English Job Interview Dos & Dont's! | English Conversation Practice

It’s one of my most popular series ever  here on Youtube. Today it’s a compilation  

Bu, Youtube'da şimdiye kadarki en popüler dizilerimden biri . Bugün,

interviewing for a job in America. If English  isn’t your native language, you’re going to  

Amerika'da bir iş için yapılan görüşmeden bir derleme. İngilizce ana diliniz değilse, mülakat için bilmeniz gereken

learn some English and some important phrases  to know for interviewing and everybody is  

bazı İngilizce ve bazı önemli ifadeler öğreneceksiniz ve herkes bir

going to learn that you can prepare for and  ace your next job interview, let’s do this.

sonraki iş görüşmenize hazırlanabileceğinizi ve başarılı olabileceğinizi öğrenecek, hadi bunu yapalım.

You’re hired! Two words everybody loves  to hear. But before we hear these words  

İşe alındınız! Herkesin duymayı sevdiği iki kelime . Ancak bu sözleri duymadan önce   röportaj

comes (dun dun duuuuhn!) the  

gelir (dun dun duuuhn!)

interview. Today’s video is part one in a series  that’s all about preparing for a job interview.

. Bugünün videosu, tamamen bir iş görüşmesine hazırlanmayla ilgili bir dizinin birinci bölümü.

This is part one of a five part series on  preparing for an interview. Interviewing  

Bu, bir röportaja hazırlanmayla ilgili beş bölümlük bir dizinin birinci bölümüdür .

for a new job can be a huge  source of stress and anxiety.  

Yeni bir iş için görüşme   büyük bir stres ve endişe kaynağı olabilir.

And if you’re interviewing for a job in a  non-native language, the stress can be even  

Ayrıca, ana diliniz dışında bir dilde bir iş görüşmesi yapıyorsanız , stres daha da

higher. In this video you’ll see me interview for  a job. Throughout the interview, we’ll discuss  

yüksek olabilir. Bu videoda bir iş için görüşme yaptığımı göreceksiniz . Röportaj boyunca,

some of the most common interview questions and  how to answer them. You’ll also learn some basic  

en yaygın mülakat sorularından bazılarını ve bunları nasıl yanıtlayacağımızı tartışacağız. Ayrıca,

information to get you started on creating your  own answers to these questions. Let’s begin.

bu sorulara kendi yanıtlarınızı oluşturmaya başlamak için bazı temel bilgileri de öğreneceksiniz. Hadi başlayalım.

TK: Hello Ms. Smith, I’m Tom Kelley.  Thanks so much for coming in.

TK: Merhaba Bayan Smith, ben Tom Kelley. Geldiğiniz için çok teşekkürler.

RS: It’s my pleasure, thanks  so much for meeting with me.

RS: Benim için bir zevk, benimle görüştüğünüz için çok teşekkürler.

TK: Of course. Did you have  any trouble finding the office?

TK: Elbette. Ofisi bulmakta herhangi bir sorun yaşadınız mı?

Small Talk. Most interviews will start out  with a handshake and some small talk – this  

Küçük Konuşma. Çoğu röportaj, bir el sıkışma ve küçük bir konuşma ile başlar. Bu,

may include questions about how you’re doing,  your travel to the interview, the weather,  

nasıl olduğunuz, mülakata giderken seyahatiniz, hava durumu,

how your weekend went, and more. All you  need to do is be polite and friendly.  

hafta sonunuzun nasıl geçtiği ve daha fazlası hakkında sorular içerebilir. Tek yapmanız gereken kibar ve arkadaş canlısı olmak.

Keep your answers short. You can  also feel free to turn the question  

Cevaplarınızı kısa tutun. Ayrıca soruyu

back to the interviewer. For instance, if the  interviewer asks you how your weekend was,  

görüşmeyi yapan kişiye geri vermekten çekinmeyin. Örneğin, görüşmeci size hafta sonunuzun nasıl geçtiğini sorarsa,

you might respond, “It was great, we celebrated my  Mom’s birthday. How was your weekend?” Small talk  

"Harikaydı, annemin doğum gününü kutladık" şeklinde yanıt verebilirsiniz. Haftasonun nasıldı?" Görüşme başlamadan önce

is used to build a more comfortable environment  before the interview begins. It may seem silly,  

daha rahat bir ortam oluşturmak için havadan sudan sohbet edilir . Aptalca görünebilir,

but you can practice small talk on your own  by asking yourself simple, easy-to-answer,  

ancak kendinize basit, yanıtlaması kolay,

non-personal questions. You could also practice  with a friend. Here is an example of small talk:

kişisel olmayan sorular sorarak kendi kendinize küçük sohbetler yapabilirsiniz. Ayrıca bir arkadaşınızla pratik yapabilirsiniz. İşte havadan sudan sohbete bir örnek:

>> How are you doing?

>> Nasılsın?

>> I’m great, thank you, and you?

>> Harikayım, teşekkür ederim, ya sen?

>> How are you doing?

>> Nasılsın?

>> I’m doing really well. It’s  such a nice day out there.

>> Gerçekten iyiyim. Dışarıda çok güzel bir gün var.

>> It is! It was perfect weather all weekend.

>> Öyle! Bütün hafta sonu mükemmel bir hava vardı.

>> It was.

>> Öyleydi.

>> Did you do anything  interesting over the weekend?

>> Hafta sonu ilginç bir şey yaptın mı ?

>> Yes, I went to the park  with my family for a picnic.

>> Evet, ailemle pikniğe  parka gittim.

>> That sounds nice.

>> Kulağa hoş geliyor.

>> It was. And you?

>> Öyleydi. Ve sen?

>> I worked this weekend, but I  got a lot done, so that was good.

>> Bu hafta sonu çalıştım ama çok şey yaptım, yani bu iyi oldu.

>> It does feel good to get work done!

>> İşi halletmek iyi hissettiriyor!

You can see we haven’t said much of importance,  but the conversation is friendly and open,  

Pek önemli şeyler söylemediğimizi görebilirsiniz, ancak sohbet dostça ve açıktır

and can make two people feel more  comfortable in each other’s presence.

ve iki kişinin birbirinin yanında daha rahat hissetmesini sağlayabilir.

TK: Hello Ms. Smith, I’m Tom Kelley.  Thanks so much for coming in.

TK: Merhaba Bayan Smith, ben Tom Kelley. Geldiğiniz için çok teşekkürler.

RS: It’s my pleasure, thanks  so much for meeting with me.

RS: Benim için bir zevk, benimle görüştüğünüz için çok teşekkürler.

TK: Of course. Did you have  any trouble finding the office?

TK: Elbette. Ofisi bulmakta herhangi bir sorun yaşadınız mı?

RS: Nope. The directions  on the website were great.

RS: Hayır. Web sitesindeki yol tarifleri harikaydı.

TK: Good. Would you like some  coffee or water before we begin?

İyi. Başlamadan önce biraz kahve veya su ister misiniz?

RS: I’m okay, thank you.

RS: İyiyim, teşekkür ederim.

TK: Alright. So, to get started, why don’t  you tell me a little bit about yourself.

TK: Pekala. Öyleyse, başlamak için neden bana biraz kendinizden bahsetmiyorsunuz?

RS: Sure.

RS: Elbette.

Common Question: Tell me a little bit about  yourself. It’s very common for interviewers  

Sık Sorulan Soru: Bana biraz kendinizden bahsedin . Görüşmecilerin

to simply ask you to tell them about yourself.  That can feel overwhelming! But don’t worry;  

sizden kendilerine kendinizden bahsetmenizi istemesi çok yaygındır. Bu ezici hissettirebilir! Ama endişelenme;

what they really want you to focus on is  your education and work history. You can  

asıl odaklanmanızı istedikleri şey eğitim ve iş geçmişinizdir.

also let them know what areas you have a lot  of experience in, or what your interests are  

Ayrıca, bu soruyu yanıtlarken hangi alanlarda en fazla deneyime sahip olduğunuzu veya ilgi alanlarınızın neler olduğunu onlara da bildirebilirsiniz

when answering this question. Here are a  few different ways to begin your answer.

. Cevabınıza başlamanın birkaç farklı yolunu burada bulabilirsiniz.

I studied at Harvard University and  graduated 2012 with a degree in business.

Harvard Üniversitesi'nde okudum ve 2012'de işletme bölümünden mezun oldum.

I’ve been working at Smith  Incorporated for 10 years as a manager.

Smith Incorporated'da 10 yıldır yönetici olarak çalışıyorum.

I have 12 years of experience in graphic design.

12 yıllık grafik tasarım tecrübem var.

Because of my time at Verizon, I have a lot  of experience in providing customer service.

Verizon'da geçirdiğim süre nedeniyle müşteri hizmetleri sağlama konusunda çok deneyimim var.

