Do we REALLY pronounce the TH? | Ultimate British Pronunciation Lesson 5

- Welcome back to lesson five

- Ultimate British Pronunciation kursunun beşinci dersine tekrar hoş geldiniz

of the Ultimate British Pronunciation course.

.

The free e-book for this course is on my website,

Bu kurs için ücretsiz e-kitap web sitem

PapaTeachMe.com.

PapaTeachMe.com'da.

Have you seen the show, "The Boys"?

"The Boys" dizisini izlediniz mi?

You know the character Billy Butcher?

Billy Butcher karakterini biliyor musun?

Now yes, he looks like John the Cockney English teacher.

Şimdi evet, John the Cockney İngilizce öğretmeni gibi görünüyor.

But also, listen to his accent.

Ama aynı zamanda aksanını da dinle.

- What, I can't immigrate?

- Ne, göç edemez miyim? Limanda kıçıyla farklı söyleyen

There's a giant green slipper

dev bir yeşil terlik var

with her ass in the harbor that says different.

.

Spank the bastards when they here alive.

Piçlere burada canlı olduklarında şaplak atın.

- The actor is from New Zealand.

- Oyuncu Yeni Zelandalı.

But, this is what I imagine happened when they cast him

Ama onu

to play a Cockney.

bir Cockney oynaması için seçtiklerinde böyle olduğunu hayal ediyorum.

(upbeat music)

(iyimser müzik)

- So listen, Karl, Butcher is from London, right?

- Dinle Karl, Butcher Londra'dan, değil mi?

So, that means Cockney.

Yani, bu Cockney anlamına geliyor.

Can you do a Cockney accent?

Cockney aksanı yapabilir misin?

- I think I can do a bit of Cockney!

- Sanırım biraz Cockney yapabilirim!

- Can you do more Cockney?

- Daha fazla Cockney yapabilir misin?

- Yeah, like way more. - Like, ridiculously more.

- Evet, çok daha fazlası gibi. - Gülünç derecede daha fazla.

- Well maybe something like this, geezer!

- Belki de bunun gibi bir şey, moruk!

- Yes, nailed it!

- Evet, başardım!

- I'm a proper Cockney lad from London Town!

- Ben London Town'dan gelen gerçek bir Cockney delikanlısıyım !

- Well, I am having palpitations.

- Çarpıntılarım var.

- I know, like, where are we right now?

- Biliyorum, şu anda neredeyiz?

We in London?

Londra'da mıyız?

I don't know!

Bilmiyorum!

- I can wear a leather jacket and everything!

- Deri ceket filan giyebilirim!

- All right, so like this, but all the time.

- Pekala, böyle, ama her zaman.

- Up the apples and pears!

- Elmaları ve armutları kaldırın!

Stick on the custard and jelly!

Üzerine muhallebi ve jöleyi sürün!

A bit of Dicky Dirt, Bob's your uncle!

Biraz Dicky Dirt, Bob senin amcan!

- Don't get me wrong, I love the show.

- Beni yanlış anlama, şovu seviyorum.

I love the character.

Karakteri seviyorum.

I love the actor.

Oyuncuyu seviyorum.

Everything is amazing about that show.

O şovla ilgili her şey harika.

But, they definitely didn't consult a dialect coach

Ama o oyuncu için kesinlikle bir lehçe koçuna danışmadılar

for that actor

because his accent doesn't sound natural at all.

çünkü aksanı kulağa hiç doğal gelmiyor.

One of the main reasons is this characteristic

Ana sebeplerden biri,

of British pronunciation, which I'll show you today.

bugün size göstereceğim İngiliz telaffuzunun bu özelliğidir.

It's changing the 'th' sound for 'f' or a 'v' sound.

'f' veya 'v' sesi için 'th' sesini değiştiriyor.

Changing the 'th' for a 'f' or a 'v',

'th' harfini 'f' veya 'v' olarak değiştirmek,

yes, it's really fun.

evet, gerçekten eğlenceli.

But, when people are learning British accents,

Ancak, insanlar İngiliz aksanı öğrenirken,

they tend to use it too much,

onu çok fazla kullanma eğilimindedirler

and it sounds really unnatural and a bit weird.

ve kulağa gerçekten doğal olmayan ve biraz tuhaf gelir.

So today's lesson,

Bugünkü dersimizde

I'm going to show you how we use it, when we use it,

size onu nasıl kullandığımızı, ne zaman kullandığımızı

and which accent styles use it more often.

ve hangi aksan stillerinde daha sık kullandığımızı göstereceğim.

So, this characteristic is way more common

Yani, bu özellik

in Cockney and Northern English accents.

