English Lesson - 10 Ways to Respond to Bad News in English

Hi Bob the Canadian here.

Merhaba Kanadalı Bob.

In this English lesson I'll help you learn 10 ways to respond to someone in English if

Bu İngilizce dersinde, hayatıyla ilgili biraz hayal kırıklığı yaratan bir haber paylaşan birine İngilizce yanıt vermenin 10 yolunu öğrenmenize yardımcı olacağım

they share news about their life that's kind of disappointing.

.

So I'll look at 10 different scenarios, 10 different examples and then I'll give you

10 farklı senaryoya, 10 farklı örneğe bakacağım ve sonra

an English phrase for each of those 10 that you could use in that situation.

bu 10 senaryonun her biri için bu durumda kullanabileceğiniz birer İngilizce ifade vereceğim.

The first thing you could say if someone shares disappointing news with you is, "That's too

Birisi sizinle hayal kırıklığı yaratan bir haber paylaştığında söyleyebileceğiniz ilk şey, "Bu çok

bad!"

kötü!"

So let's imagine a situation where you have a friend who, they applied for a job, they

Bir iş başvurusunda bulunan,

went and interviewed for that job and they've been waiting to hear back whether they got

o iş için gidip görüşmeye giden ve

the job or not, and then they just called you and said they didn't get the job.

işi alıp almadıklarını duymak için bekleyen bir arkadaşınızın olduğu bir durumu hayal edelim ve sonra sizi aradılar ve şöyle dediler: işi alamadılar.

It would be very nice of you to say, "Ah that's too bad!"

"Ah bu çok kötü!" demen çok hoş olurdu.

When you say, "That's too bad!", especially in that situation it makes them feel, of course,

"Yazık ya!" demeniz, özellikle bu durumda, tabii ki

that you're their friend and it makes them feel that you are being sympathetic to them.

onların dostu olduğunuzu ve onlara sempati duyduğunuzu hissettirir.

So number one you could say, "That's too bad!"

İlk olarak, "Bu çok kötü!" diyebilirsiniz.

The second thing you could say if a friend shares disappointing news with you is, "That

Bir arkadaşınız sizinle hayal kırıklığı yaratan bir haber paylaştığında söyleyebileceğiniz ikinci şey, "Bu

sucks!"

berbat!"

It's kind of a little bit of English slang, but let's imagine a situation where a friend

Biraz İngiliz argosu ama bir arkadaşınızın işinden kovulduğu bir durumu hayal edelim

of yours has been fired from a job.

.

So they had a job and they weren't doing a very good job and now they have been let go.

Yani bir işleri vardı ve çok iyi bir iş yapmıyorlardı ve şimdi salıverildiler.

So when you say someone's been let go it means they've been fired.

Yani birinin salıverildiğini söylediğinizde, bu onların kovulduğu anlamına gelir.

Maybe they phoned you up and they say, "Oh, I just got let go from my job today!"

Belki sizi aradılar ve "Ah, bugün işimden yeni izin aldım!"

You could respond by saying, "That sucks!"

"Bu berbat!" Diyerek yanıt verebilirsiniz.

Which is actually a perfect response in that situation to say, "That sucks!" because you

Bu aslında bu durumda "Bu berbat!" demek için mükemmel bir tepkidir.

like your friend, you think your friend's probably a good worker and you really feel

arkadaşından hoşlandığın için, arkadaşının muhtemelen iyi bir çalışan olduğunu düşünüyorsun ve

like the situation sucks for them.

durumun onlar için gerçekten berbat olduğunu düşünüyorsun.

So, "That sucks!", is the second way that you could respond.

Yani, "Bu berbat!", yanıt vermenin ikinci yoludur . Hayal

The third way that you could respond to disappointing news is to say, "That's a shame!" or "What

kırıklığı yaratan haberlere yanıt vermenin üçüncü yolu , "Bu çok yazık!" veya "Ne

a shame!"

yazık!"

So let's imagine again that you have friend and they call you and they say, "My son just

Tekrar düşünelim ki bir arkadaşınız var ve sizi arıyorlar ve "Oğlum

got kicked out of his school for doing bad things."

kötü şeyler yaptığı için okuldan atıldı " diyorlar.

You could say to them, "Ah, what a shame!"

Onlara "Ah, ne yazık!" diyebilirsiniz.

Because maybe in this situation you know the kid.

Çünkü belki bu durumda çocuğu tanıyorsunuzdur.

Maybe you know this person's son and maybe he's really smart and you feel like even though

Belki bu kişinin oğlunu tanıyorsunuz ve belki o gerçekten zeki ve

he did something bad it would of been better if he stayed in school.

kötü bir şey yapmış olsa bile okulda kalsa daha iyi olacakmış gibi hissediyorsunuz .

So you could say to them, "Ah, that's a shame!" or you could say, "What a shame!"

