Learning English is a Lot Like Exercising!

So we have this funny saying in English

Egzersiz yapmaktan ve çalışmaktan bahsederken İngilizce'de bu komik atasözümüz var

when we're talking about exercising and working out

and it's the saying, don't skip leg day.

ve bu, bacak gününü atlamayın. Bunun

What this means is don't go to the gym

anlamı, spor salonuna gitmeyin

and just lift weights with your arms

ve sadece kollarınız

and shoulders and chest muscles and back muscles,

, omuzlarınız, göğüs kaslarınız ve sırt kaslarınızla ağırlık kaldırın,

you need to work out your legs as well,

bacaklarınızı da çalıştırmanız gerekir,

otherwise your upper body is really,

aksi takdirde üst vücudunuz gerçekten çok

really fit and your legs are really, really skinny.

formdadır ve bacaklarınız gerçekten, gerçekten sıska.

So don't skip leg day.

Bu yüzden bacak gününü atlamayın.

And when I thought of this saying

Ve bu sözü düşündüğümde

I thought this applies to English as well.

bunun İngilizce için de geçerli olduğunu düşündüm.

When you're learning English

İngilizce öğrenirken

it's important to not just read,

sadece okumak değil,

it's important to listen and to speak

dinlemek, konuşmak

and to do a little bit of writing as well.

ve biraz da yazmak önemlidir. İngilizce çalışırken, tabiri caizse,

It's important to not skip leg day,

bacak gününü atlamamak önemlidir

so to speak, when you're studying English.

.

So in this English lesson, I'll go over a few more ways

O yüzden bu İngilizce dersinde,

that learning English is a lot like exercising.

İngilizce öğrenmenin egzersiz yapmaya çok benzediği birkaç yoldan daha bahsedeceğim.

It's a lot like working out.

Spor yapmaya çok benziyor.

(upbeat music)

(iyimser müzik) İnsanların egzersiz yapmaktan ve formda kalmaktan bahsederken kullandıkları

We have another saying in English

başka bir İngilizce sözümüz daha var

that people use when talking about working out

and getting fit,

And it's the saying, you can't out exercise a bad diet.

.

What this means is that exercise alone

Bunun anlamı,

isn't what makes you super healthy,

sizi süper sağlıklı yapan şey tek başına egzersiz değildir,

you need to eat healthy food,

sağlıklı yiyecekler yemelisiniz,

you need to get a good night's sleep.

iyi bir gece uykusu çekmelisiniz.

When I think about learning English.

İngilizce öğrenmeyi düşündüğümde.

When I think about all of you learning English,

Hepinizin İngilizce öğrendiğinizi düşündüğümde,

I hope you're taking that into account as well.

umarım bunu da hesaba katıyorsunuzdur.

I hope you're thinking about your diet.

Umarım diyetini düşünüyorsundur.

I hope you're exercising a bit.

Umarım biraz egzersiz yapıyorsundur.

I hope you're getting good rest every evening.

Umarım her akşam iyi dinleniyorsundur.

All of these things will help you learn English

Bunların hepsi İngilizceyi

just a little bit better.

biraz daha iyi öğrenmenize yardımcı olacak.

Hi, Walter.

Merhaba Walter.

Here's Walter by the way.

Bu arada Walter geldi.

He just wants to lick people right now.

Şu an sadece insanları yalamak istiyor.

When you're exercising, it's good to have a plan.

Egzersiz yaparken, bir planın olması iyidir. O hafta

It's good to decide what you're going to do that week.

ne yapacağınıza karar vermekte fayda var .

When are you going to run?

Ne zaman koşacaksın?

When are you going to lift weights?

Ne zaman ağırlık kaldıracaksın?

It just really helps you to make progress

İlerleme kaydetmenize gerçekten yardımcı oluyor

and learning English is the same way in my opinion.

ve bence İngilizce öğrenmek de aynı şekilde.

I think it's a really good idea to have a plan.

