Glottal T, True T, Posh RP T, American T | Ultimate British Pronunciation Lesson 1

- Hey everyone, I'm Aly.

- Selam millet, ben Aly.

Welcome to the first video

in my Ultimate British Pronunciation course.

Ultimate British Pronunciation kursumun ilk videosuna hoş geldiniz. Henüz almadıysanız papateachme.com adresinden

Remember to get the ebook, if you haven't already,

e-kitabı almayı unutmayın

at papateachme.com.

.

That ebook goes with this course like best friends,

O e-kitap, bu kursa en iyi arkadaşlar gibi gider

and it will help you absorb all the information

ve tüm bilgileri

like a sponge.

bir sünger gibi emmenize yardımcı olur.

So, we're going to start with one of the most famous,

Bu yüzden, İngiliz telaffuzunun en ünlü,

yet very misunderstood, and definitely misused,

ancak çok yanlış anlaşılan ve kesinlikle yanlış kullanılan

sound of British pronunciation, the glottal T.

seslerinden biri olan gırtlaksı T ile başlayacağız.

Since I first made my video on this subject,

Bu konuyla ilgili videomu ilk yaptığımdan beri,

whoa, all those years ago, look at all that hair I had.

whoa, onca yıl önce, bak sahip olduğum tüm o saçlarda.

Wow, it's like a different person.

Vay canına, farklı bir insan gibi.

Anyway, since then, a lot has changed

Her neyse, o zamandan beri

about this little sound.

bu küçük sesle ilgili çok şey değişti.

In my opinion, English teachers need to change,

Kanımca, İngilizce öğretmenlerinin

and update, how they teach English,

İngilizce öğretme yöntemlerini

about every five years or so.

yaklaşık beş yılda bir değiştirmesi ve güncellemesi gerekiyor.

The reason is because language, in general,

Bunun nedeni , genel olarak dilin,

but especially English, is a living breathing thing,

ama özellikle İngilizcenin yaşayan, nefes alan bir şey olması

and it changes so quickly.

ve çok hızlı değişmesidir.

Throughout this course I'll show you

Bu kurs boyunca size

a variety of different sounds and techniques and styles.

çeşitli farklı sesler , teknikler ve stiller göstereceğim.

But the idea is for you to choose your favorite aspects

Ancak buradaki fikir, İngiliz telaffuzunun en sevdiğiniz yönlerini seçmenizdir

of British pronunciation.

.

You'll sound natural because I'm gonna help you

Kulağa doğal gelecek çünkü

develop your own British pronunciation style.

kendi İngiliz telaffuz tarzını geliştirmene yardım edeceğim.

So, what is the glottal T?

Peki gırtlaksı T nedir? bu

It's this.

bu

(mellow french music)

(yumuşak fransız müziği)

Yeah, yeah.

Evet, evet.

Oh, hi, sorry, can we have some water?

Oh, merhaba, pardon, biraz su alabilir miyiz?

Water?

Su?

Water.

Su.

Water.

Su.

Water.

Su.

Water.

Su.

Wawa?

Ne zaman?

Water.

Su.

In British pronunciation,

İngiliz telaffuzunda,

it's really common to replace the T sound,

in some words, to a glottal T.

bazı kelimelerde T sesini gırtlaksı bir T ile değiştirmek gerçekten yaygındır.

I say some words, because it will sound really weird

Bazı kelimeler söylüyorum çünkü

if you pronounce every T with a glottal T.

her T'yi gırtlaksı bir T ile telaffuz ederseniz kulağa gerçekten

Please, don't be weird.

tuhaf gelecektir. .

How do you make this sound?

Bu sesi nasıl yapıyorsun?

Well, say, uh-oh.

Pekala, uh-oh deyin.

Uh-oh.

Uh-oh. O sesi hissediyor

Do you feel that sound?

musun?

That feeling in the middle of uh-oh?

Uh-oh'un ortasındaki o his?

Your throat, your airway, closes.

Boğazınız, hava yolunuz kapanır.

It stops the sound coming out.

Çıkan sesi durdurur.

That is the feeling.

Duygu budur.

That's the sound of the glottal T.

Bu gırtlaksı T'nin sesidir.

And that sound will replace, again,

Ve bu ses yine

some of the Ts in some of the words.

bazı kelimelerdeki bazı T'lerin yerini alacaktır.

Just remember, don't overuse it.

Sadece hatırla, aşırıya kaçma.

That will be weird.

Bu garip olacak.

Trust me, variety is the key to a natural speaking style.

İnan bana, çeşitlilik doğal bir konuşma tarzının anahtarıdır.

That's what I will be stressing throughout this course.

Bu ders boyunca vurgulayacağım şey bu.

