Learn English Fluency with FRIENDS | TV shows to learn English

[Music]

[Müzik]

ah

ah

what are you eating there joe oh no it's

ne yiyorsun orada joe oh hayır

a spicy

paste on a donut

çörekte baharatlı ezme var baharatlı yiyecekleri

well i'm seeing this girl who likes

seven bir kız görüyorum

spicy food but i can't handle it

ama bununla baş edemiyorum

so i'm trying to build up my tolerance

bu yüzden

to have food before i date in

yemek yemeye karşı toleransımı geliştirmeye çalışıyorum 30 dakika içinde çıkmadan önce bu

ah 30 minutes

how exactly is that helping well i don't

tam olarak nasıl yardımcı oluyor

like spicy food

baharatlı yiyecekleri

but i do like donuts one thing cancels

sevmiyorum ama donutları

out the other

good one joe could you be any more of a

severim

genius

good channeler i have to go out and why

is joey putting my korean hot sauce on a

Joey neden Kore acı sosumu bir çöreğin üzerine koyuyor

donut

oh he's just building up his tolerance

oh sadece

to spicy foods

baharatlı yiyeceklere karşı toleransını geliştiriyor

whatever is ross here oh yes he's

burada ne saçmalık varsa oh evet

sitting next to me

yanımda oturuyor

he's coming by to pick up my tennis

tenis raketimi almaya geliyor

racket but i have to go to work can you

ama işe gitmem gerek

give it to him when he gets here

buraya geldiğinde ona ver

why is he taking yours i gave him mine

neden seninkini alıyor ben

last week really

geçen hafta ona benimkini verdim gerçekten bu

that's weird he told me he just broke

garip dünkü seksini bozduğunu söyledi

his yesterday

hot joey

come on hey man hey chandler

have you uh see monica no why

you want to borrow something

no all right ooh donuts

hayır pekala ooh donuts

is that extra jam yep can i uh

bu ekstra reçel evet yapabilir miyim uh oh

oh definitely oh

kesinlikle oh

this is how you should actually be using

bu aslında İngilizcenizi geliştirmek için

movies and tv

filmleri ve televizyonu böyle kullanmalısınız

to improve your english

today's video was sponsored by cake you

bugünkü videonun sponsorluğunu pasta yaptı

can learn to improve your english

İngilizce

fluency in a bunch of cool ways

akıcılığınızı bir sürü havalı geliştirmeyi öğrenebilirsiniz

for free i'll show you how in just a

ücretsiz yollar size nasıl olduğunu birazdan göstereceğim

moment

but first every show or movie that you

ama önce İngilizce izlediğiniz her şov veya film kelime

watch

in english can improve your vocabulary

dağarcığınızı,

your fluency

akıcılığınızı

and your speaking skills wait how can i

ve konuşma becerilerinizi geliştirebilir bekleyin bekleyin,

improve my speaking skills

if i'm not actually speaking well first

eğer gerçekten iyi konuşamıyorsam konuşma becerilerimi nasıl geliştirebilirim?

of all

by actively listening you're passively

her şeyden önce

aktif olarak dinleyerek

improving your speaking skills so if you

konuşma becerilerinizi pasif bir şekilde geliştiriyorsunuz, bu nedenle konuşmanızı

think that

speaking is the only way to improve your

geliştirmenin tek yolunun konuşmak olduğunu düşünüyorsanız,

speaking

i'm happy to tell you that's not true

bunun doğru olmadığını söylemekten memnuniyet duyarım

listen to how

people speak the pronunciation the

insanların nasıl konuştuğunu dinleyin telaffuz

intonation

tonlama

the style and then copy the parts that

stil ve daha sonra beğendiğiniz bölümleri kopyalayın, kendinizi

you like

that's just the first way of how you can

improve for example

geliştirmenin ilk yolu bu, örneğin,

remember how chandler asked that

chandler'ın bu soruyu çörek üzerinde nasıl sorduğunu hatırlayın,

question on a donut

he didn't use a question word like who

kim, neden, ne zaman gibi bir soru sözcüğü kullanmadı

what why

when but it was a question and did you

ama bu bir soruydu ve duydunuz mu?

