Being British with Gabie Kook! - 5 REALLY English Expressions!

-You make pancakes -I do

-Sen krep yaparsın -Ben yaparım

That's why she's my favourite!

Bu yüzden o benim favorim!

Today I'm talking with Gabby Kook the amazing Gabby Kook!

Bugün harika Gabby Kook, Gabby Kook ile konuşuyorum!

Hi!

MERHABA!

We're here to learn some British English!

Biraz İngiliz İngilizcesi öğrenmek için buradayız!

I become a bit serious my attempt to do a British accent

İngiliz aksanı yapmaya çalışırken biraz ciddileşiyorum

You have to be very serious and emotionless because British people,

Çok ciddi ve duygusuz olmak zorundasınız çünkü İngilizlerde

we don't have emotions

duygu yok,

what?

ne var?

It does come across as you guys don't have this that much

Sizde bu kadar yokmuş gibi geliyor

Yes

Right? It's really flat I would say

evet değil mi? Gerçekten düz derdim

That's a really good point yeah

Bu gerçekten iyi bir nokta evet bu

so we speak kind of neutral

yüzden biraz tarafsız konuşuyoruz

and at the end of the sentence we go down

ve cümlenin sonunda aşağı

We finish on down

So in a question or you you know how a "Valley Girl" accent, or the Australian accent is?

iniyoruz. Avustralya aksanı nedir?

(Valley Girl Gabie) Oh my gosh!

(Vadi Kızı Gabie) Aman Tanrım!

That inflection goes up

O çekim artıyor

It goes up

Artıyor

British does the opposite

İngiliz tersini yapıyor

(British Valley Girl Gabie) I can't even

(İngiliz Vadi Kızı Gabie) Yapamıyorum bile

Exactly

Tam olarak

this is the most British way you could say "I can't even"

bu "Yapamam" demenin en İngiliz yolu

...While sipping tea

... Çay yudumlarken,

so today we're gonna do five really really super British expressions that

yani bugün biz

you can use and you can use in your daily British life

kullanabileceğiniz ve günlük İngiliz hayatınızda kullanabileceğiniz gerçekten süper beş İngiliz ifadesi yapacağım

Oh this one's a good one

Ah bu iyi bir erkek

If you're angry with your boyfriend girlfriend or husband

arkadaşınıza veya kocanıza kızgınsanız

How could you express that you're in a bad mood with them?

Moralinizin bozuk olduğunu nasıl ifade edersiniz? onlarla? -

-I'm pissed! -You're pissed!

Kızdım! -Sen kızgınsın!

Annoyed. I'm annoyed at you!

Sinirli. sana kızgınım!

Is that your face? Is that the face you give?

Bu senin yüzün mü? Verdiğin yüz bu mu?

I'm annoyed! You're SO annoying!

sinirlendim! Çok can sıkıcısın!

Pissed is more strong so I almost never use it

Kızmak daha güçlü, bu yüzden neredeyse hiç kullanmıyorum

It's a good one though. It's useful

Yine de iyi bir şey. Yararlı

You could also say "I'm in a strop"

"Stroptayım" da diyebilirsiniz

What? I've never heard of that before

Ne? Bunu daha önce hiç duymadım.

You know those moods that you get in when you're like "I don't want to talk to you!"

"Seninle konuşmak istemiyorum!"

You're angry and "I don't want to talk to you!"

Kızgınsın ve "Seninle konuşmak istemiyorum!"

It's that feeling

Bu duygu -

-I'm on a strop! -In!

Ben bir stroktayım! -İçinde!

I'm IN a strop, I don't know why I keep saying ON

Ben bir stroptayım, neden ON edatlarının sinir bozucu olduğunu söyleyip durduğumu bilmiyorum,

prepositions are annoying

you could also modify it, you could say "I'm in a massive strop!"

onu da değiştirebilirsin, "Ben büyük bir stroptayım!" diyebilirsin. -

-I'm in a massive strop! -That sounds very British

Çok büyük bir koşuşturma içindeyim! -Bu kulağa çok İngiliz geliyor

I'm in a massive strop today because I didn't have my tea

Bugün büyük bir koşuşturma içindeyim çünkü çayımı

It's a good reason to be in a strop!

içmedim.

yeah yeah

You understand my people!

evet evet,

benim halkımı anlıyorsun!

