Becky is a SPY! - English Vocabulary Lesson + PDF Worksheet!

- Welcome back to 'Spying with Becky'.

- 'Becky ile Casusluk'a tekrar hoş geldiniz. Erkek

I am in the dark about my boyfriend,

arkadaşım ve

Kyle's feelings for me.

Kyle'ın bana olan hisleri hakkında bilgim yok.

Is he cheating on me?

Beni aldatıyor mu?

Does he really love me?

Beni gerçekten seviyor mu?

That kind of thing.

Bu tarz bir şey.

So I need to go undercover to find out

Bu yüzden ben orada yokken kapalı kapılar ardında neler olduğunu öğrenmek için kılık değiştirmem gerekiyor

what happens behind closed doors

when I'm not there.

.

I have a genius disguise.

Bir dahi kılığım var.

I'm going to pretend to just be one of the guys

Erkeklerden biri gibi davranacağım

and eavesdrop on their conversations,

ve konuşmalarına kulak misafiri olacağım,

but like,

ama mesela,

how do you even make friends with guys?

erkeklerle nasıl arkadaş oluyorsun?

Like how do you infiltrate a group and just hang out?

Mesela bir gruba nasıl sızar ve takılırsınız?

This might take some time.

Bu biraz zaman alabilir.

(door clicks)

(kapı tıklar)

Hey guys.

Hey millet.

I'm Barry.

Ben Barry'yim.

- Barry.

- Barry.

Do you like fortnight?

İki haftayı sever misin?

Come play with us.

Gel Bizimle oyna.

- Okay. Yeah.

- Tamam aşkım. Evet.

- Grab a drink.

- İçecek al.

- Yeah, that was too easy.

- Evet, bu çok kolaydı.

I have to try really hard not to blow my cover here.

Burada kimliğimi açığa çıkarmamak için gerçekten çok uğraşmalıyım.

They have to believe that I'm just one of the guys.

Benim onlardan biri olduğuma inanmaları gerekiyor.

So, having a penis, that's weird huh?

Yani penis sahibi olmak garip değil mi?

- Tell me about it.

- Bana bundan bahset.

This morning I had to pee so bad.

Bu sabah çok fena işemek zorunda kaldım.

- Ew.

- Ah.

I mean that's tough, man.

Demek istediğim, bu zor, adamım.

- Ha, yeah.

- Ha, evet.

- What do you do, Barry?

- Ne iş yapıyorsun Barry?

- Damn it.

- Kahretsin.

I didn't make a backstory.

Arka plan yapmadım. Ben

Who am I?

kimim?

Where did I come from?

Nereden geldim?

What do I do?

Ben ne yaparım?

I, ummm,

Ben, ummm,

I fix cars.

araba tamir ederim.

That was so stupid.

Bu çok aptalcaydı.

I don't know anything about cars.

Arabalar hakkında hiçbir şey bilmiyorum.

What if they ask a follow up question?

Ya bir takip sorusu sorarlarsa?

- Nice. - Cool.

- Güzel. - Serin.

- Phew. That was close.

- Vay. Bu yakın oldu.

- Oh yeah, how's everything with Becky?

- Evet, Becky ile işler nasıl?

- Yeah good.

- Evet iyi.

- Becky is batshit.

- Becky tam bir pislik.

- Whoa!

- Vay canına!

- What?

- Ne?

- Oh really?

Because I think she's sexy as hell.

- Gerçekten mi?

Çünkü bence çok seksi.

- Dude!

- Dostum!

- No, I mean like I would have sex with her.

- Hayır, yani onunla seks yapacakmışım gibi.

- Oh what's this?

- Bu da ne?

- Did I just blow it?

- Az önce patlattım mı?

Did I just blow my cover?

Gizliliğimi mi bozdum?

- You know Barry, I feel like I've seen you before.

- Biliyor musun Barry, seni daha önce görmüş gibiyim.

- This could be it.

- Bu olabilir.

The end, I'm done.

Son, bitirdim.

