Is "POP" the Best Word in British English!?

- See how amazing this word is?

- Bu kelimenin ne kadar harika olduğunu gördün mü?

You can use it to mean anything.

Herhangi bir anlam ifade etmek için kullanabilirsiniz.

It's the best ever.

Şimdiye kadarkilerin en iyisi.

Really, use it today.

Gerçekten, bugün kullan.

This video is made possible by Skillshare.

Bu video Skillshare tarafından hazırlanmıştır. Açıklamadaki bağlantımı kullanarak İngilizce'de

The first 1,000 people to start learning a new skill

yeni bir beceri öğrenmeye başlayan ilk 1.000 kişi

in English using my link

in the description will get a free trial

of Skillshare Premium.

Skillshare Premium'un ücretsiz denemesini alacak.

You can skip to this time in the video to learn more.

Daha fazlasını öğrenmek için videodaki bu zamana atlayabilirsiniz.

So, have you heard this word before, pop?

Bu kelimeyi daha önce duydun mu baba?

Yeah it means, (mouth blowing)

Evet, (ağızdan üfleme)

like when a balloon bursts.

balonun patlaması gibi.

But, there are so many meanings if you just add

Ancak, sadece

a preposition to it,

bir edat eklerseniz o kadar çok anlam var ki, bunu konuşmalarınızda kullanabileceğiniz

so many different ways that you can use this

pek çok farklı yol var

in your conversations.

.

And today, you're going to learn all of it

Ve bugün hepsini öğreneceksiniz

because lucky for you, this one's really easy.

çünkü şanslısınız ki bu gerçekten kolay.

And the basic meaning, if you add a preposition to it,

Ve temel anlamı, bir edat eklerseniz,

it just means go somewhere quickly or go somewhere

sadece hızlı bir şekilde bir yere gitmek veya bir yere

for a very short time and then come back.

çok kısa bir süre için gidip sonra geri dönmek demektir.

For example,

Örneğin,

- I'm popping out.

- Dışarı çıkıyorum.

- Where?

- Nerede?

- Just out.

- Sadece dışarı.

- Where, to see Maria?

- Nerede, Maria'yı görmeye mi?

- No.

- Hayır.

Look, I only popped into Maria's yesterday

Bak, daha dün Maria'nın yerine uğradım

because I was popping around Tom's

çünkü Tom'un yanında dolaşıyordum

and he lives next door, so.

ve o yan evde oturuyor, yani.

What?

Ne?

- You went into her house?

- Evine mi girdin?

- Whoa, okay. All right, Becky.

- Vay, tamam. Pekala, Becky.

All right, put the pillow down, all right?

Tamam, yastığı yere koy, tamam mı?

It's very dangerous.

Bu çok tehlikeli.

Whoa, stop it!

Kes şunu!

Beck, Becky, that's very dangerous.

Beck, Becky, bu çok tehlikeli.

- You can put the word pop with pretty much any preposition

-Pop kelimesini hemen hemen her edatla koyabilirsiniz,

and yet it just means go somewhere quickly or go somewhere,

ancak bu sadece hızlı bir şekilde bir yere gitmek veya bir yere gitmek,

stay a short time, come back.

kısa bir süre kalmak, geri gelmek anlamına gelir.

Starting with the most common and the most general one,

En yaygın ve en genel olandan başlayarak,

pop to.

pop to.

Now, you need to specify the destination.

Şimdi, hedefi belirtmeniz gerekiyor.

Again, just means go somewhere quickly.

Yine, sadece hızlı bir şekilde bir yere gitmek anlamına gelir.

And it's really friendly, too.

Ve aynı zamanda gerçekten arkadaş canlısı.

Use it like this.

Böyle kullan.

For example, you call your friend,

Örneğin, arkadaşınıza

"What should we do tonight?"

"Akşam ne yapalım?"

Your friend says this,

Arkadaşın şöyle diyor,

"Pop to mine.

"Benimkine gel.

We'll get pizza and watch "Attack on Titan"!

Pizza alıp "Attack on Titan" izleyeceğiz!

All right, two things.

Tamam, iki şey.