Cockney ve Kuzey İngiliz aksanlarında çok daha yaygındır.

But, if you want to get an RP, a posh British accent,

Ancak, bir RP, gösterişli bir İngiliz aksanı almak istiyorsanız,

then you can leave this one.

bunu bırakabilirsiniz.

But, I recommend that you learn it so you understand it

Ama dinlediğinizde anlamanız için öğrenmenizi tavsiye ederim

when you hear it.

.

So, how do you use the 'f'

Peki, 'f'yi nasıl kullanıyorsunuz

and when do you use the 'v'?

ve 'v'yi ne zaman kullanıyorsunuz?

Well, 'f's offer unvoiced 'th' sounds.

Peki, 'f' teklif sessiz 'th' sesleri.

Wait, what is an unvoiced 'th' sound, what?

Bekle, sessiz bir 'th' sesi nedir, ne?

Example, in the word everything.

Örnek, her şey kelimesinde.

Say it with me.

Benimle söyle.

Everything, 'th'.

Her şey, 'th'.

That sound, 'th',

O ses, 'th',

do it with me, but put your hand here.

benimle yap ama elini buraya koy.

'Th', 'th'.

'Th', 'th'.

See, this no vibration.

Bak, bu titreşim yok.

When there's no vibration when you make that sound,

Bu sesi çıkardığınızda titreşim olmadığında

that is called an unvoiced sound.

buna sessiz ses denir.

So this, that's an unvoiced 'th'.

Yani bu, sessiz bir 'th'.

And those 'th' sounds, that the unvoiced ones,

Ve bu 'th' sesleri, sessiz olanların yerine

you can replace for 'f' sounds.

'f' seslerini koyabilirsiniz.

And it doesn't matter where in the word the 'th' is.

Ve 'th' kelimesinin neresinde olduğu önemli değil.

Beginning, middle, end, doesn't matter.

Başı, ortası, sonu fark etmez.

For example, thank you, everything, bath.

Örneğin, teşekkürler, her şey, banyo.

Beginning, middle, end.

Başlangıç ​​Orta son.

If you change it, thank you,

Değiştirirsen, teşekkür ederim,

everything, bath.

her şey, banyo.

Say them with me,

Bunları benimle birlikte söyle,

first normal and next we'll change it.

önce normal sonra değiştireceğiz.

Thank you.

Teşekkür ederim.

Everything.

Her şey.

Bath.

Banyo.

Now, let's change it.

Şimdi değiştirelim.

Say it with me. Repeat with me.

Benimle söyle. Benimle tekrar et.

Practice your pronunciation.

Telaffuzuna çalış.

Thank you.

Teşekkür ederim.

Everything.

Her şey.

Bath.

Banyo.

The other 'th' is the voiced sound.

Diğer 'th' seslendirme sesidir.

So, you would hear this

Yani bunu

in words like these, those, clothes, leather.

şu, şu, giysi, deri gibi kelimelerle duyarsınız.

Again, make the 'th' sound, put your hand here.

Yine 'th' sesini çıkarın, elinizi buraya koyun.

This time, you can feel the vibration, right?

Bu sefer titreşimi hissedebiliyorsunuz, değil mi?

No vibration, 'f', unvoiced,

Titreşim yok, 'f', sessiz,

vibration, 'v',

titreşim, 'v',

that's a voiced sound.

bu sesli bir ses.

You can change those two 'v' sounds.

Bu iki 'v' sesini değiştirebilirsiniz.

For example, with, together.

Örneğin, birlikte, birlikte. Hadi

Let's change them.

onları değiştirelim.

Say it with me.

Benimle söyle.

With.

İle.

Together.

Birlikte.

But, and this is important,

Ancak, bu önemlidir,

when the word begins with a voiced 'th' sound,

kelime sesli bir 'th' sesiyle başladığında,

don't change it to a 'v' sound.

onu 'v' sesiyle değiştirmeyin.

For example, this,

Örneğin,

don't change that to vis.

bunu vis olarak değiştirmeyin.

That's not a style and no one uses that.

Bu bir tarz değil ve kimse bunu kullanmıyor.

So, no.

Yani hayır.

All right, let's practice that pronunciation together

Pekala, bu telaffuzu

with a sentence.

bir cümle ile birlikte çalışalım.

This is the Thursday that three thugs

Bu,

in leather jackets danced together.

deri ceketli üç haydutun birlikte dans ettiği Perşembe.

Personally for me, again, if you ask about my accent,

Şahsen benim için, aksanımı sorarsanız,

I'm just very standard London.

ben sadece çok standart Londra'yım.

I'm not posh.

Ben havalı değilim.

I'm not Cockney.

Ben Cockney değilim.