hear the intonation

on a donut it goes up at the end

donuttaki tonlama sonunda yükselir

listen to it copy it practice it use it

dinle onu kopyala alıştırma yap

in your next conversation

sonraki konuşmanda kullan

oh you're brazilian again actively

practicing your listening skills

passively improves your speaking skills

okay but how can you improve your

english if you don't have a teacher an

öğretmenin yok

english-speaking friend

ingilizce konuşan arkadaşın var

you're just you watching netflix

sadece sen netflix izliyorsun

well we're gonna learn in the same way

peki biz de

that babies learn english

bebeklerin ingilizceyi

the natural way okay joey is talking

doğal yoldan öğrendiği gibi öğreneceğiz tamam joey

about spicy food

baharatlı yiyeceklerden bahsediyor

but he doesn't want to keep repeating

ama devam etmek istemiyor

the same word

aynı kelimeyi tekrarlamak

spicy i'm seeing this girl who likes

baharatlı baharatlı yiyecekleri seven bir kız görüyorum

spicy food

but i can't handle it so i'm trying to

ama bununla baş edemiyorum bu yüzden

build up my tolerance to have food

yemek yeme toleransımı geliştirmeye çalışıyorum

first he said spicy food then he said

önce baharatlı yemek dedi sonra

hot food

sıcak yemek dedi

so already we know those are synonyms

o yüzden bunları zaten biliyoruz eşanlamlıdır

we can catch synonyms for words and

kelimelerin eş anlamlılarını yakalayabilir ve kelime

build our vocabulary that way

dağarcığımızı bu şekilde oluşturabiliriz

and and we're learning which

ve bağlama bağlı olarak hangi

word which expression is best used

kelimenin hangi ifadenin en iyi kullanıldığını öğreniyoruz,

depending on the context for example

örneğin

when joey says

joey

hut we can see and understand that it's

hut dediğinde sıcak demenin daha yaygın olduğunu görebilir ve anlayabiliriz

more common to say hot when we talk

about

the feeling of the food or in this case

yemeğin verdiği histen veya bu durumda

the reaction to it and spicy

ona verilen tepkiden bahsediyoruz ve baharatlı,

that's more common just to talk about

bu sadece yemeğin türü hakkında konuşmak için daha yaygın, bu

the type

of food it is it's sweet food savory

tatlı yemek, tuzlu

food salty food

yemek,

spicy food blah blah blah so this is

tuzlu yemek, baharatlı yemek falan filan yani bu

something to focus on

odaklanılacak bir şey

next time you're watching movies and tv

Bir dahaki sefere film veya televizyon seyrederken

focus on the synonyms but also focus

eşanlamlılara odaklanın ama aynı zamanda

on which words we're more likely to use

hangi kelimeleri hangi durumlarda kullanma olasılığımızın daha yüksek olduğuna da odaklanın tamam

in which situations okay but how do i

ama filmlerin yalnızca yüzde 50 ila 70'ini anlıyorsam

watch a show or a movie if i

bir şovu veya filmi nasıl izlerim?

only understand like 50 to 70 percent

movies and tv there for you to enjoy

ve tv senin için

not to study with and pay attention to

ders çalışmadan zevk alman için ve

every single word i don't pay attention

to a hundred percent of what i'm

watching

you probably don't pay attention to

every word

her kelimesine dikkat etmen için ben

in what you watch in your language but

izlediğime yüzde yüz dikkat etmiyorum dil ama

yes

evet, örneğin

if you're curious about a new word or a

yeni bir kelimeyi veya yeni bir ifadeyi merak ediyorsanız,

new expression that you've just heard

for example so i'm trying to build up my

örneğin yemek yemek için toleransımı geliştirmeye çalışıyorum,

tolerance to have food

some people might watch that clip and be

bazı insanlar bu klibi izleyip

like tolerance tolerance

tolerans toleransı gibi olabilir

i know that word it's similar in my

biliyorum o kelime benim dilimde benzer

language

but what does this expression mean build

ama bu ifade benim toleransımı geliştirmek ne anlama geliyor

my tolerance

huh again we look at the context

hah yine

he's eating spicy food and we know that

onun baharatlı yiyecekler yediği bağlama bakıyoruz ve

spicy food is painful

baharatlı yiyeceklerin acı verici olduğunu biliyoruz

we know that joey is rubbish with hot

Joey'nin sıcak yiyeceklerle çöp olduğunu biliyoruz

food but he wants to

ama

at least get used to it so so

en azından istiyor buna alışın, böylece

from that context we can infer

bu bağlamdan, bir şeye

that to build your tolerance to

karşı toleransınızı geliştirmenin,

something

probably means i don't know suffer less

muhtemelen bilmiyorum, bundan daha az acı çekmem veya acı verici veya

from it or increase my ability to

endure something painful or difficult or

zor veya

hard something like that okay now what

sert bir şeye dayanma yeteneğimi artırmam anlamına geldiğini çıkarabiliriz.

