Learn the Top 10 English Phrases You Never Want to Hear

Hi, everybody! My name is Alisha and today we're going to be talking about

Selam millet! Benim adım Alisha ve bugün Asla

10 Phrases that You Never Want to Hear.

Duymak İstemeyeceğiniz 10 Sözden bahsedeceğiz.

so let's get into it!

öyleyse hadi içine girelim!

Have you gained weight recently?

Son zamanlarda kilo aldın mı?

The first phrase is "have you gained weight recently?"

İlk cümle "son zamanlarda kilo aldın mı?"

If someone is asking you this question, it means you look bigger than you did before.

Birisi size bu soruyu soruyorsa, bu eskisinden daha büyük göründüğünüz anlamına gelir.

So for most people, this is not a good thing.

Yani çoğu insan için bu iyi bir şey değil.

"Have you gained weight recently?" "Yeah, I have i've been eating too much junk food"

"Son zamanlarda kilo aldın mı?" "Evet, çok fazla abur cubur yiyorum"

or "I don't think so", or "no".

veya "Sanmıyorum" veya "hayır".

I don't have your money today.

Bugün senin paran bende yok.

So this phrase means maybe you were expecting money from someone and they

Yani bu ifade, belki de birinden para bekliyordun ve

don't have it for you today.

bugün senin için parası yok anlamına geliyor.

So if your boss says this, for example, you're probably going to be really upset.

Örneğin, patronunuz bunu söylerse, muhtemelen gerçekten üzüleceksiniz.

"I'm sorry but I don't have your money today." "Really? I really needed it today."

"Üzgünüm ama bugün paran bende yok." "Gerçekten mi? Bugün ona gerçekten ihtiyacım vardı."

I told you so!

Sana söylemiştim!

Kids might use this phrase, I told you so, this is kind of an

Çocuklar bu tabiri kullanabilir, ben demiştim, bu biraz

overconfident phrase, I told you so.

fazla özgüvenli bir tabir, ben demiştim.

If you say "I told you" it's a little bit lighter, but "I told you so", like, nobody

"Sana söylemiştim" derseniz biraz daha hafif olur ama "Ben demiştim" gibi, kimse

wants to hear that.

bunu duymak istemez.

Oh, I was wrong, or maybe this other person thinks, they were correct

Oh, yanılmışım, ya da belki bu diğer kişi, haklı olduklarını düşünüyor,

like they're making it into, like, I somehow know more than you do, so in a

sanki ben bir şekilde senden daha fazlasını biliyorum, yani bir

situation, let's see...

durumda, bakalım...

"I shouldn't have gone out drinking last night, I should have gone home when you

"Yapmamalıydım. dün gece içmeye çıktım , sen eve gittiğinde ben de

went home."

eve gitmeliydim."

"I told you so, drunk person!"

"Sana söylemiştim, sarhoş!"

It's not you, it's me.

Sen değilsin, benim.

This is a very common phrase for breakups, to show like you don't want to

Bu, ayrılıklar için çok yaygın bir söz ,

hurt the other person's feelings, it's just some problem I have,

diğer kişinin duygularını incitmek istemediğini göstermek için, bu benim sahip olduğum bir sorun,

but either way nobody, nobody, wants to hear this phrase, it's not, you it's me.

ama her halükarda kimse, hiç kimse bu sözü duymak istemiyor, sen değil, sen benim .

"Look, I'm really sorry but I think that it's better if we end our relationship here,

"Bak, gerçekten üzgünüm ama bence ilişkimizi burada bitirsek daha iyi olur,

it's not you, it's me. it's not you, it's me, really, I'm so sorry."

bu sen değilsin, benim. Sen değilsin, benim, gerçekten, çok üzgünüm."

"What? Oh! No! Please don't break up with me! No! I'll make you pie!"

"Ne? Ah! Hayır! Lütfen benden ayrılma! Hayır! Sana turta yapacağım!"

Sorry! I forgot!

Üzgünüm! Unuttum!

I'm guilty of using this phrase

Bu tabiri çok kullandığım için kusura bakmayın

quite a lot, unfortunately. I am a terrible forgetful human. If you're

maalesef. Ben çok unutkan bir insanım.

hearing this phrase, that means the other person was supposed to do something, or

Bu cümleyi duyuyorsanız, bu, diğer kişinin bir şey yapması gerekiyordu veya

was supposed to do something, and they did not do it, they forgot about

yapması gerekiyordu ve yapmadılar, unuttular

it, they forgot about it completely.

, tamamen unuttular demektir.

"Did you remember to let the dog out this morning?" "Oh! Sorry, I forgot!"

"Bu sabah köpeği salmayı unuttun mu?" "Ah! Üzgünüm, unutmuşum!"

"What? It's going to destroy the house! I can't believe you forgot!"

"Ne? Evi yerle bir edecek! Unuttuğuna inanamıyorum!"

"I know, I was in such a huge rush, i'm so sorry!"

"Biliyorum, çok acelem vardı, çok üzgünüm!"

Thank you for your resume, however the position has been filled.

Özgeçmişiniz için teşekkür ederiz, ancak pozisyon dolmuştur.

The next one is

Sıradaki,

Thank you for your resume, however the position has been filled.

özgeçmişiniz için teşekkürler, ancak pozisyon dolduruldu.

This might be the reply that you get, thank you for your resume, so we've

Alacağınız cevap bu olabilir, özgeçmişiniz için teşekkürler,

seen your resume, we've accepted it, we've looked at it, but the job is already

özgeçmişinizi gördük, kabul ettik, baktık ama iş çoktan

taken, someone else is already doing the job that you applied for.

alınmış, zaten işi başkası yapıyor başvurduğunuz

If it is on the phone, "thank you very much for your resume,

Telefonda ise, " özgeçmişiniz için çok teşekkür ederim,

however the position has already been filled."

ancak pozisyon zaten dolmuştur."

