I have a STALKER!... I got REVENGE!...

- You can find a lesson worksheet for this lesson

-

and many other lessons by joining my Patreon

Patreon'uma katılarak

or joining this channel as a member.

veya bu kanala üye olarak katılarak bu ders ve daha birçok ders için ders çalışma kağıdına ulaşabilirsiniz.

Let's start the lesson.

Derse başlayalım.

(upbeat music)

(iyimser müzik)

Okay, I ask you to follow me here or here, for example,

Tamam, örneğin beni burada veya burada takip etmenizi rica ediyorum

but when you follow someone in real life, that's not fun.

ama gerçek hayatta birini takip ettiğinizde bu hiç eğlenceli değil.

The extreme version is called

Aşırı versiyon,

to stalk someone.

birini takip etmek için çağrılır.

Pronunciation, you don't pronounce the L.

Telaffuz, L. Stalk'ı telaffuz etmiyorsun

Stalk, it's like walk.

, yürümek gibi.

You don't pronounce that L.

L'yi telaffuz etmiyorsun.

In a sentence, she is stalking him.

Bir cümleyle, onu takip ediyor.

She follows him, she wants to know

Onu takip ediyor,

everything about his life.

hayatı hakkında her şeyi bilmek istiyor.

She is obsessed.

O takıntılı.

Where's he going?

O nereye gidiyor?

What is he doing?

O ne yapıyor?

What's he eating?

Ne yiyor?

Who's he eating that with?

Bunu kiminle yiyor?

But weirdly, we use this word in also a joking way.

Ama garip bir şekilde bu kelimeyi şaka anlamında da kullanıyoruz.

You know when you're in Instagram?

Instagram'da ne zaman olduğunu biliyor musun?

Oh my god, are you looking at his Instagram again?

Aman Tanrım, yine onun Instagram'ına mı bakıyorsun?

No.

Hayır.

Stop stalking him, it's weird.

Onu takip etmeyi bırak, bu çok tuhaf.

What?

Ne?

I'm just liking some of his beach photos

Sadece bazı plaj fotoğraflarını beğeniyorum

'cause he's not wearing a shirt.

çünkü gömlek giymiyor.

So yeah, we can use this in a more casual jokey way.

Yani evet, bunu daha rahat ve şakacı bir şekilde kullanabiliriz.

Like you're always looking at someone's Instagram,

Sanki sürekli birinin Instagramına bakıyorsun

or you're always checking what someone's doing.

ya da sürekli birinin ne yaptığını kontrol ediyorsun.

And we also use the word to creep.

Sürünmek kelimesini de kullanırız.

Hah, Becky just liked like 20 of my Instagram.

Hah, Becky Instagram'ımın 20 tanesini beğendi.

Oh, they're all shirtless, okay.

Oh, hepsi gömleksiz, tamam mı?

Yeah, Becky's creeping on me.

Evet, Becky üstüme geliyor.

If you use this verb, you need the preposition on.

Bu fiili kullanırsanız, on edatına ihtiyacınız vardır.

She is creeping on him.

Onun üzerine sürünüyor.

To creep on someone,

Birinin üzerine sürünmek,

that has a more playful casual feeling than stalk.

gizlice takip etmekten daha oyunbaz ve gündelik bir duyguya sahiptir.

Again, just be careful, be clear, which context you mean.

Yine, dikkatli olun, hangi bağlamı kastettiğinizi netleştirin. Kimsenin istemediği bir

Is it that obsession thing that no one wants

saplantı mı

or is it something more playful like this?

yoksa bunun gibi daha eğlenceli bir şey mi?

Don't worry, I'll send her a message.

Endişelenme, ona bir mesaj göndereceğim.

Hi, Becky, were you creeping on my Instagram?

Merhaba Becky, Instagram'ımda mı dolaşıyordun?

Because I kinda liked it.

Çünkü biraz hoşuma gitti.

You see, it all depends on the context.

Görüyorsunuz, her şey bağlama bağlı.

Okay, these next three, they all have similar meanings.

Tamam, sonraki üçü, hepsinin benzer anlamları var.

So, for example, someone does something bad to you.

