...In English! Unless / As long as / Either / You'd Better / If...

- [Mr. Nakatomi] You broke in here to steal money?

- [Bay. Nakatomi] Buraya para çalmak için mi girdin?

We don't keep any cash in this building.

Bu binada hiç nakit tutmuyoruz.

- Mr. Nakatomi, I'm really not interested in cash.

- Bay Nakatomi, nakitle gerçekten ilgilenmiyorum.

But I am interested in the $640 million you have in gold,

Ama kasanızda kilitli olan 640 milyon dolarlık altınla ilgileniyorum

locked in your vault.

.

And I need the code.

Ve koda ihtiyacım var.

- I can't give you the codes to the vault.

- Sana kasanın kodlarını veremem. Ya

- Either you give me the codes,

bana kodları verirsin

or I shoot

ya da

this dog.

bu köpeği vururum.

(dog barking)

(köpek havlaması)

- They change the codes every day.

- Kodları her gün değiştiriyorlar.

I don't know them, they don't tell me.

Onları tanımıyorum, bana söylemiyorlar.

- If you don't give me the codes, the dog dies.

- Bana kodları vermezsen, köpek ölür.

- I'm telling you I don't have them.

- Bende olmadığını söylüyorum.

- Well, unless you find me someone who does have the codes

- Pekala, bana

in the next 30 seconds,

30 saniye içinde kodları bilen birini bulamazsan,

Becky here will be leaving.

Becky buradan gidiyor olacak.

- Becky just works here, she doesn't know anything.

- Becky burada çalışıyor, hiçbir şey bilmiyor.

- Well, as long as you give me the code to the vault,

- Bana kasanın kodunu verdiğin sürece,

Becky will be fine.

Becky iyi olacak.

- Believe me, if I knew them, I would give them to you.

- İnan bilsem sana verirdim.

- Well, you'd better find someone who does know them quickly

- Onları tanıyan birini hemen bulsan iyi olur

or say goodbye to Becky.

ya da Becky'ye veda et.

- Wait, are you talking about the code to the vault?

- Bekle, kasanın kodundan mı bahsediyorsun?

The code's 1, 2, 3, 4.

Kod 1, 2, 3, 4.

- What?

- Ne?

- I know we've never changed it.

- Hiç değiştirmediğimizi biliyorum.

It's so dumb.

Bu çok aptalca.

Like, anyone could just walk in here

Mesela, herhangi biri buraya girip

and steal all of our money.

tüm paramızı çalabilir.

Who are you guys?

Siz kimsiniz beyler?

- How do we use these?

- Bunları nasıl kullanacağız?

Well, they're very useful for ultimatums like you just saw,

Pekala, az önce gördüğünüz gibi ültimatomlar için çok faydalıdırlar

or more commonly,

veya daha yaygın olarak,

you can use them in your daily English life.

onları günlük İngiliz yaşamınızda kullanabilirsiniz.

First, what is an ultimatum?

İlk olarak, ültimatom nedir?

It's a final demand.

Son bir taleptir.

You're saying if you reject my demand,

Talebimi reddedersen,

then something you like might stop,

hoşuna giden bir şey durabilir

or something you really don't want to happen will happen.

ya da gerçekten olmasını istemediğin bir şey olur diyorsun.

So pretty much all of these expressions

Yani hemen hemen tüm bu ifadeler

deal with conditions.

koşullarla ilgilidir.

Again, I have loads of videos about conditionals.

Yine, koşullu ifadelerle ilgili bir sürü videom var.

You can find them here.

Onları burada bulabilirsiniz.

But if you already know them, let's skip that.

Ama onları zaten tanıyorsanız , bunu geçelim.

Let's look at just giving an ultimatum with a conditional.

Koşullu bir ültimatom vermeye bakalım.

For example, she wants her boyfriend to stop singing.

Örneğin erkek arkadaşının şarkı söylemeyi bırakmasını istiyor.

She can give him a simple if sentence as an ultimatum.

Bir ültimatom olarak ona basit bir eğer cümlesi verebilir.

For ultimatums, just use first or zero conditionals.

Ültimatomlar için, yalnızca birinci veya sıfır şartlarını kullanın.

If with a present tense, that is the condition.

Şimdiki zaman ise, koşul budur.

The result is a future.

Sonuç bir gelecek.

I'm going to, I'm gonna.

Gidiyorum, gidiyorum.

I will break up with you.

senden ayrılacağım

That is a good ultimatum.

Bu iyi bir ültimatom. Şarkı

If you don't stop singing,

söylemeyi bırakmazsan,

I'm gonna break up with you.

senden ayrılacağım.

If you want to make this stronger,

Bunu daha güçlü yapmak istiyorsanız,

you can use the zero conditional.

sıfır şartını kullanabilirsiniz.