One, when we say come to my house,

Bir, evime gel dediğimizde

we usually just say mine.

genellikle sadece benimkini söyleriz.

Pop to mine.

Let's get pizza and watch "Attack on Titan".

Benimkine uğra. pizza al ve "Attack on Titan" izle.

The second thing is I started watching

İkincisi,

"Attack on Titan" lately.

son zamanlarda "Attack on Titan" izlemeye başladım.

It's amazing.

Harika.

Where has it been all my life?

Hayatım boyunca neredeydi?

It's the best thing ever.

Şimdiye kadarki en iyi şeydi.

And again with pop to, you need to specify the destination.

Ve yine pop to ile, ihtiyacın olan Hedefi belirtin.

You can't just say, "Oh, I'm gonna pop to."

"Oh, ben uğrayacağım" diyemezsiniz.

No, there's missing information in there,

Hayır, orada eksik bilgiler var,

so you need to say, "I'm going to pop to my friend's house."

bu yüzden " Arkadaşımın evine uğrayacağım" demeniz gerekir.

Or now you know which pronoun to use,

artık hangi zamiri kullanacağınızı biliyorsunuz,

you could say instead of, "I'm going to his house,"

"onun evine gidiyorum" yerine, "onun

"I'm gonna pop to his."

I'm gonna pop to hers.

evine gideceğim" diyebilirsiniz.

Pop to ours.

If we change to to out, pop out.

dışarı çıkmak, dışarı çıkmak.

This one is very general.

Bu çok genel.

You're just saying, "I'm leaving here."

"Buradan ayrılıyorum" diyorsunuz.

I'm leaving here for a short time.

Kısa bir süre için buradan ayrılıyorum.

You don't have to say where you're going.

Nereye gittiğinizi söylemenize gerek yok.

For example, if you work in an office and you want

Çünkü örneğin, bir ofiste çalışıyorsanız ve

to tell your colleagues, "Hey, I'm leaving for lunch,"

iş arkadaşlarınıza "Hey, öğle yemeği için çıkıyorum" demek istiyorsanız,

for example, you could say this.

bunu söyleyebilirsiniz.

"Yeah, I'm just popping out. I'll be back soon."

"Evet, şimdi dışarı çıkıyorum. Birazdan döneceğim."

You don't have to say exactly where you're going,

Tam olarak nereye gittiğinizi söylemek zorunda değilsiniz

but you can.

ama söyleyebilirsiniz.

So as an option, you could say,

Yani bir seçenek olarak,

"Hey, I'm just popping out to the shop.

"Hey, ben de dükkana gidiyorum.

Do you need anything?

Bir şeye ihtiyacın var mı? Bir

Do you need anything?

şeye ihtiyacın var mı?

Sandwich? A pen? Mayonnaise?"

Sandviç mi? Kalem mi? Mayonez mi?" diyebilirsin.

The great thing about these verbs,

Bu fiillerin harika yanı,

you can use them in any situation.

onları her durumda kullanabilmenizdir.

It sounds friendly and not impolite or informal.

Samimi görünüyor ve kaba veya gayri resmi değil.

It just sounds good.

Kulağa hoş geliyor.

So, you can use it with a friend, colleague, your boss,

Yani bir arkadaşınız, meslektaşınız, patronunuz,

your wife, your husband's parents.

karınız, kocanızın ebeveynleri ile birlikte kullanabilirsiniz.

No one cares, it's fine.

Kimsenin umurunda değil, sorun değil.

It just sounds good and friendly.

Kulağa hoş ve dostça geliyor.

All right, quick test before we continue.

Tamam, devam etmeden önce hızlı test.

Are you going to pop out anywhere today?

Bugün herhangi bir yere çıkacak mısın?

If so, where are you going to pop to?

Eğer öyleyse, nereye gideceksin?

Let me know in the comments or take notes.

Yorumlarda bana bildirin veya not alın.

Practice, practice, practice and you'll never forget.

Pratik yap, pratik yap, pratik yap ve asla unutmayacaksın.

Pop round, it has a more friendly and a familiar feel to it.

Pop round, daha samimi ve tanıdık bir his var. Bu

So, we often use this when we say,

yüzden,

"I'm gonna pop round my friend's house.

