English Topics - Halloween in the United States

Want to speak real English from your first lesson?

İlk dersinizden itibaren gerçek İngilizce konuşmak ister misiniz ? EnglishClass101.com'da

Sign up for your free lifetime account at EnglishClass101.com.

ömür boyu ücretsiz hesabınız için kaydolun .

Alisha: Hi, everybody. My name is Alisha. And today, I'm joined in the studio by…

Alisha: Herkese merhaba. Benim adım Alisha. Ve bugün, stüdyoda bana katılan...

Michael: Michael. Hello.

Michael: Michael. Merhaba.

Alisha: And today, we're going to be talking about the Halloween experience in the United States.

Alisha: Ve bugün Amerika Birleşik Devletleri'ndeki Cadılar Bayramı deneyimi hakkında konuşacağız.

So, we're going to share some things about our experiences as children, and perhaps as

Bu yüzden, şimdiye kadar Cadılar Bayramı ile birlikte çocuk ve belki de yetişkin olarak deneyimlerimizle ilgili bazı şeyler paylaşacağız

adults, with Halloween thus far.

.

So, the first topic for discussion for today is our favorite costume.

O halde, bugünün ilk tartışma konusu en sevdiğimiz kostümümüz.

This is something that we've actually worn at any point in time for Halloween.

Bu, aslında Cadılar Bayramı için herhangi bir zamanda giydiğimiz bir şey.

So, what's, for you, what has been your favorite costume thus far?

Peki, senin için şimdiye kadar en sevdiğin kostüm hangisiydi?

Michael: So, this was a tough one to think about because the fun costumes I've made,

Michael: Yani, bunu düşünmesi zor bir şeydi çünkü yaptığım eğlenceli kostümleri yaparken

I had more fun making than wearing them.

onları giymekten daha çok eğlendim.

I made like a Megaman costume, a Megaman Jedi costume, that's pretty cool.

Bir Megaman kostümü gibi yaptım, bir Megaman Jedi kostümü, bu oldukça havalı.

But, my favorite was the kissing booth.

Ama benim favorim öpüşme kabiniydi.

So, this was one of those easy--you know, you don't make it, you go to the store and

Yani, bu kolay olanlardan biriydi -- bilirsin, yapamazsın, dükkana gidersin ve

you buy it and it just has like plastic PVC pipe in a square with a red curtain and like

onu alırsın ve kırmızı perdeli bir meydanda plastik PVC boru gibi bir şey vardır ve şöyle bir

text that says, “Kissing Booth.”

metin vardır: "Öpüşme kabini."

It's really easy.

Gerçekten çok kolay.

My friend had it, it was last-minute, I didn't have a costume, he said, “Hey, you should

Arkadaşım almıştı, son dakika oldu, kostümüm yoktu, “Hey,

use this.”

bunu kullanmalısın” dedi.

And, it was a lot of fun.

Ve çok eğlenceliydi.

But, it was before--you know, I was still young so it wasn't this like crazy, passionate,

Ama daha önceydi - bilirsiniz, ben hala gençtim, bu yüzden bu kadar çılgın, tutkulu,

drunken.

sarhoş değildim.

I was 15, so it's just a peck but it was the first time to get kisses and stuff and it

15 yaşındaydım, bu yüzden sadece bir gagalama ama ilk kez öpücük falan almaktı ve

was my funniest memory of wearing a costume.

kostüm giymekle ilgili en komik anımdı.

Alisha: Okay, okay.

Alisha: Tamam, tamam.

Yeah, that's a good one.

Evet, bu iyi bir şey.

Mine, I went a different route, I picked a character, actually.

Benimki, ben farklı bir yol izledim, bir karakter seçtim aslında.

I went one year as Tom Hanks from “Castaway.”