So, it's really, really common

Yani,

to use the glottal T when a word finishes with a T sound.

bir kelime T sesiyle bittiğinde gırtlaksı T harfini kullanmak gerçekten çok yaygın.

Like hot, but, not, wet.

Sıcak gibi ama ıslak değil.

Again, it's perfectly fine to pronounce the T as a true T.

Yine, T'yi gerçek bir T olarak telaffuz etmek gayet iyi.

A true T is when you pronounce it like a "tuh".

Gerçek bir T, onu "tuh" gibi telaffuz ettiğiniz zamandır.

But, not, wet, hot.

Ama değil, ıslak, sıcak.

That's a true T.

Bu gerçek bir T.

But the glottal T, remember, it's that middle sound

Ama gırtlaksı T, unutmayın, ortadaki

of uh-oh.

uh-oh sesidir.

When your airflow stops, stopping the sound,

Hava akışınız durduğunda, sesi durdurduğunuzda,

that's your glottal T.

bu sizin gırtlaksı T'nizdir.

So, let's practice this together.

O halde, bunu birlikte çalışalım.

Hot, hot.

Sıcak sıcak.

Listen carefully.

Dikkatli dinle.

If you're just saying hah, hah,

Sadece hah hah diyorsanız,

the air is still coming out, you're not doing the glottal T.

hava hala dışarı çıkıyor, gırtlaksı T yapmıyorsunuz demektir.

The airflow must stop.

Hava akışı durmalıdır.

Hot, hot.

Sıcak sıcak.

Did you do it?

Yaptın mı?

I feel like you did it that time.

O zaman sen yapmışsın gibi hissediyorum. sana

I have confidence in you.

güvenim var Hadi

Let's move on.

devam edelim.

But, but.

Ama ama.

Not.

Olumsuz.

Wet.

Islak.

Good, let's do all of them together.

Güzel, hepsini birlikte yapalım.

Hot, but not wet.

Sıcak ama ıslak değil.

(claps) That was amazing, well done.

(alkışlar) Bu harikaydı, aferin.

And, that word we just did,

Ve az önce yaptığımız o kelimeyi,

you could pronounce water like water.

suyu su gibi telaffuz edebilirsiniz.

Water, try that with me.

Su, bunu benimle dene.

Water.

Su.

(claps) Again, you're amazing.

(alkışlar) Yine harikasın.

Why do we do this?

Bunu neden yapıyoruz?

Why make this sound?

Neden bu sesi çıkarıyorsun?

It's because the sound is lazy,

Çünkü ses tembel

and, to be honest, we are lazy.

ve dürüst olmak gerekirse biz tembeliz.

There, I said it.

İşte söyledim.

It, see?

Gördün mü?

Lazy.

Tembel.

It's not clear.

net değil

It's not an easy sound to hear.

Duyması kolay bir ses değil.

Therefore, it's not considered formal.

Bu nedenle, resmi olarak kabul edilmez.

But, before people tell you this as a stupid sound,

Ancak, insanlar size bunu aptalca bir ses olarak söylemeden önce,

politicians, even the queen, will use this sound.

politikacılar, hatta kraliçe bile bu sesi kullanacaktır.

- And though self-isolating may at times be hard.

- Kendini izole etmek bazen zor olsa da.

- Why?

- Neden?

Because it makes you sound human.

Çünkü seni insan gibi gösteriyor.

If you tried to pronounce every T as a "tuh",

Her T'yi "tuh" olarak telaffuz etmeye çalışsaydın,

you would sound like a weird robot.

garip bir robot gibi ses çıkarırdın.

And again, don't be weird, be human.

Ve yine, tuhaf olma, insan ol.

So, other common words like this would be,

Yani, bunun gibi diğer yaygın sözcükler,

don't, can't, couldn't, wouldn't, won't.

yapma, yapamam, yapamadım, olmaz, olmaz.

Basically, any contraction of not.

Temel olarak, herhangi bir daralma değil.

Again, like I said, variety is key.

Yine dediğim gibi, çeşitlilik anahtardır.

So, I'm not saying always use glottal T

Yani,

when the word finishes in a "tuh" sound.

kelime "tuh" sesiyle bittiğinde her zaman gırtlaksı T kullanın demiyorum.

No, I will use a mix.

Hayır, bir karışım kullanacağım.

Sometimes I'll use it, sometimes I won't, like just now.

Bazen kullanacağım, bazen kullanmayacağım, şimdi olduğu gibi.

First, let's practice these together.

Önce bunları birlikte uygulayalım.

Don't.

yapma

Can't.

Yapamamak.

Couldn't.

Yapamam.

Wouldn't.

olmaz

Won't.

Alışkanlık.

Okay, let's practice this together in a sentence.

Tamam, bunu bir cümle içinde birlikte çalışalım.

First, everything as a glottal T.

İlk olarak, gırtlaksı bir T olarak her şey.