I can't be bothered

-Oh yeah -Have you heard this one before?

-Oh evet -Bunu daha önce duydun mu?

Yeah yeah yeah

how would you use it?

Evet evet evet

nasıl kullanırsın?

whenever Josh asks me to do something

Ne zaman Josh benden yapmak istemediğim bir şeyi yapmamı istese

that I don't wanna do

-and I'll say "I can't be bothered" -Can't be bothered!

- ve ben de "Beni rahatsız edemem" diyeceğim - Rahatsız edilemem!

So this just means you either don't have energy, or you don't want to do the thing

Yani bu sadece ya enerjin olmadığı ya da o şeyi yapmak istemediğin anlamına geliyor

Eh! You can't be bothered!

Eh! Sen rahatsız olamazsın!

So other examples could be

Diğer örnekler şu olabilir:

Gabby do you want to go for a ten-mile run right now?

Gabby şu anda on millik bir koşuya çıkmak ister misin ?

No I can't be bothered

Hayır rahatsız olamam

But I have to do it in British English! I can't!

ama bunu İngiliz İngilizcesi yapmak zorundayım! Yapamam!

So a British accent would be:

Yani bir İngiliz aksanı şöyle olacaktır:

Instead of "(American accent) can't" it would be "(British Accent) can't"

"(Amerikan aksanı) can't" yerine "(British Accent) can't"

I can't

I can't

You make the "T" glottal

"T" gırtlaksı yaparsınız

What that means is you stop the T in your throat

Bunun anlamı T'yi durdurmaktır. boğazın

So instead of "can'T"

Yani "yapamam" yerine

you can say /kɑːnʔ/

/kɑːnʔ/ diyebilirsin,

then "bothered"

sonra "sıkıldım"

bothered

rahatsız oldu

so the last syllable is really lazy

yani son hece gerçekten tembel rahatsız oldu

bothered

-Bothered -Nice

-Sıkıldım -Güzel

I can't be bothered

rahatsız olamam.

The next one we would use when you're very very tired you're exhausted

çok yorgunsun bitkinsin

You've had a long day working or cooking pancakes

Çalışarak veya krep pişirerek uzun bir gün geçirdin, bu

what's a really British Way of saying super tired

gerçekten İngilizlerin aşırı yorgun deme şeklidir

-I'm knackered -Yes

-Yoruldum -Evet

-Is it right? -Yes, "knackered"

-Doğru mu? -Evet, "yorgun"

Oh yeah before I moved here I'd never heard of that word before

Oh evet, buraya taşınmadan önce bu kelimeyi daha önce hiç duymamıştım,

once when I was in school

okuldayken

I said to my teacher "I'm really knackered"

öğretmenime "gerçekten bitkin düştüm" dedim

and they gave me detention

ve beni cezaya çarptırdılar

because apparently there's like a sexual connotation with it

çünkü görünüşe göre cinsellik gibi bir şey var. çağrışımı

It's like I had sex so much that's why I'm tired

sanki çok seks yaptım o yüzden yoruldum

Do people use it like that as well?

insanlar da mı böyle kullanıyor?

No, no one does

Hayır, kimse yapmaz

Maybe an older generation would, maybe!

Belki daha eski bir nesil yapar, belki!

-But no one does today -It's appropriate

-Ama bugün kimse yapmıyor -Uygun Sorun değil

It's fine, it's just very British

, sadece çok İngiliz

-Can you say it in the British accent -Knackered

-İngiliz aksanıyla söyleyebilir misin -Knackered

knackered... knackerrrred

knackered... knackerrrred

But did you notice, at the end you did the American "rrrd"

Ama fark ettin mi, sonunda Amerikan "rrrd"

-"knackeRRed" -Knackered

-"knackeRRed yaptın " -Knackered

Try just saying "Ud"

Sadece "Ud" demeyi dene,

perfect

see you got it that's perfect

mükemmel olduğunu anladın,

so you've been cooking pancakes all day how do you feel?

yani bütün gün krep pişiriyorsun, nasıl hissediyorsun?

I'm knackered!

Beceriksizim!

