Direct Objects and Indirect Objects Differences - Basic English Grammar

Want to speak real English from your first lesson?

İlk dersinizden itibaren gerçek İngilizce konuşmak ister misiniz ? englishclass101.com

Sign up for your free lifetime account at englishclass101.com

adresinden ömür boyu ücretsiz hesabınız için kaydolun

Hi, everybody.

Herkese merhaba. Bana sorular sorduğun ve belki de cevapladığım

Welcome back to Ask Alisha, the weekly series where you ask me questions and I answer them,

haftalık dizi Alisha'ya Sor'a tekrar hoş geldin

maybe.

.

First question this week comes from Sajun.

Bu haftanın ilk sorusu Sajun'dan geliyor.

Hi, Sajun.

Merhaba Sajun.

Sajun says, “Hi Alisha.

Sajun, "Merhaba Alisha.

What does it mean ‘damn it’ and ‘nailed it?’

'Kahretsin' ve 'başardı' ne demek ?

I've seen this several times in Hollywood movies.”

Bunu birkaç kez Hollywood filmlerinde gördüm .”

“Damn it” is a curse word that we use when we make a mistake or when something goes

"Kahretsin", bir hata yaptığımızda veya bir şeyler

wrong.

ters gittiğinde kullandığımız bir lanet kelimesidir.

“I deleted the wrong file?

"Yanlış dosyayı mı sildim?

Damn it!”

Kahretsin!"

“I hit my head on a cabinet.

"Kafamı dolaba çarptım.

Damn it!”

Kahretsin!"

“I forgot my keys?

"Anahtarlarımı mı unuttum?

Damn it!”

Kahretsin!"

“Nailed it,” however, it means that we did something perfectly.

"Çivilendi", ancak bu, bir şeyi mükemmel bir şekilde yaptığımız anlamına gelir.

We did something really, really well.

Gerçekten çok iyi bir şey yaptık.

It's kind of a celebratory phrase.

Bir nevi kutlama cümlesi.

This is also a really casual expression.

Bu aynı zamanda gerçekten sıradan bir ifadedir.

“I throw a basketball perfectly through a basketball hoop.

“Bir basketbol potasından mükemmel bir basketbol atıyorum .

Nailed it!”

Başarmak!"

“Your coworker does a great job on her presentation.

"İş arkadaşınız sunumunda harika bir iş çıkarıyor.

Nailed it!”

Başarmak!"

“Your best friend cooks something perfectly.

“En iyi arkadaşın mükemmel bir şeyler pişiriyor.

Nailed it!”

Başarmak!"

Thanks for the question.

Soru için teşekkürler.

Next question.

Sonraki soru.

Next question comes from Ashraf.

Sıradaki soru Eşref'ten geliyor.

Hi, Ashraf.

Merhaba Eşref.

“Do we say ‘who invented the internet’ or ‘who discovered the internet?’”

"İnterneti kim icat etti" mi yoksa "İnterneti kim keşfetti" mi deriz?

Yeah, we would say “invented.”

Evet, "icat etti" derdik.

Why?

Neden?

Because generally, when we use the word “discovered,” we're using it for things that already existed.

Çünkü genellikle “keşfedilmiş” kelimesini kullandığımızda zaten var olan şeyler için kullanıyoruz.

Meaning, maybe we didn't have to create that thing.

Yani, belki de o şeyi yaratmak zorunda değildik .

So, this is for like natural things.

Yani, bu doğal şeyler gibi.

So, like plants or animals, continents, for example.

Yani bitkiler veya hayvanlar gibi, örneğin kıtalar .

Things that already existed.

Zaten var olan şeyler.

We can say, “I discovered that thing.”

“O şeyi ben keşfettim” diyebiliriz.

“He discovered a new species,” “She discovered an island,” “They discovered

"Yeni bir tür keşfetti", " Bir ada keşfetti", "

the cure.”

İlacı keşfettiler."

So, then, we use “invented,” on the other hand, for things like machines.

Öyleyse, makineler gibi şeyler için "icat edilmiş" kelimesini kullanırız .

