How to use "THOUGH"! - Learn English Conjunctions!

- Hello and welcome back.

- Merhaba ve tekrar hoş geldiniz.

I'm Aly, I'm your teacher.

Ben Aly, senin öğretmeninim.

Today, I'm gonna take your English

Bugün, bugün

from beginner to advanced,

depending on how much you wanna learn today.

ne kadar öğrenmek istediğinize bağlı olarak İngilizcenizi başlangıçtan ileri seviyeye taşıyacağım.

So feel free to skip to your level

Bu yüzden seviyenize atlamaktan çekinmeyin

or just watch everything for a full lesson.

veya tam bir ders için her şeyi izleyin.

Beginner A1, "but."

Acemi A1, "ama."

What is a conjunction?

bağlaç nedir?

Well, look at these two sentences.

Peki, şu iki cümleye bakın.

I don't want to sleep.

uyumak istemiyorum

I want to play video games.

Video oyunları oynamak istiyorum.

We can connect these two sentences with the word "because."

Bu iki cümleyi "çünkü" kelimesiyle bağlayabiliriz.

Because is a conjunction.

Çünkü bağlaçtır.

It connects two sentences together

İki cümleyi birbirine bağlar

and shows the relationship between the two.

ve ikisi arasındaki ilişkiyi gösterir.

I don't want to sleep because I want to play video games.

Video oyunları oynamak istediğim için uyumak istemiyorum.

This is very true for me.

Bu benim için çok doğru.

Hmm, let's change this example.

Hmm, bu örneği değiştirelim.

In this example, we have a contradiction.

Bu örnekte bir çelişkimiz var.

Usually, if something hurts, that's not good.

Genellikle, bir şey acıyorsa, bu iyi değildir.

Conjunction, conjunction.

Bağlaç, bağ.

How do we connect these?

Bunları nasıl bağlayacağız?

To connect a contradiction, use "but".

Bir çelişkiyi bağlamak için "ama" kullanın.

Mm, it hurts, but I like spicy food.

Mm, acıyor ama baharatlı yiyecekleri severim.

Now, create your own sentence using "but" in the comments.

Şimdi yorumlarda "ama" kullanarak kendi cümlenizi oluşturun.

Now, let's get more spicy.

Şimdi daha baharatlı olalım.

Change "but" to "however".

"ama"yı "ancak" olarak değiştirin.

Elementary A2.

İlköğretim A2. "

There are a few ways we use "however".

Ancak" kelimesini kullandığımız birkaç yol var.

First, we usually use a comma after "however"

İlk olarak, "ancak" kelimesinden sonra genellikle virgül kullanırız

just because grammar, and second,

çünkü dilbilgisi gereğidir ve ikincisi,

it's more interesting than "but".

"ama"dan daha ilginçtir. Sana

Let me show you.

göstereyim.

He is thinking about his date yesterday.

Dünkü randevusunu düşünüyor.

Hmm, I had a lot of fun.

Hmm, çok eğlendim.

However gives more pause

Ancak daha fazla duraklama sağlar

and makes the contradiction look bigger.

ve çelişkiyi daha büyük gösterir.

I had a lot of fun yesterday.

Dün çok eğlendim.

However, she talked a lot about her ex.

Ancak, eski sevgilisi hakkında çok konuştu.

Using "however" instead of "but"

"Ama" yerine "ancak" kullanmak,

makes this seem more important,

bunu sizin için daha önemli,

a bigger contradiction and maybe more of a problem for you.

daha büyük bir çelişki ve belki de daha fazla sorun gibi gösterir.

If you use "but", it just sounds more casual.

"Ama" kullanırsanız, kulağa daha rahat geliyor.

Yeah, I had fun, but she talked a lot about her ex.

Evet, eğlendim ama eski sevgilisi hakkında çok konuştu.

See, it just sounds more casual.

Bak, kulağa daha rahat geliyor.

It's not a big, important contradiction or problem.

Bu büyük, önemli bir çelişki ya da sorun değil.

Another fun way to use however

Bununla birlikte, kullanmanın başka bir eğlenceli yolu da,

is to add an extra piece of information,

maybe to compare something or show how it's different.

belki bir şeyi karşılaştırmak veya nasıl farklı olduğunu göstermek için fazladan bir bilgi parçası eklemektir.

Maybe in suggestions like this.

Bunun gibi önerilerde olabilir.

For example, your friend has an extra Ed Sheeran ticket.

Örneğin, arkadaşınızın fazladan bir Ed Sheeran bileti var.

She wants to give it to you, but you are like, "Ed Sheeran?

Sana vermek istiyor ama sen "Ed Sheeran?

