"We Were DUE TO Meet, but I'M AFRAID..." - Reschedule, Change, Cancel a Meeting in English!

"BULUŞACAKTIK ANCAK, KORKARIM Kİ.." İngilizce Toplantı Değiştirme, İptal etme, Yeniden Planlama!

72,144 views

2020-05-02 ・ Learn English with Papa Teach Me


New videos

"We Were DUE TO Meet, but I'M AFRAID..." - Reschedule, Change, Cancel a Meeting in English!

"BULUŞACAKTIK ANCAK, KORKARIM Kİ.." İngilizce Toplantı Değiştirme, İptal etme, Yeniden Planlama!

72,144 views ・ 2020-05-02

Learn English with Papa Teach Me


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

00:00
- Does he love me?
0
976
2015
0-Beni seviyor mu?
00:02
Does he love me?
1
2991
904
00:03
Does he love me?
2
3895
833
Beni seviyor mu?
Beni seviyor mu?
00:04
Does he love me?
3
4728
902
Beni seviyor mu?
00:05
Does he love me?
4
5630
899
Beni seviyor mu?
00:06
Does he love me?
5
6529
1841
Beni seviyor mu?
00:08
Does he love me?
6
8370
1139
Beni seviyor mu?
00:09
(slow piano music)
7
9509
2917
(hüzünlü piano müziği)
00:17
- Am I beautiful?
8
17540
1592
Güzel miyim?
00:19
Am I beautiful?
9
19132
1849
Güzel miyim?
00:20
Am I beautiful?
10
20981
1863
Güzel miyim?
00:22
Am I beautiful?
11
22844
1476
Güzel miyim?
00:24
Am I beautiful?
12
24320
891
Güzel miyim?
00:25
Am I beautiful?
13
25211
1181
Güzel miyim?
00:26
(slow piano music)
14
26392
2917
00:30
- Guess what I said?
15
30617
1513
Bil bakalım ne dedim?
00:32
Hang on.
16
32130
1430
Bekle bir dakika.
00:33
Hello, Yeah, who's this?
17
33560
1970
Oh, selam, kimdiniz acaba?
00:35
- It's Becky.
18
35530
1183
Ben Becky
00:37
- Becky!
19
37980
833
Becky!
00:38
Yeah you alright, love?
20
38813
1017
Evet, iyi misin tatlım?
00:39
- Yeah, I was just wondering what you were gonna do tonight?
21
39830
2770
Elbette, bu akşam ne yapacağını merak ediyordum?
00:42
I was thinking maybe we could hang out?
22
42600
2093
Belki de biraz takılabiliriz diye düşünmüştüm?
00:46
- Tonight I'm a bit busy, love.
23
46480
1510
Ah, şey bu akşam biraz meşgulüm canım
00:47
I could probably fit you in
24
47990
940
Pazar günü gibi seni bir yemeğe ayarlarım!(Tüm resmiyet düzeylerini karıştırıyor)
00:48
around Sunday lunch though?
25
48930
2410
Pazar günü gibi seni bir yemeğe ayarlarım!(Tüm resmiyet düzeylerini karıştırıyor)
00:51
Yeah, How about we pencil it in?
26
51340
1870
Peki, bunu kaydetmeye ne dersin? (sanki bir ofisten randevu alıyormuş gibi söylüyor)
00:53
- Fit me in?
27
53210
1140
Ayarlarım?
00:54
Fit me in?
28
54350
1360
Ayarlarım?
00:55
Fit me in?
29
55710
833
Ayarlarım? (çocuk resmiyet düzeylerini baya karıştırdığından kızın kafası karışıyor)
00:56
Fit me in?
30
56543
833
Ayarlarım? (çocuk resmiyet düzeylerini baya karıştırdığından kızın kafası karışıyor)
00:57
Fit me in?
31
57376
1274
Ayarlarım?
00:58
You know what, it's fine.
32
58650
1120
Biliyor musun, aslında hiç önemli değil.
00:59
Totally fine, we'll do it later.
33
59770
1316
Tabikisi, sonra yaparız o zaman.