If you're preparing for an interview, practice  talking about yourself and your work history.   

Bir görüşmeye hazırlanıyorsanız kendiniz ve iş geçmişiniz hakkında konuşma alıştırması yapın.

Record yourself with a video camera if possible.   Make sure it's not too long, maybe around a  

Mümkünse kendinizi bir video kamera ile kaydedin. Çok uzun olmadığından emin olun, belki yaklaşık bir

minute.  Go back and listen or watch, and write  down phrases that worked well to use again.  If  

dakika. Geri dönün ve dinleyin veya izleyin ve tekrar kullanmak için işe yarayan ifadeleri yazın.

there was anything you stumbled over or left out,  write down some possible phrases you could have  

Takıldığınız veya atladığınız bir şey varsa, kullanmış olabileceğiniz bazı olası ifadeleri yazın

used.  The next day, do the same exercise.  It's  important that you don't just write a paragraph  

. Ertesi gün, aynı egzersizi yapın. Yalnızca bir paragraf yazıp

and memorize it, but simply practice free-talking  with some key phrases. The more you practice  

ezberlemeniz değil, bazı anahtar ifadelerle serbest konuşma alıştırması yapmanız da önemlidir. Görüşmeden önce   ne kadar çok pratik yaparsanız

before the interview, the more comfortable you’ll  feel answering the questions during the interview.

, görüşme sırasında soruları cevaplarken o kadar rahat hissedeceksiniz.

TK: So, to get started, why don’t you  tell me a little bit about yourself.

TK: Öyleyse, başlamak için neden bana biraz kendinizden bahsetmiyorsunuz?

RS: Sure. I studied at the University of Florida  and graduated in 2010 with a Masters Degree in  

RS: Elbette. Florida Üniversitesi'nde okudum ve 2010 yılında Oyuncak Tasarımı alanında Yüksek Lisans Derecesi ile mezun oldum

Toy Design. After graduation, I was hired at  Happy Kid’s Creative. I’ve been there for the  

. Mezun olduktan sonra Happy Kid's Creative'de işe alındım.

past five years and am currently the Director  of Toy Production. During that time sales have  

Son beş yıldır oradayım ve şu anda Oyuncak Üretimi Direktörüyüm. Bu süre zarfında satışlar

grown steadily. It’s been a great experience,  but I’ve run out of room to grow with HKC and  

istikrarlı bir şekilde arttı. Harika bir deneyim oldu, ancak HKC ile büyümek için yerim kalmadı ve

I’m looking for new opportunities. I have a lot of  experience leading teams in the creative process  

yeni fırsatlar arıyorum. Yaratıcı süreçte ekiplere liderlik etme

and finding new markets for  the products that we create.

ve yarattığımız ürünler için yeni pazarlar bulma konusunda çok fazla deneyime sahibim .

TK: That’s great. Can you tell me  how you heard about this position?

TK: Bu harika. Bu pozisyonu nasıl duyduğunuzu bana anlatır mısınız?

Can you tell me how you heard about this  position? This is a common question that  

Bu pozisyonu nasıl duyduğunuzu anlatır mısınız ? Bu, röportajlarda sıklıkla duyacağınız bir sorudur

you’ll hear in interviews. It’s a chance to share  a little bit about the research that you’ve done  

. Başvurduğunuz pozisyon hakkında bilgi edinmek için yaptığınız araştırma hakkında biraz bilgi paylaşmak için bir şans

in order to learn about the position you are  applying for. It’s also a chance to share if  

. Ayrıca,

someone from inside the company let you know about  the position. Here are some example responses:

şirketin içinden biri size pozisyon hakkında bilgi verirse paylaşmak için bir fırsattır . İşte bazı örnek yanıtlar:

I heard about the position from one  of your current employees, Bob Greene.

Pozisyonu mevcut çalışanlarınızdan biri olan Bob Greene'den duydum.

I heard about the position from my friend  Liz Miller, who works in Accounting.

Pozisyonu Muhasebe bölümünde çalışan arkadaşım Liz Miller'dan duydum.

I saw this position on LinkedIn.

Bu pozisyonu LinkedIn'de gördüm. Web

I read about the position on your website.

sitenizdeki pozisyon hakkında okudum.

Since this is a simple question with a simple  answer, think about your answer and practice  

Bu basit bir cevabı olan basit bir soru olduğundan , cevabınız üzerinde düşünün ve

it out loud before your interview. Record  yourself and listen. Are you easy to understand?  

mülakatınızdan önce yüksek sesle pratik yapın. Kendinizi kaydedin ve dinleyin. Anlaşılması kolay mısın?

Are there any words that are challenging for  you? Practice these words separately, slowly,  

Sizi zorlayan herhangi bir kelime var mı ? Ağız pozisyonunu düşünerek bu kelimeleri ayrı ayrı, yavaşça uygulayın

thinking about the mouth position.  As it becomes more comfortable,  

. Daha rahat hale geldikçe

speed it up. You’re going to want to practice  tough words 10, 20, 30 times in a row.  

hızlandırın. Zor kelimeleri arka arkaya 10, 20, 30 kez pratik yapmak isteyeceksiniz.

Build your muscle memory, so in the interview  it will naturally be easier to pronounce.

Kas hafızanızı geliştirin, böylece görüşmede telaffuzu doğal olarak daha kolay olacaktır.

TK: That’s great. Can you tell me  how you heard about this position?

TK: Bu harika. Bu pozisyonu nasıl duyduğunuzu bana anlatır mısınız?

RS: Of course. A friend of mine saw the position  listed on LinkedIn and forwarded it to me,  

RS: Elbette. Bir arkadaşım pozisyonun LinkedIn'de listelendiğini gördü ve bana iletti,

so I spent some time on your website learning  about the position and the company. I also  

bu yüzden web sitenizde pozisyon ve şirket hakkında bilgi edinmek için biraz zaman harcadım . Ayrıca

read an article in Business Weekly about  your work that really got me interested.

Business Weekly'de işiniz hakkında gerçekten ilgimi çeken bir makale okudum.

TK: What attracted you to our company?

TK: Sizi şirketimize çeken ne oldu?

Common Question: What  attracted you to our company?  

Sık Sorulan Soru: Sizi şirketimize çeken neydi?

This question gives you the opportunity  to share what you know about the company,  

Bu soru size şirket hakkında bildiklerinizi

and why you would like to work there. Some ways  to begin your response include the following.  

ve neden orada çalışmak istediğinizi paylaşma fırsatı verir. Yanıtınıza başlamanın bazı yolları aşağıdakileri içerir.

Notice that most responses show that you have a  strong feeling about what you learned. This will  

Çoğu yanıtın, öğrendiklerinizle ilgili güçlü hisleriniz olduğunu gösterdiğine dikkat edin. Bu,

give the interviewer more information about who  you are and what you might bring to the position.

görüşmeciye kim olduğunuz ve pozisyona neler getirebileceğiniz hakkında daha fazla bilgi verecektir.

I was really impressed with your  commitment to renewable energy.

Yenilenebilir enerjiye olan bağlılığınızdan gerçekten etkilendim.

I was very excited to learn that you support  your research department so strongly.

Araştırma departmanınızı bu kadar güçlü bir şekilde desteklediğinizi öğrenmek beni çok heyecanlandırdı.

I read that you encourage employees  to spend time with each other  

Çalışanları işyeri dışında birbirleriyle   vakit geçirmeye teşvik ettiğinizi okudum

outside the workplace, and that  is something I really appreciate.

ve bu gerçekten takdir ettiğim bir şey.

Again, think about the answer to this question  before your interview, and practice your  

Yine, görüşmenizden önce bu sorunun cevabını düşünün ve

responses using recordings and repetition.  Even if this question is not asked, the time  

kayıtlar ve tekrarlar kullanarak yanıtlarınızı uygulayın. Bu soru sorulmamış olsa bile,

spent practicing the response will be helpful when  you answer other questions during the interview.

yanıtı uygulamak için harcanan zaman, görüşme sırasında diğer soruları yanıtlarken size yardımcı olacaktır.

TK: What attracted you to our company?

TK: Sizi şirketimize çeken ne oldu?

RS: To be honest, what really caught my eye was  your focus on growth. I was really impressed with  

RS: Dürüst olmak gerekirse, benim asıl dikkatimi çeken şey büyümeye odaklanmanızdı.

your ambitious goals and the clear plan you  have for achieving those goals. I also like  

İddialı hedeflerinizden ve bu hedeflere ulaşmak için sahip olduğunuz net plandan gerçekten etkilendim.

the support you provide for your employees.  I love your continuing education initiatives,  

Çalışanlarınıza sağladığınız desteği de beğeniyorum.

where you pay for employees to learn new techniques and skill sets.  

Çalışanların yeni teknikler ve beceri setleri öğrenmesi için ödeme yaptığınız sürekli eğitim girişimlerinizi seviyorum.

