Phrasal Verbs with "OVER" - Learn 100 PHRASAL VERBS in ONE MINUTE!?

- I know what you're thinking.

- Ne düşündüğünü biliyorum.

- Yeah, that this video's click bait.

- Evet, bu video tıklama tuzağı.

- No, this is not click bait.

- Hayır, bu tıklama tuzağı değil.

If you learn the common meanings of this word,

Bu kelimenin ortak anlamlarını öğrenirseniz,

you'll learn hundreds of new words, instantly.

yüzlerce yeni kelimeyi anında öğrenirsiniz. Bana

Don't believe me?

inanmıyor musun? Sana

Let me show you.

göstereyim.

If you use over, alone,

Over, tek başına kullanırsanız,

this talks about separating two different places.

bu iki farklı yeri ayırmaktan bahsediyor.

Let me give you an example.

Sana bir örnek vereyim.

- Look, things are different over here.

- Bak, burada işler farklı.

- Cheers.

- Şerefe.

- Oh, you better hide that beer, Sir.

- O birayı saklasanız iyi olur, efendim.

You can't drink in public over here.

Burada toplum içinde içemezsin.

- Can't do (beep) over here.

- Burada yapamam (bip).

- But with a verb, now it has more meaning.

- Ama bir fiille, artık daha fazla anlamı var.

For example, she tells her boyfriend,

Örneğin, erkek arkadaşına

"Hey, come over."

"Hey, gel" diyor.

Yes, she could say, hey, come here.

Evet, hey, buraya gel diyebilirdi.

That's fine too.

Bu da iyi.

But when you use over,

Ama bitince

you're saying move from this place to this place.

bu yerden şuraya taşın diyorsunuz.

So, how should he come over?

Peki, nasıl gelmeli?

Well, I can't just drive over, I don't have a car.

Öylece arabayla gelemem, arabam yok.

He wants to move from here to here, over.

Buradan buraya taşınmak istiyor, tamam.

The method, how?

Yöntem, nasıl?

By driving.

Sürerek.

So, that's your phrasal verb, to drive over.

Yani, bu senin deyimsel fiilin, üzerinden geçmek.

Okay, so he doesn't have a car.

Tamam, yani arabası yok.

Then bike over, you have a bike.

Sonra bisiklete bin, senin bir bisikletin var.

Bike over.

Bisiklete bin.

You see, this shows what happens.

Bakın, bu ne olduğunu gösteriyor.

Movement.

Hareket.

This shows how it happened.

Bu nasıl olduğunu gösteriyor.

Bike.

Bisiklet.

But it's raining.

Ama yağmur yağıyor.

It's very dangerous.

Bu çok tehlikeli.

I'm alone and I have snacks for us.

Yalnızım ve bizim için atıştırmalıklarım var.

You're alone and you've got snacks?

Yalnızsın ve atıştırmalıkların var mı?

He is very excited about having snacks with her.

Onunla bir şeyler atıştıracağı için çok heyecanlı.

Okay, I'll run over.

Tamam, koşarak geleceğim.

He decides he's going from here to there by running.

Buradan oraya koşarak gideceğine karar verir . Arabayla

He could drive over, he could bike over,

üzerinden geçebilir, bisikletle üzerinden geçebilir,

he could run over, or he could dance over.

üzerinden geçebilir veya üzerinden dans edebilirdi.

(upbeat dance music)

(iyimser dans müziği)

You see, it wasn't click bait.

Görüyorsunuz, tıklama tuzağı değildi.

Now you really do

Artık gerçekten

know hundreds of new phrasal verbs, instantly.

yüzlerce yeni deyimsel fiili anında biliyorsunuz.

No word lists, no flashcards,

Kelime listesi yok, bilgi kartı yok,

you didn't spend any money.

hiç para harcamadın.

Although if you do want to spend money,

Yine de para harcamak istersen,

you could practice this

bunu

and hundreds of other lessons

ve diğer yüzlerce dersi

with my Ultimate English ebook.