01:01
Raincheck?
34
61086
833
01:01
(club music)
35
61919
2061
(klüp sesleri)
01:03
- Actually, Becky you know what?
36
63980
1080
Aslında,Becky biliyor musun?
01:05
Now let's call if off, love, yeah?
37
65060
1700
Şimdiden erteleyelim yha, tatlım, tamam mıdır? (yine aynı hatalar)
01:07
- Call it off, Call it off?
38
67960
1460
erteleyelim, erteleyelim
01:09
Call it off, Call it off?
39
69420
1322
erteleyelim, erteleyelim
01:10
(upbeat music)
40
70742
2583
01:17
- Okay, responding to an invitation or a suggestion,
41
77180
3660
Tamam, bir davete veya öneriye yanıt olarak,
01:20
you need to use the appropriate level of formality.
42
80840
3620
uygun bir konuşma düzeyini kullanmanız gerekir.
01:24
Maybe you need business English for arranging a meeting,
43
84460
3410
Belki bir toplantıyı yapmak için iş İngilizcesi'ne ihtiyacın var
01:27
maybe you need formal English to make an appointment,
44
87870
3720
Ya da bir görüşme ayarlamak için resmi İngilizce kullanmalısın,
01:31
or maybe you're just using casual English
45
91590
2410
Ya da belkide sadece arkadaşlarınla
01:34
with your friends, or to organize a date.
46
94000
2870
bir buluşma ya da organizasyon için gündelik ingilizceyi kullanacaksın
01:36
You need to use the appropriate level of formality.
47
96870
3420
Bunlar için uygun formalite düzeyini kullanmalısınız.
01:40
In casual English, just be direct.
48
100290
2297
Gündelik ingilizcede direkt olarak
01:42
"Hey! Let's do drinks this Thursday."
49
102587
2183
"Hey! Hadi perşembe günü içmeye gidelim"
01:44
Or, even shorter, "Hey, Drinks Thursday?"
50
104770
3840
Ya da daha kısa haliyle "Şşt, perşembe günü içki?"
01:48
Again, casual English, just be direct, it's better.
51
108610
3850
Tekrardan, gündelik ingilizcede direkt olarak konuşmanız daha iyi olacaktır.
01:52
In formal English, a dentist, a doctor, an optician,
52
112460
3190
Resmi ingilizcede ise, bir dişçi, bir doktor, bir gözlükçü
01:55
might invite you to an appointment, like this.
53
115650
3467
sizi randevuya çağırabilir. Şu şekilde:
01:59
"Hi, can you come in Thursday for a checkup?"
54
119117
3053
"Merhaba, perşembe günü muayene için gelebilir misin?"
02:02
Next, business English.
55
122170
2010
Sıradaki, iş ingilizcesi.
02:04
You're trying to arrange a meeting
56
124180
1760
Diyelim ki bir meslektaşın ile
02:05
with your colleague, for example.
57
125940
2570
Bir toplantı düzenlemeye çalışıyorsun.
02:08
They might say,
58
128510
1067
Şöyle diyebilirler.
02:09
"Can we jump on a call on Thursday?"
59
129577
2713
"Perşembe gününe bir çağrı atlatabilir miyiz?"
02:12
And yes, there's that phrasal verb that I hate again.
60
132290
2907
Vee evet, işte tekrardan nefret ettiğim bir kalıp fiil.
02:15
"Can we jump on a call?"
61
135197
2003
"Çağrı atlatabilir miyiz?"
02:17
It just means, can we have a call?
62
137200
2720
Bu sadece, telefon görüşmesi yapabilir miyiz?
02:19
Can we have a video chat?
63
139920
1890
Görüntülü konuşma yapabilir miyiz anlamına geliyor.
02:21
Whatever.
64
141810
1110
Her neyse
02:22
You want to confirm those plans.
65
142920
2970
Bu planları kabul edecek isen
02:25
Casual English,
66
145890
1507
Gündelik ingilizcede
02:27
"Sure, Sounds good.
67
147397
2263
"tabii olur, kulağa hoş geliyor"
02:29
Let's do it.