I don't like Ed Sheeran."

Ed Sheeran'ı sevmiyorum" diyorsun.

Oh.

Ah.

You, however, might like him.

Ancak ondan hoşlanabilirsin.

This is like a by the way.

Bu arada bir gibi.

It's extra information.

Bu ekstra bilgi.

And notice the placement of "however" here.

Ve burada "ancak" yerleşimine dikkat edin.

Comma here, comma there.

Burada virgül, orada virgül.

And "however" is also used as an adverb.

Ve "ancak" zarf olarak da kullanılır.

Meaning, it doesn't matter how.

Yani, nasıl olduğu önemli değil.

The method isn't important.

Yöntem önemli değil.

Or it doesn't matter how much of something.

Ya da bir şeyin ne kadar olduğu önemli değil.

For example,

Örneğin

if you go to a restaurant, you ask for a burger.

bir restorana gittiğinizde hamburger isteyebilirsiniz.

They might say, "How do you want the burger?

" Burgere ne dersin?

Rare, medium, well?"

Nadir, orta, peki?" diyebilirler.

Quick cooking tip, rare means not much cooking.

Hızlı pişirme tüyosu, nadir, fazla pişirme anlamına gelmez.

Lots of blood.

Çok kan.

Well means lots of cooking.

Pek çok yemek pişirmek anlamına gelir.

It's almost burned.

Neredeyse yandı.

Medium is somewhere in the middle.

Orta, ortada bir yerdedir.

But if you are like me and you don't care,

Ama benim gibiyseniz ve umursamıyorsanız,

it's not important, you could say this.

önemli değil, bunu söyleyebilirsiniz.

"I don't mind.

"Önemli değil.

However."

Ancak."

That's not a helpful answer.

Bu yardımcı bir cevap değil.

I know, but that's what that means in this situation.

Biliyorum, ama bu durumda bunun anlamı bu.

Also, yes, "however" can sound more formal,

Ayrıca evet, "ancak" kulağa daha resmi gelebilir

and as you know, formality creates distance

ve bildiğiniz gibi formalite mesafe yaratır

and makes things seem more indirect.

ve olayların daha dolaylı görünmesini sağlar.

So it's great to use in business examples, essays

Bu nedenle,

if you want your writing to look better,

yazınızın daha iyi görünmesini istiyorsanız, iş örneklerinde, makalelerde

or examples like this.

veya bunun gibi örneklerde kullanmak harika.

So now create your sentences in the comments.

O halde şimdi yorumlarda cümlelerinizi oluşturun.

Try to use each type of "however".

Her "ancak" türünü kullanmayı deneyin.

Intermediate levels, B1 and B2.

Orta seviyeler, B1 ve B2.

Although, even though, and though.

Rağmen, rağmen ve rağmen.

I really like the word "though".

"Yine de" kelimesini gerçekten seviyorum.

I don't know why, it's just really fun to use.

Nedenini bilmiyorum, kullanımı gerçekten eğlenceli.

It's a type of "but".

Bu bir tür "ama".

It's a contradicting conjunction.

Çelişkili bir bağlaçtır.

It's more fun.

Bu daha komik.

And it lives in different places in a sentence.

Ve bir cümlenin farklı yerlerinde yaşıyor. Sana

Let me show you.

göstereyim.

If someone offers you chicken but you are a vegetarian,

Biri size tavuk teklif etse ve siz vejeteryansanız,

maybe you'll say this.

belki bunu söylersiniz.

It smells great.

Güzel kokuyor.

I can't eat it.

Onu yiyemem.

We'll use "though" for this.

Bunun için "yine de" kullanacağız.

Notice "though" can be here, here, or here.

"Gerçi"nin burada, burada veya burada olabileceğine dikkat edin.

It smells great.

Güzel kokuyor.

I can't eat it though.

Yine de yiyemem.

Just know that here at the beginning

Sadece şunu bilin ki, başlangıçta

or here in the middle can sound maybe too formal

ya da ortada kulağa çok resmi

or maybe too old fashioned and a bit weird.

ya da belki çok eski moda ve biraz tuhaf gelebilir.

The grammar is still good, is still fine.

Dilbilgisi hala iyi, hala iyi.

However, in spoken English, it's usually best at the end.

Bununla birlikte, konuşma İngilizcesinde, genellikle sonunda en iyisidir.

And it adds so much meaning

Ve cümlenize çok fazla anlam

and maybe hidden implication to your sentence.

ve belki de gizli imalar ekliyor .

Your friend introduces you to her brother.

Arkadaşın seni kardeşiyle tanıştırıyor.