How do we do that?

Bunu nasıl yaparız?

Very easy.

Çok kolay.

You just change the future to a present tense.

Sadece geleceği şimdiki zamana değiştirirsiniz.

It sounds better to use the continuous.

Sürekli kullanmak kulağa daha iyi geliyor.

So we'll use present continuous.

Şimdiki zamanı kullanacağız.

I'm breaking up with you.

Senden ayrılıyorum. Şarkı

If you don't stop singing,

söylemeyi bırakmazsan,

I'm breaking up with you.

senden ayrılıyorum.

See, it sounds way stronger in present tense than future.

Bak, şimdiki zamanda kulağa gelecek zamandan çok daha güçlü geliyor .

Why?

Neden?

I don't know.

Bilmiyorum.

It doesn't matter.

Önemli değil.

It just does.

Sadece öyle.

So try to write your own ultimatum to me

Bu yüzden bana

using a simple conditional sentence.

basit bir koşul cümlesi kullanarak kendi ültimatomunuzu yazmayı deneyin.

For example, you want my money.

Örneğin, paramı istiyorsun.

And the threat is, you're going to steal my cat.

Ve tehdit şu ki, kedimi çalacaksın. İyi

Have fun with it, write it in the comments.

eğlenceler, yorumlara yazın.

Either, I have covered this in a different video right here,

Ya, bunu burada farklı bir videoda ele aldım

but in this context either is giving a choice.

ama bu bağlamda ya bir seçenek sunuyor.

You want to specifically say the two options,

İki seçeneği özellikle söylemek istiyorsunuz,

but how would you use this every day?

ancak bunu her gün nasıl kullanırsınız?

For example, you stop work or class

Örneğin, sabah saat dokuzda işten veya dersten vazgeçersiniz

at nine o'clock in the morning,

,

but it's 8:30 and you haven't eaten breakfast.

ancak saat 8:30'dur ve kahvaltı yapmamışsınızdır.

I have two choices, leave now and be hungry,

İki seçeneğim var, şimdi çıkıp aç kal

or eat breakfast and arrive late to work or my class.

ya da kahvaltı edip işe ya da dersime geç gel.

Either I leave now, or I'll be late for work.

Ya şimdi giderim ya da işe geç kalırım.

Either with present tense,

Ya şimdiki zamanla,

or with a future tense.

ya da gelecek zamanla.

And again, if you change the future for a present tense,

Ve yine, geleceği şimdiki zamanla değiştirirseniz, kulağa

it sounds way stronger, way more direct.

çok daha güçlü, çok daha doğrudan geliyor.

You definitely can say, either I leave now or I'm late.

Ya şimdi giderim ya da geç kalırım diyebilirsiniz.

That sounds stronger, sounds more (ehh) panicked.

Bu kulağa daha güçlü, daha çok (ehh) paniklemiş gibi geliyor.

What would you do?

Sen ne yapardın?

Like would you stay have breakfast

Mesela kahvaltıya kalıp geç kaldığın için

and maybe get in trouble with your boss or your teacher

patronunla veya öğretmeninle başın belaya girer mi

for being late?

?

Or would you go to work, go to class, be on time,

Yoksa işe mi gideceksin, derse mi gideceksin, vaktinde mi gideceksin

but you'll be hungry for the rest of the day?

ama günün geri kalanında aç mı kalacaksın?

What would you choose?

Ne seçersiniz?

Let me know in the comments.

Yorumlarda bana bildirin.

Next we have, unless.

Sırada, tabii ki var.

This one is very interesting and very useful.

Bu çok ilginç ve çok kullanışlı.

In general, you can use this with any tense.

Genel olarak, bunu herhangi bir zamanla kullanabilirsiniz.

Past, present, future, grammatically everything is fine.

Geçmiş, şimdi, gelecek, gramer olarak her şey yolunda.

For ultimatums though,

Yine de ültimatomlar için,

just stay with zero and first conditionals.

sadece sıfır ve ilk koşullularla kalın.

For example, let's go back to that singing breakup example.

Örneğin, şarkı söyleyen ayrılık örneğine geri dönelim.

So all we change is the if and the negative to unless.

Yani tek değiştirdiğimiz, eğer'in ve aksinin negatifi.

So, unless you stop singing,

Şarkı söylemeyi bırakmazsan,

I'm gonna break up with you.

senden ayrılacağım.

It works the same way.

Aynı şekilde çalışır.

Unless just replaces if with a negative, that's it.

If yerine bir negatif koymadıkça, o kadar. Şarkı

If you don't stop singing,

söylemeyi bırakmazsan,

unless you stop singing.

eğer şarkı söylemeyi bırakmazsan.