68
149660
1150
Hadi yapalım
02:30
I'd love to."
69
150810
1810
Çok isterim
02:32
These work for everyone,
70
152620
1970
Bunlar herkesde işe yarar.
Sadece dişçiye böyle söyleyebiliriz gibi bir şey yok.
02:34
there's no specific way to respond to a dentist.
71
154590
4057
02:38
"Yeah great."
72
158647
1053
"ah, tabii"
02:39
Or, "That works for me."
73
159700
2220
Ya da "Benlik sıkıntı yok"
02:41
They're neutral, you can use them for everything.
74
161920
3830
Bunlar nötürdür, bunları herşeye kullanabilirsiniz.
02:45
Casual, business, formal, it doesn't matter.
75
165750
3090
Gündelik, iş, resmi fark etmez.
02:48
These are neutral responses to confirm something.
76
168840
4100
Bunlar bir şeyi kabul ettiğinizi belirten nötr cümlelerdir.
02:52
These, honestly, yeah,
77
172940
2700
Aslına bakarsanız, eh
02:55
you could respond to a dentist or a doctor with these,
78
175640
3623
Bunlarla bir dişçiye ya da bir doktora cevap verebilirsiniz
03:00
it might sound a bit friendly.
79
180400
2090
Ancak bu onlara birazcık arkadaş canlısı gelecektir.
03:02
But sometimes, that's fine.
80
182490
2460
Ama bazen de sıkıntı olmaz.
03:04
I would argue sometimes you need to sound like a human.
81
184950
3660
(burayı anlamadım ama pek de önemli bir şey söylemiyor :(. )
03:08
And then, business English.
82
188610
2210
Ve şimdi de, iş ingilizcesi
03:10
Your life revolves around a calendar,
83
190820
3047
Hayatın bir takvim etrafında dönüyor.
03:13
"I'll put it in my calendar."
84
193867
1733
"Tamamdır, takvimime eklerim"
03:15
We've got some nice connected speech there,
85
195600
2150
Orada güzel bir bağlamlı konuşmamız var,
03:17
so that consonant sound goes to the next word.
86
197750
4120
Bu ünsüz sonraki kelimeye gidiyor
03:21
That consonant sound goes to the next word.
87
201870
2730
03:24
So it's like, "I'll put it in."
88
204600
1677
Ve şunun gibi oluyor:
03:28
"Put it in."
89
208041
1380
Ayarlarım(telaffuz)
03:29
Faster, "Put it in.
90
209421
2069
Daha hızlı, ayarlarım
03:31
Put it in."
91
211490
833
03:32
"Can we hop on a call Thursday at 2?"
92
212323
2444
"Perşembe saat 2 ye bir çağrı yerleştirebilir miyiz?"
03:34
"Sure, I'll put it in my calendar."
93
214767
2843
"Tabiki, ayarlarım(takvimime eklerim ancak hızlı söyleyince buna dönüşüyor)"
03:37
If you want to refuse, if you want to say, "No."
94
217610
4040
Eğer reddedecekseniz, hayır demek istiyorsanız
03:41
With your friends, "Sorry, I can't."
95
221650
3370
Arkadaşınıza"üzgünüm, yapamam" diyebilirsiniz.
03:45
That's it, that's fine.
96
225020
1277
Bu normal, normal
03:46
"How about, blah blah blah"
97
226297
1903
"peki ya........ Ya ne dersin?"
03:48
You suggest a different date,
98
228200
1940
Bu şekilde farklı bir tarih,
03:50
you suggest a different activity, different time, whatever.
99
230140
4260
farklı bir aktivite, farklı bir zaman, her ne olursa önermiş olursunuz.
03:54
Raincheck?
100
234400
1448
Raincheck?
03:55
Raincheck is more of an American expression,
101
235848
3002
Raincheck daha çok Amerikalıların kullandığı bir ifadedir,
03:58
but we understand it, we use it, It's fine.
102
238850
3630
ancak biz de anlıyoruz, kullanıyoruz, sıkıntı yok.
04:02
It just means, "Let's do this thing later."