This is the type of sentence

Bu,

that I get asked about all the time.

bana her zaman sorulan bir cümle türüdür.

How can we use though in this way?

Yine de bu şekilde nasıl kullanabiliriz?

He's cute though.

Yine de sevimli.

You are almost implying something which you don't say.

Neredeyse söylemediğin bir şeyi ima ediyorsun.

In this case, it's like,

Bu durumda,

I know I shouldn't say this because he's your brother,

bunu kardeşin olduğu için söylememem gerektiğini biliyorum

but he's cute though.

ama yine de sevimli.

She could say the whole sentence.

Cümlenin tamamını söyleyebilirdi.

Yes, he's your brother.

Evet, o senin kardeşin.

Yes, I'm your friend.

Evet, ben senin arkadaşınım.

He's cute though.

Yine de sevimli.

She doesn't need to say that first bit.

İlk kısmı söylemesine gerek yok.

With this, we imply something without saying it.

Bununla bir şeyi söylemeden ima etmiş oluyoruz. Ekstra bilgi vermek için

You can also use "though" to give extra information.

"yine de" kullanabilirsiniz .

Same as "however", like this.

"Ancak" ile aynı, bunun gibi.

You went to a party.

Bir partiye gittin.

You didn't have fun.

Eğlenmedin.

I didn't have fun at the party.

Partide eğlenmedim.

Becky, though, had lots of fun.

Ancak Becky çok eğlendi.

And remember to put a comma there and there.

Ve oraya buraya virgül koymayı unutma.

Although and even though are a bit different.

Her ne kadar ve olsa da biraz farklı.

They're more specific in their meaning.

Anlamları bakımından daha spesifiktirler.

Even though he's my brother, you wanna date him?

O benim kardeşim olmasına rağmen , onunla çıkmak ister misin?

They're saying, yes, this is true.

Evet, bu doğru, diyorlar.

But this did not affect this.

Ancak bu bunu etkilemedi.

Or ultimately, this doesn't matter

Veya nihayetinde, bu önemli değil

because this is more important.

çünkü bu daha önemli.

Yes, even though it could ruin our friendship,

Evet, arkadaşlığımızı mahvedebilecek olsa da,

I wanna date your brother.

kardeşinle çıkmak istiyorum.

Even though it could ruin our friendship,

Arkadaşlığımızı mahvedebilecek olsa da,

that doesn't matter.

bunun önemi yok.

I wanna date your brother.

Kardeşinle çıkmak istiyorum.

That is what matters.

Önemli olan bu.

That does not affect this.

Bu bunu etkilemez.

And we can change even though for although.

Ve yine de olsa bile değişebiliriz .

Just remember, this goes before the sentence,

Unutma, bu cümleden önce gelir,

the situation which should affect this,

bunu etkilemesi gereken durum,

but it doesn't affect this.

ama bunu etkilemez.

Because again, this is more important.

Çünkü yine, bu daha önemli.

This is what matters.

Önemli olan bu. Size

So let me show you how that works.

bunun nasıl çalıştığını göstereyim.

Your friend invites you to their barbecue.

Arkadaşın seni barbeküye davet ediyor.

You want to go, but you have to work.

Gitmek istiyorsun ama çalışmak zorundasın.

Boo.

So you could say, "Although I wanna come, I have to work.

Boo.

Yani, " Gelmek istesem de çalışmam gerek.

I want to come, but that doesn't matter.

Gelmek istiyorum ama önemli değil.

I have to work."

Çalışmam gerekiyor" diyebilirsiniz.

So in this case, he's not going to the barbecue.

Yani bu durumda, mangala gitmeyecek.

Now let's change it.

Şimdi değiştirelim.

Although I have to work, I wanna come to your barbecue.

Çalışmam gerekmesine rağmen barbekünüze gelmek istiyorum.

So now he's saying, yeah, I have to work,

Şimdi diyor ki, evet, çalışmalıyım

but that's not important to me.

ama bu benim için önemli değil.

I wanna go to your barbecue.

Barbekünüze gitmek istiyorum.

So maybe, yeah, he's gonna go to the barbecue.

Yani belki, evet, barbeküye gidecek.

Now is your turn.

Şimdi senin sıran. Yorumlarda kendi örneklerinizde olsa da

Use even though, although, and though

, olsa ve olsa da kullanın

in your own examples in the comments.

.

Advanced, C1 to C2, despite and in spite of.

Gelişmiş, C1'den C2'ye, rağmen ve rağmen.

And finally.

Ve sonunda.

Oh, hi, who are you?

Merhaba, sen kimsin?

- I'm Stella.

- Ben Stella'yım.

- Hey, Stella.