"Arkadaşımın evine uğrayacağım.

I'm going to pop round to see my friend."

Arkadaşımı görmeye gideceğim" dediğimizde bunu sık sık kullanırız.

Pop round, I've got pineapple pizza.

Etrafta dolaş, ananaslı pizzam var.

Very, very similar to pop to,

Pop to'ya çok ama çok benzer,

but it's more specific in that we usually use it

ama daha belirgindir, çünkü onu genellikle

to mean my house, your house, his house.

benim evim, senin evin, onun evi anlamında kullanırız.

But, it's really useful

Ancak, gerçekten yararlıdır

because you can just simply say pop round.

çünkü sadece pop round diyebilirsiniz.

You don't need anything else.

Başka bir şeye ihtiyacın yok.

Pop round just means come to my house.

Pop round sadece evime gel anlamına gelir.

Shall I pop round?

Döneyim mi? Senin

Shall I come to your house?

evine geleyim mi?

See how amazing this word is?

Bu kelimenin ne kadar harika olduğunu görüyor musunuz?

You can use it to mean anything.

Herhangi bir anlam ifade etmek için kullanabilirsiniz.

It's the best ever.

Şimdiye kadarkilerin en iyisi.

Really, use it today.

Gerçekten, bugün kullan.

But again, it's very, very British and Australian.

Ama yine de, çok, çok İngiliz ve Avustralyalı.

So, if you're learning English with an American accent,

Yani, Amerikan aksanıyla İngilizce öğreniyorsanız

just be careful.

dikkatli olun.

It will sound very, very cute

Kulağa çok ama çok sevimli gelecek

and we might want to just kiss your face when you say it.

ve bunu söylediğinde sadece yüzünü öpmek isteyebiliriz.

So just if you missed that, if you didn't take notes,

Yani bunu kaçırdıysanız, not almadıysanız,

I'll go really slowly so you can take notes.

not alabilmeniz için çok yavaş gideceğim.

In response to this, yeah, she might say,

Buna cevaben evet,

"Shall I come to your house?"

"Evinize geleyim mi?" diyebilir.

So, shall I pop round?

Yani, uğrayayım mı?

Yeah, yeah, yeah, pop round.

Evet, evet, evet, dolaş.

Now, very similar to this is pop over.

Şimdi, buna çok benzer pop over.

This, we almost use this

Bu, bunu neredeyse

in exactly the same way as pop round,

pop round ile tamamen aynı şekilde kullanıyoruz,

but the feeling with this one is change location.

ancak bununla ilgili his konum değiştiriyor.

So, in this context it means the same.

Yani, bu bağlamda aynı anlama gelir.

Shall I pop round or shall I pop over?

Döneyim mi yoksa uğrayayım mı?

Yeah, pop over. I've got pizza.

Evet, uğra. Pizzam var.

Brilliant.

Muhteşem.

In general, it just means the same thing, go somewhere.

Genel olarak, aynı anlama gelir , bir yere gidin.

But these, pop round and pop over,

Ama bunlar, dönüp duranlar,

have that more friendly feel.

daha samimi bir his veriyor.

So, these are not necessarily go somewhere quickly,

Yani bunlar ille de bir yere hızlı bir şekilde gitmek, ille de

not necessarily go there for a short time.

oraya kısa bir süreliğine gitmek zorunda değil.

It's way more specifically go to someone's house.

Daha spesifik olarak birinin evine gitmek.

You know what? You can practice this.

Biliyor musun? Bunu uygulayabilirsiniz. İngilizce çalışan

Send a text to one of your friends who is studying English,

arkadaşlarınızdan birine kısa mesaj gönderin ,

just say, pop round or pop over.

sadece "gezin ya da uğrayın" deyin.

Just see what they reply.

Sadece ne cevap verdiklerine bakın.

Let me know in the comments.

Yorumlarda bana bildirin. Bakalım

See if they understand.

anlıyorlar mı?

If they don't understand, send them to this video.

Anlamıyorlarsa, onları bu videoya gönderin.

I'll teach them, too.

Onlara da öğreteceğim.

