir bakın.

Attacking--

Saldırmak--

Ah-ttack-ing-- Really focus on that as you practice this word. Actually, just practice it right now. Break it up.

Ah-saldırmak-- Bu kelimeyi uygularken gerçekten buna odaklanın. Aslında, hemen şimdi pratik yap. Parçala şunu.

Ah-ttack-ing-- attacking-- attacking-- Here, the T is a true T because it begins a stressed syllable.

Ah-saldırma-- saldırma-- saldırma-- Burada, T gerçek bir T'dir çünkü vurgulu bir heceye başlar.

And a T that begins a true syllable is always a true T, unless it's part of the TR cluster,

Ve gerçek bir heceyle başlayan bir T her zaman gerçek bir T'dir, eğer TR kümesinin bir parçası değilse,

then you might make it a CH. Attacking-- attacking-- make sure that first syllable is a schwa, uh--

o zaman onu bir CH yapabilirsiniz. Saldırmak-- saldırmak-- ilk hecenin bir schwa olduğundan emin olun, uh--

attacking--

saldırmak--

Attacking--

Saldırmak--

attacking other people?

diğer insanlara saldırmak?

And again, we've already discussed it, but just make sure that this is low in volume,

Ve yine, bunu daha önce tartışmıştık, ancak bunun hacminin düşük olduğundan emin olun,

simplify your mouth movements, these words are unstressed.

ağız hareketlerinizi basitleştirin, bu kelimeler vurgulanmamıştır.

Attacking other people?

Diğer insanlara saldırmak mı?

Attacking other people?

Diğer insanlara saldırmak mı?

Attacking other people?

Diğer insanlara saldırmak mı?

Other people-- other people. And the pitch goes up a little bit at the end it's a yes/no question.

Diğer insanlar-- diğer insanlar. Ve sonunda perde biraz yükselir, bu bir evet/hayır sorusudur.

Attacking other people?

Diğer insanlara saldırmak mı?

Attacking other people?

Diğer insanlara saldırmak mı?

Attacking other people?

Diğer insanlara saldırmak mı?

Uh, it's not random.

Rastgele değil.

Okay then we have the word 'uh', just a little filler word as he's thinking, and then a three word thought group.

Tamam o zaman 'uh' kelimemiz var, düşündüğü gibi sadece küçük bir dolgu kelimesi ve ardından üç kelimelik bir düşünce grubu.

Talk to me about the stress here. How do you feel the stress goes?

Bana buradaki stresten bahset. Stresin geçtiğini nasıl hissediyorsunuz?

Repeat it, feel it, and find the most stressed syllable.

Tekrarlayın, hissedin ve en vurgulu heceyi bulun.

Uh, it's not random.

Rastgele değil.

Uh, it's not random.

Rastgele değil.

Uh, it's not random.

Rastgele değil.

Uh, it's not random.

Rastgele değil.

I think 'not' is the most stressed word there. Not random. So here she's saying

Bence orada en çok vurgulanan kelime 'değil'. Rastgele değil. Yani burada

'randomly' and he's saying it's not random, not, contradicting that, so that's gonna have the most stress.

'rastgele' diyor ve erkek bunun rastgele olmadığını söylüyor, bununla çelişiyor, bu yüzden en fazla stres olacak.

It's not random. Stop T after 'not' because the next word begins with a consonant. Not random.

Rastgele değil. Sonraki kelime ünsüzle başladığı için 'değil'den sonra T'yi durdurun. Rastgele değil.

And remember, just like with randomly, try not to make a vowel here: random-- dom-- dom-- dom-- random--

Ve unutmayın, tıpkı random ile olduğu gibi, burada sesli harf yapmamaya çalışın: random-- dom-- dom-- dom-- random--

Random-- random-- random--

Random-- random-- random--

You know, it was your--

Biliyorsunuz, bu sizin--

Okay, so the way that I've written it with the commas which makes sense grammatically is not actually how

Tamam, yani benim gramer açısından mantıklı olan virgüllerle yazdığım yol, aslında onun

he broke it up with his thought groups. He put a little break after 'your'.

düşünce gruplarıyla nasıl ayırdığı değil. 'Senin'den sonra biraz ara verdi.