Bir plan yapmanın gerçekten iyi bir fikir olduğunu düşünüyorum. Haftanın her günü

You should decide what you're going to do

ne yapacağınıza karar vermeli

each day of the week and then you should stick to it.

ve sonra buna bağlı kalmalısınız.

You should stick to your plan.

Planına sadık kalmalısın.

So just another way that exercising

Yani, İngilizce egzersiz yapmakla

and learning English are very, very similar,

İngilizce öğrenmenin çok ama çok benzer olmasının bir başka yolu da,

it's really good to have a plan.

bir plana sahip olmak gerçekten çok iyi.

If you go to the gym and you lift a 25 pound weight

Spor salonuna giderseniz ve

every other day for an entire year,

bütün bir yıl boyunca gün aşırı 25 pound ağırlık kaldırırsanız,

it will help you to get a little stronger at first

bu ilk başta biraz daha güçlenmenize yardımcı olur,

but eventually it won't help anymore

ancak sonunda artık yardımcı olmaz

because you need to challenge yourself.

çünkü kendinize meydan okumanız gerekir.

You should move from a 25 pound weight eventually

Sonunda 25 pound'dan

to a 30 pound weight and then maybe to 35.

30 pound'a ve sonra belki 35'e geçmelisin.

And I think the same is true when you're learning English.

Ve bence aynı şey İngilizce öğrenirken de geçerli.

When you're watching English videos in particular,

Özellikle İngilizce videolar izlerken,

maybe you have the English subtitles on

belki İngilizce altyazılar açık olabilir

and that helps you understand what's being said,

ve bu, ne söylendiğini anlamanıza yardımcı olur,

but you should challenge yourself.

ancak kendinize meydan okumalısınız.

You should turn the subtitles off every once in a while.

Arada bir altyazıları kapatmalısın.

Maybe you're reading English books that are very,

Belki de çok,

very straightforward and easy to understand.

çok basit ve anlaşılması kolay İngilizce kitaplar okuyorsunuzdur.

At some point you should find a book

Bir noktada

that's more challenging and more difficult.

daha zorlu ve daha zor bir kitap bulmalısın.

If you don't increase the difficulty regularly

when you're learning English,

İngilizce öğrenirken zorluğu düzenli olarak artırmazsanız,

it'll be hard to make, make really good progress.

gerçekten iyi ilerleme kaydetmeniz zor olacaktır.

So similar to exercising, you need to challenge yourself

Egzersiz yapmaya çok benzer şekilde, İngilizce öğrenirken kendinize meydan okumanız gerekir

when you're learning English.

.

We have another saying in English,

İngilizce'de başka bir sözümüz var,

variety is the spice of life.

çeşitlilik hayatın tuzu biberidir.

When you're exercising and trying to get healthy,

Egzersiz yaparken ve sağlıklı olmaya çalışırken,

it's good to do a variety of activities.

çeşitli aktiviteler yapmak iyidir.

You should do some walking and some kayaking

Biraz yürüyüş, biraz kano

and maybe some rock climbing

ve belki biraz kaya tırmanışı yapmalı,

and lift some weights and maybe run on a treadmill.

biraz ağırlık kaldırmalı ve belki de koşu bandında koşmalısın.

When you do a variety of things, your body responds

Çeşitli şeyler yaptığınızda, vücudunuz

by becoming healthier.

daha sağlıklı hale gelerek yanıt verir.

When you're studying English,

İngilizce çalışırken,

I think the same thing is true.

aynı şeyin doğru olduğunu düşünüyorum.

Variety is the spice of life.

Çeşitlilik yaşamın çeşnisidir.

Don't just watch the same television show,

Sadece aynı televizyon programını izlemeyin,

watch a few movies.

birkaç film izleyin.

