Learn Hell-Themed English Idioms | Speak Like a Native with These Fiery Expressions

I only ever teach idioms that you will really hear and actually want to use so

Ben sadece gerçekten duyacağın ve gerçekten kullanmak isteyeceğin deyimler öğretiyorum, bu yüzden

in today's lesson you are going to-

bugünün dersinde-

KNEEL BEFORE ME!

önümde diz çökeceksin!

I AM THE DEMON OF ENGLISH!

BEN İNGİLİZCE ŞEYTANIYIM!

Huh?

Ha?

THE BRINGER OF PHRASAL VERBS!

PHRASAL FİLLERİN GETİRİCİSİ!

who?

DSÖ?

You will do what I say!

Ben ne dersem onu ​​yapacaksın!

No no that's not how this work-

Hayır hayır bu iş böyle olmaz-

YOU WILL TEACH...

ÖĞRETECEKSİN...

IDIOMS FROM HELL!

CEHENNEMDEN GELEN deyimler!

okay fine

tamam ince

the blank from hell first when we say that something is the worst thing the

cehennemden gelen boşluğu önce bir şeyin en kötü şey olduğunu söylediğimizde en kötünün en kötüsü

worst of the worst we say it's the something from hell the noun from hell

cehennemden gelen bir şey deriz

for example you have an awful friend sure yeah he's a friend but he always

örneğin berbat bir arkadaşınız var elbette evet o bir arkadaş ama her zaman

does annoying things like he eats your pizza

sinir bozucu şeyler yapıyor o senin pizzanı yiyormuş gibi bu

that's your pizza you can say that he is oh my god he is the friend from hell

senin pizzan diyebilirsin ki o aman tanrım o cehennemden gelen arkadaş

again noun from hell it's the worst thing ever try this in the comments try

yine isim cehennemden gelen en kötü şey bunu yorumlarda dene

your own examples now when you want to talk to someone about something bad that

şimdi kendi örneklerini biriyle konuşmak istediğinde dene yaptıkları kötü bir şey

they did which may be upset you you have a bone to pick with them and actually

sizi üzebilir, onlarla bir anlaşmanız var ve aslında

you would say this expression to their face yes it sounds direct but you want

bu ifadeyi yüzlerine söylersiniz evet kulağa doğrudan geliyor ama

to be direct with them um hey I have a bone to pick with you

onlarla doğrudan olmak istiyorsunuz um hey, seninle seçmem gereken bir kemiğim var

you ate all of my pizza and you didn't even buy me another one your friend

pizzamın hepsini yedin ve bana başka bir tane bile almadın, arkadaşın o

wants to say that pizza it wasn't special he can save this why are you

pizzanın özel olmadığını söylemek istiyor, bunu kurtarabilir,

angry that pizza wasn't anything to write home about when something isn't

pizza eve yazılacak bir şey değilken neden kızgınsın? t

anything to write home about alternatively you can say it was nothing

eve yazılacak bir şey yok alternatif olarak

to write home about this just means this thing that's not special I don't wanted

bunun hakkında eve yazılacak bir şey olmadığını söyleyebilirsin bu sadece bu şeyin özel olmadığı anlamına geliyor

to phone my family hey I just had the best pizza no it's not special you can

ailemi aramak istemedim hey az önce en iyi pizzayı yedim hayır özel değil

say this about a person but it is quite insulting so just remember that for

hakkında bunu söyleyebilirsin bir kişi ama oldukça aşağılayıcı, bu yüzden sadece unutmayın,

example the other day I asked a mate how her date went with a guy and she

örneğin geçen gün bir arkadaşıma bir erkekle randevusunun nasıl gittiğini sordum ve o

said meh he was nice but nothing to write home about again it sounds

iyi biri olduğunu söyledi ama yine eve yazacak bir şey yok, kulağa

insulting it kind of is you're saying that someone isn't

aşağılayıcı geliyor, bu biraz sen misin? şimdi birisinin özel olmadığını söylüyorsunuz,

special now if you want to compare two things and you want to say this is

eğer iki şeyi karşılaştırmak istiyorsanız ve bunun bununla

nothing compared to this we have an expression for that we say that this has

karşılaştırıldığında hiçbir şey olduğunu söylemek istiyorsanız, bunun için bir ifademiz var bunun bununla ilgili

got nothing on this this one is the best and this one is rubbish so he could say

hiçbir şeyi yok, bu en iyisi ve bu saçmalık yani

me that pizza it's got nothing on Domino's not a sponsor by the way I just

bana o pizza diyebilsin domino's'ta hiçbir şey yok bu arada sponsor değil onu

like him again you can also say this about a person when you compare two

yine beğendim bunu bir kişi için de diyebilirsin iki

people for example this footballer has got nothing on this guy

kişiyi kıyaslarken örneğin bu futbolcunun bu adamla ilgili hiçbir şeyi yok

I don't know football stuff now you're Italian understandably you are very very

ben sevmiyorum 'Futbol şeylerini biliyorsun artık İtalyansın, anlaşılır bir şekilde

angry when he compared your pizza your darling pizza to Domino's Pizza so in

pizzanı sevgili pizzanı Domino's Pizza'ya benzettiğinde çok çok kızıyorsun bu yüzden

front of everyone you want to reprimand discipline

herkesin önünde azarlamak istiyorsun disiplin cezası vermek

chastise this guy basically shout at him because he did something bad for this we