The next one is pop in or pop into.

Bir sonraki, açılır veya açılır.

This is being very specific

Bu, hızlı bir şekilde

about which building that you're going into quickly.

hangi binaya gireceğiniz konusunda çok spesifik olmaktır.

Tesco in England is a supermarket that sells food

İngiltere'deki Tesco, yiyecek

and your everyday stuff.

ve günlük ihtiyaçlarınızı satan bir süpermarkettir.

So, a really common thing that you might hear is this,

Bu nedenle, duyabileceğiniz gerçekten yaygın bir şey şu olabilir:

"I need some bits for dinner.

"Akşam yemeği için biraz parçaya ihtiyacım var.

I'm gonna pop into Tesco quickly."

Hemen Tesco'ya uğrayacağım."

Bits is another really useful word that we use all the time

Bit, her zaman

to mean lots of different things.

pek çok farklı şeyi ifade etmek için kullandığımız gerçekten yararlı başka bir kelimedir.

So, if you want to learn more about bits, click here

Bitler hakkında daha fazla bilgi edinmek istiyorsanız,

to watch that video.

o videoyu izlemek için buraya tıklayın.

But yeah, you're gonna hear,

Ama evet, duyacaksınız,

I'm going to pop into this shop quickly.

hemen bu dükkana uğrayacağım.

I'm gonna pop into Tesco.

Tesco'ya uğrayacağım.

It just means go inside very quickly.

Sadece çok çabuk içeri gir anlamına gelir.

This one, you don't need the exact place if it's obvious.

Bu, barizse tam yerine ihtiyacın yok.

So you could just say, "Oh, there's a Tesco.

Yani, "Ah, bir Tesco var.

All right, I'm gonna pop in. I'll be two minutes."

Pekala, uğrayacağım. İki dakika sonra geleceğim" diyebilirsiniz.

See what I mean?

Neyi kastettiğimi anla?

This lesson's so easy,

Bu ders o kadar kolay ki,

you already learned how to say basically the same thing

temelde aynı şeyi

in like 10 different ways.

10 farklı şekilde nasıl söyleyeceğinizi zaten öğrendiniz.

Dude, I'm sorry.

Ahbap, üzgünüm.

Now with pop off, this one is really useful.

Şimdi pop-off ile bu gerçekten kullanışlı.

In general, it just means leave, so similar to out.

Genel olarak, sadece ayrılmak anlamına gelir, dışarıya çok benzer.

But, this doesn't sound like you're coming back.

Ama bu, geri gelecekmişsin gibi gelmiyor.

Let me explain.

Açıklamama izin ver.

Okay, if you're in a group of people and you want to say,

Tamam, eğer bir grup insan arasındaysanız ve

"Okay, bye. I'm going home."

"Tamam, hoşçakalın. Ben eve gidiyorum" demek istiyorsanız.

All right, it's getting late. I'm going to pop off.

Tamam, geç oluyor. Ben patlayacağım.

In that case, you're not coming back

Bu durumda, geri gelmiyorsun

But it's a friendly way to say,

ama

"Okay, I'm leaving."

"Tamam, ben gidiyorum" demenin dostça bir yolu.

The next two kinda go together

Sonraki ikisi bir nevi bir araya geliyor

because they kinda mean the same thing

çünkü

even though they're opposites.

zıt olmalarına rağmen aynı şeyi kastediyorlar.

Pop up or pop down, doesn't matter which one you use,

Pop up veya pop down, hangisini kullanırsanız kullanın,

they both mean to go somewhere.

ikisi de bir yere gitmek anlamına gelir.

That's it.

Bu kadar.

So, one common way you could use this is this.

Yani, bunu kullanmanın yaygın bir yolu şudur.

I'm gonna to pop down the pub.

Bara uğrayacağım.

Again, you're just saying, "I'm gonna go to the pub."

Yine, "Bara gideceğim" diyorsun.

But, this feels like a more British way of saying it.

Ancak bu, bunu söylemenin daha İngiliz bir yolu gibi geliyor.

That's it.

Bu kadar.

Now, pop down is interesting.

Şimdi, açılır menü ilginç.