103
242480
3650
"Neyse o zaman sonra yapalım" anlamına gelir
04:06
So the plan now, no.
104
246130
2580
Yani plan şuan için 'hayır'
04:08
But later, Yes.
105
248710
2060
Ama sonrası için 'evet'
04:10
Specifically, when making appointments,
106
250770
2380
Özellikle, bir randevu ayarlarken
04:13
doctor, dentist, optician,
107
253150
1997
Doktor, dişçi, gözlükçü..
04:15
"Sorry, is blah blah blah,
108
255147
3043
"Pardon, bu....'
04:18
this time, this day, available instead?"
109
258190
3760
şu saat, şu günün yerine ayarlayabilir miyiz? "
04:21
If you don't know, the word instead, means in place of.
110
261950
4740
Eğer '"instead"' ın anlamını bilmiyorsanız, yerine demek.
04:26
Not that day, but this day, instead.
111
266690
4370
O gün değil de, şu gün (onun yerine) (kısacası karşındakinin söylediğini kendine göre düzenliyorsun)
04:31
Also, you could say this,
112
271060
2387
Aynı zamanda şunu da diyebilirsiniz,
04:33
"2 o'clock, do you have any other slots free?"
113
273447
5000
"Saat 2'de, başka boş yerin var mı?"
04:38
Next in business English we might say,
114
278650
2447
Sıradaki, İş ingilizcesinde ise şöyle diyebiliriz,
04:41
"Sorry, I won't be able to make that,
115
281097
3223
"üzgünüm, bunu yapamam,
04:44
are you free this time, this date, instead?"
116
284320
3930
onun yerine şu saat, şu tarihte müsait misin? "
04:48
Again, instead, in place of.
117
288250
2770
Yine, instead, onun yerine olarak kullanılıyor.
04:51
Before we continue, I won't be able to make that.
118
291020
4920
Devam etmeden önce, Bunu yapabilecek durumda değilim.
04:55
If you say, "I can't make it,"
119
295940
2860
Eğer "Bunu yapamam" derseniz
04:58
it means I can't attend, I can't go.
120
298800
3340
Katılamam, gidemem anlamına gelir.
05:02
Maybe I'm busy, maybe I'm sick,
121
302140
1960
Belki meşgulüm, belki de hastayım,
05:04
for whatever reason, I can't attend this thing.
122
304100
3907
Her ne sebepten ise, bu şeye katılamayacağım.
05:08
"I can't make it."
123
308007
2563
"Gelemiyorum."
05:10
And then, of course, you suggest an alternative day or time.
124
310570
3547
Ve sonra, tabiki, daha uygun bir gün veya zaman önereceksiniz.
05:14
"Are you free, this day, this time, instead?"
125
314117
3673
"Onun yerine şu gün, şu saat, uygun musun?"
05:17
Or, "Can we do Friday, instead?"
126
317790
3680
Ya da "Onun yerine cuma günü yapsak?"
05:21
We're using the verb do, to mean can we arrange this?
127
321470
4570
Do(yapmak) fiilini şunun için kullanırız, bunu ayarlayabilir miyiz?
05:26
Can we meet up Friday?
128
326040
2380
Cuma buluşabilir miyiz?
05:28
Now you might be thinking,
129
328420
1197
Belki de şimdi diyorsunuzdur
05:29
"Okay, but can I use something like this
130
329617
3073
"Tamam da ben bunları günlük dilde de
05:32
in a casual situation?"
131
332690
2300
kullanabilir miyim? "
05:34
Or, "Just because that's in a casual situation,
132
334990
4400
Ya da "bunlar gündelik kalıplar olduğundan
05:39
can I never use it in formal or business English?"
133
339390
4650
Resmi ya da İş İngilizcesinde asla bunları kullanamaz mıyım? "
05:44
You can use any of these sentences,
134
344040
2780
Bu cümlelerden istediğinizi kullanabilirsiniz
05:46
if the moment is right.
135
346820
2760
Tabii, doğru zamanda(yerine göre konuş diyor yani)
05:49
So just think, how do you want to sound?
136
349580
3150
Düşünsene, nasıl konuşmak istersin?