I'm just somewhere in the middle.

Ben sadece ortada bir yerdeyim. Aksamla ilgili

There's nothing special about my accent at all.

özel bir şey yok .

It's just very meh.

Bu sadece çok meh.

And personally, I would pronounce all the 'th's normally.

Ve şahsen, tüm 'th'leri normal şekilde telaffuz ederdim.

I wouldn't change them for 'f' or 'v'.

Onları 'f' veya 'v' için değiştirmezdim.

But, you might want to.

Ama isteyebilirsiniz.

It's fine.

Bu iyi.

And it still sounds natural.

Ve hala kulağa doğal geliyor.

Again, don't worry.

Yine merak etmeyin.

But, remember what doesn't sound natural is changing

Ancak, kulağa doğal gelmeyen şeyin

all of them every time.

her seferinde hepsini değiştirmek olduğunu unutmayın.

Just like in that show, "The Boys",

Tıpkı "The Boys" dizisindeki gibi,

that just doesn't sound natural.

bu kulağa doğal gelmiyor.

So, please don't do that.

Yani, lütfen bunu yapma.

And if you want to change the 'th' sound, it's important

Ve 'th' sesini değiştirmek istiyorsanız,

to learn it because then you can understand it

onu öğrenmek önemlidir çünkü o zaman

when you hear it.

duyduğunuzda anlayabilirsiniz. Benimle

So, repeat with me.

tekrar et. Başka

You don't have a choice.

seçeneğin yok.

This is the Thursday that three thugs

Bu,

in leather jackets danced together.

deri ceketli üç haydutun birlikte dans ettiği Perşembe.

And yes, you do have to look angry when you say it.

Ve evet, bunu söylerken kızgın görünmelisin.

So, do that.

Yani, bunu yap. Senin

Your turn.

sıran.

(hands clapping) Well done.

(eller alkışlar) Aferin.

But yeah, it of course sounds really weird

Ama evet,

if you change everything all the time.

her zaman her şeyi değiştirirsen kulağa gerçekten tuhaf geliyor.

So my advice, like always, is to use a mix.

Bu yüzden benim tavsiyem, her zaman olduğu gibi, bir karışım kullanmak.

Sometimes use the Fs and the Vs.

Bazen F'leri ve V'leri kullanın.

Sometimes don't change them.

Bazen onları değiştirmeyin.

That is the natural way.

Doğal yol budur.

Ah, okay.

Ah tamam. Yumurtanıza tuz

Think of it like putting salt on your eggs.

atmak gibi düşünün .

You don't want too much everywhere.

Her yerde çok fazla istemiyorsun.

That's weird and it ruins everything,

Bu garip ve her şeyi mahvediyor,

just a little bit.

sadece birazcık.

All right, this is kind of fun, actually.

Pekala, aslında bu biraz eğlenceli.

Let's try some more together.

Birlikte biraz daha deneyelim.

For the sake of this lesson,

Bu dersin hatırına,

we're going to change all of them just so you can feel

sadece kulağa nasıl geldiğini hissedebilmeniz ve

how it sounds, so you understand when you hear.

duyduğunuzda anlamanız için hepsini değiştireceğiz.

Three Thursdays ago, I met my father.

Üç Perşembe önce babamla tanıştım.

Now, you say it.

Şimdi, sen söyle.

Can't live with you, can't live without you.

Seninle yaşayamam, sensiz yaşayamam.

Either that leather jacket goes, or I go.

Ya o deri ceket gider, ya da ben giderim.

Okay but also, sometimes we drop the 'th' altogether.

Tamam ama aynı zamanda bazen 'th'yi tamamen bırakırız.

For example,

Örneğin,

- All right, these two jackets are really old.

- Tamam, bu iki ceket gerçekten eski.

What do you want to do?

Ne yapmak istiyorsun?

Do you want to throw them, keep them?

Onları atmak, tutmak ister misin?

- Throw them.

- Onları at.

So, she wants to know the action.

Yani eylemi bilmek istiyor.

Remember sentence stress and intonation,

Cümle vurgusunu ve tonlamasını hatırla,

weak forms, this is kind of related to that.

zayıf formlar, bu biraz onunla ilgili.

We can drop the 'th' in some words,

Bazı kelimelerdeki 'th'yi atabiliriz,

like pretty much just the word them,

hemen hemen sadece onları kelimesi gibi,

some other ones, too.

diğer bazı kelimeleri de.

But anyway, after important verbs,

Ama yine de önemli fiillerden sonra

when we focus on the verb, then we can drop the 'th'

fiile odaklandığımızda

in them, like in this example.

bu örnekteki gibi onlardaki 'th'yi bırakabiliriz.