Böylece onlara "Ah, bu çok yazık!" diyebilirsiniz. ya da "Yazık!" diyebilirsiniz. Sizi hayal kırıklığına uğratan bir şey ifade eden

A fourth thing that you could say to someone if they express something disappointing to

birine söyleyebileceğiniz dördüncü şey,

you is just say, "Oh, that's so disappointing!"

"Ah, bu çok hayal kırıklığı yaratıyor!"

So we're, we're using the actual word here.

Yani biz, burada asıl kelimeyi kullanıyoruz.

Maybe your brother is talking to you and he says, "Yeah I went to a party the other day,

Belki kardeşin seninle konuşuyor ve "Evet, geçen gün bir partiye gittim

and when I got there all the food was already gone.

ve oraya vardığımda tüm yiyecekler bitmişti.

I got to the party late."

Partiye geç geldim" diyor.

That would be a great time to say, "Ah, that's so disappointing!" or "That must have been

Bu, "Ah, bu çok hayal kırıklığı yaratıyor!" demek için harika bir zaman olurdu. veya "Bu

so disappointing!" because no one likes to get to a party late and not get any snacks.

çok hayal kırıklığı yaratmış olmalı!" çünkü kimse bir partiye geç kalmayı ve bir şeyler atıştırmamayı sevmez.

A fifth way to express that you agree with someone that something's disappointing is

Bir şeyin hayal kırıklığı yarattığı konusunda biriyle aynı fikirde olduğunuzu ifade etmenin beşinci yolu,

to say, "What a bummer!"

"Ne ayıp!"

And this is a little bit of slang again, but let's imagine a situation where a friend of

Ve bu yine biraz argo ama bir arkadaşınızın

yours plays on a football team and they almost won the championship.

bir futbol takımında oynadığı ve neredeyse şampiyonluk kazandığı bir durumu hayal edelim.

They lost by one point.

Bir puanla kaybettiler.

That would be a, a great time when they tell you that, that would be a great time to say,

Bu, size bunu söylediklerinde,

"Ah, what a bummer!" or "You must have really been bummed out!"

"Ah, ne kadar serseri!" demek için harika bir zaman olurdu. veya "Gerçekten sinirlenmiş olmalısın!"

Because it's pretty disappointing to be one point away from winning a championship.

Çünkü şampiyonluktan bir puan uzakta olmak oldukça hayal kırıklığı yaratıyor . Hayal

A sixth that you could say in response to disappointing news or when someone shares

kırıklığı yaratan haberlere yanıt olarak veya birisi

something is just to say, "That's stinks!'

bir şey paylaştığında söyleyebileceğiniz altıda bir, "Bu iğrenç!"

So we smell with our nose, when something doesn't smell good we say, "That stinks!",

Yani burnumuzla koklarız, bir şey güzel kokmadığında "Kokmuş!" deriz,

but we can also say, "That stinks!" when we're talking about something that isn't going well

ama birinin hayatında yolunda gitmeyen bir şeyden bahsederken "Kötü kokuyor!" da diyebiliriz.

in someone's life.

. Diyelim ki

So let's say someone says to you, "My cousin borrowed my car and he got in an accident."

birisi size şöyle dedi: "Kuzenim arabamı ödünç aldı ve bir kaza geçirdi."

A really good response would be, "That stinks!" because that does stink.

Gerçekten iyi bir yanıt, "Bu iğrenç!" çünkü o kokuyor.

I would be really annoyed if my cousin borrowed my car and then smashed it up or got in an

Kuzenim benim arabamı ödünç alırsa gerçekten sinirlenirim. Araba çarptı ve sonra çarptı veya bir

accident.

kaza geçirdi.

So another way to respond is to say, "That stinks!"

Bu nedenle, yanıt vermenin başka bir yolu, "Bu berbat!"

A seventh way to respond when someone shares disappointing or bad news with you is to just

Birisi sizinle hayal kırıklığı yaratan veya kötü bir haber paylaştığında yanıt vermenin yedinci yolu

say, "That's not good!"

, "Bu iyi değil! "

We usually use this in situations where it really isn't good.

Bunu genellikle gerçekten iyi olmadığı durumlarda kullanırız.

So a good example would be, maybe a friend says, "My brother got arrested for stealing

Bu yüzden iyi bir örnek olabilir, belki bir arkadaşımız şöyle der, "Kardeşim araba çaldığı için tutuklandı

a car."

."

A great response then would be, "That's not good!" because you're, you're expressing some

O zaman harika bir yanıt, "Bu iyi değil! "Çünkü sen, biraz sempati ifade ediyorsun

sympathy, you feel bad that that person has a relative who committed a crime, so you feel

, o kişinin suç işleyen bir akrabası olduğu için kendini kötü hissediyorsun, bu yüzden

bad for that person but you could definitely in that situation just say, "That's not good!"

o kişi için üzülüyorsun ama o durumda kesinlikle "Bu iyi değil!" diyebilirsin.

Because it's not!

Çünkü değil!

Hopefully none of you are in that situation.

