FAST ENGLISH! Here’s Exactly How To Speak American English…FAST! | Guide To Speaking Fast English

Today, you're studying fast English by looking at the reductions , the linking, the stress, patterns,

Bugün, anadili İngilizce olanların Amerikan İngilizcesi konuşurken yaptığı kısaltmalara, bağlantılara, vurgulara, kalıplara bakarak hızlı İngilizce çalışıyorsunuz

that native speakers do when speaking American English.

.

We're using the scene Book Smart.

Book Smart sahnesini kullanıyoruz.

When you study American English this way, and not the way you learned it in school, or

Amerikan İngilizcesini okulda öğrendiğin ya da bir kitaptan öğrendiğin gibi değil de bu şekilde öğrendiğinde,

maybe the way you learned it from a book,

your listening comprehension and your ability to sound natural speaking English

dinlediğini anlaman ve İngilizce konuşurken kulağa doğal gelme becerin

is going to improve dramatically.

önemli ölçüde gelişecek.

We're doing an in-depth analysis, studying the rhythmic contrast that gives American English its character.

Amerikan İngilizcesine karakterini veren ritmik karşıtlığı inceleyerek derinlemesine bir analiz yapıyoruz.

And we're going to do an audio training section at the end

Ve sonunda bir sesli eğitim bölümü yapacağız,

so that you can fully understand and start building that habit of speaking natural English.

böylece tamamen anlayabilir ve doğal İngilizce konuşma alışkanlığını geliştirmeye başlayabilirsiniz.

We don't want them to feel insecure.

Kendilerini güvensiz hissetmelerini istemiyoruz.

We're doing this all summer. We started in June, and we're going through August.

Bütün yaz bunu yapıyoruz. Haziran'da başladık, Ağustos'u da geride bırakıyoruz.

Stick with me every Tuesday. They're all great scenes and there's going to be so much to learn

Her salı benimle kal. Hepsi harika sahneler ve

that can transform the way you understand and speak English.

İngilizceyi anlama ve konuşma şeklinizi değiştirebilecek öğrenecek çok şey olacak.

And as always, if you like this video or you learned something , please like and subscribe with notifications.

Ve her zaman olduğu gibi, bu videoyu beğendiyseniz veya bir şeyler öğrendiyseniz lütfen beğenin ve bildirimlerle abone olun.

You're going to watch the clip, then we're going to do a full pronunciation analysis together.

Klibi izleyeceksiniz, ardından birlikte tam bir telaffuz analizi yapacağız.

This is going to help so much with your listening comprehension

Bu, televizyonda İngilizce film izlerken dinlediğini anlamanda çok yardımcı olacak

when it comes to watching English movies in TV.

.

But there's going to be a training section.

Ama bir eğitim bölümü olacak. Az

You're going to take what you've just learned and practice repeating it, doing a reduction, flapping a T,

önce öğrendiklerinizi alıp, tıpkı analizde öğrendiğiniz gibi tekrarlama, azaltma, T çırpma alıştırmaları yapacaksınız

just like you learned in the analysis.

.

Okay here's the scene.

Tamam, işte sahne.

Our class’s official policy is to not discuss where anyone is attending next year.

Sınıfımızın resmi politikası, gelecek yıl kimsenin nereye gideceğini tartışmamaktır.

We don’t want them to feel insecure.

Güvensiz hissetmelerini istemiyoruz.

Very thoughtful.

çok düşünceli

Anyway, I need to go over the end of the year budget numbers we have.

Her neyse, elimizdeki yılsonu bütçe rakamlarını gözden geçirmem gerekiyor.

Oh. Gosh. Really? Like now?

Ah. Allah Allah. Gerçekten mi? Şimdiki gibi?

What, I mean, why don’t you do it with Nick? You know? Please?

Ne yani, neden Nick'le yapmıyorsun? Bilirsin? Lütfen?

And now, the analysis.

Ve şimdi, analiz.

Our class’s official policy is to not discuss where anyone is attending next year.

Sınıfımızın resmi politikası, gelecek yıl kimsenin nereye gideceğini tartışmamaktır.

We don’t want them to feel insecure.

Güvensiz hissetmelerini istemiyoruz.

So this is a very long opening thought group.

Yani bu çok uzun bir açılış düşünce grubu.

She does a little pause here before the last two words,

Son iki kelimeden önce burada biraz duraksıyor

and so that has its own separate thought group. Feel insecure, feel insecure, with feel and cure being longer.

ve bu yüzden kendi ayrı düşünce grubu var. Güvensiz hissedin, güvensiz hissedin, hissedin ve iyileştirin daha uzun.

But in the opening phrase is just very long, it will help to know your anchors, your stressed words,

Ancak açılış cümlesi sadece çok uzun, ritmi nasıl organize edeceğinizi anlamanıza yardımcı olmak için çapalarınızı, vurgulu kelimelerinizi bilmenize yardımcı olacaktır

to help you figure out how to organize the rhythm.

.

Our class’s official policy is to not discuss where anyone is attending next year.

Sınıfımızın resmi politikası, gelecek yıl kimsenin nereye gideceğini tartışmamaktır.

We don’t want them to feel insecure.

Güvensiz hissetmelerini istemiyoruz.

Our class’s official policy is to not discuss where anyone is attending next year.

Sınıfımızın resmi politikası, gelecek yıl kimsenin nereye gideceğini tartışmamaktır.

We don’t want them to feel insecure.

Güvensiz hissetmelerini istemiyoruz.

Our class’s official policy is to not discuss where anyone is attending next year.

Sınıfımızın resmi politikası, gelecek yıl kimsenin nereye gideceğini tartışmamaktır.

We don’t want them to feel insecure.

Güvensiz hissetmelerini istemiyoruz. Daha

Let’s break it up into smaller chunks.

küçük parçalara ayıralım.

Our class’s official policy—

Sınıfımızın resmi politikası—

Our class’s official policy—

Sınıfımızın resmi politikası—

Our class’s official policy—

Sınıfımızın resmi politikası—

Our class’s official policy—

Sınıfımızın resmi politikası—

So I would say AH, IH, and AW here are our most stressed syllables. Our class’s—

Yani AH, IH ve AW burada en çok vurgulanan hecelerimiz diyebilirim. Bizim sınıfımızın -

the word our is not fully pronounced, it's pronounced: ar, ar, ar, our class’s.

bizim sözcüğü tam olarak telaffuz edilmiyor, şu şekilde telaffuz ediliyor: ar, ar, ar, bizim sınıfımızın.

Our class’s, our class’s, our class’s.

Bizim sınıf, bizim sınıf, bizim sınıf.