"Oh, really? Ok, well, thank you for the information."

"Ah, gerçekten mi? Tamam, bilgi için teşekkürler."

We need to talk.

Konuşmamız gerek. Benimle

You need to talk to me, stomach.

konuşman gerek mide.

Someone will often say this with a very serious tone of voice like "we need to talk".

Birisi bunu genellikle "konuşmamız gerek" gibi çok ciddi bir ses tonuyla söyler.

Of course you can use this with your friends, you know, maybe some serious

Elbette bunu arkadaşlarınla ​​kullanabilirsin , bilirsin, belki bazı ciddi

secret happen, and you really want to talk to your friend about that, like we

sırlar olur ve arkadaşınla bu konuda gerçekten konuşmak istersin, sanki

need to talk.

konuşmamız gerekiyormuş gibi.

But it's commonly used in romantic relationships when there's a problem, and

Ama genellikle romantik ilişkilerde bir sorun olduğunda kullanılır ve

you need to discuss this problem. "We really need to talk."

bu sorunu tartışmanız gerekir. "Gerçekten konuşmamız gerekiyor."

"Okay, what do you want to talk about?" "I know that you went out with someone else

"Tamam, ne hakkında konuşmak istiyorsun?" "Geçen hafta sonu başka biriyle çıktığını biliyorum

last weekend." "What? Yeah, I went out last weekend but it was nothing."

." "Ne? Evet, geçen hafta sonu dışarı çıktım ama hiçbir şey olmadı."

We should see other people.

Diğer insanları görmeliyiz. Bir

The next phrase is "we should see other people".

sonraki ifade "diğer insanları görmeliyiz" dir.

This is another common breakup phrase, when somebody is decided they don't want

Bu, başka bir yaygın ayrılık ifadesidir, birisi

to be in a relationship anymore, and they will say we should see other people.

artık bir ilişki içinde olmak istemediğine karar verdiğinde ve başka insanlarla görüşmemiz gerektiğini söyleyecektir.

"See" in this case means date other people, we should, you know, be in a relationship

Bu durumda "Görmek", diğer insanlarla çıkmak anlamına gelir , bilirsiniz, diğer insanlarla ilişki içinde olmalıyız

with other people.

.

"I'm really sorry to tell you this, but I think we should see other people."

"Bunu sana söylediğim için gerçekten üzgünüm ama bence başka insanlarla görüşmeliyiz."

"But, why? I've really enjoyed our relationship so far."

"Ama neden? Şu ana kadar ilişkimizden gerçekten keyif aldım."

"Yeah, I don't think it's working out for me."

"Evet, benim işime yaradığını sanmıyorum."

You have a grey hair.

Gri bir saçın var.

I find grey hair since I was 22. For a lot of people, finding grey hair means

22 yaşımdan beri gri saç buluyorum. Birçok insan için gri saç bulmak

they're getting older.

yaşlandıkları anlamına geliyor.

"Oh! you have a grey hair!" "Really? where?"

"Ah! Saçların ağarmış!" "Gerçekten nerede?"

"That's, ah! Take it out! Take it out! Oh really?! Another one! Dang!"

"Bu, ah! Çıkarın! Çıkarın! Ah, gerçekten mi?! Bir tane daha! Vah!"

"Oh, really? Cool! I'm becoming a wizard!"

"Oh, gerçekten mi? Harika! Büyücü oluyorum!"

You're fired.

Kovuldun.

"You're fired" means you've lost your job,

"Kovuldunuz", işinizi kaybettiğiniz anlamına gelir,

meaning you no longer have a job, you stop working here as of now, or

yani artık bir işiniz yoktur, şu andan itibaren veya

in two weeks, or whatever. You don't want to hear this phrase, it means you've made

iki hafta içinde burada çalışmayı bırakırsınız veya her neyse. Bu cümleyi duymak istemiyorsan,

a big mistake probably, at work.

muhtemelen iş yerinde büyük bir hata yapmışsın demektir.

"I'm really sorry to have to tell you this but you're fired."

"Sana bunu söylemek zorunda kaldığım için gerçekten üzgünüm ama kovuldun."

"What? But I need this job!

"Ne? Ama bu işe ihtiyacım var!

I have to support my family! I need this money!"

Ailemi geçindirmeliyim! Bu paraya ihtiyacım var!"

That's the end of phrases that you really don't want to hear

Gerçekten duymak istemediğiniz cümlelerin sonu,

hopefully you don't have to use these phrases,

umarım bu cümleleri kullanmak zorunda kalmazsınız,

hopefully you don't have to hear these phrases, but if you do maybe those are

umarım bu cümleleri duymak zorunda kalmazsınız , ama eğer yaparsanız, belki bunlar

some ways that you can respond to them, or maybe the expected response to some

yanıt verebileceğiniz bazı yollardır. veya belki de

of those phrases. So thank you very much for joining us for this lesson! Please

bu ifadelerden bazılarına beklenen yanıt. Bu ders için bize katıldığınız için çok teşekkür ederiz! Lütfen lütfen lütfen hala abone

please please do subscribe if you have not already.

değilseniz abone olun .

Next week we'll be back with some more fun stuff, so see you again soon! Bye!

Gelecek hafta biraz daha eğlenceli şeylerle geri döneceğiz, yakında tekrar görüşmek üzere! Hoşçakal!

Oh no!

Oh hayır!