I hate this movie! Learn GOOD English from BAD movies

- There's one scene from a movie

- Bir filmden,

which pretty much summarizes everything

I hate about the English teaching world.

İngilizce öğretimi dünyasında nefret ettiğim her şeyi hemen hemen özetleyen bir sahne var.

- I would like to buy a hamburger.

- Bir hamburger almak istiyorum.

- I would like to buy a hamburger.

- Bir hamburger almak istiyorum.

- I. - I.

- Ben. - Ben.

- Would. - Would.

- Yapardım. - İstemek.

- Would.

- İstemek.

- Would.

- İstemek.

- You have no idea how much this annoys me.

- Bunun beni ne kadar rahatsız ettiğini bilemezsiniz.

If you're ordering coffee or fast food,

Kahve veya fast food,

those types of places, then you just need these expressions.

bu tür yerler sipariş ediyorsanız, o zaman sadece bu ifadelere ihtiyacınız var.

No one says, "I would like to buy a hamburger."

Kimse " Hamburger almak istiyorum" demiyor.

No one says that.

Bunu kimse söylemiyor.

I mean yeah, you can,

Yani evet, yapabilirsin

but you would sound like an alien trying to act human.

ama insan gibi davranmaya çalışan bir uzaylı gibi konuşabilirsin.

It wouldn't sound natural.

Kulağa doğal gelmiyor.

Maybe in textbooks, 50 years ago,

Belki ders kitaplarında, 50 yıl önce

they would teach it and maybe that's what they said.

bunu öğretirlerdi ve belki de öyle diyorlardı.

I don't know.

Bilmiyorum. O

I wasn't alive then.

zaman hayatta değildim.

But right now, today, no one says,

Ama şu anda, bugün kimse

"Hello, I would like to buy a hamburger."

"Merhaba, hamburger almak istiyorum" demiyor.

No one says that.

Bunu kimse söylemiyor.

Let's just kill this idea right now.

Hemen şimdi bu fikri öldürelim.

So what could you say in this situation?

Peki bu durumda ne söyleyebilirsiniz?

Hi, can I have?

Merhaba, alabilir miyim?

Hi, can I get?

Merhaba, alabilir miyim?

And then the food or the drink that you want.

Ve sonra istediğiniz yiyecek veya içecek.

That's it.

Bu kadar.

That's all you need.

Tüm ihtiyacın olan bu.

You don't need 10 ways of ordering food.

Yemek sipariş etmenin 10 yoluna ihtiyacınız yok.

You don't need 10 food ordering idioms.

10 yemek siparişi deyimine ihtiyacın yok.

That's all you need.

Tüm ihtiyacın olan bu.

Hi, can I have an ice Americano, please?

Merhaba, bir ice Americano alabilir miyim lütfen?

Hi, can I get a cake?

Merhaba, pasta alabilir miyim?

A whole cake, please?

Bütün bir pasta lütfen?

Thanks.

Teşekkürler.

Maybe that's all you want,

Belki tek istediğin bu,

but maybe you want something else.

ama belki başka bir şey istiyorsun.

Maybe you want a sandwich.

Belki bir sandviç istersiniz.

Hmm, okay, I like that sandwich, but I don't like onions.

Hmm, tamam, o sandviçi severim ama soğanı sevmem.

So how do we manage this?

Peki bunu nasıl yöneteceğiz?

All right, so we get in a sandwich.

Pekala, o zaman bir sandviç alıyoruz. Bir "m" gibi "samwidge" olarak telaffuz ettiğimizde sandviçte

I've never understood why we have the (sounds out "d")

neden ("d" sesi çıkar) aldığımızı asla anlamadım

in sandwich when we pronounce it "samwidge", like an "m".

.

"Samwidge".

"Samwidge".

Can I have a "samwidge".

Bir "samwidge" alabilir miyim?

No one says "sandwich".

Kimse "sandviç" demez.

Maybe someone does.

Belki birisi yapar.