Because if you want to say, "I will join you at that place,"

Çünkü " O yerde size katılacağım" demek istiyorsanız,

then you don't need the object.

o zaman nesneye ihtiyacınız yoktur.

In fact, it sounds better if you don't use it

Aslında,

when you want to say, "I'll join you there."

"Sana orada katılacağım" demek istediğinde kullanmasan daha iyi olur.

For example,

Örneğin, "Bara gidiyorum"

so as a response to, "I'm going down the pub,"

yanıtı olarak

your friend might say, "Oh, that sounds good.

arkadaşınız "Ah, kulağa hoş geliyor.

Yeah, I'll pop down, too."

Evet, ben de uğrayacağım" diyebilir.

But in that context of joining someone,

Ama birine katılma bağlamında,

you wouldn't say pop up.

pop-up demezsiniz.

I don't know why English is weird.

İngilizcenin neden garip olduğunu bilmiyorum.

But in the other context of just saying,

Ama sadece

"I'm going to that place," then you can say pop up.

"O yere gidiyorum" demenin diğer bağlamında, o zaman pop-up diyebilirsiniz.

For example, maybe you are out of milk.

Örneğin sütünüz bitmiş olabilir. O

If you don't know that phrasal verb,

deyimsel fiili bilmiyorsan,

click here, watch that video.

buraya tıkla, o videoyu izle.

But if you don't have any milk, you might say this,

Ama hiç sütünüz yoksa,

"Ah, I'm gonna pop up the shop."

"Ah, dükkânı açacağım" diyebilirsiniz.

Again, this is a very common way to just say,

Yine, bu

"I'm gonna to go to that place."

"O yere gideceğim" demenin çok yaygın bir yoludur.

I'm gonna pop up the shop.

Dükkanı açacağım.

I'm gonna pop up the street.

Sokağa çıkacağım.

I'm gonna pop up to Scotland for some fudge.

Şekerleme için İskoçya'ya geleceğim.

Have you ever been to Scotland? They have amazing fudge.

Hiç İskoçya'da bulundun mu? Muhteşem şekerlemeleri var.

I really now I want some.

Gerçekten şimdi biraz istiyorum.

So, try practicing those in the comments or in your notes.

Bu nedenle, bunları yorumlarda veya notlarınızda uygulamayı deneyin.

Just practice them as much as you can.

Onları yapabildiğiniz kadar uygulayın.

Where are you going tonight?

Bu akşam nereye gidiyorsun? Bu gece

Are you gonna play any video games tonight?

herhangi bir video oyunu oynayacak mısın?

Are you gonna pop on?

Açacak mısın?

Are you gonna pop on X-Box for an hour?

Bir saatliğine X-Box'a mı gireceksin?

Practice using those phrasal verbs.

Bu deyimsel fiilleri kullanarak alıştırma yapın.

Oh, okay.

Tamam.

Yeah, I should tell you that

Evet,

not all of them mean go somewhere.

hepsinin bir yere gitmek anlamına gelmediğini söylemeliyim.

For example, pop up doesn't just mean go somewhere.

Örneğin, açılır pencere sadece bir yere gitmek anlamına gelmez.

It also means this.

Aynı zamanda bu anlama gelir.

- Who's that?

- Kim o?

- What?

- Ne?

- I noticed that Maria pops up on your Instagram a lot.

- Maria'nın Instagram'da çok sık göründüğünü fark ettim.

- She posts photos of lasagna!

- Lazanya fotoğrafları paylaşıyor!

You know I love lasagna!

Lazanyayı sevdiğimi biliyorsun!

- Yeah.

- Evet.

- So yeah, you can also use pop up to mean appear.

- Yani evet, pop-up'ı belirmek için de kullanabilirsiniz.

And this phrasal verb is very useful

Ve bu deyimsel fiil,

when you talk about seeing something online.

çevrimiçi bir şey görmekten bahsederken çok faydalıdır. falan filan

You saw an article about blah, blah, blah?

hakkında bir makale gördün mü?

Where did you see the article?

Makaleyi nerede gördün?

Oh, it just popped up on my newsfeed.

Oh, az önce haber kaynağımda belirdi.