You know, it was your--

Biliyorsun, o senin--

You know, it was your--

Biliyorsun, o senin--

You know, it was your--

Biliyorsun, o senin--

You know, it was your-- you know-- You know, it was your--

Biliyorsun, o senin-- biliyorsun-- Biliyorsun, o senin--

So 'know' the most stressed word in that thought group, and actually, 'you' is reduced, its yuh with the schwa,

Yani en çok 'bil' o düşünce grubunda vurgulanan kelime ve aslında, 'sen' azaltılır, schwa ile yuh,

not the OO vowel but ye-- ye-- you know-- We say the word 'you' this way a lot.

OO ünlüsü değil ama sen-- sen-- biliyorsun-- 'sen' kelimesini bu şekilde çok söyleriz.

In the phrase 'you know', it becomes: ye know, ye know.

'Biliyorsun' ifadesinde şu olur: bilirsin, bilirsin.

The word 'you're' also reduces: yer, yer, not: you're, but yer.

'You're' kelimesi aynı zamanda yer, yer, değil: you're, ama yer'i kısaltır.

You know, it was your--

Biliyorsun, o senin--

You know, it was your--

Biliyorsun, o senin--

You know, it was your--

Biliyorsun, senin-- '

Z sound in 'was', Y sound in 'your ' or yer. They sound together a little bit like the DJZ.

was'taki Z sesi, 'your' ya da yerdeki Y sesi. Birlikte biraz DJZ gibi ses çıkarıyorlar.

It was your-- was djz-- But I probably wouldn't tell my students to practice it this way.

O senin-- djz'di-- Ama muhtemelen öğrencilerime bu şekilde pratik yapmalarını söylemezdim.

In that case, it would probably end up sounding too heavy. Was your-- was your-- was your--

Bu durumda, muhtemelen kulağa çok ağır gelebilir. Senin-- senin-- senin...

I would still concentrate on making a light Z sound connecting to the Y. Was your-- was your--

Was your--

It was your-- It was your-- Stop T in 'it', was, I would write that with the schwa. Was, was, was.

T in 'it', öyleydi, bunu schwa ile yazardım. Öyleydi, öyleydi.

Instead of was, less jaw drop, different kind of vowel. Was-- it was your--

Was yerine, daha az çene düşmesi, farklı türden sesli harf. Senin-- senin--

It was your--

Senin--

flash--

flaş--

Flash, then he puts another break here, so the word 'flash' is its own little thought group here,

Flaş, sonra buraya bir boşluk daha koyuyor, yani 'flaş' kelimesi burada kendi küçük düşünce grubu,

it's a single syllable, and it is stressed, has that up-down shape.

tek bir hece ve vurgulu, bu yukarı-aşağı şekil.

Flash by putting that stop before, and separating it into its own thought group,

Flash'ı önceye koyarak ve kendi düşünce grubuna ayırarak

we bring more emphasis to that word.

o kelimeye daha çok vurgu yaparız.

Flash,

Flash,

That's what set him off.

onu harekete geçiren de buydu.

Okay, now in the rest of the thought here, the last thought group, what is our stressed word?

Tamam, şimdi buradaki düşüncenin geri kalanında, son düşünce grubu, vurgulanan kelimemiz nedir?

That's what set him off.

Onu harekete geçiren de buydu.

That's what set him off.

Onu harekete geçiren de buydu.

That's what set him off.

Onu harekete geçiren de buydu.

I would say our stressed words are: That's what set him off. 'What' has a little bit of length too.

Vurgulu sözlerimizin şöyle olduğunu söyleyebilirim: Onu harekete geçiren de buydu. 'What'ın da biraz uzunluğu var.

But 'that's' and 'off ' are our most stressed, highest pitch, up-down shape.

Ancak 'bu' ve 'kapalı' en stresli, en yüksek perdeli, yukarı-aşağı şeklimizdir.

That's what set him off.

Onu harekete geçiren de buydu.

That's what set him off.

Onu harekete geçiren de buydu.

That's what set him off.

Onu harekete geçiren de buydu.