"Castaway"den Tom Hanks olarak bir yıl gittim. Bu

So, I had just a ripped up white T-shirt and I just bought a pair of old pants at the thrift

yüzden, sadece yırtık bir beyaz tişörtüm vardı ve ikinci el mağazasından bir çift eski pantolon aldım

store and ripped those up a bit and I made my hair really, really big and kind of put

ve onları biraz yırttım ve saçımı gerçekten çok büyük yaptım ve

some like fake bruising on my face and then I made a paper mache Wilson, the volleyball

sahte morarma gibi bir şey yaptım. yüz ve sonra Wilson'a adada yanında olduğu voleybolu bir kağıt mache yaptım

that he had with him on the island.

.

I made like the handprint and everything on it and carried that around.

El izini ve üzerindeki her şeyi ben yaptım ve etrafta taşıdım.

“Castaway” was a famous Tom Hanks film from—oh, gosh, 10 or 15 years ago now.

"Castaway", aman tanrım, 10-15 yıl öncesinden ünlü bir Tom Hanks filmiydi.

I don't even know when that movie came out.

O filmin ne zaman çıktığını bile bilmiyorum.

But, “Castaway,” Tom Hanks is stuck on an island by himself, his only companion is

Ama, "Castaway", Tom Hanks tek başına bir adada mahsur kalmıştır, tek arkadaşı

a volleyball that has a bloody handprint on it and he names the ball and like—well,

üzerinde kanlı el izi olan bir voleybol topudur ve topa isim verir ve şöyle der - peki,

you'll watch the movie.

filmi izleyeceksiniz.

So, yeah, I chose to go as Tom Hanks character from that movie that year.

Yani evet, o yıl o filmdeki Tom Hanks karakteri olarak gitmeyi seçtim .

Yeah, like you say, it was more fun to make the costume than it was to wear the costume,

Evet, dediğin gibi kostümü yapmak, kostümü giymekten daha eğlenceliydi

almost.

neredeyse.

How does one trick-or-treat, by the way?

Bu arada şeker mi şaka mı nasıl yapılır?

Michael: Ah, trick-or-treating is basically going door-to-door to your neighbors, usually

Michael: Ah, şeker mi şaka mı temelde komşularınıza kapı kapı dolaşmaktır, genellikle

with your parents, so that there's no dangerous kind of possibilities.

ailenle birlikte, böylece hiçbir tehlikeli olasılık kalmaz.

You knock on the door and you say, “Trick-or-treat!”

Kapıyı çalarsın ve "Şeker mi şaka mı!" dersin.

There are five or six cute little kids and costumes, and then, whoever's living there

Beş altı sevimli küçük çocuk ve kostüm var ve sonra orada kim yaşıyorsa sana

gives you candy.

şeker veriyor.

The most common thing is you just get a pillowcase.

En yaygın şey, sadece bir yastık kılıfı almanızdır.

But, they also have--they want to sell a plastic jack-o'-lantern.

Ama aynı zamanda plastik bir jack-o'-lantern satmak istiyorlar.

Alisha: Yeah.

Alisha: Evet.

Michael: Which the jack-o'-lantern is like the pumpkin.

Michael: Jack-o'-lantern balkabağına benziyor.

I think most people know that and it has the cut holes.

Bence çoğu insan bunu biliyor ve kesik delikleri var.

It's plastic.

Bu plastik.

You can buy those or just a pillowcase, you can get it full of candy and you go to as

Bunları ya da sadece bir yastık kılıfı alabilirsin, içini şekerle doldurabilirsin ve alabildiğin kadar

many houses as you can try to get as much candy as you can.

çok şeker almaya çalışabileceğin kadar çok eve gidersin .

And, if you're kind of mischievous or whatever.

Ve eğer biraz yaramazsan ya da her neyse.

You're greedy or you want to maximize your candy profit, you plan, beforehand, with your

Açgözlüsünüz veya şeker karınızı maksimize etmek istiyorsunuz, önceden arkadaşlarınızla planlarsınız

friends and you go, “Okay, we're going to skip that neighborhood.

ve “Tamam, o mahalleyi atlayacağız.

That's the poor neighborhood.

Orası fakir mahallesi.

they don't give anything good.

iyi bir şey vermiyorlar.

Let's go to the rich neighborhood and we'll hit it.

Zengin mahallesine gidelim de uğrayalım.