05:52
Use the appropriate level of formality, easy.
137
352730
4360
Resmi dili kullan bakalım, kolay.
05:57
Okay, now you have a date, a time, a thing, planned,
138
357090
4320
Tamam, şimdi bir tarih, zaman, bir şey, planlanmış bir şeyin var
06:01
but uh oh, something has come up.
139
361410
3800
Ama tüh! Bir şeyler oldu.
06:05
Remember that phrasal verb?
140
365210
1540
Bu kalıp fiili hatırlıyor musun?
06:06
It means something appeared unexpectedly.
141
366750
3444
beklenmeyen bir durum olduğu anlamına geliyor.
06:10
(sighs)
142
370194
833
06:11
And now you need to reschedule.
143
371027
1833
Ve şimdi de yeniden ayarlaman gerekiyor.
06:12
How do we do that?
144
372860
1142
Nasıl yapacağız bunu?
06:14
(upbeat jazz-techno beats)
145
374002
3583
06:18
We were due to, or we were going to meet tomorrow,
146
378820
3120
Diyelim ki "yarın buluşacaktık
06:21
but unfortunately, or I'm afraid, something has come up.
147
381940
5000
ama ne yazık ki, ya da korkarım ki, bi sıkıntı çıktı."
06:26
So, if you want to be more formal, use due to.
148
386970
3510
Eğer daha resmi olmak istiyorsanız "due to" kullanın.
06:30
That's more formal.
149
390480
1450
Bu daha resmidir.
06:31
It basically means, we were scheduled to do something.
150
391930
4240
Kısacası, bir şeyler yapacaktık anlamına gelir.
06:36
I have a whole video on "due to" click here to see it.
151
396170
4340
"due to" hakkında ayrı bir videom var, buraya tıklayıp izleyebilirsiniz.
06:40
Alternatively, to be more casual, just say,
152
400510
3417
Alternatif olarak, daha gündelik olması için, sadece şunu diyin,
06:43
"We were going to meet tomorrow, but,"
153
403927
3873
"Yarın buluşacaktık ancak,.."
06:47
here you have a choice,
154
407800
1307
İşte bunlar seçenekleriniz
06:49
"Unfortunately, I'm afraid, something has come up."
155
409107
4100
"ne yazık ki, korkarım ki bişeyler oldu"
06:53
"I'm afraid." It just means "unfortunately,"
156
413207
3093
I'm afraid(korkarım ki) ile unfotunately(ne yazık ki) aynı anlamdalar.
06:56
or, "I'm sorry,
157
416300
2390
Ya da "üzgünüm ama bişi bişi bişi"
06:58
but blah blah blah."
158
418690
1887
07:00
"Hi, yeah, we were due to meet tomorrow
159
420577
2453
"Merhaba, evet, yarın buluşacaktık
07:03
but I'm afraid something has come up, sorry."
160
423030
3140
ancak korkarım ki bir sıkıntı çıktı, üzgünüm"
07:06
So this is a good example, a good structure
161
426170
4040
Şimdi, bu iyi bir örnek,resmiyetin her türünde kullanabileceğiniz
07:10
to use at every level of formality,
162
430210
2790
güzel bir yapısı var.
07:13
when you need to cancel or reschedule.
163
433000
3880
bir şeyi iptal edecekseniz ya da yeniden ayarlayacaksanız
07:16
What happens next?
164
436880
1780
Ne olacak?
07:18
So let's change the time, the date,
165
438660
1910
Hadi o zaman tarihi, saati değiştirelim
07:20
or just cancel the meeting.
166
440570
2180
ya da direkt buluşmayı iptal edelim.
07:22
How do we do that?
167
442750
900
Bunu nasıl yaparız?
07:23
(upbeat jazz-techno beats)
168
443650
2380
07:26
We're going to start our sentence with, "I'm afraid."
169
446030
3150
Cümlemize"korkarım ki"ile başlıyoruz
07:29
Remember, it means unfortunately,
170
449180
2060
Unutmayın, bu ne yazık ki anlamına geliyor.
07:31
or "I'm sorry, but blah blah blah."