So rather than thinking our, it's more like ar, ar, said very quickly. Our class’s— our class’s—

Yani bizimkini düşünmek yerine, daha çok ar, ar, çok hızlı bir şekilde söylenmiş gibi. Bizim sınıfımızın - bizim sınıfımızın -

Now here, we have a noun that ends in an S and the possessive: class’s.

Şimdi burada, S ile biten bir isim ve iyelik kipi var: class's.

So we have K, L, AH, class,

Elimizde K, L, AH, sınıf var

and the apostrophe S will add another syllable, IH as in Sit, Z.

ve kesme işareti S, Sit, Z'deki gibi başka bir hece, IH ekleyecek.

Our class’s uh--

and that Z will link right into the schwa of official because everything links together in a thought group.

grup.

We don't want any breaks or separation between words.

Sözler arasında herhangi bir kopukluk veya ayrılık istemiyoruz.

This smoothness is important in American English.

Bu pürüzsüzlük Amerikan İngilizcesinde önemlidir.

It can be really tough if you come from a language where each word needs to feel more separate.

Her kelimenin daha ayrı hissettirmesi gereken bir dilden geliyorsanız gerçekten zor olabilir.

Our class’s official policy.

Sınıfımızın resmi politikası.

Practice the sentence and move your arm in a circle and let the top of the circle be that peak, that peak of pitch.

Cümleyi uygulayın ve kolunuzu bir daire içinde hareket ettirin ve dairenin tepesinin o zirve, perdenin o zirvesi olmasına izin verin.

Our class's official policy.

Sınıfımızın resmi politikası.

Our class's official policy.

Sınıfımızın resmi politikası.

Our class's official policy.

Sınıfımızın resmi politikası.

Our class's official policy.

Sınıfımızın resmi politikası.

Don't make this an OH sound, it's a schwa. Uh, uh.

Bunu bir OH sesi yapma, bu bir schwa. Ah, ah.

Basically no jaw drop, lips are parted,

Temelde çene düşmesi yok, dudaklar ayrılıyor,

just a relaxed jaw. Uh uh uh Official, official, it's not official, oh oh oh, uh uh uh official.

sadece rahat bir çene. Uh uh uh Resmi, resmi, resmi değil, oh oh oh, uh uh uh resmi.

And the letter C here makes the SH sound. Official, cial, cial.

Ve buradaki C harfi SH sesini çıkarıyor. Resmi, resmi, resmi.

This letter I just tells us to make the C an SH, so there's no pronunciation itself of this letter.

Bu harf, bize sadece C'yi SH yapmamızı söylüyor, yani bu harfin kendi başına bir telaffuzu yok.

And then the letter A is again just a schwa. Schwa L, a little quick dark sound. Official uhl uhl uhl.

Ve sonra A harfi yine sadece bir schwa'dır. Schwa L, biraz hızlı, karanlık bir ses. Resmi uhl uhl uhl.

So the schwa and L combined, you don't need to try to make a separate schwa sound, and then an L.

Yani schwa ve L birleştirildi, ayrı bir schwa sesi ve ardından bir L çıkarmaya çalışmanıza gerek yok.

This is actually going to be a dark L. What does that mean?

Bu aslında koyu bir L olacak. Bu ne anlama geliyor?

That means it comes after the vowel or diphthong in the syllable,

Bu, hecede sesli harften veya iki sesli harften sonra geldiği anlamına gelir

and if the next word begins with a consonant, you do not need to lift your tongue tip.

ve bir sonraki kelime bir ünsüzle başlıyorsa dilinizin ucunu kaldırmanıza gerek yoktur.

Official uhl, you just make that dark sound with your tongue tip down, uhl, policy, and go right into the P.

Resmi uhl, dilinin ucu aşağıdayken o karanlık sesi çıkar, uhl, politika ve doğruca P'ye git.

Do not lift your tongue tip. That will definitely make the sound feel more forward.

Dil ucunu kaldırmayın. Bu kesinlikle sesi daha ileri hissettirecek.

We want it to feel more in the back. Uhl. That dark sound is made by

Arkada daha fazla hissetmesini istiyoruz. Uhl. Bu karanlık ses,

pressing down and back a little bit the back of the tongue. Uhl, uhl, official.

dilin arkasına biraz bastırılarak yapılır. Resmi.

Official, official, official policy.

Resmi, resmi, resmi politika.

Official policy.

Resmi politika.

Now here, for this L, you can lift your tongue tip. But for this L, do not lift your tongue tip.

Şimdi burada, bu L için dilinizin ucunu kaldırabilirsiniz. Ancak bu L için dilinizin ucunu kaldırmayın.

Official policy. Our class's official policy. Uhhhhh. Feel that rhythm.

Resmi politika. Sınıfımızın resmi politikası. Uhhhhh. O ritmi hisset.

Our class’s official policy—

Sınıfımızın resmi politikası—

Our class’s official policy—

Sınıfımızın resmi politikası—

Our class’s official policy is to not discuss where anyone is attending.

Sınıfımızın resmi politikası, kimsenin katıldığı yeri tartışmamaktır.

Is to not discuss where anyone is attending.

Kimsenin nereye katıldığını tartışmamaktır. Bu

So we have that uh feeling of stress on: is to not discuss where any, a little bit there on the EH vowel.

yüzden şu stres hissine sahibiz: EH sesli harfinin nerede olduğunu tartışmamak, biraz orada.

Letter A, but the vowel is EH. Where anyone is attending.

A harfi, ancak sesli harf EH'dir. Herkesin katıldığı yer.

So rather than drawing it as an up down shape, which is the normal shape of stress, I’m drawing it as a scoop up,

Bu yüzden, stresin normal şekli olan yukarı aşağı bir şekil olarak çizmek yerine, onu bir kepçe olarak çiziyorum

because her pitch is on the way up. And when we're making the intonation of the sentence go up,

çünkü perdesi yukarı doğru ilerliyor. Ve cümlenin tonlamasını yükselttiğimizde,

then the scoop of the voice will be down up, attending.

o zaman sesin kepçesi alçalır, dikkat eder.

Is to not discuss where anyone is attending—

Kimsenin nereye katıldığını tartışmamak—

Is to not discuss where anyone is attending—

Kimsenin nereye katıldığını tartışmamak—

Is to not discuss where anyone is attending—

Kimsenin nereye gittiğini tartışmamak—

So even though I’ve broken it up into two pieces here while we discuss the stress,

Yani burada stresi tartışırken onu iki parçaya ayırmış olsam da,

it's actually not a break, is it?

aslında bu bir mola, öyle mi?

Policy is, policy is,

Politikadır, politikadır,

continues right on with no break in sound.

ses kesilmeden devam eder.