well if you have an english teacher

ingilizce öğretmeniniz

or an english-speaking friend they can

veya ingilizce konuşan bir arkadaşınız var

confirm the meaning

anlamını doğrulayabilirler

but we also have to remember it and add

ama bizim de hatırlamamız ve kelime dağarcığımıza eklememiz gerekiyor

it to our vocabulary

so what do we do now make your own

öyleyse şimdi ne yapalım

example

using that expression make it something

o ifadeyi kullanarak kendi örneğinizi yapın hayatınızla alakalı bir şey yapın

relevant to your life

that probably you're going to use in the

muhtemelen gelecekte kullanacaksın,

future

for example for me uh i want to build my

örneğin benim için uh, biraya karşı toleransımı geliştirmek istiyorum

tolerance

to beer no seriously one beer and i'm

ciddi bir şekilde bir bira yok ve

sleeping

uyuyorum ben

i'm rubbish and this is where today's

çöpüm ve burası bugünün

sponsor

cake comes in cake offers you a really

sponsor

pastasının geldiği yer pasta size gerçekten bir teklif sunuyor

good way of improving your english

using these same methods and more

bu aynı yöntemleri ve daha fazlasını kullanarak ingilizcenizi geliştirmenin iyi bir yolu

every day for free you've got speaking

her gün ücretsiz olarak konuşma pratiği var

practice

reading listening practice and

okuma dinleme pratiği ve

pronunciation practice

telaffuz pratiği

cake has original content that you can

pastası izleyebileceğiniz orijinal içeriğe sahip

watch learn with

listen to and it will test your

dinleyerek öğrenin ve telaffuzunuzu test edecek ben gidiyorum

pronunciation

i'm going to show you okay example so

size iyi bir örnek göstermek için

i'm going to learn

a new way of saying i'm going to improve

my car

arabamı geliştireceğim demenin yeni bir yolunu öğreneceğim bu deyim fiilini

it already gives you a little test by

zaten biliyorsanız arabamı boşaltacağım diyerek size küçük bir test veriyor. Eğer

saying i'm going to blank

my car up if you already know this

phrasal verb great

if you don't i'm gonna find out the

yapmazsanız harika, cevabı bulacağım

answer

hey guys today's english phrasal verb is

hey millet bugünün İngilizce deyim fiili,

beef up beef up means to improve

beef up beef up, bir

or make something stronger it gives you

şeyi iyileştirmek veya daha güçlü hale getirmek anlamına gelir, size

an explanation of the phrasal verb

deyimsel fiilin

how to use it and an example dialogue

nasıl kullanılacağına dair bir açıklama ve örnek bir diyalog verir.

using it you can record yourself

copying what they say and this is where

söylediklerini kopyalayarak kendini kaydedebilirsin ve burası ona

it gets called

have a look actually i bought the wheels

bir bak denir aslında

separately to beef the car up a bit

arabayı biraz güçlendirmek için tekerlekleri ayrı olarak aldım

okay i want to practice my pronunciation

tamam tamam telaffuz pratiği yapmak istiyorum bu yüzden

so i'm gonna record myself

kendimi kaydedeceğim

actually i bought the wheel separately

aslında aldım

to beef the car up a bit

arabayı biraz güçlendirmek için tekeri ayrı ayrı

record it into the app and it will grade

uygulamaya kaydedin ve telaffuzunuzu derecelendirecek,

your pronunciation

for example look look i got an a

örneğin bakın, çivilendim, uygulama için orijinal içerik oluşturan

nailed it there are a bunch of creators

bir grup içerik oluşturucu var,

creating

original content for the app uh for

example this guy paul's english comedy

örneğin bu adam paul'un ingilizce komedisi

is very good he does english comedy

çok iyi tabii ki ingilizce komedi skeçleri yapıyor sadece

sketches

of course i like that there are captions

translations

and explanations not just in english

ingilizce değil

in multiple languages like russian

rusça portekizce ispanyolca gibi birçok dilde altyazı çevirileri ve açıklamaları olmasını seviyorum

portuguese spanish

and probably yours too again it's free

ve muhtemelen sizinki de tekrar

to check

kontrol etmek ücretsiz, sahip olduğunuz herkes

it seems like there's something for

için bir şeyler varmış gibi görünüyor

everyone you've got business english

İş İngilizcesi konusunda yine

we've got prepositions on there

orada edatlarımız var,

again there's a huge emphasis on

learning english

İngilizceyi

through fun which is obviously the best

eğlenerek öğrenmeye büyük önem veriliyor ki bu kesinlikle sevdiğim bir şeyi öğrenmenin en iyi