171
451240
3007
Ya da "ah üzgünüm ama bişi bişi bişi."
07:36
If you just want to say no,
172
456220
2740
Eğer sadece hayır demek istiyorsanız
07:38
and you don't want to give more details,
173
458960
3110
Ve daha fazla detay vermek istemiyorsanız
07:42
you could just say this,
174
462070
1317
sadece şunu söyleyin,
"Korkarım ki bunu yapamam"
07:43
"I'm afraid I won't be able to make it."
175
463387
3323
07:46
Stop, that's it.
176
466710
1407
Bitti, işte bu kadar.
07:48
"I won't be able to make it."
177
468117
1293
"Bunu yapamam"
07:49
You already learned this, "I won't be able to attend."
178
469410
3987
Zaten bunu öğrendiniz.
07:56
"Sorry, I'm afraid I have to put off, postpone,
179
476077
3233
"üzgünüm, korkarım ki bunu ertelemeliyim,ertelemeliyim(eş anlamlılar),
07:59
or put back the meeting, the event, the whatever."
180
479310
4140
ya da toplantı, etkinlik, ne olursa olsun ertelemeliyim
08:03
These three all mean the same thing, to make it later.
181
483450
4950
Bu üçü de aynı anlama gelir, sonra yapmak.
08:08
Rain heck, for example.
182
488400
1660
Raincheck, mesela .
08:10
So those three mean to make it later.
183
490060
3470
Yani bu üçü de sonra yaparız anlamına geliyor.
08:13
What about to make it earlier?
184
493530
2443
Peki ya daha erken yapmak istersek?
08:18
"Sorry, I'm afraid I have to bring it forward an hour."
185
498277
3353
"Üzgünüm, korkarım bir saat erkene çekmek zorundayım."
08:21
To "bring something forward" to make it earlier.
186
501630
4380
" bring something forward" daha erken yapmak anlamına gelir
08:26
Or if you just want to cancel, use this,
187
506010
3023
Ya da sadece iptal mi etmek istiyorsun, bunu kullan,
08:30
"Sorry, I'm afraid we have to call off the meeting."
188
510577
2860
"üzgünüm, korkarım ki toplantıyı iptal etmeliyim"
08:33
"I'm afraid we have to cancel the meeting."
189
513437
3513
"Üzgünüm, toplantıyı iptal etmeliyiz"
08:36
So lots of really useful phrasal verbs that you can use,
190
516950
4310
Gerçekten kullanabileceğiniz çok fazla kalıp var
08:41
when you want to reschedule, to cancel,
191
521260
2630
Yeniden ayarlamak, iptal etmek
08:43
make something later, or make something earlier.
192
523890
3820
bir şeyi daha sonra veya daha erken yapmak istersen
08:47
And again, remember, that all of these can be used
193
527710
3900
Ve yine unutma ki bunların hepsi
08:51
at every level of formality.
194
531610
2450
tüm resmiyet seviyelerinde geçerlidir.
08:54
So we explained, Something has come up,
195
534060
2700
Şimdii, bir sıkıntı çıktığını
08:56
we need to change the date, or the time,
196
536760
2550
tarihi veya saati, bir toplantı veya etkinliği
08:59
of the meeting or of the event.
197
539310
2400
değiştirmemiz gerektiğini nasıl söyleyeceğimizi öğrendik.
09:01
Now, we are going to suggest an alternative.
198
541710
3404
Şimdi de bir öneri sunacağız
09:05
(upbeat jazz-techno beats)
199
545114
3763
09:08
"Can we reschedule for Friday?"
200
548877
5000
"Cuma günü için yeniden planlayabilir miyiz?"
09:14
You know the prefix, re, it means again.
201
554030
3090
"-re" ekinin bir şeyi tekrardan yapma anlamına geldiğini biliyorsun.
09:17
So schedule again for Friday.
202
557120
4210
Yani, cuma günü için tekrardan ayarla.
09:21
Let's say, "Can we do it Friday instead?"
203
561330
3510
Şimdi de "onun yerine cuma günü yapsak?" diyelim.