(soft instrumental music)

(yumuşak enstrümantal müzik)

Okay, before we find out what happened to Becky in that vlog

Pekala, o vlog'da Becky'ye ne olduğunu öğrenmeden önce

we need to do some vocabulary about spying.

casusluk hakkında biraz sözcük dağarcığı oluşturmamız gerekiyor.

First, why was she spying?

Birincisi, neden casusluk yapıyordu?

Her boyfriend is Kyle

Erkek arkadaşı Kyle

and she thinks that Kyle is cheating on her.

ve Kyle'ın onu aldattığını düşünüyor.

What does cheating mean?

hile yapmak ne demek?

For example, they are a couple,

Mesela bir çiftler

but he kisses someone else.

ama o başka birini öpüyor.

This is cheating.

Bu aldatmaktır.

How can we use this in a sentence?

Bunu bir cümlede nasıl kullanabiliriz?

He cheated on her,

Onu,

his girlfriend,

kız arkadaşını,

with her,

the other girl;

diğer kızla aldattı;

so make sure you get your prepositions right.

bu yüzden edatlarınızı doğru yaptığınızdan emin olun .

You cheat on the girlfriend or boyfriend

Kız arkadaşını veya erkek arkadaşını

with the other person.

diğer kişiyle aldatıyorsun.

That's what Becky's worried about,

Becky'nin endişelendiği şey de bu,

so what does she do?

peki o ne yapıyor?

She goes undercover.

Gizli göreve gidiyor.

If you're a spy,

Eğer bir casussan,

your cover is your fake identity,

kimliğin sahte kimliğindir, kılık

it's your disguise.

değiştirmendir.

And in movies and TV shows with spies,

Casusların olduğu filmlerde ve dizilerde ise gerçek kimliklerini

when they start to hide their real identity,

gizlemeye başladıklarında kılık

they go undercover.

değiştirirler.

That's the collocation.

Eşdizim bu.

You go undercover.

Gizli göreve gidiyorsun.

But let's say that you go undercover

Ama diyelim ki kılık değiştiriyorsunuz

and,

ve

maybe you were wearing fake hair,

belki de takma saç, peruk takıyordunuz

a wig,

and the wig comes off.

ve peruk çıkıyordu.

People now know that that was a fake identity.

İnsanlar artık bunun sahte bir kimlik olduğunu biliyor.

You blow your cover,

Kimliğini açığa çıkarırsan,

you lose your fake identity.

sahte kimliğini kaybedersin.

We could say this in a few ways like:

Bunu birkaç şekilde söyleyebiliriz:

my cover is blown,

kimliğim açığa çıktı,

The passive voice, my cover is blown.

Edilgen ses, kimliğim açığa çıktı.

So you notice this is an irregular verb.

Yani bunun düzensiz bir fiil olduğunu fark ettiniz.

He blew his cover.

Örtüsünü patlattı.

So blow,

Yani üfle,

blew,

üfle,

blown.

üfle.

Think of the word, blow, like lose.

Kelimeyi düşünün, darbe, kaybetmek gibi.

This also works in casinos.

Bu aynı zamanda kumarhanelerde de çalışır.

You go in a casino,

Bir kumarhaneye girersin,

you gamble and you lose all of your money.

kumar oynarsın ve tüm paranı kaybedersin.

You could say,

"Oh my God I blew all my money in like 10 minutes".

"Aman Tanrım, bütün paramı 10 dakikada falan harcadım" diyebilirsiniz.

So think of it more like lose carelessly.

Yani daha çok dikkatsizce kaybetmek gibi düşünün.

But also also it's like spend carelessly.

Ama aynı zamanda dikkatsizce harcamak gibi. Hemen

Let's practice that right now.

şimdi bunu uygulayalım.

Question for you:

Sana soru:

When was the last time you blew your money

En son ne zaman

on something stupid?

aptalca bir şeye paranı harcadın?

For example, for me,

Örneğin, bir

once I blew like 80 pounds on a shirt.

keresinde bir gömleğe 80 kilo verdim.