If you meet someone who does say "a sandwich",

"Sandviç" diyen biriyle tanışırsanız,

please ask them, "Why are you like this?"

lütfen ona "Neden böylesin?" diye sorun.

All right, so you want your sandwich,

Pekala, sandviçini istiyorsun

but no onions, right?

ama soğan istemiyorsun, değil mi?

Easy.

Kolay.

Yeah, can I get a sandwich, but without onions, please?

Evet, bir sandviç alabilir miyim ama soğansız, lütfen?

You can make this more simple by just saying,

"Can I have a sandwich, but no onions,

"Soğan olmadan bir sandviç alabilir miyim,

"no lettuce, no bread?

marul ve ekmek olmadan alabilir miyim?" diyerek bunu daha basit hale getirebilirsiniz.

"Yeah, just the cheese.

"Evet, sadece peynir."

"Thanks."

(blows raspberry) Okay, so what if they sell things

like cakes or pizza, something you can slice into portions?

How do you order that?

Well, you can just say "a slice of pizza",

Teşekkürler. pizza",

"a slice of cake".

"bir dilim kek".

But if you're like me

Ama benim gibiyseniz

and always forget the name of the portion of the thing,

ve her zaman o şeyin porsiyonunun adını unutuyorsanız,

just say, "A thing of..."

sadece "Bir şey..." deyin.

Yeah, you can just say, "A thing of cake."

Evet, sadece "A" diyebilirsiniz. "

Yeah, it's not the most correct thing, but it's acceptable,

Evet, bu en doğru şey değil ama kabul edilebilir,

especially if you're just ordering a bit of cake.

özellikle de sadece biraz pasta sipariş ediyorsanız.

Oh, there you go, you can also say "a bit of".

Oh, işte, "biraz" da diyebilirsiniz.

Also, do you agree that carrot cake is the best cake

Havuçlu kekin dünyanın en iyi keki olduğuna katılıyor musunuz

in the world?

?

There's no competition.

Rekabet yok.

Tell me a better cake than carrot cake.

Bana havuçlu kekten daha iyi bir pasta söyleyin. Öyle

There isn't one.

bir pasta yok.

Also, not only for this, it can just sound

Ayrıca, sadece bunun için değil,

really casual in conversation, like, "You all right?"

konuşma sırasında kulağa gerçekten sıradan gelebilir , " İyi misin?"

"I was feeling really sad today,

"Bugün gerçekten üzgündüm,

"so I ate a whole thing of biscuits."

"bu yüzden bir sürü bisküvi yedim."

So yeah, in very casual English,

Yani evet, çok gündelik İngilizcede, özellikle benim gibi çoğu zaman adını hatırlamıyorsanız,

you could change "packet of", "jar of",

"packet of", "jar of",

"tub of" for "thing of",

"tub of" yerine "thing of"u değiştirebilirsiniz

especially if you can't remember the name,

like me most of the time.

.

Memory like a fish.

Balık gibi hafıza.

Okay, let's put all of that together

Tamam, hepsini bir araya getirelim

and watch a real example of me ordering from a Starbucks.

ve Starbucks'tan sipariş verdiğim gerçek bir örneği izleyelim .

(classy music)

(klas müzik)

Can I have a small mocha, please?

Küçük bir mocha alabilir miyim lütfen?

- For here or takeaway?

- Burada mı yoksa paket yemek için mi?

- It's to go.

- Gitmek üzere.

Yeah, yeah. - Would you like cream on top?

Evet evet. - Üzerine krema ister misiniz?

- (hums uncertainly) No, thank you.

- (belirsizce mırıldanır) Hayır, teşekkürler.

(classy music)

(klas müzik)

And can I get an ice Americano, please?

Ben de bir ice Americano alabilir miyim lütfen?

- What size?

- Hangi beden?

- Medium.

- Orta.

Can I have it with soy milk, please?

Soya sütü ile alabilir miyim lütfen?

- Sure. - Thank you.

- Elbette. - Teşekkür ederim.

Oh, and also, can I have a thing of carrot cake?

Ayrıca bir parça havuçlu kek alabilir miyim?

