Win ANY Argument like Kellyanne - Politics: Episode 3

Today Barack Obama came out and said British people smell funky

Bugün Barack Obama çıktı ve İngiliz halkının tuhaf koktuğunu söyledi.

Does he really have a deep-seated hatred towards British people?

Gerçekten İngilizlere karşı derin bir nefreti mi var?

Barack Obama got up there and commended, and got up there and

Barack Obama ayağa kalktı ve övgüde bulundu ve oraya çıktı ve

said some of the nicest things I've ever heard about British people

İngilizler hakkında şimdiye kadar duyduğum en güzel şeylerden bazılarını söyledi,

yet you're focusing on the one diss.

ancak siz bir diss'e odaklanıyorsunuz.

That wasn't that good

Bu o kadar da iyi değildi,

I can do better

daha iyisini yapabilirim

I'm continuing to learn about politics

Politika hakkında öğrenmeye devam ediyorum

and in this lesson we're going to learn about "spin"

ve bu derste "döndürme" hakkında öğreneceğiz,

basically it teaches you how to win any argument

temelde bu size haksız olduğunuz kanıtlansa bile herhangi bir tartışmayı nasıl kazanacağınızı öğretir.

even when you've been proved wrong

So Aaron, what's "spin"

Aaron, "döndürme" nedir

"Spin" refers to a presentation of the facts

"Döndürme", gerçeklerin

that might not be the most direct presentation of the facts

en doğrudan sunumu olmayabilecek gerçeklerin sunumuna atıfta bulunur,

let's say this mustard dispenser is reality

hadi bu hardal dağıtıcının gerçek olduğunu

and we might be seeing the same thing

ve aynı şeyi görüyor olabiliriz

but we're seeing two totally different sides of reality

ama tamamen farklı iki tane görüyoruz.

so by spinning it, I'm showing you the reality I'm imagining

yani döndürerek size hayal ettiğim gerçeği gösteriyorum

and I'm seeing an alternative reality!

ve alternatif bir gerçeklik görüyorum!

see what I did?

ne yaptığımı gördün mü?

You're saying it's a "falsehood" and they're giving Sean Spicer

Bunun bir "yalan" olduğunu söylüyorsunuz ve onlar Sean Spicer'a

our press secretary gave alternative facts to that but the point remains-

basın sekreterimizin buna alternatif gerçekler verdiğini söylüyorlar ama asıl mesele--

Wait a minute! "Alternative facts"?

Bir dakika! "Alternatif gerçekler" mi?

Let's say something bad happens

Diyelim ki kötü bir şey oldu

You don't necessarily want to get up on a stage

Bir sahneye çıkıp

and tell everybody "something bad just happened"

herkese "Az önce kötü bir şey oldu" demek istemezsiniz, bu

so you put your spin on it

yüzden

to make it sound like it was a good thing

iyi bir şeymiş gibi ses çıkarmak için onu döndürmek

An example, we can we can play a game

istemezsiniz. bir oyun oyna,

so you tell me something awful that might happen

böylece bana olabilecek korkunç bir şey söyle

and I'll spin it back to you so it sounds good

ve ben de sana geri döndüreyim ki kulağa hoş gelsin, o yüzden hadi karaktere

okay so let's get into character

geçelim,

of course you'll be Kellyanne Conway

tabii ki sen Kellyanne Conway

Perfect! I have the hair

Perfect olacaksın! Saç bende

Okay so you're gonna have to defend the president's actions here

tamam, yani burada başkanın eylemlerini savunmak zorunda kalacaksın, bu

so the first one

yüzden ilki

"The president killed my dog"

"Başkan köpeğimi öldürdü"

The president just saved you a ton of money on dog food

Başkan az önce sana köpek mamasından bir ton para kazandırdı,

okay Kelly put your spin on this one

tamam Kelly bu konuda yorumunu yap

The president just came out and publicly said

Başkan yeni ortaya çıktı ve

that he hates newborn babies

yeni doğan bebeklerden nefret ettiğini açıkça söyledi

We right now have a president who has shown more appreciation for adults

Şu anda yetişkinlere daha önce hiç görmediğimiz kadar çok değer veren bir başkanımız var.

than we've ever seen before

I feel like right now we're kind of somehow being unfair to Kellyanne Conway

because really both parties spin

partiler dönüyor,

so let's say there's a presidential debate between Hillary and Trump

diyelim ki Hillary ve Trump arasında bir başkanlık tartışması var,

afterwards the news stations are gonna interview the communications staff

ardından haber istasyonları

from both campaigns and the room that those interviews are held in is known as

her iki kampanyanın iletişim ekibiyle röportaj yapacak ve bu röportajların yapıldığı oda

"The spin room"

"Döndürme odası" olarak biliniyor.

Oh join us afterwards for "The spin room"

dönüş odası"

yes

evet

Really? I was joking!

Gerçekten mi? Şaka yapıyordum!

It would be like "now that we've heard from the candidates

"Şimdi adaylardan haber aldığımıza göre,

now let's hear what their campaigns have to say in the spin room

şimdi kampanyalarının spin odasında ne söyleyeceğini duyalım

"In the so called 'spin room'"

" Sözde 'döndürme odası'nda" "

"The spin room"

Döndürme odası",

the spin you put on something that happens it says more about your

meydana gelen bir şeye koyduğunuz dönüş başkanlığınız hakkında gerçekte yaptığınızdan daha fazlasını söylüyor

presidency than what you actually do

mm-hmm

mm-hmm

I like playing the game

oyunu oynamayı seviyorum Bir

Wanna do another one?

tane daha yapmak ister misin?