Örneğin, birisi size kötü bir şey yapar.

Usually, if you are like me,

Genellikle benim gibiyseniz,

you want something bad to happen to that person in return.

karşılığında o kişinin başına kötü bir şey gelmesini istersiniz.

Of course, we're talking about revenge!

Elbette intikamdan bahsediyoruz!

(dramatic rock music)

(dramatik rock müzik)

For example, if you are in a relationship

Örneğin, bir ilişkiniz varsa

and the other person kisses someone else,

ve karşınızdaki kişi başka birini öpüyorsa,

the phrasal verb is to cheat on.

deyimsel fiil aldatmak içindir.

So if this person cheats on you, you can get revenge.

Yani bu kişi seni aldatırsa intikam alabilirsin.

And we will change the word revenge with a phrasal verb.

Ve intikam kelimesini bir öbek fiil ile değiştireceğiz.

The phrasal verb is to get back at someone.

Phrasal fiil, birine geri dönmektir.

Again, that replaces revenge, to get revenge.

Yine, bu intikam almak için intikamın yerini alıyor.

So, for example, he got back at his ex by, the reason,

Örneğin, eski sevgilisinden yaptığı şeyle,

what he did, putting hair removal cream in her shampoo.

şampuanına tüy dökücü krem ​​koyarak intikam aldı.

Genius!

Dahi!

That's not what happened here, by the way.

Bu arada, burada öyle olmadı.

I just, I heard it as it came out of my mouth.

Sadece, ağzımdan çıkarken duydum.

It's not related.

İlgili değil.

Okay now, this phrasal verb, if you get back at someone,

Tamam şimdi, bu deyimsel fiil, eğer birinden intikam alıyorsan,

this means that you take revenge.

bu intikam aldığın anlamına gelir.

Yourself, you do something in return

Kendiniz,

to the person who did something bad.

kötü bir şey yapan kişiye karşılık olarak bir şey yaparsınız. Yorumlarda birine

Let me know how you have got back at someone

nasıl geri döndüğünüzü bana bildirin

in the comments.

.

Either you or someone else, I wanna hear your stories.

Ya sen ya da başkası, hikayelerini duymak istiyorum.

How have you been creative in your revenge?

İntikamında nasıl yaratıcı oldun?

But, these next two expressions,

Ancak bu sonraki iki ifade,

they describe life getting revenge for you.

hayatın sizin için intikam almasını anlatıyor.

(snaps) Think karma.

Karmayı düşün.

Just to note, there is one variation of get back at someone.

Sadece not etmek gerekirse, birine geri dönmenin bir çeşidi vardır.

For example, if you want to tell someone,

Örneğin, birine

"I will get revenge on you,"

"Senden intikam alacağım" demek istersen,

you could say, "I'll get back at you."

"Senden intikam alacağım" diyebilirsin.

You could, but more commonly we would say this,

Yapabilirsin, ama daha yaygın olarak şunu söylerdik,

"I'm gonna get you back."

"Seni geri alacağım."

"I'm gonna get you back."

"Seni geri alacağım."

In other words, "I'm gonna get revenge on you."

Başka bir deyişle, " Senden intikam alacağım."

Yes, you are right, this same sentence could also mean

Evet, haklısın, aynı cümle

"I'm gonna get back together as a couple with you."

" Seninle tekrar bir çift olarak bir araya geleceğim" anlamına da gelebilir.

But, look at the context, look at her face.

Ama bağlama bak, yüzüne bak.

She's shouting, she's angry.

Bağırıyor, kızgın.

Of course, she doesn't mean

Elbette,

we're gonna get our relationship back.

ilişkimizi geri alacağız anlamına gelmiyor.

She's angry, she wants revenge.

Kızgın, intikam istiyor.

But her friend Maria, she doesn't want any trouble here.

Ama arkadaşı Maria, burada sorun istemiyor.

Maria tells her, "Don't worry,

Maria ona, "Endişelenme,

"you don't have to do anything.

" hiçbir şey yapmana gerek yok, der.

"Because, I believe in karma,

"Çünkü ben karmaya inanıyorum,

"and life will get revenge on him."