way to learn

yolu, bu da

one thing that i really like which is

important is

önemli olan

all the english i've seen in this app

bu uygulamada gördüğüm tüm İngilizce,

it's modern and it's relevant to

modern ve

today english it's not like old textbook

bugünün ingilizcesi ile alakalı artık kimsenin söylemediği eski ders kitabı ingilizcesi gibi değil bu

english

that no one says anymore so if you like

yüzden

learning english the natural way

ingilizceyi doğal bir şekilde

through shows through comedy through

şovlar aracılığıyla komedi yoluyla

movies download cake

filmler yoluyla öğrenmeyi seviyorsanız pastayı indirin

the link is in the description or you

bağlantı açıklamadadır veya

can you know just find it on the app

sadece uygulamada bulabileceğinizi bilebilir misiniz

store

mağaza

and again it's free and finally with

ve yine ücretsiz ve nihayet

movies and tv

filmler ve televizyonla öğretmen

you can even learn new grammar without a

olmadan yeni gramer bile öğrenebilirsiniz

teacher

you'll just learn it the same way a baby

bunu bir bebeğin öğrendiği gibi öğreneceksiniz

learns it

for example remember when joey said this

örneğin joey bunu iyi söylediğinde hatırlayın

well i don't like spicy food but i do

ben baharatlı yiyecekleri sevmem ama ben

like donuts

donutları severim

this might seem weird at first i do like

bu ilk başta tuhaf gelebilir ben donutları severim öyle

donuts

shouldn't it just be i like donuts

olmamalı mı donutları severim peki

well this is something we do in english

bu ingilizcede

when we really want to emphasize a point

bir noktayı gerçekten vurgulamak istediğimizde yaptığımız bir şeydir

for example i really do love you so much

örneğin seni gerçekten çok seviyorum

we add the extra do before the verb and

fiilden önce fazladan yapar ve

it adds emphasis

vurgu ekler

or to contradict a negative point for

veya olumsuz bir noktayla çelişir, örneğin

example

joey was comparing something he doesn't

joey sevmediği bir şeyi sevdiği bir şeyle karşılaştırıyordu.

like

with something he does like i don't like

this

but i do like this

or if someone said you don't love me

beni sev, bu

you can contradict that statement and

ifadeyle çelişebilir ve şöyle

reply like this

cevap verebilirsin,

no no no you're wrong i do love you now

hayır, hayır, yanılıyorsun, şimdi seni seviyorum

of course

this might not be as easy or obvious

elbette

bu, duyduğun her yeni gramer parçasında her durumda o kadar kolay veya açık olmayabilir

in every case with every new piece of

grammar that you hear

and sometimes yeah you're gonna need a

ve bazen evet sen' Ne anlama geldiğini düşündüğünüzün anlamını açıklığa kavuşturmak veya doğrulamak için bir

teacher or an english-speaking friend

öğretmene veya İngilizce konuşan bir arkadaşa ihtiyacınız olacak,

to clarify or to confirm the meaning

what you think it means but often

ancak genellikle

we can learn new grammar just from the

yeni dilbilgisini yalnızca bağlamdan öğrenebiliriz,

context

all right fine but now what then

pekala, ama şimdi ne o zaman

you gotta practice it again make an

tekrar pratik yapmalısın bir

example make it relevant to your life

örnek yap hayatınızla alakalı

and try to use it in a future

ve bunu gelecekteki bir konuşmada kullanmaya çalışın, bahse girerim

conversation

i bet you didn't do your homework

ödevini yapmadınız

actually mate

aslında dostum ben

i did do my homework yeah side note

ödevimi yaptım

you can use that do for emphasis

in the past tense too so let me know

down below

which tv shows do you like to study with

hangi tv programlarıyla çalışmaktan hoşlanırsın

also try these methods to boost your

ayrıca bir

fluency

next time you're chilling with netflix

dahaki sefere netflix

or disney

veya disney

or hulu or amazon god that's a lot

veya hulu veya amazon god ile takıldığınızda akıcılığınızı artırmak için bu yöntemleri deneyin, bu zaten çok fazla,

anywho if you don't want to spend

millions on streaming services

akış hizmetlerine milyonlar harcamak istemiyorsanız deneyin

try cake it's it's absolutely free it

kek tamamen ücretsiz

doesn't cost a thing

hiçbir maliyeti yok

you can find the download link in the

indirme bağlantısını

description or in the app store

açıklamada veya uygulama mağazasında bulabilirsiniz

and i'll see you in the next class

ve bir sonraki derste görüşürüz

um

um sen

you