- Sure. - Thanks.

- Elbette. - Teşekkürler.

(classy music)

(klas müzik)

- (barista mumbles) --cake.

- (barista mırıldanır) --cake.

- Do you have any carrot cake?

- Havuçlu kekiniz var mı?

- [Barista] No, we don't.

- [Barista] Hayır, yapmıyoruz.

- Oh, no.

- Oh hayır.

Okay, in that case, can I have a slice of lemon loaf?

Tamam, bu durumda bir dilim limonlu ekmek alabilir miyim?

- Sure. - Thanks.

- Elbette. - Teşekkürler.

Wow, I did really well.

Vay canına, gerçekten iyi yaptım.

And that cake, delicious.

Ve o pasta, lezzetli.

Okay, but do those expressions change

Tamam, ama bir restoranda otururken bu ifadeler değişiyor mu

when you're sitting in a restaurant?

?

Is it more formal?

Daha resmi mi?

Do things change?

İşler değişir mi?

No, of course not.

Hayır tabii değil.

You're ordering food.

Yemek siparişi veriyorsun. Yemek sipariş etmenin

You don't have to learn 10 different ways

10 farklı yolunu öğrenmek zorunda değilsiniz

of ordering the food.

.

Maybe if the place is super, super formal

Belki yer süper, süper resmiyse

and you want to sound super formal,

ve kulağa çok resmi gelmek istiyorsanız,

change the "can I have" to:

"alabilir miyim" ifadesini "Domates

"May I have the tomato?

alabilir miyim?

"Just one tomato?"

So yeah, "may" just sounds more polite,

"

more formal, than "can".

"yapabilirim"den daha resmi.

When I was like a baby, my teachers,

Ben bebekken öğretmenlerim,

my parents would say, "It's not 'can I?'"

ailem "'Yapabilir miyim?' değil" "Yapabilir

"It's 'may I?'"

miyim?" derdi

In reality, it's both.

.

That just sounds more polite.

kibar.

That sounds more common.

Bu kulağa daha yaygın geliyor.

Keep that in mind.

Bunu aklınızda tutun.

You could also say, "I'll have the duck."

"Ördeği ben alacağım" da diyebilirsiniz.

"Oh, yeah, that sounds good.

"Ah, evet, kulağa hoş geliyor.

"I'll get the duck, too."

"Ben de ördek alacağım."

I'll have or I'll get the food.

Alacağım ya da yiyeceği alacağım.

Personally I don't say it this way

Şahsen bunu böyle söylemiyorum

because I'm British and I'm terrified

çünkü ben İngilizim ve

that I don't sound polite enough.

yeterince kibar görünmemekten korkuyorum.

So I will always ask it in a question form.

Bu yüzden her zaman bir soru şeklinde soracağım.

That's just me.

Sadece ben.

You don't have to.

zorunda değilsin

Some people prefer this way.

Bazıları bu yolu tercih ediyor.

Some people prefer this way.

Bazıları bu yolu tercih ediyor.

It's entirely your choice.

Bu tamamen senin seçimin.

(snaps and claps) Okay, what if you want to order this dish,

(çıtırtılar ve alkışlar) Tamam, peki ya bu yemeği sipariş etmek istersen

but there's something in that food

ama o yemekte alerjin olan bir şey varsa

that you're allergic to or you just don't like it?

ya da onu sevmezsen?

How can we remove it?

Nasıl kaldırabiliriz?

You could just say, "This, but no onions.

"Bu, ama soğan yok.

"This, but without the lettuce."

"Bu, ama marulsuz."

Whatever.

Her neyse.

If you're like me, I love pad Thai.

Benim gibiyseniz, Pad Thai'yi severim.

It's so delicious.

Çok lezzetli.

But I never order it with shrimp.

Ama asla karidesle sipariş etmem.

I always change it for tofu.

Her zaman değiştiririm. tofu için.

So if you're like me, you might say,

Yani benim gibiyseniz,

"Can I have the pad Thai, but can I take out the shrimp

"Tay pedini alabilir miyim, ama karidesi

"for the..." replacement.