This is all part of the same thought group.

Bunların hepsi aynı düşünce grubunun parçası.

policy is to--

İlke--

Policy is to not-- did you notice the word to?

İlke şu değil-- sözcüğünü fark ettiniz mi?

Policy is to to, to, that was a true T and a schwa. To, to, to, just like here in official,

Politika, yapmak, yapmaktır, bu gerçek bir T ve bir schwa idi. To, to, to, tıpkı burada resmi olarak olduğu gibi,

oh, it's not oh, it's uh, uh, official. And here, to, it's not to, it's to, to, a schwa, it's a reduction here.

oh, bu oh değil, uh, uh, resmi. Ve burada, için, bir schwa değil, bir schwa, burada bir azalma var.

Here, in official, it's actually just the regular pronunciation of the word.

Burada, resmi olarak, aslında kelimenin normal telaffuzu.

Here, the word to, it's a reduction from the OO vowel to the schwa. To, to. Policy is to.

Buradaki to sözcüğü, OO sesli harfinin schwa'ya indirilmesidir. için, için. Politika şudur.

Why do we do that? Why do we change the vowel? It lets us say it more quickly.

Bunu neden yapıyoruz? Sesli harfleri neden değiştiririz? Daha hızlı söylememizi sağlar.

And we want to say it really quickly. We want these words to be flatter, lower in pitch,

Ve gerçekten hızlı bir şekilde söylemek istiyoruz. Bu kelimelerin daha yassı, perdesinin daha alçak olmasını istiyoruz,

so that there's contrast with the up down shape, longer stressed syllable. Policy is to.

böylece yukarı-aşağı şekliyle, daha uzun vurgulu heceyle bir karşıtlık olur. Politika şudur.

So actually, in the word policy, it's three syllables with first syllable stress,

Yani aslında, politika kelimesinde, ilk hece vurgulu üç hecedir,

so the second two syllables are also unstressed. So we have four unstressed syllables here in a row.

dolayısıyla ikinci iki hece de vurgusuzdur. Yani burada üst üste dört vurgusuz hecemiz var.

Li-cy is to-- policy is to-- policy is to--

Li-cy is to-- Policy is to- Policy is to-

And we definitely want it to feel different than our stressed syllables. Policy is to not—

Ve kesinlikle vurgulu hecelerimizden farklı hissettirmesini istiyoruz. Politika yapmamak -

Policy is to not—

Politika yapmamak - Politika

Policy is to not—

yapmamak -

Policy is to not discuss—

Politika tartışmamak -

Not discuss, not discuss, do you notice there's no release of that T?

Tartışmamak, tartışmamak, bu T'nin serbest bırakılmasının olmadığını fark ettiniz mi?

That T is a stop T because the next word begins with the consonant, the D consonant, not discuss.

T'nin bir durak T olduğunu, çünkü sonraki kelimenin ünsüzle başladığını, D'nin ünsüzle başladığını tartışın.

Not discuss--

where anyone is attending.

Kimsenin nereye katıldığını tartışmayın.

Not discuss where anyone, where anyone. As I said there's just a little bit of an up down shape on EH,

Nerede kimsenin, nerede kimsenin olduğunu tartışmayın. Dediğim gibi, EH'de biraz yukarı-aşağı bir şekil var,

but really, where anyone is uh. This is all flatter and lower in pitch.

ama gerçekten, herkesin olduğu yerde. Bunların hepsi daha düz ve perdede daha düşük.

The first syllable of attending, also a schwa. The schwa creeps up everywhere in American English.

Katılımın ilk hecesi, aynı zamanda bir schwa. Schwa, Amerikan İngilizcesinde her yerde karşımıza çıkıyor.

Not discuss where anyone is attending

Kimsenin nerede olduğunu tartışmayın

Not discuss where anyone is attending

Kimsenin nerede olduğunu tartışmayın Kimsenin nereye

Not discuss where anyone is attending

katıldığını tartışmayın

Where anyone is a, where anyone is atten--, this double T here is a true T because it starts a stressed syllable.

Birinin a olduğu, herkesin gittiği yer--, buradaki çift T gerçek bir T'dir çünkü vurgulu bir heceyi başlatır. TR kümesinin bir parçası olmadığı sürece

T will always be a true T when it starts a stressed syllable,

, vurgulu bir heceye başladığında T her zaman gerçek bir T olacaktır,

unless it's part of the TR cluster, then it might sound more like CH.

o zaman kulağa daha çok CH gibi gelebilir. Gelecek yıl

Where anyone is attending

Where anyone is attending

herkesin katıldığı yer

Where anyone is attending next year

Attending next year, next year, this is all on the way up

Gelecek yıl, gelecek yıl, tüm bunlar yolunda

because she's about to say why.

çünkü nedenini söylemek üzere.

So she's pairing these two phrases together by making one go up.

Yani bu iki cümleyi bir yukarı yaparak eşleştiriyor.

Attending next year. And then the next one will go down in pitch.

Gelecek yıl katılıyor. Ve sonra bir sonraki adım aşağı inecek.

Attending next year

Gelecek yıl katılıyor

Attending next year

Gelecek yıl katılıyor

Attending next year

Gelecek yıl katılıyor

Now something is interesting. It's happening here with the T in next.

Şimdi ilginç bir şey var. Sıradaki T ile burada oluyor.

Next year.

Gelecek yıl.

It's not a ttt sound it's more of a CH sound, next, ch, ch, ch, so the letter X makes KS in this word

Bu bir ttt sesi değil, daha çok bir CH sesi, sonraki, ch, ch, ch, yani X harfi bu kelimede KS yapıyor

and the T is combining with the Y. The Y is influencing the T. The Y in year changes it to a CH.

ve T, Y ile birleşiyor. Y, T'yi etkiliyor. Yıl içindeki Y değişiyor bir CH'ye.

next year.

gelecek yıl

Have you ever noticed this? In a phrase like: what are you doing?

Bunu hiç fark ettin mi? Şunun gibi bir ifadeyle: ne yapıyorsun?

It's fairly common to drop R in a nice, casual reduction, and say: what cha, what cha doing?

R'yi hoş, sıradan bir indirgemeyle bırakmak ve şöyle demek oldukça yaygındır: ne ça, ne ça yapıyor?

What ch ch ch-- that's taking the ending T of what and the y of you and making it into a CH.

What ch ch ch-- bu, what'ın T sonunu ve sizin y'yi alıp CH'ye çeviriyor.

You'll definitely notice that if you pay attention to casual conversational English.

Günlük konuşma İngilizcesine dikkat edersen bunu kesinlikle fark edeceksin.

Next year. Ch ch ch ch. Not: next year, next year, but: next year.