And again, you can use the future tense with the results,

Ve yine, sonuçlarla gelecek zamanı kullanabilirsin

or present, that's completely fine.

ya da şimdiki zamanı kullanabilirsin, bu tamamen iyi.

But just be careful how this changes.

Ancak bunun nasıl değiştiğine dikkat edin.

That's the most common mistake that I see.

Gördüğüm en yaygın hata bu.

And you can use this with a negative.

Ve bunu negatif ile kullanabilirsiniz.

So maybe that boyfriend could tell his friend,

Belki o erkek arkadaş arkadaşına

"She's gonna break up with me unless I don't sing."

"Şarkı söylemezsem benden ayrılacak" diyebilir.

Why does this work?

Bu neden işe yarıyor?

With unless and a negative, it really means a positive.

Olmadıkça ve bir negatif ile, gerçekten bir pozitif anlamına gelir. Şarkı

She's gonna break up with me if I sing.

söylersem benden ayrılır.

Mm, I would say the negative is not as common to use

Mm, negatifin pozitifin kullanımı kadar yaygın olmadığını söyleyebilirim

as the positive, but it's totally fine to use in a sentence.

, ama bir cümlede kullanmak tamamen iyi.

No problem.

And again, try your own examples

Sorun değil.

Ve yine, kendi örneklerinizi

in the comments using, unless.

kullanarak yorumlarda deneyin.

This time you want me to share my pizza with you

Bu sefer pizzamı seninle paylaşmamı istiyorsun

and you are threatening to not be my friend anymore.

ve artık arkadaşım olmamakla tehdit ediyorsun.

So I need to give you some of my pizza.

Bu yüzden sana pizzamdan biraz vermem gerekiyor.

This next one, as long as.

Bu bir sonraki, sürece.

He wants to tell his girlfriend,

Kız arkadaşına

"If you love me, I'll be happy."

"Beni seversen mutlu olurum" demek istiyor.

But very specifically, he wants to say,

Ama çok spesifik olarak,

"I need this for this to happen."

"Bunun olması için buna ihtiyacım var" demek istiyor. Durum

If this is the situation, then this is always the answer.

buysa, o zaman cevap her zaman budur.

And in that context, you can change the if

Ve bu bağlamda, if'yi olduğu

to as long as.

sürece değiştirebilirsiniz.

As long as you love me, I'll be happy.

Beni sevdiğin sürece mutlu olacağım.

I need this for this to happen.

Bunun olması için buna ihtiyacım var.

So she could reply,

Böylece,

"As long as you feed me pizza, I'll love you."

"Bana pizza yedirdiğin sürece seni seveceğim" diye cevap verebilirdi.

We're using present and future. That's fine, same here,

Şimdiyi ve geleceği kullanıyoruz. Sorun değil, burada da aynı

but we can change this future for a present.

ama bu geleceği bir an için değiştirebiliriz.

As long as you love me, I'm happy or we can flip it.

Beni sevdiğin sürece, ben mutluyum ya da değiştirebiliriz.

I'm happy. As long as you love me.

Mutluyum. Beni sevdiğin sürece.

Well, I love you.

Seni seviyorum.

As long as you feed me pizza,

Bana pizza yedirdiğin sürece,

you can use it with any tense past present future.

onu herhangi bir gergin geçmiş şimdiki zaman ile kullanabilirsin.

It doesn't matter if it makes sense.

Mantıklı olup olmaması önemli değil.

It's good for an example, let's use a past tense.

Örnek olması güzel, geçmiş zaman kullanalım.

You are very nervous about your exam today,

Bugünkü sınavın için çok gerginsin

but your friend tells you

ama arkadaşın

don't worry.

merak etme diyor.

If you studied, you'll be fine.

Eğer okuduysan, iyi olacaksın. Bunun

That is the requirement for this.

şartı budur. O

So we'll change it for as long as.

kadar uzun süre değiştireceğiz.

as long as you studied,

Çalıştığın sürece,

you'll be fine.

iyi olacaksın.

You need to have studied as long as you studied.

Okuduğun kadar ders çalışmalısın.

And finally, you'd better.

Ve son olarak, daha iyi olursun.

This is just another version of you should. And remember,

Bu, yapman gerekenin başka bir versiyonu . Ve unutmayın, olması gerekenle

should it's not the same as must. It's not a rule.

aynı olmamalı . Bu bir kural değil.

You're just saying, eh, it's a good idea to do this thing.

Sadece, ha, bu şeyi yapmanın iyi bir fikir olduğunu söylüyorsun.

Or literally it's better to do this thing.

Ya da kelimenin tam anlamıyla bu şeyi yapmak daha iyidir.