It's a bit hot.

Biraz sıcak.

But not that hot.

Ama o kadar sıcak değil.

Now, you could pronounce all of these Ts as glottal Ts,

Şimdi, tüm bu T'leri gırtlaksı T'ler olarak telaffuz edebilirsiniz

and it wouldn't sound strange.

ve kulağa garip gelmez.

Why?

Neden?

Because the tea is at the end of the word.

Çünkü çay kelimenin sonundadır. Kulağa

That sounds fine.

hoş geliyor. Tarzınızı geliştirmeye

This is where we start to develop your style.

başladığımız yer burasıdır .

I want you to pause the video here, and try saying these,

Videoyu burada durdurup bunları söylemenizi istiyorum

or, if you have a partner, you can practice talking

ya da partneriniz varsa

to each other, with these two sentences.

bu iki cümle ile birbirinizle konuşma pratiği yapabilirsiniz.

Change it up.

Değiştir.

Use some Ts as glottal, some Ts as true Ts,

Bazı T'leri gırtlaksı, bazı T'leri gerçek T'ler olarak kullanın,

use all of them as glottal, use all of them as true Ts,

hepsini gırtlaksı olarak kullanın, hepsini gerçek T'ler olarak kullanın,

but use a variety, see which combination,

ancak bir çeşitlilik kullanın, hangi kombinasyonun

or which style, feels right for you.

veya hangi tarzın sizin için doğru olduğunu görün. Burada

There's no wrong answer here, so, don't worry.

yanlış cevap yok , bu yüzden endişelenme.

Remember, the goal is to develop

Unutmayın, amaç

your own natural British style,

kendi doğal İngiliz tarzınızı geliştirmek,

not to copy an idea of a British style.

bir İngiliz tarzı fikrini kopyalamak değil.

That won't sound natural.

Bu kulağa doğal gelmeyecek.

The only way to sound natural is to develop your own style.

Doğal görünmenin tek yolu kendi tarzınızı geliştirmektir.

So, let's do that.

Öyleyse yapalım.

Pause the video, try a few different options.

Videoyu duraklatın, birkaç farklı seçeneği deneyin. Bir

Let's try another one.

tane daha deneyelim.

For example, someone offers you a cat.

Örneğin birisi size bir kedi teklif ediyor.

Do you want a cat?

Bir kedi ister misin?

What, that cat?

Ne, o kedi mi?

So, let's practice some different ways of pronouncing this.

Öyleyse, bunu telaffuz etmenin bazı farklı yollarını deneyelim.

Do you want a cat?

Bir kedi ister misin?

Do you want a cat?

Bir kedi ister misin?

Do you see where wanna comes from now?

İstemenin şimdi nereden geldiğini görüyor musun?

Want a, wanna, wanna, want a cat.

Bir kedi istiyorum, istiyorum, istiyorum, istiyorum.

Do you want a cat?

Bir kedi ister misin?

I told you we're lazy, so, yeah.

Sana tembel olduğumuzu söyledim, evet.

You can choose whichever T

you want to practice as a true T or a glottal T,

Gerçek bir T veya gırtlaksı bir T olarak hangi T'yi uygulamak istediğinizi seçebilirsiniz,

it doesn't matter.

fark etmez.

It's all going to be correct.

Her şey doğru olacak.

It's just about you developing your own natural style.

Bu sadece kendi doğal tarzınızı geliştirmenizle ilgili.

So, pause the video now, practice this a few times,

Şimdi videoyu durdurun, bunu birkaç kez çalışın,

with a study buddy, or with yourself, any way is fine.

bir çalışma arkadaşınızla veya kendinizle, herhangi bir şekilde sorun yok.

Just see which combination works best for you.

Sadece hangi kombinasyonun sizin için en uygun olduğunu görün.

And press play when you're ready to continue.

Ve devam etmeye hazır olduğunuzda oynat düğmesine basın.

Now, there are times when you probably want to pronounce

Şimdi, muhtemelen

that final T as a true T.

son T'yi gerçek bir T olarak telaffuz etmek isteyeceğiniz zamanlar vardır.

Don't, I can't get wet.

Yapma, ıslanamam.

Oh, sorry love, you wet?

Üzgünüm aşkım, ıslak mısın?

Yes, I'm very wet.

Evet, çok ıslandım. Normal konuştuğu için

He pronounced the glottal T

gırtlaksı T harfini telaffuz etti

because he's just speaking normally.

.

There's nothing special.

Özel bir şey yok.

But she pronounced the true T that second time.

Ama ikinci kez gerçek T'yi telaffuz etti.

Why?

Neden?

Because she wants to emphasize.

Çünkü vurgulamak istiyor.

She wants to make this stronger.

Bunu güçlendirmek istiyor.

Yes, I'm very wet.