Gelecek yıl. Ç Ç Ç Ç Ç. Değil: gelecek yıl, gelecek yıl, ama: gelecek yıl.

next year.

gelecek yıl

we don't want them to--

yapmalarını istemiyoruz-- Biz

We don't want them to— so then in the last part of this thought group, we really just have the one swell of pitch,

yapmalarını istemiyoruz- yani bu düşünce grubunun son bölümünde, gerçekten sadece

the one stressed syllable. We don't want them to.

tek bir vurgulu heceye sahibiz. yapmalarını istemiyoruz.

We don't want them to. So the energy is building up towards that and then falling away from it.

yapmalarını istemiyoruz. Yani enerji ona doğru yükseliyor ve sonra ondan uzaklaşıyor.

We don't want them to.

yapmalarını istemiyoruz.

We have a stop T in want, it's not want them, but want them, them.

İstekte bir T noktamız var, onları istemek değil, ama onları, onları istiyoruz.

Oh are you noticing that reduction? I'm not saying them, am I?

Oh, bu azalmayı fark ediyor musun? Onları söylemiyorum, değil mi?

I'm changing the EH vowel to the schwa,

EH sesli harfini schwa'ya çeviriyorum,

the schwa comes up yet again. Want them, want them to.

schwa yine çıkıyor. Onları iste, onları iste.

To, that's another schwa. Want them to, want them to, want them to, to, to, to, them to, them to, them to.

To, bu başka bir schwa. Yapmalarını istiyorum, yapmalarını istiyorum, yapmalarını istiyorum, yapmalarını, yapmalarını, yapmalarını, yapmalarını, yapmalarını, yapmalarını istiyorum.

We don't want them to--

Onların yapmalarını--

And as far as the T in don't, I’m not really hearing it. We don't want, don't www--

Ve T'nin yapmadığına göre, gerçekten duymuyorum. İstemiyoruz, istemiyoruz www--

Right from N into W. So N apostrophe T contractions can be pronounced three ways:

N'den W'ye doğru. Yani Na kesme işareti T kısaltmaları üç şekilde telaffuz edilebilir:

with a true T, don't want, with a stop T, don't want, or with no T, don't want.

gerçek bir T ile, isteme, T ile, isteme veya T olmadan, istemiyorum.

And I’m hearing this one as a dropped T altogether, no T whatsoever. Don't want, we don't want.

Ve bunu tamamen düşmüş bir T olarak duyuyorum, hiçbir şekilde T yok. İstemiyoruz, istemiyoruz.

We don't want--

Biz--

to feel insecure.

güvensiz hissetmek istemiyoruz.

Feel insecure. We already talked about the up down shape, the stress, the rhythm of this, the melody as well.

Güvensiz hissediyorum. Bunun yukarı aşağı şeklinden, vurgusundan, ritminden, melodisinden de bahsetmiştik zaten.

Duuuhhhh--- feel inse-- that L is going to link right into the IH vowel of insecure.

Duuuhhhh--- L'nin güvensizliğin IH sesli harfine bağlanacağını hissedin.

We want to connect them. Feel inse—

Onları bağlamak istiyoruz. İçten hissedin—

So this is a dark L, you do want to make a dark sound after the EE vowel.

Yani bu koyu bir L, EE ünlüsünden sonra koyu bir ses çıkarmak istiyorsunuz.

Otherwise, it would be feel. We want feeuhll, uhl. We definitely want that to be a part of it.

Aksi takdirde hissedilir. Ücret istiyoruz, uhl. Kesinlikle bunun bir parçası olmasını istiyoruz.

But you can lift your tongue tip here because the next word begins with a vowel.

Ama burada dilinizin ucunu kaldırabilirsiniz çünkü bir sonraki kelime sesli harfle başlıyor.

Feel insecure. But make sure you make that dark sound first. Slow it down if you need to.

Güvensiz hissediyorum. Ama önce o karanlık sesi çıkardığından emin ol. Gerekirse yavaşlatın.

Feel insecure, cure, cure. And the pitch goes down.

Güvensiz hisset, iyileştir, iyileştir. Ve saha düşüyor. Kendini

Feel insecure--

güvensiz hisset--

Very thoughtful.

Çok düşünceli.

So the principal responds: very thoughtful.

Böylece müdür cevap verir: çok düşünceli.

What do you think are those up down shape? Those most stressed syllables?

Sizce bu yukarı aşağı şekil nedir? En çok vurgulanan heceler?

Very thoughtful.

çok düşünceli

Very thoughtful. So each word is two syllables, and in each word, it's the first syllable that's stressed.

çok düşünceli Yani her kelime iki hecelidir ve her kelimede vurgulanan ilk hecedir.

Uuuhhhh. Very thoughtful. This is a stop T because the next sound is a consonant.

Uuuhhhh. çok düşünceli Bu bir durak T çünkü bir sonraki ses bir ünsüz.

Very th—yth, yth, connected, no break in sound between the EE and the unvoiced TH.

Çok th—yth, yth, bağlantılı, EE ile sessiz TH arasında seste kesinti yok.

For this sound, your tongue tip does have to lightly come through the teeth. Very thoughtful.

Bu ses için dil ucunuzun hafifçe dişlerin arasından geçmesi gerekir. çok düşünceli

Very thoughtful.

çok düşünceli

Very thoughtful.

çok düşünceli

Very thoughtful.

çok düşünceli

Now this L is another dark L.

Şimdi bu L başka bir koyu L'dir.

It comes at the end of the word, so we know it's at the end of the vowel in the syllable.

Sözcüğün sonunda gelir, yani hecedeki sesli harfin sonunda olduğunu biliriz.

And because he's not going on, because there's no next sound, no vowel or diphthong,

Ve devam etmediği için, bir sonraki ses, ünlü veya iki sesli harf olmadığı için,

you can just avoid lifting your tongue tip.

dilinizin ucunu kaldırmaktan kaçınabilirsiniz.

Thoughtful. Uhl, uhl, uhl, uhl, uhl.

Düşünceli. Uhl, uhl, uhl, uhl, uhl.

It's just a really quick dark sound. If you lift your tongue tip, it's going to bring the sound more forward.

Bu sadece çok hızlı, karanlık bir ses. Dilinizin ucunu kaldırırsanız, sesi daha fazla öne çıkaracaktır.

We actually want this sound to be further back in the mouth. Uhl, uhl, uhl, uhl, thoughtful.

Aslında bu sesin ağızda daha da gerilerde olmasını istiyoruz. Uhl, uhl, uhl, uhl, düşünceli.

Thoughtful.

Düşünceli.

Anyway, I need to go over the end of the year budget numbers we have.