- Merhaba Stella.

Why are you crying?

Neden ağlıyorsun?

What's up? - I'm so sad.

Naber? - Çok üzgünüm.

Two years I study English.

İki yıl İngilizce eğitimi alıyorum.

I can't speak English.

İngilizce konuşamıyorum.

- Oh, no, Stella, you sound great,

- Oh, hayır Stella, harika konuşuyorsun

but let me just change your sentence a little bit, okay?

ama cümleni biraz değiştireyim, olur mu?

- No, it's so bad. - No, no, no, no, don't cry.

- Hayır, çok kötü. - Hayır, hayır, hayır, hayır, ağlama.

Don't cry.

ağlama

I'm just changing this, see?

Sadece bunu değiştiriyorum, gördün mü?

Now it's great, now it's perfect.

Şimdi harika, şimdi mükemmel.

- After two years, I should be perfect.

- İki yıl sonra mükemmel olmalıyım.

- Perfect after two years?

- İki yıl sonra mükemmel mi?

No way, Stella.

Olamaz Stella.

Hey, you know what?

Biliyor musun?

- What?

- Ne?

- I'm gonna teach you something very special, okay?

- Sana çok özel bir şey öğreteceğim, tamam mı?

- Okay.

- Tamam aşkım.

- You said I've been learning English for two years.

- İki yıldır İngilizce öğrendiğimi söyledin.

- Yes, but I can't speak English.

- Evet, ama İngilizce konuşamıyorum.

However, I can't speak English.

Ancak İngilizce konuşamıyorum.

I can't speak English though.

İngilizce konuşamıyorum ama.

- Nice example, Stella.

- Güzel örnek, Stella.

- Thanks.

- Teşekkürler.

- Yeah, and we can change that but.

- Evet ve bunu değiştirebiliriz ama.

- My but?

- Benim ama?

- Your but.

- Aman. İki yıl boyunca İngilizce

When something like studying English for two years

çalışmak gibi bir şey,

doesn't have the effect or the result that you expected,

like speaking English,

İngilizce konuşmak gibi beklediğiniz etkiyi veya sonucu vermediğinde, "rağmen" veya "rağmen"

we have something special for them,

onlar için özel bir şeyimiz var

"despite" or "in spite of".

.

- Despite, I can't speak English.

- Buna rağmen İngilizce konuşamıyorum.

- Ah, well, not exactly.

- Şey, tam olarak değil.

No, no, Stella, don't cry.

Hayır, hayır Stella, ağlama.

You're great.

Harikasın.

This one's my fault.

Bu benim hatam.

I didn't explain everything.

Her şeyi açıklamadım.

So when we use "despite" or "in spite of",

Bu nedenle, "rağmen" veya "in rağmen" kullandığımızda,

it works the same as "although" or "even though".

"her ne kadar" veya "olsa da" ile aynı şekilde çalışır.

This goes with this sentence

Bu,

that should affect this result but didn't.

bu sonucu etkilemesi gereken ama etkilemeyen bu cümle ile gider.

We get rid of the subject

Özneden kurtuluruz

and keep the verb as an -ing form.

ve fiili bir -ing biçimi olarak tutarız.

- Oh, okay.

- Tamam.

So despite studying for two years, I can't speak English.

Yani iki yıl okumama rağmen İngilizce konuşamıyorum.

- Perfect, high five.

- Mükemmel, beşlik çak.

- Yeah.

- Evet.

- Just remember to put "despite", "in spite of"

- Sadece

in front of the situation which should affect the results

sonuçları etkilemesi gereken

or you expect it to affect the results but it didn't.

veya sonuçları etkilemesini beklediğiniz durumun önüne "rağmen", "inat" koymayı unutmayın, ancak olmadı.

So again, great example.

Yani yine harika bir örnek.

- Ah, thank you.

- Ah teşekkürler.

- No, you are amazing.

- Hayır, sen harikasın.

You did that on your own.

- Aly, I love how confident you are.

Bunu kendi başına yaptın.

- Aly, özgüvenine bayılıyorum.

- That's really nice of you.

- Çok naziksin.

Thanks for that nice compliment.

Bu güzel iltifat için teşekkürler.

- You're so confident for someone who is not pretty.

- Güzel olmayan biri için kendinden çok eminsin. Kendine

You're confident.

güveniyorsun. Sana

I admire you.

hayranım.

- Oh, that's not really a compliment.

- Bu gerçekten bir iltifat değil.

- Now, I wanna use our negative sentence.

- Şimdi olumsuz cümlemizi kullanmak istiyorum.

- That sentence sounded pretty negative.

- Bu cümle oldukça olumsuz geliyordu.