"ve hayat ondan intikamını alacak." "

"So you don't do anything, just wait."

Yani hiçbir şey yapma, sadece bekle." "

"Forever back, don't worry, he'll get his."

Sonsuza dek geri dön, merak etme, o onunkini alacak."

This is a fixed expression.

Bu bir sabit ifade.

Obviously, you can change the pronouns.

Belli ki zamirleri değiştirebilirsiniz.

"She'll get hers, they'll get theirs," whatever you want.

"Onunkini alacak, onlar da onlarınkini alacak", ne isterseniz.

The other expression is this.

Diğer ifade şudur: "

"What goes around comes around."

Etrafta olan gelir."

Which one is more common?

Hangisi daha yaygın?

Neither of them, they're both fine.

Hiçbiri ikisi de iyi tamam peki ilişkiniz kötüye

Okay, so how do we talk about your feelings

towards the other person when your relationship goes bad,

gittiğinde karşınızdaki kişiye karşı hisleriniz hakkında nasıl konuşacağız ,

maybe you stop being friends,

belki arkadaşlığınızı bırakacaksınız,

maybe you stop being together as a couple,

belki bir çift olarak birlikte olmayı bırakacaksınız,

how do you discuss your feelings towards that person?

duygularınızı nasıl tartışacaksınız? o kişiye doğru?

Hm, you know when you feel like

Hm, bilirsin

(grunts) about someone,

biri hakkında canın (homurdanma) duyduğunda,

just hearing their name makes you feel like (groans).

onun adını duymak seni (inleme) gibi hissettirir.

So maybe they did something personally to you

Yani belki kişisel olarak sana

that made you angry, maybe they're just an idiot in general,

seni kızdıran bir şey yaptılar, belki sadece aptallar Genel olarak,

either way, they make you do this face.

her iki durumda da, size bu suratı yaptırırlar. Birine karşı

The adjective to describe the way you feel

hissettiklerinizi tanımlayan sıfat şudur:

at someone is this.

Salty.

Tuzlu.

Yeah, usually it's because you are annoyed at them

Evet, genellikle size

because they did something bad to you,

kötü bir şey yaptıkları için onlara kızdığınız içindir,

but yes it could extend to,

ama evet olabilir. Uzatmak,

well, they're just an idiot in general.

genel olarak sadece bir aptal.

As a sentence,

Bir cümle olarak,

"Yeah, I know I'm salty with him.

"Evet, ona kızgın olduğumu biliyorum.

"Don't invite him to your parties anymore.

" Onu artık partilerinize davet etmeyin.

"He's an idiot."

"O bir salak."

Okay, when you break up with someone, usually you feel bad,

Tamam, birinden ayrıldığında genellikle kendini kötü hissedersin

and it takes time for those bad feelings

ve bu kötü hislerin

to disappear, to fade.

kaybolması, kaybolması zaman alır.

This process has a phrasal verb.

Bu işlemin bir öbek fiili vardır.

To get over someone.

Birini aşmak için.

So this again, it describes the process

Yani bu yine,

of losing your bad feelings after a breakup,

bir ayrılıktan sonra,

after something bad happened

kötü bir şey olduktan sonra kötü duygularınızı kaybetme sürecini anlatıyor ve

and you have bad feelings about someone

biri veya ilişkiniz hakkında kötü hisleriniz var

or about your relationship,

and we can use this in different ways.

ve bunu farklı şekillerde kullanabiliriz.

For example, someone wants a relationship with you,

Örneğin, birisi sizinle bir ilişki kurmak istiyor

but you still have feelings for your ex.

ama siz hala eski sevgilinize karşı hisler besliyorsunuz.

So those feelings, they haven't faded yet.

Yani bu duygular, henüz solmadılar.

They haven't disappeared yet.

Henüz ortadan kaybolmadılar.

They are disappearing so you're in that process.

Onlar kayboluyor, bu yüzden siz de bu süreçtesiniz.

How do we say that?

Bunu nasıl söyleriz?

"I'm sorry I can't be with you

"Seninle olamadığım için üzgünüm

"because I'm still getting over my ex."

"çünkü ben hala eski sevgilimi unutuyorum."