What set him-- what set him-- what set him-- A little bit lower in pitch, a little bit flatter,

Onu ne ayarladı-- onu ne ayarladı-- onu ne ayarladı-- Perdesi biraz daha alçalttı, biraz daha düzleştirdi, onu ne ayarladı-- onu

what set him-- what set him-- Stop T in 'what' because the next word begins with a consonant.

ne ayarladı-- T'yi 'ne' olarak durdurun çünkü bir sonraki kelime a ile başlıyor ünsüz.

Now, you may think stop T in 'set' because the next word begins with a consonant, but actually,

Şimdi, T'yi 'set'te durdurun çünkü bir sonraki kelime ünsüzle başlıyor diye düşünebilirsiniz, ama aslında

he dropped the H sound that's a really common reduction, so now the word 'him' begins with a vowel.

H sesini düşürdü, bu gerçekten yaygın bir indirgemedir, bu yüzden şimdi 'him' kelimesi bir sesli harfle başlıyor.

It's um, um, um. So the T does come between two vowels, he does use it to link, and it's a flap T.

Bu um, um, um. Yani T iki sesli harfin arasına giriyor, onu bağlantı kurmak için kullanıyor ve bu bir flep T.

Set him, set him, set him.

Onu ayarlayın, onu ayarlayın, onu ayarlayın.

That's what set him off.

Onu harekete geçiren de buydu.

That's what set him off.

Onu harekete geçiren de buydu.

That's what set him off.

Onu harekete geçiren de buydu.

Set him off-- set him off-- So two words that are flatter, lower in pitch, unstressed, compared to 'off'.

Onu harekete geçirin-- harekete geçirin-- Yani 'kapalı' ile karşılaştırıldığında daha yavan, perdesi daha alçak, vurgusuz iki kelime.

Set him off-- set him off-- set him off--

Onu harekete geçirin-- onu harekete geçirin-- onu harekete

Set him off--

geçirin-- onu harekete geçirin-- onu harekete geçirin--

set him off--

set him off--

onu harekete geçirin--

>> Hey. >> Well.

>> Hey. >> Peki.

Hey. Hey. Okay, so compared to 'set him off-- ' which is lower in pitch, hey, hey, is a lot higher in pitch, isn't it?

Hey. Hey. Tamam, perdesi daha düşük olan 'onu harekete geçir--' ile karşılaştırıldığında, hey, hey, perdesi çok daha yüksek, değil mi?

It's more friendly, he's greeting the person who had an issue.

Daha samimi, derdi olana selam veriyor.

Bringing the pitch up, friendly tone. That's a lot different than: hey. Hey! Hey!

Sahayı yükseltmek, dostça bir ton. Bu şundan çok farklı: hey. Hey! Hey!

More upbeat, more positive sounding.

Daha iyimser, daha olumlu bir ses.

Hey.

Hey.

>> Hey. >> Well.

>> Merhaba. >> Peki.

Well. Well. Single word in a thought group, up-down shape. Well. Well.

Kuyu. Kuyu. Bir düşünce grubunda tek kelime, yukarı-aşağı şeklinde. Kuyu. Kuyu.

The L isn't too clear, that's a dark L. She did not lift her tongue tip for that.

L çok net değil, bu koyu bir L. Bunun için dil ucunu kaldırmadı.

Well. Uhl, uhl, uhl, uhl.

Kuyu. Uhl, uhl, uhl, uhl.

That dark sound at the end of the dark L is made with a back of the tongue, tongue tip stays down.

Koyu L'nin sonundaki o koyu ses, dilin arkası ile yapılır, dil ucu aşağıda kalır.

If you bring your tongue tip up, you're making too much of this L. Well, uhl, uhl. Well. Well. Well. Well.

Dilinizin ucunu yukarı kaldırırsanız, bu L'yi çok fazla yapıyorsunuz demektir. Şey, uhl, uhl. Kuyu. Kuyu. Kuyu. Kuyu.

Try that, practice it, tongue tip down.

Bunu dene, pratik yap, dilini aşağı indir.

>> Hey. >> Well.

>> Merhaba. >> Peki.

>> Hey. >> Well.