So, something that we had to create.

Yani, yaratmamız gereken bir şey.

It didn't exist before but maybe we put it together or we created something new, that's

Daha önce yoktu ama belki bir araya getirdik ya da yeni bir şey yarattık, işte o

when we use the word, “invent.”

zaman “icat” kelimesini kullanıyoruz.

“Look, I invented a new machine.”

"Bak, yeni bir makine icat ettim."

“Elon Musk wants to invent new methods of travel.”

"Elon Musk yeni seyahat yöntemleri icat etmek istiyor ."

“She invented an amazing robot.”

"İnanılmaz bir robot icat etti."

So, I hope that helps a little bit, the difference between “discover” and “invent.”

Umarım bu biraz yardımcı olur, "keşfetmek" ve "icat etmek" arasındaki fark.

Thanks for the question.

Soru için teşekkürler.

Next question comes from Mark.

Sıradaki soru Mark'tan geliyor.

Hi, Mark.

Merhaba Mark.

“Hi, Alisha.

"Merhaba Alişa.

I have two important questions.”

İki önemli sorum var.”

Let's look at number one first.

Önce bir numaraya bakalım.

“Number one, when do I use ‘too,’ ‘as well,’ ‘also’ or ‘either?’

"Birincisi, ne zaman 'çok', 'aynı zamanda', 'ayrıca' veya 'ya' kullanırım?

What's the difference?”

Fark nedir?

Okay, “as well” and “also” sound more formal.

Tamam, "aynı zamanda" ve "ayrıca" kulağa daha resmi geliyor.

I would say, in American speech, we tend to use “also” more at the beginning of a

Amerikan konuşmasında, "ayrıca" kelimesini daha çok bir

phrase or at the beginning of a clause and “as well’ might come at the end of the

cümlenin başında veya bir cümlenin başında kullanma eğiliminde olduğumuzu ve "as well" cümlenin sonunda gelebileceğini söyleyebilirim

clause.

.

It's not a rule, not a rule, just tends to, at least in the way that I use these words.

Bu bir kural değil, kural değil, sadece eğilimi var, en azından benim bu kelimeleri kullanma şeklim.

“Too” is the one that I use most commonly in everyday speech.

“Too” günlük konuşmada en çok kullandığım kelimedir .

“Either,” there are a few different uses of “either” so I'm going to guess it which

"Ya"nın birkaç farklı kullanımı var, bu yüzden hangisini kastettiğini tahmin edeceğim

one you mean.

.

But, I'm guessing you mean like, “me either” or “me neither,” which means not me also,

Ama sanırım "ya ben" ya da "ben de" gibi demek istiyorsun, bu da ben değil,

not me, so that's like a negative.

ben değil anlamına geliyor, yani bu bir olumsuzluk gibi.

So, “me either” and “me neither,” actually, both are used to express also not

Yani, "ben de" ve "ben de" aslında ikisi de beni değil ifade etmek için kullanılır

me.

.

Hope that helps.

Umarım yardımcı olur.

Okay, let's go to your second question.

Tamam, ikinci sorunuza geçelim.

Your second question was, “When do I use ‘answer,’ ‘reply’ or ‘response?’

İkinci sorunuz şuydu: " 'Cevap', 'cevap' veya 'yanıt'ı ne zaman kullanırım? Aradaki

What's the difference?”

fark nedir? Gerçekten

When we're sending and receiving communication really, they are the same.

iletişim gönderip alırken , onlar aynıdır.

“Response” tends to sound more formal than the others.

"Yanıt" kulağa diğerlerinden daha resmi gelme eğilimindedir .

“Answer” also implies that there's a question asked.

"Cevap" ayrıca sorulan bir soru olduğunu ima eder .

So, we can use “answer,” for example, for tests, for police interrogations, for

Yani “cevap” kelimesini örneğin testler için, polis sorgulamaları için,

investigations.

soruşturmalar için kullanabiliriz.

When a question or an inquiry is given to someone, we could say, “Give me your answer,”

Birine bir soru ya da soru sorulduğunda , "Yanıtını ver"

or, “Please answer me,” or something like that.

ya da "Lütfen bana yanıt ver" ya da buna benzer bir şey söyleyebiliriz .