I think that really helps to build  employee satisfaction and loyalty.

Bunun çalışan memnuniyeti ve sadakati oluşturmaya gerçekten yardımcı olduğunu düşünüyorum.

TK: You’ve obviously done your homework.  What would you say is your greatest strength?

TK: Belli ki ödevini yapmışsın. En büyük gücünüzün ne olduğunu söylersiniz?

Common Question: What would you say is your  greatest strength? This question gives you the  

Ortak Soru: En büyük gücünüzün ne olduğunu söylersiniz? Bu soru size

chance to talk about what you do really well as an  employee, and as a person. You can share what your  

bir çalışan ve bir kişi olarak neyi gerçekten iyi yaptığınız hakkında konuşma şansı verir .

greatest strength is, then explain how that helps  you in your current job or life. For example:

En güçlü yönünüzü paylaşabilir, ardından bunun mevcut işinizde veya yaşamınızda size nasıl yardımcı olduğunu açıklayabilirsiniz. Örneğin:

My greatest strength is _________. I find  that this is very important when I _______.

En büyük gücüm _________. _______ yaptığımda bunun çok önemli olduğunu düşünüyorum.

My greatest strength is flexibility.  I find that this is very important  

En büyük gücüm esnekliktir.

when I’m working with lots of  different people and opinions.

Pek çok farklı insan ve görüşle çalışırken bunun çok önemli olduğunu düşünüyorum.

To practice answering this question,  write down: My greatest strength is  

Bu soruyu cevaplama alıştırması yapmak için şunu yazın: En güçlü yanım

(blank). Then, fill in your strength. Write down  how this strength is demonstrated in your life and  

(boş). Ardından, gücünüzü doldurun. Bu gücün hayatınızda ve işinizde nasıl ortaya çıktığını yazın

work. You may come up with several  different strengths you want to highlight.  

. Vurgulamak istediğiniz birkaç farklı güçlü yön bulabilirsiniz.

That’s great, practice them all. But in  the interview, you’ll only want to use  

Bu harika, hepsini uygulayın. Ancak görüşmede yalnızca

one or two answers. Practice answering the  questions out loud, based on what you wrote  

bir veya iki yanıt kullanmak isteyeceksiniz. Yazdıklarınıza göre soruları yüksek sesle yanıtlama alıştırması yapın

down. But don’t just memorize written text.  Practice speaking freely on these ideas.

. Ancak sadece yazılı metni ezberlemeyin. Bu fikirler üzerinde özgürce konuşma pratiği yapın.

TK: What would you say is your greatest strength?

TK: En büyük gücünüzün ne olduğunu söylersiniz?

RS: I would say, my greatest strength is a  combination of enthusiasm and persistence.  

RS: En büyük gücümün coşku ve ısrarın birleşimi olduğunu söyleyebilirim.

My work ethic won’t let me settle for less  than my best. I’m able to persevere through  

İş ahlakım, elimden gelenin en iyisini yapmaktan daha azıyla yetinmeme izin vermiyor . Hayal kırıklığına veya öfkeye

challenges and setbacks without falling  into frustration or anger. I’ve noticed  

kapılmadan zorluklara ve aksiliklere göğüs gerebilirim .

that this tends to keep those around me  in good spirits as well, which is a plus.

Bunun etrafımdakileri de iyi durumda tutma eğiliminde olduğunu fark ettim, bu bir artı.

TK: That’s very good.

TK: Bu çok iyi.

TK: Can you tell me about  a time where you suffered  

TK:

a setback and had to maintain your enthusiasm?

Bir aksilik yaşadığınız ve coşkunuzu sürdürmek zorunda kaldığınız bir zamandan bahseder misiniz?

Common Question: Can you tell me about  a time when you suffered a setback and  

Sık Sorulan Soru: Bir aksilik yaşadığınız ve

had to maintain your enthusiasm? The  interviewer may ask questions like  

coşkunuzu sürdürmek zorunda kaldığınız bir zamandan bahseder misiniz? Görüşmeyi yapan kişi, belirli stresli durumlarda

this to get a better sense of how you behave  and perform in certain stressful situations.  

nasıl davrandığınızı ve performansınızı daha iyi anlamak için buna benzer sorular sorabilir .

The question may be about your actual past  experiences, or a hypothetical situation,  

Soru, nasıl yanıt vereceğinizi görmek için gerçek geçmiş deneyimlerinizle veya varsayımsal bir durumla ilgili olabilir

to see how you would respond. Here are examples  of other questions that are similar to this one:

. Buna benzer diğer soru örnekleri aşağıda verilmiştir:

Tell me about a time when you had to  deal with a difficult client or coworker.

Zor bir müşteri veya iş arkadaşınızla uğraşmak zorunda kaldığınız bir zamandan bahsedin.

Tell me about a time when you  had to respond to a crisis.

Bir krize yanıt vermek zorunda kaldığınız bir zamandan bahsedin.

Tell me about a time when you  had to give difficult feedback.

Zor geri bildirimde bulunmak zorunda kaldığınız bir zamandan bahsedin.

How would you handle a situation  where you and your supervisor  

Siz ve amirinizin

disagreed about an issue or course of action?

bir sorun veya hareket tarzı hakkında fikir ayrılığına düştüğünüz bir durumu nasıl ele alırsınız?

You can see, there’s a lot of variety  in the kind of way question is asked,  

Gördüğünüz gibi, sorunun sorulma biçiminde çok fazla çeşitlilik vardır ,

so it’s impossible to know exactly  what you might need to say.  

bu nedenle tam olarak ne söylemeniz gerekebileceğini bilmek imkansızdır.

In the days leading up to your interview, practice  responding to several different versions of this  

Görüşmenize giden günlerde, her gün bu sorunun birkaç farklı versiyonunu yanıtlama alıştırması yapın

question every day. This will help build important  vocabulary you might need in the interview,  

. Bu, görüşmede ihtiyaç duyabileceğiniz önemli kelime dağarcığı oluşturmanıza    yardımcı olacak

and will also help you feel ready  to answer questions like these.

ve ayrıca bu gibi soruları yanıtlamaya hazır hissetmenize yardımcı olacaktır.

TK: Can you tell me about  a time where you suffered  

TK:

a setback and had to maintain your enthusiasm?

Bir aksilik yaşadığınız ve coşkunuzu sürdürmek zorunda kaldığınız bir zamandan bahseder misiniz?

RS: Sure. One definitely comes to mind. Last year  a project for a new toy was in its final stages  

RS: Elbette. Aklına mutlaka biri gelir. Geçen yıl, yeni bir oyuncak için bir proje,

after two years of work. As we were looking at the  branding and working up a final marketing plan,  

iki yıllık çalışmanın ardından son aşamasındaydı. Markalaşmaya bakıp nihai bir pazarlama planı üzerinde çalışırken,

a competitor launched a version of the  exact same toy that we were launching.  

bir rakip, piyasaya sürmekte olduğumuz oyuncağın aynısının bir versiyonunu piyasaya sürdü.

As the leader of the project, I knew that my  reaction would set the tone for the group.  

Projenin lideri olarak, tepkimin grubun gidişatını belirleyeceğini biliyordum.

I acknowledged that it was a setback, but  challenged the group to think of this as a  

Bunun bir aksilik olduğunu kabul ettim, ancak grubu bunu kılık değiştirmiş bir lütuf olarak düşünmeye davet ettim

blessing in disguise. I asked them to go out  and buy the competitor’s product and make a  

. Onlardan dışarı çıkıp rakibin ürününü satın almalarını ve

list of anything they wished the toy could do  that it didn’t. It turned out that the list was  

oyuncağın yapmasını isteyip de yapamadığı her şeyin bir listesini yapmalarını istedim . Listenin oldukça uzun olduğu ortaya çıktı

pretty long. We added these items to our toy, and  launched a far superior product 6 months later.  

. Bu parçaları oyuncağımıza ekledik ve 6 ay sonra çok daha üstün bir ürünü piyasaya sürdük.

So, in many ways, the competitor’s  product became the key to our success.

Dolayısıyla, birçok yönden rakibin ürünü, başarımızın anahtarı haline geldi.

TK: That sounds like a great victory. Now.  What would you consider your greatest weakness?

TK: Kulağa büyük bir zafer gibi geliyor. Şimdi. En büyük zayıflığınız olarak neyi düşünürsünüz?

Common Question: What do you consider to be your  greatest weakness? This question can be a tough  

Ortak Soru: En büyük zayıflığınızın ne olduğunu düşünüyorsunuz ? Bu soru zor olabilir

one. You want to be as honest as possible when  answering this question. This is an opportunity  

. Bu soruyu yanıtlarken olabildiğince dürüst olmak istersiniz . Bu,

to show a future employer that you know yourself,  and are willing to work to improve yourself.  

gelecekteki bir işverene kendinizi tanıdığınızı ve kendinizi geliştirmek için çalışmaya istekli olduğunuzu göstermek için bir fırsattır.