Her neyse, elimizdeki yılsonu bütçe rakamlarını gözden geçirmem gerekiyor.

Okay so what are her longer syllables?

Tamam, onun uzun heceleri neler?

Anyway, I need to go over the end of the year budget numbers we have.

Her neyse, elimizdeki yılsonu bütçe rakamlarını gözden geçirmem gerekiyor.

Anyway, I need to go over the end of the year budget numbers we have.

Her neyse, elimizdeki yılsonu bütçe rakamlarını gözden geçirmem gerekiyor.

Anyway, I need to go over the end of the year budget numbers we have.

Her neyse, elimizdeki yılsonu bütçe rakamlarını gözden geçirmem gerekiyor.

Anyway-- a little bit there on that stressed syllable, that first syllable.

Her neyse-- o vurgulu hecede, o ilk hecede biraz var.

Remember, that is the EH vowel like in bed, even though it's the letter A. Anyway. Anyway.

Unutma, bu A harfi olmasına rağmen yatakta olduğu gibi EH sesli harfi. Her neyse.

Anyway. Anyway. Anyway, I need to go over the end of the year budget numbers we have.

Her neyse. Her neyse. Her neyse, elimizdeki yılsonu bütçe rakamlarını gözden geçirmem gerekiyor.

Okay, need is very obvious. She holds that out even longer than

Tamam, ihtiyaç çok açık. Bunu, en normal konuşma İngilizcesinden bile daha uzun süre elinde tutuyor

what would be the most normal conversational English.

.

I need to go over. I need to, I need to go over. Really stressing that, holding out the vowel

Gitmem gerek. Gitmeliyim, gitmeliyim. Bunu gerçekten vurgulamak, sesli harfi uzatmak

makes it clear this is important to her.

bunun onun için önemli olduğunu açıkça ortaya koyuyor.

I need to go--

Gitmem gerek-- Bakın bir

Look, we have another word to, what do you think, will it reduce? Will we again have a schwa?

sözümüz daha var, ne dersiniz, azalır mı? Yine bir schwa olacak mı?

I need to go. To, to, yes, we do.

Gitmek gerek. için, için, evet, yaparız.

We reduce that vowel. I need to go.

Bu sesli harfi azaltıyoruz. Gitmek gerek.

I need to go--

Gitmem gerek--

over the end of the year budget numbers we have.

elimizdeki yılsonu bütçe rakamlarını gözden geçirmem gerekiyor.

I need to go over the end of the— I really feel like that's our next stressed syllable.

Sonunun üzerinden geçmem gerek— Bunun gerçekten bir sonraki vurgulu hecemiz olduğunu hissediyorum.

Again, it's the EH vowel. So, to go over the, all less stressed, flatter in pitch.

Yine, EH sesli harfi. Yani, üzerinden geçmek için, hepsi daha az stresli, perdede daha düz.

To go over the, to go over the, to go over the, to go over the.

Üstünden gitmek, üstünden geçmek, üstünden geçmek, üstünden geçmek.

To go over the--

Üzerinden geçmek için--

If we said everything that way, it would be incredibly unclear.

Her şeyi bu şekilde söyleseydik, inanılmaz derecede belirsiz olurdu.

I need to go over the, I need to go over the end of the year numbers we have.

Elimize geçen yılsonu rakamlarını gözden geçirmem gerekiyor.

I need to go over the end of the year budget numbers we have.

Elimizdeki yıl sonu bütçe rakamlarını gözden geçirmem gerekiyor.

I need to go over the end of the year budget numbers we have.

Elimizdeki yıl sonu bütçe rakamlarını gözden geçirmem gerekiyor.

I need to go over the end of the year budget numbers we have.

Elimizdeki yıl sonu bütçe rakamlarını gözden geçirmem gerekiyor.

I need to go over the end of the year budget numbers we have.

Elimizdeki yıl sonu bütçe rakamlarını gözden geçirmem gerekiyor.

Come on, that's impossible. That's why we have the contrast. We bring out our longer stressed syllables.

Hadi ama, bu imkansız. Bu yüzden kontrastımız var. Daha uzun vurgulu hecelerimizi ortaya çıkarırız.

I need to go over the, I need, and that's what's important in American English conversation, in spoken English,

Üzerinden geçmem gerekiyor, ihtiyacım var ve Amerikan İngilizcesi konuşmasında, konuşma İngilizcesinde önemli olan şey,

is that we have the contrast of the long and the short. So it may feel very odd to take a phrase like: to go over the,

uzun ve kısanın karşıtlığına sahip olmamızdır. Bu nedenle, şu şekilde bir cümleyi alıp telaffuz etmek çok tuhaf gelebilir

and pronounce it: to go over the, to go over the, to go over the, but we actually want that.

: üzerinden geçmek, üzerinden geçmek, üzerinden geçmek, ama aslında bunu istiyoruz.

The contrast is more clear than if every word was clear. Believe it or not.

Zıtlık, her kelimenin net olduğundan daha nettir. İnan ya da inanma.

That's how important the contrast is in American English.

Amerikan İngilizcesinde zıtlık bu kadar önemlidir.

The word the here is the EE vowel because the next word begins with a vowel,

Burada kelimesi EE sesli harfidir çünkü bir sonraki kelime sesli harfle başlar,

otherwise, it would be: the, the, the.

aksi takdirde: the, the, the olurdu.

So the rule is, if the next word begins with a vowel or a diphthong, we make this the EE vowel.

Yani kural şu ​​ki, eğer bir sonraki kelime sesli harfle veya ikili ünlüyle başlıyorsa, bunu EE ünlüsü yaparız.

However I have noticed that in practice, Americans don't follow this rule all that well, but she did here.

Ancak pratikte Amerikalıların bu kuralı pek iyi takip etmediğini fark ettim, ama burada yaptı.

I need to go over the end—

Sonu gözden geçirmem gerekiyor—

I need to go over the end—

Sonu gözden geçirmem gerekiyor—

I need to go over the end of the year budget numbers we have.

Elimizdeki yılsonu bütçe rakamlarını gözden geçirmem gerekiyor.

End of the year budget numbers we have.

Elimizde yıl sonu bütçe rakamları var.

Budge, have, also having more length. And the other words, more simplified. End of the year.

Budge, ayrıca daha fazla uzunluğa sahip. Ve diğer kelimeler, daha basitleştirilmiş. Yılın sonu.

All three of these are flatter in pitch.

Bunların üçü de perdede daha düz.

The end of the year budget numbers we have.

Elimizde yıl sonu bütçe rakamları var.

The end of the year budget numbers we have.

Elimizde yıl sonu bütçe rakamları var.

The end of the year budget numbers we have.