Evet, çok ıslandım.

If it's clearly pronounced,

Açıkça telaffuz edilirse,

then it can sound much stronger, more emphatic.

kulağa çok daha güçlü, daha vurgulu gelebilir.

Just something to remember.

Hatırlanması gereken bir şey.

Also, there are times when you definitely don't want

Ayrıca

to use a glottal T.

gırtlaksı T harfini kesinlikle kullanmak istemediğiniz zamanlar da vardır.

For example, when a word begins with a T sound,

Örneğin, bir kelime T sesiyle başladığında

don't use the glottal T.

gırtlaksı T harfini kullanmayın.

The word tonight, for example, starts and ends with a T.

Örneğin bu geceki kelime bir ile başlar ve biter. T. Sonunun T

We already know that that end T, that's fine.

olduğunu zaten biliyoruz , sorun değil.

You can pronounce that as a glottal T,

Bunu gırtlaksı bir T olarak telaffuz edebilirsiniz,

you can pronounce that as a true T,

bunu gerçek bir T olarak telaffuz edebilirsiniz,

either way will sound natural.

her iki şekilde de kulağa doğal gelecektir.

That's your choice.

Bu senin seçimin.

But, that first T, definitely not.

Ancak, o ilk T, kesinlikle hayır.

So, options.

Yani seçenekler.

Tonight.

Bu akşam. Sorun

That's okay.

yok.

Tonight, that's okay.

Bu gece, sorun değil.

But, a night?

Ama bir gece?

No, don't glottalize that T.

Hayır, T.

Mm.

Mm.

But, there is an exception to this.

Ancak bunun bir istisnası vardır.

In Cockney, and similar styles, you might hear this.

Cockney ve benzeri tarzlarda bunu duyabilirsiniz.

I'm going to the pub.

bara gidiyorum

You'll definitely hear some British people say that.

Bazı İngilizlerin bunu söylediğini kesinlikle duyacaksınız.

Not always.

Her zaman değil.

It's not for everyone.

Bu herkes için değil.

It might not be for you.

Senin için olmayabilir.

And that's okay.

Ve sorun değil.

So, likewise, if you said, you're going to the pub?

Yani, aynı şekilde, bara gideceğini söylersen?

I want to come too!

Ben de gelmek istiyorum!

Exactly the same thing.

Tamamen aynı şey.

So, going to, want to, you already know

Yani, will, want to, bunların zaten

that these get contracted to gonna and wanna.

will ve want olmak üzere sözleşmeli olduğunu biliyorsunuz.

So, really common.

Yani, gerçekten yaygın.

So, also glottalize those Ts.

Öyleyse, bu T'leri de gırtlaklaştırın.

But, that one, true T.

Ama o, gerçek T.

The others, you have the option.

Diğerlerinde, seçeneğin var.

Again, try both ways, see which one you prefer.

Yine iki yolu da deneyin, hangisini tercih ettiğinizi görün.

First, let's try both as true Ts.

İlk olarak, ikisini de gerçek T olarak deneyelim.

I'm going to the pub.

bara gidiyorum

I want to come too.

ben de gelmek istiyorum

Now, let's try both as glottal Ts.

Şimdi ikisini de gırtlaksı T olarak deneyelim.

Again, it's just as correct, just a different style.

Yine, aynı derecede doğru, sadece farklı bir tarz.

I'm going to the pub.

bara gidiyorum

I want to come too.

ben de gelmek istiyorum

Well done, you're amazing.

Aferin, harikasın. Gırtlaksı T'yi kesinlikle kullanmak

Another time when you definitely don't want

istemediğiniz başka bir zaman,

to use the glottal T is when the consonant sound

just before the T is an unvoiced consonant sound.

T'den hemen önceki ünsüz sesin sessiz bir ünsüz ses olduğu zamandır.

Wait, what the f-?

Bekle, ne oluyor?

What's an unvoiced consonant sound?

Sessiz ünsüz ses nedir?

An unvoiced sound doesn't make a vibration in the throat.

Sessiz bir ses boğazda titreşim yapmaz.

Like, for example, an F sound.

Örneğin, bir F sesi gibi.

Ffff, no vibration here.

Offff, burada titreşim yok.

But a voiced sound, like a V,

Ama boğazda bir titreşim oluşturan bir V gibi sesli bir ses

that does produce a vibration in the throat.

.

Vvvvuh, the same mouth shape,

Vvvvuh, aynı ağız şekli,

but the difference is the vibration.

ancak fark titreşimdir.

Fffff, vvvvuh, fffff, vvvvuh.

Offff, vvvvuh, fffff, vvvvuh.

That's the only difference.

Tek fark bu.

Unvoiced, voiced, that's it.

Sessiz, sesli, işte bu kadar.