And then, if we change costumes, you can go twice and get twice as much candy!”

Ve sonra, kostüm değiştirirsek, iki kere gidip iki kat daha fazla şeker alabilirsin!"

Alisha: That's hardcore!

Alisha: Bu sert!

Michael: But, you know.

Michael: Ama biliyorsun.

Or, you can just go, “Treat-or-treat!” your neighbors and yeah.

Ya da sadece "Tedavi et ya da tedavi et!" komşularınız ve evet.

What was your trick-or-treating experience?

Şeker mi şaka mı deneyiminiz neydi?

Alisha: I was a much kinder trick-or-treater.

Alisha: Ben çok daha nazik bir şeker mi şaka mı yapıyordum.

Michael: You didn't con your neighbors?

Michael: Komşularını dolandırmadın mı?

Alisha: No!

Alişa: Hayır!

Michael: That’s a typical United States kind of…

Michael: Bu tipik bir Birleşik Devletler tarzı...

Alisha: Really?

Alisha: Gerçekten mi?

Maybe.

Belki.

I don't know.

Bilmiyorum.

We didn't really plan it out.

Bunu gerçekten planlamamıştık.

I think my parents were just like, “Let's go and let's make sure the kids have a good

Sanırım ailem, “Hadi gidelim ve çocukların iyi vakit geçirmesini sağlayalım

time but let's come home.”

ama eve dönelim” gibiydi.

And then, when my brother and I got old enough, we didn't really want to do it anymore.

Sonra, ağabeyim ve ben yeterince büyüdüğümüzde, artık bunu gerçekten yapmak istemedik.

So, we would stay at home.

Yani evde kalacaktık.

But one of the things that actually bothered me about that phase when I got too old to

Ama şeker mi şaka mı yapmak için çok yaşlandığım

trick-or-treat but I would stay home and they give candy to the kids.

ama evde kalacağım ve çocuklara şeker verdikleri o aşamada beni gerçekten rahatsız eden şeylerden biri.

There would inevitably be this handful of kids who were too old to be doing it.

Kaçınılmaz olarak, bunu yapmak için çok yaşlı olan bir avuç çocuk olacaktı.

They would come in like these…What?

Bunlar gibi gelirlerdi… Ne?

Michael: Too old.

Michael: Çok yaşlı.

That's my…

Bu benim…

Alisha: Too old.

Alisha: Çok yaşlı.

Michael: My trick-or-treating experience.

Michael: Şeker mi şaka mı deneyimim.

Alisha: Were you that kid that would come to the door at 16 and you'd have a mask, like

Alisha: 16 yaşında kapıya gelen ve kar maskesi gibi bir maske takan

a ski mask or something and then just jackets and would be like, “Trick-or-treat.”

ve sonra sadece ceket giyen ve "Şeker mi şaka mı" diyen çocuk muydunuz?

And, there'd be this little row of like five and six-year-old kids in their costumes and,

Ve, kostümleriyle beş ve altı yaşındaki çocuklardan oluşan küçük bir sıra olurdu ve

“Weee.”

"Weee".

Then, there'd be this guy that walks up with a pillowcase in the end and I was like, “Come

Sonra, sonunda bir yastık kılıfıyla yürüyen bir adam olurdu ve ben "

on, dude.”

Hadi ahbap" gibiydim.

And, like, “What are you doing man?”

Ve "Ne yapıyorsun adamım?" O sen

Was that you?

miydin?

Michael: Yeah.

Michael: Evet.

Maybe.

Belki.

Alisha: Aww.

Alisha: Ayy.

Why?

Neden?

Michael: Well, we were in the weird in-between.

Michael: Şey, arada tuhaf bir durumdaydık. Bebek

I had a babyface.

yüzlüydüm.

I went through puberty later so I still look like a kid.

Daha sonra ergenliğe girdim, bu yüzden hala bir çocuk gibi görünüyorum.

And so, some of my friends were older.

Ve böylece, bazı arkadaşlarım daha yaşlıydı.

They were those kids and that's when we planned it.

Onlar o çocuklardı ve o zaman planlamıştık .