bu adamı cezalandırmak için ona kötü bir şey yaptığı için ona bağırmak ona

say that you have a go at him I only ate his pizza why is he having a

bir deneyin diyoruz, ben sadece onun pizzasını yedim, neden

massive go at me in front of everyone notice we modified this with the word

herkesin önünde bana büyük bir yumruk atıyor fark ettiniz, bunu büyük kelimesiyle değiştirdik,

massive you can modify the size I told her that a friend was prettier than she

boyutunu değiştirebilirsiniz, ona bir arkadaşın daha güzel olduğunu söyledim

was and she had a huge go of me let me know in the comments when was the last

öyleydi ve benden çok hoşlanıyordu, yorumlarda bana bildirin,

time someone had a massive go at you when was the last time that you had a

biri size en son ne zaman büyük bir çıkış yaptı?

massive go at someone what happened why did you have a go at them now when you

Şimdi,

think that someone has done something wrong and you make them feel bad about

birinin yanlış bir şey yaptığını düşündüğünüzde ve

it usually for a very long time or repeatedly and you constantly tell them

genellikle çok uzun bir süre veya tekrar tekrar bu konuda kendilerini kötü hissetmelerine neden olduğunuzda ve onlara sürekli olarak bunu söylediğinizde

or shout at them or you just generally make them feel bad you give someone a

veya onlara bağırdığınızda veya genel olarak onları kötü hissettirdiğinizde birine

hard time more informally you might here give

zor anlar yaşatmış olursunuz. daha gayri resmi olarak burada

someone shit so he might be thinking still can't believe you ate my Pisa

birine [ __ ] atabilirsin, bu yüzden o düşünüyor olabilir, benim Pisa'mı yediğine hala inanamıyor olabilir, pizza

he's always given me a hard time about the pizza so more informally he might be

konusunda bana her zaman zorluk çıkardı, bu yüzden daha gayri resmi olarak, pizza hakkında

thinking it's always giving me shit about the pizza not necessarily because

bana her zaman [ __ ] attığını düşünüyor olabilir, çünkü ille de değil.

you actually did something bad maybe your boss or your teacher complains

aslında kötü bir şey yaptın belki patronun ya da öğretmenin kıyafetlerinden şikayet ediyor kıyafetlerini beğenmiyorlar

about your clothes they don't like them they think they are wrong so you might

yanlış olduğunu düşünüyorlar bu yüzden

say my boss always gives me a hard time about my clothes it's very annoying

patronumun kıyafetlerim konusunda bana hep zorluk çıkardığını söyleyebilirsin çok sinir bozucu

they're just normal ok question for you in the comments it's a very hot day and

sadece normal tamam yorumlarda size soru, çok sıcak bir gün ve

you decide to go to work or to your classes wearing shorts not long trousers

işe ya da derslerinize şortla gitmeye karar verdiniz, uzun pantolon

or long pants does your boss does your teacher give you a hard time for it let

ya da uzun pantolon değil, patronunuz sizi bunun için zorluyor mu?

me know you think that someone really really doesn't like you every time you

gerçekten senden gerçekten hoşlanmıyor

see each other every opportunity they give you a hard time they give you shit

birbirinizi her gördüğünüzde her fırsatta size zorluk çıkarıyorlar size [ __ ] çıkarıyorlar

this expression means that you know he's had it in for me since last year now we

bu ifade geçen yıldan beri bana karşı olduğunu bildiğin anlamına gelir şimdi

can change this verb someone has it in for you or someone has got it in for you

bu fiili değiştirebiliriz birinin içinde senin için ya da biri senin için aldı,

both are fine of course hmm they fell out last year over a girl

ikiniz de iyisiniz tabii ki hmm geçen yıl Maria adında bir kız yüzünden düştüler,

called Maria it's always Maria to fall out with someone this means you were

Maria her zaman birisiyle arası bozulur, bu demek oluyor ki arkadaştınız

friends and now you're not friends something happened and you don't like

ve şimdi arkadaş değilsiniz bir şey oldu ve sen

each other anymore you're not friends anymore so fall out

artık birbirinizi sevmiyorsunuz, artık arkadaş değilsiniz, bu yüzden fall out

that's a phrasal verb but also we use this preposition over to give the reason

bu bir deyimsel fiil ama aynı zamanda bu edatı

they fell out over a girl they fell out over a pizza

bir kız yüzünden neden anlaşmazlığa düştüklerini pizza yüzünden anlaşmazlığa düştüklerini hayal edebiliyor musunuz eskiden

can you imagine they used to be best friends but now they're always at each

olduklarını hayal edebiliyor musunuz? en iyi arkadaşlar ama şimdi her zaman

other's throats this means every time they see each other they want to fight

birbirlerinin boğazındalar bu, birbirlerini her gördüklerinde kavga etmek istedikleri anlamına geliyor, her zaman birbirlerinin

they're always at each other's throats so the idiom to be at each other's

boğazındalar, yani deyim

throats every time they see each other they're at each other's-

birbirlerini her gördüklerinde birbirlerinin boğazında olmak onlar birbirimize-

Hello!

Merhaba!

Who's this now?

Bu şimdi kim?

I'm an English angel!

Ben bir İngiliz meleğiyim!

I'm here to spread happy vibes! HAPPYYYYY!!!

Mutlu hisler yaymak için buradayım! MUTLUYYYY!!!

Oh for f-

Oh f-