Elimizde yıl sonu bütçe rakamları var.

End of the— So I think we can just reduce this word of completely to the schwa.

Sonu— Yani bence bu kelimeyi tamamen schwa'ya indirgeyebiliriz.

Sounds like that's what she's doing. She's not putting a V sound at the end.

Yaptığı şey bu gibi görünüyor. Sona bir V sesi koymuyor.

End of the. Now here, it is a schwa, because the next word begins with the consonant, the Y consonant.

Son. Şimdi burada, bir schwa, çünkü sonraki kelime ünsüzle, Y ünsüzle başlıyor.

End of the year. End of the. The D links right into the schwa, the schwa links right into the TH,

Yılın sonu. Son. D doğrudan schwa'ya bağlanır, schwa doğrudan TH'ye bağlanır,

the schwa here links right into the J consonant. So everything links together smoothly.

buradaki schwa doğrudan J ünsüzüne bağlanır. Böylece her şey sorunsuz bir şekilde birbirine bağlanır.

End of the year budget. End of the year budget.

Yıl sonu bütçesi. Yıl sonu bütçesi.

The end of the year budget.

Yıl sonu bütçesi.

Now if you have a hard time with the word year,

Şimdi, yıl kelimesini kullanmakta zorlanıyorsanız,

I know some people have a hard time comparing that with the word ear.

bazı insanların bunu kulak kelimesiyle karşılaştırmakta zorlandığını biliyorum.

I do have a video on that here on YouTube. So just Google Rachel’s English year, ear,

YouTube'da bununla ilgili bir videom var. Yani sadece Rachel'ın İngilizce yılını Google'da arayın,

and I’m sure you'll find it.

eminim onu ​​bulacaksınız.

The end of the year, the end of the year, the end of the year budget numbers we have.

Yıl sonu, yıl sonu, yıl sonu bütçe rakamlarımız var.

So our final four words: budget numbers we have, begin with a stressed syllable, and end with a stressed syllable.

Son dört kelimemiz: elimizdeki bütçe rakamları, vurgulu bir hece ile başlar ve vurgulu bir hece ile biter.

And all the syllables in between are flatter in pitch.

Ve aradaki tüm hecelerin perdesi daha düz.

dget numbers we-- dget numbers we-- dget numbers we—dget, dget, dget.

dget sayılar biz-- dget sayılar biz-- dget sayılar biz—dget, dget, dget.

Stop T there, not released because the next word begins with the consonant.

Orada T'yi durdurun, sonraki kelime ünsüzle başladığı için serbest bırakılmaz.

Dget numbers we-- dget numbers we-- dget numbers we have. Budget numbers we have.

Dget sayıları biz-- dget sayıları biz-- sahip olduğumuz dget sayıları. Elimizdeki bütçe rakamları.

Budget numbers we have.

Elimizdeki bütçe rakamları.

Budget numbers we have.

Elimizdeki bütçe rakamları.

Budget numbers we have.

Elimizdeki bütçe rakamları.

Budget numbers we have.

Elimizdeki bütçe rakamları.

Can you imitate that when you're doing it? Really think about you have,

Bunu yaparken taklit edebilir misin? Gerçekten düşünün,

you know, your anchor at the beginning, your anchor at the end, and other syllables in between

başlangıçta çapanız, sonunda çapanız var ve aradaki diğer hecelerin

are all said really quickly and simply.

hepsi gerçekten hızlı ve basit bir şekilde söyleniyor.

Now this is the end of her phrase, and her volume has really gone down, hasn't it?

Şimdi bu onun cümlesinin sonu ve sesi gerçekten azaldı, değil mi?

Budget numbers we have.

Elimizdeki bütçe rakamları.

Budget numbers we have.

Elimizdeki bütçe rakamları.

Budget numbers we have.

Elimizdeki bütçe rakamları.

Some of her vocal energy is gone. Compare it to: I need.

Ses enerjisinin bir kısmı gitti. Şununla karşılaştırın: İhtiyacım var.

I need--

Ben--

Budget numbers we have.

Elimizdeki bütçe numaraları.

Budget numbers we have.

Elimizdeki bütçe rakamları.

Budget numbers we have.

Elimizdeki bütçe rakamları.

So the overall phrasing of American English is louder,

Yani Amerikan İngilizcesinin genel cümleleri daha yüksek,

higher in pitch, a little bit more vocal energy at the beginning,

perdesi daha yüksek, başlangıçta biraz daha fazla ses enerjisi var

and then all of that diminishes as we go towards the end of a phrase.

ve sonra bir cümlenin sonuna doğru gittiğimizde tüm bunlar azalıyor.

So pay attention to that when you're practicing the phrasing. In the audio that goes with it,

Bu yüzden, cümle alıştırması yaparken buna dikkat edin. Onunla birlikte gelen seste,

I’m going to break up in one of the sections longer phrases like this into smaller phrases to practice with.

bunun gibi daha uzun cümleleri bölümlerden birinde pratik yapmak için daha küçük cümlelere ayıracağım.

So if it's one towards the end of a phrase, make sure that you're imitating the volume and the pitch as well,

Bu nedenle, bir cümlenin sonuna doğru bir ise, sadece ritmi değil, ses seviyesini ve perdeyi de taklit ettiğinizden emin olun

not just the rhythm. Stress really has to do with all of the vocal qualities.

. Stres gerçekten tüm ses nitelikleriyle ilgili.

And in order to have the correct stress and feeling of overall sentence,

Ve tüm cümlenin doğru vurgu ve hissine sahip olmak için,

then it needs to come down towards the end.

o zaman sona doğru inmesi gerekir.

Budget numbers we have.

Elimizdeki bütçe rakamları.

Budget numbers we have.

Elimizdeki bütçe rakamları.

Budget numbers we have.

Elimizdeki bütçe rakamları.

Oh. Gosh.

Ah. Allah Allah.

Oh. Gosh. Sort of fun to imitate that when people do totally different things with their voice.

Ah. Allah Allah. İnsanlar sesleriyle tamamen farklı şeyler yaptığında bunu taklit etmek biraz eğlenceli.

Oh. Gosh. And he really draws that out gosh, there with the AH as in father vowel.

Ah. Allah Allah. Ve bunu gerçekten de, baba sesli harfinde olduğu gibi AH ile birlikte ortaya çıkarıyor.

Oh. Gosh.

Ah. Allah Allah.

Oh. Gosh.

Ah. Allah Allah.

Oh. Gosh.

Ah. Allah Allah.

Really?

Gerçekten mi?