It looked great in the shop,

Mağazada harika görünüyordu

but then I took it home, wore it,

ama sonra eve götürdüm, giydim

and I was like, this looks stupid.

ve bu aptalca görünüyor dedim.

Never wore it.

Hiç giymedim.

Yeah. I could have returned the shirt to the shop,

Evet. Gömleği dükkana geri verebilirdim

but I'm stupid,

ama ben aptalım, bu

so I blew my money.

yüzden paramı çarçur ettim.

Make me feel better by telling me in the comments,

Yorumlarda bana

when was the last time you blew your money

en son ne zaman

on something stupid.

aptalca bir şeye paranı harcadığını söyleyerek kendimi daha iyi hissetmemi sağla. Başkaları duysun, görmesin diye özel olarak

When you do something or say something in private,

bir şey yaptığınızda veya söylediğinizde,

not for other people to hear,

not for other people to see,

we have an expression and that's "behind closed doors".

bizde bir tabir vardır ve bu "kapalı kapılar ardında"dır.

You often see this expression in movies and TV

Bu ifadeyi filmlerde ve dizilerde sıklıkla görürsünüz

and in real life people often use this expression

ve gerçek hayatta insanlar bu ifadeyi

to explain that they aren't interested

in other people's private lives.

başkalarının özel hayatlarıyla ilgilenmediklerini anlatmak için sıklıkla kullanırlar.

So a common thing you might hear is

Yani duyabileceğiniz yaygın bir şey şu

- I don't give too much of a shit

:

what people do behind closed doors

İnsanların kapalı kapılar ardında,

with consenting adults.

rıza gösteren yetişkinlerle ne yaptıkları umurumda değil.

- And again, it just means your private life is private.

- Ve yine, bu sadece özel hayatınızın özel olduğu anlamına gelir.

But not for Becky.

Ama Becky için değil.

She wants to find out what happens behind closed doors.

Kapalı kapılar ardında neler olduğunu öğrenmek istiyor.

How is she going to do that?

Bunu nasıl yapacak?

She's going to listen to their conversation.

Konuşmalarını dinleyecek.

We have a word for this as well:

Bunun için de bir sözümüz var: kulak

to eavesdrop.

misafiri olmak. Senin dahil olmadığın

To listen to something private that you are not involved in.

özel bir şeyi dinlemek için .

- Don't eavesdrop on my private conversations.

- Özel konuşmalarıma kulak misafiri olma .

- There's a more casual phrasal verb we could use

- 'Dinlemek' gibi kullanabileceğimiz daha sıradan bir fiil öbeği var

which is 'to listen in'.

.

Let's use a full sentence so we know how to use this.

Tam bir cümle kullanalım ki bunu nasıl kullanacağımızı bilelim.

He is eavesdropping,

Kulak misafiri oluyor

or he is listening in.

ya da dinliyor.

Whoever the people behind the door are,

Kapının arkasındakiler her kimse,

he's eavesdropping on them;

onları dinliyor;

He's listening in on them.

Onları dinliyor.

The preposition is on.

Edat açık.

Also. Have you ever tried this?

Ayrıca. Bunu hiç denedin mi? Yan odada neler olup bittiğini dinlemeye çalışmak için

You have a glass against a wall or a door

bir duvara veya bir kapıya bir camınız var

to try and eavesdrop what's happening next door.

.

Yeah, it doesn't work.

Evet, çalışmıyor.

I tried.

Denedim.

I mean, I've never tried it.

Yani, hiç denemedim.

I would never try it.

Asla denemezdim.

Okay. This next word kind of slang,

Tamam aşkım. Bu bir sonraki kelime bir tür argo,

but now yeah, it's slang.

ama şimdi evet, argo.

Remember when you were in school, in class,

Okuldayken, sınıftayken

and there was this one bad kid in class

ve sınıfta

that always did naughty things, bad things.

her zaman yaramaz şeyler, kötü şeyler yapan kötü bir çocuk olduğunu hatırla.