Ultimate English e-kitabımla uygulayabilirsin.

Link in the description.

Açıklamadaki bağlantı.

Try it.

Dene.

Are you going anywhere tonight?

Bu gece bir yere gidiyor musun?

How are you gonna go over there?

Oraya nasıl gideceksin? Bu

So it could also mean do something

nedenle, aynı zamanda

with a lot of time and consideration.

çok fazla zaman ve düşünce ile bir şeyler yapmak anlamına da gelebilir.

For example,

Örneğin,

your friend had a very bad day at work

arkadaşınız işte çok kötü bir gün geçirdi

and he says, "I hate my job.

ve "İşimden nefret ediyorum.

I want to quit."

Bırakmak istiyorum" diyor.

But you want to say, wait, give it some time,

Ama bekle, biraz zaman tanı,

think about it, then make your decision.

düşün ve sonra kararını ver demek istiyorsun.

You could say this.

Bunu söyleyebilirsin.

Well, don't do anything rash.

Pekala, düşüncesizce bir şey yapma.

Rash. This is a good expression

Döküntü. Bu, kullanabileceğiniz iyi bir ifadedir

you can use.

.

If you want to say, I know you're emotional right now,

Şu anda duygusal olduğunuzu biliyorum

but don't make the wrong decision, very quickly.

ama çok çabuk yanlış karar vermeyin demek istiyorsanız.

Let's say you meet someone, you fall in love

Diyelim ki biriyle tanışıyorsunuz,

within one day and you're like,

bir gün içinde âşık oluyorsunuz ve

oh my God, I want to get married.

aman Allah'ım evlenmek istiyorum diyorsunuz.

Don't do anything rash.

Düşünmeden bir şey yapma.

Don't act too quickly, based on emotion.

Duygulara dayalı olarak çok hızlı hareket etmeyin.

So yeah, don't do anything rash, just think it over.

Yani evet, düşüncesizce bir şey yapma , sadece bir düşün.

Take a day, take two days,

Bir gün ayırın, iki gün ayırın,

think it over.

düşünün.

You'll know from context

which

meaning of over it is.

Üzerinden hangi anlamın olduğunu bağlamdan bileceksiniz.

This is not a movement verb.

Bu bir hareket fiili değildir.

Come, drive, run, bike.

Gel, sür, koş, bisiklete bin.

They are movement verbs, right?

Bunlar hareket fiilleridir, değil mi?

So, if you see a movement verb with over,

Yani, üzerinde bir hareket fiili görürseniz,

probably means move.

muhtemelen hareket anlamına gelir.

But

Ama

that

bu

is more similar to consideration, right?

düşünmeye daha çok benziyor, değil mi?

So, it probably means that.

Yani, muhtemelen bu anlama geliyor.

And again, you can change the verb.

Ve yine, fiili değiştirebilirsiniz.

Think it over,

Bir düşünün,

talk it over with your friends,

arkadaşlarınızla konuşun ve

then make a decision.

sonra bir karar verin. Fiili konuşarak

Again,

tekrar

give it consideration, over,

düşünün

by talking,

the verb.

.

Hmm, yeah.

Evet.

Okay, he's gonna go talk it over with his girlfriend.

Tamam, bunu kız arkadaşıyla konuşacak.

So,

Yani,

hey, I want to leave my job.

hey, işimden ayrılmak istiyorum.

But his girlfriend says,

Ama kız arkadaşı,

"I think we're over.

"Sanırım işimiz bitti.

You're boring and I don't like boring people."

Sen sıkıcısın ve ben sıkıcı insanlardan hoşlanmam" der.

So, in this case, over doesn't mean movement.

Yani, bu durumda, bitti hareket anlamına gelmez.

It doesn't mean doing something with consideration.

Bir şeyi düşünerek yapmak anlamına gelmez.