Really? Really? High pitch. Really? So if you look this word up in the dictionary, you'll see

Gerçekten mi? Gerçekten mi? Yüksek perde. Gerçekten mi? Yani bu kelimeyi sözlükte ararsanız,

two different pronunciations: re-uh-lly, three syllables, and rea-lly, two syllables.

iki farklı telaffuz görürsünüz: re-uh-lly, üç hece ve gerçekten, iki hece.

Definitely the two syllable pronunciation is way more common. Rea-lly, but you know what?

Kesinlikle iki heceli telaffuz çok daha yaygındır. Gerçekten, ama biliyor musun?

This first vowel, you'll often hear it as the IH vowel instead more relaxed, really, really, instead of really, really,

Bu ilk sesli harfi, genellikle IH sesli harfi olarak duyacaksınız, bunun yerine daha rahat, gerçekten, gerçekten yerine, gerçekten, gerçekten,

and that's what he does, he does the IH vowel.

ve yaptığı da bu, IH sesli harfini yapıyor.

So if you're pronouncing this word as three syllables, stop now.

Yani bu kelimeyi üç heceli olarak telaffuz ediyorsanız, şimdi durun.

Really, or really. Really, really. It's more natural, more Americans would do that. Two syllables.

Gerçekten ya gerçekten. Gerçekten ama gerçekten. Daha doğal, daha fazla Amerikalı bunu yapardı. İki hece.

Really?

Gerçekten mi?

Really?

Gerçekten mi?

Really?

Gerçekten mi?

Like now?

Şimdiki gibi?

Like now? So he's just so defeated. This is the last thing he feels like doing. Like now? Like now?

Şimdiki gibi? Yani çok mağlup oldu. Bu yapmak isteyeceği son şey. Şimdiki gibi? Şimdiki gibi?

The word like, said so quickly. Like, Like, Like, Like, Like.

Gibi kelime, çok çabuk söylendi. Gibi, gibi, gibi, gibi, gibi.

I wouldn't even really understand it if it was by itself. But in the context of the whole sentence, I get it.

Kendi başına olsaydı bile gerçekten anlayamazdım. Ama tüm cümle bağlamında, anlıyorum.

Like now? Like now? Pitch goes up, it's a question.

Şimdiki gibi? Şimdiki gibi? Ses tonu yükselir, bu bir sorudur.

Like now?

Şimdiki gibi?

What, I mean, why don’t you do it with Nick?

Ne yani, neden Nick'le yapmıyorsun?

What-- So he kind of just makes a really quick reduction of what, and then an H sound

Ne-- Yani ne söyleyeceğini düşünürken bir nevi çok hızlı bir kısaltma yapıyor ve sonra bir H sesi çıkarıyor

while he's thinking about what to say, how can he avoid doing this?

, bunu yapmaktan nasıl kaçınabilir?

What-- What--

Ne-- Ne--

What, I mean, why don’t you do it with Nick?

Ne yani, neden Nick'le yapmıyorsun?

Now let's just listen to the phrase: I mean, why don’t you do it with Nick?

Şimdi şu ifadeyi dinleyelim: Demek istediğim, bunu neden Nick ile yapmıyorsun?

And just listen to how unclear some of those words are.

Ve sadece bu kelimelerin bazılarının ne kadar belirsiz olduğunu dinleyin.

What, I mean, why don’t you do it with Nick?

Ne yani, neden Nick'le yapmıyorsun?

What, I mean, why don’t you do it with Nick?

Ne yani, neden Nick'le yapmıyorsun?

What, I mean, why don’t you do it with Nick?

Ne yani, neden Nick'le yapmıyorsun?

Really mumbled, but we do want that contrast between less clear and more clear, stressed syllables.

Gerçekten mırıldandı, ama daha az net ve daha net, vurgulu heceler arasındaki karşıtlığı istiyoruz.

What, I mean, why don’t you do it with Nick?

Ne yani, neden Nick'le yapmıyorsun?

What, I mean, why don’t you do it with Nick?

Ne yani, neden Nick'le yapmıyorsun?

What, I mean, why don’t you do it with Nick?

Ne yani, neden Nick'le yapmıyorsun?

I mean, this is so mumbled.

Demek istediğim, bu çok mırıldandı.

I mean--

Yani-- Yani

I mean, I mean, I mean, I mean, I mean, I mean. It's like a vowel: uh uh uh uh, and then M, N, maybe.

, yani, yani, yani, yani, yani, yani. Bir sesli harf gibi: uh uh uh uh ve sonra M, N, belki.

Uh uh uh uh. I guess I’ll write it like this. Uhm uhm uhm uhm. Very unclear.

Uh uh uh uh. Sanırım böyle yazacağım. Uhm uhm uhm uhm. Çok belirsiz.

That doesn't have to be that unclear, for the record.

Kayıt için bu kadar belirsiz olmak zorunda değil.

I mean rhythmic contrast is important, but it's not like every time you hear this phrase, it's going to be like that.

Yani ritmik kontrast önemli ama bu cümleyi her duyduğunuzda böyle olmayacak gibi değil.

I mean, why-- I mean, why--

Yani, neden-- Yani, neden--

I mean, why don’t you do it with Nick?

Yani, neden bunu Nick'le yapmıyorsun?

And then he has a longer stressed syllable: Why don’t you do it with Nick?

Ve sonra daha uzun vurgulu bir hecesi var: Neden bunu Nick ile yapmıyorsun?

And then nick is the peak of stress, the energy sort of goes towards that.

Ve sonra nick, stresin zirvesidir, enerji bir nevi ona doğru gider.

I mean, why don’t you do it with Nick?

Demek istediğim, neden bunu Nick'le yapmıyorsun?

I mean, why don’t you do it with Nick?

Demek istediğim, neden bunu Nick'le yapmıyorsun?

I mean, why don’t you do it with Nick?

Demek istediğim, neden bunu Nick'le yapmıyorsun?

Goes down in pitch. Don't you do it with.

Sahada aşağı iner. ile yapmayın.

All that flat, low gliding together, less clear.

Bütün o düz, birlikte düşük kayma, daha az net.

Why don’t you do it with Nick?

Neden Nick'le yapmıyorsun?

Why don’t you do it with Nick?

Neden Nick'le yapmıyorsun?

Why don’t you do it with Nick?

Neden Nick'le yapmıyorsun?

And we have another case where the T is blending with the Y to make a CH.

Ve T'nin Y ile karışarak bir CH oluşturduğu başka bir durumumuz daha var.

Why don't you? Why don't? Don't you, don't you, don't you?

Neden olmasın? Neden olmasın? Değil mi, değil mi?

Why don’t you do, why don’t you do, why don’t you do.

Neden yapmıyorsun, neden yapmıyorsun, neden yapmıyorsun?

DON, I mean, even this part of the word, said really quickly.