In general, “reply” is kind of the most neutral, the kind of maybe most basic one.

Genel olarak, "yanıt" en tarafsız, belki de en temel olanıdır.

“Response” is going to sound a little bit more formal than “reply.”

"Yanıt", "yanıt"tan biraz daha resmi gelecek.

Alright, next question.

Pekala, sonraki soru.

Next question comes from Seha.

Sıradaki soru Seha'dan geliyor.

Hi, Seha.

Merhaba Seha.

“What is a ‘direct object’ and an ‘indirect object?’”

"Doğrudan nesne" ve "dolaylı nesne" nedir?

Okay.

So, an indirect object is the person receiving the direct object.

Dolayısıyla, dolaylı bir nesne, doğrudan nesneyi alan kişidir.

So, that means that you must have a direct object in your sentence to have an indirect

Bu, dolaylı bir nesneye sahip olmak için cümlenizde doğrudan bir nesneye sahip olmanız gerektiği anlamına gelir

object.

. Doğrudan bir nesne

You cannot have an indirect object without a direct object.

olmadan dolaylı bir nesneye sahip olamazsınız .

So, let's look at some examples.

Öyleyse, bazı örneklere bakalım.

I’ll break it down.

Onu parçalayacağım.

“I set my dad a picture from the beach.”

"Babama sahilden bir fotoğraf koydum."

So, here, the verb is “sent.”

Yani burada fiil "gönderildi".

So, what is the object that I sent?

Peki, gönderdiğim nesne nedir?

What is the object of the verb?

Fiilin nesnesi nedir?

In this case, it's a picture.

Bu durumda, bu bir resim.

So, “a picture” is my direct object.

Yani, "bir resim" benim doğrudan nesnem.

So, who is receiving the picture?

Peki, resmi kim alıyor?

My dad.

Benim babam.

That means “my dad” is the indirect object here.

Bu, "babam" burada dolaylı nesne anlamına gelir .

So, my verb, “sent,” the thing that is affected by the verb is “the picture.”

Yani benim fiilim "gönderildi" fiilin etkilediği şey "resim"dir.

The person receiving the picture is my dad, therefore, “my dad” is the indirect object

Resmi alan kişi babam, dolayısıyla “babam” burada dolaylı nesne

here.

.

Let's look at one more example sentence here.

Burada bir örnek cümle daha görelim.

“He cooked a roast chicken for his girlfriend.”

"Kız arkadaşı için kızarmış tavuk pişirdi."

So, here the verb is “cooked,” past tense, “cook.”

Yani burada fiil "cooked", geçmiş zaman, "cook" şeklindedir.

What's the thing that got cooked?

Pişirilen şey nedir?

What's the thing that was affected by the cooking?

Aşçılıktan etkilenen şey neydi ? Daha spesifik olmak gerekirse

It's “chicken,” “roast chicken,” to be specific, but “a chicken.”

"tavuk", "kızarmış tavuk" , ama "tavuk".

So, who is the person who received the roast chicken?

Peki kızarmış tavuğu alan kişi kim ?

His girlfriend.

Onun kız arkadaşı.

So, “chicken” is the direct object.

Yani, "tavuk" doğrudan nesnedir.

The person who received the direct object is the indirect object, in this case, his

Doğrudan nesneyi alan kişi dolaylı nesnedir, bu durumda onun

“girlfriend.”

"kız arkadaşı"dır.

So, you need to have a direct object in order to have an indirect object.

Dolayısıyla, dolaylı bir nesneye sahip olmak için doğrudan bir nesneye sahip olmanız gerekir .

I hope that helps.

Umarım bu yardımcı olur.

Thanks for the question.

Soru için teşekkürler.

Next question comes from Azad O’ Myer, Hi, Azad.

Sıradaki soru Azad O' Myer'den geliyor, Merhaba, Azad.

Azad says, “Which one is correct?

Azad, “Hangisi doğru?