"..." yerine koyabilir miyim diyebilirsiniz. Benim

In my case, tofu.

durumumda, tofu.

My whole order sounds like this:

Tüm siparişim şuna benziyor:

Hi, can I get the pad Thai,

Merhaba, Thai pad'i alabilir miyim,

but can I take out the shrimp for the tofu, please?

ancak tofu için karides alabilir miyim lütfen?

That's how I order pad Thai.

Pad Thai'yi böyle sipariş ediyorum.

Two things.

İki şey.

One, "take out", "swap", "switch", all of those verbs,

Bir, "çıkar", "değiştir", " değiştir", tüm bu fiiller,

"replace", "change".

"değiştir", "değiştir".

Yes, you can just say,

Evet, sadece

"Can I change the shrimp for the tofu,"

"Karidesleri tofu ile değiştirebilir miyim" diyebilirsiniz,

but you love the phrasal verbs, so "take out".

ancak deyimsel fiilleri seviyorsunuz, yani "çıkar".

Use that.

Bunu kullan.

The second thing is, if you're Thai,

İkincisi, eğer Taylandlıysanız,

watching this, if I do this,

bunu izliyorsanız, bunu yaparsam,

is it no longer a real pad Thai?

artık gerçek bir Pad Thai olmaz mı?

Does it have to be with shrimp?

Karidesli olmak zorunda mı?

'Cause I love pad Thai, but I just don't like shrimp.

Çünkü Pad Thai'yi severim ama karides sevmem.

So we can practice this in the comments.

Böylece bunu yorumlarda uygulayabiliriz.

Let me know things that you regularly order.

Düzenli olarak sipariş ettiğiniz şeyleri bana bildirin.

Write out how you might order in English.

İngilizce olarak nasıl sipariş verebileceğinizi yazın.

So try ordering a coffee.

Bu yüzden bir kahve sipariş etmeyi deneyin.

Try ordering a thing of cake.

Kek sipariş etmeyi deneyin. Uzun zamandır gitmediğiniz bir restoranın menüsünden

Try ordering something from a restaurant menu

bir şeyler sipariş etmeyi deneyin

that you haven't been to in a long time.

.

Write it in the comments.

Yorumlara yazın. Sana

I'll help you.

yardım edeceğim.

But the main point of this video is

Ama bu videonun asıl amacı

I hate the movie "Pink Panther".

"Pembe Panter" filminden nefret etmem.

That's all I wanted to say.

Tüm söylemek istediğim buydu.

No, but seriously, if you are studying English,

Hayır, ama cidden, eğer İngilizce çalışıyorsan, gerçek hayatta insanların gerçek konuşmalarda ne söylediklerine

always pay more attention to what people say

her zaman daha fazla dikkat et

in real conversations, in real life.

.

If it's more common to say something this way,

Bir şeyi bu şekilde söylemek daha yaygınsa,

then that one is more correct.

o zaman bu daha doğrudur.

It doesn't matter if that matches

Bunun

what's written in a textbook or not.

bir ders kitabında yazılanlarla eşleşip eşleşmemesi önemli değil.

Language is always changing.

Dil her zaman değişiyor.

(sighs) And that's why I hate the movie "Pink Panther".

(iç çeker) İşte bu yüzden "Pembe Panter" filminden nefret ediyorum. Bugünkü videoda

If there's anything I've missed in today's video,

kaçırdığım bir şey varsa ,

let me know in the comments.

yorumlarda bana bildirin.

Also let me know if there's a future video

Ayrıca gelecekte bu kanalda görmek istediğiniz bir video varsa bana bildirin

you want to see on this channel.

.

Also, also, are there any movie scenes like this

Ayrıca,

that feel like weird English to you?

sana garip İngilizce gibi gelen buna benzer film sahneleri var mı?

Let me know in the comments

Yorumlarda bana bildirin,

and I'll use it in a future video.

gelecekteki bir videoda kullanacağım.

See you later.

Sonra görüşürüz.

(chill music)

(sakin müzik)