For example,

Mesela

(blows loudly)

(yüksek sesle üfler)

spit balls at the teacher, things like that.

öğretmene top tükürür , bunun gibi şeyler.

And when that happened,

Ve bu olduğunda,

what was your reaction?

tepkin ne oldu?

Did you stay quiet or

Sessiz mi kaldın yoksa

were you the one who went,

"He did it! It was him!"

"O yaptı! O yaptı!" diyen sen miydin?

When you tell the teacher who did something bad

Öğretmene kimin kötü bir şey yaptığını

and what they did,

ve ne yaptığını söylediğinizde buna

we have a word for that.

bir sözümüz var.

Well we have a few words, actually.

Aslında birkaç kelimemiz var.

So as a phrasal verb, you could say

Yani bir deyimsel fiil olarak

"To tell on someone".

"birine anlatmak" diyebilirsiniz.

Full sentence: He, past,

Tam cümle: O, geçmiş,

told on him.

ona anlattı.

He told on him, and we have a noun for this guy.

Ondan bahsetti ve bu adam için bir ismimiz var.

Do you have this in your language?

Bu sizin dilinizde var mı?

In English we say he is a snitch.

İngilizcede onun bir muhbir olduğunu söyleriz.

Now a snitch.

Şimdi bir muhbir.

Yes, it's that thing from Harry Potter.

Evet, Harry Potter'daki o şey.

But in slang terms,

Ama argo tabiriyle muhbir,

a snitch is this person who tells on the bad person;

kötü kişiyi anlatan bu kişidir;

what they did, how they did it, that kind of thing.

ne yaptılar, nasıl yaptılar, bu tür şeyler.

A snitch can be a noun,

Bir snitch bir isim

or a verb.

veya bir fiil olabilir.

So it's like a slang version of this:

Yani bunun argo versiyonu gibi:

To snitch on,

again on, him.

Onu tekrar ispiyonlamak.

He snitched on him.

Ona ispiyonladı.

That's a regular verb to snitch on someone.

Bu birine ispiyonlamak için kullanılan normal bir fiildir.

Also, we have an interesting expression.

Ayrıca ilginç bir ifademiz var.

You know what happens to snitches?

Muhbirlere ne olur biliyor musun?

- Snitches get stitches.

- Muhbirlere dikiş atılır.

- Snitches get stitches.

- Muhbirlere dikiş atılır.

- Snitches get stitches.

- Muhbirlere dikiş atılır.

I think this expression came from prison,

Bu tabir hapishaneden geldi sanırım

but now people use this expression to say,

ama artık insanlar bu tabiri

"If you tell on me something bad is gonna happen to you"

"Bana söylersen başına kötü bir şey gelecek" demek için kullanıyorlar

because a stitch is when you get a cut,

çünkü dikiş kesilince

and the doctor

doktor

(man whistles)

(adam ıslık çalar)

sews up that cut,

diker. kesilenlere

those are called stitches.

dikiş denir.

So snitches get stitches.

Yani muhbirler dikiş atıyor.

If you tell on me something bad will happen to you.

Bana söylersen başına kötü bir şey gelir.

Do you have an expression like this in your country?

Sizin ülkenizde böyle bir ifade var mı ?

And is it,

Ve öyle mi,

I imagine it's more terrifying than in English.

sanırım İngilizce'den daha korkunç.

In English, it kind of sounds funny.

İngilizce'de kulağa biraz komik geliyor.

Not cute, just funny.

Sevimli değil, sadece komik. Narkotik

You might also hear the verb to narc on someone

fiilini birisine narkotik olarak

or again as a noun,

veya yine

a narc, that is short for narcotics agent.

narkotik ajanının kısaltması olan bir isim, bir narkotik olarak da duyabilirsiniz.

So like a detective,

Yani bir dedektif gibi,

someone in the police who searches for drugs

poliste uyuşturucu arayan biri

and in this context it means the same thing.

ve bu bağlamda aynı anlama geliyor.

So tell me in the comments,

Yorumlarda belirtin,

have you ever snitched on someone?

hiç birine ispiyonladınız mı?