Share a weakness, like public speaking, or  attention to detail, fear of failure. And  

Topluluk önünde konuşma veya ayrıntılara dikkat etme, başarısızlık korkusu gibi bir zayıflığı paylaşın.

then talk about ways you’ve worked on improvement  in that area. Here is a way to start a response:

Ardından   o alanda iyileştirme üzerinde çalıştığınız yöntemler hakkında konuşun . İşte bir yanıt başlatmanın bir yolu:

My greatest weakness is ___.

En büyük zayıflığım ___.

It shows up in my work when __.

İşimde __ olduğunda ortaya çıkıyor.

The ways I’ve worked to  improve in this area are __.

Bu alanda geliştirmek için çalıştığım yöntemler __. İş hayatınızda mücadele ettiğiniz

Take a moment to think about something  you’ve struggled with in your work life.  

bir şeyi düşünmek için bir dakikanızı ayırın .

Think of ways that you’ve worked to improve, any  books that you’ve read, classes you’ve taken,  

Geliştirmek için çalıştığınız yolları, okuduğunuz kitapları, aldığınız dersleri

and so on. These are the things you want to share  with the interviewer when answering this question.  

vb. düşünün. Bunlar, bu soruyu yanıtlarken görüşmeyi yapan kişiyle paylaşmak isteyeceğiniz şeylerdir.

Remember, the important thing is  to show that you are aware of your  

Unutmayın, önemli olan

weak spots – and that you are already  working at improving in these areas.

zayıf noktalarınızın farkında olduğunuzu ve bu alanlarda gelişmek için halihazırda çalıştığınızı göstermektir.

TK: Now, what do you consider  your greatest weakness?

TK: Şimdi, en büyük zayıflığınızın ne olduğunu düşünüyorsunuz?

RS: Chocolate. Just kidding! No, my biggest  weakness is public speaking. It’s something  

RS: Çikolata. Şaka yapıyorum! Hayır, en büyük zayıflığım topluluk önünde konuşmak. Bu,

that I’ve spent a lot of time working on  and in which I’ve improved a great deal.  

üzerinde çalışmak için çok zaman harcadığım ve kendimi oldukça geliştirdiğim bir konu. Ekiplerimle daha

I’m very comfortable in smaller meetings  with my teams. But when I present an idea  

küçük toplantılarda çok rahatım . Ancak bir fikir

or concept to a larger audience, I still  experience some stage fright. At this point,  

veya konsepti daha geniş bir izleyici kitlesine sunduğumda, yine de biraz sahne korkusu yaşıyorum. Bu noktada,

I can handle these situations professionally,  but I would like to be more comfortable in these  

bu durumlarla profesyonel olarak başa çıkabilirim, ancak bu anlarda daha rahat olmak istiyorum,

moments so I can really enjoy the experience  of presenting, rather than just survive it.

böylece hayatta kalmak yerine sunum yapma deneyiminden gerçekten keyif alabilirim .

TK: Fear of public speaking is a very common  fear; I’m in the same boat on that one!

TK: Topluluk önünde konuşma korkusu çok yaygın bir korkudur; Onunla aynı gemideyim!

TK: Where do you see yourself in five years?

TK: Kendinizi beş yıl sonra nerede görüyorsunuz?

Common Question: Where do you see yourself in  five years? This is a chance to share your goals  

Sık Sorulan Soru: Kendinizi beş yıl sonra nerede görüyorsunuz ? Bu, geleceğe yönelik hedeflerinizi   paylaşmanız için bir fırsattır

for the future. You want to demonstrate that  you understand what is realistically achievable  

.

over a certain period of time. You’ll also be  letting the interviewer know how ambitious you are  

Belirli bir süre içinde neyin gerçekçi olarak başarılabileceğini anladığınızı göstermek istiyorsunuz. Bu yanıtla görüşmeciye ne kadar iddialı olduğunuzu da göstermiş olacaksınız

with this answer. If you haven’t thought about  this question at all, it can be a great idea  

. Bu soru hakkında hiç düşünmediyseniz,

to think about this before your interview.  Also, think about answers to two variations:  

görüşmenizden önce bunu düşünmek harika bir fikir olabilir. Ayrıca, iki varyasyonun yanıtlarını düşünün:

where do you see yourself in one year,  where do you see yourself in 10 years.

kendinizi bir yıl sonra nerede görüyorsunuz, 10 yıl sonra kendinizi nerede görüyorsunuz?

You start this response by saying:

Bu cevaba şunu söyleyerek başlıyorsunuz:

In five years I would like to be ___.

Beş yıl içinde ___ olmak istiyorum. Görüşmenize hazırlanırken

Practice answering this question out  loud as you prepare for your interview.  

bu soruyu yüksek sesle yanıtlama alıştırması yapın .

If you only practice your answers in your head,  it will be much more stressful when you’re in  

Cevaplarınızı yalnızca kafanızda uygularsanız,

the room with the interviewer, speaking out loud  for the first time. Record yourself. Critique your  

görüşmeci ile odada ilk kez yüksek sesle konuşurken çok daha stresli olacaktır . Kendini kaydet.

own speech. What was unclear? How you could you  clarify, or say more concisely, your thoughts?

Kendi konuşmanızı eleştirin. Ne belirsizdi? Düşüncelerinizi nasıl netleştirebilir veya daha kısa bir şekilde ifade edebilirsiniz?

TK: Where do you see yourself in five years?

TK: Kendinizi beş yıl sonra nerede görüyorsunuz?

RS: As I mentioned before, I’m interested in  growth. In five years I would like to be a part  

RS: Daha önce de belirttiğim gibi büyümeyle ilgileniyorum . Beş yıl içinde,

of a company growing its business  on a regular and consistent basis.  

işini düzenli ve tutarlı bir şekilde büyüten bir şirketin parçası olmak istiyorum. Gelişime odaklanan

I’d like to be in a Vice President position  with a focus on development. And while I know  

bir Başkan Yardımcısı pozisyonunda olmak istiyorum . Ve

that would require much more public speaking,  in five years I plan on being ready for it.

bunun topluluk önünde çok daha fazla konuşma gerektireceğini bilsem de, beş yıl içinde buna hazır olmayı planlıyorum.

TK: Okay, well, I have everything I need,  

TK: Tamam, ihtiyacım olan her şeye sahibim,

but do you have any questions for me,  about the company or the position?

ama şirket veya pozisyon hakkında bana herhangi bir sorunuz var mı ?

Common Question: Do you have any questions for me?  So far, the interview has been about whether or  

Ortak Soru: Bana herhangi bir sorunuz var mı? Şimdiye kadar görüşme,

not you would be a good fit for the company. With  the question “Do you have any questions for me?”,  

şirket için uygun olup olmayacağınızla ilgiliydi. "Bana herhangi bir sorunuz var mı?" sorusuyla,

it’s your turn to find out if the company is a  good fit for you. The questions you ask will also  

şirketin sizin için uygun olup olmadığını öğrenme sırası sizde. Sorduğunuz sorular aynı zamanda

show how well you know their company  and the requirements of the position.

şirketini ne kadar iyi tanıdığınızı ve pozisyonun gerekliliklerini de gösterecektir.

Before the interview, write down any questions  you have about the position, the company,  

Mülakattan önce pozisyon, şirket

or the work environment. Then practice those  questions out loud. Chances are, you won’t need  

veya çalışma ortamıyla ilgili sorularınızı yazın. Ardından bu soruları yüksek sesle uygulayın. Muhtemelen

to ask all of them. Some might be answered  during the earlier parts of the interview.

hepsini sormanıza   gerek kalmayacak. Bazıları, görüşmenin önceki bölümlerinde yanıtlanabilir.

TK: Okay, well, I have everything I need,  

TK: Tamam, ihtiyacım olan her şeye sahibim,

but do you have any questions for me,  about the company or the position?

ama şirket veya pozisyon hakkında bana herhangi bir sorunuz var mı ?

RS: Yes. Imagine you're looking back on this  hiring decision in a year. The person you hired  

Evet. Bir yıl sonra bu işe alma kararına baktığınızı hayal edin. İşe aldığınız kişi

has exceeded your expectations. What did  he or she do that impressed you the most?

beklentilerinizi aştı. Sizi en çok etkileyen ne yaptı?

TK: That’s a great question.  

TK: Bu harika bir soru.

I think in one year the person would have come  in and spent some time learning from the team and  

Bence bir yıl içinde kişi gelir ve ekipten ve bir süredir burada olan insanlardan bir şeyler öğrenmek için biraz zaman harcardı

people that have been here a while. Then, she or  he will begin making changes in an informed way.  