When we were old enough to go on our own, that's when we plan, “Okay, we should go

Kendi başımıza gidecek kadar büyüdüğümüzde, "Tamam,

to the rich neighborhood and this and this.”

zengin mahallesine gitmeliyiz ve bu ve bu" diye plan yaparız.

Before, yeah, you just go with your parents and they're tired, they don't want to walk

Önceden, evet, ailenle gidersin ve yorulurlar, etrafta dolaşmak istemezler

around, they can just buy you candy.

, sana şeker alabilirler.

So, they're just like, “Okay, let's go around.”

Yani, "Tamam, hadi dolaşalım" gibiler.

You have fun, you go around just your neighborhood a couple times and you just love the idea

Eğlenirsiniz, mahallenizde birkaç kez dolaşırsınız ve

of it.

bunun fikrine bayılırsınız.

I mean, it's pretty easy to please a kid.

Demek istediğim, bir çocuğu memnun etmek oldukça kolaydır.

But, yeah, there's that awkward in-between.

Ama, evet, arada garip bir şey var.

Once you get like armpit hair and facial hair, your voice gets deep, cut it.

Koltuk altı kılları ve yüz kılları gibi olduktan sonra sesin kalınlaşır, kes şunu.

Don't do it anymore.

Artık yapma.

If you don't party too bad, stay home, do that kind of thing.

Çok parti yapmıyorsan, evde kal, bu tür şeyler yap.

Yeah, you're asking earlier, what was my experience, were there any costumes that were kind of

Evet, daha önce soruyorsun, benim deneyimim neydi, giymesi biraz zor olan kostümler var mıydı?

hard to wear.

I remember one.

birini hatırlıyorum

I asked my stepmom, I wanted to be the—what was that called?

Üvey anneme sordum, ben olmak istiyordum - buna ne deniyordu?

Pumpkin on the head, he rides a horse.

Kafasında kabak, ata biner.

Alisha: Ah!

Alişa: Ah!

The Headless Horseman?

Başsız Süvari mi?

Michael: The Headless Horseman, yes.

Michael: Başsız Süvari, evet.

So, I wanted to be that.

Yani öyle olmak istedim.

I think there was a movie that came out.

Sanırım bir film çıktı.

I thought it’s really cool.

Bunun gerçekten harika olduğunu düşündüm.

Alisha: “Sleepy Hollow.”

Alisha: "Uykulu Boşluk."

Michael: “Sleepy Hollow,” yeah.

Michael: "Sleepy Hollow", evet.

It was cool so she made one for me.

Havalıydı, bu yüzden benim için bir tane yaptı.

And, I remember, just the head, it was an actual pumpkin on top of my head.

Ve hatırlıyorum, sadece kafa, kafamın üstünde gerçek bir balkabağıydı.

So, it would bobble around and stuff.

Yani, etrafta sallanıp dururdu.

And so, tiny little kid bopping around, I kept half and go back to the house, duct tape

Ve böylece, küçük çocuk ortalıkta zıplıyor, yarısını tuttum ve eve geri döndüm, kostüme koli bandı

added to the costume.

eklendi.

Until, eventually, I just took it off and then you just get--I think it was a Jason

Ta ki, en sonunda, onu çıkardım ve sonra siz-- Sanırım bu bir Jason

mask.

maskesiydi.

There's always the plan B costumes.

Her zaman B planı kostümleri vardır.

Alisha: Yeah, that’s true.

Alisha: Evet, bu doğru.

Michael: The lazy costumes that you're like, “Okay, let's just give up.”

Michael: Sevdiğin tembel kostümler, "Tamam, hadi vazgeçelim."

You put a sheet on your body and cut two holes and you're a ghost.

Vücuduna bir çarşaf koyup iki delik açıyorsun ve sen bir hayaletsin. B planının bu olduğunu

There are the lazy, poor costumes that I think that was the plan B.

düşündüğüm tembel, kötü kostümler var.

Alisha: Right, right.

Alisha: Doğru, doğru.