You see, we used the continuous form,

Bakın, sürekli halini kullandık,

I'm getting over my ex.

ben eski sevgilimi unutuyorum.

It means I still have feelings.

Demek ki hala duygularım var.

Yeah, they're disappearing, but I'm not ready,

Evet, kayboluyorlar ama ben hazır değilim

but how do we say, "Nah, it's finished.

ama nasıl "Yok bitti" deriz.

"I don't have any feelings anymore." (blows raspberry)

"Artık hiçbir duygum yok ." (ahududu üfler)

When you are finished with those feelings, we say this.

O duygular bitince şunu deriz.

For example, your friend is having a birthday party

Örneğin, arkadaşınız bir doğum günü partisi veriyor

and she wants to invite your ex.

ve eski sevgilinizi davet etmek istiyor.

"Oh, is it okay if I invite your ex to the party?"

"Oh, eski sevgilini partiye davet etmemde bir sakınca var mı ?"

"That's gonna be awkward,"

"Bu garip olacak"

but no she wants to say, "Eh, it's fine.

ama hayır, "Eh, sorun değil.

"I have no feelings about that good or bad.

" Onun iyi ya da kötü olduğuna dair hiçbir duygum yok.

"I have no feelings, I'm okay."

"Hislerim yok, iyiyim."

"Meh, I'm over it, I don't care."

"Meh, aştım, umurumda değil."

Again, no feelings good or bad, "I am over it."

Yine iyi ya da kötü hisler yok, "Bittim."

Notice we didn't use get here.

Buraya gelmeyi kullanmadığımıza dikkat edin.

If you want to give the specific time,

Belirli bir zaman vermek istiyorsanız,

for example,

örneğin,

"I got over him ages ago."

"Onu yıllar önce aştım."

If you don't know to say ages ago,

Çağlar önce demeyi bilmiyorsanız,

it means a long time in the past, a long time ago, ages ago.

bu çok uzun zaman önce , uzun zaman önce, çağlar önce demektir.

"Meh, I got over him ages ago, I'm fine."

"Meh, onu yıllar önce unuttum, iyiyim."

But again, if you don't want to say a time,

Ama yine de, bir zaman söylemek istemiyorsan,

you just want to say, "Hm, I don't care.

"Hm, umrumda değil. "

"I'm over it."

A quick note is if you say I got over him,

Bittim" demek istiyorsun. belirli bir zamanı da

it does sound better if you put the specific time as well.

koyarsan kulağa daha iyi geliyor.

I got over him ages ago.

Onu yıllar önce aştım.

Okay, now talking about exes

Tamam, şimdi eski sevgililerden

and people who you had something spicy with in the past,

ve geçmişte baharatlı şeyler yaşadığın insanlardan bahsediyorum

but now you don't or maybe you do

ama şimdi yapmıyorsun veya belki yapıyorsun

or maybe you want something again with them in the future,

veya belki sen gelecekte onlarla tekrar bir şeyler istemek,

but anyway, this person from your past

ama her neyse, geçmişinizden o kişiyle

that you had some kind of romantic thing with

bir tür romantik şey yaşadığınız bu kişiye

that person is called an old flame.

eski sevgili denir.Örneğin

For example, an ex or someone who you used to date

, eski sevgiliniz veya

a long time ago, but now they came back into your life.

uzun zaman önce çıktığınız biri , ama şimdi hayatınıza geri döndüler.

They are an old flame.

Onlar eski bir aşk.

For example, "I'm seeing an old flame tonight."

Örneğin, " Bu gece eski bir aşkı görüyorum."

Of course, we would understand

Elbette,

that they're probably going to

muhtemelen

have something,

bir şeyleri olacağını,

something's gonna happen

bir şeyler olacağını anlarız

because they used to have something.

çünkü eskiden bir şeyleri vardı.

They're meeting tonight, so.

bu akşam buluşacaklar yani.

To describe your feelings or relationship with someone

after something ends, for example, you leave a job.

bir şey bittikten sonra biriyle olan duygularınızı veya ilişkinizi anlatmak için, örneğin, bir işten ayrıldınız.