In this context,

Bu bağlamda over,

over means

finished.

I think we are finished.

bitmiş demektir. Bence

bitirdik.

Now, more commonly than breaking up,

Şimdi, ayrılmaktan daha yaygın olarak,

you might use this to ask, hey, when do you finish work?

bunu sormak için kullanabilirsiniz, hey, işi ne zaman bitiriyorsun?

Like this.

Bunun gibi.

Crazy day.

Çılgın gün.

I can't wait until work is over.

İş bitene kadar bekleyemem.

To be over, to be finished.

Bitmek, bitmek.

Now, this only really works with the verb, be.

Şimdi, bu gerçekten sadece fiil ile çalışır, olmak.

You don't need another verb, to say it's finished.

Bitti demek için başka bir fiile ihtiyacın yok. Bu

So, more commonly, you might want to use this

nedenle, daha yaygın olarak, bu örneklerde bunu kullanmak isteyebilirsiniz

in these examples.

.

This movie's boring.

Bu film sıkıcı.

When's it over?

Ne zaman bitti?

Is your relationship over yet?

İlişkiniz daha bitmedi mi?

Your girlfriend's really boring.

Kız arkadaşın gerçekten sıkıcı.

But like I said, this can mean to do something carefully

Ancak dediğim gibi, bu, bir şeyi dikkatlice

or with a lot of consideration.

veya çok düşünerek yapmak anlamına gelebilir.

So, think about resolving a conflict.

Bu nedenle, bir anlaşmazlığı çözmeyi düşünün.

It's very useful for that situation.

Bu durum için çok faydalıdır.

For example, for me,

Örneğin benim için

I used to be very bad with cleaning dishes,

bulaşıkları yıkamak konusunda çok kötüydüm,

so, me and my old housemate had a fight about it.

bu yüzden eski ev arkadaşımla bu konuda kavga ettik.

A hundred percent my fault, but I'm stubborn.

Yüzde yüz benim hatam ama inatçıyım.

So, we argued a lot about it.

Bu yüzden bu konuda çok tartıştık.

There was a lot of tension.

Çok fazla gerilim vardı.

We didn't talk for a long time.

Uzun süre konuşmadık.

But then we were like, this is stupid,

Ama sonra, bu aptalca,

we live together, so,

birlikte yaşıyoruz, o yüzden hadi

let's talk it over,

bunu konuşalım,

fix this problem.

bu sorunu çözelim dedik.

And of course, it was fine afterwards,

Ve tabii ki, sonrasında iyiydi,

but that's the phrasal verb you need.

ama ihtiyacın olan deyimsel fiil bu.

Let's talk it over.

Hadi konuşalım.

I'm much better with cleaning right now.

Şu anda temizlik konusunda çok daha iyiyim.

Has this ever happened to you?

Bu hiç başınıza geldi mi?

If it has, please give a like to this video.

Varsa, lütfen bu videoya bir beğeni verin. Videolarımı izleyen

Let me know how many other messy people there are

başka kaç dağınık insan olduğunu bana bildirin

watching my videos.

.

Oh God.

Aman Tanrım.

Oh no.

Oh hayır.

Sorry about that.

Bunun için üzgünüm. Sonuncusu terlediği için

I had to change my shirt because the last one got sweaty.

gömleğimi değiştirmek zorunda kaldım .

It's okay, white doesn't show up sweat so easily.

Sorun değil, beyaz o kadar kolay ter göstermez.

So, also, we can use over to talk about

Bu nedenle, genellikle bir şey hakkında konuşurken

what you were eating or drinking,

, ne yediğiniz veya içtiğiniz hakkında konuşmak için de over kullanabiliriz

while usually talking about something.

.

Yeah, that's really interesting.

Evet, bu gerçekten ilginç.

Let's talk about this more over a coffee.

Bunu bir kahve eşliğinde daha fazla konuşalım.