Okay, so, when you did go trick-or-treating, was there anything that you got that you were

Pekala, şeker mi şaka mı yapmaya gittiğinde,

just so excited to receive.

aldığın için çok heyecanlandığın bir şey oldu mu?

Michael: Oh, yeah.

Michael: Ah, evet.

Alisha: Was there a favorite candy?

Alisha: Favori bir şeker var mıydı?

Michael: Yeah, I put the best, the okay and the worst.

Michael: Evet, en iyisini, iyiyi ve en kötüsünü koydum.

So…

Yani…

Alisha: Very organized.

Alisha: Çok düzenli.

Michael: So, the worst is Tootsie Rolls.

Michael: Yani en kötüsü Tootsie Rolls.

I don't know.

Bilmiyorum.

I hated Tootsie Rolls.

Tootsie Rolls'tan nefret ettim. Tat

They don't flavor.

vermezler.

It's more of like an old people candy and I think it's cheap.

Daha çok yaşlılar şekeri gibi ve bence ucuz.

And so, you get those and you're like, “Ugh.”

Ve böylece, bunları alıyorsunuz ve "Ugh" diyorsunuz.

That was like 30-40% of my bag was Tootsie Rolls I didn't want.

Çantamın %30-40'ı istemediğim Tootsie Rolls gibiydi.

Alisha: Yeah, it's like a chewy chocolate.

Alisha: Evet, çiğnenebilir bir çikolata gibi.

It's really small.

Gerçekten küçük.

Michael: It looks like a cat turd, you know.

Michael: Kedi kakasına benziyor, biliyorsun.

It's really…

Bu gerçekten…

In general, just no good.

Genel olarak, sadece iyi değil.

Alisha: You always paint such vivid images with your words, Michael.

Alisha: Sözlerinle her zaman çok canlı resimler çiziyorsun , Michael.

Michael: Then, the medium that I liked, that most people didn't like but I loved.

Michael: O zaman, benim sevdiğim, çoğu insanın sevmediği ama benim sevdiğim ortam.

But, you get so many of them, it's hard to really love them are the candy coins and that's

Ama o kadar çok alıyorsunuz ki, onları gerçekten sevmek zor, bozuk paralar ve bu

like essential Halloween candy, right?

temel Cadılar Bayramı şekeri gibi, değil mi?

Alisha: Actually, that was my worst.

Alisha: Aslında, bu benim en kötüsüydü.

Not because I don't like them because candy corn is perfectly good but when you get the

Şekerli mısır mükemmel derecede iyi olduğu için onları sevmediğimden değil ama

candy corn, inevitably it goes to the bottom of your bag and it's just like hanging out

mısır şekerini aldığınızda, kaçınılmaz olarak çantanızın dibine gidiyor ve tıpkı orada takılmak gibi

down there and you're like, “I don't know if I should eat this.

ve siz de "Ben istemiyorum" diyorsunuz. Bunu yemem gerekip gerekmediğini biliyorum.

I don't think I will.”

Yapacağımı sanmıyorum.”

Candy corn is the thing that you keep in a dish in your grandma's house, another thing

Mısır şekeri, büyükannenizin evinde bir tabakta sakladığınız şeydir, başka bir şey de

that you give out.

dağıtırsınız.

And, that's also one of those safety things that they tell trick-or-treaters like, “Don't

Ve bu aynı zamanda şeker mi şaka mı yapanlara söyledikleri şu güvenlik şeylerinden biri: “

eat any loose candy that you find in your bag because if it's not actually wrapped up

Çantanızda bulduğunuz herhangi bir gevşek şekeri yemeyin çünkü gerçekten sarılmamışsa

and someone who could have done something to it.

ve biri ona bir şey yapmış olabilir .

Yeah, so, whenever I got candy corn, we were always like, “Who did this?”

Evet, ne zaman şekerli mısır alsam, "Bunu kim yaptı?"

Michael: They stick together and melt.

Michael: Birbirlerine yapışıyorlar ve eriyorlar.

Alisha: You get the kind of mutated corn candy.

Alisha: Mutasyona uğramış mısır şekerini alıyorsun.

Okay.

Tamam aşkım.