What's your relationship now with your ex boss.

eski patronunuzla şimdi ilişkiniz nedir?

You break up, you don't see a friend anymore.

Ayrılırsın, bir daha arkadaş görmezsin.

What's that relationship like?

Bu nasıl bir ilişki?

We describe this as being on good terms

Bunu iyi ilişkiler içinde olmak

or being on bad terms.

ya da kötü ilişkiler olarak tanımlıyoruz.

For example,

Örneğin,

"We broke up."

"Ayrıldık."

"It took ages to get over the relationship."

"İlişkiyi aşmak uzun zaman aldı ."

You already know this vocabulary, ages,

Bu kelime dağarcığını zaten biliyorsunuz, yaşlar,

it's a long time to get over the relationship,

ilişkinin üstesinden gelmeniz, o ilişkiyle ilgili

to lose your feelings good or bad about that relationship,

iyi ya da kötü duygularınızı kaybetmeniz uzun zaman alıyor

but, "We're on good terms."

ama "Aramız iyi."

This just means, "Ah, we're fine with each other.

Bu sadece "Ah, birbirimizle iyiyiz.

"We're cool, there's no bad feelings.

" Biz iyiyiz, kötü hisler yok.

"We're on good terms."

"Aralarımız iyi."

But what if you end something in a bad way

Ama ya bir şeyi kötü bir şekilde bitirirseniz

and both of you feel pretty salty at each other maybe.

ve ikiniz de belki birbirinize karşı oldukça tuzlu hissederseniz?

For example, you leave your job in a very bad way.

Örneğin, işinizden çok kötü bir şekilde ayrılırsınız.

(growls) "You're a rubbish boss!"

(homurdanır) "Sen bir çöp patronsun!"

"You're a rubbish worker!"

"Sen bir çöp işçisisin!"

You can imagine that after this,

Bundan sonra

they're not going to be friends.

arkadaş olmayacaklarını hayal edebilirsiniz.

They're going to maybe be salty with each other.

Belki birbirlerine tuzlu olacaklar.

They're going to have bad feelings with each other.

Birbirlerine karşı kötü duygular besleyecekler.

We could say this.

Bunu söyleyebiliriz.

"I left my job on bad terms."

"İşimden kötü şartlarla ayrıldım."

Notice that here he isn't talking about his feelings

Burada duygularından bahsetmediğine dikkat edin, bu

so he didn't use the verb to be.

yüzden to be fiilini kullanmadı.

He's describing how he left his job.

İşten nasıl ayrıldığını anlatıyor.

"I left my job on bad terms."

"İşimden kötü şartlarla ayrıldım."

Definitely never do this.

Bunu kesinlikle asla yapmayın.

I have done something similar.

Ben de benzer bir şey yaptım.

Yeah, when you quit your job, don't leave on bad terms.

Evet, işini bıraktığında, kötü şartlarda ayrılma.

Even if you hate your boss,

Patronunuzdan nefret etseniz bile,

you never know if you need a reference from them later.

daha sonra ondan bir referansa ihtiyacınız olup olmadığını asla bilemezsiniz.

So I wanna know about you.

Bu yüzden seni tanımak istiyorum. Eski

Are you on good or bad terms with your ex?

sevgilinle aranız iyi mi kötü mü? Bugün

If an old flame contacted you today to meet,

eski bir sevgilin seninle tanışmak için iletişime geçseydi,

would you go meet them?

gidip onunla tanışır mıydın?

Who are you salty at?

Kime tuzlusun?

Let me know, use your examples in the comments

Bana bildirin, örneklerinizi yorumlarda kullanın

or in your Instagram stories tag me @papateachme

veya Instagram hikayelerinizde beni @papateachme etiketleyin

and I'll repost the best ones.

ve en iyilerini yeniden göndereyim.

Again, you can find a worksheet for this

Yine

and many other lessons by joining my Patreon

Patreon'uma katılarak

or joining this channel as a member,

veya bu kanala üye olarak katılarak bu ve daha birçok ders için çalışma sayfası bulabilirsiniz, bir

and I'll see you in the next class.

sonraki derste görüşmek üzere.

(upbeat music)

(iyimser müzik)