You could go crazy with this

Bununla çıldırabilir

and add lots of overs in one sentence.

ve bir cümlede çok fazla şey ekleyebilirsiniz.

Listen, let's go over the contract together.

Dinle, sözleşmeyi birlikte gözden geçirelim.

We can talk it over, over dinner.

Bunu akşam yemeğinde konuşabiliriz.

But just keep in mind,

Ama unutmayın,

that over goes before the food or the drink.

bu iş yemekten veya içmekten önce gelir.

Yeah, we discussed the contract over a few cocktails.

Evet, kontratı birkaç kokteyl içerken tartıştık.

This is just juice.

Bu sadece meyve suyu.

Now, some phrasal verbs

Şimdi, bazı deyimsel fiiller,

don't use any common meaning of over.

üzerinde herhangi bir ortak anlam kullanmazlar.

It's just that's the verb, that's the preposition,

Sadece fiil bu, edat bu

and you don't change it.

ve onu değiştirmiyorsunuz.

For example,

Biten, biten

they are talking about his relationship,

ilişkisinden bahsediyorlar mesela

which is over, finished.

.

Where are they doing it?

Nerede yapıyorlar?

They're talking over coffee.

Kahve içerken konuşuyorlar.

And his friend says,

Arkadaşı da

"Don't worry, you'll get over her soon."

"Merak etme, onu çabuk atlatırsın" der.

What does this mean?

Bu ne anlama gelir?

Well, it means to recover

from your bad feelings or bad situation.

Kötü hislerinizden veya kötü durumunuzdan kurtulmak demektir.

So, yeah, it could mean you have a heartbreak,

Yani, evet, bu kalbin kırıldığı, kendini

you feel very bad.

çok kötü hissettiğin anlamına gelebilir.

After some time, you get better again,

Bir süre sonra tekrar iyileşirsin,

you get over that breakup.

o ayrılığı atlatırsın.

Get over is a very specific phrasal verb.

Get over çok özel bir öbek fiildir.

We don't change the verb with this.

Bununla fiili değiştirmiyoruz.

Get over. It's fixed.

Atlatmak. Düzeltildi.

You don't change it.

Onu değiştirmezsin.

And it's not just heartbreak.

Ve bu sadece kalp kırıklığı değil.

Which other bad situations or bad feelings

Başka hangi kötü durumlardan veya kötü duygulardan

can you recover from?

kurtulabilirsiniz?

Not just heartbreak.

Sadece kalp kırıklığı değil.

It could be a cold, the flu, an illness.

Soğuk algınlığı, grip, hastalık olabilir.

(Teacher coughing)

(Öğretmen öksürür)

Hey.

Hey. iyi

You all right?

misin?

Yeah, I'm fine.

Evet ben iyiyim.

I had a cold last week.

Geçen hafta üşüttüm.

I got over it though.

Don't worry, I'm fine now.

Yine de aştım.

Merak etme, şimdi iyiyim.

(Teacher sneezes) Dude, that was gross.

(Öğretmen hapşırır) Ahbap, bu iğrençti.

Let's practice this in the comments.

Bunu yorumlarda uygulayalım.

Okay, this is gonna be a sad question.

Tamam, bu üzücü bir soru olacak.

You don't have to answer it.

Cevap vermek zorunda değilsin.

So, think about a breakup you had.

Öyleyse, yaşadığınız bir ayrılığı düşünün.

How long did it take to get over it?

Bunu aşmak ne kadar sürdü?

Again, that's a really sad question.

Yine, bu gerçekten üzücü bir soru.

You don't have to answer it.

Cevap vermek zorunda değilsin.

No, no, no, she was the best thing ever.

Hayır, hayır, hayır, o gelmiş geçmiş en iyi şeydi.

I will never get over her.

Onu asla aşamayacağım.

Another phrasal verb, which is fixed

Sabit olan ve fiili değiştirmediğimiz bir diğer deyimsel fiil de

and we don't change the verb, is take over.

devralmadır.