. Ardından, bilinçli bir şekilde değişiklik yapmaya başlayacaktır.

In one year I want this person’s team to  be a well-oiled machine. I want them to  

Bir yıl içinde bu kişinin ekibinin iyi yağlanmış bir makine olmasını istiyorum.

be bouncing ideas off each other, coming up with  new designs and making headway into new markets.

Birbirlerinden fikir alışverişinde bulunmalarını, yeni tasarımlar bulmalarını ve yeni pazarlara açılmalarını istiyorum.

RS: That’s helpful. It’s good to  know what the expectations are.  

RS: Bu yardımcı oldu. Beklentilerin ne olduğunu bilmek güzel. Birlikte çalışacağım

Can you tell me a little bit more about the team  that I would be working with?

ekip hakkında biraz daha bilgi verebilir misiniz ?

TK: Sure. I believe all of them have been with the  company for over five years and know the ropes. I  

TK: Elbette. Hepsinin beş yılı aşkın bir süredir şirkette olduğuna ve işlerin nasıl yürüdüğünü bildiğine inanıyorum.

would say there’s a little bit of frustration  currently because of our lack of growth.  

Büyüme eksikliğimiz nedeniyle şu anda biraz hayal kırıklığı olduğunu söyleyebilirim.

This will be the third time we’ve brought  in a new team leader in four years.

Bu, dört yıl içinde üçüncü kez yeni bir ekip lideri getirişimiz olacak.

RS: Do you know what’s causing  that kind of rapid turn over?

RS: Bu kadar hızlı dönüşe neyin sebep olduğunu biliyor musunuz?

T: To be honest, the last three team leaders  have been hired from within the company.  

T: Dürüst olmak gerekirse, son üç takım lideri şirket içinden işe alındı.

And sometimes it’s hard to think outside the  box when you’ve been inside the box for awhile.  

Ve bazen bir süre kalıpların içindeyken kalıpların dışında düşünmek zor olabilir.

We’re hoping to bring in some new ideas and  energy and get our development team back on track.

Bazı yeni fikirler ve enerji getirmeyi ve geliştirme ekibimizi tekrar yoluna koymayı umuyoruz.

RS: That makes sense. I really appreciate  that you’re considering me for the position.  

RS: Bu mantıklı. Pozisyon için beni düşündüğünüz için gerçekten minnettarım. Hedeflerine ulaşan şirketin

I’d love to be a part of the  company achieving its goals.

bir parçası olmayı çok isterim .

TK: Very good. Okay. That’s great,  thanks so much for coming in,  

TK: Çok iyi. Tamam aşkım. Bu harika, geldiğin için çok teşekkürler,

Rachel. It’s great to meet you. I’ll  give you a call in the next three days.

Rachel. Seninle tanışmak harika. Önümüzdeki üç gün içinde sizi arayacağım.

RS: Sounds good, I look  forward to it. Thanks again.

RS: Kulağa hoş geliyor, sabırsızlıkla bekliyorum. Tekrar teşekkürler.

TK: My pleasure.

TK: Zevkle.

Notice that the interview  ends with another handshake.  

Röportajın başka bir el sıkışmayla sona erdiğine dikkat edin. Röportajın

You may have some more small talk at the end  of the interview as well. Hopefully by the  

sonunda biraz daha küçük bir konuşma da yapabilirsiniz. Umarım

end of the interview you feel more comfortable  and confident than you did when you arrived.

görüşmenin sonunda, geldiğinizden daha rahat ve kendinize güvenirsiniz.

Today we’ll discuss things like body language,  

Bugün vücut dili,

humor, and expression, and how to use  them to your advantage in an interview.

mizah ve ifade gibi şeyleri ve bunları bir röportajda kendi avantajınıza nasıl kullanacağınızı tartışacağız.

First, let’s look at the complete mock interview  from the series. What do you notice about how  

İlk olarak, dizideki röportajın tamamına  bakalım . Kendimi ve görüşmeciyi nasıl sunduğumla ilgili ne fark ediyorsunuz

I present myself, and the interviewer? What do  our postures and facial expressions say to you?

? Duruşlarımız ve yüz ifadelerimiz size ne söylüyor?

TK: Hello Ms. Smith, I’m Tom Kelley.  Thanks so much for coming in.

TK: Merhaba Bayan Smith, ben Tom Kelley. Geldiğiniz için çok teşekkürler.

RS: It’s my pleasure, thanks  so much for meeting with me.

RS: Benim için bir zevk, benimle görüştüğünüz için çok teşekkürler.

TK: Of course. Did you have  any trouble finding the office?

TK: Elbette. Ofisi bulmakta herhangi bir sorun yaşadınız mı?

RS: Nope. The directions  on the website were great.

RS: Hayır. Web sitesindeki yol tarifleri harikaydı.

TK: Good. Would you like some  water or coffee before we begin?

İyi. Başlamadan önce biraz su veya kahve ister misiniz?

RS: I’m okay, thank you.

RS: İyiyim, teşekkür ederim.

TK: Alright. So, to get started, why don’t  you tell me a little bit about yourself.

TK: Pekala. Öyleyse, başlamak için neden bana biraz kendinizden bahsetmiyorsunuz?

RS: Sure. I studied at the University of  Florida and graduated in 2010 with a Masters  

RS: Elbette. Florida Üniversitesi'nde okudum ve 2010 yılında

Degree in Toy Design. After graduation,  I was hired at Happy Kid’s Creative.  

Oyuncak Tasarımı alanında Yüksek Lisans Derecesi ile mezun oldum. Mezun olduktan sonra, Happy Kid's Creative'de işe alındım.

I’ve been there for the past five years and am  currently the Director of Toy Production. During  

Son beş yıldır oradayım ve şu anda Oyuncak Üretimi Direktörüyüm.

that time sales have grown steadily. It’s been a  great experience, but I’ve run out of room to grow  

Bu süre zarfında satışlar istikrarlı bir şekilde arttı. Harika bir deneyim oldu, ancak HKC ile büyümek için yerim kalmadı

with HKC and I’m looking for new opportunities.  I have a lot of experience leading teams  

ve yeni fırsatlar arıyorum. Kreatif süreçte ekiplere liderlik etme

in the creative process and finding new  markets for the products that we create.

ve yarattığımız ürünler için yeni pazarlar bulma konusunda çok fazla deneyimim var.

T: That’s great. Can you tell me  how you heard about this position?

T: Bu harika. Bu pozisyonu nasıl duyduğunuzu bana anlatır mısınız?

RS: Of course. A friend of mine saw the position  listed on LinkedIn and forwarded it to me,  

RS: Elbette. Bir arkadaşım pozisyonun LinkedIn'de listelendiğini gördü ve bana iletti,

so I spent some time on your website learning  about the position and the company. I also  

bu yüzden web sitenizde pozisyon ve şirket hakkında bilgi edinmek için biraz zaman harcadım . Ayrıca

read an article in Business Weekly about  your work that really got me interested.

Business Weekly'de işiniz hakkında gerçekten ilgimi çeken bir makale okudum.

TK: What attracted you to our company?

TK: Sizi şirketimize çeken ne oldu?

RS: To be honest, what really caught my eye was  your focus on growth. I was really impressed with  

RS: Dürüst olmak gerekirse, benim asıl dikkatimi çeken şey büyümeye odaklanmanızdı.

your ambitious goals and the clear plan you  have for achieving those goals. I also like  

İddialı hedeflerinizden ve bu hedeflere ulaşmak için sahip olduğunuz net plandan gerçekten etkilendim.

the support you provide for your employees.  I love your continuing education initiatives,  

Çalışanlarınıza sağladığınız desteği de beğeniyorum.

where you pay for employees to learn new techniques and skill sets.  

Çalışanların yeni teknikler ve beceri setleri öğrenmesi için ödeme yaptığınız sürekli eğitim girişimlerinizi seviyorum.

I think that really helps to build  employee satisfaction and loyalty.

Bunun çalışan memnuniyeti ve sadakati oluşturmaya gerçekten yardımcı olduğunu düşünüyorum.

TK: You’ve obviously done your homework.  What would you say is your greatest strength?

TK: Belli ki ödevini yapmışsın. En büyük gücünüzün ne olduğunu söylersiniz?

RS: I would say, my greatest strength is a  combination of enthusiasm and persistence.  

RS: En büyük gücümün coşku ve ısrarın birleşimi olduğunu söyleyebilirim.

My work ethic won’t let me settle for less  than my best. I’m able to persevere through  

İş ahlakım, elimden gelenin en iyisini yapmaktan daha azıyla yetinmeme izin vermiyor . Hayal kırıklığına veya öfkeye

challenges and setbacks without falling  into frustration or anger. I’ve noticed  

kapılmadan zorluklara ve aksiliklere göğüs gerebilirim .

that this tends to keep those around me  in good spirits as well, which is a plus.