>> Merhaba. >> Peki.

>> Hey. >> Well.

>> Merhaba. >> Peki.

The back of the tongue, uhl, uhl, uhl, pushes down and back a little bit. That's how we get the dark sound.

Dilin arkası, uhl, uhl, uhl, biraz aşağı ve geriye doğru iter. Karanlık sesi bu şekilde elde ederiz.

>> Hey. >> Well.

>> Merhaba. >> Peki.

>> Hey. >> Well.

>> Merhaba. >> Peki.

>> Hey. >> Well.

>> Merhaba. >> Peki.

How's he doing?

O nasıl?

Okay, now he speaks quietly, and the door is opening, so it's a little bit harder to hear what's going on.

Tamam, şimdi sessizce konuşuyor ve kapı açılıyor, bu yüzden neler olup bittiğini duymak biraz daha zor.

But listen to it again and tell me what you think the stressed words are.

Ama tekrar dinle ve bana vurgulanan kelimelerin ne olduğunu düşündüğünü söyle.

How's he doing?

O nasıl?

How's he doing?

O nasıl?

How's he doing?

O nasıl? O

How's-- How's he doing? 'How's' and 'do' the most stressed syllables there. How's he doing?

nasıl-- O nasıl? 'Nasıl' ve 'yapmak' en çok vurgulanan hecelerdir. O nasıl?

How's he-- how's he-- What's happening in the word 'he'? How's he--

O nasıl-- o nasıl-- 'o' kelimesinde neler oluyor? O nasıl--

The H is dropped. So then it's just the EE vowel, ending Z sound, links right into the EE. How's he-- how's he--

H düşürüldü. Öyleyse, Z sesiyle biten sadece EE sesli harfi doğrudan EE'ye bağlanır. O nasıl-- o nasıl--

How's he doing?

O nasıl?

How's he doing?

O nasıl?

How's he doing?

O nasıl?

And it's a little hard to tell because the end of the word is really covered by the door,

Ve bunu söylemek biraz zor çünkü kelimenin sonu gerçekten kapı tarafından örtülüyor,

but I think he is dropping the NG sound and making just an N sound.

ama bence NG sesini düşürüyor ve sadece bir N sesi çıkarıyor.

Doin, doin, doin.

Yap, yap, yap.

How's he doing?

O nasıl?

How's he doing?

O nasıl?

How's he doing?

O nasıl?

He's much better.

O çok daha iyi.

And she responds, three words, stress on the middle syllable. He's much better. Smoothly linked together.

Ve üç kelimeyle orta heceyi vurgulayarak yanıt verir. O çok daha iyi. Sorunsuz bir şekilde birbirine bağlı.

The H here isn't dropped, but it's pretty light, so keep that in mind.

Buradaki H düşürülmemiş ama oldukça hafif, bu yüzden bunu aklınızda bulundurun.

He's much better.

O çok daha iyi.

He's much better.

O çok daha iyi.

He's much better.

O çok daha iyi.

He's much better.

O çok daha iyi.

He's much better.

O çok daha iyi.

And also keep in mind that 'much' is the peak of stress, and the word 'he's' leads up to that peak,

Ayrıca unutmayın ki 'çok' stresin zirvesidir ve 'o' kelimesi o zirveye çıkar

and the word 'better' falls away from that peak. So it's all smoothly connected.

ve 'daha iyi' kelimesi o zirveden uzaklaşır. Yani hepsi sorunsuz bir şekilde bağlı.

And what are you hearing for the T's in this word?

Ve bu kelimedeki T'ler için ne duyuyorsunuz?

He's much better.

O çok daha iyi.

He's much better.

O çok daha iyi.

He's much better.

O çok daha iyi.

Flap T. Double T, a single flap T, because the T sound comes between two vowels.

Flap T. Double T, tek flap T, çünkü T sesi iki ünlü arasında gelir.