This means you get control

Bu,

over usually a company,

genellikle bir şirket

or a team, a project.

veya bir ekip veya bir proje üzerinde kontrol sahibi olduğunuz anlamına gelir.

You become the leader of something.

Bir şeyin lideri oluyorsun.

For example, let's imagine I say I'm quitting YouTube

Örneğin, YouTube'u bırakıyorum dediğimi

and I make a big dramatic video about it,

ve bununla ilgili büyük bir dramatik video hazırladığımı düşünelim

and I'm like hey you, you watching this video,

ve hey sen, bu videoyu izliyorsan,

you should take over this channel for me.

bu kanalı benim için devralmalısın diyorum.

Then I'm asking you to take control of the channel for me.

O zaman benim için kanalın kontrolünü almanı istiyorum.

Again, this is common when talking about businesses,

Yine, işletmeler,

projects, teams, anything that needs a leader.

projeler, ekipler veya bir lidere ihtiyaç duyan her şey hakkında konuşurken bu yaygın bir durumdur.

The leader takes control,

Lider kontrolü ele alır, işi

takes over from someone else.

başkasından devralır.

For example, we can practice this right now.

Örneğin, bunu şu anda uygulayabiliriz.

In your country,

Ülkenizde yakın gelecekte

do you think someone else will take over

başka birinin görevi devralacağını düşünüyor musunuz

in the near future?

?

I know a few countries have elections soon.

Birkaç ülkede yakında seçimler olduğunu biliyorum.

So, is someone new going to take over in your country?

Peki, ülkenizde yeni biri devralacak mı ? Bana

Let me know down below.

aşağıdan haber verin.

Another common meaning of over,

Bitti'nin bir başka yaygın anlamı,

means to do something again.

bir şeyi yeniden yapmak demektir.

So, for example, this guy says,

Örneğin, bu adam,

"I didn't understand anything about your lesson,

" Dersiniz hakkında,

about this video, about the phrasal verbs with over."

bu video hakkında, over ile deyimsel fiiller hakkında hiçbir şey anlamadım" diyor.

I might say to you, look, don't worry.

Sana söyleyebilirim, bak, merak etme.

Watch it over, and over, and over, and over,

Tekrar tekrar izle ve tekrar tekrar izle

and sooner or later, you'll get it.

ve er ya da geç anlayacaksın.

So in this case, I'm saying, watch it again,

Yani bu durumda, tekrar, tekrar

and again, and again, and again.

, tekrar ve tekrar izleyin diyorum.

Maybe you take a test and you make some mistakes.

Belki bir sınava girersin ve bazı hatalar yaparsın.

You can ask to do it again

by saying, sorry, I made some mistakes.

Özür dilerim bazı hatalar yaptım diyerek tekrar yapılmasını isteyebilirsiniz.

What do you think goes here?

Sizce buraya ne gelir?

Can I do it over?

Tekrar yapabilir miyim?

And we use this as a noun, like this.

Ve bunu bir isim olarak kullanıyoruz, bunun gibi.

Yeah, I made a mistake.

Evet, bir hata yaptım.

I wrote your name instead of my name.

Adım yerine senin adını yazdım.

Can I have a do over please?

Tekrar yapabilir miyim lütfen?

And finally, we don't only use over after a verb,

Ve son olarak, sadece bir fiilden sonra,

to have a common meaning.

ortak bir anlama sahip olmak için kullanmıyoruz.

We also use it before a verb,

Ayrıca anlamı değiştirmek için bir fiilden önce kullanırız

to change the meaning.

.

Most commonly, over before a verb,

En yaygın olarak, bir fiilden önce,

means to do something too much.

bir şeyi çok fazla yapmak anlamına gelir.

For example,

Mesela

remember our friend here,

buradaki arkadaşımızı hatırlayın

he wants to get over his ex.

eski sevgilisini unutmak istiyor.

He's very, very sad.

O çok, çok üzgün.