So, with names, like Taylor Swift,

Yani, Taylor Swift gibi isimlerle,

the T in Swift, don't make that one glottal.

Swift'deki T, bunu gırtlaksı yapmayın.

That will always be true T, Swift.

Bu her zaman doğru olacak T, Swift.

Fast.

Hızlı.

Again, true T.

Yine, gerçek T.

Connected.

Bağlandı.

Again, true T,

Yine, gerçek T,

because the consonant sound just before

çünkü az önceki ünsüz ses

is an unvoiced consonant sound,

sessiz bir ünsüz sestir

and no one glottalizes those.

ve kimse bunları gırtlaklaştırmaz.

That's not a difference in style, just, no one does it,

Bu tarz bir fark değil , sadece kimse yapmıyor,

I guess because it's impossible.

sanırım imkansız olduğu için.

Let's actually try.

Aslında deneyelim.

Swiff, Taylor Swiff-uh.

Swiff, Taylor Swiff.

It's too difficult.

Bu çok zor.

Remember, we're lazy, so, if it's difficult to say,

Unutma, biz tembeliz, bu yüzden söylemesi zorsa

we won't do it, it doesn't become a style.

yapmayacağız, bu bir tarz olmaz.

That's how language works.

Dil böyle çalışır.

So, just keep that in mind.

Yani, bunu aklınızda bulundurun.

But, also, there are times

Ama aynı zamanda,

when you always pronounce the glottal T.

her zaman gırtlaksı T'yi telaffuz ettiğiniz zamanlar da vardır.

Again, because it's easier.

Yine, çünkü bu daha kolay.

For example, absolutely.

Örneğin, kesinlikle.

And, in this case, again, it's all about the position

Ve bu durumda, yine, her şey

of the T in the word.

kelimedeki T'nin konumuyla ilgili.

See, there's a vowel sound before the T,

Bakın, T'den önce sesli harf,

and a consonant sound after.

sonra ünsüz ses var.

In those cases, just pronounce the glottal T,

Bu gibi durumlarda, sadece gırtlaksı T harfini telaffuz edin,

it will sound natural, just trust me.

kulağa doğal gelecektir, sadece bana güvenin.

States, make it glottal.

Devletler, gırtlaksı yap.

The same with this one, mates.

Bunda da aynısı var arkadaşlar.

If your teacher tells you

Öğretmeniniz size

that the glottal T is a dumb sound, that's not true.

gırtlaksı T'nin aptal bir ses olduğunu söylerse, bu doğru değildir.

It's just a feature of British pronunciation,

Bu sadece İngiliz telaffuzunun

which everyone uses.

herkesin kullandığı bir özelliğidir.

Yes, even the queen.

Evet, kraliçe bile.

- Many charities, groups, and organizations

- Birçok hayır kurumu, grup ve kuruluş

have worked to promote peace and unity around the world.

dünya çapında barışı ve birliği teşvik etmek için çalıştı.

- See, with a glottal T, it just sounds more natural.

-Gırtlaksı T ile kulağa daha doğal geliyor.

So, let's quickly practice those points.

Öyleyse, bu noktaları hızlıca uygulayalım.

Let's imagine that we're talking

about connecting to wifi or something.

Wi-Fi'ye veya başka bir şeye bağlanmaktan bahsettiğimizi düşünelim.

We're gonna practice this,

Bunu uygulayacağız,

but, notice which Ts can be glottal,

ama hangi T'lerin gırtlaksı olabileceğine

and which definitely aren't.

ve hangilerinin kesinlikle olmadığına dikkat edin.

And, remember,

Ve unutma,

this is about developing your natural way of speaking.

bu senin doğal konuşma tarzını geliştirmekle ilgili. Bu

So, practice a few different ways that you could say this,

yüzden, bunu söylemenin birkaç farklı yolunu deneyin,

see what feels comfortable, see what feels natural.

neyin rahat hissettirdiğini görün, neyin doğal hissettirdiğini görün.

Don't try and force anything.

Hiçbir şeyi zorlamaya çalışmayın.

If you try to make everything a true T,

Her şeyi gerçek bir T yapmaya çalışırsanız,

it might sound weird.

kulağa tuhaf gelebilir.

If you try to make everything a glottal T,

Her şeyi gırtlaksı bir T yapmaya çalışırsanız,

it might sound weird.

kulağa tuhaf gelebilir.

For example, I might pronounce this like,

Örneğin, bunu şöyle telaffuz edebilirim,

tell Tom that it's definitely connected,

Tom'a bunun kesinlikle bağlantılı olduğunu söyleyebilirim,

but that might not be the same for you,

ancak bu sizin için aynı olmayabilir

and that's fine too.

ve bu da sorun değil.

Again, they're equally correct, just different styles.

Yine, eşit derecede doğrular, sadece farklı tarzlar.