And then, what was the best for you?

Ve sonra, senin için en iyisi neydi?

Michael: The absolute best and this, I think, is more unique to the United States experience

Michael: Mutlak en iyisi ve bence bu, Amerika Birleşik Devletleri deneyimine daha özgü,

is peanut butter.

fıstık ezmesi.

I loved either Reese's Pieces or the absolute best was Butterfinger.

Ya Reese's Pieces'ı sevdim ya da mutlak en iyisi Butterfinger'dı.

Not because Butterfinger is better than Reese's but because it's bigger so you get the king

Butterfinger, Reese'inkinden daha iyi olduğu için değil, daha büyük olduğu için kral

size.

boyunu alıyorsunuz.

So, basically, you want the biggest bang for your buck.

Yani, temel olarak, paranızın karşılığını en iyi şekilde almak istiyorsunuz.

You know, you want the most amount.

Biliyorsun, en çok miktarı istiyorsun.

And so, a lot of times it was the bite-sized version.

Ve böylece, çoğu zaman ısırık büyüklüğünde bir versiyondu.

These tiny little--it wasn't good enough.

Bu küçücük--yeterince iyi değildi.

So, when you had--that one house-- like you said, it had the lights on, it had tons of

Yani, dediğin gibi o bir ev varken , ışıkları açıktı, tonlarca

decorations, you knew they meant business, you knew they were generous, they were like

dekorasyonu vardı, iş amaçlı olduklarını biliyordun, cömert olduklarını biliyordun,

a newlywed couple or something, or old people who are lonely, I don't know.

yeni evli bir çift gibiydiler ya da yalnız olan yaşlı insanlar, bilmiyorum.

But, for some reason, they had tons of decorations and they invested a lot of money on Halloween.

Ama nedense tonlarca dekorasyonları vardı ve Cadılar Bayramı'na çok para yatırdılar.

So, you're like, “Yeah, go to that house!

Yani, “Evet, o eve git!

Go to that house!”

O eve git!”

And, you get a king-size Butterfingers bar, it’s awesome.

Ve bir kral boy Butterfingers bar alıyorsunuz, bu harika.

And then, there's the candy corn in that stuff so it’s just like pale in comparison.

Ve sonra, o şeyin içinde şekerli mısır var, bu yüzden kıyaslandığında soluk gibi.

I love that.

Bunu sevdim.

Alisha: Yeah, yeah.

Alisha: Evet, evet.

Yeah, you're right.

Evet, haklısın.

I love peanut butter.

Fıstık ezmesini seviyorum.

Reese's peanut butter cups, even today, I cannot buy them because I just eat them instantly,

Reese'in fıstık ezmeli kaplarını bugün bile alamıyorum çünkü anında yiyorum,

all of them.

hepsini.

Well, that was like all of Costco, gone.

Costco'nun tamamı gitmiş gibiydi.

But, when I was a kid, though, now, I'm in the same boat, I love peanut butter and dark

Ama çocukken, şimdi aynı gemideyim, fıstık ezmesi ve bitter

chocolate, oh, mama.

çikolatayı seviyorum, ah, anne.

It's so good.

Bu çok iyi.

But, when I was a kid, my favorite things to get were Skittles or Smarties and actually,

Ama ben çocukken en sevdiğim şeyler Skittles veya Smarties idi ve aslında

I found them.

onları buldum. Bu videoyu çekmeye

I was going to eat these before we started filming this video but I found these over

başlamadan önce bunları yiyecektim ama bunları

in the snack corner over there.

şuradaki atıştırmalık köşesinde buldum.

Skittles.

Skittles.

Skittles are just a fruity-flavored small hard candy.

Skittles sadece meyve aromalı küçük bir sert şekerdir.

And then, Smarties, I feel like there are two camps on Smarties.

Ve sonra Smarties, Smarties konusunda iki kamp varmış gibi hissediyorum.

Smarties are kind of a chalky--I don't even know what they're made of.

Smarties biraz kireçli - neyden yapıldığını bile bilmiyorum.

Just like a chalky sugar.