There's also another way that you could say "knackered" and that's

"Yorulmuş" demenin başka bir yolu daha var ve bu

shattered

paramparça oldu

- Shattered! - So you can say with the perfect British Accent

- Paramparça! - Yani mükemmel İngiliz Aksanıyla diyebilirsin

- How do you feel? - Knackered! Shattered!

- Nasıl hissediyorsun? - Yorgun! Paramparça!

I feel a bit erm... I don't know

Biraz erm hissediyorum... Bilmiyorum

- A bit British? - Yeah

- Biraz İngiliz mi? - Evet,

If you had a Cockney accent, you might say shattered with a glottal T

Cockney aksanınız olsaydı, gırtlaksı bir T

/ʃæʔəd/

/ʃæʔəd/

/ʃæʔəd/

/ʃæʔəd/ ile parçalanmış diyebilirsiniz

Whoa! You did that perfectly!

! Bunu mükemmel yaptın!

I have a friend who has a Cockney accent

Cockney aksanı olan bir arkadaşım var

A really strong one?

Gerçekten güçlü bir aksan mı?

Yeah really strong one! Joel, after four years I understand you

Evet, gerçekten güçlü olan! Joel, dört yıl sonra seni anlıyorum

Hey Joel!

Hey Joel!

This one we use all the time and it's very versatile

Bu, her zaman kullandığımız ve çok yönlü,

if you want to go out or go somewhere

dışarı çıkmak veya

for a very quick visit

çok hızlı bir ziyaret için bir yere gitmek

or go somewhere very quickly and then back

veya çok hızlı bir şekilde bir yere gitmek ve sonra geri dönmek istiyorsanız,

how might you say that in a British way?

bunu İngiliz tarzında nasıl söyleyebilirsiniz?

"Oh I might swing by..."

"Oh, uğrayabilirim..."

"Swing by..." is a great one!

"Uğrayabilirim..." harika bir şey!

- Oh is that British? - No

- Bu İngiliz mi? - Hayır

But the really British way would be "pop to..."

Ama gerçekten İngiliz tarzı "pop to..."

Oh yeah!

Ah evet!

- Have you heard of pop to? - All the time, everybody around me says that

- Pop to'yu duydun mu? - Her zaman, çevremdeki herkes bunu söylüyor

Right so if I'm coming to your house quickly, I could say "swing by" or..

Doğru, yani eğer evinize hızlı bir şekilde gelirsem, "uğra" diyebilirim veya .. "

"Oh, on my way home I'm gonna pop by"

Ah, eve gelirken uğrayacağım"

"I'm gonna pop by"

"Ben Uğrayacağım"

So when do I say "I'll pop up..." What is it?

Peki ne zaman "Geleceğim..." diyeceğim bu nedir?

If you're leaving your house quickly you can say "I'm gonna..."?

Evden hızlı bir şekilde çıkıyorsanız "Yapacağım..." diyebilir misiniz?

Pop...

Pop...

Pop out

Pop out

Pop out

Pop out

If you're going to the shops really quickly, "I'm gonna pop to the shops"

Mağazalara gerçekten hızlı bir şekilde gidecekseniz, "Dükkanlara uğrayacağım"

- "Pop to the loo"

- "Pop to tuvalete"

You can say that

I hear that all the time from Ollie

Bunu Ollie Pop'tan her zaman duyduğumu söyleyebilirsin

Pop to the loo

It is the proper way to say so they don't have to say they're peeing or pooping?

İşediklerini veya kakalarını yaptıklarını söylemek zorunda kalmamaları için bunu söylemenin doğru yolu bu mu?

Yup

Evet,

"I'm gonna pop to the loo"?

"Ben tuvalete gideceğim" mi?

It's just a nicer way of saying "I'm gonna poo now"

"Şimdi kakamı yapacağım" demenin daha güzel bir yolu

Pop to... Pop up...

Pop to... Pop up...

pop... what was it?

pop... o neydi?

Pop out

Pop out

Pop to, pop up

Pop to, pop up

Ah so, "pop up", and "pop down"

Ah yani "pop up" ve "pop down"

those are kind of weird

bunlar biraz tuhaf "

If I say "I'm gonna pop up the shops"

Mağazaları açacağım" dersem

pop up the shops

dükkanları aç

But you could also say "I'm gonna pop DOWN the shops"

Ama siz "Ben' de diyebilirsiniz. "Dükkanları AŞAĞIYA ÇIKARACAĞIM"

"Pop DOWN the shops"?