09:24
Or, "Can we make it Friday instead?"
204
564840
3200
Ya da "Onun yerine cuma günü yapsak?" (make ve do değişti)
09:28
I know.
205
568040
930
09:28
Do, make, mean the same thing in this context
206
568970
3580
Biliyorum.
Do, make burada aynı anlamda,
09:32
and they're both fine.
207
572550
1570
ve ikisini de kullanmanızda sıkıntı yok
09:34
So if you've taken notes through today's lesson,
208
574120
4090
Eğer bugünün dersi için not alıyorsanız
09:38
you can make your own example dialogues
209
578210
2310
kendi örnek diyaloglarınızı yapabilirsiniz.
09:40
or, in real life if you're trying to arrange an appointment,
210
580520
4100
ya da gerçek hayatta bir randevu ayarlamaya çalışın,
09:44
a meeting, a date, a hangout day with a friend.
211
584620
4063
bir toplantı, bir buluşma veya da arkadaşınızla takılacağınız bir gün.
09:49
Send them a message,
212
589650
1980
Onlara bir mesaj atın,
09:51
let me know what happens in the comments.
213
591630
2890
yorumlarda neler olduğunu bana bildirin
09:54
I want to read your dialogues.
214
594520
2110
Diyaloglarınızı okumak istiyorum.
09:56
So now I'm going to show you three example conversations
215
596630
4580
Şimdi size 3 tane örnek konuşma göstereceğim.
10:01
at each different formality level,
216
601210
2360
Hepsi de farklı resmiyet düzeyinde,
10:03
business, formal, and casual English.
217
603570
3030
İş, resmi ve gündelik İngilizce.
10:06
So you can hear how a natural conversation might sound.
218
606600
4840
Bu sayede normal bir konuşmanın nasıl olduğunu bir duyabilirsiniz.
10:11
First, business English.
219
611440
1903
İlk olarak, İş İngilizcesi.
10:17
(phone ringing tone)
220
617898
2912
(telefon çalıyor)
10:20
- Hello?
221
620810
833
-Merhaba?
10:21
- T-man!
222
621643
1217
-T-man!
10:22
- Is this Patrick?
223
622860
954
-Patrick misiniz?
10:23
- (laughs) the one and only.
224
623814
1476
-(güler)Ta kendisi!
10:25
How are you, T-Man?
225
625290
1150
Nasılsın, T-Man?
10:26
You having a good day?
226
626440
1260
Günün güzel geçiyor mu?
10:27
- Yeah, a bit busy, but good, you?
227
627700
2460
-Evet, birazcık yoğunum, ama iyiyim, ya senin?
10:30
- I'm good, I'm good.
228
630160
850
-İyiyim, iyiyim
10:31
Listen, I was just wondering if this week was good
229
631010
2360
Dinle, düşünüyordum da bu hafta
10:33
for you to jump on a call with me,
230
633370
2940
bana bi çağrı atlatsan(arasan) ,
10:36
maybe we could talk about the details of this contract.
231
636310
2750
Sözleşme hakkındaki detayları konuşsak güzel olurdu.
10:40
- Yeah, sure.
232
640060
1118
-Elbette, tabii
10:41
- (laughs) amazing.
233
641178
1522
-(güler) harika
10:42
When works for you, T-Man?
234
642700
1333
Sana ne zaman uyar T-Man?
10:45
- I'm pretty busy most of the week, but how about Thursday?
235
645915
3428
-Bu hafta baya meşgulüm, ancak Perşembeye ne dersin?
10:49
- I'm afraid I can't make Thursday, T-Dog!
236
649343
2457
-Korkarım ki Perşembe gelemem, T-Dog!
10:51
How about Friday?
237
651800
1520
Peki ya cuma?
10:53
- No, yeah, I think Friday works for me.
238
653320
3090
-yok, ya da, düşündüm de cuma bana uygun.
10:56
Can I pencil you in for 2?
239
656410
2880
Seni saat 2 ye kaydedebilir miyim?
10:59
And I'll have to confirm with you later,
240
659290
2340
ve daha sonra sizinle teyit etmek zorunda kalacağım,
11:01
is that alright?