- Or?

- Veya?

- Have them.

- Al onları.

- Oh.

- Ah.

- Kiss them.

- Onları öp.

- Put them on eBay, sell them.

- Onları eBay'e koy, sat.

- Okay.

- Tamam aşkım.

- Throw them, have them, sell them, kiss them.

- Atın, alın, satın, öpün.

Now in writing, you'll see this as 'em.

Şimdi yazılı olarak, bunu onlar olarak göreceksiniz.

That just means they removed the 'th'.

Bu sadece 'th'yi kaldırdıkları anlamına gelir.

In those examples, the verb is the focus, so it's okay

Bu örneklerde fiil odak noktasıdır , bu yüzden

to drop the 'th' in them.

içlerindeki 'th' harfini bırakmakta bir sakınca yoktur.

But, don't drop the 'th' in them

Ancak,

if the pronoun is the focus.

eğer zamir odaksa, içlerindeki 'th'yi düşürmeyin.

For example,

Örneğin,

no, no, no, not them.

hayır, hayır, hayır, onlar değil.

Throw them.

Onları at.

Now we're focusing on the pronoun, not the action

Şimdi zamirlere odaklanıyoruz , eyleme değil

because we're contrasting two different things.

çünkü iki farklı şeyi karşılaştırıyoruz.

So, remember that.

Yani, bunu hatırla.

Everything we've learned today and in previous lessons,

Bugün ve önceki derslerde öğrendiğimiz her şeyi,

I want you to try to use them

with these three example sentences.

bu üç örnek cümle ile kullanmayı denemenizi istiyorum.

Remember, this course is about building

Unutmayın, bu kurs

and developing your own unique British pronunciation style.

kendi benzersiz İngiliz telaffuz stilinizi oluşturmak ve geliştirmekle ilgilidir.

So, plan how you want to say them.

Öyleyse, onları nasıl söylemek istediğinizi planlayın.

Try a few different ways if you want to.

İsterseniz birkaç farklı yolu deneyin.

I'll give you how I say it as an example.

Nasıl söylediğimi örnek olarak vereyim.

So, the first one is my mother's a doctor,

Yani birincisi annem doktor,

my father's a lawyer.

babam avukat.

Notice that the schwa is just everywhere.

Schwa'nın her yerde olduğuna dikkat edin.

My mother's a lawyer, my father is a doc.

Annem avukat, babam doktor.

Wait, no. What?

Bekle hayır. Ne?

My mother's a doctor, my father's a lawyer.

Annem doktor, babam avukat.

But, the 'th' sounds in that sentence,

Ama o cümlede 'th' geliyor,

again, it's your choice.

yine bu senin seçimin.

Do you want to change them for Fs or no?

Onları Fs için değiştirmek istiyor musun, istemiyor musun? O

It's up to you.

size kalmış.

The second one, thanks for the leather jacket.

İkincisi, deri ceket için teşekkürler.

I don't change the 'th' for Fs and Vs.

Fs ve Vs için 'th'yi değiştirmiyorum.

I keep them the same.

Onları aynı tutuyorum.

So for me, yeah, thanks for the leather jacket.

Yani benim için evet, deri ceket için teşekkürler.

I do use the glottal T, though, leather jacket.

Yine de gırtlaksı T deri ceketi kullanıyorum.

You don't have to.

zorunda değilsin

Again, this is your style.

Yine, bu senin tarzın.

You choose how you want to say it.

Nasıl söylemek istediğinizi siz seçin.

Third one, how's your father?

Üçüncüsü, baban nasıl?

How's your father?

Baban nasıl?

There's a little bit of connected speech.

Biraz bağlantılı konuşma var.

We'll talk about connected speech in a later video.

Daha sonraki bir videoda bağlantılı konuşma hakkında konuşacağız.

How's your, we could connect it how's your, how's your.

Nasılsın, nasılsın, nasılsın diye bağlayabiliriz.

How's your father?

Baban nasıl?

How's your father?

Baban nasıl?

And remember, if you haven't already,

Ve unutmayın, henüz indirmediyseniz,

make sure you download my free e-book,

ücretsiz e-kitabım olan

the "Ultimate Pronunciation Guide".

"Ultimate Pronunciation Guide"ı indirdiğinizden emin olun.

You can get it from my website, PapaTeachMe.com.

Web sitem PapaTeachMe.com'dan edinebilirsiniz.

It's free.

Bedava.

This,

Bu, hemen

you can just get it, like, right now.

şimdi alabilirsin.

It's brilliant and it's free.

Harika ve ücretsiz.

Go and get it.

And I'll see you in the next class.

Git ve al.

Ve bir sonraki derste görüşürüz.