Now here, we have schwa R. Remember, R is a syllabic consonant, so you don't need to try to make

Şimdi burada schwa R var. Hatırlayın, R heceli bir ünsüzdür, bu yüzden sesli harf yapmaya çalışmanıza gerek yok

a vowel sound, it's just: rrrr. But even though the R takes over the vowel, in IPA it is written schwa R,

, sadece: rrrr. Ama R sesli harfi devralsa da, IPA'da schwa R yazılır,

you do make a flap T, you do count that as a vowel when you're thinking about is this a flap T or not?

bir flep T yaparsınız, bu bir flep T mi değil mi diye düşünürken bunu sesli harf olarak sayarsınız?

T does come between vowels even though in practice the are absorbs the vowel.

Pratikte are sesli harfleri emse de T sesli harflerin arasına gelir.

Is that confusing enough for you? Better, better.

Bu senin için yeterince kafa karıştırıcı mı? Daha iyi, daha iyi.

The thing with these rules is it can be useful to know them, but what's ultimately the most useful

Bu kurallarla ilgili olan şey, onları bilmek yararlı olabilir, ancak nihayetinde en yararlı olan şey,

is to listen to how native speakers do it, and really imitate that.

anadili İngilizce olan kişilerin bunu nasıl yaptığını dinlemek ve bunu gerçekten taklit etmektir.

He's much better.

O çok daha iyi.

He's much better.

O çok daha iyi.

He's much better.

O çok daha iyi.

I imagine that I--

Sanırım ben--

I imagine that I--

Sanırım ben--

Imaa-- maa-- longer, more stressed, I imagine that I--

Imaa-- maa-- daha uzun, daha vurgulu, sanırım ben--

Now, the unstressed syllable at the end does continue to go up, I think. I imagine, imagine that I--

Şimdi, sondaki vurgusuz hece yükselmeye devam ediyor, sanırım. Hayal ediyorum, hayal ediyorum ki--

And then it comes back down, but the length is definitely on the stressed syllable 'ma' with the AA vowel.

Ve sonra geri geliyor, ama uzunluk kesinlikle AA sesli harfiyle vurgulanmış 'ma' hecesinde. Sanırım

I imagine that I--

ben-- hayal ediyorum ben--

I imagine that I--

I imagine that I--

hayal ediyorum ki ben--

I imagine that I--

hayal ediyorum ki ben--

Make sure you link 'I', the AI diphthong with the vowel IH: Ai-ih-- Ai-ih-- Ai-ih-- smoothly.

AI ikili ünlüsü 'I'yi IH sesli harfiyle ilişkilendirdiğinizden emin olun: Ai-ih-- Ai-ih-- Ai-ih-- sorunsuz.

Sometimes when it comes to linking a vowel or diphthong to another vowel or diphthong,

Bazen bir ünlüyü veya iki ünlüyü başka bir sesli harfe veya ünlü ünlüye bağlama söz konusu olduğunda,

students don't feel comfortable with that. Feels too sloppy, too connected, and they want to restart the voice:

öğrenciler bu konuda kendilerini rahat hissetmezler. Çok baştan savma, çok bağlantılı geliyor ve sesi yeniden başlatmak istiyorlar:

I imagine-- but don't do that. Really try to link those together: Ai-ih-- Ai-ih-- Ai-ih-- I imagine--

Sanırım-- ama bunu yapma. Bunları gerçekten birbirine bağlamaya çalışın: Ai-ih-- Ai-ih-- Ai-ih-- Hayal ediyorum-- Hayal ediyorum-- Hayal ediyorum ki-- Hayal ediyorum ki

I imagine that--

I imagine that--

I imagine that I--

ben--

What's happening with 'that' and 'I'? Can you hear that?

'o' ve ' ile ne oluyor? BEN'? Bunu duyabiliyor musun? Ben... o ben...

That I-- that I-- that I--

That I-- that I-- that I-- Definitely a flap T linking those two words.

Also, the vowel AH, that, is reduced. It's a schwa: that I-- that I-- that I--

Ayrıca, AH sesli harfi azalır. Bu bir schwa: o ben-- o ben-- o ben--

So the word 'that' becomes: duh, duh, duh, duh, schwa flap: that I--

Yani 'o' kelimesi şu hale gelir: duh, duh, duh, duh, schwa flap: o ben-- Ben-- o ben--

That I-- that I-- that I--

o ben- -

owe you all an apology.

hepinize bir özür borçluyum.