Bunun etrafımdakileri de iyi durumda tutma eğiliminde olduğunu fark ettim, bu bir artı.

TK: That’s very good. Can you tell me about a time  

TK: Bu çok iyi. Bana

where you suffered a setback and  had to maintain your enthusiasm?

bir aksilik yaşadığınız ve coşkunuzu sürdürmek zorunda kaldığınız bir zamandan bahseder misiniz?

RS: Sure. One definitely comes to mind. Last year  a project for a new toy was in its final stages  

RS: Elbette. Aklına mutlaka biri gelir. Geçen yıl, yeni bir oyuncak için bir proje,

after two years of work. As we were looking at the  branding and working up a final marketing plan,  

iki yıllık çalışmanın ardından son aşamasındaydı. Markalaşmaya bakıp nihai bir pazarlama planı üzerinde çalışırken,

a competitor launched a version of the  exact same toy that we were launching.  

bir rakip, piyasaya sürmekte olduğumuz oyuncağın aynısının bir versiyonunu piyasaya sürdü.

As the leader of the project, I knew that my  reaction would set the tone for the group.  

Projenin lideri olarak, tepkimin grubun gidişatını belirleyeceğini biliyordum.

I acknowledged that it was a setback, but  challenged the group to think of this as a  

Bunun bir aksilik olduğunu kabul ettim, ancak grubu bunu kılık değiştirmiş bir lütuf olarak düşünmeye davet ettim

blessing in disguise. I asked them to go out  and buy the competitor’s product and make a  

. Onlardan dışarı çıkıp rakibin ürününü satın almalarını ve

list of anything they wished the toy could do  that it didn’t. It turned out that the list was  

oyuncağın yapmasını isteyip de yapamadığı her şeyin bir listesini yapmalarını istedim . Listenin oldukça uzun olduğu ortaya çıktı

pretty long. We added these items to our toy, and  launched a far superior product 6 months later.  

. Bu parçaları oyuncağımıza ekledik ve 6 ay sonra çok daha üstün bir ürünü piyasaya sürdük.

So, in many ways, the competitor’s  product became the key to our success.

Dolayısıyla, birçok yönden rakibin ürünü, başarımızın anahtarı haline geldi.

TK: That sounds like a great victory. Now.  What would you consider your greatest weakness?

TK: Kulağa büyük bir zafer gibi geliyor. Şimdi. En büyük zayıflığınız olarak neyi düşünürsünüz?

RS: Chocolate. Just kidding! No, my biggest  weakness is public speaking. It’s something  

RS: Çikolata. Şaka yapıyorum! Hayır, en büyük zayıflığım topluluk önünde konuşmak. Bu,

that I’ve spent a lot of time working on  and in which I’ve improved a great deal.  

üzerinde çalışmak için çok zaman harcadığım ve kendimi oldukça geliştirdiğim bir konu. Ekiplerimle daha

I’m very comfortable in smaller meetings  with my teams. But when I present an idea  

küçük toplantılarda çok rahatım . Ancak bir fikir

or concept to a larger audience, I still  experience some stage fright. At this point,  

veya konsepti daha geniş bir izleyici kitlesine sunduğumda, yine de biraz sahne korkusu yaşıyorum. Bu noktada,

I can handle these situations professionally,  but I would like to be more comfortable in these  

bu durumlarla profesyonel olarak başa çıkabilirim, ancak bu anlarda daha rahat olmak istiyorum,

moments so I can really enjoy the experience  of presenting, rather than just survive it.

böylece hayatta kalmak yerine sunum yapma deneyiminden gerçekten keyif alabilirim .

TK: Fear of public speaking is a very common  fear; I’m in the same boat on that one!  

TK: Topluluk önünde konuşma korkusu çok yaygın bir korkudur; Onunla aynı gemideyim!

Where do you see yourself in five years?

Beş yıl sonra kendinizi nerede görüyorsunuz?

RS: As I mentioned before, I’m interested in  growth. In five years I would like to be a part  

RS: Daha önce de belirttiğim gibi büyümeyle ilgileniyorum . Beş yıl içinde,

of a company growing its business  on a regular and consistent basis.  

işini düzenli ve tutarlı bir şekilde büyüten bir şirketin parçası olmak istiyorum. Gelişime odaklanan

I’d like to be in a Vice President position  with a focus on development. And while I know  

bir Başkan Yardımcısı pozisyonunda olmak istiyorum . Ve

that would require much more public speaking,  in five years I plan on being ready for it.

bunun topluluk önünde çok daha fazla konuşma gerektireceğini bilsem de, beş yıl içinde buna hazır olmayı planlıyorum.

TK: Okay, well, I have everything I need,  but do you have any questions for me,  

TK: Pekala, ihtiyacım olan her şeye sahibim, ancak şirket veya pozisyon hakkında bana herhangi bir sorunuz var mı

about the company or the position?

?

RS: Yes. Imagine you're looking back on this  hiring decision in a year. The person you  

Evet. Bir yıl sonra bu işe alma kararına baktığınızı hayal edin. İşe aldığınız kişi

hired has exceeded your expectations. What  did he or she do that impressed you most?

beklentilerinizi aştı. Sizi en çok etkileyen ne yaptı?

TK: That’s a great question. I think in  one year the person would have come in  

TK: Bu harika bir soru. Bence bir yıl içinde kişi gelir

and spent some time learning from the team  and people that have been here a while.  

ve ekipten ve bir süredir burada olan kişilerden bir şeyler öğrenmek için biraz zaman harcardı.

Then, she or he will begin making  changes in an informed way.  

Ardından, bilinçli bir şekilde değişiklik yapmaya başlayacaktır.

In one year I want this person’s team to  be a well-oiled machine. I want them to  

Bir yıl içinde bu kişinin ekibinin iyi yağlanmış bir makine olmasını istiyorum.

be bouncing ideas off each other, coming up with  new designs and making headway into new markets.

Birbirlerinden fikir alışverişinde bulunmalarını, yeni tasarımlar bulmalarını ve yeni pazarlara açılmalarını istiyorum.

RS: That’s helpful. It’s good to  know what the expectations are.  

RS: Bu yardımcı oldu. Beklentilerin ne olduğunu bilmek güzel. Birlikte çalışacağım

Can you tell me a little bit about the team  that I would be working with?

ekipten biraz bahseder misiniz ?

TK: Sure. I believe all of them have  been with the company for over five years  

TK: Elbette. Hepsinin şirkette beş yılı aşkın süredir çalıştığına

and know the ropes. I would say there’s a little  bit of frustration currently because of our lack  

ve işlerin nasıl yürüdüğünü bildiğine inanıyorum. Büyüme eksikliğimiz nedeniyle şu anda biraz hayal kırıklığı olduğunu söyleyebilirim

of growth. This will be the third time we’ve  brought in a new team leader in four years.

. Bu, dört yıl içinde üçüncü kez yeni bir ekip lideri getirmiş olmamız olacak.

RS: Do you know what’s causing  that kind of rapid turn over?

RS: Bu kadar hızlı dönüşe neyin sebep olduğunu biliyor musunuz?

T: To be honest, the last three team leaders  have been hired from within the company.  

T: Dürüst olmak gerekirse, son üç takım lideri şirket içinden işe alındı.

And sometimes it’s hard to think outside the  box when you’ve been inside the box for awhile.  

Ve bazen bir süre kalıpların içindeyken kalıpların dışında düşünmek zor olabilir.

We’re hoping to bring in some new ideas and  energy and get our development team back on track.

Bazı yeni fikirler ve enerji getirmeyi ve geliştirme ekibimizi tekrar yoluna koymayı umuyoruz.

RS: That makes sense. I really appreciate  that you’re considering me for the position.  

RS: Bu mantıklı. Pozisyon için beni düşündüğünüz için gerçekten minnettarım. Hedeflerine ulaşan şirketin

I’d love to be a part of the  company achieving its goals.

bir parçası olmayı çok isterim .

TK: Very good. Okay. That’s great,  thanks so much for coming in,  

TK: Çok iyi. Tamam aşkım. Bu harika, geldiğin için çok teşekkürler,

Rachel. It’s great to meet you. I’ll  give you a call in the next three days.

Rachel. Seninle tanışmak harika. Önümüzdeki üç gün içinde sizi arayacağım.

RS: Sounds good, I look  forward to it. Thanks again.

RS: Kulağa hoş geliyor, sabırsızlıkla bekliyorum. Tekrar teşekkürler.

TK: My pleasure.

TK: Zevkle.