So, ah, okay.

Yani, ah, tamam.

When you open Instagram or TikTok,

Instagram veya TikTok'u açtığınızda karşınıza

what types of posts, what types of videos pop up for you?

ne tür gönderiler, ne tür videolar çıkıyor?

It's very revealing.

Bu çok açıklayıcı.

Also, the word pop is very useful for talking about videos

Ayrıca pop kelimesi, TikTok'ta, YouTube'da viral olan videolar veya gönderiler hakkında konuşmak için çok kullanışlıdır

or posts going viral on TikTok, YouTube, whatever.

.

So, if you make a video and you post it,

Yani, bir video çekip yayınlarsanız

and then in the first day, like, millions of people see it,

ve ardından ilk gün milyonlarca insan onu görürse,

you could say, "Oh my God, that video just popped."

"Aman Tanrım, bu video birdenbire patladı" diyebilirsiniz.

It went crazy.

Çıldırdı.

It was really popular.

Gerçekten popülerdi.

All right, finishing on a phrasal verb,

Pekala, bir deyimsel fiille bitirelim,

going back to pop over.

pop-over'a geri dönelim.

Remember, we talked about pop round

Hatırlıyor musun, pop-round

and pop over kind of meaning the same thing?

ve pop-over'dan aynı anlama gelen şeylerden bahsetmiştik.

But, pop over has that feeling of changing location.

Ancak, pop over, yer değiştirme hissine sahiptir.

Well, let's say that you want to deliver something

Diyelim ki bir şey teslim etmek istiyorsunuz

or you want someone to deliver something to you,

ya da birisinin size bir şey teslim etmesini istiyorsunuz

or someone else.

ya da bir başkası.

For example,

Örneğin,

let's imagine that your, I don't know, boss, teacher,

sizin, ne bileyim, patronunuzun, öğretmeninizin,

whoever needs a document, but they're too lazy.

kimin bir belgeye ihtiyacı varsa, ama çok tembel olduklarını düşünelim.

So, they ask you to deliver it.

Bu yüzden sizden teslim etmenizi istiyorlar.

Hey, can you deliver it to me here?

Hey, onu bana buraya teslim edebilir misin?

Let's clean this sentence up a bit.

Bu cümleyi biraz temizleyelim.

Let's use pop over.

Pop over'ı kullanalım.

I need that document. Can you pop it over to me?

O belgeye ihtiyacım var. Bana atabilir misin?

That sentence is sexy.

Bu cümle seksi.

But, we have to separate that verb and the preposition.

Ancak o fiili ve edatı ayırmamız gerekiyor.

The it obviously means the document, right?

Açıkça belge anlamına geliyor, değil mi?

So when we use a pronoun,

Yani bir zamir kullandığımızda,

the pronoun always goes in the middle of this phrasal verb.

zamir her zaman bu deyimsel fiilin ortasına gelir.

Pop it over,

Aç şunu,

pop them over.

aç onları.

If it's a pronoun, middle.

Bir zamir ise, orta.

If you use the actual word, the document,

Asıl kelimeyi, belgeyi kullanırsanız,

then it can go in the middle or it can go here.

o zaman ortaya veya buraya gelebilir.

So, it sounds like this,

Kulağa şöyle geliyor,

"Can you pop the document over?

"Belgeyi açar mısınız?

Can you pop over that document?"

Şu belgeyi açar mısınız?"

Both are fine. Both are good.

İkisi de iyi. İkiside iyi.

So just remember, if it's a pronoun, middle, separate.

Bu yüzden unutmayın, eğer bu bir zamirse, orta, ayrı.

If you're not using a pronoun,

Zamir kullanmıyorsan,

if you're saying the actual thing,

asıl şeyi söylüyorsan

you can put it in the middle, you can put it after.

ortaya koyabilirsin , sonra koyabilirsin.

Both are good.

İkiside iyi.

Oh, you love learning English so much?

Oh, İngilizce öğrenmeyi çok mu seviyorsun?

Why don't you just marry it?

Neden onunla evlenmiyorsun?

Or a more sensible option might be to pop over

Veya bu videonun sponsoru olan Skillshare'e uğramak daha mantıklı bir seçenek olabilir

to Skillshare, the sponsor of this video.