‘Why are you not talking with me?’ or, “Why are you not talking with me?’”

‘Neden benimle konuşmuyorsun?’ ya da ‘Neden benimle konuşmuyorsun?’”

Actually, we would say, “Why aren't you talking to me?”

Aslında “ Benimle neden konuşmuyorsun?”

We use the contracted form there.

Orada sözleşmeli formu kullanıyoruz.

I know it seems strange, “Why are not you talking to me?”

Garip göründüğünü biliyorum, "Neden benimle konuşmuyorsun?"

This is, apparently, I did a little bit of research into it and it's kind of an older

Bu, görünüşe göre, biraz araştırma yaptım ve bu biraz daha eski bir

pattern of speaking.

konuşma şekli.

But, we'll actually use this contracted form.

Ancak, aslında bu sözleşmeli formu kullanacağız.

We don't use, “Why are not you speaking to me?”

"Neden benimle konuşmuyorsun?"

We use, “Why aren't you?”

"Neden sen değilsin?"

“Why aren't you doing this?”

“Bunu neden yapmıyorsun?”

“Why aren't you doing that?”

“Bunu neden yapmıyorsun?”

“Why aren't you sleeping?”

"Neden uyumuyorsun?"

“Why aren't you working?”

"Neden çalışmıyorsun?"

“Why aren't you helping her?”

"Neden ona yardım etmiyorsun?"

So, I would recommend, “Why aren't you blah, blah, blah?” to ask this question to your

Bu yüzden, "Neden falan filan değilsin ?" bu soruyu arkadaşına sormak için

friend.

Next question.

Sonraki soru.

Next question comes from Jack.

Sıradaki soru Jack'ten geliyor.

Jack says, “What does ‘grammatically’ mean?

Jack, "'Gramer açısından' ne anlama geliyor?

Does it mean sentence structure or sentence meaning?

Cümle yapısı mı yoksa cümle anlamı mı?

Thanks.”

Teşekkürler."

“Grammatically” relates to sentence structure.

"Dilbilgisel olarak" cümle yapısıyla ilgilidir.

So, if something is “grammatical,” it means it follows the rules of a language.

Yani, bir şey "gramer" ise, bir dilin kurallarına uyuyor demektir.

If something is “not grammatical,” it means it does not follow the rules of a language

Bir şey “dilbilgisel değilse” cümle yapısı açısından bir dilin kurallarına uymuyor demektir

in terms of sentence structure.

.

So, we can actually have effective communication in sentences that are not grammatically correct.

Böylece dilbilgisi açısından doğru olmayan cümlelerde gerçekten etkili iletişim kurabiliriz.

Meaning, the sentence may not follow the rules of the language but we can still communicate

Yani cümle dilin kurallarına uymayabilir ama yine de

effectively.

etkili bir şekilde iletişim kurabiliriz.

Hope that helped.

Umarım bu yardımcı olmuştur.

You can check a dictionary for more information.

Daha fazla bilgi için bir sözlüğe bakabilirsiniz.

Great.

Harika.

So, those are all the questions that I want to answer for this week's episode.

İşte bu haftaki bölümde cevaplamak istediğim sorular bunlar. Her zamanki gibi

Thank you very much for sending your questions, as always.

sorularınızı gönderdiğiniz için çok teşekkür ederiz .

Remember, you can send your questions to me at EnglishClass101.com/ask-alisha.

Unutmayın, sorularınızı bana EnglishClass101.com/ask-alisha adresinden gönderebilirsiniz.

If you like the video, please don't forget to give us a thumbs up, subscribe to the channel

Videoyu beğendiyseniz, lütfen bize bir başparmak vermeyi, kanala abone olmayı

and check us out at EnglishClass101.com for other good English study resources.

ve diğer iyi İngilizce çalışma kaynakları için EnglishClass101.com'da bize göz atmayı unutmayın. Alisha'ya Sor'un

Thanks very much for watching this episode of Ask Alisha and I'll see you again next week.

bu bölümünü izlediğiniz için çok teşekkürler, haftaya tekrar görüşürüz.

Bye-bye.

Güle güle.