Are You Learning English? You Can Do It! 🙂 (A Little Bit of Encouragement!)

Hi, I just wanted to let you know

Merhaba, İngilizce öğrenmenin

that I think it's really cool

gerçekten harika olduğunu düşündüğümü bilmeni istedim

that you're learning English.

.

I think learning a language is a very difficult thing to do,

Bir dili öğrenmenin çok zor bir şey olduğunu düşünüyorum

and it has a lot of challenges.

ve pek çok zorluğu var.

It's not easy.

Kolay değil.

And I just wanted to make a video today to encourage you,

Bugün sizi cesaretlendirmek,

to let you know that I think you can do it.

bunu yapabileceğinizi düşündüğümü bildirmek için bir video yapmak istedim.

I think you have what it takes to learn this language.

Bu dili öğrenmek için gerekenlere sahip olduğunuzu düşünüyorum. Size

And I wanted to just kind of give you encouragement

by showing you some things in nature,

doğada bazı şeyler göstererek

and telling you how I think those things represent you.

ve bu şeylerin sizi nasıl temsil ettiğini düşündüğümü söyleyerek sizi biraz cesaretlendirmek istedim.

Behind me, you can see a river.

Arkamda bir nehir görebilirsin.

Lemme step out of the way for a sec.

Bir saniyeliğine yoldan çekilmeme izin ver.

A river flows every night and every day, a river is strong.

Her gece ve her gün bir nehir akar , bir nehir güçlüdür.

A river just keeps doing what it needs to do.

Bir nehir yapması gerekeni yapmaya devam eder .

And I think that when you are learning English,

Ve bence İngilizce öğrenirken

you know this, I think you are like a river.

şunu biliyorsun, bence sen bir nehir gibisin.

You know, that it is important to study English every day.

Biliyorsunuz, her gün İngilizce çalışmak önemlidir.

You know that it's important to be strong

Güçlü olmanın

and to always do the job,

ve her zaman işi yapmanın,

to always find the time to study English each day.

her gün İngilizce çalışmak için zaman bulmanın önemli olduğunu biliyorsun.

So I know that learning English can be hard,

Bu yüzden İngilizce öğrenmenin zor olabileceğini biliyorum

but I know that you are like a river.

ama senin bir nehir gibi olduğunu da biliyorum.

You are like this river,

Bu nehir gibisin

and you know that you need to do this every day.

ve bunu her gün yapman gerektiğini biliyorsun.

Grass is an incredible thing.

Çim inanılmaz bir şey.

When the wind blows, grass bends in the wind

Rüzgar estiğinde çimler rüzgarda eğilir

and it does not break.

ve kırılmaz.

And I know that you are like the grass

Ve İngilizce çalışırken çimen gibi olduğunu biliyorum

when you are studying English.

.

I know that some days you study English for a long time,

Bazı günler uzun süre İngilizce çalıştığını biliyorum,

but I know when the winds of life make it difficult

ama hayatın rüzgarları ders

to find time to study, you still study,

çalışmak için zaman bulmayı zorlaştırdığında, yine de çalışıyorsun,

but maybe just for a little bit less

ama belki normalde olduğundan biraz daha azına

than you normally would.

.

So I know that you are like the grass.

Bu yüzden çimen gibi olduğunu biliyorum.

And I know that as you continue to study English,

Ve biliyorum ki, İngilizce çalışmaya devam ederken,

there will be some days where you study for a long time,

bazı günler uzun süre çalışacaksın

and there will be some days when you need to bend

ve bazı günler eğilmen,

and you need to be flexible

esnek olman

and maybe just study for a little bit.

ve belki de sadece biraz çalışman gerekecek.

If you look behind me,

Arkama bakarsan, ambarımın yan tarafında

you will see that there is a vine growing up

büyüyen bir asma olduğunu göreceksin

the side of my silo.

.

So I want to encourage you to be like the vine.

Bu yüzden sizi asma gibi olmaya teşvik etmek istiyorum.

If you think about it, when the vine started growing,

Düşünürseniz, asma büyümeye başladığında

it didn't look at the very top of the silo

silonun en tepesine bakıp

and decide if it could get there.

oraya varıp varamayacağına karar vermedi.

When the vine started growing, it just decided to grow.

Asma büyümeye başladığında, büyümeye karar verdi.

And I think your English learning should be the same.

Ve İngilizce öğreniminizin de aynı olması gerektiğini düşünüyorum.

I think when you are learning English,

Bence İngilizce öğrenirken

you shouldn't look too far down the road.

yolun çok aşağısına bakmamalısın.

You shouldn't want to have a perfect accent,

Mükemmel bir aksana sahip olmak istememelisiniz

and you shouldn't want to learn to speak English

ve İngilizceyi

fluently really quickly.

çok hızlı bir şekilde akıcı bir şekilde konuşmayı öğrenmek istememelisiniz. Bunun

Instead, you should be like the vine.

yerine asma gibi olmalısın.

You should just look at what is the next step?

Sadece bir sonraki adımın ne olduğuna bakmalısın?

Where do I need to grow?

Nerede büyümem gerekiyor? Sonunda zirveye ulaşabilmem için

In what direction do I need to grow so that eventually,

hangi yönde büyümem gerekiyor?

I can get to the top.

But if you simply look at the top,

Ancak en tepeye bakarsanız,

you might get discouraged.

cesaretiniz kırılabilir.