Umarım hiçbiriniz bu durumda değilsinizdir.

An eighth way to respond to someone is to say, "That's a pain in the butt!"

Birine yanıt vermenin sekizinci yolu , "Bu tam bir baş belası!" demek.

So I think you know what the butt is.

Yani poponun ne olduğunu bildiğini düşünüyorum.

If you go a little further down it's the back end here.

Biraz daha aşağı inerseniz burası arka uç.

It has another word in English which is A-S-S.

İngilizce'de A-S-S olan başka bir kelime var.

I'm not gonna say it out loud.

Yüksek sesle söylemeyeceğim.

But we do say that things are a pain in the butt.

Ama işlerin baş belası olduğunu söylüyoruz .

So maybe someone has a brother who's constantly borrowing their car and bringing it back with

Yani belki birisinin sürekli olarak arabasını ödünç alan ve

the gas tank empty.

benzin deposu boş olarak geri getiren bir erkek kardeşi vardır.

That, that would be a good time to say, "That's a pain in the butt!" or "That must be a real

Bu, "Bu tam bir baş belası!" demek için iyi bir zaman olurdu. veya "Bu gerçek bir

pain in the butt!"

baş belası olmalı!"

Because it would be.

Çünkü olurdu.

If my brother was borrowing my car and bringing it back empty, that would be a pain in the

Ağabeyim arabamı ödünç alıp boş getirseydi, bu tam bir baş belası olurdu

butt.

. Örneğin, araba anahtarlarını sürekli kaybettiğini söyleyen

Another way to respond to someone if they say for instance that they keep losing their

birine yanıt vermenin başka bir yolu da,

car keys would be to say, "That's annoying!"

"Bu can sıkıcı!" demek olabilir.

So when something's annoying it means it bugs you.

Yani bir şey canınızı sıkıyorsa, bu sizi rahatsız ediyor demektir .

When something's annoying it's not nice.

Bir şey sinir bozucu olduğunda hoş değildir.

So if someone said, "Ah I just, I keep losing my car keys and I can never find them back

Yani birisi, "Ah ben sadece, araba anahtarlarımı kaybetmeye devam ediyorum ve onları asla

quickly!"

hızlı bir şekilde bulamıyorum!"

A good way to respond to that would be to say, "That's annoying!" or "That would be

Buna yanıt vermenin iyi bir yolu , "Bu sinir bozucu!" veya "Bu can

annoying!"

sıkıcı olurdu!"

And again it's, it's sympathetic, like you're actually saying to the person that you agree

Ve yine, bu sempatik, sanki gerçekten

with them that the situation they are in is annoying.

ona içinde bulundukları durumun can sıkıcı olduğunu kabul ettiğinizi söylüyorsunuz.

So that's number 9.

Demek bu 9 numara.

You can say, "That's annoying!"

"Bu sinir bozucu!" diyebilirsiniz.

A tenth way to respond when someone shares something with you that's not good news could

Birisi sizinle iyi haber olmayan bir şey paylaştığında yanıt vermenin onuncu yolu,

be say, to say, "Ah, that's a disaster!"

"Ah, bu bir felaket!" demek olabilir.

So a good example of this would be if you have a huge cake for someone's birthday and

Buna iyi bir örnek, birinin doğum günü için kocaman bir pastanız varsa ve

as you're carrying it to the table you drop it on the floor and someone, maybe someone's

onu masaya taşırken yere düşürürsünüz ve birisi, belki birisi

sharing that story with you, right, they say, "Oh I was bringing a cake to the table at

sizinle bu hikayeyi paylaşıyor, değil mi, derler ki, " Oh, kız kardeşimin doğum gününde masaya bir pasta getiriyordum

my sister's birthday and I dropped it on the floor!"

ve yere düşürdüm!"

You could respond by saying, "Oh, that must have been a disaster!" or "Wow, that would

"Ah, bu bir felaket olmalı!" diyerek yanıt verebilirsiniz. veya "Vay canına, bu

be a real disaster!"

gerçek bir felaket olurdu!"

Anyways that's ten ways that you could respond to someone in English.

Her neyse, İngilizce'de birine yanıt vermenin on yolu bu .

I'm Bob the Canadian.

Ben Kanadalı Bob. Burada

You're learning English with Bob the Canadian here.

Kanadalı Bob ile İngilizce öğreniyorsunuz .

Thank you so much for watching.

İzlediğiniz için çok teşekkürler.

If you want there's a video right here that Youtube thinks you will like, and there's

İsterseniz burada Youtube'un beğeneceğinizi düşündüğü bir video var ve

another video right here which I think is my last video and you can always subscribe

burada da son videom olduğunu düşündüğüm bir video daha var ve bu simgeye tıklayarak her zaman abone olabilirsiniz

by clicking right here on this icon.

.

Thanks so much for watching and I'll see you in the next video.

İzlediğiniz için çok teşekkürler, bir sonraki videoda görüşmek üzere.

Have a great day!

İyi günler!