"Mağazaları AŞAĞIYA ÇIKARACAĞIM"?

- Yeah, and it means the same thing - Oh ok

- Evet, aynı anlama geliyor - Ah tamam

- Up and down, the same? - Exactly the same

- Yukarı ve aşağı, aynı mı? - Tamamen aynı

We're British, we don't make sense

Biz İngiliziz, anlam ifade etmiyoruz

These are really nice everyday British phrases

Bunlar her gün duyduğum gerçekten güzel İngiliz deyimleri

that I've been hearing, but I've never used it

ama ben hiç kullanmadım.

You never used "pop"?

Sen hiç "pop" kullanmadın mı?

No, I never said "pop"

Hayır, asla "pop" demedim Pop yapmak

It's fun to pop

eğlencelidir

It's fun to pop... to the loo

Pop yapmak... tuvalete gitmek eğlenceli

And the last one...

Ve sonuncusu...

If you don't trust someone or something

Birine ya da bir şeye güvenmiyorsanız,

How would you describe it?

bunu nasıl tanımlarsınız?

Like "This... mmm no, I don't trust it"

"Bu... mmm hayır, ona güvenmiyorum"

"It looks..." or "it seems dodgy"

"Görünüyor..." veya "tehlikeli görünüyor" gibi

- Ahh "Dodgy"! - You know "Dodgy"?

- Ahh "Tehlikeli"! - "Tehlikeli" bilir misin?

Yeah

Evet

Josh says it all the time

Josh bunu her zaman söylüyor

I say it all the time too

Ben de her zaman söylüyorum

Josh was walking once in a dodgy alleyway at night

Josh bir gece tehlikeli bir ara sokakta yürüyordu

and he got robbed

ve soyuldu

Here? Are you serious?! That's not good!

Burada mı? Ciddi misin?! Bu iyi değil!

That's why I always say "Avoid the dodgy alleyways!"

Bu yüzden her zaman "Tehlikeli ara sokaklardan kaçının!" derim.

Cool so I hope you learned some really British expressions

Harika, umarım gerçekten İngiliz deyimleri öğrenmişsindir

Did you learn some new stuff today?

Bugün yeni şeyler öğrendin mi?

- Yes - What are you gonna do today?

- Evet - Bugün ne yapacaksın?

I'm gonna pop to Tesco!

Tesco'ya uğrayacağım!

Nice!

Güzel!

-Yeah? -Yeah -Yeah?

-Evet? -Evet evet?

- Nice - I'm gonna pop to Tesco, get some salmon

- Güzel - Tesco'ya uğrayıp biraz somon alacağım

Are you gonna run a marathon?

Maraton koşacak mısın?

Can't be bothered

Rahatsız edilemiyor

Why can't you be bothered?

Neden rahatsız olmuyorsun?

I'm knackered

Yoruldum

and also you seemed so angry today, what's wrong?

ve sen de bugün çok sinirli görünüyordun, sorun ne?

Ah I had some haters this morning so I'm in a strop!

Ah, bu sabah bazı antilerim vardı, bu yüzden gerginim!

- Dodgy people can't be trusted - Can't trust dodgy people

- Tehlikeli insanlara güvenilemez - Tehlikeli insanlara güvenilemez

Oh my god, today's been so much fun Thank You Gabie for joining me

Aman Tanrım, bugün çok eğlenceliydi Bana katıldığınız için teşekkür ederim Gabie

It was so much fun! I had a free class! Amazing

Çok eğlenceliydi! Ücretsiz bir dersim vardı! Harika

If you haven't already, and if you like food that looks and tastes amazing

Henüz yapmadıysanız ve harika görünen ve lezzetli yiyeceklerden hoşlanıyorsanız

Go check out Gabie's videos they are the best

Gabie'nin videolarına bakın, burada bir yerlerde en iyileri onlar

somewhere here

- Really? - It's like there

- Gerçekten mi? - Orada gibi Evet

Yeah! See you're touching it That's your video

! Ona dokunduğunu görüyorum Bu senin videon

Oh, okay

Oh, tamam

See you next time

Bir dahaki sefere görüşürüz

Bye!

Hoşçakalın! Sen

you