Keep throwing stuff my way

Okay let's let's adapt this to real life

okay let's do this one you've definitely been caught out in a lie

yalan

You go to work and you're late, everyone knows that you're late

İşe gidiyorsun geç kalıyorsun herkes biliyor geç kaldığını

You say "I'm sorry my dog was sick I had to take him to the vet it was an emergency

it couldn't be avoided"

Your boss says "I was in the bar last night"

patron "dün gece bardaydım" diyor

and I saw you drinking heavily

ve seni çok içerken gördüm akşamdan

I know that you're just hungover

kalma olduğunu biliyorum Sen

You're a very smart man

çok zeki bir adamsın

You're saying I am? Or "The boss"?

öyleyim mi diyorsun yoksa "patron" mu

The boss yes

patron evet

Am I hungover? This is fully irrelevant to this discussion

ben miyim Bu, bu tartışmayla tamamen alakasız

Fully irrelevant

Tamamen alakasız

You're you're correct in certain ways

Belli açılardan haklısın

but I think we need to focus on the real issue

ama bence asıl meseleye odaklanmamız gerekiyor, bu da

which is a corporate culture that

makes it very very hard for somebody

birinin bir bireyin başarılı olmasını çok çok zorlaştıran bir şirket kültürüdür.

for an individual to thrive and I am

ve kendimizi hepimizin içinde gelişmemiz ve hepimizin içinde elimizden gelenin en iyisini yapmamız için

fully dedicated to working with you as much as we need to do to kind of figure

out how to have a healthier and stronger culture for all of us to kind of thrive

nasıl daha sağlıklı ve daha güçlü bir kültüre sahip olacağımızı bulmak için yapmamız gereken kadar sizinle çalışmaya adadım

in and all of us to do our best work in and I mean if I look like shit you look like shit

ve ben yani ben [ __ ] gibi görünüyorsam sen de [ __ ] gibi görünüyorsun o

so let's figure out a way to kind of

yüzden hadi birlikte bir tür ortak olmanın bir yolunu bulalım

partner together and both smell like fucking roses

ve ikisi de lanet güller gibi

That was like poetry of arguing

So I think again it seems to me that the idea is to shift focus and also

koksun

if possible shift blame

mümkünse suçu değiştir

Exactly so it's deflect so that one was a full

Tam olarak saptırma öyle ki tam bir

deflection where it's I was so caught that like if I were to say I wasn't caught

saptırma olsun o kadar yakalandım ki sanki ben yakalanmadım desem

you would laugh me out of the room

beni odadan gülerdin o

it was so bad I need to agree with you

kadar kötüydü ki aynı fikirde olmalıyım

because obviously if I'm agreeing with you if you like it it's good

çünkü belli ki seninle aynı fikirdeysem, hoşuna gidiyorsa bu iyi Bu sağlıklı

It's healthy

and I've noticed you also throw in a

ve ayrıca burada burada iyi bir iltifat attığını fark ettim

good compliment here and there

Oh of course

Oh tabii ki

okay try one on me I wanna try this

tamam bir tane benim üzerimde dene Bunu denemek istiyorum

I know we're roommates

biliyorum biz Oda arkadaşlarım

I come home with three pieces left of my mama's famous meatballs

eve annemin meşhur köftesinden kalan üç parça ile geldiğimde

three of my mama's famous meatballs left

annemin bıraktığı meşhur köftesinden üç parça kalmış

I write "Aaron. No eating!"

"Harun. Yemek yok!"

I come home from work one day, the meatballs are gone

Bir gün işten eve geldiğimde köfteler gitmiş

there's a tomato sauce stain on your shirt

gömleğinde domates sosu lekesi var bak

Look we can discuss who ate what

kimin ne yediğini tartışabiliriz

but I think the real focus here needs to be on our friendship

ama bence burada asıl odak noktası arkadaşlığımız

and also our living situation

ve aynı zamanda

every week I pay rent on time I'm always very clean we can both agree there and

her gün yaşadığımız durum olmalı. Hafta kirasını zamanında öderim ben her zaman çok temizimdir orada ikimiz de anlaşabiliriz ve

you're a very handsome man

sen çok yakışıklı bir adamsın

and I just thought "Wow! Isn't it great that we such good friends?!"

ve ben sadece "Vay canına! Bu kadar iyi arkadaş olmamız harika değil mi?!" "Sanırım

I would have thrown in "I think your mother would have wanted me to have some"

annen biraz yememi isterdi" diye düşünürdüm

and she's a great cook

ve o harika bir aşçı

That would've been genius!

Bu dahice olurdu!

But otherwise that was great

Ama aksi takdirde bu harikaydı

but essentially you kind of got the gist of it where you

ama esasen Odak noktasından

you shift slightly away from like the focus

biraz uzaklaştığınız ve

and you bring up other things

başka şeyleri gündeme getirdiğiniz, yani oda arkadaşının

so it's like you bringing up the friendship

arkadaşlığını gündeme getirdiğiniz gibi

the roommate, I was like "You ARE a good room mate!"

, "Sen iyi bir oda arkadaşısın!" Dedim.

This fictional apartment we share together is fucking clean!

Birlikte paylaşmak çok temiz

So thank you Aaron, I think I'm ready for for politics now

O yüzden teşekkürler Aaron, sanırım artık siyasete hazırım

Keep in mind, neither of us lied once.

Aklında tut, ikimiz de bir kez olsun yalan söylemedik.