Don't just read the same books, read the news,

Sadece aynı kitapları okumayın, haberleri okuyun,

maybe read some comic books as well.

belki çizgi romanları da okuyun. İngilizce çalışırken

Don't just listen to rock and roll music

because that's what you like the best

en çok sevdiğiniz şey bu olduğu için sadece rock'n roll müzik dinlemeyin

when you're studying English,

,

listen to some country Western music as well.

aynı zamanda biraz country Batı müziği de dinleyin.

So if you can incorporate variety into your workout

Bu nedenle,

to get healthier, you should also incorporate variety

daha sağlıklı olmak için antrenmanınıza çeşitliliği dahil edebiliyorsanız, İngilizce öğreniminize de çeşitliliği dahil etmelisiniz

into your English learning.

.

Similar to making a plan, it can be good to set goals

Bir plan yapmaya benzer şekilde, sağlıklı olmaya çalışırken hedefler belirlemek iyi olabilir

when you're trying to get healthy.

.

Maybe your goal is to run in a five kilometer race

Belki de amacınız birkaç ay içinde beş kilometrelik bir yarışta koşmak

in a few months.

.

When you set a goal, it makes you work hard

Bir hedef belirlediğinizde,

as you get closer to that goal.

o hedefe yaklaştıkça çok çalışmanızı sağlar.

When you're learning English, you can do the same thing.

İngilizce öğrenirken aynı şeyi yapabilirsiniz.

Set a goal in the future.

Gelecekte bir hedef belirleyin.

Think to yourself, in four months I want to be able

Kendi kendinize düşünün, dört ay içinde anadili İngilizce olan biriyle

to have a perfect English conversation

mükemmel bir İngilizce sohbeti yapabilmek istiyorum

with a native English speaker.

.

Or think to yourself, in five months,

Veya kendi kendinize düşünün, beş ay sonra

I'm going to take an English test

bir İngilizce sınavına gireceğim

and I'm going to get a really, really good score.

ve gerçekten çok iyi bir puan alacağım.

So if you set goals, it really helps motivate you.

Yani hedefler koyarsanız, gerçekten motive olmanıza yardımcı olur.

From the time you set the goal until you get there,

Hedefi belirlediğiniz andan oraya ulaşana kadar,

you work really hard to attain that goal.

o hedefe ulaşmak için gerçekten çok çalışırsınız.

This is one more thing you can do

Bu,

to just supercharge your English learning.

İngilizce öğreniminizi hızlandırmak için yapabileceğiniz bir şey daha. Egzersiz yaparken ve egzersiz yaparken

Other people can help motivate you

diğer insanlar sizi motive etmeye yardımcı olabilir

when you're exercising and working out.

.

This is why sometimes people will take a class.

Bu yüzden bazen insanlar bir ders alacaktır.

Maybe they'll take a class where everyone

Belki herkesin

rides stationary bikes.

sabit bisiklet kullandığı bir ders alırlar.

Maybe they'll take a class where they do

Belki

some kind of workout together.

birlikte bir tür egzersiz yaptıkları bir ders alırlar.

When you're with other people,

Diğer insanlarla birlikte olduğunuzda

it can be energizing and it can really help motivate you.

enerji verici olabilir ve gerçekten sizi motive etmeye yardımcı olabilir.

This is the same when you're learning English.

Bu, İngilizce öğrenirken de aynıdır.

If you take a class, it can really, really help.

Bir ders alırsanız, gerçekten çok yardımcı olabilir.

When you go to a class, you will be with other people

Bir sınıfa gittiğinizde,

who are doing the same thing as you.

sizinle aynı şeyi yapan diğer insanlarla birlikte olacaksınız.

This can really help you feel better about your progress.

Bu, ilerlemeniz hakkında daha iyi hissetmenize gerçekten yardımcı olabilir.

You'll be able to have conversations with them.

Onlarla sohbet edebileceksiniz.

You'll be able to share the things

that you find challenging.

Zorlayıcı bulduğunuz şeyleri paylaşabileceksiniz.