- In spite of not being pretty, you are very confident.

- Güzel olmamana rağmen kendine çok güveniyorsun.

High five? - The grammar is good, but.

Çak beşlik? - Dilbilgisi iyi, ama.

- High five?

- Çak beşlik?

- Sure, high five.

- Tabii, çak bir beşlik.

- Yeah!

- Evet!

- So maybe we'll do "despite" and "in spite of"

- Yani birazdan biraz daha "rağmen" ve "rağmen" yapacağız

a bit more in a moment.

.

But now, looks like a really good time to teach you

Ama şimdi, sana ters iltifatları öğretmek için gerçekten iyi bir zaman gibi görünüyor

backhanded compliments.

.

A backhanded compliment is when someone says

Ters iltifat, birinin

something nice to you,

size güzel bir şey söylemesidir,

but that compliment is inside an insult.

ancak bu iltifat bir hakaretin içindedir.

So it's not actually nice at all.

Yani aslında hiç hoş değil.

It's like when someone says,

Bu, birinin

"Wow, you look really nice in this light,"

"Vay canına, bu ışıkta gerçekten güzel görünüyorsun" demesi gibi,

implying that in other lights, you look really ugly.

diğer ışıklarda gerçekten çirkin göründüğünü ima ediyor.

Or you are really fast at running for someone of your size.

Ya da senin boyunda biri için koşma konusunda gerçekten hızlısın.

It's a compliment inside an insult.

Hakaret içinde iltifattır.

Do you have this in your language?

Bu sizin dilinizde var mı?

What do you call it?

Buna ne diyorsun?

Again, in English, it's a backhanded compliment,

Yine İngilizce'de tersten yapılan bir iltifat

but I'd love to know what it's called in your language,

ama sizin dilinizde buna ne ad verildiğini öğrenmek

and try your own backhanded compliments

ve yorumlarda bana kendi ters iltifatlarınızı yapmayı çok isterim

on me in the comments.

.

Don't worry, it's safe.

Endişelenme, güvenli.

Oh, Stella's back.

Oh, Stella geri döndü.

Hey, Stella.

Merhaba Stella.

- I studied more.

- Daha çok çalıştım.

- Amazing.

- İnanılmaz.

What did you learn?

Ne öğrendin?

- I can also say "despite the fact that"

- Tam cümlede "olmasına rağmen" de diyebilirim

in full sentence.

.

- Yes, for example?

- Evet, mesela?

- So despite the fact that you have no friends,

- Yani hiç arkadaşın olmamasına rağmen

you're very friendly.

çok arkadaş canlısısın.

- Huh.

- Ha.

- Or despite plus noun, right?

- Ya da artı isme rağmen, değil mi?

- Yeah. - Okay.

- Evet. - Tamam aşkım.

Despite your British teeth, you have a nice face.

İngiliz dişlerine rağmen güzel bir yüzün var.

- Wow, your English suddenly improved a lot, huh?

- Vay canına, İngilizcen birdenbire çok gelişti, ha?

- Your bad teeth don't affect your face.

- Kötü dişleriniz yüzünüzü etkilemez.

- Another backhanded compliment.

- Yine ters bir iltifat.

Well done, Stella.

Aferin Stella.

- Despite that, will you still teach me?

- Buna rağmen, yine de bana öğretecek misin?

I really enjoy your classes.

Derslerinizden gerçekten zevk alıyorum.

- Yes, of course.

- Evet elbette.

In fact, I'm gonna put you in my ebook.

Aslında, seni e-kitabıma koyacağım.

You're gonna help everyone study this lesson

Herkesin bu dersi çalışmasına

and remember it forever.

ve sonsuza kadar hatırlamasına yardım edeceksin.

See, look, there you are, lesson 61.

Bak, işte buradasın, 61. ders.

- 61 lessons?

- 61. ders?

- Yeah, more than that actually.

- Evet, aslında bundan daha fazlası.

I'm adding more every month.

Her ay daha fazlasını ekliyorum.

- You wrote and drew everything?

- Her şeyi yazıp çizdin mi?

- Yep.

- Evet.

- And I'm in here too?

- Ben de mi buradayım?

- Yep.

- Evet.

- People can buy this?

- İnsanlar bunu satın alabilir mi?

- Yes, on patreon.com/papateachme,

- Evet, patreon.com/papateachme adresinde

or my website, papateachme.com.

veya web sitem papateachme.com'da.

- High five.

- Çak beşlik.

- High five, Stella.

- Çak bir beşlik, Stella.

- Yeah.

- Evet.

(soft gentle music)

(yumuşak nazik müzik)