Pause the video, press play when you're ready to continue.

Videoyu duraklatın, devam etmeye hazır olduğunuzda oynat düğmesine basın.

Okay, this is where it gets really interesting,

Tamam, burası gerçekten ilginç bir hal alıyor,

because this is where we develop your style even more.

çünkü burası senin tarzını daha da geliştirdiğimiz yer.

So, words like, mountain, button, bottle, water, hotel.

Yani dağ, düğme, şişe, su, otel gibi kelimeler.

You have options.

Seçenekleriniz var.

Let me add this one.

Şunu ekleyeyim.

Just, quickly.

Sadece, çabuk.

My speaking style is completely middle, nonspecific,

Konuşma tarzım tamamen orta, belirli olmayan,

very general, London.

çok genel, London.

So, if you come to London, you'll hear this, more or less.

Yani, Londra'ya gelirseniz, bunu az ya da çok duyacaksınız.

Just depends on the person.

Sadece kişiye bağlı.

And sometimes I will pronounce the glottal T,

Ve bazen gırtlaksı T'yi

sometimes I won't, in these words.

bu kelimelerle telaffuz edeceğim, bazen etmeyeceğim.

Sometimes mountain, sometimes mountain.

Bazen dağ, bazen dağ.

Depends how fast I'm speaking.

Ne kadar hızlı konuştuğuma bağlı.

Depends on my mood.

Ruh halime bağlı.

Depends who I'm talking to.

Kiminle konuştuğuma bağlı.

The point is, all of that is correct.

Mesele şu ki, bunların hepsi doğru.

It just depends on your mood, your style.

Bu sadece ruh halinize, tarzınıza bağlıdır.

Now, me personally, if there's a vowel T vowel,

Şimdi, şahsen ben, eğer bir T ünlüsü varsa

I tend not to use the glottal T.

gırtlaktaki T'yi kullanmama eğilimindeyim.

But that doesn't mean I never use it.

Ama bu onu hiç kullanmayacağım anlamına gelmez.

Depends, again, on my mood, my speed of speaking,

Yine ruh halime, konuşma hızıma

and who I'm talking to.

ve kiminle konuştuğuma bağlı.

For example, with my best friend, if I'm being a bit lazy,

Örneğin, en iyi arkadaşımla, eğer biraz tembelleşiyorsam,

yeah, I'm gonna say, yeah, it's better.

evet, evet, daha iyi diyeceğim.

So, this is how you can develop your style.

Böylece tarzınızı geliştirebilirsiniz.

You will have a preference.

bir tercihiniz olacak.

Try saying these with a true T, and the glottal T,

Bunları gerçek bir T ve gırtlaksı T ile söylemeyi deneyin

and see which one feels better for you.

ve hangisinin sizin için daha iyi hissettirdiğini görün. Size

Let me give you a quick example of each one.

her birine hızlı bir örnek vereyim.

First, true T.

Birincisi, gerçek T.

Mountain, button, bottle, water, hotel, better.

Dağı, düğme, şişe, su, otel, daha iyi.

Now the glottal T.

Şimdi gırtlaksı T.

Mountain, button, bottle, water, hotel, better.

Dağı, düğme, şişe, su, otel, daha iyi.

Again, you definitely won't want all of them to be true,

Yine, kesinlikle hepsinin doğru olmasını istemeyeceksiniz,

you definitely won't want all of them to be glottal.

kesinlikle hepsinin gırtlaksı olmasını istemeyeceksiniz.

You'll probably find that a mix feels better for you.

Muhtemelen bir karışımın sizin için daha iyi hissettirdiğini göreceksiniz.

That is how you're gonna develop your own style.

Böylece kendi tarzınızı oluşturacaksınız.

So, pause the video, practice a few different ways,

Bu yüzden videoyu durdurun, birkaç farklı yöntemle pratik yapın

and play the video when you're ready to continue.

ve devam etmeye hazır olduğunuzda videoyu oynatın.

Okay, we've talked about the glottal T,

Tamam, gırtlaksı T hakkında konuştuk,

we've talked about the true T.

gerçek T hakkında konuştuk.

But there are two other types of T,

Ama T'nin iki türü daha var

and they don't need milk.

ve bunların süte ihtiyaçları yok.

That was such a bad joke, and I apologize.

Bu çok kötü bir şakaydı ve özür dilerim.

If you wanna stop this video right now,

Bu videoyu hemen durdurmak

and give it a dislike, I'll completely understand.

ve bir dislike vermek isterseniz, tamamen anlarım.

But before you do, let me tell you about the other two Ts.

Ama bunu yapmadan önce size diğer iki T'den bahsetmeme izin verin.

First is the incredibly posh, posh RP T, which,

Birincisi, inanılmaz derecede gösterişli, gösterişli RP T,

if you watch that TV show, "The Crown", they always use it.