Like if you are Italian and your girlfriend brings you

Mesela, İtalyansanız ve kız arkadaşınız size

pineapple pizza, maybe you're thinking,

ananaslı pizza getiriyorsa, belki de,

oh no,

oh hayır,

my girlfriend sucks. I better break up with her.

kız arkadaşım berbattır diye düşünüyorsunuz. Ondan ayrılsam iyi olur.

That is had not would.

Bu olmazdı. Daha

I had better.

iyiydim. Bir

The next verb is infinitive.

sonraki fiil mastardır.

Break,do,go, drink, whatever.

Kır, yap, git, iç, ne istersen.

It's the infinitive that verb one form that never changes

Bu, he, she, it için asla değişmeyen bir fiilin mastarıdır,

for he, she, it, that doesn't become breaks new.

yeni kırılmaz.

And the meaning is the same as should. It's a good idea.

Ve anlamı olması gerektiği gibi. İyi fikir.

It's better to do this thing.

Bu işi yapmak daha iyi.

Oh no. My dog is sick.

Oh hayır. Köpeğim hasta.

I'd better take him to the vet.

Onu veterinere götürsem iyi olur.

So using: you'd better.

Yani kullanarak: daha iyi edersin.

Give me some advice. What had I better do?

Bana biraz tavsiyede bulun. Ne yapsam iyi olur?

Let me know in the comments. Okay.

Yorumlarda bana bildirin. Tamam aşkım.

Yeah.

Evet.

You're probably not going to Rob a bank or give ultimatums

Muhtemelen her gün bir banka soymayacak veya ültimatom vermeyeceksiniz

every day,

,

but maybe you noticed you can use these for many other

ancak bunları günlük İngilizcenizdeki diğer birçok bağlam için kullanabileceğinizi fark etmişsinizdir

contexts in your daily English, but also very importantly,

, ama aynı zamanda çok önemli olan,

if you are planning to take a Cambridge exam, like:

eğer bir Cambridge sınavına girmeyi planlıyorsanız, örneğin:

FCE, CAE,

FCE, CAE,

CPE, they have a use of English section.

CPE, İngilizce bölümü kullanımları var.

And in that section, there's a key word transformation bit.

Ve o bölümde, bir anahtar kelime dönüştürme biti var.

If you've never done this, this is what it looks like.

Bunu hiç yapmadıysanız, böyle görünüyor.

You have a sentence like this,

Şöyle bir cümlen var,

then they want you to keep the meaning of that sentence,

sonra o cümlenin anlamını korumanı

but change the words around and use this word

ama kelimeleri değiştirip bu kelimeyi

like this.

böyle kullanmanı istiyorlar.

All right. For example, let's do this one together.

Elbette. Örneğin, bunu birlikte yapalım.

The example sentence is, unless you give me pizza,

Örnek cümle, bana pizza vermezsen

I'll break up with you and it wants you to change that

senden ayrılacağım ve o cümleyi değiştirmeni istiyor

sentence, but keep the meaning and use the expression.

ama anlamını koru ve ifadeyi kullan.

As long as.

Takdirde.

You should be perfect with this.

Bununla mükemmel olmalısın.

I have a lot of confidence in you.

Sana çok güveniyorum.

I'll give you five seconds to say Beyonce.

Beyonce demen için sana beş saniye veriyorum.

Did you get it? Okay.

Onu aldın mı? Tamam aşkım.

The condition is you give me pizza.

Şart, bana pizza vermen.

And the results of that is no breakup.

Ve bunun sonuçları ayrılık değil.

So how do we change it easy, right?

Peki nasıl kolay değiştiririz değil mi? Bana

As long as you give me pizza, I won't break up with you.

pizza verdiğin sürece senden ayrılmayacağım.

Okay? In the comments, write me an ultimatum.

Tamam aşkım? Yorumlarda bana bir ültimatom yazın.

Like you're going to break up with me unless I do something

Sanki bir şey yapmazsam benden ayrılacaksın

or I don't know you're going to break my legs.

ya da bacaklarımı kıracağını bilmiyorum.

If I don't do something, I don't know.

Bir şey yapmazsam, bilmiyorum.

Be creative, use one or all of these expressions,

Yaratıcı olun, bu ifadelerden birini veya tümünü kullanın,

practice your ultimatums in the comments.

ültimatomlarınızı yorumlarda uygulayın. Bu ifadelerle

If you need more practice with these expressions,

daha fazla alıştırmaya ihtiyacınız varsa ,

this is available in my ebook.

bu benim e-kitabımda mevcuttur. Patrion.com/pepperteachme

You can get it on patrion.com/pepperteachme.

adresinden edinebilirsiniz .

the link is in the description.

link açıklama kısmındadır. Bir

See in the next class.

sonraki derste görün.