So I'm going to encourage you once again, be like the vine,

Bu yüzden sizi bir kez daha cesaretlendireceğim, asma gibi olun,

grow slowly and deliberately and just go one step at a time.

yavaş ve bilinçli bir şekilde büyüyün ve adım adım ilerleyin.

Flowers are incredibly beautiful.

Çiçekler inanılmaz derecede güzel.

And I like to think that English conversations

Ve İngilizce konuşmaların

are a lot like flowers.

çiçeklere çok benzediğini düşünmeyi seviyorum.

When you start to learn English,

İngilizce öğrenmeye başladığınızda

it's like you are planting a seed,

sanki bir tohum ekiyorsunuz

and that seed grows into a plant,

ve o tohum büyüyerek bir bitki oluyor

and eventually it forms buds.

ve sonunda tomurcuklar oluşuyor.

And eventually there will be beautiful flowers.

Ve sonunda güzel çiçekler olacak.

The same is very much true when you are learning a language.

Bir dil öğrenirken aynı şey çok doğrudur.

Having a conversation in that language

O dilde sohbet etmek

is like a beautiful flower.

güzel bir çiçek gibidir. Bu

So I would say this to you, be like the flowers,

yüzden size şunu söyleyebilirim , çiçekler gibi olun, mümkün olduğunca

make sure that you have as many English conversations

çok İngilizce konuşma yaptığınızdan emin olun

as you can.

.

Even if your first blooms,

İlk çiçeklerin açsa da,

even if your first flowers are small,

ilk çiçeklerin küçük de olsa

they still have beauty.

yine de güzellikleri var. Bu

So even if your first English conversations are short,

yüzden, ilk İngilizce konuşmalarınız kısa olsa bile,

they are still incredibly important,

yine de inanılmaz derecede önemliler,

they are incredibly beautiful,

inanılmaz derecede güzeller

and I think that once you start having them more often,

ve bence onları daha sık yapmaya başladığınızda, bir sohbete sahip olabileceğinizi

you will just get really, really excited every time you know

her bildiğinizde gerçekten ama gerçekten heyecanlanacaksınız.

that you can have an English conversation.

İngilizce sohbet.

This tree behind me has many leaves.

Arkamdaki bu ağacın birçok yaprağı var.

Large trees usually have a lot of leaves.

Büyük ağaçların genellikle çok yaprağı vardır.

Small trees have less leaves.

Küçük ağaçların daha az yaprağı vardır.

And I think you should be like a tree

Ve bence İngilizce öğrenirken bir ağaç gibi olmalısın

when you are learning English.

.

If you think about each leaf on a tree,

Bir ağaçtaki her yaprağı

as an English vocabulary word or an English phrase,

İngilizce bir kelime veya İngilizce bir deyim olarak düşünürseniz,

you'll see what I'm getting at.

ne demek istediğimi anlarsınız.

When you are starting out,

Başlarken,

when you are just beginning to learn English,

İngilizce öğrenmeye yeni başlarken

you are a small tree.

küçük bir ağaçsın. Bu

So don't try to have more leaves

yüzden dallarınızda rahatça tutabileceğinizden daha fazla yaprak bulundurmaya çalışmayın

than you can comfortably hold on your branches.

. Her gün

Don't try to learn too many vocabulary words

çok fazla kelime

or too many phrases each day,

veya kelime öbeği öğrenmeye çalışmayın, yönetilebilir olması için

try to focus on learning just enough phrases

and vocabulary each day, so that it is manageable.

her gün yeterli kelime öbeği ve kelime öğrenmeye odaklanmaya çalışın .

That number is going to be different for everybody,

Bu sayı herkes için farklı olacaktır,

but I strongly recommend that as you learn English,

ancak İngilizce öğrenirken

that you try to be like a tree.

bir ağaç gibi olmaya çalışmanızı şiddetle tavsiye ederim.

Make sure you form a good amount of leaves

so that you can be healthy,

Sağlıklı olabilmeniz

and so that your learning of English

ve İngilizce öğreniminizin

just continues to go well.

iyi gitmeye devam etmesi için iyi miktarda yaprak oluşturduğunuzdan emin olun.

Well, hey, thank you for watching this English lesson,

Pekala, normal İngilizce derslerimden biraz farklı olan bu İngilizce dersini izlediğiniz için teşekkür ederim

which was a little bit different

than my normal English lessons,

,

but I think it's important

ancak arada bir

that I give you some words of encouragement

size cesaret verici sözler söylememin önemli olduğunu düşünüyorum

every once in a while.

.

I know that it is sometimes difficult

to learn a new language,

Yeni bir dil öğrenmenin bazen zor olduğunu biliyorum

and I just wish you all the best in the days, and weeks,

ve İngilizce öğrenmeye devam ederken size önümüzdeki günlerde, haftalarda ve aylarda en iyi dileklerimi sunuyorum

and months ahead as you continue to learn English.

.

I'm Bob, the Canadian here,

Ben Bob, buradaki Kanadalıyım,

you're learning English with me here on YouTube.

siz benimle burada, YouTube'da İngilizce öğreniyorsunuz.

Thank you so much for watching,

İzlediğiniz için çok teşekkür ederim

and again, I just wish you all the best

ve tekrar, İngilizce dediğimiz

as you continue to study this crazy and weird language

bu çılgın ve tuhaf dili çalışmaya devam ederken hepinize en iyi dileklerimi sunuyorum

that we call English.

.