First let’s talk about the handshake. A long  time ago, women used to shake hands more like  

İlk önce el sıkışma hakkında konuşalım. Uzun bir süre önce, kadınlar daha çok bu şekilde tokalaşırdı

this. But now, men and women alike use the same  handshake, putting your right hand forward. Make  

. Ancak artık hem erkekler hem de kadınlar aynı tokalaşmayı kullanıyor ve sağ elinizi öne koyuyor.

it firm but not too tight or aggressive. A firm  handshake makes a good first impression.

Sağlam yapın, ancak çok sıkı veya agresif değil. Sıkı bir el sıkışma, iyi bir ilk izlenim bırakır.

TK: Hello Ms. Smith, I’m Tom Kelley.  Thanks so much for coming in.

TK: Merhaba Bayan Smith, ben Tom Kelley. Geldiğiniz için çok teşekkürler.

RS: It’s my pleasure, thanks  so much for meeting with me.

RS: Benim için bir zevk, benimle görüştüğünüz için çok teşekkürler.

TK: Of course.

TK: Elbette.

Let’s look at my posture. It’s good to sit upright and look alert. You  

Duruşuma bakalım. Dik oturmak ve uyanık görünmek iyidir.

don’t want to slump back or slouch, that’s  a bit too casual for a job interview.

Geri çekilmek veya kambur durmak istemezsiniz, bu bir iş görüşmesi için biraz fazla rahattır.

Don’t sit stiffly, but do sit upright with a  good energy. Let’s look at facial expressions.

Gergin oturmayın, ancak iyi bir enerjiyle dik oturun . Yüz ifadelerine bakalım.

Notice that my face is very  engaged. I look excited and happy.  

Yüzümün çok meşgul olduğuna dikkat edin . Heyecanlı ve mutlu görünüyorum.

That’s the message you want to send.  It’s not unprofessional to be energized.

Göndermek istediğin mesaj bu. Enerjik olmak profesyonelce değil.

In some cultures, it might be professional to  be more reserved, but in America, a friendly,  

Bazı kültürlerde daha içine kapanık olmak profesyonel olabilir, ancak Amerika'da arkadaş canlısı,

engaged demeanor is important. Watch my  face as I listen to the interview questions.

ilgili bir tavır önemlidir. Röportaj sorularını dinlerken yüzümü izleyin.

Smiling and nodding are a way to show  that you’re engaged and listening.

Gülümsemek ve başınızı sallamak, ilgilendiğinizi ve dinlediğinizi göstermenin bir yoludur.

When watching the interview,  did you notice I made a joke?

Röportajı izlerken şaka yaptığımı fark ettiniz mi?

TK: Now, what would you  consider your greatest weakness?

TK: Şimdi, en büyük zayıflığınız olarak neyi düşünürsünüz?

RS: Chocolate.

RS: Çikolata.

Using humor or making a joke in an interview  can show your personality. But limit it to maybe  

Bir röportajda mizah kullanmak veya şaka yapmak kişiliğinizi gösterebilir. Ancak bunu belki

one or two moments. Otherwise, it will distract  from the other important things you want to say.

bir veya iki anla sınırlayın. Aksi takdirde, söylemek istediğiniz diğer önemli şeylerden dikkatinizi dağıtacaktır.

This wraps up our interview series. I hope  it helps you prepare for job or school  

Bu, röportaj serimizi tamamlıyor. Umarım ABD'de iş veya okul mülakatlarına hazırlanmanıza yardımcı olur

interviews in the US. How does this compare  to your culture? Are interviews more casual,  

. Bu, kültürünüzle nasıl karşılaştırılır ? Görüşmeler daha rahat mı

or more formal? Let me know in the comments below.

yoksa daha resmi mi? Aşağıdaki yorumlarda bana bildirin.

To close, here’s the full interview one more time.

Kapatmak için, röportajın tamamı bir kez daha burada.

TK: Hello Ms. Smith, I’m Tom Kelley.  Thanks so much for coming in.

TK: Merhaba Bayan Smith, ben Tom Kelley. Geldiğiniz için çok teşekkürler.

RS: It’s my pleasure, thanks  so much for meeting with me.

RS: Benim için bir zevk, benimle görüştüğünüz için çok teşekkürler.

TK: Of course. Did you have  any trouble finding the office?

TK: Elbette. Ofisi bulmakta herhangi bir sorun yaşadınız mı?

RS: Nope. The directions  on the website were great.

RS: Hayır. Web sitesindeki yol tarifleri harikaydı.

TK: Good. Would you like some  water or coffee before we begin?

İyi. Başlamadan önce biraz su veya kahve ister misiniz?

RS: I’m okay, thank you.

RS: İyiyim, teşekkür ederim.

TK: Alright. So, to get started, why don’t  you tell me a little bit about yourself.

TK: Pekala. Öyleyse, başlamak için neden bana biraz kendinizden bahsetmiyorsunuz?

RS: Sure. I studied at the University of  Florida and graduated in 2010 with a Masters  

RS: Elbette. Florida Üniversitesi'nde okudum ve 2010 yılında

Degree in Toy Design. After graduation,  I was hired at Happy Kid’s Creative.  

Oyuncak Tasarımı alanında Yüksek Lisans Derecesi ile mezun oldum. Mezun olduktan sonra, Happy Kid's Creative'de işe alındım.

I’ve been there for the past five years and am  currently the Director of Toy Production. During  

Son beş yıldır oradayım ve şu anda Oyuncak Üretimi Direktörüyüm.

that time sales have grown steadily. It’s been a  great experience, but I’ve run out of room to grow  

Bu süre zarfında satışlar istikrarlı bir şekilde arttı. Harika bir deneyim oldu, ancak HKC ile büyümek için yerim kalmadı

with HKC and I’m looking for new opportunities.  I have a lot of experience leading teams  

ve yeni fırsatlar arıyorum. Kreatif süreçte ekiplere liderlik etme

in the creative process and finding new  markets for the products that we create.

ve yarattığımız ürünler için yeni pazarlar bulma konusunda çok fazla deneyimim var.

T: That’s great. Can you tell me  how you heard about this position?

T: Bu harika. Bu pozisyonu nasıl duyduğunuzu bana anlatır mısınız?

RS: Of course. A friend of mine saw the position  listed on LinkedIn and forwarded it to me,  

RS: Elbette. Bir arkadaşım pozisyonun LinkedIn'de listelendiğini gördü ve bana iletti,

so I spent some time on your website learning  about the position and the company. I also  

bu yüzden web sitenizde pozisyon ve şirket hakkında bilgi edinmek için biraz zaman harcadım . Ayrıca

read an article in Business Weekly about  your work that really got me interested.

Business Weekly'de işiniz hakkında gerçekten ilgimi çeken bir makale okudum.

TK: What attracted you to our company?

TK: Sizi şirketimize çeken ne oldu?

RS: To be honest, what really caught my eye was  your focus on growth. I was really impressed with  

RS: Dürüst olmak gerekirse, benim asıl dikkatimi çeken şey büyümeye odaklanmanızdı.

your ambitious goals and the clear plan you  have for achieving those goals. I also like  

İddialı hedeflerinizden ve bu hedeflere ulaşmak için sahip olduğunuz net plandan gerçekten etkilendim.

the support you provide your employees.  I love your continuing education initiatives,  

Çalışanlarınıza   sağladığınız desteği de seviyorum.

where you pay for employees to learn new techniques and skill sets.  

Çalışanların yeni teknikler ve beceri setleri öğrenmesi için ödeme yaptığınız sürekli eğitim girişimlerinizi seviyorum.

I think that really helps to build  employee satisfaction and loyalty.

Bunun çalışan memnuniyeti ve sadakati oluşturmaya gerçekten yardımcı olduğunu düşünüyorum.

TK: You’ve obviously done your homework.  What would you say is your greatest strength?

TK: Belli ki ödevini yapmışsın. En büyük gücünüzün ne olduğunu söylersiniz?

RS: I would say, my greatest strength is a  combination of enthusiasm and persistence.  

RS: En büyük gücümün coşku ve ısrarın birleşimi olduğunu söyleyebilirim.

My work ethic won’t let me settle for less  than my best. I’m able to persevere through  

İş ahlakım, elimden gelenin en iyisini yapmaktan daha azıyla yetinmeme izin vermiyor . Hayal kırıklığına veya öfkeye

challenges and setbacks without falling  into frustration or anger. I’ve noticed  

kapılmadan zorluklara ve aksiliklere göğüs gerebilirim .

that this tends to keep those around me  in good spirits as well, which is a plus.

Bunun etrafımdakileri de iyi durumda tutma eğiliminde olduğunu fark ettim, bu bir artı.

TK: That’s very good. Can you tell me about a time  

TK: Bu çok iyi. Bana

where you suffered a setback and  had to maintain your enthusiasm?

bir aksilik yaşadığınız ve coşkunuzu sürdürmek zorunda kaldığınız bir zamandan bahseder misiniz?