"The Crown" adlı TV şovunu izlerseniz , her zaman onu kullanırlar.

And this is how it sounds.

Ve kulağa böyle geliyor.

Little, water, bottle.

Küçük, su, şişe.

How do you do this posh RP T?

Bu gösterişli RP T'yi nasıl yapıyorsun?

Well, the tongue is gonna hit just behind

Pekala, dil üstteki dişlerin hemen arkasına çarpacak

that top set of teeth.

.

Not gonna hit the teeth themselves,

Dişlere çarpmayacak,

it's gonna hit that ridge, just there.

tam oradaki sırta çarpacak.

So, about there.

Yani, orada.

Just a gentle tap there,

Şuraya hafif bir dokunuş, size

that should give you that posh RP T.

o lüks RP T.

Water.

Su'yu vermeli.

Another example, let's look at Italy.

Başka bir örnek, İtalya'ya bakalım.

With a true T, Italy.

Gerçek bir T ile, İtalya.

With a glottal T, Italy.

Gırtlaksı T ile, İtalya.

With that posh RP T, sounds like this.

O gösterişli RP T ile kulağa böyle geliyor.

- Italy.

- İtalya.

- But I should mention that this T only appears

- Ama bu T'nin sadece

in very posh RP.

çok gösterişli RP'lerde göründüğünü belirtmeliyim.

And, as this article in The Guardian points out,

Ve The Guardian'daki bu makalenin işaret ettiği gibi,

only around 2% of British people even speak like this.

İngilizlerin sadece yaklaşık %2'si bu şekilde konuşuyor.

So, if your goal is to sound natural

Bu nedenle, amacınız kulağa

with British pronunciation, I can't, as a good teacher,

İngiliz telaffuzuyla doğal gelmekse, iyi bir öğretmen olarak

recommend that you learn posh RP.

havalı RP öğrenmenizi tavsiye edemem.

And the final T sound actually comes

Ve son T sesi aslında

from American pronunciation.

Amerikan telaffuzundan geliyor.

I used to hate it when British actors

İngiliz aktörlerin

would start changing the sound of their Ts

T'lerinin sesini

to an American D sound.

Amerikan D sesine çevirmesinden nefret ederdim.

An example, an example.

Bir örnek, bir örnek.

James Corden, no.

James Corden, hayır.

Emma Watson, much better.

Emma Watson, çok daha iyi.

Better.

Daha iyi.

How would Hermione say the word better?

Hermione kelimeyi nasıl daha iyi söylerdi?

Let's have a look.

Bir bakalım.

- Hermione?

-Hermione mi?

- Never better.

- Hiç bu kadar iyi olmamıştı.

- Interesting, she uses the true T, better.

- İlginç, gerçek T'yi daha iyi kullanıyor.

But how does Emma Watson, in an interview,

Ama Emma Watson bir röportajda

say the word better?

kelimeyi nasıl daha iyi söylüyor?

- It just makes my day better.

- Sadece günümü daha iyi hale getiriyor.

- See, she changes the "tuh" for a "duh" sound.

- Bak, "tuh"u "duh" sesiyle değiştiriyor.

So, instead of better, it becomes better.

Yani, daha iyi olmak yerine, daha iyi hale geliyor.

And I used to think, ugh, I hate when British actors move

Ve eskiden, İngiliz aktörlerin

to Hollywood, and start changing their "tuh"

Hollywood'a taşınmasından ve "tuh"

for a "duh" sound, in words like better,

seslerini "duh" sesiyle, daha iyi gibi sözcüklerle değiştirerek daha

pronouncing it better.

iyi telaffuz etmeye başlamasından nefret ettiğimi düşünürdüm.

But this is what I spoke about before.

Ama daha önce bahsettiğim şey bu.

Language evolves.

Dil gelişir.

It changes every few years.

Birkaç yılda bir değişir.

And, in recent years, I started noticing British YouTubers.

Ve son yıllarda İngiliz YouTuber'ları fark etmeye başladım. Eskiden "

They started pronouncing the American "duh"

where a "tuh" sound used to be.

tuh" sesinin olduğu yerde Amerikan "duh" sesini telaffuz etmeye başladılar.

And then my friends started doing it.

Sonra arkadaşlarım yapmaya başladı.

And then I noticed I started doing it.

Sonra yapmaya başladığımı fark ettim.

And then, even my mom.

Ve sonra, annem bile.

Yeah, it's definitely become more prominent now.

Evet, şimdi kesinlikle daha belirgin hale geldi. Bu

So, for years, I have taught

yüzden, yıllarca

that British English would pronounce it better or better,

İngiliz İngilizcesinin daha iyi veya daha iyi telaffuz edeceğini

and American English would say better.

ve Amerikan İngilizcesinin daha iyi söyleyeceğini öğrettim.