They might give you little tips that will help you

progress faster in your English learning

İngilizce öğrenmenizde daha hızlı ilerlemenize yardımcı olacak küçük ipuçları verebilirler

and you might be able to help them out as well.

ve siz de onlara yardımcı olabilirsiniz. Bu

So another way that exercising and learning English

nedenle, İngilizce egzersiz yapmak ve İngilizce öğrenmek

are very similar, taking a class,

çok benzerdir, ders almak,

being with other people can be super helpful.

diğer insanlarla birlikte olmak çok yardımcı olabilir.

This past Sunday I went for a walk.

Geçen Pazar yürüyüşe çıktım.

I went for a 10 kilometer walk.

10 kilometre yürüyüşe çıktım.

It took me an hour and a half

Bir buçuk saatimi aldı

and it even rained a little bit while I was walking.

ve hatta yürürken biraz yağmur yağdı.

And it was really, really good.

Ve gerçekten çok iyiydi.

The next day I was a little bit sore.

Ertesi gün biraz ağrım oldu.

So what I did is I had a rest day.

Yani yaptığım şey, dinlenme günüm olmasıydı.

When you're exercising and working out,

Egzersiz yaptığınızda ve egzersiz yaptığınızda,

when you take a rest day, it means you don't work out.

dinlenme günü ayırdığınızda, egzersiz yapmadığınız anlamına gelir.

You don't exercise on that day.

O gün egzersiz yapmıyorsun.

It's just good for your muscles to have a day to heal.

İyileşmek için bir günün olması kaslarınız için iyidir.

I think this is also true when you're learning English.

Bunun İngilizce öğrenirken de geçerli olduğunu düşünüyorum .

There are seven days in the week

Haftada yedi gün var

and when people ask me, what's a good plan for the week?

ve insanlar bana hafta için iyi bir planın ne olduğunu sorduğunda?

I usually recommend that you study English

Genellikle

for five or six days, and then take a day off,

beş veya altı gün İngilizce çalışmanızı ve ardından bir gün izin almanızı,

have a day where you rest.

dinlendiğiniz bir gün geçirmenizi öneririm.

I think your brain needs a little bit of time to recover.

Bence beyninin toparlanması için biraz zamana ihtiyacı var.

If you study for an hour or an hour and a half

Monday, Tuesday, Wednesday, Thursday, Friday,

Pazartesi, Salı, Çarşamba, Perşembe, Cuma,

Saturday, it's probably a good idea

Cumartesi bir veya bir buçuk saat çalışıyorsanız,

to just not study English on Sunday.

Pazar günleri İngilizce çalışmamak muhtemelen iyi bir fikirdir.

Your brain will still be doing something.

Beyniniz hala bir şeyler yapıyor olacak.

I'm sure it will still be processing

Eminim hafta başında öğrendiğiniz

and storing some of the information

bazı bilgileri işleyecek ve depolayacaktır,

that you learned earlier in the week

but taking a day to rest is just a really,

ancak İngilizce öğrenirken bir gün dinlenmek gerçekten çok ama çok

really good idea when you're learning English.

iyi bir fikirdir .

Well, thank you so much for watching

this English lesson where I compared exercising

Egzersiz yapmayı

and working out with learning English.

ve egzersiz yapmayı İngilizce öğrenmekle karşılaştırdığım bu İngilizce dersini izlediğiniz için çok teşekkür ederim.

I'm still kind of surprised

Hala

at how many things they have in common.

ne kadar çok ortak noktaları olduğuna şaşırıyorum.

Remember, if this is your first time here,

Unutmayın, buraya ilk gelişinizse,

don't forget to click that red subscribe button over there.

oradaki kırmızı abone ol düğmesine tıklamayı unutmayın.

Give a thumbs up if this video helped you learn some English

Bu video biraz İngilizce öğrenmenize yardımcı olduysa bir başparmak verin

and if you have the time,

ve vaktiniz varsa

why don't you stick around and watch another English lesson.

neden burada kalıp başka bir İngilizce dersi izlemiyorsunuz?

(upbeat music)

(iyimser müzik)