Okay, let's just listen to this final thought group a couple times on a loop. Listen to the music of it.

Tamam, bu son düşünce grubunu bir döngüde birkaç kez dinleyelim. Bunun müziğini dinleyin.

Owe you all an apology.

Hepinize bir özür borçluyuz.

Owe you all an apology.

Hepinize bir özür borçluyuz.

Owe you all an apology.

Hepinize bir özür borçluyuz.

The more I listen to something like this, the more I hear the music, the more I just think life is an opera.

Bunun gibi bir şeyi ne kadar çok dinlersem, müziği ne kadar çok duyarsam, hayatın bir opera olduğunu o kadar çok düşünürüm.

We sing everything we say.

Söylediğimiz her şeyi söylüyoruz.

Owe you all an apology. Da-da-da-da-da-da-da. Da-da-da-da-da-da-da.

Hepinize bir özür borçluyuz. Da-da-da-da-da-da-da. Da-da-da-da-da-da-da.

You could dance to that, couldn't you? Da-da-da-da-da-da-da.

Bununla dans edebilirsin, değil mi? Da-da-da-da-da-da-da.

Owe you all an apology.

Hepinize bir özür borçluyuz.

Owe you all an apology.

Hepinize bir özür borçluyuz.

Owe you all an apology.

Hepinize bir özür borçluyuz.

I love exploring that, and that really helps us find the stress.

Bunu keşfetmeyi seviyorum ve bu gerçekten stresi bulmamıza yardımcı oluyor.

Owe you all an apology. When we listen on a loop, I think it really makes the stress super obvious.

Hepinize bir özür borçluyuz. Bir döngüyü dinlediğimizde, stresi gerçekten çok belirgin hale getirdiğini düşünüyorum.

'Owe' and 'pol, our two stressed, longer up-down shape syllables there.

'Owe' ve 'pol, bizim iki vurgulu, daha uzun yukarı-aşağı hecelerimiz orada.

Owe you all an apology.

Hepinize bir özür borçluyuz.

Owe you all an apology.

Hepinize bir özür borçluyuz.

Owe you all an apology.

Hepinize bir özür borçluyuz.

Owe you all an apology. Owe you all an a-- Owe you all an a-- Then these four syllables here, you all an--,

Hepinize bir özür borçluyuz. Hepinize bir a-- Borçluyum hepinize bir a-- Sonra buradaki dört hece, hepiniz bir--

and the first unstressed syllable of the stressed word 'apology', flatter in pitch, you all an a--, you all an a--

ve vurgulu 'özür' kelimesinin vurgulanmamış ilk hecesi, perdesi daha düz, hepiniz bir a--, hepiniz bir--

And all really linked together, very smooth. Owe you all an a-- Owe you all an a-- Owe you all an a--

Ve hepsi gerçekten birbirine bağlı, çok düzgün. Hepinize borçluyum-- Hepinize borçluyum-- Hepinize

you all an a-- you all an a-- you all an a-- Can you do that? Just imitate those four syllables.

borçluyum-- Hepinize-- Hepinize-- Hepinize-- Bunu yapabilir misiniz? Sadece bu dört heceyi taklit et.

You all an a-- you all an a--

Hepiniz a-- hepiniz a--

You all an a--

Hepiniz a--

You all an a-- Now, the word 'all' ends in a dark L, and you generally don't need to lift your tongue tip for an--

Hepiniz a-- Şimdi, 'hepsi' kelimesi koyu L ile biter ve genellikle dilinizin ucunu kaldırmanıza gerek yoktur. an--

a Dark L. However, when it links into a word that begins with a vowel, like here, we have the schwa

a Dark L. Ancak, burada olduğu gibi sesli harfle başlayan bir kelimeye bağlandığında, kelimede schwa var

in the word: an, an, an, then I think it is useful to lift the tongue tip.

: an, an, an, o zaman bence dil ucunu kaldırmakta fayda var.