But, I'm officially declaring it now.

Ama şimdi resmen ilan ediyorum.

It's no longer unBritish to change that T to a D sound.

T'yi D sesine çevirmek artık İngilizlere aykırı değil.

Got it?

Anladım? Alsan iyi olur

You better get it.

.

See, I probably wouldn't say, got it?

Bak, muhtemelen söylemezdim, anladın mı?

Well, you better get it.

Alsan iyi olur.

For me, the "duh" sound feels more natural now.

Benim için "duh" sesi artık daha doğal geliyor.

Language changes.

Dil değişir.

And again, just see what works for you.

Ve yine, sizin için neyin işe yaradığını görün.

Maybe you prefer this, doesn't matter.

Belki bunu tercih edersin, önemli değil.

So, to conclude this lesson, a few points about the T sound.

Bu dersi bitirmek için, T sesiyle ilgili birkaç nokta.

God, this is a long lesson.

Tanrım, bu uzun bir ders.

If you want to develop a more posh RP speaking style,

Daha gösterişli bir RP konuşma tarzı geliştirmek istiyorsanız,

you'll want to use fewer glottal Ts,

daha az gırtlaksı T kullanmak isteyeceksiniz

and they favor a more posh RP T,

ve bunlar,

like that one I showed you,

size gösterdiğim gibi,

that always appears in "The Crown".

"The Crown"da her zaman görünen daha gösterişli bir RP T'yi tercih ediyor.

But, like I said, if you want to focus on sounding natural,

Ancak, dediğim gibi, doğal,

realistic, and modernly British,

gerçekçi ve modern bir İngiliz gibi görünmeye odaklanmak istiyorsanız,

then I recommend that you mix it up.

o zaman bunları karıştırmanızı tavsiye ederim.

Mix it up.

Karıştırın.

Mix it up.

Karıştırın.

Try various styles, see what works best for you.

Çeşitli stilleri deneyin, size en uygun olanı görün.

So, to finish this unit of the course,

Dersin bu ünitesini bitirmek için

I want you to look at these three sentences here.

buradaki üç cümleye bakmanızı istiyorum.

Think of different ways

that you could pronounce the T sounds.

T seslerini telaffuz etmenin farklı yollarını düşünün.

In all three sentences, you have a lot of options.

Her üç cümlede de birçok seçeneğiniz var.

Pause this video, try saying them a few different ways,

Bu videoyu durdurun, bunları birkaç farklı şekilde söylemeyi deneyin

and make notes about what you prefer,

ve neyi tercih ettiğinizi, size

what feels natural for you.

neyin doğal geldiğini not edin.

Just as a reference, I would pronounce it like this.

Sadece bir referans olarak, böyle telaffuz ederim.

The first one,

İlki, Toronto'daki

it's hotter than a wet August night in Toronto.

yağmurlu bir ağustos gecesinden daha sıcak.

But again, that's how I'm saying it now.

Ama yine söylüyorum, şimdi böyle söylüyorum.

That might change, depending who I'm with,

Bu, kiminle olduğuma,

the speed of speech in which I'm talking,

konuşma hızıma,

lots of things, my mood.

birçok şeye ve ruh halime bağlı olarak değişebilir.

The second one, let's have a look.

İkincisi, bir bakalım.

It's an absolutely great photo of a turtle.

Bu kesinlikle harika bir kaplumbağa fotoğrafı.

And the third one,

Üçüncüsü ise

a better water bottle for the environment.

çevre için daha iyi bir su şişesi.

Again, you have lots of options for these three sentences.

Yine, bu üç cümle için birçok seçeneğiniz var.

My job, on this course,

Bu kurstaki işim, doğal konuşma

is to help you develop your natural speaking style.

tarzınızı geliştirmenize yardımcı olmaktır .

So, pause this video,

Bu videoyu durdurun, T'leri söylemenin

practice a few different ways of saying those Ts,

birkaç farklı yolunu deneyin

and then press play when you're ready to say goodbye to me.

ve bana veda etmeye hazır olduğunuzda oynat tuşuna basın. Bu kurstaki

To better follow the videos in this course,

videoları daha iyi takip etmek için

download my free ebook, available at papateachme.com.

papateachme.com adresinde bulunan ücretsiz e-kitabımı indirin.

It's free, same as these videos, all free.

Ücretsiz, bu videolar gibi, hepsi ücretsiz.

And that's it.

Ve bu kadar.

Thanks for watching the first unit of this course,

Bu kursun ilk ünitesini izlediğiniz için teşekkürler,

and I'll see you in unit two, next Saturday.

gelecek cumartesi ikinci ünitede görüşmek üzere.

See you then.

Sonra görüşürüz.

(relaxing music)

(rahatlatıcı müzik)