241
661630
1328
tamam mıdır?
11:02
- (laughs) Sure thing, T-Bone, I'll see you later.
242
662958
2685
-(güler) Tamamdır T-Bone, sonra görüşürüz.
11:06
- Alright, great, thanks, Bye.
243
666610
2360
-Olur, tamam, teşekkürler,bay.
11:08
Next, a conversation which might happen arranging a date.
244
668970
4283
Sonraki ise, bir buluşma ayarlarken geçebilecek olası bir konuşma.
11:16
(phone ringing)
245
676003
2667
(telefon çalıyor)
11:23
- Hello?
246
683500
1110
-Alo
11:24
- Hey Kyle?
247
684610
920
-Hey Kyle?
11:25
- You alright, Becky love, How you doing?
248
685530
2000
-Buyur, benim, Beckyciğim, Napıyosun bakalım
11:27
- Yeah, I was just wondering
249
687530
1670
-ee, merak ediyordum da
11:29
if maybe you wanted to get pizza tonight.
250
689200
2863
belki de bu akşam bir pizza isteyebilirsin?
11:34
- Yeah, pizza sounds good.
251
694360
2140
-olur, pizza kulağa hoş geliyor
11:36
- What?
252
696500
833
-Ne?
11:37
Really!?
253
697333
833
Cidden mi!?
11:38
I mean, yeah cool, Whatever, that's fine.
254
698166
2767
Ay yani şey, tabii, Herneyse, olur
11:41
What time are you coming to pick me up?
255
701940
1950
Beni almaya kaç gibi gelirsin?
-7 gibi hazır olur musun?
11:46
- Can you do 7?
256
706150
1430
11:47
- Yeah, whatever.
257
707580
833
-Tabir, olur evet, hıhı
11:48
Okay, I'll see you then?
258
708413
2176
Tamam, sonra görüşürüz o zaman?
11:50
- Alright.
259
710589
833
-Tammamdır
11:51
- Bye.
260
711422
1419
-bay
11:52
- Alright.
261
712841
833
-peki
11:53
See you then, Bye.
262
713674
1009
-kapatıyorum öyleyse, hoşçakal
11:55
And finally, making an appointment.
263
715910
2640
Ve son olarak, randevu oluşturma.
11:58
How might that conversation go?
264
718550
2243
Sizce konuşma nasıl ilerleyecek?
12:05
- Hello?
265
725260
833
-Alo
12:06
- Oh hi, yeah, I was due for an appointment today at 1:30
266
726093
3007
-Oh merhaba, Bugün saat 1:30 a randevum vardı da
12:09
but something's come up and I can't make it anymore.
267
729100
1800
bir sorun çıktığı için gelemeyeceğim.
12:10
Is it possible to push it back 2 hours?
268
730900
2380
2 saat sonraya almamız mümkün mü acaba?
12:13
- Yeah sure, we can fit you in at 3:30.
269
733280
3390
-Tabii, elbette, sizi saat 3:30 a ayarlayabilirim.
12:16
Does that work for you?
270
736670
930
Sizin için uygun mudur?
12:17
- Amazing, alright thank you so much.
271
737600
1440
-Harika, tamamdır çok teşekkür ederim.
12:19
See you then.
272
739040
833
12:19
- Okay great, see you then.
273
739873
1369
Sonra görüşürüz o zaman.
-Tamamdır, harika sonra görüşürüz.
12:21
(fart noise)
274
741242
1858
(osuruk sesi)
12:23
You can get the lesson worksheet for this,
275
743100
2150
Patreon hesabıma katılarak bu derslerin fotokopilerini
12:25
and many other lessons, by joining my Patreon.
276
745250
3020
ve daha fazla dersimi alabilirsiniz.
12:28
Also, you can find out how to request your own lesson
277
748270
3630
Aynı zamanda,nasıl istek ders isteyebileceğinizi
12:31
the links, all in the description.
278
751900
2260
linkten bulabilirsiniz, hepsi açıklama kutusunda.
12:34
See you next time.
279
754160
900
Sonra görüşürüz.
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7