DON, yani, kelimenin bu kısmı bile çok çabuk söylendi.

Why don’t you, n’t you, n’t you, it's almost like there's no vowel there.

Neden sen, sen değil, sen değil, sanki orada hiç sesli harf yokmuş gibi.

Why don’t you, why don’t you, why don’t you, why don’t you.

Neden yapmıyorsun, neden yapmıyorsun, neden yapmıyorsun, neden yapmıyorsun.

Why don’t you do--

Neden

it with Nick?

Nick'le yapmıyorsun?

Why don’t you do it with, do it, do it. Linking together, we have an ending OO vowel.

Neden onunla yapmıyorsun, yap, yap. Birbirine bağlanarak, biten bir OO sesli harfimiz var.

When that's linking into another vowel or diphthong, you can think of going through the glide consonant W. Do it.

Bu başka bir sesli harfe veya iki ünlüye bağlanırken, kayar ünsüz W'yi geçmeyi düşünebilirsiniz. Yapın.

That might help you link them more smoothly.

Bu, onları daha sorunsuz bir şekilde bağlamanıza yardımcı olabilir.

We have a stop T at the end of it. Do it with, do it with, do it with, do it with Nick?

Sonunda bir T durağımız var. Onunla yap, onunla yap, onunla yap, Nick ile yap?

Do it with Nick? Do it with Nick? Do it with Nick?

Nick'le mi? Nick'le mi? Nick'le mi?

You know? Please?

Bilirsin? Lütfen?

You know? Please? You know? You know? What's happening to the word you?

Bilirsin? Lütfen? Bilirsin? Bilirsin? Sen kelimesine ne oluyor?

It's not you, you know, you know, it's reduced to the schwa.

Sen değilsin, biliyorsun, biliyorsun, schwa'ya indirgendi.

You know? Please?

Bilirsin? Lütfen?

Please?

Lütfen?

Okay, let's listen to this whole conversation one more time.

Tamam, tüm bu konuşmayı bir kez daha dinleyelim.

Our class’s official policy is to not discuss where anyone is attending next year.

Sınıfımızın resmi politikası, gelecek yıl kimsenin nereye gideceğini tartışmamaktır.

We don’t want them to feel insecure.

Güvensiz hissetmelerini istemiyoruz.

Very thoughtful.

Anyway, I need to go over the end of the year budget numbers we have.

çok düşünceli

Her neyse, elimizdeki yılsonu bütçe rakamlarını gözden geçirmem gerekiyor.

Oh. Gosh. Really? Like now?

Ah. Allah Allah. Gerçekten mi? Şimdiki gibi?

What, I mean, why don’t you do it with Nick? You know? Please?

Ne yani, neden Nick'le yapmıyorsun? Bilirsin? Lütfen?

Now for the fun part, you’ll look at the notes we took together

Şimdi eğlenceli kısma gelince, birlikte aldığımız notlara bakacaksınız

and you’ll hear a part of the conversation on a loop three times. Then there’s a space for you to repeat.

ve konuşmanın bir bölümünü üç kez döngü halinde duyacaksınız. Sonra tekrarlamanız için bir boşluk var.

For example, you’ll hear this:

Örneğin şunu duyacaksınız:

Maybe so, sir.

Olabilir efendim.

Then you’ll repeat it: maybe so, sir. Try to imitate everything about this exactly.

O zaman tekrar edeceksiniz: belki öyle, efendim. Bununla ilgili her şeyi aynen taklit etmeye çalışın.

So when you see this, then you’ll repeat it. Maybe so, sir.

Yani bunu gördüğünüzde tekrar edeceksiniz. Belki öyledir, efendim.

That’s from Top Gun: Maverick which was the first movie we studied in this summer series.

Bu, bu yaz dizisinde incelediğimiz ilk film olan Top Gun: Maverick'ten.

You’ll also have the opportunity to listen and repeat in slow motion.

Ayrıca ağır çekimde dinleme ve tekrar etme fırsatına da sahip olacaksınız.

This will be important for you if you’re more of a beginner, or if you’re having a hard time

Daha yeni başlayan biriyseniz veya bağlamaya veya melodiye odaklanmakta zorlanıyorsanız, bu sizin için önemli olacaktır

focusing on linking or the melody.

.

Maybe you’ll want to do it both ways, but the important thing is here is your opportunity

Belki her iki şekilde de yapmak isteyeceksin ama burada önemli olan

to take what you learned and put it into your body and your own habit.

öğrendiklerini alıp vücuduna ve kendi alışkanlığına sokma fırsatın.

That’s what’s going to transform your speaking.

Konuşmanızı değiştirecek olan şey budur.

You might do well to work with the audio section of this video every day for a week.

Bir hafta boyunca her gün bu videonun ses bölümü üzerinde çalışmanız iyi olabilir.

Imitating the rhythm and the simplifications will get easier each time you do it.

Ritmi ve basitleştirmeleri taklit etmek, her yaptığınızda daha da kolaylaşacaktır.

If you can’t keep up with the native speaker, do the slow-motion imitation.

Ana dili İngilizce olan kişiye ayak uyduramıyorsanız, ağır çekim taklit yapın.

Okay, here’s our audio training section.

Tamam, işte ses eğitimi bölümümüz.

Don't forget to come back and do this audio again tomorrow and the next day.

Yarın ve ertesi gün tekrar gelip bu sesi yapmayı unutmayın.

You want to build habits here so you don't need to think about it so much when you're speaking in conversation.

Burada alışkanlıklar oluşturmak istiyorsunuz, böylece bir sohbette konuşurken bunun hakkında çok fazla düşünmenize gerek kalmıyor.

You can focus on the words and not the expression or pronunciation.

İfadeye veya telaffuza değil, kelimelere odaklanabilirsiniz.

Don't forget this is part of a series all summer long, 13 videos, 13 scenes for movies check out each one,

Unutmayın bu yaz boyu sürecek bir serinin parçası, 13 video, 13 film sahnesi her birine göz atın,

learn something new each time.

her seferinde yeni bir şeyler öğrenin.

I make new videos on the English language every Tuesday and I'd love to have you back here again

Her Salı İngilizce dilinde yeni videolar çekiyorum ve sizi tekrar burada görmekten mutluluk duyarım

please subscribe with notifications and continue your studies right now with this video

lütfen bildirimlerle abone olun ve bu video ile hemen çalışmalarınıza devam edin

and if you love this video share it with a friend.

ve bu videoyu beğendiyseniz bir arkadaşınızla paylaşın. Hepsi

That's it guys and thanks so much for using Rachel's English.

bu kadar çocuklar ve Rachel'ın İngilizcesini kullandığınız için çok teşekkürler.