So, he does what we all do.

Yani hepimizin yaptığını yapıyor.

He goes to the gym to get a better body

Daha iyi bir vücut elde etmek

and forget all about her.

ve onu tamamen unutmak için spor salonuna gider. Onu

He wants to get over her the

gym bro way.

spor salonunda kardeşim gibi aşmak istiyor.

But he does it too much.

Ama bunu çok fazla yapıyor.

It's excessive.

Bu aşırı.

And the next time you see him, you're like,

Ve onu bir dahaki görüşünde,

you did the gym too much.

jimnastiği çok fazla yapmışsın gibi olacaksın.

Now, usually, we wouldn't say you did the gym too much.

Şimdi, genellikle spor salonunu çok fazla yaptığınızı söylemeyiz.

We would use that prefix, over.

Bu öneki kullanırdık, tamam.

So, how do we change this?

Peki, bunu nasıl değiştiririz?

Too much,

Çok fazla,

over.

bitti.

You overdid the gym.

Spor salonunu abarttın.

That's okay, but most commonly though,

Sorun değil, ama en yaygın olarak,

you would say, you overdid it.

abarttığınızı söylersiniz. Birisi çok fazla şey yaptığında

You can use this for anything,

bunu herhangi bir şey için kullanabilirsiniz

when someone does something too much.

.

You overdid it

at the gym.

Spor salonunda abarttın.

If I make you cookies and I put too much sugar in there,

Sana kurabiye yaparsam ve içine çok fazla şeker koyarsam, şekeri fazla

you could say, you overdid it on the sugar.

abarttın diyebilirsin .

If you go out partying with your friend

Arkadaşınızla partiye giderseniz

and they drink too much,

ve o çok içerse,

you overdid it on the cocktails.

kokteyllerde abartmışsınız demektir.

But the problem with this is, there are not many verbs

Ancak bununla ilgili sorun şu ki, bunu değiştirebileceğiniz çok fazla fiil yok

you can change that to.

.

So, and it's really weird, like

Bu gerçekten garip,

if someone drinks too much,

eğer biri çok içerse,

you don't say you over drank last night.

dün gece fazla içtiğini söylemezsin.

We would understand it, but we don't say it.

Anlarız ama söylemeyiz.

However, if someone's eating too much

Ancak, biri çok yemek yiyorsa

and they feel sick,

ve kendini hasta hissediyorsa, bence

you can say, I think you overate yesterday.

dün fazla yedin diyebilirsin. Sorun

That's okay.

yok.

So, how do you know which verbs are okay?

Peki, hangi fiillerin uygun olduğunu nasıl anlarsınız?

If you hear another option with a different verb,

Farklı bir fiil ile başka bir seçenek duyarsanız,

you can use it.

onu kullanabilirsiniz.

Then it's okay.

O zaman sorun yok.

But if you want to use this in an exam,

Ancak bunu bir sınavda kullanmak istiyorsanız,

stick with the verb do.

do fiilini kullanın.

That's the safe option.

Güvenli seçenek bu.

This lesson is included in my Ultimate English ebook.

Bu ders, Ultimate English e-kitabımda yer almaktadır.

Patreons already have access to it.

Patreonların zaten erişimi var.

You can get it on my Patreon, patreon.com/papateachme,

Patreon'um patreon.com/papateachme'den

or my website, papateachme.com.

veya web sitem papateachme.com'dan edinebilirsiniz.

You can practice with this lesson

Bu dersle

and hundreds of other ones.

ve diğer yüzlerce dersle pratik yapabilirsiniz.

But which preposition should I focus on in the next video?

Ama bir sonraki videoda hangi edat üzerine odaklanmalıyım?

Let me know down below

Aşağıda bana haber ver, bir

and I'll see you in the next class.

sonraki derste görüşürüz.

Bye.

Hoşçakal.

(mellow instrumental music)

(yumuşak enstrümantal müzik)