RS: Sure. One definitely comes to mind. Last year  a project for a new toy was in its final stages  

RS: Elbette. Aklına mutlaka biri gelir. Geçen yıl, yeni bir oyuncak için bir proje,

after two years of work. As we were looking at the  branding and working up a final marketing plan,  

iki yıllık çalışmanın ardından son aşamasındaydı. Markalaşmaya bakıp nihai bir pazarlama planı üzerinde çalışırken,

a competitor launched a version of the  exact same toy that we were launching.  

bir rakip, piyasaya sürmekte olduğumuz oyuncağın aynısının bir versiyonunu piyasaya sürdü.

As the leader of the project, I knew that my  reaction would set the tone for the group.  

Projenin lideri olarak, tepkimin grubun gidişatını belirleyeceğini biliyordum.

I acknowledged that it was a setback, but  challenged the group to think of this as  

Bunun bir aksilik olduğunu kabul ettim, ancak grubu bunu kılık değiştirmiş bir lütuf olarak düşünmeye davet ettim

a blessing in disguise. I asked them to  go out and buy the competitor’s product  

. Onlardan dışarı çıkıp rakibin ürününü satın almalarını

and make a list of anything they wished the toy  could do that it didn’t. It turned out that the  

ve oyuncağın yapmasını isteyip de yapamadığı her şeyin bir listesini yapmalarını istedim .

list was pretty long. We added these items to our  toy, and launched a far superior product 6 months  

Listenin oldukça uzun olduğu ortaya çıktı. Bu parçaları oyuncağımıza ekledik ve 6 ay sonra çok daha üstün bir ürünü piyasaya sürdük

later. So, in many ways, the competitor’s  product became the key to our success.

. Dolayısıyla, birçok yönden rakibin ürünü, başarımızın anahtarı haline geldi.

TK: That sounds like a great victory. Now.  What would you consider your greatest weakness?

TK: Kulağa büyük bir zafer gibi geliyor. Şimdi. En büyük zayıflığınız olarak neyi düşünürsünüz?

RS: Chocolate. Just kidding! No, my biggest  weakness is public speaking. It’s something  

RS: Çikolata. Şaka yapıyorum! Hayır, en büyük zayıflığım topluluk önünde konuşmak. Bu,

that I’ve spent a lot of time working on  and in which I’ve improved a great deal.  

üzerinde çalışmak için çok zaman harcadığım ve kendimi oldukça geliştirdiğim bir konu. Ekiplerimle daha

I’m very comfortable in smaller meetings  with my teams. But when I present an idea  

küçük toplantılarda çok rahatım . Ancak bir fikir

or concept to a larger audience, I still  experience some stage fright. At this point,  

veya konsepti daha geniş bir izleyici kitlesine sunduğumda, yine de biraz sahne korkusu yaşıyorum. Bu noktada,

I can handle these situations professionally,  but I would like to be more comfortable in these  

bu durumlarla profesyonel olarak başa çıkabilirim, ancak bu anlarda daha rahat olmak istiyorum,

moments so I can really enjoy the experience  of presenting, rather than just survive it.

böylece hayatta kalmak yerine sunum yapma deneyiminden gerçekten keyif alabilirim .

TK: Fear of public speaking is a very common  fear; I’m in the same boat on that one!  

TK: Topluluk önünde konuşma korkusu çok yaygın bir korkudur; Onunla aynı gemideyim!

Where do you see yourself in five years?

Beş yıl sonra kendinizi nerede görüyorsunuz?

RS: As I mentioned before, I’m interested in  growth. In five years I would like to be a part  

RS: Daha önce de belirttiğim gibi büyümeyle ilgileniyorum . Beş yıl içinde,

of a company growing its business  on a regular and consistent basis.  

işini düzenli ve tutarlı bir şekilde büyüten bir şirketin parçası olmak istiyorum. Gelişime odaklanan

I’d like to be in a Vice President position  with a focus on development. And while I know  

bir Başkan Yardımcısı pozisyonunda olmak istiyorum . Ve

that would require much more public speaking,  in five years I plan on being ready for it.

bunun topluluk önünde çok daha fazla konuşma gerektireceğini bilsem de, beş yıl içinde buna hazır olmayı planlıyorum.

TK: Okay, well, I have everything I need,  

TK: Tamam, ihtiyacım olan her şeye sahibim,

but do you have any questions for me,  about the company or the position?

ama şirket veya pozisyon hakkında bana herhangi bir sorunuz var mı ?

RS: Yes. Imagine you're looking back on this  hiring decision in a year. The person you hired  

Evet. Bir yıl sonra bu işe alma kararına baktığınızı hayal edin. İşe aldığınız kişi

has exceeded your expectations. What did  he or she do that impressed you most?

beklentilerinizi aştı. Sizi en çok etkileyen ne yaptı?

TK: That’s a great question.  

TK: Bu harika bir soru.

I think in one year the person would have come  in and spent some time learning from the team and  

Bence bir yıl içinde kişi gelir ve ekipten ve bir süredir burada olan insanlardan bir şeyler öğrenmek için biraz zaman harcardı

people that have been here a while. Then, she or  he will begin making changes in an informed way.  

. Ardından, bilinçli bir şekilde değişiklik yapmaya başlayacaktır.

In one year I want this person’s team to  be a well-oiled machine. I want them to  

Bir yıl içinde bu kişinin ekibinin iyi yağlanmış bir makine olmasını istiyorum.

be bouncing ideas off each other, coming up with  new designs and making headway into new markets.

Birbirlerinden fikir alışverişinde bulunmalarını, yeni tasarımlar bulmalarını ve yeni pazarlara açılmalarını istiyorum.

RS: That’s helpful. It’s good to  know what the expectations are.  

RS: Bu yardımcı oldu. Beklentilerin ne olduğunu bilmek güzel. Birlikte çalışacağım

Can you tell me a little bit about the team  that I would be working with?

ekipten biraz bahseder misiniz ?

TK: Sure. I believe all of them have been with  the company for over five years and know the  

TK: Elbette. Hepsinin şirkette beş yılı aşkın süredir çalıştığına ve işlerin nasıl yürüdüğünü bildiğine inanıyorum

ropes. I would say there’s a little bit of  frustration currently because of our lack  

. Büyüme eksikliğimiz nedeniyle şu anda biraz hayal kırıklığı olduğunu söyleyebilirim

of growth. This will be the third time we’ve  brought in a new team leader in four years.

. Bu, dört yıl içinde üçüncü kez yeni bir ekip lideri getirmiş olmamız olacak.

RS: Do you know what’s causing  that kind of rapid turn over?

RS: Bu kadar hızlı dönüşe neyin sebep olduğunu biliyor musunuz?

T: To be honest, the last three team leaders  have been hired from within the company.  

T: Dürüst olmak gerekirse, son üç takım lideri şirket içinden işe alındı.

And sometimes it’s hard to think outside the  box when you’ve been inside the box for awhile.  

Ve bazen bir süre kalıpların içindeyken kalıpların dışında düşünmek zor olabilir.

We’re hoping to bring in some new ideas and  energy and get our development team back on track.

Bazı yeni fikirler ve enerji getirmeyi ve geliştirme ekibimizi tekrar yoluna koymayı umuyoruz.

RS: That makes sense. I really appreciate  that you’re considering me for the position.  

RS: Bu mantıklı. Pozisyon için beni düşündüğünüz için gerçekten minnettarım. Hedeflerine ulaşan şirketin

I’d love to be a part of the  company achieving its goals.

bir parçası olmayı çok isterim .

TK: Very good. Okay. That’s great,  thanks so much for coming in,  

TK: Çok iyi. Tamam aşkım. Bu harika, geldiğin için çok teşekkürler,

Rachel. It’s great to meet you. I’ll  give you a call in the next three days.

Rachel. Seninle tanışmak harika. Önümüzdeki üç gün içinde sizi arayacağım.

RS: Sounds good, I look  forward to it. Thanks again.

RS: Kulağa hoş geliyor, sabırsızlıkla bekliyorum. Tekrar teşekkürler.

TK: My pleasure.

TK: Zevkle.

Thank you so much for watching,  I make new videos every Tuesday  

İzlediğiniz için çok teşekkür ederim, Her Salı yeni videolar hazırlıyorum

and I love to see you back here, please  like and subscribe with notifications,  

ve sizi tekrar burada görmek çok güzel, lütfen beğenin ve bildirimlerle abone olun,   bu videoyla

you can keep your learning going right now with  this video. I make new videos every Tuesday,  

hemen öğrenmeye devam edebilirsiniz . Her Salı yeni videolar çekiyorum,

I’ll see you next week. That’s it and thanks  so much for using Rachel’s English.

Haftaya görüşmek üzere. Hepsi bu kadar ve Rachel'ın İngilizcesini kullandığınız için çok teşekkürler.