What was it for?

Bu ne içindi?

What happened?

Ne oldu?

Did you get stitches?

Dikiş aldın mı?

Now, maybe this is all a bit crazy.

Şimdi, belki de bunların hepsi biraz çılgınca.

I mean, you're not a spy.

Demek istediğim, sen bir casus değilsin.

I'm not a spy,

Ben casus değilim

but when you want to say that someone is crazy,

ama birinin deli olduğunu söylemek istediğinde,

we have a fun, definitely more vulgar word for that.

bunun için eğlenceli ve kesinlikle daha kaba bir kelimemiz var.

(soft playful music)

(yumuşak, eğlenceli müzik)

If you meet someone who's like,

"yeah the moon landing wasn't real",

"Evet, aya iniş gerçek değildi" diyen biriyle tanışırsanız,

you might think this person is crazy.

bu kişinin deli olduğunu düşünebilirsiniz.

But,

Ama

maybe there is someone more crazy.

belki daha çılgın biri vardır.

The moon, that doesn't exist.

Ay, bu yok.

When the word crazy isn't enough,

Deli kelimesi yeterli olmadığında,

you could say, "These guys are batshit crazy"

"Bu adamlar tam bir çılgın" diyebilirsiniz

but actually you don't need that word

ama aslında bu kelimeye ihtiyacınız yok

because it's, they both mean the same thing.

çünkü ikisi de aynı anlama geliyor.

Usually we just say, "Mate, you are batshit".

Genellikle "Dostum, sen bir pisliksin" deriz.

Tell me in the comments,

Yorumlarda bana söyleyin,

which spy things have you ever done?

şimdiye kadar hangi casusluk şeylerini yaptınız?

I hope you've enjoyed today's lesson.

Umarım bugünkü dersten keyif almışsınızdır.

All of the vocabulary is available in my ebook.

Tüm kelimeler e-kitabımda mevcuttur.

It's on Patreon.

Patreon'da.

You'll find the link in the description.

Bağlantıyı açıklamada bulacaksınız.

There's an amazing PDF worksheet for this

Bunun ve yaptığım en sevdiğim derslerin çoğu için harika bir PDF çalışma sayfası var

and many of my favorite lessons that I've done,

and let's find out what happened to Becky in that vlog.

ve o vlog'da Becky'ye ne olduğunu öğrenelim.

- You know, Barry, I feel like I've seen you before.

- Biliyor musun Barry, seni daha önce görmüş gibiyim.

You're not secretly sent here by Becky?

Buraya Becky tarafından gizlice gönderilmedin mi? Onun

You're not one of her friends, are you?

arkadaşlarından biri değilsin, değil mi?

You a double agent?

Çifte ajan mısın?

You gonna snitch on us?

Bizi ispiyonlayacak mısın?

You know, snitches get stitches right?

Muhbirlere dikiş atılır biliyorsun değil mi?

- No, no.

- Hayır hayır.

I would never, I wouldn't want to lose my penis,

Penisimi asla kaybetmek istemezdim, değil mi

am I right?

?

- Nice. - Nice.

- Güzel. - Güzel.

- How did that work?

- Bu nasıl çalıştı?

Do guys really talk like that?

Erkekler gerçekten böyle mi konuşuyor?

Or do guys just talk so much shit that nothing makes sense.

Yoksa erkekler o kadar çok boş boş konuşuyorlar ki hiçbir şey anlam ifade etmiyor.

Follow my updates on Instagram

Instagram'daki güncellemelerimi takip edin

and next time I'll show you what happens

ve bir dahaki sefere size

when guys think farts are funny.

erkekler osurmanın komik olduğunu düşündüğünde ne olduğunu göstereceğim.

Until next time, don't tell Kyle I'm spying on him.

Bir dahaki sefere kadar, Kyle'a onu gözetlediğimi söyleme.

See you next time.

Bir dahaki sefere görüşürüz.

(soft playful music)

(yumuşak eğlenceli müzik)