Tıpkı tebeşirli bir şeker gibi.

When I was a kid, and even now, I don't know why.

Çocukken ve şimdi bile nedenini bilmiyorum.

Something about the act of eating it was very pleasant.

Onu yeme eylemiyle ilgili bir şey çok hoştu.

Michael: Hmm.

Michael: Hmm.

Alisha: It just had a weird consistency to it and I like that.

Alisha: Tuhaf bir tutarlılığı vardı ve bu hoşuma gitti.

And so, I would always just slowly eat them one tab at a time.

Ve böylece, onları her seferinde bir sekmeyi yavaşça yerdim.

Even now, I'm like.

Şimdi bile, gibiyim.

“I wish I….”

"Keşke ben..."

I really want some now but, yeah.

Şimdi gerçekten biraz istiyorum ama, evet.

That was my favorite, those two were my favorite when I was a kid.

Bu benim favorimdi, o ikisi benim çocukken favorimdi.

I think that what we talked about is actually probably pretty typical of what Halloween

Bence konuştuğumuz şey aslında muhtemelen çocuklar için Cadılar Bayramı deneyimlerinin oldukça tipik bir örneği

experiences like for kids.

.

Of course, as you become an adult, the experience will change to some degree.

Elbette, bir yetişkin olduğunuzda, deneyim bir dereceye kadar değişecektir.

You stop trick-or-treating, you stay inside and go to adult Halloween parties which is

Şeker mi şaka mı yapmayı bırakırsın, içeride kalırsın ve aynı zamanda eğlenceli olan yetişkin Cadılar Bayramı partilerine gidersin

fun as well.

.

Any thoughts?

Düşüncesi olan var mı?

Anything else?

Başka bir şey? Bu arada, bu yıl Cadılar

Do you know what you're going to be for Halloween this year, by the way?

Bayramı'nda ne olacağını biliyor musun ?

Michael: Oh, I was thinking--I just watched “The Princess Bride” which is a very nostalgic

Michael: Oh, düşünüyordum da-- çok nostaljik bir film olan "Prenses Gelin"i izledim

movie and I was thinking about being the masked guy.

ve maskeli adam olmayı düşünüyordum .

It's a simple costume, it's like all black.

Bu basit bir kostüm, sanki tamamen siyah.

I just like the movie.

Sadece filmi beğendim. Senden ne haber

What about you?

?

Alisha: Yeah, actually, I'm trying to think about it.

Alisha: Evet, aslında, bunun hakkında düşünmeye çalışıyorum.

I'm thinking, usually—well, actually, the last couple years, I've kind of tried to go

Düşünüyorum da, genellikle... şey, aslında son birkaç yılda

a little too complex.

biraz fazla karmaşık olmaya çalıştım.

Last year I did a robot.

Geçen yıl bir robot yaptım.

I tried to do like an Android robot and I painted all these lines on me but it just

Bir Android robotu gibi yapmaya çalıştım ve tüm bu çizgileri üzerime çizdim ama birdenbire

came off and it just looked bad after a while.

ortaya çıktı ve bir süre sonra kötü göründü.

So, I'm thinking about going kind of simple and classic monster.

Bu yüzden, biraz basit ve klasik bir canavara gitmeyi düşünüyorum.

We'll see, though.

Yine de göreceğiz.

I really don't know.

gerçekten bilmiyorum

I've been thinking about it.

Bunun hakkında düşünüyordum.

Anyway, that's all for the Halloween experience for this time around.

Her neyse, bu seferlik Cadılar Bayramı deneyimi için hepsi bu kadar . Ülkenizde

Please let us know if you have had any interesting experiences with Halloween or a similar holiday

Cadılar Bayramı veya benzeri bir tatil ile ilgili ilginç bir deneyiminiz varsa lütfen bize bildirin

in your country.

.

Let us know in the comments for sure.

Kesin olarak yorumlarda bize bildirin.

Thanks very much for watching this lesson and we will see you again soon.

Bu dersi izlediğiniz için çok teşekkürler ve yakında tekrar görüşürüz.

Bye.

Hoşçakal.