You all an a-- you all an a-- you all an a-- It helps to find the dark L moving into a word that begins

Hepiniz bir a-- hepiniz bir a-- hepiniz bir a-- Bir sesli harf veya çift sesli harfle başlayan bir kelimeye hareket eden koyu L'yi bulmaya yardımcı olur

with a vowel or diphthong. So you can lift your tongue tip here.

. Böylece dilinizin ucunu buradan kaldırabilirsiniz.

You all an a--

Hepiniz bir-- Bu,

If it was the end of the thought group, or it linked in to a word that began with the consonant,

düşünce grubunun sonu olsaydı veya ünsüzle başlayan bir kelimeyle bağlantılı olsaydı,

I probably wouldn't lift the tongue tip. I owe you all. I really owe you all. Owe you all. Owe you all.

muhtemelen dilin ucunu kaldırmazdım. hepinize borçluyum Hepinize gerçekten borçluyum. Hepinize borçluyum. Hepinize borçluyum.

There, I'm making a dark sound, light, subtle at the end, but I'm not lifting my tongue tip.

Orada, sonunda karanlık, hafif, ince bir ses çıkarıyorum ama dilimin ucunu kaldırmıyorum.

But because we're linking into a word that begins with a vowel, let's do go ahead and lift the tongue tip there.

Ama sesli harfle başlayan bir kelimeyle bağlantı kurduğumuz için, devam edelim ve dilin ucunu orada kaldıralım.

You all an a-- you all an a-- you all an apology.

Hepiniz bir-- hepiniz bir-- hepiniz bir özür.

Owe you all an apology.

Hepinize bir özür borçluyuz.

Owe you all an apology.

Hepinize bir özür borçluyuz.

Owe you all an apology.

Hepinize bir özür borçluyuz.

The L in 'apology' is a dark L because it comes after the vowel in the syllable.

'Özür'deki L, hecedeki sesli harften sonra geldiği için koyu bir L'dir.

But again, it's followed by another vowel here, another vowel sound, so I would lift the tongue tip.

Ama yine, onu burada başka bir sesli harf takip ediyor, başka bir ünlü ses, bu yüzden dilin ucunu kaldırırdım.

Apol-- llluh-- apology. Apology.

Apol-- llluh-- özür dilerim. Özür.

Apology.

Özür.

Mmm... I love that. I love listening to the music of the speech. This was a great little snippet of conversation,

Mmm... Bunu sevdim. Konuşmanın müziğini dinlemeyi seviyorum. Bu harika bir sohbet parçasıydı,

just 15 seconds but so much to study.

sadece 15 saniye ama üzerinde çalışılacak çok şey var.

Flap Ts, linking, difficult words, breaking them down by syllables, the music of speech.

Flap T'ler, bağlama, zor kelimeler, hecelere ayırma, konuşma müziği.

Let's listen to the whole conversation one more time.

Tüm sohbeti bir kez daha dinleyelim.

Seizures create anxiety, which can trigger aggression.

Nöbetler, saldırganlığı tetikleyebilecek endişe yaratır.

Yeah, but like randomly attacking other people?

Evet, ama rastgele diğer insanlara saldırmak gibi mi?

Uh, it's not random.

Rastgele değil.

You know, it was your flash, That's what set him off.

Biliyorsun, bu senin flaşındı, onu harekete geçiren de buydu.

>>Hey. >>Well.

>>Merhaba. >>Peki.

How's he doing?

O nasıl?

He's much better.

O çok daha iyi.

I imagine that I owe you all an apology.

Sanırım hepinize bir özür borçluyum.

We're going to be doing a lot more of this kind of analysis together.

Bu tür analizleri birlikte çok daha fazla yapacağız.

What movie scenes would you like to see analyzed like this? Let me know in the comments.

Hangi film sahnelerinin bu şekilde analiz edildiğini görmek isterdiniz? Yorumlarda bana bildirin.

And if you want to see all my Ben Franklin videos, click here.

Tüm Ben Franklin videolarımı görmek istiyorsanız buraya tıklayın.

You'll also find the link in the video description.

Bağlantıyı video açıklamasında da bulabilirsiniz. Hepsi

That's it, and thanks so much for using Rachel's English.

bu kadar ve Rachel'ın İngilizcesini kullandığınız için çok teşekkürler.