.

There, you can learn a new skill in English.

Orada, İngilizce'de yeni bir beceri öğrenebilirsiniz.

I always talk about how important it is

Her zaman

for language learning to learn a new skill in that language.

o dilde yeni bir beceri öğrenmenin dil öğrenimi için ne kadar önemli olduğundan bahsederim.

And Skillshare is the perfect place to do that.

Ve Skillshare bunu yapmak için mükemmel bir yer.

Skillshare is an online learning community

Skillshare,

with thousands of inspiring classes

for creative and curious people.

yaratıcı ve meraklı insanlar için binlerce ilham verici sınıfa sahip bir çevrimiçi öğrenme topluluğudur. İngilizcenizi doğal bir şekilde geliştirirken

You can learn a new skill,

yeni bir beceri öğrenebilir,

deepen your passions, and get lost in creativity

tutkularınızı derinleştirebilir ve yaratıcılığın içinde kaybolabilirsiniz

all while improving your English in a natural way.

.

Personally, I'm watching this guy, Thomas Frank,

Şahsen, bu adamı izliyorum, Thomas Frank,

especially now when I need some kind of new system

özellikle şimdi

for my work life.

iş hayatım için yeni bir sisteme ihtiyacım varken. Bu

So his course, "Productivity For Creatives",

yüzden onun "Productivity For Creatives" kursu

was a great match for me.

benim için harika bir eşleşmeydi.

And if you're in need of building your inspiration

İlhamınızı oluşturmaya

and cultivating a professional mindset,

ve profesyonel bir zihniyet geliştirmeye ihtiyacınız varsa,

this one is definitely for you.

bu kesinlikle sizin için.

Or Laci Jordan's "Digital Illustration for All",

Ya da Laci Jordan'ın " Herkes İçin Dijital İllüstrasyon"u,

that one's really, really good.

bu gerçekten çok iyi.

If you're one of the many people

who ask me how do I draw my things, trust me.

Bana eşyalarımı nasıl çizdiğimi soran birçok kişiden biriyseniz , bana güvenin.

She's way better than me

O benden çok daha iyi

and she can teach you illustration way better than I can.

ve sana illüstrasyonu benden çok daha iyi öğretebilir.

I really like her style.

Onun tarzını gerçekten beğeniyorum.

And if you use my link in the description,

Açıklamada benim bağlantımı kullanırsanız,

the first 1,000 people get a free trial

ilk 1.000 kişi ücretsiz Skillshare Premium deneme hakkı kazanır

to Skillshare Premium.

.

So, you can take her class completely free.

Böylece dersini tamamen ücretsiz alabilirsiniz.

You'll learn to infuse your art

Sanatınızı

with your personal point of view.

kişisel bakış açınızla aşılamayı öğreneceksiniz.

You'll become a better freehand artist, which to be honest,

Daha iyi bir serbest el sanatçısı olacaksın, ki dürüst olmak gerekirse,

that's what I'm trying to improve now.

şimdi geliştirmeye çalıştığım şey bu.

But also, don't worry if you miss this opportunity

Ancak, bu fırsatı kaçırırsanız endişelenmeyin,

because Skillshare costs less than $10 a month

çünkü Skillshare yıllık abonelikle ayda 10 dolardan daha ucuza mal oluyor ki

with an annual subscription, which is crazy cool.

bu çok havalı.

And with thousands of courses to choose from,

Ve aralarından seçim yapabileceğiniz binlerce kurs ile

you're never going to be bored.

asla sıkılmayacaksınız.

There are no ads, of course,

Elbette reklam yok

and Skillshare believes a strong community is essential

ve Skillshare,

to personal growth.

kişisel gelişim için güçlü bir topluluğun gerekli olduğuna inanıyor.

So, you can get support from fellow creatives

Böylece,

who also provide encouragement.

aynı zamanda cesaret veren diğer kreatiflerden destek alabilirsiniz.

But for now, I'll see you in the next class.

Ama şimdilik, bir sonraki derste görüşürüz.

(upbeat music)

(iyimser müzik)